Yürüyen Şato Kitap Bilgileri
Yazar: Diana Wynne Jones
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 18 dk.
Sayfa Sayısı: 293
Basım Tarihi: Ekim 2010
Yayınevi: İthaki Yayınları
ISBN: 9786053750901
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yürüyen Şato Kitap Tanıtımı
Hayao Miyazaki'nin Oscar adayı olan animasyon filmi Yürüyen Şato'nun asıl hikâyesi...
Diana Wynne Jones'un usta kaleminden çıkan eğlenceli, macera ve sürprizlerle dolu olağanüstü bir roman...
Sophie Hatter üç kız kardeşin en büyüğü olmak gibi kara bir talihe sahiptir, öyle ki kısmetini aramak için evinden bile ayrılamamaktadır. Ancak farkında olmadan Çöl Cadısı'nın hiddetini üstüne çektiğinde, korkunç bir büyünün etkisi altında kalır: O artık yaşlı bir hanımdır. Bu berbat durumdan kurtulmasının tek yolu, tepelerde durmadan hareket eden bir şatodan, Büyücü Howl'un şatosundan geçmektedir. Sophie büyünün bozulmasını sağlamak için, kalpsiz Howl'la başa çıkmaya, bir ateş ciniyle pazarlık yapmaya ve Çöl Cadısı'yla karşı karşıya gelmeye mecburdur. Bu macera sırasında Howl'un ve kendisinin- bilinmeyen ve olağanüstü yanlarını keşfedecektir.
"Mizah, büyü ve aşkın muhteşem bir karışımı." Publishers Weekly Diana Wynne Jones son kırk yılın en iyi çocuk kitabı yazarı.
(Tanıtım Bülteninden)
Yürüyen Şato Kitaptan Alıntılar
1. ""Ölmediğinden eminim. Ölseydi yüreğimde hissederdim!""
2. ""Senin bir kalbin yok."
"Evet var. Şurada, odunların altında kor halinde duruyor.""
3. ""Howl çok vefasızdır," dedi Calcifer. "Sadece kızlar ona aşık olana kadar onlarla ilgilenir. Sonra umurunda olmaz.""
4. "Ya olduğun gibi kalacaksın ya da hiç kalmayacaksın."
5. "Zaten Sophie hiçbir şeyi beceremiyordu. Bunun sebebi en büyük kız olmasıydı."
6. ""Ancak ölürsem üzüleceksiniz zaten,""
7. ""İnsanları yapboz gibi kullanmaya hakkın yok!""
8. ""Öyleyse hayatına anlam verecek yeni bir şey bulmalısın,""
9. "İnsanların beni sevdiğini fark ettim -sen onları seversen onlar da seni seviyorlar- ondan sonrası kolay oldu."
10. "Kendi kötülüğüyle bile yüzleşemiyor."
11. "Söyle tüm o geçen yıllar nerede kaldı,"
12. "Kendi içine öyle kapanmıştır ki, çoğu zaman burnunun ucunu bile göremez."
13. "İlginç şeyler oluyordu, ama daima başkalarına oluyordu."
14. ""Öldü mü?" dedi Sophie. Neredeyse aptalca bir içgüdüyle, Daha bir saat önce yaşıyordu! diyecekti. Kendini tuttu, çünkü ölüm böyle bir şeydir: İnsanlar ölünceye kadar yaşarlar."
15. "En iyisi, alıp başını gitmekti."
Yürüyen Şato Kitap İncelemeleri
Dikkat spoiler içerir!
Fantastik çocuk kitabı olan 'Yürüyen Şato' Diana Wynne Jones tarafından yazmış. Howl's Moving Castle adı ile 2004 yılında animasyon filmi olarak sinemaya uyarlanmış.
Daha önce Howl'un Yürüyen şatosu filmini severek izlemiştim, kitabı olduğunu fark edince kitabı pdf okarak bulabildim ve okumaya başladım. Film ne kadar kitaptan uyarlanmışsada atlanmış, değiştirilmiş çok kısım vardı. Ama kitap sayesinde filmde aklıma takılan bazı yerlerin cevabını buldum diyebilirim.
Kitabın konusuna gelirsek; Sophie, şapka dükkanında kendi halinde çalışan bir kız iken Çöl cadısı tarafından lanetlenir ve yaşlı bir nine haline dönüşür. Sophie hem laneti kaldıracak birini bulmak hemde kısmetini bulmak için yola çıkar anacak yaşlılığı nedeniyle yorulur ve kızların kalplerini yemekle tanınan büyücü Howl'un yürüyen şatosuna sığınır. Sophie'nin asıl macerasıda şatoda başlar. Sophie, Howl, Calcifer ve Michael'in şatodaki hayatları, lanetlerden kurtulmaya çalışmaları ve birçok olay kitapta okuyucularını bekliyor.
Fantastik kitapları sevenler, Sophie ile kısmetini aramak isteyenler ve Howl'un büyülü dünyasını merak edenler için gayet güzel bir kitap. Kitabı okuyup okumamak size kalmış. Herkese keyifli okumalar.
......
Howl: Korkunç hissediyorum. Bir kayanın altına sıkışmışım gibi.
Sophie : Evet, kalp ağır bir yüktür.
.......
KALP AĞIR BIR YÜKTÜR
Hayao Miyazaki'nin Oscar adayı olan animasyon filmi Yürüyen Şato'nun asıl hikâyesi…
Söylentiler o dur ki yazarımız Diana Wynne Jones bir gün rastgele bir okula kitapları için söyleşiye gider ve orada olan bir miniğimiz ondan kendi kendine yürüye bilen bir şatonun hikayesini yazmasını ister ve bizim can yazarımız hemen işe koyulur.
Miyazakinin her yapıtı benim için mihenk taşları gibidir ve Howlun yürüyen şatosu da öyle. Böyle bir hayal gücü ve yetenek görülmüş değil.
Hikâyemize gelecek olursak 3 çocuklu bir ailenin en büyük kızı olan Sophie nın babasının emaneti olan şapkacı dükkanını çalıştırken günlerden bir gün onu ziyaret eden Çöl cadısı tarafından büyülenmesi.
Ve hayatının tepetaklak olduğu zamanlarda kendini genç kızların kalbini çalan Howlun şatosunda bulması.
Howl gibi kalpsiz ve bencil olan bir büyücü kim bilir neler yapacak bizim Sophie'mize. Yalnız Howl haddinden fazla yakışıklı ve çekici ona göre ^-^
Ateş cinimiz Calcifer ve minik yardımcımız Micheal i unutmayalım.
Ha bir de farklı bir süpriz ile gelen Şalgam Kafayı. Merak etmeyin onlar bizden yana :)
Fantastik ve bir o kadar güzel bir dünya olan bu başyapıtın herkes tarafından okunmasını ümit ederim.
Peki Howl bu kadar kötü mü?
Sophie gibi sıradan bir kız onu kazanabilecek mi?
Ya da büyü ortadan kalkacak mı?
Bu soruların cevabını bulmak için
Yürüyen Şatoya gitmek gerek ;)
Hayao Miiyazaki adını ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. 2000'li yılların başındaki sayılı sinema programlarından birinde "Ruhların Kaçışı" üzerine yapılan olumlu övgüler sonrası hemen bir DVD dükkanına gitmiş ve filmi satın alıp izlemiştim. Gerçek anlamda büyüleyiciydi.
Daha sonra üstadın bağlı bulunduğu Ghibli Studio'nun hemen hemen her yapımını kovalamaya başladım. Sene 2004 bu kovalamalar sırasında tanıştığım mucizelerden sadece bir tanesinin doğum yılı olarak geçiyor.
Howl Moving Castle yani Yürüyen Şato...
Aradan geçen uzun yıllarda defalarca kereler izlediğim, müziklerini huzur aradığım vakitlerde dinlediğim bu şaheserin tabii ki de kitabını da okumak istiyordum. Lakin bağlı bulunduğu yayınevi yıllar yılı bu keyfi tekrar baskısını piyasaya sürmeyerek elimden aldı.
Sonrasında yüksek fiyatlarla piyasaya sürerek her yaştan insanı indirim bekleme durumunda bıraktı. Nihayet o indirimi yakalayıp kitabın elime ulaştığı anın mutluluğunu tarif etmek çok güç. Üzerine kitabın filmle benzer yönleri dışında oldukça farklı karakter ve sahnelere sahip olması çok daha mutluluk verici oldu.
Howl'u ve küpelerini özledi iseniz, Sophie'nin yaşlılıkla beraber gelen ağrıları ile dertlendi iseniz, en önemlisi Calcifer'i ayrı bir yere koyuyorsanız işte size fırsat.
Not: Filmde Howl'u, Cristian Bale'in seslendirdiğini de yeni öğrendim.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Benim de delicesine inanmak istediğim ve kalbimin derinliklerinde de inandığım bir hikayedir Yürüyen Şato. Kitabından önce filmiyle tanıştım. İlk izlediğimde 10 yaşlarındaydım. Çocukken izlemenin etkisiyle mi bu kadar çok seviyorum emin değilim.
Küçükken bazı şeyleri yapmaya cesaret edemezdim çok yüksek ağaçlara tırmanamazdım mesela veya patika aşağı son hız koşamazdım. Bu hikaye bana cesaret veriyor taa o zamanlardan beri. Cesareti, sorumluluğu, insan olmayı, etrafındakilere değer vermeyi ve kalbin ağır bir yük olduğunu ben bu hikayeden öğrendim. Halen daha bazen cesurca davranmaya korktuğum zamanlar oluyor ve bazen içimden keşke kötü bir cadı gelse de beni de yaşlı bir kadına çevirse belki o zaman bende bir şeylerin farkına varır ve yola çıkarım diye düşünüyorum. Kendimi Yürüyen bir şatoda bulurum sonrasında diye hayaller kuruyorum çocukça :)
Ve bir yandan Howl gibi de çıkmazdayım kalbim konusunda. Sadece çocuk ruhlulara mı ağır gelir sıcacık atan yürek. Bir ateş cini ile anlaşma yapsan da kaçamıyorsun kalbinden ve başkası da taşıyamıyor o kalbi. İşte doğru kişi geldiğinde ve o an gözünü kapatıp bir cesaret Yürüyen Şato' ya atıldığında yapman gerekenin sadece bu olduğunu anlıyorsun :)
Bu hikaye bir başkasına çocuk masalı gibi gelebilir veya sizin masalınız bu değildir. Herkes kalbinin derinliklerinde başka şeylere inanır ve başka şeylerin hayalini kurar. Okursanız güzel ve sıcak bir hikaye ile karşılaşırsınız. Kalbinizin derinliklerinde minicik de olsa bi çocukluk kıpırtısı varsa severek okuyabilirsiniz ve son olarak bu kitabı okumama vesile olan çok değerli ucretsizkitap.com.tr okur dostuma buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum :)
Hikaye ile tanışmam Hayao Miyazaki'nin animasyonu vasıtasıyla 13-14 yaşıma dayanıyor. O zamanlar o kadar hayran kalıyorum ki filmi kaç kere izlediğimi bilmiyorum.
Daha sonra öğreniyorum ki film bir kitap uyarlamasıymış! "İşte" diyorum, "yeni favori kitabım belli oldu." Tabi kitap hiçbir yerde yok, bulamıyorum. Daha sonra unutuyorum kitabın varlığını yıllar sonra karşıma İstanbul'da çıkıyor, 22 yaşındayım.
Bir hevesle okumaya başlıyorum ama malesef Elif artık büyüdü ve fantastik onun kapağını bile açmadığı bir tür. Keşke kitap küçük Elif'in eline geçseydi :')
Eminim tüm olaylara farklı yaklaşır, tüm karakterlerle daha iyi bağ kurardı. Şimdiki Elif okuduklarına çok uzak bir gözle bakıyor.
Sözüm fantastik sevmeyenlere bu arada eğer bu türü seven biriyseniz eminim kitabı çok severek okursunuz ilgi çekici bir konusu var. Konusuna gelecek olursak:
Hikayemiz güzel bir genç kızın bir büyücü yüzünden yaşlı bir kadına dönüşüp yollara düşmesiyle başlıyor. Yolda ünlü büyücü Howl'ün Yürüyen Şato'suyla karşılaşınca bir ümit kendini şatoya atıyor...
Dili gayet sade ve akıcı diyebilirim, okurken zorluk çekeceğinizi sanmıyorum.
Bu arada kitap ve film arasında seçim yapacak olsam kesinlikle film derim çünkü kitabını tekrar okumasam da filmini tekrar tekrar izlerim, size de önerim olsun :)
Şimdiden iyi okumalar dilerim.