Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Uyuyan Adam - Georges Perec | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Uyuyan Adam Kitap Bilgileri


Yazar: Georges Perec
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.
Sayfa Sayısı: 112
Basım Tarihi: Mart 2020
İlk Yayın Tarihi: 16 Temmuz 2010
Yayınevi: Metis Yayınları
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9789753422796
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Uyuyan Adam Kitap Tanıtımı


İnsanlardan nefret ettiğin anlamına gelmez bu, ne diye onlardan nefret edesin ki? Ne diye kendinden nefret edesin ki? Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar aleminden çıkıp aşılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu. Yaşam denen bu kazan, bu fırın, bu ızgara, bu milyarlarca uyarı, kışkırtma, tembih, coşkunluk, bu bitmek bilmeyen baskı ortamı, bu sonsuz üretme, ezme, yutma, engelleri aşma, durmadan ve yeniden baştan yaratma makinesi, senin değersiz varoluşunun her gününü, her saatini yönetmek isteyen bu yumuşak dehşet.




Uyuyan Adam Kitaptan Alıntılar


1. "Zaman geçiyor, ama sen saati bilmiyorsun..."




2. "Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek..."




3. "Zaman geçiyor, ama sen saati bilmiyorsun..."




4. "Zaman geçiyor ama sen saati bilmiyorsun."




5. "Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek:
Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin."




6. ""Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi; keşke hayvanlar âleminden çıkıp aşılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı! Karşı karşıya getirilebilen başparmaklara, iki ayak üstünde duruşa, omuzlar üzerinde başın yarım dönüşüne fazla ağır bir bedel bu.""




7. ""Öğrenecek çok şeyin var, öğrenilmeyen her şey: yalnızlık, kayıtsızlık, sabır, sessizlik. Tüm alışkanlıklarından, onca zaman yan yana yürüdüğün kişileri görünce yanlarına gitmekten, başkalarının her gün senin için ayırdıkları, hatta bazen senin adına savundukları yerde kahveni içmekten, yemeğini yemekten, bir türlü bitmek bilmeyen dostlukların sıkıcı suçortaklığında, yıpranan ilişkilerin ödlek ve oportünist kırgınlığında sürünmekten sıyrılmalısın.""




8. "Yalnızsın, ve yalnız olduğun için de saate hiç bakmaman, dakikaları hiç saymaman gerek."




9. "Pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti."




10. "Konuşmaktan vazgeçtin ve sana cevap veren tek şey sessizlik oldu."




11. "Ölü değilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak..."




12. "Öğrenecek çok şeyin var, öğrenilmeyen her şey: yalnızlık, kayıtsızlık, sabır, sessizlik."




13. "Zaman geçiyor, ama sen saati bilmiyorsun…"




14. "Zaman geçiyor, ama sen saati bilmiyorsun..."




15. "Öğrenecek çok şeyin var, öğrenilmeyen her şey: yalnızlık, kayıtsızlık, sabır, sessizlik."





Uyuyan Adam Kitap İncelemeleri


Sizi hayata bağlayan her şeyin ortadan kalktığını düşünün : Aileniz , kariyer planınız , dini inancınız , gezi planlarınız, sevdiğiniz kişi , hayalleriniz (vb.) . Tüm bunlar ortadan kalktığında günleriniz nasıl geçerdi ? Ne için yaşardınız ? Kendinizi öldürmemek için nasıl bir neden bulurdunuz ya da böyle bir neden kalmış mıdır ki ? Nasıl hissederdiniz , hissedebilir miydiniz ?..

Uyuyan adam bize tüm oluşturduğumuz yaşam amaçlarını , geleceği bir kenara bırakarak adeta bir robot gibi yaşayan karakteri anlamaya , anlamlandırmaya davet eder.Hiç bir şeyin bir anlamı yoktur. Daha annenizin karnındayken sizin için olan tüm roller çoktan hazırlanmıştır, doğduktan sonra yapmanız gereken tek şey rolleri sırasıyla oynamaktır. Bir amaç uğruna emek vermeniz de hiç bir şey yapmamanız da aynı kapıya çıkar. Eninde sonunda her şey boşluğa , hiçliğe yuvarlanır.

Hayatın tek başına bir anlamı olup olmadığı , özgür iradenin varlığı veya yokluğu , insanlığın gidişatı, toplum gibi pek çok konuda düşünmemi sağladı. Zaten iyi olmayan ruh halimi daha da kötüleştirdi fakat kitabın sonunda zamanı ne kadar durdurmaya çalışsakta zamanın durmayacağını her şeyin olacağına vardığını anladığımda garip bir huzur hissettim. Sonuçta ben hayatımı nasıl yaşarsam yaşayayım yaşam kendi bildiğini okumaya devam edecek . O yüzden tekrar ve tekrar aynı sonuca vardım : Bunca acı çekmeye değmez.

Okuduğum en ilginç kitaplardan biri . Mükemmel diyebilirim.İyi okumalar ( Pek mümkün değil ama... )




Belki daha önce yazarın kendisini bir şekilde duymuş olabilirsiniz. Edebî yaratıcılık anlamında en sıra dışı yazarlardan biridir. Bunun göstergesi ise Fransızca' da en çok kullanılan ünlü ses olan "e" ye hiç yer vermeden kaleme aldığı "

" (La Disparition) isimli eseridir.

Çok farklı bir anlatım tarzına sahip ve farklı bir baş karakteri barındıran bir kitap. Kitabı sevmemin ilk nedeni kendimden biraz da olsa parçalar taşıyor olması diyebilirim. Bir gölge, şehrin eski binalarından birinde yaşayan bir üniversite öğrencisi, saatler boyu izlenecek çatlaklar barındıran küçük bir odada yokmuşçasına yaşayan, ufacık odasındaki köhne sedirinde öylece yatan, şehrin sokakları boyunca yürüyen, durumlardan ve düşüncelerden yılgın bir gölge.

Çalar saatin çalıyor, kılını kıpırdatmıyorsun, yatağından çıkmıyorsun, tekrar kapatıyorsun gözlerini. Önceden düşündüğün bir eylem değil, hatta bir eylem bile değil eylem yoksunluğu, gerçekleştiremediğin bir eylem, gerçekleştirmekten kaçındığın bir eylem.

Kitabın büyüsü ise şurada yatıyor okurken siz de fark edeceksiniz. Yazarın büyüleyici diliyle size mi yoksa bu gence mi seslendiği düşüncesi siz de yaman bir çelişki uyandıracaktır. Şimdiden iyi okumalar.




















Birden fark edersin, hiçbir nedenin yoktur. Çirkin değilsindir mesela, iğrenerek bakılacak kadar. Anlatılacak bir serüvenin yoktur Roquentin gibi yahut birine hiç tokat atmamışsındır yeraltı adamı gibi.

Kendini, bir sokakta hiçbir şeyi umursamadan ağlayan, arka masada oturanların duymasından çekinmeden konuşan, çoğunluk tarafından sevilmeyen, siyası parti veya futbol takımı fanatiği belki de gerçek iman sahibi insanları kıskanırken bulabilirsin. Onların ‘yaşadığı’ bu yerde sen sadece bir seyircisin. İşte tam bu noktada yalnızlığın, dibe ulaşman, reddedişin veya yansızlığın seni farklı kılmaz.

‘’ Oyun bitti, büyük şenlik, ertelenmiş yaşamın yalancı sarhoşluğu bitti. Dünya yerinden kımıldamadı ve sen değişmedin. Kayıtsızlık seni farklı kılmadı.’’

Kitap seni anlatıyor işte ya da beni ne fark eder. Herkesin bir nedeni yok mu ? Gelecek, düşünmene vakit bırakmayan gündelik telaşlar, güneşin doğuşu, dişe gelmeyen heyecanlar, her gün gittiğin bir yerde sana gülümseyen insanlar değil midir, senin ya da benim varolmayı sürdürüşümüzün nedeni. Uyuyan Adam’ın düşünceleri hepimize bir yerden tanıdık gelicektir.

İkinci tekil şahıs bir anlatım. Sizi direkt içine alan bir yapıya sahip ne var ki hiçbir şey olmayacak: hiçbir mucize, hiçbir patlama beklemeyin.

‘’Yine böyle bir günde, biraz daha önce, biraz daha sonra, her şey yeniden başlıyor, her şey başlıyor, her şey devam ediyor.’’

Ve cevabı bilen zaman akmaya devam etti.




Felsefi radikalizm ile geleneksel yaşamının uyumsuzluğuna yönelik, kırılgan güzellikte ve olağanüstü edebi nitelikte bir romanla karşınızdayım.
Apati, kitap kahramanımızın aradığı ve ihtiyacı olan tek şey. Ancak bu ilgisizliğin şimdi ilginç bir yan etkisi var, ayrıntılara olan bakış açısı keskinleşiyor. Bir odanın bir köşesine ağını ören bir örümcek, aniden tefekkür hedefi haline gelir. Paris'teki kilise sayısı, ağaçlar bir anda önemli hale gelir. Genç bir adam, göz ardı edilmesi kolay bir gölgedir diğer insanlar için....
Ve kendisi için bile kahraman, sadece dünyayı amaçsızca dolaşan bir uyurgezerdir. Algısının doğruluğu artar, ancak algıladığı şeyle ne yapacağını giderek daha az bilir.
Kitapta katı bir olay örgüsü veya kronoloji yok, bölümlere ayrılma olayların sırasını ima etse de, gerçekte bu hikâyede çok az şey oluyor. Ve işte tam da hikâyenin konusu bu: durgunluk, ilgisizliğe ve yalnızlığa kaçış. Perec ilgisiz, anlamsız olanı tanımlar ve bu önlenemeyen bir çekiş yaratıyor, hipnoz gibi. Sonunda varoluşunun dibine inme girişiminde hiçbir şey başaramadığını fark eder. Yalnızlık ona hiçbir şey öğretmedi, onu daha ileri götürmedi, kayıtsızlığı anlamsız ve hiçbir şeyi değiştirmedi. Yani, hayatı reddetmenin ve her şeyi olumsuzlamanın kendisi yadsınır.

George Perec'in kitabı, OULİPO (Ouvroir de Littérature Potentielle - Potansiyel Edebiyat İşliği) döneminden önce yazılmış ve öncelikle kendi kişisel bir deneyimini işlemekle ilgilidir. Beni gerçekten etkileyen, kalıcı izler bırakan bir eser oldu, bu tarz kitapları sevenlere mutlaka tavsiye ediyorum.




Beni yazarla buluşturan ilk kitap bu. Yazarın hayatının doğum, ölüm, evlendiği yıl gibi bilgilerinden ziyade manevi yönüne dönük olan bilgileri, okuyucuyu koşullandırmamak adına kitabın bitiminde sunulmuş okura. Kitabın sonunda yer alan bu notu okuyunca kitaptaki her cümle daha anlamlı geldi.
Herhangi bir olay örgüsü olmamasına rağmen akıp giden ender kitaplardan olduğu kanısındayım. Kimseyle paylaşmadığımız derin düşünceler, herhangi bir nesneye bakarken zihnimizden akanlar, korkularımız, kaygılarımız ile buluşturmuş yazar bizi. Bütün bunları okurken sanki zihnime biri tarafından erişilerek eser oluşturulmuşçasına yakın hissettiğim cümleler... Yazarın pembe plastik leğeni belki sizin bir sehpanız, saksınız ya da bir defteriniz olabilir zihninizde, size bunu çağrıştırabilir okurken. Kendinizi bulabilirsiniz her cümlede, yazarın bahsettiği mekanlar ya da nesneler yerine sizi o düşüncelere daldıran kendi mekanlarınızı, kendi nesnelerinizi canlandırabilirsiniz zihninizde. Belleği reddeden yazara bu konuda çok özendiğimi de eklemeden geçmek istemem.
Otobiyografik bir eser olup olmadığı tartışmalıymış, ben ise kendi hayatında izi kalan nesneler, sokaklar, şehirler ile birleştirdiği duygularını -belki de duygusuzluklarını- yansıttığı bir deneme gibi gördüğüm bu eserin hayatınızla buluşması gerektiğine inanıyorum:)
Keyifli okumalar..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: