Yoksulluk İçimizde Kitap Bilgileri
Yazar: Mustafa Kutlu
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 57 dk.
Sayfa Sayısı: 104
Basım Tarihi: 2021
İlk Yayın Tarihi: 1981
Yayınevi: Dergâh Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759953126
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yoksulluk İçimizde Kitap Tanıtımı
Bedeni ve maddi hazlara bağlı bir mutluluk düşüncesini besleyip büyütüyoruz. Dünya mahabbetini sayısız teferruat ile zenginleştiriyoruz. Nefsin ihtirasları bizi her an değişik parıltılar yayan eşyaya doğru koşturuyor. Bu vahşi koşu modern dünyanın simgesidir. "Yoksulluk İçimizde"; kalbi olanı, aşkı ve öteleri dile getirerek hayatın hakikatına işaret ediyor. İçimizdeki yoksulluğu farketmek için belki bir imkandır bu.
(Arka Kapak)
Yoksulluk İçimizde Kitaptan Alıntılar
1. "“Bir araba, bir kat ve bir koca diyordu herkes. Oysa bir araba, bir kat ve bir koca bulan arkadaşlarının şikayetlerini dinler dururdu öbürleri…”"
2. "Bir araba, bir kat, bir de koca diyordu herkes. Oysa bir araba, bir kat, bir de koca bulan arkadaşlarının şikayetlerini dinler dururdu öbürleri."
3. "Güzel şeyler var etrafımızda. Bazıları bu güzel şeylerin farkına varıyorlar."
4. ""Seninle harama batmamamış bir beldeye hicret edelim.""
5. "Hepimiz bir kuşatmadayız. İliklerimize kadar ıslanmışız. İçimizin mikropları içimize bir aykırı çöp uzanmayagörsün, hep birden o çılgın danslarına başlıyorlar. Şerha şerha yararak kalbimizi, yeniden ve bir daha ebedi uykusuna, sevgili gafletine terk ediyorlar. Hakikate yeniden ve bir ilâhî vesile, bir lütuf ile tutununcaya kadar."
6. "Kader teneffüs ettiğin her nefeste seninle!"
7. "Seninle harama batmamış bir beldeye hicret edelim."
8. "Ne ki senden alınmıştır, o senin hayrınadır."
9. "“Seninle harama batmamış bir beldeye hicret edelim.”"
10. "Aslanı tilkiye boğduran felek."
11. ""
.""
12. "Hayatım her gün kazandığım yeni yalnızlıklarla zenginleşiyor."
13. "“Güldü. Garip bir gülüşü vardı. Gülünç bir şeye değil de acı bir şeye güler gibiydi.”"
14. "“…yıldızlara bir bak. Düşün!.. Madem ki içinde bulunduğun yer, konuştuğun kimse sana feyz vermiyor; terk e mâni olan ne?”"
15. "Hayatım her gün kazandığım yeni yalnızlıklarla zenginleşiyor."
Yoksulluk İçimizde Kitap İncelemeleri
Ne yazmaya çalışsam boşa gidiyor sanki. Hiçbir cümlem bu kitabın bende yarattığı etkiyi anlatamayacak. Ne kadar da yerinde bir kitap ismi.. Ne kadar da mütevâzı... Keşke içimizdeki hissen yoksulluğumuz gerçekte dışımıza da yansısaymış. Herkes yoksulluğunu farketmiş bu kitapla birlikte, umarım biraz daha yön verebiliriz o halde hayatımıza.
Ben kimim, diye sormaya başladım kitap bitince; Engin miyim, Süheylâ mıyım? Yoksa ikisi bile değil miyim? Ya da hem Süheylâ hem de Enginmiyim. Mesela ben karşıma çıkan insanlara bu halin ne diye sorsalar, müslüman olduğumu söyleyebilir miyim, sevdiğim adamı terkedebilir miyim Allah yolunda -ki belki de kitaba anlamını veren sahne de bu olsa gerek- veya ne biliyim Engin gibi sahip olduğum tüm zenginliklerin farkında bile değilim belki de.
Bu kitaptan benimle gelecek bir sürü kısım var. Süheyla'nın bir gün Üsküdar sahilinde otururken birden ezan okunmaya başlıyor ve Süheyla 'hayyalelfelah' sesini duyuyor, Engin'in nişanlandığı haberini tam da o gün duyuyordu Süheyla. Sahi, umarım biz de en umutsuz olduğumuz vakitte kurtuluşa erebiliriz.
Veya Engin'in gökyüzüne baktığında bir yıldızın kaydığını görmesi.
Bizim dışımızda gerçekleşen o kadar güzel olaylar var ki hayatımızı kaplayan keşke bunların farkında olabilsek... Keşke en çaresiz olduğumuz vakitlerde yüzümüzü yaratıcıya dönebilsek. Yoksulluğumuzu farkedebilsek ve imanın zenginliğiyle hayat bulsak. İnşallah o halde.
Ne zamandır inceleme yazmıyorum. Yeni bitirdim üzerine bir iki kelam edeyim. Bakarsın okuyacak birisi çıkar.
Daha önce bir çok defa Mustafa Kutlu okudum bu eserinde farklı bir koku var. İlk baskısı 1981'in Şubat'ı imiş yayınlanalı çok geçmiş üzerinden, bize okumak ise bugüne nasipmiş. Belki size de nasip olur...
İncelemeyi "bir aşk, bir hidayet ve bir hidayet daha" diyerek bitirmeyeceğim tabi ki. İçerisinden bir kaç alıntı paylaşayım sizinle, en son da bir örnek verip bitireyim...
"- Ben hayatın bir imtihan olduğuna inanıyorum. Yeniden dirilişe, öbür dünyaya inanıyorum.
- Ben de inanıyorum
- Peki niçin öyleyse ömrünün her anını mal biriktirmeye harcadın, harcıyorsun..."
"- Bende değişiklik oldu mu?
Şaşırdı gazeteci.
- Ne değişikliği, nasıl?
- Yani yüzümde, gözümde bir başkalık var mı?
Ferahladı sonra.
- Hayır, biraz yüzünüz kızarmış, içkiden olabilir. Rakılar da bozuldu beyim, iyi rakı kaldı mı ki?
- Peki size bir şey sormak istiyorum.
- Buyurun.
- Haram ne demek?"
"Gökyüzüne bakarken Engin. Bir yıldız kayıyor. Hep böyle olur. İnsanlar gökyüzüne bakar ve bir yıldız kayar. Aslında bundan daha tabii ne olabilir? Bir yıldızın kayışını görmek bile kâfi değil midir?" - Bu alıntıdan sonra kainatın bize konuştuğunu bir kez daha hatırladım. Yoksulluk gerçekten içimizde...
Ebu Talha ve Ümmü Süleym'in hikayesini okumuş muydunuz? Okuyun!
Kitabın içerisinde Ataullah el-İskenderî'nin "Hikem-i Atiyye" kitabından bir özette bulunuyor. Mustafa Kutlu hazırlamış. Beni çok etkiledi. Umarım sizi de etkiler. Her neyse ben gidip yıldız gözleyeceğim. İyi geceler...
İçimde kontrol edemediğim bazı duyguların esiriyken ve kitap okumaya uzunca bi süre ara vermişken elimin istemsizce gittiği bir kitap oldu. Ne denmelidir bilmiyorum. Öyle bi anda sindire sindire okudum ki tüm gerçekler acı bir şekilde yüzüme vurdu. İçimde kopan her şey kaybolan parçalar belki de korktuğum tüm duygular gün yüzüne çıktı. Kitaplığımda kaybolmaya yüz tutmuş bir kitaptı nerden buldum nasıl çıktı karşıma bilmiyorum. Ama en doğru zamanda çıktığı konusunda çok şanslıyım. Yoksulluk nedir? Parasız kalmak mı, yoksa para denizinde yüzerken ya da kendini geçindirebilecek kadar bi miktar kazanırken bile Allah’a şükürlerini sunmayı bi kenara bırakmak mı? Yoksulluk neydi. Giyecek iki parça kıyafetinin olması mıydı, yoksa sayısız giyecek arasında bir kez olsun başını secdeye dayayıp tüm ruhunla teslim olamamak mıydı? Yoksulluk bizim içimizde,yüreğimizde eksilen tüm duygularımızda. Yoksulluk inançta, Allah’ı unutuşumuzda. Süheyla yüreğinin yoksulluğunu örtüsünün altına sığınarak gideren adının anlamı gibi iyi huylu güzel kadın. Sevdiği adamın Engin’in derin sularındaki kayboluşuna tanıklık ediyoruz. Benim karşıma beklemediğim bir anda çıkan bu kitap aklımda ve yüreğimde eksik kalan parçaları oturtmamda yardımcı oldu. Yoksulluk bizim ruhumuzda. Giderelim.
Bir oturuşta okunacak bir kitap ama bence bir okuyuşta kavranabilecek bir kitap değil. Bazı paragrafları 2-3 kere okudum. O kadar güzel bir anlatım ki oturup sade bir hikaye okuyacağınızı düşünürken sorgulamaya başlıyorsunuz. Hayatı, yaşamı, kendini, kim olduğunu, ne için yaşadığını gibi.
En sevdiğim kitaplar beni düşündüren kitaplardır. Sade bir kurgu okumak hep sıkıcı gelir bana ama düşünmek öyle mi?
Bu eserde de insan ister istemez içine dönüyor. Bence güzel bir aşk anlatılmış. Hani derler ya Gerçek aşk insana verildimi aslolan aşkı bulur diye. Burda da bunun örnepi var bence.
Süheyla'nın Engin'e olan aşkı ona gerçek olan aşkı bulduruyor. Engin ise para, mal, mülk için bıraktığı kızın değişimi ve içindeki aşkında etkisiyle değişiyor.
En çok Süheyla'nın kararlı tutumunu kıskandım. Tamamen zıt bir yaşantıdan sonra İslamın gerçekleriyle tanışması ve bir çırpıda eski yaşantısı silmesi çok etkileyici bence. Sevdiği adamı yanlış olduğunu bildiği için reddetmesi.
En çok üzüldüğüm yanı ise; kuran okuyan, mevlidlere giden annesi ve çevresindeki insanların Süheyla tesettüre girip namaza başlamasıyla "Süheyla Müslüman oldu" demeleri çok acı. Kendilerini Müslüman kabul eden insanların, gerçek bir Müslüman gördüklerindeki alaycı tavırları dünyadaki en acınası şey sanırım.
Sözün kısası kitaba gelecek olursak, ben çok sevdim. Eğer sıradan bir kurgu okumak istiyorsanız yanlış kitap ama içinize dönüp hayatı sorgulamak iatiyorsanız kesinlikle okuyun derim.
Vesselam.
“hayyalel-felah” çağrısı...
Süheyla'nın yaşamını değiştiren o kelime.
Engin, Süheyla ve Şükran iş arkadaşlarıdır ve Süheyla ile Engin arasında gönül bağı olur. Fakat bu birliktelik uzun sürmeden sebepsiz bir şekilde Engin ortadan kaybolur. Şükran ise Süheyla'a Engin'in nişanlandığı haberini veriri. Engin'in gidişiyle ve yakın arkadaşının bu haberiyle hayatı alt üst olan Süheyla, hayyalel-felah kelimesiyle yeni bir görüşü benimseyerek yeni bir hayata başlar.
Süheyla Müslüman olur, uzun montlar, sade başörtüler tercih etmeye başlar. Eski arkadaş çevresini değiştirir ve İslam'a uygun yaşamaya başlar.
Günün birinde arkadaşı Şükran yanına gelerek ona Engin hakkında konuştuğu yalanı söyler fakat bu Süheyla da tesiri olan bir itiraf olmamıştır.
Süheyla yeni bir hayata başlamıştır ve halinden memnundur.
Şükran'ın nişanı olur ve Süheyla da yakın arkadaşı olduğu için gider. Enginde oradadır ve Süheyla ya bu etki etmez.
Zaman geçer, Engin İslamı bir hayat yaşar ve istediği zenginliği de bulmuştur.
Engin de Süheyla da aynı yolda yürüyen iki yabancıdır artık...
•Ölüme ağlama. Kalbe bak. Hata ve isyan ile pişman, ibadet ve taat ile neşveli değilsen, zaten ölüsün.
Mustafa Kutlu bizleri canlı diri bir dünyaya çağırıyor, insani duyguların olduğu...