Yukio Mişima En Beğenilen Sözleri
1. "“Benim için epey zor bir kitap, ne dediğini hiç anlamadım.”"
- Aşka Susamış
2. "Tek sıra halinde dizilmiş tüm dünyaya bakıyorum,
Ne olup bittiğinden haberi yok kimsenin."
- Aşka Susamış
3. "Istıraplı bir gün daha sona erdi."
- Aşka Susamış
4. "Tam bir yanılsama dünyasındayız"
- Aşka Susamış
5. "Böylesine can sıkıcılık gençlik çağlarında dayanılmaz olur"
- Yaz Ortasında Ölüm
6. "S.’yi düşünüyorum. O da benimle aynı durumdaydı,
yüreğimin yoldaşı oldu."
- Aşka Susamış
7. "Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı."
- Denizi Yitiren Denizci
8. "Yaşamak zorunda olmak ne kadar da güçtü."
- Yaz Ortasında Ölüm
9. "Bizleri çıldırmaktan koruyan nedir?"
- Yaz Ortasında Ölüm
10. "Ben sade yürekleri severim. Bu dünyada basit bedenlerdeki sade ruh kadar güzel bir şey olmadığını düşünecek kadar severim."
- Aşka Susamış
11. ""Konuşmaya gelince, üstünüze yok. Ama iş başa düşünce, parmağınızı oynatacak cesaretiniz yok.""
- Denizi Yitiren Denizci
12. "Ölüm yaz mevsiminin görkemli saltanatında daha derinden etkiliyor bizi."
- Yaz Ortasında Ölüm
13. "Yalnızlık deniz gibi gürlüyor, ışıltılı lambalarla kaplı şehrin üzerine çullanıyor."
- Yaz Ortasında Ölüm
14. "Güzel bir kadınla baş başa yürüyen bir erkek hayranlık uyandırır ama iki kadının arasında yürüyen bir erkek gülmeyi hak eder."
- Yaz Ortasında Ölüm
15. "Onu sonraki güne bağlaması beklenen umudun ne olduğunu düşündü. Ufacık, herhangi bir umut kırıntısı yeterdi."
- Aşka Susamış
16. "Sessiz sorularına anlayışla karşılık verecek olan denizdir gibi geliyordu ona."
- Denizi Yitiren Denizci
17. "Güzellik artık fazla ağır geliyordu. Güzellik sanki ağır bir yorgan gibi hasta adamın yüregine ağır geliyor."
- Yaz Ortasında Ölüm
18. "Her yere düşerken güneş ışıkları, tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda."
- Yaz Ortasında Ölüm
19. "“Bu dünyada en büyük aptallık evliliktir.”"
- Aşka Susamış
20. "Yüreğimin insan yanı, sanata olan aşkımı gömdü."
- Yaz Ortasında Ölüm
21. "Neden dans ediyordu acaba? Tatminsizlik yüzünden mi? Yoksa mutluluk mu? Ya da ölmekten bir nebze daha iyi olduğu için mi?"
- Yaz Ortasında Ölüm
22. "her an, “Hayattayım, hayattayım,” diye bağırmaya devam etmeyi gerektiren bir ortam."
- Aşka Susamış
23. "çektiği güçlükleri romantikleştirerek düşünmek onun için bir keyifti."
- Aşka Susamış
24. "Hiç aklına geldi mi? Sahil denizin pes ettiği yerdir. Pişmanlıkları, yorgunluğunu, üzüntüsünü taşıyıp bıraktığı yer.Sahili gördüğü zaman deniz bırakır inanmayi ve söner umutları, tıpkı dalgaları gibi.
Biliyor musun, bana ilgisiz bakan gözlerin benim sahilim oldu."
- Denizi Yitiren Denizci
25. "“Tanrılar beni bu bencil dualarımdan ötürü cezalandırır mı acaba?”"
- Dalgaların Sesi
26. "“Kahve istemiyorum.”"
- Aşka Susamış
27. "Yıllar geçerken öyle uzun gelmemişti de, şimdi düşündüğünde başını döndürecek kadar uzun olduğunu hissetti."
- Denizi Yitiren Denizci
28. "mutluluk, tüm yiyecekler içinde en hızlı çürüyeni"
- Aşka Susamış
29. "hayal kırıklığına uğramaktan korkulmadığında istek, istekten ziyade, bir tür çaresizliktir."
- Aşka Susamış
30. "“Neden böylesi zamanlarda insan güveneceği birini bulamaz.”"
- Bahar Karları
31. "Ben sade yürekleri severim."
- Aşka Susamış
32. "Her şey "uzaklarda" idi. Doğru olan da, yanlış olan da "uzaklarda""
- Denizi Yitiren Denizci
33. "Evdeki bütün kitapları okuyup bitirmişti. Her zaman canı sıkılırdı. Sadece kapağına göz atmakla kitabın neden söz ettiğini bileceğini iddia ederdi."
- Denizi Yitiren Denizci
34. "hiçbir insan tamamıyla sahteleşecek kadar dürüst olamaz"
- Aşka Susamış
35. "Ne var ki bizler ümit ettiğimiz şeyler tarafından ihanete uğramanın aksine, hor görmeye çalıştığımız şeyler tarafından ihanete uğrayınca derinden inciniyorduk."
- Aşka Susamış
36. "Onun ülküsü, bembeyaz bir kâğıdın üzerine taze, siyah mürekkeple yazılmıştı."
- Kaçak Atlar
37. "Geçmişe duyduğu özlemi dile getirmek isteyen biri, bunu paylaşacak birine gereksinim duyar."
- Kaçak Atlar
38. "ÂŞIK OLMAMIZ GEREK ARKADAŞLAR."
- Denizi Yitiren Denizci
39. "“Okumak yüreğin besinidir.”"
- Şafak Tapınağı
40. "İnsanlar arınmaktan değil, kirlenmekten hoşlanıyorlardı. Rezilce hırslar, yüce ülküleri yenmişti."
- Kaçak Atlar
41. "Benim için yaşamanın zorluğu beni koruyan zırhımdan
başka bir şey değildir"
- Aşka Susamış
42. "Her şey ''uzaklarda" idi. Doğru olan da, yanlış olan da ''uzaklarda''."
- Denizi Yitiren Denizci
43. "“Bilmek ve eyleme geçmemek, bilmemektir.”"
- Kaçak Atlar
44. "Mutluluk, tüm yiyecekler içinde en hızlı çürüyeni..."
- Aşka Susamış
45. "Gereğinden fazla öz kontrol yaşlı bedenlere zehirdir."
- Aşka Susamış
46. "Karanlık koskocaman bir göz oluyor ve her an gözetleniyormuş duygusunu veriyor insana."
- Denizi Yitiren Denizci
47. "Yalnızlıktan hoşlanan biri olarak tanınmaktadır. Topluluk içinde rahatsız olur. Bu nedenle beraber çalıştığı kişilerle her zaman iyi geçinmez..."
- Denizi Yitiren Denizci
48. "“Dokunabileceğimiz şeyden bir kez ayrıldık mı, artık o şey kutsallaşmıştır; ulaşılamayanın güzelliğini, mucizesellik niteliği kazanır.”"
- Bahar Karları
49. "Hüznün işlenmemiş cevheriyle yetenekli bir sanatçının bileşiminden, ortaya sayısız sanat eseri çıkıyordu -yaşlanmış boyunlara her yıl takılan ve o yaşlı boyunları gizlemeyi beceren boyun atkıları."
- Şafak Tapınağı
50. "“İnsanın her yönden aydınlanması gerekir. Yarım buçuk ölçülerle olmaz.”"
- Bahar Karları
51. "Bu dünyada en büyük aptallık evliliktir."
- Aşka Susamış
52. ".
Her şey "uzaklarda" idi. Doğru olan da yanlış olan da "uzaklarda".
."
- Denizi Yitiren Denizci
53. "Bir amip olsaydım, sürekli bölünebilir bir tekhücreli olsaydım, çirkinliği yenerdim, diye düşünürdü. Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi."
- Denizi Yitiren Denizci
54. "“Okumak
yüreğin
gıdasıdır.”"
- Şafak Tapınağı
55. "Aşk olmasa insanlar iyi anlaşabilirlerdi.
Aşk olmasa…"
- Aşka Susamış
56. "“Ben çocukken belki de insanların aklından geçenleri yansıtan bir ayna gibiydim ve içimdeki her şeyi dışa vuruyordum.”"
- Şafak Tapınağı
57. "“Her şey tıpkı bir sel gibi
sürekli akış hâlindedir.”"
- Şafak Tapınağı
58. "Yaşamak zorunda olmak ne kadar da güçtü."
- Yaz Ortasında Ölüm
59. "Önemli olan tek şey, bir erkeğin sahip olduğu iradedir. Bu iradeye sahipse, o zaman tam bir erkek sayılır. Bizlere, Uta-Jima’da böyle erkekler gerek. Soy sop, servet ikinci derecede şeylerdir."
- Dalgaların Sesi
60. "Belki de odasında, sakince bir öykü kitabı okumaya kaptırmıştır kendini."
- Aşka Susamış
61. "Beni durduran hangi güçlerdi?
Sevgi mi? Hayır, kesinlikle değil.
Sevgim onun ölmesini istiyordu…"
- Aşka Susamış
62. "Bu dünyada yöneten de, yönetilen de insandır. Yalnızca insan olan biri, bir başka insanı yönetmeye kalkışır."
- Kaçak Atlar
63. "Yaşamın bir-iki basit belirti ve karardan oluştuğunu; ölümün doğum ânında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu."
- Denizi Yitiren Denizci
64. ""Yaşam boyunca amaçlayacağın şeyi kimse veremez sana, amacını kendin belirlersin.""
- Denizi Yitiren Denizci
65. "İnsanlar tarafından anlaşılmamak yegâne gurur kaynağım olduğundan başkalarına bir şeyleri ifade etmeye çalışmak, beni anlamalarını sağlamak itkisine de kapılmadım hiç."
- Altın Köşk Tapınağı
66. "Uzun süre acı çekmek insanı aptallaştırır."
- Aşka Susamış
67. "Uzun süre acı çekmek insanı aptallaştırır."
- Aşka Susamış
68. "Gözlerimi kapattığımda, bir sabah, dünya tümüyle değişmiş olacak. O sabah, o duru sabah artık gelmeli."
- Aşka Susamış
69. "Güzel bir kadınla baş başa yürüyen bir erkek hayranlık uyandırır ama iki kadının arasında yürüyen bir erkek gülünmeyi hak eder."
- Yaz Ortasında Ölüm
70. "Gerçekten de yaradılıştan zekidir şu kadın milleti, değil mi?"
- Dalgaların Sesi
71. "Güzel bir kadınla baş başa yürüyen bir erkek hayranlık uyandırır ama iki kadının arasında yürüyen bir erkek gülünmeyi hak eder."
- Yaz Ortasında Ölüm
72. "Edepsiz şakalara tahammülüm yok."
- Aşka Susamış
73. "Anlaşılan tehlikenin ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Tehlike deyince, gazetelerin abartarak yazdığı fiziksel anlamdaki yaralanma, biraz kan akması gibi şeyleri getiriyorlar akıllarına. Bunun tehlikeyle hiç ilgisi yok. Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkaran endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak. Bu denli tehlikeli başka bir iş daha olamaz. Varoluşun kendinde hiçbir korku ya da hiçbir örtülü yan yoktur, bu korku ve tedirginliği yaratan yaşamak eylemidir. Ve toplum, kökende anlamsızdır; kadın erkek bir arada yıkanılan Roma hamamları gibidir."
- Denizi Yitiren Denizci
74. "❂
Yanaklarından aşağı süzülen gözyaşlarını silmeyi bile denememişti daha.
Gülümsemesi, kapkara yağmur bulutlarının arasından çıkıp birdenbire ışıyıveren güneş gibiydi.
❂"
- Dalgaların Sesi
75. "Zaten her şeyden önce, insanın varoluşuyla ilgili hissettiği huzursuzluk yaşamını doyasıya yaşamadığı düşüncesinden doğan şımarıkça bir tatminsizlikten ileri gelmiyor mu ?"
- Altın Köşk Tapınağı
76. "Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır."
- Denizi Yitiren Denizci
77. "Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır. Fakat varoluşu her an aslında olduğu düzensiz haline çözümleyip ortaya çıkan endişeden hareketle, her an ilk kargaşayı yeniden yaratmaya çalışan kaçık bir eylemdir yaşamak."
- Denizi Yitiren Denizci
78. ""Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır.""
- Denizi Yitiren Denizci
79. "Hiçbir trajediye aldanmadan karpuz seçer gibi, ne kadar acı verici bir durum olsa da ne kadar hüzünlü bir şeyle karşılaşsan da önce parmaklarınla yoklayıp bakacaksın."
- Yıldız
80. ""Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır.""
- Denizi Yitiren Denizci
81. ""Sürekli olarak göz yumulmaması gereken şeylere göz yumuyoruz. Aslında hoş görülebilecek pek az şey var.""
- Denizi Yitiren Denizci
82. "Rüzgâr denizden bu yana esiyor, kapalı pencere panjurlarını sarsıyor, lambaları bir ileri bir geri sallayarak içerisinin kâh aydınlık kâh loş olmasına sebep oluyordu. Dışarıda gecenin karanlığında deniz hemen oraya kadar gelmişti. İçeride sallanan lambaların ışığı altında gençlerin yüzleri gölgelenirken dalgaların gümbürtüsü doğanın kudretini ve güvenilmezliğini anlatıyordu sanki."
- Dalgaların Sesi
83. "Yine de, dünyadaki kötülüğü senin de bilmen gerekir, yoksa hiçbir zaman gerçekten güçlü olamazsın.”"
- Dalgaların Sesi
84. "Gerçekten de yaradılıştan zekidir şu kadın milleti, değil mi?"
- Dalgaların Sesi
85. "bilirsiniz, buruk olur tadı yüceliğin."
- Denizi Yitiren Denizci
86. "herkesin önünde öylece susup da bana, beni affedercesine, gülümserse?
O zaman her şey biter; ümit ettiğim tüm o acı,
tüm o imkansız düşlerim"
- Aşka Susamış
87. "Birilerine yardım ettim mi bütün gün keyfim yerinde olur benim."
- Satılık Hayat
88. "Bizleri çıldırmaktan koruyan nedir?"
- Yaz Ortasında Ölüm
89. "“İzlenme”nin ne demek olduğunu sıradan insanlara anlatmayı ne kadar denesemde faydasız. Çünkü “ izlenme” denen şeyin çıkış noktası, bizi sıradan insanların arasından çekip sıradışı kılmasına dayanıyor."
- Yıldız
90. "Kadınların sesinden, hepsinden nefret ediyorum. Bu kadınları tesbih tanesi gibi ipe dizip krematoryuma atsalar nasıl da rahatlar içim. Fakat öldükten sonra bana bakmaya devam etme ihtimallerine karşı gözlerini önceden oyacağız."
- Yıldız
91. ""Ölüm, yaz mevsiminin görkemli saltanatında
daha derinden etkiliyor bizi.""
- Yaz Ortasında Ölüm
92. "Ses çıkaramadığından değil; sadece ses çıkarmadı."
- Aşka Susamış
93. "Gece sisli caddenin puslu ışıklarında
Benden ayrı, o gözlerin aklıma gelir."
- Yıldız
94. "Ben yirmi üç yaşındayım, yapamayacağı şey yok dedikleri yaştayım."
- Yıldız
95. "- Aslında hoş görülebilecek pek az şey var; örneğin, deniz.
- Ve gemiler…"
- Denizi Yitiren Denizci
96. "Gençlik grupları yürüyüşe geçtiler bile."
- Altı Çağdaş Nô Oyunu
97. "İnsan düşününce şurada rahat rahat oturup konuşmamızı bile bir mucize gibi görüyor, öyle değil mi?"
- Bir Maskenin İtirafları
98. "İnsanın dile düşmesi çok kolaydır."
- Dalgaların Sesi
99. "ışıklar sönük olursa utanmam sanmıştım. oysa tam tersi oldu. karanlık koskocaman bir göz oluyor ve her an gözetleniyormuş duygusunu veriyor insana."
- Denizi Yitiren Denizci
100. ""Oğlum, yaşam boyunca amaçlayacağın şeyi kimse vermez sana, amacını kendin belirlersin.""
- Denizi Yitiren Denizci
101. "Istıraplı bir gün daha sona erdi. Bugünü nasıl olup da sonuna dek geçirebildiğime kendim bile hayret ediyorum."
- Aşka Susamış
102. "Herkes unutur."
- Denizi Yitiren Denizci
103. "Bu dünyanın üzerine boydan boya yapıştırılmış bir 'olanaksızlık' etiketi vardır. Ve bu etiketi yırtıp atabileceklerin sadece biz olduğumuzu aklından çıkarma."
- Denizi Yitiren Denizci
104. "yaşamın bir-iki basit belirti ve karardan oluştuğunu; ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu."
- Denizi Yitiren Denizci
105. "kıskaçlığı tarif edilemeyecek kadar onur kırıcıydı"
- Aşka Susamış
106. ".
Ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu.
."
- Denizi Yitiren Denizci
107. "Bulutlar hızla sürükleniyor, gökyüzü bir aydınlanıyor bir kararıyordu.."
- Dalgaların Sesi
108. "Ne söylerse söylesin, hiç umursama."
- Dalgaların Sesi
109. "“Yaşam, yürekteki sargı bezlerinin her gün değiştirilmesiydi ve bu işlem, genç yaşlı ayırt etmeksizin bütün umarsız hastaları acıdan bağırtıyordu.”"
- Şafak Tapınağı
110. "Okul da, toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."
- Denizi Yitiren Denizci
111. "''Sen burada yokken hiçbir şey olmadı...''"
- Denizi Yitiren Denizci
112. "Dürüst bir hissi farklı nedenler bularak mantıklı hale getirmeye çalışmamda sorun yoktu. Ama bazen beynimin ürettiği sayısız neden, kendimin bile öngöremediği duyguları bana dayatıyordu. Ve bu duygular aslında bana ait bile değildi."
- Altın Köşk Tapınağı
113. "Gariptir, bu hayran kulüpleri neden bu kadar çirkin kızla dolup taşar acaba? Bazen aralarında kötürümler bile oluyor. Demem o ki dışarı çıkıp bunca çirkin kızı bir araya getirmeye çalışsanız beceremezsiniz."
- Yıldız
114. "Nasıl ölmeli acaba?"
- Yıldız
115. ""Her yere düşerken güneş ışıkları, tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda.""
- Yaz Ortasında Ölüm
116. "... ama şimdi en önemli şey, sabır. Tıpkı balıktaki gibi. Her şeyin yoluna gireceğinden emin olun. Haklı olan, hakkını sessiz sedasız da kabul ettirir."
- Dalgaların Sesi
117. "... ama şimdi en önemli şey, sabır. Tıpkı balıktaki gibi. Her şeyin yoluna gireceğinden emin olun. Haklı olan, hakkını sessiz sedasız da kabul ettirir."
- Dalgaların Sesi
118. "Yoko’nun başı kopmuştu. Başı kopmuş halde diz çökmüş ama sanki gizli bir güç onu ayakta tutuyormuş gibi, yıkılmamıştı. Yalnızca beyaz kollarını iki yana açıp kanat gibi çırpmıştı."
- Yaz Ortasında Ölüm
119. "“Her yere düşerken güneş ışıkları,” diyor Baudelaire, “tükendi gençliğim zifiri karanlık fırtınalarda.”"
- Yaz Ortasında Ölüm
120. "Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."
- Denizi Yitiren Denizci
121. "Çay buruktu. Bilirsiniz, buruk olur tadı yüceliğin."
- Denizi Yitiren Denizci
122. ""60 yaşına da gelsen sana benim sevimli, yakışıklı prensim demeye devam edeceğim.""
- Yıldız
123. "Bütün insanlar, ne kadar günah varsa hepsini sırtlarında taşıyarak yaşayıp gidiyorlar."
- Satılık Hayat
124. "Hiçbir şey uzun sürmez."
- Denizi Yitiren Denizci
125. "Belki de en ufak bir sevinci bile eninde sonunda pahalı ödeyeceğimiz büyük bir lütuf olarak görmeye alıştık."
- Bir Maskenin İtirafları
126. ""Bu dünyada dövülmekten daha beteri de vardı.""
- Denizi Yitiren Denizci
127. "İnsanın dile düşmesi çok kolaydır."
- Dalgaların Sesi
128. "Umutlarını ve düşlerini teker teker ele almaya ve denizcilerin, kamaralarındaki takvimi günbegün karalamaları gibi, bu umut ve düşleri teker teker kafasından silmeye başladı.
`"
- Denizi Yitiren Denizci
129. ""Kendini, kalbinin en kuytu köşelerine kadar mutsuz hissediyordu.""
- Dalgaların Sesi
130. "O yaşıyorken de bana ait değildi."
- Aşka Susamış
131. "İşyeri onun için kavgasız gürültüsüz bir rahatlama alanıydı."
- Dalgaların Sesi
132. "“Kıskanç olduğunu yadsırsan sevmeyi de bırakmış olursun”"
- Aşka Susamış
133. "Ne var ki bizler ümit ettiğimiz şeyler tarafından ihanete uğramanın aksine, hor görmeye çalıştığımız şeyler tarafından ihanete uğrayınca derinden inciniyorduk. Sırttan hançerlenmekti bu."
- Aşka Susamış
134. "İnsan mükemmel kadına ömründe bir kez rastlardı ve ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı."
- Denizi Yitiren Denizci
135. ""Yaşamak zorunda olmak ne kadar da güçtü.""
- Yaz Ortasında Ölüm
136. "Hadi uyan artık!"
- Altı Çağdaş Nô Oyunu
137. "Her şeyi yutmalıyım, ne olursa olsun her şeyi… Çarem yok, gözlerimi kapatıp kabullenmeliyim her şeyi…"
- Aşka Susamış
138. "Dünyanın karanlıkları içinde bir yerde, salt onun için var olan ışıklı bir nokta vardı ve günün birinde salt onu aydınlatmak için kendisine yaklaşacaktı."
- Denizi Yitiren Denizci
139. "...ne var ki hiçbir insan tamamıyla sahteleşecek kadar dürüst olamaz."
- Aşka Susamış
140. "İnsan mükemmel kadına ömründe bir kez rastlardı ve ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı."
- Denizi Yitiren Denizci
141. "Doğudaysa bulutlar, derler rüzgâr çıkacak,
Batıdaysa bulutlar, derler yağmur yağacak,
Patladı mı kötü hava bir anda.."
- Dalgaların Sesi
142. "Eylemlerimiz,
duygularımıza kıyasla, ne kadar da çabuk unutulur."
- Aşka Susamış
143. "Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi.."
- Denizi Yitiren Denizci
144. "İnsan mükemmel kadına ömründe bir tek kez rastlardı ve mutlak ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı.
`"
- Denizi Yitiren Denizci
145. "İnsanda kalp diye bir şey de var tabii, niçin çarptığını da kimse bilemez."
- Bir Maskenin İtirafları
146. "“Gördüğünüz bu beden, yanımda taşıdığım oyuncak bir bebek yalnızca.”"
- Şafak Tapınağı
147. "Soytarı ne de olsa yine soytarıdır, onu kendi haline bırakmalı ki ne hali varsa görsün."
- Dalgaların Sesi
148. "Gerçek tehlike yaşamak eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır."
- Denizi Yitiren Denizci
149. "“../yaşam boyunca amaçlayacağın şeyi kimse veremez sana, amacını kendin belirlersin,..”"
- Denizi Yitiren Denizci
150. "O kadar zaman boyunca ne kadar acı çektiğimi sen nereden bileceksin. Bu acıyı yüreğimden söküp, şimdi senin çektiğin acıyla benimkini karşılaştırıp, hangisinin daha büyük olduğunu görebilseydik..."
- Aşka Susamış
151. "Ne var ki hiçbir insan tamamıyla sahteleşecek kadar dürüst olamaz."
- Aşka Susamış
152. "Tokyo’da gördüğü filmler ve okuduğu kitaplar, artık gözlerinin içine bakıp, “Seni seviyorum,” diyecek bir erkek bulma isteğini uyandırmıştı ruhunda, yoksa “Beni seviyorsun,” diyen bir erkek değil. Ne var ki bunu asla yaşayamayacağına inanıyordu."
- Dalgaların Sesi
153. "Çıplak ayakla yürürsen ayakların kesilebilir. Yürümek için ayakkabıya gereksinim duyduğu gibi yaşamak için de hazır düşünceleri olmalıydı insanın."
- Aşka Susamış
154. "... ölüm hükmünü giymiş bir suçlu intihar etmez."
- Bir Maskenin İtirafları
155. "“Öyle, orada düşünüp dururken, vakit inanılmaz bir hızla geçti. Düşünmeye alışkın olmayan Şinji, bir şeyler düşünmenin beklenmedik bir yararını keşfettiğine şaşırmıştı: Düşünmek, zaman geçirmeye yarıyordu. Şinji, kesin bir kararlılıkla düşünmeyi bıraktı. Bu yeni alışkanlığının çok iyi yanları olsa bile, her şeyden önce tehlikeli bir yanı da vardı.”"
- Dalgaların Sesi
156. "Tokyo’da gördüğü filmler ve okuduğu kitaplar, artık gözlerinin içine bakıp, “Seni seviyorum,” diyecek bir erkek bulma isteğini uyandırmıştı ruhunda, yoksa “Beni seviyorsun,” diyen bir erkek değil. Ne var ki bunu asla yaşayamayacağına inanıyordu."
- Dalgaların Sesi
157. "Çıplak ayakla yürürsen ayakların kesilebilir. Yürümek için ayakkabıya gereksinim duyduğu gibi yaşamak için de hazır düşünceleri olmalıydı insanın."
- Aşka Susamış
158. "Ufuktaki bulutların arkasında saklı olan güneş buram buramdı. Denizin üzerinde yüzen iki-üç karabatak boyunlarını suyun üstüne çıkarıp uzatmışlardı. Uta-Jima’ya doğru dönüp de gerilere bakılınca, adanın güneyinde, sürüler halinde yaşamakta olan karabatakların dışkılarıyla kireç gibi bembeyaz boyanmış kayalıkların parladığı görülüyordu."
- Dalgaların Sesi
159. "" En sağlam gemi bile döner limana ...""
- Dalgaların Sesi
160. "Düşünceden kurtulmak için,
Çabalamak bile düşünmektir.
Düşünme! demek bile,
Düşünülmemelidir."
- Kaçak Atlar
161. "Duygularımda da kekemelik vardı. Duygularım hiçbir zaman zamanında yetişemiyordu."
- Altın Köşk Tapınağı
162. "../denize açılırken uzaklaşan kıyının görüntüsü onu hiçbir zaman ağlatmazdı.."
- Denizi Yitiren Denizci
163. "Hiç kimse kendini adamadan bir işi layığıyla yapamaz bence. Günümüzde ise insanlar kendilerine adayacakları bir iş bulamadan çalışıyorlar, ne kadar üzücü haldeler."
- Aşka Susamış
164. "Bu taşra insanları beni düşmüş bir kadın olarak görüyor. Oysa ki benimkinden katbekat düşkün hareketleri hiç çekinmeden yapıyorlar."
- Aşka Susamış
165. ""Ölümün doğum anında kök saldığını ve insanın ömür boyu bu kökü sulayıp yetiştirmekle yükümlü olduğunu düşünüyordu.""
- Denizi Yitiren Denizci
166. "Karanlık koskocaman bir göz oluyor ve her an gözetleniyormuş duygusunu veriyor insana.
`"
- Denizi Yitiren Denizci
167. "...insan tarihten ders alacaksa salt bir dönemin belli bir bölümünde yoğunlaşmamalı, o dönemi oluşturan pek çok karmaşık, aykırı verileri de derinlemesine incelemeli. Her parçayı alıp doğru yerine yerleştirmeli. O parçaya özelliğini veren çeşitli ögeler hesaba katılmalı. Kısacası insan tarihe, tarihi geniş ve dengeli bir biçimde görebilecek bir perspektiften bakmalı.
İşte, tarihten ders almak, dedikleri şey bu, bence.
Herkesin kendi yaşadığı döneme bakış açısı sınırlıdır, zamanını bütünüyle görebilmesi güçtür. İşte bu nedenle, tarihin sunduğu kapsamlı görüntü hem bilgilendirir, hem de kişinin izleyebileceği bir model oluşturur. Anlık sınırlamalara bağımlı olarak yaşayan biri, zamanı aşan tarihin kendisine sunduğu o engin bakış açısından yararlanarak, içinde yaşadığı dünyayı kapsamlı olarak görebilir, kendi dar bakış açısını genişletebilir. Tarihin insanoğluna sunduğu en yararlı ayrıcalık budur.
Tarihten ders almak demek, belli bir dönemin belli bir yönüne saplanıp kalmak ve onu şimdiki zamanın belli bir yönünü yeniden biçimlemek için model olarak kullanmak demek değildir. Geçmişin parçalı bulmacasından belli bir parçayı alıp onu şimdiki zamana yerleştirmeye çalışmak, başarıyla sonuçlanabilecek bir girişim değildir. Bu, tarihle oynamak demektir..."
- Kaçak Atlar
168. "Öğleden sonraydı, batmakta olan güneş Higaşi Dağı’nın ardında kaldığı için fener kulesinin çevresi hanidir gölgelikti. Denizin üstündeki aydınlık gökyüzünde bir kara çaylak kuşu daireler çizerek uçuyordu. Kanatlarını yoklar gibi sırayla indirip bir sağa bir sola pike yaptı, tam yere çarpacak gibi olduğunda da dosdoğru yukarıya yöneldi, sonra da kanat çırpmadan süzülüp gitti"
- Dalgaların Sesi
169. "Ben sade yürekleri severim. Bu dünyada basit bedenlerdeki sade ruh kadar güzel bir şey olmadığını düşünecek kadar severim."
- Aşka Susamış
170. "“Kadınların çığlık sesi neden hep böyle aynıdır acaba.”"
- Yaz Ortasında Ölüm
171. "Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi.
`"
- Denizi Yitiren Denizci
172. "“Dünya büyük güzel bir kitapta son buluyorsa, kitap basıldıktan sonra, hemen bir kitapçıya koşmak için asla geç kalınmış sayılmazdı.”"
- Şafak Tapınağı
173. "Ben sade yürekleri severim. Bu dünyada basit bedenlerdeki sade ruh kadar güzel bir şey olmadığını düşünecek kadar severim."
- Aşka Susamış
174. "Kendi kuyruğunun peşinde dönüp duran kedi gibi dönüp duruyordum."
- Yaz Ortasında Ölüm
175. "Çıplak ayakla yürürsen ayakların kesilebilir. Yürürken ayakkabıya gereksinim duyduğu gibi yaşamak için de hazır düşünceleri olmalıydı insanın."
- Aşka Susamış
176. "Konuşmaya gelince, üstünüze yok. Ama iş başa düşünce, parmağınızı oynatacak cesaretiniz yok."
- Denizi Yitiren Denizci
177. "Sarayları andıran şık bir sinemaydı. Yalnız koltuklar çok dar ve sertti.
Oturmayın denediğimizde, tavukların tünediği değneklerin üzerindeyiz sandık. Hiç rahat değildik, gerilerimiz sancımağa başlamıştı. Bir süre sonra, arkamızdan bir adam bağırdı: «Oturalım, oturalım...»
Ama oturmuştuk ya işte, herhâlde şaka ediyor diye düşündük. Ne var ki bize çok iyi davranan bu bay, biraz sonra ne yapacağımızı gösterdi. Bunların açılır kapanır koltuklar olduğunu, oturmadan önce aşağı itmemiz gerektiğini söyledi. Budalaca davranışımızdan ötürü utanmıştık. Koltukları aşağı itince, ne kadar yumuşak olduklarını anladık, hani Tenno bile oturabilirdi bu koltuklara. Günün birinde annem de böyle bir koltuğa otursa ne güzel olurdu..."
- Dalgaların Sesi
178. "“Güzel bir yıl olsun...""
- Dalgaların Sesi
179. "Aynada görülen yüzün gerçekliğine inanmayı, oradaki görüntünün benliğine ait olduğunu düşünmeyi, insan nasıl açıklayabilir acaba? Aynaya bakmanın zevkini unutalı uzun zaman olmuştu, ama acı benliğine inatla yapışıp kaldıkça benliğini farklı şekillerde hissetmekten de uzaklaştırıyordu."
- Yaz Ortasında Ölüm
180. "Varoluşun kendinde hiçbir korku ya da hiçbir örtülü yan yoktur, bu korku ve tedirginliği yaratan yaşamak eylemidir. Ve toplum kökende anlamsızdır; kadın erkek bir arada yıkanılan Roma hamamları gibidir. Okul da toplumun minyatürüdür: Bu yüzden bize boyuna buyruk veriyorlar. Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."
- Denizi Yitiren Denizci
181. "Eylemlerimiz, duygularımıza kıyasla, ne kadar da çabuk unutulur."
- Aşka Susamış
182. "“Bir şey, bir daha geri döndürülemez biçimde kayıp gitmekte.”"
- Bahar Karları
183. "Sevda bir insanın göğsünü acılı bir özlemle doldurduğunda ne duyulur, Şinji çoktandır farkındaydı bunun ..."
- Dalgaların Sesi
184. "Ölümün göğü açıktı ve bana yaşamın göğüyle aynı görünüyordu."
- Altın Köşk Tapınağı
185. "“Ne böylesine popüler bir şarkının derinlerine saklanmış duygularımı hissedebilir, ne beni zaman zaman ağlatan can yakıcı o atmosferi tadabilir ne de erkeklik gururumla dolup taşan yüreğimin karanlık tarafını görebilirdi bu kadın. Öyleyse benim için et parçasından başka bir şey olmayacaktı.”"
- Denizi Yitiren Denizci
186. ""Bu dünyada kahraman diye bir şey yok!""
- Denizi Yitiren Denizci
187. "Kendini aşan şeylere hırs duyanları görmekten nefret ederim."
- Yıldız
188. "“Bir amip olsaydım, sürekli bölünebilir bir tekhücreli olsaydım, çirkinliği yenerdim, diye düşünürdü. Oysa insan, hiçbir şeyi yenebilecek oranda ufak ya da büyük değildi.”"
- Denizi Yitiren Denizci
189. "Dünya çılgın bir yere döndü."
- Aşka Susamış
190. "Gençken zararlı alışkanlıklar edinmemek sonraki yaşlar için iyidir."
- Aşka Susamış
191. "Ölümün göğü açıktı ve bana yaşamın göğüyle aynı görünüyordu."
- Altın Köşk Tapınağı
192. "“Ne böylesine popüler bir şarkının derinlerine saklanmış duygularımı hissedebilir, ne beni zaman zaman ağlatan can yakıcı o atmosferi tadabilir ne de erkeklik gururumla dolup taşan yüreğimin karanlık tarafını görebilirdi bu kadın. Öyleyse benim için et parçasından başka bir şey olmayacaktı.”"
- Denizi Yitiren Denizci
193. "Kendi kendini aldatma, benim sığındığım son duraktı; çünkü ciddi bir şekilde yaralanan kimse, hayatını kurtaracak sargı bezi temiz midir diye sormaz."
- Bir Maskenin İtirafları
194. "Yoksa, zevkin insanlara öğrettiği bakışlara artık sahip olmuş da, zevk limanına demir attığını anlar anlamaz oradan kaçıp kurtulmaya çalışan denizciler gibi, içim içime sığmaz mı olmuştu acaba?"
- Yaz Ortasında Ölüm
195. "Yalnızlık yüklü bir manzaraydı. Ayrıca üzerimde, teşekkür edilen kişinin alçakgönüllü gülümsemesini beklemeksizin teşekkür edebilmenin dinginliği vardı."
- Yaz Ortasında Ölüm
196. "... ne var ki hiçbir insan tamamıyla sahteleşecek kadar dürüst olamaz."
- Aşka Susamış
197. "İçimde, ruh ile et arasında beliren basit, apaçık bir ayrılık vardı."
- Bir Maskenin İtirafları
198. "Aşırı bilge bir kadın çekici değildir, tıpkı aşırı gururlu bir kadın gibi."
- Bir Maskenin İtirafları
199. "Bir kadın için kudret ölçüsü, âşığını cezalandırırken ona vereceği acının büyüklüğüdür."
- Bir Maskenin İtirafları
200. "Hayatıma ister iki yüz bilmem kaç bin ¥ değer biçilsin, ister otuz yen hiç fark etmez. Para ancak biz sağken hayatı yönlendirebilir."
- Satılık Hayat
201. "... ne var ki hiçbir insan tamamıyla sahteleşecek kadar dürüst olamaz."
- Aşka Susamış
202. "İyi misin? Teknen batmak üzere. Hala mı yardım çağırmıyorsun? Ruhunun gemisini fazlasıyla istismar ettin, kendini sığınacağın limandan yine kendin yoksun bıraktın. Artık kendi gücünle denizde yüzmek zorundasın."
- Aşka Susamış
203. ""Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir. Hiç kuşkusuz, yaşamak, varoluşun farklılaştığı bir kargaşadır.""
- Denizi Yitiren Denizci
204. "Yine de, dünyadaki kötülüğü senin de bilmen gerekir, yoksa hiçbir zaman gerçekten güçlü olamazsın.
`"
- Denizi Yitiren Denizci
205. ""yalnız kendi kendimi görüyordum.""
- Bir Maskenin İtirafları
206. "Sevgim onun ölmesini istiyordu."
- Aşka Susamış
207. "Biliyor musunuz, insan ne denli uzun süre gemide kalırsa kalsın, fırtınalara bir türlü alışamıyor. Yani, her fırtınaya yakalanışınızda, işte bu sefer hapı yuttuk, işimiz bitti diyorsunuz."
- Denizi Yitiren Denizci
208. "Eylemin gerekli olduğu durumlarda ben hep sözcükler tarafından zapt edilirdim."
- Altın Köşk Tapınağı
209. "Bir avuç kör adam, bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor, sınırsız yeteneklerimizi paramparça ediyor."
- Denizi Yitiren Denizci
210. "Benim özel bir kaderim olmalı; sıradan insanlara bahşedilemeyecek, salt benim için var edilmiş parlak bir yazgı."
- Denizi Yitiren Denizci
211. "İnsanların samimiyetini kazanmaya çalışırken farklı hissediyordum kendimi."
- Yaz Ortasında Ölüm
212. "Bu dünyada sade bir öz, basit bir ruh; yalnızca bunların olması yeterlidir."
- Aşka Susamış
213. "İnsanların samimiyetini kazanmaya çalışırken farklı hissediyordum kendimi."
- Yaz Ortasında Ölüm
214. "Bu dünyada sade bir öz, basit bir ruh; yalnızca bunların olması yeterlidir."
- Aşka Susamış
215. "Yaşamımız yalnızca uyarıcı şeylerle kuşatılmış değildir. Yaşam bazen insanı uyutuverir. İyi yaşamayı başarabilen insanlar sürekli uyanık olanlar değildir. Arada sırada kararlılıkla uyuyabilen insanlardır."
- Yaz Ortasında Ölüm
216. "Neredeyse karşısına çıkan herkes, ona yakınlık beslemeden edemezdi. Kendisi de, onu sevmeyen birinin çıkabileceğini aklının ucundan bile geçirmezdi."
- Yaz Ortasında Ölüm
217. "Gözlerimizin önünde başka bir dünya yaşanıyordu ve bizim o dünyanın içerisinde ufacık çarklar olduğumuzu hissetmemiz bile zordu."
- Yaz Ortasında Ölüm
218. "Ben sade yürekleri severim."
- Aşka Susamış
219. "Kişi, insanların onu gördüğü kişi gibi yaşayabilir mi?"
- Altın Köşk Tapınağı
220. "Yalnızlık orada bir ev köpeği gibi, çocuk eve döner dönmez üzerine atılmaya hazır, bekliyordu."
- Şafak Tapınağı
221. "“Gerçek tehlike yaşama eyleminin ta kendisidir.”"
- Denizi Yitiren Denizci
222. "Bir kadın olarak bir erkeğin yaşamına egemen olabilirsin. Bir kadın için bundan daha büyük bir başarı var mı ki?"
- Aşka Susamış
223. "Kişi, insanların onu gördüğü kişi gibi yaşayabilir mi?"
- Altın Köşk Tapınağı
224. "Yalnızlık orada bir ev köpeği gibi, çocuk eve döner dönmez üzerine atılmaya hazır, bekliyordu."
- Şafak Tapınağı
225. "Ciddi konulara girmekten kaçınmak için özellikle çaba harcıyordu. Gülerken de gözleri hiç gülmüyordu... Bu farklılıkları yakaladıkça benden tamamen farklı bir karakteri olduğundan tamamen emin olup rahatlamıştım. Kendimle aynı yüze sahip bir insanla karşılaşmak beni ziyadesiyle rahatsız etmişti."
- Yaz Ortasında Ölüm
226. "Henüz çıkaramadığım seslerin, bu ayın parlattığı sessiz dünyanın bir yerinde aslında zaten var olduğunu düşündüm. Çeşitli denemelerin ardından o seslere ulaşıp onları uyandırmaktan çok memnun olacaktım."
- Altın Köşk Tapınağı
227. "Olması gereken de buydu. Aşk olmasa insanlar iyi anlaşabilirlerdi. Aşk olmasa..."
- Aşka Susamış
228. "Uzun süre acı çekmek insanı aptallaştırır."
- Aşka Susamış
229. "Bir tartışma çıktı mı, kocasını konuştuğuna pişman ettiriyor, sonra yeniden aralarını bulmak istiyormuş gibi, kocasının çoraplarını canla başla yamamağa, ya da yemeğini hazırlamağa koyuluyordu."
- Dalgaların Sesi
230. "Ne var ki bizler ümit ettiğimiz şeyler tarafından ihanete uğramanın aksine, hor görmeye çalıştığımız şeyler tarafından ihanete uğrayınca derinden inciniyorduk."
- Aşka Susamış
231. "Henüz çıkaramadığım seslerin, bu ayın parlattığı sessiz dünyanın bir yerinde aslında zaten var olduğunu düşündüm. Çeşitli denemelerin ardından o seslere ulaşıp onları uyandırmaktan çok memnun olacaktım."
- Altın Köşk Tapınağı
232. "Olması gereken de buydu. Aşk olmasa insanlar iyi anlaşabilirlerdi. Aşk olmasa..."
- Aşka Susamış
233. "Belki de odasında, sakince bir öykü kitabı okumaya kaptırmıştır kendini."
- Aşka Susamış
234. ""Tanrılara olan inançlarını bir an bile olsun yitirmemiş, her zaman tanrıların
onları gözetip koruduğunu hissetmişlerdi.""
- Dalgaların Sesi
235. "Güzellik beni yaşamdan alıyor ve ondan koruyordu."
- Altın Köşk Tapınağı
236. "İnsanlar tarafından anlaşılmamak yegâne gurur kaynağım olduğundan başkalarına bir şeyleri ifade etmeye çalışmak, beni anlamalarını sağlamak itkisine de kapılmadım hiç."
- Altın Köşk Tapınağı
237. "İnsan mükemmel kadına ömründe bir tek kez rastlardı ve mutlak ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı."
- Denizi Yitiren Denizci
238. ""Köpekler tam olarak yalnız insanlardan başkasına gerçek anlamda ısınmazlar""
- Yaz Ortasında Ölüm
239. "Bu gerçek kırıntılarından göz kamaştırıcı bir saray yapmaya yetecek güç yoktu ortada…"
- Denizi Yitiren Denizci
240. "Bu kadar kırılmışken aynada nasıl bir bütün halinde görünebiliyorum ?
Bu aynalar yaşamdan vazgeçmememiz için Tanrı’nın bir oyuncağı olmalı ?
Çünkü her şeyimi ona vermişken nasıl olur da hâlâ ben olarak yansıyorum."
- Bir Maskenin İtirafları
241. "Kendim için ne canlı ne de ölüydüm."
- Bir Maskenin İtirafları
242. "Çünkü dünya her şeye karşın var olmalıdır!
Peki ama neden?
Çünkü yalnızca dünyanın varlığı -aldanış dünyası- insana aydınlanma şansı verir."
- Şafak Tapınağı
243. "“Ruhlar neden sakin, karanlık ve sessiz yuvalarından ayrılarak var olmak zorundaydılar? İnsan yüreği dingin sürekliliği neden geri çeviriyordu?”"
- Şafak Tapınağı
244. "Gözlerime bakmış olsaydı, ona duyduğum sevginin ne garip, ne anlatılmaz bir şey olduğunu muhakkak anlardı."
- Denizi Yitiren Denizci
245. "Güzellik beni yaşamdan alıyor ve ondan koruyordu."
- Altın Köşk Tapınağı
246. "İnsanlar tarafından anlaşılmamak yegâne gurur kaynağım olduğundan başkalarına bir şeyleri ifade etmeye çalışmak, beni anlamalarını sağlamak itkisine de kapılmadım hiç."
- Altın Köşk Tapınağı
247. "İnsan mükemmel kadına ömründe bir tek kez rastlardı ve mutlak ölüm araya girer, onları yazgılarında belirlendiği gibi kucaklardı."
- Denizi Yitiren Denizci
248. "Bu gerçek kırıntılarından göz kamaştırıcı bir saray yapmaya yetecek güç yoktu ortada…"
- Denizi Yitiren Denizci
249. "Uzun süre acı çekmek insanı aptallaştırır. Acıdan aptala dönmüş kişi artık sevinçten şüphe duyamaz olur."
- Aşka Susamış
250. "İlişkilerini bıraktıkları noktadan sürdürmek, dört ay giyilmeyen bir ceketi sırta geçirivermek kadar kolay olacak mıydı?"
- Denizi Yitiren Denizci