Yitik Cennet Kitap Bilgileri
Yazar: Sezai Karakoç
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 3 dk.
Sayfa Sayısı: 143
Basım Tarihi: Mart 2021
İlk Yayın Tarihi: 1978
Yayınevi: Diriliş Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789123493937
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yitik Cennet Kitap Tanıtımı
Bu kitap, Eylül 1974'ten Ocak 1976'ya kadar Aylık Diriliş Dergisi'nde, 21 Haziran 1976-14 Ekim 1976 arasında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü'nde Zülküf Canyüce takma adıyla yayınlanmıştır.
Yitik Cennet Kitaptan Alıntılar
1. "Aşktır gönlün alın teri."
2. "Ateşten koruyan.
Hz. İbrahim'in samimiliği ve ihlasıydı."
3. ""
4. "Ot gibi varolacağına öl ve tekrar diril."
5. "“Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun, inananlar için muhakkak bir Nuh'un Gemisi vardır.”"
6. "O, cennetin bir kapısı değil, cennet'in ta kendisidir."
7. "Dışını böyle süsleyerek içindeki boşluğu gizliyorsun."
8. "Yalnız, inanan kişi, imtihandan geçmez. İnanana inanan da geçer imtihandan…
İmtihan ve çile hepimizi saran gökkuşağıdır."
9. "Ölürken yeni doğmuş gibi ölebilmek, bu dünyaya gelişimizin sebebi."
10. "Her planda hakikat, kendi hükmünü yürütmekte."
11. "Bizzat Allah ilan etti.
و ما أرسلناك إلا رحمة للعالمين"
12. ".
Seni öldürmeye gelen, s/ende hayat bulsun.
."
13. "o yüzden değil mi ki,
dışını böyle süsleyerek içindeki boşluğu gizliyorsun?"
14. "...dışını böyle süsleyerek içindeki boşluğu gizliyorsun..."
15. ""Ben nefsimi aklamam; çünkü nefs, kötülüğü buyurucudur. Ancak koruyucu Allah'tır.""
Yitik Cennet Kitap İncelemeleri
Hz.Adem'le başlayıp son Peygamber ﷺ ile biten bir diriliş, yitik cenneti bulma serüveni.
Kitap, Eylül 1974'ten, Ocak 1976'ya kadar aylık Diriliş dergisinde, 21 Haziran 1976 - 14 Ekim 1976 arasında Diriliş Pazartesi-Perşembe Günlüğü'nde, Zülküf Canyüce takma adıyla yayınlanmıştır.
Başlıklar şöyledir :
•Adem (a.s.)
•Nuh(a.s.)
•İbrahim(a.s.)
•Yusuf(a.s.)
•Musa(a.s.)
•Süleyman(a.s.)
•Yahya(a.s.)
•İsa(a.s.)
•Son Peygamber ya da yeniden bulunmuş Cennetﷺ
Hz.Adem(a.s)'den Son peygambereﷺ yitirdiğimiz cenneti tekrar nasıl kazanabiliriz?..Sorusuna cevap niteliğinde kaleme alınmış bir eser. Sezai Karakoç, yukarıda yazmış olduğum peygamberlerin isimleri altında dirilişi ve cenneti bulma yollarını, farklı bir bakış açısı ile okuyucusuna sunuyor.
"Sen peygamberleri birbirinden ayrı sanma. Aynı dersi okuttular hepsi de insanlığa. Ölüm, ateş ve kılıç karşısında aynı ruhtu dimdik ayakta duran ve hakikat sancağını taşıyan."
Evet bütün peygamberlerin görevi insanlığa hakikati anlatmaktı. Farklı imtihanlardan geçerek "hakikat"i anlattılar.
"Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh'un Gemisi vardır. İnananlar ona sığınırlar ve onu felâketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her inanç grubu için böyle bir "Diriliş" umudu vardır."
Yaşadığımız dönemden çok fazla şikayetçiyiz lâkin inananlar için bir kurtuluş gemisi, 'Nuh'un gemisi' mevcut. Teslim ol ve kurtul dercesine.
SEZAİ KARAKOÇ - YİTİK CENNET
Öncelikle hepinize merhabalar, kitap dostlarım. Bugün sizlere ruhumu harekete geçiren bir yazar olan Sezai Karakoç' tan Yitik Cennet kitabını inceleyeceğim.
Öncelikle kitabın konusuna bakacak olursak; kitabımız, bir medeniyet nasıl inşa edilir, nasıl gelişir, nasıl yok olur gibi sorulara cevap niteliği taşıyor.
Medeniyet kavramını peygamberlerin hayatı ile birleştirerek en ince detaylarıyla anlatıyor. Hz. Adem(as)' dan başlayarak, belli başlı peygamberlerin hayatından kıssalar eşliğinde medeniyet kavramını mükemmel bir şekilde anlatıyor.
Kitapta, hem peygamberlerin hayatlarını hem de bunların günümüze nasıl yansıdığını okuyoruz.
Kitabın dil ve anlatımına bakacak olursak, dili gayet anlaşılır, anlatımı da okuru sıkmayacak türden.
Ben bu değerli yazarımızla bir kitap dostu sayesinde tanışıp, daha önce iki kitap okumuştum ve çok beğendiğim için bu kitabını da okumak istedim.
Ruhuma ilaç gibi gelen bu kitabı okurken çok çok beğenerek, hayata dair bir çok çıkarımlarda bulunarak, yeni hedefler koyarak okudum ve bu güzel kitaptan oldukça istifade ettim. Birbirinden değerli alıntılamalar yaptım.
Sizler de ruhunuza iyi gelecek, Müslümanlık bilincini hatırlatacak yahut güçlendirecek bir eser okumak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Yitirilen şey değerli olur.
Kıymetli hale gelir.
Önemi anlaşılır bir şekilde.
Yitirilen şey eğer ki CENNET ise işte o zaman insanoğlu dünyada kendini sürgünde gibi hisseder. Bu his de herkese nasip olmaz. Kendini dünyada sürgündeymiş gibi hisseden Sezai Karakoç o ender kişilerden… Öyle ki, üstad şiirinde “Uzatma dünya sürgünümü benim” diyerek ve hayatını bu düsturla yaşayarak bunu, yani ender olduğunu kanıtladı. Allah mekanını cennet eylesin.
***
Her insan bir arayış içindedir, yitiğini arar aslında. Kimi dünyalık metaları ararken, kimi de bu dünyalık metaların ardındaki hakikati arar. Bu hakikat İslam’ın ta kendisidir. Sadece perde ile yetinmeyen insan, perdenin arkasındakine ulaştığında işte o zaman yitiğini bulmuş olur ve iç huzuruna erer. Çağımızda da İslam hakikatleri yitirildi. İslam kendinden bir şey kaybetmedi, kaybetmeyecek de. Taze ve diri bir şekilde keşfedilmeyi bekliyor. Sezai Karakoç da bu kitapta en güzel şekilde İslam’ın önemine vurgu yaparak İslam peygamberlerinin kıssaları ile harmanlamış olduğu o enfes tespitlerini ortaya koymuş.
***
Ezcümle, “Yitik Cennet” en sevdiğim kitaplardan biri oldu. Herkesin döne döne okuması gereken bir kitap…
Bol istifadeli okumalar dilerim.
Kitapla kalın…
***
“Daha dünyadayken dünyadan çıkmak gerek. Ölmeden önce ölmek gerek.” (Sayfa 27)
•••
“Kolay imân bir inkâra dönüşebilir. Ama çile çekilerek erilen inanç, inkârların fırtınasına dayanıklıdır.” (Sayfa 28)
•••
“Roma, nefsimizdir.”
(Sayfa 119)
Sezai Karakoç'un okuduğum beşinci kitabı
kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da insanların yaptığı yanlışları ve nasıl doğru bir yol izlenmesi gerektiğini anlatıyor.
Hz. Âdem ile başlayan yitik cenneti bulma yolculuğu, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.) ile nihayete erer. Her peygamber kurtuluşa açılan bir kapı ve insanlık medeniyetinin mihenk taşıdır. Hz. Muhammed (s.a.v.) ise kurtuluştur ve insanlık medeniyetin nihai tamamlayıcısıdır.
Hz. Âdem varoluş hikmetini, Hz. Nuh varoluşun temellenmesini, Hz. İbrahim inancın temellenişini, Hz. Yusuf devlet ilkelerini ve yönetimini, Hz. Musa zulmün karşısında bir duruşu ve hakikatin mutlak yasasını, Hz. Süleyman ideal devleti ve hakimiyeti, Hz. Yahya şehadeti ve inananlarının sesini, Hz. İsa yeniden dirilişi ve dimdik ayakta duruşu, Hz. Muhammed (s.a.v.) ise kurtuluş kapılarının ardını ve cennetin kendisini sembolize eder.
Ah
ah! Ne kadar derinsin , ne kadar aydın . Ne kadar alimsin, düşünürsün ve gelecek adına ne kadar ümit var. Peygamberlerin hayatlarını hiç bu kadar psikolojik sosyolojik açıdan okumamıştım. İnsanlık hayvanlardan aşağı düştükleri an gelmiş hep kurtarıcılar. O yitik cenneti buldurmuşlar insanlığa . Okurken ilmek ilmek satır satır hissederek cümlelerin altını çizerek okudum. Saygıyla minnetle . Allah Sezai Karakoç'tan razı olsun.
“ Medeniyetini yitirmiş aydınlar yâd uygarlıkların taklit cehenneminde kavrulup dururken, bir diriliş esintisiyle aralarından sıyrılacak olanlar, bu satırlarda, belli belirsiz, yeni bir mayalanmanın ilk çizgilerini sezer gibi olurlarsa, görevin yapılmış olması mutluluğundan bir serinlik ilk sabah çiğlerini düşürmüş olacaktır gecede alev alev yanan ruhumuza kuşkusuz. „
Ben Sezai Karakoç'u betimlemelerin ve benzetmelerin piri olarak nitelendiriyorum. Bu kitabında da yine akla gelmeyecek benzetmelerle ve kendine has edebiyatıyla beni mest etti..:)
Kitap, Diriliş sancağını oluşturan ve taşıyan dokuz peygamberden bahsediyor: Âdem, Nuh, İbrahim, Yusuf, Musa, Süleyman, Yahya, İsa, Muhammed.
İncelemelerde özet gibi kitaptan bahsetmeyi sevmem ama çok beğendiğim bir bölümden bahsedeceğim.
“ Cenneti, bulmak için yitirmek gerekiyordu. ” Nitekim öyle de oldu. Bulmamız gereken yitik bir cennetimiz var. Peki neden yitirdik?
İnsanın en büyük şeytanı nefis yüzünden mi?
Karakoç, cennetten kovulma sebebini "toprak" olarak yazmış. (Kendi yorumu mu bilmiyorum) ona göre yasak yemiş toprağın çocuğu buğdaydı. Düşününce mantıklı geliyor. Bunca savaş neden var, toprak için değil mi?
“Zaruretin tohumudur buğday. İçinde özgürlüğü yok eden bir güç gizli. İnsanı içten yakalayan bir zincirdir. YOKSULLUĞUN BİTMEZ TÜKENMEZ KİTABIDIR. Evet, buğday, sonsuz zenginliğin içinde fakirliğin, imkânın içinde zaruretin tohumu olarak boy gösterdi cennette...„
Sezai Karakoç'u eleştirecek kapasitede bir insan olduğumu düşünmüyorum :) o sebeple tabiki de kitabı çok beğendim tavsiye ederim.. keyifli okumalar dilerim...