Buddenbrooklar Kitap Bilgileri
Yazar: Thomas Mann
Tahmini Okuma Süresi: 23 sa. 34 dk.
Sayfa Sayısı: 832
Basım Tarihi: Haziran 2015
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750735349
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Buddenbrooklar Kitap Tanıtımı
Buddenbrooklar, 20. yüzyılın en saygın yazarlarından Thomas Mann'ın ilk romanıdır. Ama birçok eleştirmenin gözünde, Venedik'te Ölüm'den de büyük bir romandır Buddenbrooklar. Mann'ın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanya'da yaşayan zengin bir burjuva ailenin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak boyunca geçirdiği değişimi ele alır. Buddenbrooklar, modern yaşama ayak uyduramayan saygın bir ailenin çöküşünün öyküsüdür: Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, ölümler, başarılar, başarısızlıklar... Orta sınıf yaşamının ustalıklı bir portresini çizen roman, aynı zamanda kaybolan burjuva değerler için bir ağıt niteliğindedir. 1929'da Nobel Edebiyat Ödülü'ne değer görülen Mann'ın bu dev yapıtı, modern edebiyatın klasikleri arasındadır. Venedik'te Ölüm, Tonio Kröger, Büyülü Dağ, Doktor Faustus gibi yapıtların yazarının bu başyapıtını yeni çevirisiyle sunuyoruz.
Buddenbrooklar Kitaptan Alıntılar
1. "İyi şeyler hep gecikir zaten, hep geç gelir ve geldiği zaman sevinemezsiniz, bir türlü sevinmek gelmez içinizden."
2. "Zaman hızla ilerliyor, fakat en önemli şeyleri de sanırım arkasında bırakıyor."
3. "...Dış görünüşüne bakılırsa, kusursuzsun, ama için kara..."
4. "Ölüm olayları genellikle insanların Tanrı’ya yönelme duygularını harekete geçirir."
5. "(...)
Nasıl olur da bir insan, ben soyluyum, diye bize yukarıdan bakabilir?"
6. "Artık bir evim olsun istiyorum, huzur içinde yaşayacağım bir yuvanın özlemini çekiyorum."
7. "Ne zaman bir neşelenmeye kalkışsam, hayat hemen öç alır benden."
8. "...para kazanmaktan başka hiçbir şeyi düşünen yok..."
9. "Gerçekler zor kullanılarak örtbas edilmektedir, sözünü bile eden olamıyor."
10. "Hayatta her şeyin dürüstlükle ve doğrulukla kazanılmadığını bilmiyordum."
11. "Biliyor musun Tom, bir insanın suçlu olduğuna inanmak kadar korkunç bir şey olamaz, hayat bunu öğretiyor insana..."
12. "Acı çekerek eğitim görmeyen insan, her zaman çocuk olarak kalır!"
13. "Tanrım, ben eskiden ne budala, ne kafasız bir kızmışım meğer. Ama hayatta çok şey öğrendim, insanlara olan gücenim sarsıldı, sevgili anneciğim. İnsanların çoğu düzenbaz…"
14. "Yazan tarafından iyice düşünülüp taşındıktan sonra kaleme alındığı gibi okuyan da her cümleyi yeniden yeniden okur ve üzerinde düşünme fırsatı bulur."
15. "Ah, insanın her şeyi hayatta yalnızca bir defa yaşaması ve yeni bir hayata başlayamaması gerçekten çok üzücü."
Buddenbrooklar Kitap İncelemeleri
1çok kitapta bu kitaptan bahsedince ve 100ucretsizkitap.com.tritaptan 1i olunca okumam gerek diyip başladığım ve Thomas Mann den okuduğum 2.kitap ama yazarın ilk romanı olan Buddenbrooklar Almanyada ticaretle uğraşan 1ailenin 4 nesil boyunca yaşadıkları; evlenmeler, doğumlar, boşanmalar, başarılar, başarısızlıklar, hastalıklar ve ölümlerin anlatıldığı ucretsizkitap.com.tritaptı, kısacası bu ucretsizkitap.com.traç neslin anlatıldığı 1 ailenin çöküşünün hikayesiydi...
Thomas Mann in 25 yaşında yazdığı modern edebiyatın klasikleri arasında sayılan Buddenbrooklar yazara 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazandırmıştır.
Kitapta en çok anne Elisabeth Buddenbrook öldükten sonra kardeşler arsındaki diyaloglar çok etkileyiciydi. Dedimki dünyanın neresinde olursan ol bu diyaloglar heryerde aynı ve evrensel nitelikte...
Kitap kalın olmasına rağmen çok karakter barındırmıyor öyle olunca kafa karıştırmıyordu, karakterler Johann Buddenbrook, Elisabeth Buddenbrook, "Tony, Thomas, Christian kitap boyunca olan karakterler", Clara, Gerda, "Hanno dönemi kapatan karakter" ve İda dönem adına çok önemli karakterlerdi bence hepsi ayrı ayrı önemli özellikler ve aile içi psikolojik tespitler barındırıyordu kendi içinde...
Buddenbrooklar yazıldığı döneme ait siyasi durumlar, kaybolan, değişen ailesel değerler ve toplum özelliklerininde bahsedildiği dili çok akıcı, uzun ama asla yorucu olmayan ucretsizkitap.com.tritaptı...
Çok severek okudum. Ölmeden önce okunması gereken 100ucretsizkitap.com.tritap arasındadır... Yazarı hiç okumamış olanlar bu kitapla başlayabilir kesinlikle uzunluğundan sıkılmadan okunacak ucretsizkitap.com.tritap.
"... Evet, hayat böyle işte. Çabalarız, didiniriz, tırmanırız, ve hep 1 şeylerle savaşırız..."
Buddenbrooklar,Bir Ailenin Çöküşü alt başlığıyla 1900 yılında Thomas Mann tarafından yazılmış,1901'de yayımlanmış ve 1929 yılında da Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış klasik eserler arasında yer alan bir kitap.Mann bu kitabını henüz 25 yaşındayken yazmış.İlk kitabı olma özelliğini taşıyor.Çoğu eleştirmen eserin otobiyografik özellikler taşıdığını söylüyor.Mann kitabındaki karakterlerin çoğunu kendi ailesinden esinlenerek yazmış.Thomas Mann'in ailesi de köklü,zengin burjuva bir aileymiş.Bir süre sonra ekonomik sebepler yüzünden çökmüşler.
Eser Kuzey Almanya'nın Lübeck şehrinde yaşayan zengin burjuva aile Buddenbrooklar'ın dört nesil boyunca geçirdikleri süreci ve sonunda da çöküşlerini anlatıyor.
Buddenbrooklar tüccar bir aile.Çalışkan,tutumlu,disiplinli,görev bilincine sahip ve çevrelerince çok saygın, köklü burjuva bir aile.Fakat tüm bunlara rağmen zamanla modern yaşama ayak uyduramıyorlar.Kötü alışkanlıkları,lüks yaşama olan tutkuları,avarelikleri,din konusunda yaşadıkları ikilemler,hastalıklar ve ölümler(ki bana göre en büyük sebep ölümler)koskaca bir ailenin çökmesine ve silinmesine yol açıyor.
1835-1877 yılları arasındaki burjuva hayatının,siyasi-sosyal-iktisadi ilişkilerinin nasıl yaşandığını anlatan çok önemli bir eser.Gerçekten de klasik eserler arasında yer almayı hak ediyor.Okunmalı...
1850 lerde , dönemin zengin ailelerinden Buddenbrook ailesinin gurur ve bir o kadar da çelişkilerle dolu ,beklenmedik bir sona sahip hayat hikayesi. ...
Buddenbrooklar ticaretle uğraşan , nesiller boyu başarıyla işlerini yürüten , yer yer hatta çoğunlukla kendi istekleri pahasına , aile geleneklerini hem maddi hem manevi açıdan devam ettirmek için ellerinden geleni yapan bir ailedir. Genelde iyiliklerle anılan ve tanınan bir aile olmasının yanısıra kendi içinde evlat ve ebeveyn ilişkilerine gelince başarıları sorgulanabilir. Aslında hayatın tam ortasından açılmış bir sayfa onların yaşadıkları. Hangimiz ailesinin isteklerini kendininkilerin önünde tutmadı ki. Thomas Buddenbrook babasından şirket ve aile yönetimini devraldıktan sonra o güne kadar hiç yapmadığı bir şeyi yapıp isteklerini , hayattan zevk alıp almadığını sorguluyor . Diğer kardeşleriyle arasındaki bağlar , onlara kol kanat germek isterken kendini ihmal edişi belki de çok geç aklına geliyor. Ve sonrasında yaşananlar gerçekten kolay atlatılamayacak birer anıya dönüşüyor.
Beni en çok etkileyen sayfa Thomasın kız kardeşi Tony'nin , yaşadığı bazı olumsuzluklardan sonra üzüntüsünü yaşamak yerine , başına gelenlerden kendi suçlu tutmasına sebep olacak şekilde yetiştirilmesine rağmen tüm cesaretini toplayıp kişiliğini ortaya koyduğu sayfaydı.
İnanılmaz kolay okunan akılda kalıcı sıcak bir aile hayatı okumak isterseniz kesinlikle tavsiyemdir.
#buddenbrooklar Alman yazar Thomas Mann’ın 1901’de yayımladığı ilk romanmış. İlk roman olarak olağanüstü güzel bir anlatım, kurguya sahip benim nazarımda.
Karakter tahlillerinin yerinde tanımları, kitabı okurken her bir karakterin gözünüzde canlanmasına olanak sağlaması bambaşka bir okuma zevki sunuyor okura.
Kuzey Almanya’da yaşayan tüccar bir ailenin her bir ferdinin başından geçenleri ve yaşadıkları yıkımı yansıtan perspektif, aynı zamanda burjuvazi yaşam tarzını, hayata bakış açılarını da satirik bir üslupla aktarıyor.
Gelelim #buddenbrooks çıkarımıma:
️Her bir birey kendi zevkine, yeteneklerine uygun, başarılı olabileceği, karakterini yansıtan bir meslek tercih ettiğinde hayatta çok daha başarılı olur. (Elbette bazı coğrafyalarda kişinin kendi yeteneğine uygun mesleği seçmesi ile yaşama 1-0 yenik başlamış olması arasındaki orantı unutulmamalı)
️Sosyal statü ne olursa olsun mutlu olabilmek adına yaşamalı insan, hayallerinin peşinden koşmalı.
Elbette hayatın izin verdiği ölçüde…
️ Zaman zaman Tony’ye çok kızmış olmam onun aykırı, düşünen kadının sesi olduğunu hissetmememi engelleyemedi hem de yazıldığı dönemi düşündüğümde.
Otobiyografik özellikler taşıyan bu kitap; kalınlığı ile ters orantılı olarak akıcı şekilde ilerleyip Mann’ın eşsiz dokunuşu ve kusursuz bir üslubu ile ete kemiğe dönüşen bir metin.
Kuzey Alman bir burjuva ailenin kuşaklar süren çöküşünün destanı: Buddenbrooklar.
Her kuşakta farklı bir dünyayı (belki de farklı bir felsefi görüşü) tahayyül ettiğimiz ve giderek esnekliğini yitiren bu ailenin kaçınılmaz, kördüğümsel dramatik sonunu okuyoruz.
Bir ülkenin tarihini, tarihsel/siyasal olaylarını kuşaklar üzerinden anlatıldığı, bence okunmasının da yazılmasının da çok zor olduğu bir roman türü Buddenbrooklar. Zor olsa da benim çok sevdiğim bir roman türü. Yüzyıllık Yalnızlık, Doktor Jivago ve Ruhlar Evi gibi bu kitabın da hayatımda ikonik bir yeri olduğunu/olacağını söyleyebilirim.
’ın henüz yirmi beş yaşında yazdığı, yirminci yüzyılın ilk büyük klasiklerinden olan bu kitap aynı zamanda yazarın edebi ve gözlemsel zekâsını da göstermekte –ki Nobel Edebiyat Ödülüne olan etkisi de cabası.
Hepimizin başına gelebilecek olaylar, hepimizin yaşadığı kaygılar nasıl bu kadar da akıcı bir şekilde okunabiliyor? Nasıl bu kadar farklı karakterler, kardeşler okuduğumuzda bize kendilerini bağıra bağıra anlatabiliyor?
Kendi olmasına izin verilmeyen ve giderek katılaşan aile üyelerinin mutsuzlukları, hastalıkları, can verişleri, gerçekleşmeyen hayalleri, hataları… Hata sandıkları fakat hata olmayan eylemleri. Ailelerin de şirketlerin de tıpkı canlı gibi doğup büyüyüp sonradan ölmeleri.
Hayatımıza dokunacak bir kitap.