Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Yürümenin Felsefesi - Frédéric Gros | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Yürümenin Felsefesi Kitap Bilgileri


Yazar: Frédéric Gros
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 25 dk.
Sayfa Sayısı: 191
Basım Tarihi: Ekim 2020
Yayınevi: Kolektif Kitap
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9786055029647
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Yürümenin Felsefesi Kitap Tanıtımı


“Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”

-Henry David Thoreau-



Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu düş, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri... Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?



Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün ebediyen yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.

(Tanıtım Bülteninden)




Yürümenin Felsefesi Kitaptan Alıntılar


1. ""Kopmak zordur" der Nietzsche, "bir bağı ortadan kaldırmak acı vericidir. Fakat çok geçmeden yerine yeni bir kanat çıkar.""




2. "Akort edilmiş iki tel gibi titreşip duran, birbirlerinin titreşiminden beslenen iki mevcudiyetin ahengi sonsuz kez baştan tanışmak gibidir."




3. "Sessizlik, ekseriyetle, karşılaştığım insanlardan daha fazla şey öğretiyor bana."




4. "daha çok para kazanmak adına
sade bir yaşamdan neleri feda ediyorum ?"




5. "Güzel bir havada, güzel bir ülkede telaşa gelmeden yol yürümek ve yürüyüşün sonunda da hoş bir manzarayla karşılaşmak, onca yaşam tarzı arasında zevkime en uygun olanı."




6. "“Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan.”"




7. "Gördüğüm, görebildiğim her şey bana aittir. Ne kadar uzağı görebiliyorsam, o kadar çoğuna sahibim. Yalnız değilim: Dünya bana ait; benim için ve benimle var."




8. "Bi’ yazar şöyle diyordu; “hareket etmezsen acı üzerinde birikir” biriktirmek de hiç öyle insan harcı bir mesele değil! Paylaşmak, bölüşmek, dindirmek ve dinmek varken neden çoğaltmak? İlla çoğalacaksak insan huzur ile çoğalmalı. Gelelim yürümenin felsefesine, durduğun yerden kalk. Kalkmanın sebebini de değiştir, işi, gücü, günlük telaşını, kendini mahkum ettiğin debdebeyi bir kenara koy. Doğaya dön, uzun uzun doğada kendin için nefes al. bir yere yetişmeye telaşın olmadan."




9. "Gecenin köründe uyanıverdiğiniz bir an olur hep."




10. "Sessizlik, ekseriyetle karşılaştığım insanlardan daha fazla şey öğretiyor bana."




11. "Acımak en büyük zaafım."




12. "Bir kez ayakları üstünde dikildi mi, olduğu yerde kalamaz insan…"




13. "Yürümek öncelikle erteleme özgürlüğü sunar."




14. "~

Yürüyüşten hakkıyla keyif almak için

gerekir…

~"




15. "“Bir kere keşfettin mi, kolayca bulursun artık beni; bundan sonraki zorluk beni kaybetmek olacaktır.”
- Nietzsche"





Yürümenin Felsefesi Kitap İncelemeleri


Yürümek nedir? Bir yerden başka bir yere varış mı? Koşuşturmaca mı? Ruhun dilendirilmesi mi? Yoksa insanın kendinden ve hayattan kaçışı mı? Sence hangisi Sevgili Okur?

Kitabımız, Nietzsche, Rimbaud, Rousseau, Thoreau, Nerval, Kant ve Gandi'nin hayatlarında yürümek nasıl bir yere sahip bunu anlatıyor.

Bu kitapta aslında yazarımız bize yürümek üzerinde gerçek mutluluğun sadece madde ile olmadığını göstermek istiyor. Bir insanın mutlu olabilmesi için yatları, katları, evi ya da arabası olmak zorunda değil. İnsan günlerce, aylarca yürüyerekte mutlu olabilir. Tıpkı Kitabımızda olduğu gibi. Aynı zamanda insanlar mutlu olmak istiyorsa küçücük bir sebeple bile mutlu olabilir. Bana bıraksanız ben buraya sayfalarca insanı mutlu edecek sebep yazabilirim ama yazmıyorum. Çünkü herkesi mutlu eden şeyler farklı herkes bunun üzerine düşünüp ben mutsuzum deyip köşesine çekilmek yerine etrafına bakıp, neyi ıskaladığının farkına varsın. Aslında mutluluğun kişinin istediği her yerde olabileceğini anlayayıp, etrafındakilere anlatsın. Özellikle bu pandemi günlerinde nefes alabilmenin en büyük mutluluk olduğunu fark edip, çok geç olmadan kendi ve etrafı için bir şeyler yapsın kendini korusun. Yaşamayan bilmiyor Sevgili Okur. İnşallah kimse bunu acı bir tecrübe ile öğrenmek zorunda kalmaz.

Her şeye rağmen gülümse, İyi okumalar...




Bu kitaba Barış Özcan'ın ucretsizkitap.com.tr videolarını dolaşırken denk geldim ve okumaya karar verdim.Burdaki bazı yorumlara bakarak okumamayı bile düşünüyordum iyi ki dikkatte almayıp okumuşum diyorum şimdi.O kadar yoğun ve harika bir kitap ki sizi düşündürmeden bırakmıyor.Kaç gündür elimdeymiş farkında bile değilim canım sıkılmadan bi o kadar daha okurdum dedim.Sevdiğim kitaplardan kolay kolay kopamıyorum sanırım.
Konusuna gelecek olursak; Yürümenin aslında bir spor olmadığını zihnin ve ufkun açılması için gerekli bir ihtiyaç olduğu vurgulanmakta.Aynı ekmek gibi su gibi.Bir çok şair, yazar ve filozofun yürüyerek, düşüncelerini nasıl özgür kıldığı bizlere aktarılıyor.
Yürümüyoruz bir çoğumuz yürüdüğümüzü sanıyoruz aslında.Yürüme eyleminin, bir kaç kişiyle ve hızlı hızlı yapılan bir eylem olmadığını öğretiyor.Şu içinde bulunduğumuz pandemik durumdan önce de yürümüyorduk.Hepimiz ya bir şeylere yetişmeye çalışıyoruz ya da elimizde telefonlar,karşımızda televizyonlar günü öldürüyoruz.Yaşamadan farkına varmadan çöpe atıyoruz duygu ve düşüncelerimizi.Şimdi sen farklı mısın sanki diyceksiniz.Değilim.Bende bunları yine cacık yaparken ve tek ayağımla bulaşık makinasının kapağını kapatırken düşündüm.Aydınlamama ve farkına varmama engel olmadı bu düşünüş bundan sonra ilk işim dışarı çıktığımda farkına vararak yürümek olacak.Kitap da bahsedilen bir müzikle kapanış yapıyorum.Sevgiler..




Merhaba,
Bazen hedefe varmak için, bazen tabiatla iç-içe olmak için, bazen düşünmek ve iç dünyayı derleyip toparlamak için, bazen ben de varım demek, bazen de birilerini, birşeyleri, biryerleri terketmek için Nietzsche, Rimbaud, Thoreau, Rousseau, Nerval, Kant gibi önemli kişiliklerin hayat yolculuğundaki zamansal ve mekansal yürümeleri örnek verilerek yürümenin felsefesi anlatılmış bu kitapta.

Çoğunlukla yerçekimi ile koordineli olarak gerçekleşen sıralı ve sıradan adımlardan ibaret görülen bu yürüyüşlerde pek çok duygu ve olguya rastlamak mümkün; bazen beden ve ruhun birbirini keşfetmesi, bazen kavuşma, bazen kaçış, bazen ibadet, bazen ben de varım ifadesi, bazen farkındalık, bazen de aylaklık...

Yürüme eylemini muhtemelen daha öncesinde bu kadar derin ve detaylı düşünmemişsinizdir.

Eser, okurken okuyucuyu yormayan, yalın, akıcı bir dille yazılmış. Çevirmenin hakkını da burada teslim etmek gerek; okurken yazarla okuyucu arasında kulak, göz tırmalayan, algıyı filtreleyen hiçbir ifadeye rastlamadım. Bence iyi bir çeviri de özgün eserlerden yeterince istifade adına çok önemli.

Bu kitabı okurken Haemin Sunim'in "Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler" adlı kitabı da akla geliyor. Günümüz dünyasındaki bitmeyen koşuşturmalar esnasında insanoğlunun kaçırdıkları şeylere değinmesi itibariyle her iki kitap da birbirine benziyor.

Farklı ve keyifli bir okuma için düşünülebilecek bir eser...
Keyifli okumalar diliyorum.




"Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et: sosyal ilişkilerdeki baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu... Her zaman bir şeyler yapmak, peki ya "olmak"? Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür günün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler. Bu öylesine baskındır ki boş zamanlarda bile bu takıntılı durumun izleri görülür: aşırı derecede spor yapmak, uyarıcılar yardımıyla dinlenmek, pahalı akşam yemekleri, yoğun gece hayatı, ateş pahası tatiller. Bu tünelden insan ya melankoliyle ya da ölümle çıkar."

Bu kitabı ikinci okuyuşum oldu ve yürürken adeta yüklerimden arındığım ve hafiflediğim gerçeği üzerine uzun bir süre düşündüm. Yürürken hiç kimseyiz. Kitapta da geçen cümle gibi yürümek bedenden başka bir şey istemez. Yürümek yükümüzü hafifleterek, yapma takıntısını içimizden söküp atarak çocuklukta yaşanan o sonsuzlukla yeniden bağlantı kurmamızın yolunu açar. Kitapta genel olarak bahsi geçen Nietzsche, Rimbaud, Rousseau, Thoreau, Nerval, Kant gibi ünlü düşünürlerin yürüme alışkanlıkları üzerinden gerçekleşen bir anlatım var. Her birinin kişiliğiyle ve yaşam tarzlarıyla beraber yürüyüşleri de ona göre şekil almış.




Yürümek sadece vücudumuzun yaptığı bir hareket değil. Bütün ruhunu dinlendiren bir eylem artık benim için. Ünlü felsefeciler niçin bu kadar yürümüş, roma filozofları hariç tabi onlar pek hareket etmeyi düşünmekle bağdaştırmayan kısımda yer alıyor.
Odaklandıkları tek şey öylesine bir hareket etme eylemi olmamalı az çok anlayacağımız üzere.
Kitap size ne katabilir? O anda kalabilmeyi bütün olaylardan soyutlanarak şimdiye dair düşünmeye itebilir. Karpe diem bir modern düşünce değil. Yüzyıllardır bunu yürüyerek insanlar zaten yapıyor. Doğa ile bütünleşerek yürüyor, çevresindeki nesneleleri ağaçları denizleri kendinden bir parçasıymış gibi düşünerek, hissederek, şu an genel olarak insanların düşündüğü iş güç telaşından dünyanın bütün maddiyattan uzaklaştırarak yapıyor . Dini olarak yürümenin hac yolculuğu yapmanın insan ruhu üzerindeki etkilerine değinmiş.
Nietzsce, Rimbaud, Rousseau, Nerval, Kant, Gandhi düşünceleriyle yüzyıllar sonra bile insanlarda büyük etki bırakan bu kişiler yürümeye öyle boşu boşuna kafayı takmış olamazlar...
Sıkıcı, boğucu kalıplarlarla ard arda süsleme ihtiyacı hissettirilmemiş tam tersine bir ormanda, deniz kenarında odanızda oturarak Dünyada herhangi bir yerde rahat nefes alıyormuşsunuz gibi hissederek dalıyorsunuz sayfalara.
Felsefe seven, eylem ile doğa ilişkisinin ruhundan ufakta olsa parçamış gibi düşünebilen çıkarımlar yapabilenlere tavsiye edebilirim
Okur kalmanız dileğiyle..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: