Yolpalas Cinayeti Kitap Bilgileri
Yazar: Halide Edib Adıvar
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 30 dk.
Sayfa Sayısı: 88
Basım Tarihi: Şubat 2017
İlk Yayın Tarihi: 1937
Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750724817
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yolpalas Cinayeti Kitap Tanıtımı
Halide Edib Adıvar’ın 1936 yılında Paris’te kaleme aldığı bir cinayet romanı, Yolpalas Cinayeti. Bu kısa roman, Adıvar’ın güçlü anlatımını göstermesi bakımından son derece değerli. Kitap, 1900’lerin başında Şişli’de bir konakta işlenen bir cinayetin görüldüğü dava ile başlıyor ve o yılların İstanbul’una dair gözlemler eşliğinde anlatılıyor. Dönemin İstanbul’unu, kentte yaşayan aydınların Türkiye’ye ve Avrupa’ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne seriyor.
Yolpalas Cinayeti Kitaptan Alıntılar
1. ""İnsanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyle bağlanıyorlar.""
2. "‘Anlamak affetmektir.’"
3. ""Delilerin, deli olmayanlara benzemesi çok korkunç bir şeydir.""
4. "Büyük bir Fransız kadını, “Anlamak affetmektir,” demişti."
5. "Onun gözleri hâlâ mazide."
6. "Hayır, bilhassa öldürmek hakkı hiçbir ferde verilmemiştir. Çünkü hayat yeryüzünde en mukaddes bir şeydir."
7. "Belki de insanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar"
8. "Büyük bir Fransız kadını, “Anlamak affetmektir,” demişti."
9. "Belkide insanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar."
10. "Büyük bir Fransız kadını, "Anlamak affetmektir," demişti."
11. "Büyük bir Fransız kadını, “Anlamak affetmektir,” demişti."
12. "Hayat, Allah’ın en güzel eseridir. Onu bozmak hakkı ferdin değil,
cemiyetin, ırz, mal ve can emniyetinin muhafızı olan adliyenindir."
13. "Hayır, bilhassa öldürmek hakkı hiçbir ferde verilmemiştir. Çünkü hayat yeryüzündeki en mukaddes şeydir. Allah’ın en güzel eseridir."
14. "Delilerin, deli olmayanlara benzemesi çok korkunç bir şeydir."
15. "... öldürmek hakkı hiçbir ferde verilmemiştir. Çünkü, hayat yeryüzünde en mukaddes bir şeydir. Hayat, Allah’ın en güzel eseridir."
Yolpalas Cinayeti Kitap İncelemeleri
Nadire isimli Kaz Akkız lakabıyla bilinen genç bir kadının hâkim tarafından sorgulanması ile başlıyor kitap. Köylerinde annesiyle başbaşa yaşayan ve kazlara çobanlık edip yüreğinde merhamet dolu olan bu kız nasıl olur da neler yaşayıp da cinayet işleyecek duruma gelir? Kitabı okudukça yavaş yavaş aydınlanıyor bu bilgi. Annesinin başına gelen bir olay sonucu onu kaybeden Nadire gelişecek olaylar sonucu İstanbul'da hatrı sayılır bir ailede dadılık yapmaya başlar. Bu ailenin şoförünü görünce de eski kötü anıları canlanır ve cinayeti bu şekilde işler. Fakat onun merhametini yenip bir insanı öldürmeye götürecek kadar deliliğe sevkeden saikler ne olabilir?
Kitapta zengin muhitin gösterişçi dünyasını, eşini kaybeden bir annenin köylüler tarafından uğradığı zorbalığı, babasız kalan küçük kızın hor görülüp dışlandığını görüyoruz. Sonradan zengin bir eşe sahip olan Sacide'nin de değişimine Bi zenginlik içinde kendini nasıl kaybedip her şeyi abartılı olarak yaşadığına şahit oluyoruz. Düzenbaz bir adamın yaptığı, neden olduğu kötülüklere ve hak ettiği sona şahit oluyoruz.
Halide Edip kısa bir kitapta bir çok duyguyu işlerken, en çok da masum bir insanın yaşadıkları sonucu nasıl da cinayet işleyebileceğine fakat bunu tamamen içindeki merhametten dolayı, annesine, minik bir kaz yavrusuna, dadılığını yaptığı küçük çocuğa bağlılığından dolayı yaptığını vurguluyor.
Adaletin de kimi zaman insanın o suçu neden işlediğini derinlemesine incelenerek verilmesi gerektiği mesajını veriyor.
Kısa ama etkileyici bu kitabı severek okudum. Kitapseverlere de tavsiye ederim.
İsmine bakacak olursanız klasik katil-polis-maktül üçgeninde olan bir cinayet romanı gibi gelebilir. Fakat bu kitap klasik bir cinayet romanı değil. Cinayet araştırması yapılarak suçlunun tespit edilmesi amacında olan bir kitap da değil. Cinayete sebep olan nedenlerin tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarıldığı bir kitap olduğunu söylemek daha doğru olur. Öldürme eylemini gerçekleştiren kişi kitabın başında açıklanıyor ve hikaye mahkeme salonunda başlıyor. Gerçekleşen cinayet ekseninde aynı zamanda zengin-yoksul, köylü-kentli ve doğu-batı gibi tezat kavramlar da olay akışı içerisinde eleştirel bir gözle değerlendirilmişti. Katil olan kişinin eylemi gerçekleştirene kadar ki hayat hikayesi derinlemesine psikolojik çıkarımlarla aktarılmıştı. Halide Edip bu kitapta cinayet eyleminin arkasındaki masumiyeti gözler önüne sermeye çalışmıştı. Öldürme eylemi her ne kadar kabul edilemez bir durum olsa da yazar burada konunun akışı içerisinde katil olan kişinin karakterini öyle haklı sebeplerle anlatmıştı ki etkilenmemek mümkün değil.
.
Konusuna gelirsek; oldukça zengin bir ailenin çocuğuna dadılık yapan Akkız isminde genç kız cinayet işlediği gerekçesiyle mahkemeye çıkarılıyor. Evde şöförlük yapan Mükerrem’i öldürmüş ve evin hanımını da yanlışlıkla yaralamıştır. Akkız’ı hukuk eğitimi almış Rıfkı öyle bir savundu ki gözlerim dolu dolu oldu
.
Halide Edip’ten farklı bir tarzda yazılmış, kadın haklarına da değinen kısa ve etkileyici bir kitaptı. İlk defa Halide Edip okuyacaklara da öneririm
''Belki de doğru. Belki de insanlar birbirlerine kanla, sınıfla değil inandıkları şeyde iştirakle bağlanıyorlar.. ''
Halide Edip in Cumhuriyet dönemi eseri bu romanında bir cinayetin arkasındaki sınıf farklılıklarını ve ahlak anlayışını anlatıyor.Aslında öyle çok farklı, şaşırtıcı, vurucu bir kurgusu yok. Klasik polisiyelerde katilin kim olduğu üzerinde durulur ya heyecan yaratılır. Bu roman da bu heyecanın aksine cinayetin nedeni üzerinde durulmuş. Roman, Akkız olarak anılan kişinin Mükerrem adındaki adamı öldürmesini anlatıyor.Adamımız Mükerrem.Mükerrem de ne ararsanız var. Günümüz suç makinaları ile yarışır nitelikte. Mükerrem neyse de sonunu kendi hazırlamış bir yerde. Ben bir ara Sacide ye takmıştım aslında, muhtemelen görgüsüzlüğü ön plana çıkardı onu Kesin onunla ilgili bir şey olacak diyordum. Kitapta Sacide o kadar ön planda ki ister istemez bir şey yapacak diye düşündüm Üstelik birde kadının adını da sürekli yanlış hatırlıyorum. Nereden yerleşti ise notlarımı bile yazarken bir baktım Refika yazıp durmuşum Neyse cinayete dönelim. Aslında bu cinayetin nedeni yıllar öncesine dayanıyor. Olaylar ise genelde mahkemede geçiyor gibi ama öncesinde neredeyse son 20 sayfaya kadar olayların zemini hazırlanmış. Bu tür kitapları severim ama sürekli okuma halinde değilim. Kitap yaklaşık 90 sayfa kadar.Normalde kısa sürede bitecek bir kitap. Ben başladım ama okuyana kadar arada iki kitap bitirmiş bulundum Çok akıcıydı diyemeyeceğim kitap başlarda birazcık sıkmış olabilir. Yine de Yolpalas cinayeti diğer kitaplara oranla daha az bilinse de bence okunması gereken kitaplardan.
HALİDE EDİP ADIVAR -YOLPALAS CİNAYETİ
.
.
.
Güzel bir haftaya merhabalar ...Bugün sizlere #yolpalascinayeti ile geldim yazarın hiç kitabını okumamış biri olarak bu 72 sayfalık kitabı büyük ilgiyle okuduğumu söylemek isterim.
Gelelim kitabımızın konusuna adından da anlaşılacağı üzere polisiye bir kitap fakat öbür klasik polisiye kitapları gibi katili sonunda değil de en başından biliyorsunuz.1936 yılında Paris'te kaleme alınmış o dönemin şartlarına göre yazar büyük ustalıkla yazmış.
Nadire yetim büyüyen kendi halinde köyde annesi ile yaşayan bir kız,kuruş kuruş para biriktiriyorlar ana kız ne için öküz alıp daha iyi bir hayat yaşamak için annesinin hayatına bir adam giriyor ve annesini kandırıp paraları öküz alma bahanesi ile alıp kayıplara karışıyor ve bu olaydan sonra annesini üzüntüden kaybediyor.Nadire Bursa'da bir eve besleme olarak alınıyor birgün Sallabaş ailesi ile tanışıyor onların sarı saçlı ve ayağı aksayan bakıma muhtaç oğulları var ona bakmak için İstanbul'a Yolpalas apartmanına geliyor.
Bir akşam işlenen elem cinayet,Nadire'nin küçük çocuk için yaptığı fedakarlık,mahkeme de suçlu bulunan kişinin yargılanması ve idamdan Nadire'yi kurtarmak isteyen avukat Rıfkı ve bu cinayetin aslında hiç bilinmeyen gerçek yüzü peki bu avukat bütün gerçekleri su üstüne çıkarabilecek mi?
İnsanlar masumdur Nadire'yi ve yaşadıklarını öğrenince ona hiç kızmadım,kızamadım gerçekten hak verdim daha önce yazarın kitaplarını okumadım için çok pişman oldum son olmayacak bütün kitaplarını okumak istiyorum peki sizler bu kitabı okudunuz mu?
Dün Halide Edib Adıvar'ın yazıldığı Yolpalas Cinayeti kitabını #okudumbitti
Alışılmış cinayet romanlarından farklı olarak ölenin ve öldürülenin belli olduğu romanda cinayetin sebebi irdeleniyor. Dönem yazarlarından biri olduğunu ve toplumsal sorunları kaleme aldığını düşünürsek sınıf ayrımının ve daha sosyetik kesimin yozlaşmasını da çok net bir şekilde gözler önüne seriyor aslında Halide Edib.
Meslek, maddi imkanlar ve sosyal statü gibi dönemin insanı kategorize eden unsurları beraberinde biraz da kesin hüküm getiriyor. Dul bir kadının fahişe olarak tanımlanması veya eş, dost, akraba dahi olsa o kişiyle aslı olmayan yakıştırmalara maruz kalması.
Bu noktada aslında toplumda var olmak için mücadele eden, kalbindeki sevgiyi hiç kaybetmemiş ve hayata sımsıkı sarılmış dünyalar iyisi bir Akkız... Cinayeti işlemiş olsa da sebepler ortaya çıktıkça, geçmiş deşildikçe insanın yüreği sızlıyor. Ne denir bilmiyorum ama masum ve hayatın sillesini yemiş gencecik bir kızın adaleti kendisinin nasıl ve neden sağladığını okumak beni çok etkiledi.
Toplumun sosyetik kesiminde de olsan, mal varlığın başkalarının gözlerini de kamaştırıyor olsa kalbin yozlaşmaya başladığında insanlığını ve benliğini de kaybetmeye başlıyorsun. Anne babasını dahi hor gören, dünyaya hükmedecek bir gücü olduğunu zanneden insanlara dönüşüyorsun. Burada sevindiğim tek nokta adaletin bir şekilde tecelli etmesi oldu. Belki tam belki değil ama bu ayrışma daha güzel nasıl kaleme alınabilirdi bilmiyorum. Çok beğendim ve kesinlikle #tavsiye