Açlık Oyunları Kitap Bilgileri
Yazar: Suzanne Collins
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 54 dk.
Sayfa Sayısı: 420
Basım Tarihi: Nisan 2024
İlk Yayın Tarihi: Şubat 2009
Yayınevi: Dex Kitap
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786050929997
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Açlık Oyunları Kitap Tanıtımı
Açlık oyunları başlasın ve şans hep sizden yana olsun!
Açlık Oyunları Kitaptan Alıntılar
1. "“Söylesene hâlâ gül kokuyor muyum?”"
2. "Tulumu, içine girer girmez derin bir uykuya dalan Pera’nın çenesine kadar çekip alnına bir öpücük kondurdum. Bu öpücük seyircilere değil, kendim içindi. Çünkü yanımda olduğu için, ölmediği için, Cato’yla tek başıma karışılaşmak zorunda kalmayacağım için minnettardım."
3. "Açlık Oyunları’ndan birini geceleri soğuktan donarak ölenleri izleyerek geçirmiştik."
4. "“Hoş değildim. Güzel hiç değildim. Ama en az güneş kadar parlaktım.”"
5. "Mıntıkamızın barbar dünyası mı? Bunu, bizi katliama hazırlayan bir kadından duymak ironikti. Ayrıca başarımızı neye dayandırıyordu? Sofra adabımıza mı?"
6. "“Açlık Oyunları kutlu olsun! Ve şans hep sizden yana olsun!”"
7. "İhanet. Hissettiğim ilk duygunun ihanete uğramışlık olması çok gülünçtü."
8. "“Seninle birbirimize deliler gibi âşığız. O yüzden beni istediğin zaman öpmekten çekinme.”"
9. "Valinin kızı olduğundan züppenin teki olmasını beklerdiniz ama iyi kızdı. Yalnızca içine kapanıktı, benim gibiydi yani."
10. "“Acaba o da beni özlüyor muydu?”"
11. "“Sıkıntılarını unut, dertlerini ötele,
Sabah olduğunda kalmayacak tek kırıntı.”"
12. "“Bir sürü kız gözüne çarptı elbette ama hiçbiri beni senin gibi etkilemedi.”"
13. "“İnan bana bir şeyleri yok etmek, yapmaktan çok daha kolay.”"
14. "Fakat son zamanlarda şansın benden yana olmadığını tecrübeyle biliyorum."
15. "Ona dünyada en çok sevdiği şeyi sorduğumda, “müzik,” dedi."
Açlık Oyunları Kitap İncelemeleri
Açlık Oyunları kitabı Panem denilen ülkenin 12 mıntıkaya ayrılan bölgelerinden mıntıka başına her yıl yaşları 12-18 arasında olan tüm çocukların kuraya sokulup, kura sonucu seçilen iki çocuğun yani toplamda 24 çocuğun acımasızca çeşitli zorlukların, tehlikelerin ayarlandığı arenada hayatta kalma mücadelesine sokulmalarını anlatıyor. Açlık Oyunları sonucunda tek bir yarışmacı hayatta kalır. Tabi bu arenanın bir amacı vardır: Daha önce mıntıka sayısı 13 iken mıntıkaların birleşip Panem’in başkenti Capitol’e isyan etmeleri sonucu Capitol tarafından 13. Mıntıka tamamen yok edilmiş ve geriye kalan tüm mıntıkalarda kontrol Capitol tarafından tekrar ele geçirilmiştir.Capitol tarafından her sene düzenlenen bu yarışmalar sayesinde geriye kalan mıntıkalara ders verilmek istenilmekte, mıntıkalar tekrar isyana bulaşmasın diye korkutulmak istenilmektedir.
12.Mıntıka’da annesi ve 12 yaşındaki kız kardeşiyle yaşayan 16 yaşındaki Katniss’in kurada kız kardeşinin adının çıkması ile onun yerine gönüllü olmasıyla başlar kitap. Kitap çok farklı ve akıcıydı.Bir çırpıda okuyup hemen Ateşi Yakalamak kitabına geçiş yaptım. Seriyi bitirip akabinde en beğendiğim kadın oyunculardan olan Jennifer Lawrence’nin Katniss rolünde başrol oynadığı serinin filmlerini de izlemek istiyorum.
Herkese iyi okumalar diliyorum.
"Açlık oyunları kutlu olsun! Ve şans sonsuza dek sizinle olsun!"
Ortaokuldayken bu seriyi okuyup bitirmiştim ama şu an seri hakkında o kadar az şey hatırlıyorum ki yeniden okumaya karar verdim. Okurken kitabın sonunu biliyor olmama rağmen hiç sıkılmadım ve büyük bir heyecanla okuyup 2 günde bitirdim.
Kitabımız toplama günü ile başlıyor. Her yıl, her mıntıkada 12 yaşından büyük bireylerin isimleri bir kağıda yazılıyor ve kura yapılıyor. Şanslı (!) olan bir kız ve bir erkek Açlık Oyunları'nda oynamaya hak kazanmış oluyorlar.
Ana karakterlerimiz Katniss Everdeen ve Peeta Mellark (ahh Peeta, o kadar temiz kalplisin ki seni bu dünyada harcarlar canparem) . Katniss babasının ölümünden sonra küçücük yaşında evi geçindirmeye başlamış çok güçlü bir ablamız. Peeta ise bir fırıncı çocuğu ve Katniss'in yaşadığı zorlukların hiçbirini yaşamamış yine de kolay bir hayatı olduğu söylenemez. Katniss ablamız yıllardır avlandığı için profesyonel olarak ok kullanabiliyor ve bıçaklar konusunda da fena sayılmaz.
Capitol'de geçen günlerde ve eğitimlerde Katniss, Peeta'ya karşı hep bir şüphe duyuyor ve yaptığı her şeyin bir planın parçası olduğunu düşünüyor. Yine de bunun ne kadar doğru olduğunu kitabın ortasına kadar öğrenemiyoruz.
Açlık Oyunları kitabın ortalarına doğru başlıyor ve o andan itibaren de heyecan, aksiyon ve gerilim hiç azalmıyor. Sonu ise 2. kitabı deli gibi merak etmenizi sağlayarak sizi seriye daha da çok bağlıyor. Peeta'yı daha çok sevmenizi sağlıyor ve Katniss'e saç baş dalma isteği uyandırıyor.
Uzun lafın kısası eğer hala okumadıysanız alın okuyun arkadaşlar
Sefalet, kimsesizlik, çaresizlik en önemlisi hiçlik...Açlık oyunları okuduğum en iyi romanlardan bir tanesi oldu diyebilirim. Bunca zamandır neden okumadığımı bilmiyorum. Açıkçası hep sonralara attım. Uzun bir süredir raflarda onu bekletmisim meğer.Bu kadar bekletmeme yazık oldu diyemem. Çünkü onun yerine okuduğum diğer eserlerde bir o kadar kiymetliydi. Zaten filmini de bilmeyen yoktur. Ben hiç izlemedim çünkü, kitapların filmlerinin yapılması pek hoşuma gitmiyor.Kitabi okumadan önce bu konuda çok değerli birisiyle tartıştık. Bana söylediklerinden sonra kitabı sindire sindire okudum. Dediki bir CD al eline kitabın ortasına koy. CD nin boyutunda kitabı ortadan çıkar. İşte elindekini filmin kendisi. Ama kitaptan geriye kalanların tadını sadece okuyucu bilir. Filmi izleyen bunun keyfine hiç bir zaman erişemez.Hakliydi da. Kitabı okuduktan sonra filme olan merakım da bitti. Kitaba gelince. Konusu çok iyiydi. Ama en önemlisi tabiki cevirmendi. Bu herkes için önemli bir konu olmalı. Çevirmen çok başarılıydı. Belki de kitabın yazarı daha başarılıydı bilmiyorum.Ama çevirmen bana açlık oyunlarını yaşattı.Tabiki bu kitabın bu kadar çok satmasinin bir diğer nedeni de fakirin duygusal yoğunluğu- zenginin hep bencilliği...Zaten bu tür romanlar hep çok satmaz mı? Bütün incelemelerimde adet haline dönen dilege gelirsem....┐( ∵ )┌ her zaman böyle cevirmenlere rast gelmek dileğiyle...
2021/51
Bizi bir ekip olarak sunduktan sonra birbirimizi öldüreceğimiz bir arenaya koyacak olmaları hiç de adil değildi.
Burada, hiçliğin ortasında bile, birilerinin sizi duymasından korkarsınız
Amerika da küllerinden yeniden doğan bir ülke panem , başkent Capitol, bu başkente bağlı aslında 13 olup biri yiten ( ki nasıl ortadan kalktığı henüz ilk kitapta anlatılan bir detay değil) ve böylece geriye kalan 12 mıntıka. Her mıntıka nin kendine özgü yaşam ve geçim şartları var ve hepsi de Capitol e bagli ve barış muhafizlarinin gözetimi ve baskısı altında..ve her yıl yapılan , serinin ilk kitabına da adını veren açlık oyunlari hikayeyi oluşturan ana konu..her mıntıkadan seçilen iki genç haraç bir similasyon alanında tek hayatta kalan olmak için hem açlıkla hem birbirleri ile savaşıyor..
Kitap kategori olarak fantastik bilim kurgu alanında değerlendirilmiş olsa da tam anlamıyla distopik bir roman olduğunu düşünüyorum. Evet içerisindeki kurgu çok iddialı bir hayal gücünün eseri, diğer yandan tamamen sisteme ve gücü elinde bulunduranlara yapılan taslamalarla dolu sorgulayıcı bir anlatim..bu başkaldırı ve sorgulamayı , ya da bu şekilde bir sistem içerisinde yaşamı , böyle bir kurgu ile okumak ise alınan keyfi kat be kat arttırdı diyebilirim..elimden bırakmak istemedim ve serinin diğer kitaplarını bir an önce okumak istiyorum. Herkese tavsiyemdir
Cok keyifle okuduğum bir kitap oldu Beklentilerimin ötesinde sürükleyici ve zekiceydi. Açıkçası ben daha sıradan, basit bir öykü beklemiştim ama kurgu çok başarılıydı. Capitol yöneticilerinin halkı bir eşya olarak gördüğü, güçlünün güçsüzü ezdiği, güçsüze güçsüzlüğünün sürekli hatırlatıldığı bir düzen düşünün. Öyle ki capitol'ün egemenliği altında bulunan 12 mıntıkanın her birinden seçilen iki yarışmacı, zorlu yaşam koşullarının hüküm sürdüğü bir arenada hayatta kalma savaşı verir ve bu durum canlı yayın ile insanları eğlendirmeye yönelik bir şova dönüştürülür. Yarışmacılara "haraç" denmektedir ve ölen haraçlar top atışı sonrası gökyüzüne yansıtılan fotoğrafı ile ilan edilir. Böylece capitol yönetimi, geçmişte kendilerine karşı ayaklanan mıntıkalara mağlubiyetlerini ve nasıl capitol yönetiminin insafına muhtaç olduklarını hatırlatır. Bu bir bakıma "çocuklarınızı elinizden alıp kurban edebiliyoruz ve sizin yapabileceğiniz hiçbir şey yok" demektir. Yazar, günümüz dünyasını, güçlülerin güçsüzler üzerindeki yaptırımları ve gaddarlıklarını çok zekice, distopik bir kurguyla anlatmış. Güçlüler için eğlence, zayıflar için hayat mücadelesi. Gerçekten çok beğendim, şiddetle tavsiye ederim.