Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Zorba - Nikos Kazancakis | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Zorba Kitap Bilgileri


Yazar: Nikos Kazancakis
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 52 dk.
Sayfa Sayısı: 348
Basım Tarihi: Mayıs 2024
İlk Yayın Tarihi: 1946
Yayınevi: Can Yayınları
Orijinal Dil: Yunanca
ISBN: 9789750722486
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Zorba Kitap Tanıtımı


Nikos Kazancakis, çağdaş Yunan edebiyatının ancak buzlucam ardından seçilebilen, tedirgin ve büyük kişiliklerinden biri olarak çok tartışıldı, yanlış bilindi, az sevildi. Sinemaya da uyarlanan Zorba Kazancakis'in kendisiyle giriştiği bir tür sessiz hesaplaşma sayılabilir. Geçmişin, kayıp giden zamanın, insanın temel yanılgılarının bir kez daha gözden geçirilmesidir bu roman. Zorba aracılığıyla Kazancakis, hayatının, yenilgiler ve soru işaretleriyle dolu bir bilançosunu çıkarır. Korkmamayı, yaşamı sevmeyi, ayakta durabilmeyi Aleksi Zorba’dan öğrenmiştir. Gerçekten de Zorba, bir yaşam kılavuzudur. Özgür insanların simgesidir.

Kazancakis’in mezar taşında yazanlar, doğrudan Aleksi Zorba’nın ağzından dökülmüş yazgı sözcüklerini andırıyor: “Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm.”




Zorba Kitaptan Alıntılar


1. "dikkat et, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama!"




2. "Ayıp! İnsan ne zaman insan olacak be?"




3. "İnsanım, elbet canım yandı."




4. "neden kiraz vermiyor diye
incir ağacını hiç azarladığın oldu mu .."




5. ""Tanrı senin ne yediğini sormaz, ama ne yaptığını sorar!""




6. "Aşk, belki yeryüzündeki en kuvvetli sevinçtir."




7. "İnsan işine gelmeyeni unutur."




8. "Ruhunu sıkı tut dostum,
Dağılmasın!"




9. "Ruhunu sıkı tut dostum,
Dağılmasın!"




10. ""Ruhunu sıkı tut dostum,
Dağılmasın!""




11. "-"Evlendin mi hiç?"

-"İnsan değil miyim ben? İnsan kördür; benden öncekilerin düştüğü çukura ben de yüzükoyun düştüm. Evlendim.""




12. "" Neden kiraz vermiyor diye incir ağacını hiç azarladığın oldumu? ""




13. "..kimseyi tanımıyordum, kimse de beni tanımıyordu, yâni özgürdüm.."




14. "Yaralarla doluyum."




15. "Ruhuma ilk adımı kim atacaktı?"





Zorba Kitap İncelemeleri


Hayatta bazen büyük yanlışların basit çözümleri olduğunu görürsün. Düzeltmek istersin. Anlatınca anlaşılacağını sanırsın ve durmadan anlatırsın. Yazarsın, çizersin, dijital içerikler üretirsin. Tüm enerjini, vaktini harcarsın.

.
Yüzyıllar boyunca gören gözler konuşan ağızlar yazan eller durmak bilmeden anlattı... Sonuç insanoğlu yine anlamadı. Çünkü insanoğlu en tehlikeli ve vahşi bir yaratıktır. (İstisnalar var tabi)
Büyük mideler uyuyan insanları uyandırmana asla izin vermez. Hayatı sana zehir eder. Susmassan sonunda nefesini keser.
Birileri de görür ve ötesinde anlatacaklarının anlaşılamayacağını da görür. Bu defa hayatı boyunca anlatmak yerine yani başkalarını kurtarmak ,yol göstermek yerine kendi hayatını yaşamaya başlar. Daha doğrusu isyan eder. Tüm beşeri sistemlere ve dinlere. Kendi

oluşturur ve özgür bir biçimde yaşamaya başlar. Kitabımızım kahramanı Zorba da öyle bir insan. Anlatmak yerine yaşayan. Hayatı boyunca insanlığın en çirkin yönlerini gördüğünden tüm sistemlere ve düzenlere başkaldırmış bir isyan şeklinde hayatını özgürce yaşamaya karar vermiş biri. Gündüz Vassaf' ın Cehenneme Övgü'sünün teorikten pratik hayatta yansıyan şekli gibi. Anlatan değil yaşayan biri Zorba.
Zorba'nın deyimiyle "Dünya, kâğıt farelerinin ellerine kaldı;

;

." Hayatta "kendiniz" olma, kendinizi bulma ve hayatı kendiniz olarak yaşama dileğiyle...




Budha dünyaüstü bir güzelliğe sahiptir, ama onda Yunan Zorba'nın güzelliği yoktur. Zorba tamamen dünyevidir. İnsan aynı anda ikisi birden olmalı: Zorba isimli bir Budha. İnsan meditatif (düşünce odaklı olmak) olmalı ama duygu pahasına değil.

Osho

Zorba... En iyi nasıl anlatılabilirsin? Yanmış, yakmış, yıkmış, herşeyi görmüş, geçirmiş bir adam. Ve sonunda pişmiş. Tanrıya ve aynısı gördüğü Şeytana bile eyvallahı yok. Korkusuz, hayatı saçlarından yakalamış ve dört nala sürmekte sonunu düşünmeden. Ama duraksadığı anlar var, balmumu gibi eridiği anlar. Hiçbir gönülü kırma taraftarı değil. Bu bir yaşlı Türk'ün nasihatini içselleştirmesi. Hele o gönül bir kadınınsa, nasıl kırsın Zorba. Kendini Zeus'la kıyaslıyor. Hani çapkın, uçanın, kaçanın elinden kurtulamadığı Tanrı Zeus. Ama ona göre bir şehvet perest değildir Zeus. Kadınlara acımaktadır, hiçbir kadının yalnız kalmasına, ahlayıp inlemesine aldırışsız kalamaz. Zorba da öyledir. Ona göre en büyük günah bir kadının gece yalnız yatmasıdır. Ah Zorba seni nasıl anlamalı, nasıl anlatmalı...
Sonu toprak olan, kurtların yiyeceği bir et parçası olan biz insanların ne kadar da çok olmazları varmış meğer! Ve ne kolaymış özgür olunduğunda hepsini elinin tersiyle itmek. İnsan olmak, özgür olmak... Kimin derdi bugün? Ne zaman kimin derdi oldu ki?
Muhteşem bir dostluk hikayesi. Bir dünya literatürü devi. Okumadan geçmeyin. Pamuk eller cebe. Allah razı olsun...
Kitapla kalın...




Karşıdan ihtiyar bir adam geliyor, yanından geçen geçkince de bir kadın görünüyor. İhtiyar, kadın geçerken yere tükürüyor, gözlerinde bir iştahla 'kart tavuk' dediğini duyuyorsunuz. Sevdiniz mi şimdi ilk bakışta? Ben de kadınları bayağılaştıran bir karakter olarak sevmemiştim. Ama tanırsanız seversiniz.

Adı Zorba... Hayatı, kadınları, yemeyi, dansı, müziği seven sözgelimi bedeninin söylediklerini dinleyen, her gördüğüne ilk kezmişçesine bir çocuk dikkati sunan ve 'Nedir bu sır?' diye soran, 'aklın biçim değiştirici girişimi' olmadan hayatını hissettikleri ile yönlendiren, özgürlük için gözünü karartmış, okumamış ama hepimizden bilge 65lik bir delikanlı. Bir yaşam kılavuzu.

Anlatıcı da içinde doğmayı bekleyen Buddha ile simgelediği nefsini yenerek bedensel zevklerinden kaçınması, 'kağıt faresi' olarak manevi doruklara ulaşmaya çalışması ve cevapları zihninde didinerek araması ile tam bir tezat karakter Zorba'ya.

İkisinin yolları bir linyit madeni kurmak için yola çıkarken kesişiyor ve Girit'te bir çok kültürün içiçe geçtiği ( Türkiye, Makedonya, Bulgaristan) bir yaşam kesitine tanık oluyoruz.

Zorba'nın Yunanca İngilizce karşılığı da 'Live each day'. Karakter için doğru seçim. Acaba bizdeki anlamda mı kullanıyorlar diye merak etmiştim, ortak kelime haznemizden dolayı Yunanlılarla.

Yine kitaptan bir alıntıyla sorayım, kitapların çoğu soruya cevap vermediği bilinciyle:
"Sen bir şey anlıyor musun? Ne diyor kitapların?"
"Elinin körünü diyor!"




Kazancakis'in Zorba'sı her haliyle benim için benzersiz bir kitaptı. Kitabın birinci tekil şahış ile anlatımıyla iki farklı insanın muhteşem dostluğunu okuyoruz. İki kahramanın da kendine has kişilik özellikleri bulunmakta. Kitabın tamamı bu karakterlerin üzerinden yürümektedir. Kazancakis'in bu kitabın karakteri olan Zorba ile kendini özdeşleştirdiğini düşünüyorum. Zira Kazancakis'in mezar taşında yazan şu sözler bu durumu fazlasıyla doğrular niteliktedir. "Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm."

Kitap Zorba ve adı geçmeyen bir yazarın dostluğu ile başlar. Zaten olaylar da adı geçmeyen yazar tarafından anlatılır. İkili birlikte Girit'e giderler. Zorba bir işçidir ve yazar ise hayatı anlamak için yolculuk yapmaktadır. Girit'te türlü türlü olaylar yaşarlar. Sıkı birer arkadaş olurlar. Kitabın içeriğinde yazıldığı dönemden izler görmek mümkündür. Aynı zamanda Yunan Edebiyatı olması vesilesiyle Türkler'den de bahsedilmiş.

Kitabın içeriğinde dikkatimi çeken şöyle bir durum oldu, kadınlar hakkındaki yazılar... Bu konudaki hassasiyetim nedeniyle kitabı eleştiriyorum. Sakin akan bir kitap oldu. Betimlemelere bakıldığında daha çok karakterler ve ruhsal durumları açısından sürdürülen betimlemeler mevcuttu. Zorba'nın hayat felsefesi, düşünceleri, sorgulamaları gayet başarılı sunulmuş. Aslında söylenecek o kadar çok şey var ki... Aklıma gelenler şimdilik bu kadar.
Bu kitabın okunmasını tavsiye ederim.




Zorba bir yaşam klavuzudur. Nikos Kazancakis gerçekten harika bir adamla tanışır ve bu harika adamı bize olduğu gibi yansıtır. Zorba karekterini sevmemek mümkün değil öyle bir insanın yanı başımızda olmasını isteriz. Tanrıyla, şeytanla kadınla ve hayatla mücadelesi, hayatı su gibi yudum yudum içip asla keşkeleri olmayan bir karekterdir. Zorba’nın hayat ve kadınla olağanüstü tespitleri harika.”Şeytan icadıdır, namussuz ilkbahar! Güzel kadın, ilkbahar, şarap..Bunları Şeytan icat etti; Tanrı da rahipleri, oruçları, adaçayını, çirkin kadınları yarattı. Yok olasıcalar.” kitabı okurken Zorba' nın geçtiği yerleri gezdim. Selanik, Pire, Girit ve Novrossky' yi gezdim gördüm sanki Zorba yı ordaymış gibi yaşadım. Yaklaşık yüz sene geçti ama bahsetti şeyler aynı Selanik aynı güzellikte Novrossky halen dul kadınlarla dolu belki de savaşın ve politikacıların getirdiği acımasız bir hayat kadınlara karşı. Zorba güzel bir yaşam klavuzudur bence okunması gerekir ve zorbanın kendi sözleriyle bittireceğim. "Hayatımda vadeli anlaşmam olmadığı için, en tehlikeli uçuruma vardığım zaman freni laçka ederim. Her insanın hayatı inişli yokuşlu bir çizgidir ve her akıllı adam kendini frenle idare eder; fakat ben patron, değerim buradadır, frenimi çoktan attım, çünkü karamboller, beni korkutmuyor."



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: