Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Zamir - Hakan Günday | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Zamir Kitap Bilgileri


Yazar: Hakan Günday
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 26 dk.
Sayfa Sayısı: 368
Basım Tarihi: 20 Ekim 2021
İlk Yayın Tarihi: 20 Ekim 2021
Yayınevi: Doğan Kitap
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786258495423
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe


Zamir Kitap Tanıtımı


Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır?

“Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var… Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.”




Zamir Kitaptan Alıntılar


1. "Gerçekten de garip bir dünyada yaşıyorduk."




2. ""İnsan insanı görebilse dünya bambaşka bir yer olacaktı!""




3. "Uyumasam delirecektim."




4. "Birkaç saniye hareketsiz kaldık. Sonra da gülerek konuştu:
“Kalbin atıyor! Yaşıyorsun!”
“Ama gülemiyorum” dedim."




5. "Ne bir nehir ne bir ova ne de bir dağ... Ne bir ağaç ne bir bulut! Hiçbir şey insana deniz kadar özgürlük fikri vermez. Hatta özgürlüğün kendisi bile!"




6. "Savaşmak için bir silah yeter ama barışmak cesaret ister!"




7. ""Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşamıyordum!""




8. "Çünkü aklım bir cehennemdi."




9. "Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşamıyordum!"




10. "Olmak istediği yerde değildi ve yapmak istediği işi yapmıyordu. Dolayısıyla konunun yaşadığı şehirle bir ilgisi yoktu. Dünyanın herhangi başka bir şehrinde de yaşıyor olabilirdi. Ama nerede olursa olsun, oradan nefret ediyor olacaktı. Çünkü aklı başka yerdeydi. İnsanın bedeniyle aklının aynı koordinatlarda olmaması bir felaketti. Örneğin, insanın aklı dünyada kaldıysa, cennet bile ona cehennem gibi gelirdi."




11. "Tuttukları dilek için bile para verir insanlar. Havuzlara, kuyulara para atarlar. Dileğini bile satın almaya alışmış birine de barış hediye edilmez, satılır."




12. ""Dünyayı ben öldürmedim, diye düşünüyordum. Doğduğumda zaten ölüydü.""




13. "“Sizden ve hayat tarzınızdan nefret eden insanlarla birlikte yaşayamazsınız!”"




14. "“Sen hayatta mısın?”
“Hayır” dedim ve yürümeye devam ettim."




15. "Gerçekten de bu insanlarla aynı çağda yaşamıyordum."





Zamir Kitap İncelemeleri


Baştan söylemek gerekirse Hakan Günday'ın tüm kitaplarını okumuş, külliyatına ilgi duyan bir okuruyum. Arada Daha, Ziyan, Kinyas ve Kayra, Malafa gibi daha öne çıkardığım kitapları var. Biraz daha az sevdiklerimin de olduğu gibi...

Zamir de maalesef biraz daha az sevdiklerimin arasına ayrıldı. Kitap, çok kötü bir eser mi? Hayır elbette ki değil. Ancak Günday kitaplarının yükselttiği bir çıta var ve Zamir bunların biraz altında kalıyor. Sebebine gelince, bir kere ana kahraman olarak daha doğrusu bir anti kahraman olarak beni hikayesine inandıramayan bir karakter oldu. Ziyan ve Azil kitaplarının o ekstrem kahramanı, tüm tuhaflıklarına, şaşırtıcı ve gerçek olup olmadığını düşündüğünüz eylemlerine, kitaplar bittiğinde hala öyle midir böyle midir diye sizi ikilemlere düşürmesine karşın Zamir'den binlerce kat daha gerçekti. Mesela bir kuyumcular çarşısında geçen Malafa'ya bakın, sizi oralara kadar nasıl sürükleyip bir taraftan da yeni yeni şeyler öğretmesine bakın, diğer taraftan aşırı mesaj kaygısındaki Zamir'e bakın. Hele ki kitabın son bölümünde zaten algıladığımız bir şeyin-kitabın birinci tekil ve üçüncü tekil yazım şekli-yeniden bizlere açıklanması, Günday'ın hiç yapmadığı bir şeydi. Halbuki biz Hakan Günday okurlarına onun tarzına çok alışkın olmamıza karşın bu açıklamayı yapmış.

Netice itibarıyla bence kahraman olarak Zamir zaten seçilmemeliydi. Sayfalar boyunca uzayıp giden hikayesinin nereye gideceğini bile merak etmedim. Sadece Hakan Günday, tüm kitaplarını okuduğum bir yazar olduğu için okuyup bitirdim. Böyle bir istek ve amacınız yoksa hiç tavsiye etmiyorum.




#okudumbitti
#kitapyorum
Puanım 10/10
Çok geç keşfedip kitaplığımın en kıymetlilerinden oldu Hakan Günday . Tanışalı kısa bir süre oldu ama kitaplar hemen okununca yeni kitaba kadar beklenen süre benim için de 8 yıldı . Hastaneden çıkar çıkmaz ilk Zamir ile onardım ruhumu . Beklediğimize sahiden de değdi dedim ...
Zamir ...
Sahi ne demek Zamir ?
Bu hikayeye en çokta bu isim yakışırmış düşününce .Zamir Rusça barış anlamındaymış . Kitapta barış üzerine ama ne barış ...Önce savaşmaya zorlanan insanlar ,sefalete ,yokluğa ,sokağa itilmiş insanlar...
Bundan rant sağlayan siyasiler ve ordan oraya savrulmuş analar ,babalar ve bebekler ...
Savaşta yüzünü ve kimliğini kaybeden bir bebek Zamir ..Zamir ile birlikte daha nicelerinin hikayesi .
Önce savaş çıkarıp sonra barış satanların hikayesi .
Her sayfa ayrı sarstı beni . ..
Konu bütünlüğünü bozmamak adına olay örgüsünden bahsedemiyorum .Ama Zamir'i şiddetle tavsiye ediyorum ️
Sizler için bir kaç alıntı bırakıyorum ....
Ve sizi kim doyuruyorsa, bilin ki aç bırakan da odur.
Ve bu dünyada gerçek aileler kan değil, acı bağıyla kuruluyordu.
ben o bebek sayesinde anladım, gerçek bir cerrah olmadığımı ve asla olamayacağımı. Fazla hissediyordum çünkü. Fazla düşünüyordum. Oysa herhangi bir devlet başkanı kadar umursamaz olmalı bir cerrah.




Şahsiyet ve Uysallar senaryolarıyla dikkat çeken bir yazar. Kinyas ve Kayra'yı genç yaşında yazmış olması da ayrıca dikkate değer. "Aykırı" bir adam. Bence edebiyat ile bir çıkış yolu bulmaya çalışmış ve yazar olmasaymış yeraltı dünyasının kirli isimlerinden biri olabilirmiş. Eserdeki konu güncel ve evrensel çizgide olduğu için birçok okuyucuya hitap ediyor. Penise kokain sürüp sevişmek gibi eylemleri ve pek çok küfürü saymazsak çocuklara da hitap edebilir. Toplumsal ve oldukça politik bir roman. Siyasi dokundurmalar fazla. Mülteci sorunu ele alınmış, başkahraman da "yaralı" bir mülteci. Gurbetçiler üzerinden ülkemizdeki mültecileri anımsatmak istemiş fakat yazarın bu konudaki birçok görüşüne katılmıyorum. Türkiye'deki sığınmacılar yahut kaçkınlar ile Almanya'ya işçi olarak giden Türklerin durumunun aynı olmadığını düşünüyorum. Yine de yazarın bu güncel konulara temas etmesi ve "faşizm"i bu perspektifte eleştirmesi dikkate değer. Kitapta BM dahil olmak üzere birçok savaş karşıtı topluluğun aslında savaşları körükleyen birer örgüt niteliğinde olması şahsen katıldığım bir yorum. Nerede bir savaş karşıtı organizasyon varsa orada bir pislik aranmalı. Eser, okunmaya değer. Son olarak "mesaj vermek" uğruna edebi lezzetin ve olay akışının belli ölçüde harcandığını belirtmek isterim.




Hakan Günday önceden

kitabını okuyup grup psikolojisi adına sayesinde birçok bilgi edindiğim yeraltı edebiyatı yazarıdır. Bu yüzden başka bir kitabını okumayı düşünüyordum. Fakat hangi kitabı okuyacağımı bilemiyordum. Katıldığım bir seminerde bu kitap önerildi ve ben kitabı okumaya başladım.

Kitabın ana konusu, yardım kuruluşlarının iki yüzlülüğünü göstermek diyebiliriz. Bu konu üzerinde araştırmalardan da yararlanan yazar İskandinav ülkelerinde refah bu kadar yüksekken intiharların neden bu kadar fazla olduğunu, Suriye'nin durumunu, Pearl Harbor olayının iç yüzünü, Filistin- İsrail çatışmasını, Almanya'da yaşayan Türklerin durumunu, Gezi olaylarını, Türkiye'deki siyaseti, ABD ve yardım kuruluşlarının iki yüzlülüğünü ana karakter Zamir'in geçmişi ve yaşantısı üzerinden aktarıyor.

Kitap gayet akıcı ve sürükleyici şekilde ilerliyor. Araya bilimsel kavramlar atarak gerçekçiliği arttıran yazar aynı zamanda aktardığı kavramların içeriğini anında açıklıyor ve size ayrı bir araştırma yapma ihtiyacı hissettirmiyor. Özellikle yardım kuruluşlarına güvenin azaldığı, kara para aklama faaliyetlerinin rastlandığı günümüzde siyasetin insanları nasıl yönelttiğini, fanatizmi, varoluşsal problemleri anlamak üzerine okunması gereken değerli bir eser. Keyifli okumalar.




Zamir ~ Hakan Günday
Öncelikle Hakan Günday’ın ince zekasına hayran kaldım. Nasıl bir kurguydu! Kitabın kapağını kapattıktan sonra ‘ben ne okudum böyle’ dedim… ki bana bu hissi yaşatan kitapları ayrı seviyorum. Ve neden daha önce ben Hakan Günday okumadım dedim. Hadi bakalım bir alış veriş nedeni daha çıktı.. gelelim kitabımıza.

Suriye’de El-Aman mülteci kampına bırakılmış bir bebek. Yeni doğmuş bu bebeği daha kimse bulmadan yanı başında patlayan bomba yüzünü paramparça eder. Bir dizi ameliyat geçiren bu bebek hayata tutanmaya çalışır. Fakat artık bir yüzü yoktur. Herkes acıyarak bakar. Yardım kuruluşu bu bebeğe sahip çıkar ama sayesinde yardım toplar. Büyüdüğünde Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır.

Zamir’in doğumundan itibaren kimlerin hayatına dokunduğunu, neler yaşadığını, görevi gereği dünya çapındaki kirli siyaseti, göçmenlerin hayatlarını okuyoruz. Beni en çok Zamir'in bebekliği ve annesi Zerre'nin hikayesinin anlatıldığı kısım etkiledi diyebilirim. İyilik adına kurulmuş yardım kuruluşlarının iç yüzü de çok güzel bir şekilde gözler önüne serilmiş... bu olayların gerçekten de yaşanıyor olduğu düşüncesi insanı üzüyor. Ben yazarın keskin dilini bir hayli sevdim.

Yazar etkileyici diliyle, bizi insanlığın gerçekleriyle yüzleştiriyor. Anlatımı ve dili kullanma ustalığı muazzamdı... Mutlaka okuyun.. ‍️

Sevgiyle ve kitapla kalın



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: