"Penceredeki Yüzler", modern insanın ruhsal yalnızlığını, gündelik yaşamın sıradanlığını ve bu döngü içinde yeşeren umut kırıntılarını derinlemesine işler. Eser, okuyucuyu Hayri Bey'in penceresinden dünyaya bakmaya, kendi içsel yolculuğuna çıkmaya ve kalabalıklar içindeki "görünmez" insanların hikayelerini keşfetmeye davet ediyor. Monotonluğun ortasında filizlenen bir merakın, hayatı nasıl dönüştürebileceğine tanık olmak isteyenler için sürükleyici bir edebi deneyim sunar.
Cuma Bozkurt'un kaleme aldığı "Penceredeki Yüzler", İstanbul'un eski semtlerinin kasvetli atmosferinde, monoton bir hayat süren Hayri Bey'in iç dünyasına yapılan derinlemesine bir yolculuktur. Hayri Bey, sabahları aynı rutinle uyanan, yorgun ve ifadesiz çehresiyle aynaya bakmaktan çekinen, sıradan bir muhasebecidir. Hayatı, koyu renk takım elbiseleri, tekdüze kahvaltıları ve ruhundaki boşluğu dolduramayan rakamlarla çevrili, kendi içine kapanık bir döngüden ibarettir. Palto onun için sadece bir giysi değil, dış dünyaya karşı ördüğü bir zırh, kendi varlığını sakladığı bir kabuktur.
Hayri Bey'in yaşamındaki tek pencere, oturduğu apartmanın pasaj manzaralı penceresidir. Burada Agop Efendi'den Rıza Usta'ya, çiçekçi kızdan pasajın gediklilerine kadar uzanan bir insan mozaiğini gözlemler. Bu gözlemler, onun için hem bir sığınak hem de bir hapishanedir; dış dünyaya karışmaya cesaret edemediği için uzaktan seyretmekle yetinir. Bu sessiz gözlemler, onun yalnızlığını daha da belirginleştirse de, başkalarının hayatlarında kendi yaşayamadığı duyguları bulmaya çalıştığı bir ayna görevi görür.
Tekdüzeliğin ortasında, posta kutusunda beklediği eski bir mektup ve anlık bir karşılaşma, Hayri Bey'in bastırılmış duygularını yeniden uyandırır. Kitapçı vitrininde göz göze geldiği gizemli bir kadın, onun rutinini sarsar ve içindeki uyuyan devi harekete geçirir. Bu karşılaşma, Hayri Bey'i kendi korkularıyla yüzleşmeye ve hayatına anlam katacak bir arayışa sürükler. "Penceredeki Yüzler", yalnızlığın, kaybolmuş umutların ve beklenmedik bir karşılaşmanın bir ruhu nasıl yeniden canlandırabileceğinin dokunaklı bir hikayesidir.
Değerlendirmeler