Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur - Cengiz Aytmatov | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur Kitap Bilgileri


Yazar: Cengiz Aytmatov
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 42 dk.
Sayfa Sayısı: 60
Basım Tarihi: Kasım 2018
İlk Yayın Tarihi: 1997
Yayınevi: Ötüken Neşriyat
ISBN: 9786051557410
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur Kitap Tanıtımı


Cengiz Aytmatov’un birbirinden güzel üç hikâyesinin yer aldığı kitap; aslında insan, mekân ve hafıza arasında birbirini sürekli besleyen ilişkinin göz önüne serilmesi bakımından büyük önem taşıyor. Aytmatov, Asker Çocuğu isimli hikâyesinde tıpkı çocuk kahramanların olduğu diğer hikâyelerindeki gibi, çocuğa uçsuz bucaksız bir hayal dünyası vermiştir. Yazarın bu hikayesinde yetim bir çocuğun babaya duyduğu hasret okuyucuya öyle kuvvetli hissettirilmiştir ki, kısacık bir hikâyede bunu başarmak elbette Aytmatov’un ustalığını bir kez daha ispatlamaktadır. Beyaz Yağmur hikâyesinde aşkın tertemiz halini, Yıldırım Sesli Manasçı’da ise ölümsüz olanın fikir olduğunu anlatan Aytmatov, şu sözlerle Kırgız kahramanını bir Manas anlatıcısına dönüştürür: “Bu dünyada insanlar doğar ve ölür. (…) Ama dünyada, insan hafızası zamana meydan okur. İnsanın kendi hayatı, göz açıp kapatıncaya kadar geçen zaman kadar kısadır. Ölümsüz olan düşüncedir, fikirdir. Ve bu fikirler insandan insana geçer. Ölümsüz olan Manas’tır”.




Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur Kitaptan Alıntılar


1. ""Çocuk kalbi çabuk kırılır, kolayca
umutsuzluğa düşer ve hiçbir şey
avutamaz onu.""




2. "Projeksiyon aleti çatır çatır çalışıyor, savaş devam ediyordu..."




3. ""İnsan birini seviyorsa, bu sevginin gerçek
boyutu ancak ayrılık sırasında anlaşılır.""




4. ""Herkesin bir çatıya ihtiyacı vardır:
Gençlerin de yaşlıların da, zenginlerin
de yoksulların da, çobanların da kısrak
sağanların da.""




5. ""Deniz, insanları hiç sevmez, çünkü
insanoğlu denizden çok karaya bağlı...""




6. ""İnsan karada olunca karayı hiç düşünmez,
ama denizde olunca, denizden başka bir
şey düşünemez.""




7. ""İnsan, yaşadıkça deniz kadar, gökyüzünün
sonsuzluğu kadar yüce ve güçlü olacaktır.
Çünkü düşünceler sonsuzdur. O öldüğü
zaman, bir başkası onun düşüncelerini
daha ileriye götürecek ve bu sonsuza
kadar böyle sürüp gidecektir.""




8. ""Dünyada, insan hafızası zamana meydan
okur. İnsanın kendi hayatı, göz açıp
geçinceye kadar geçen zaman kadar
kısadır. Ölümsüz olan düşüncedir, fikirdir.
Ve bu fikirler insandan insana geçer.""




9. ""Bizi affedin göçmen kuşlar! Yaptıklarımız
için bizi affedin. Yapacaklarımız için de
affedin bizi. İnsanların niçin böyle
yaratıldıklarını ben size anlatamam ve siz
de anlayamazsınız. Yeryüzünde nice nice
insanların niçin öldürüldüğünü, daha
nicelerinin niçin öldürüleceğini
anlayamazsınız.""




10. ""Kader! Ah kader! Kimse kaderinden
kaçamaz. Bunu biliyoruz. Kader kaderdir.
İster kabul eder, ister etmezsin.""




11. "İyi ama dünyaya bunca iyilik nasıl sığıyor,
onca kötülük nasıl affediliyor?"




12. ""Dün var olan bugün yoktur. Bu dünyada insanlar doğar ve ölür. Yalnız yıldızlar ölümsüzdür....
Ölümsüz olan düşüncedir, fikirdir. Ve bu fikirler insandan insana geçer... ""




13. "... yine terk edilmişlik acısına gömülmüştü..."




14. "....akıp giden zamanın ta kendisidir."




15. "Bunca iyi var mıdır bu dünyada , bunca iyi ?"





Yıldırım Sesli Manasçı - Asker Çocuğu - Beyaz Yağmur Kitap İncelemeleri


Birbirinden güzel üç hikaye. Ve Cengiz Aytmatov kaleminin mükemmelliği. Az sayfa ile koca bir yaşam nasıl anlatılır bunun en güzel örneklerinden biri bence Cengiz Aytmatov kalemi.
Aynı duyguyu hissettiğim bir kaç yazardan biri.

Kendi kültürünün özünden ve değerlerinden bahsetmiştir Yıldırım sesli Manasçı'da. İnsanların bir gün ölüp gideceğini fakat fikirlerinin ölüm sonrasında da yaşamaya devam ettiğini anlatan en güzel örneklerden biridir. Fikirler yaşar insan ölümlü olsa da, destan da dilden dile dolaşır durur. Kırgız kültürünü bulabilirsiniz satır aralarında.

Beyaz Yağmur adlı öyküde ise toprağın ve emeğin değerini sosyalist bakış açısının olumlu yönleri ile almıştır Aytmatov. Toprağa düşen yağmur damlasının, toprakta yeşeren her bir ürünün emekle nasılda güzelleştiğini göstermiştir saf ve masum bir aşk hikayesi ile.

Asker Çocuğunu okurken aslında Aytmatov'un kendi çocukluğunu okuyorsunuz. Kendisi de kitaptaki kahraman gibi babasını çok küçük yaşlarda kaybetmiştir. Ve bu baba özlemi o kadar güzel o kadar dokunaklı ve samimi işlenmiş ki okurken gözleriniz doluyor eğer gerçekten kendinizi kaptırırsanız. o duyguları yaşıyor ve o küçücük çocuk ile babanızı cephede kaybediyor ve sonra her çıkan filmin kahraman askerinde babanızın hayalini buluyorsunuz. masum bir sevgi bir çocuk saflığında öyle güzel anlatılıyor ki. yüzünde acı dolu bir tebessüm bırakıyor hikaye son satırında.

Akıcı kolay okunabilen sizi yormadan bir saat içinde okuyabileceğiniz değerli bir eser..

Keyifli okumalar dilerim.




Yıldırım Sesli Manasçı, Aytmatov için bir saygı duruşu anlamını taşır. Çünkü yazarlık macerasında çok ciddi bir yeri olan, üstelik sadece onun kişisel dünyasında değil Kırgız Türk kültüründe tarifsiz bir yere sahip olan Manas Destanını ve onu okuyan Manasçıları selamlamıştır. Özellikle de son büyük manasçı olan Sayakbay Karalayev'i... Aytmatov gençken, ihtiyarlık dönemini yaşayan Karalayev, Sovyetler döneminde yasaklanmış olan Manas'ın son büyük söyleyicisiydi. Ve Aytmatov, o baskı ortamında bile Manas'ı terennüm edebilecek kadar yerel değerlere bağlı, özgürlükçü bir adamdı.

Beyaz Yağmur, Aytmatov'un sosyalist devrimin olumlu taraflarını anlatmaya çalıştığı bir hikayesidir. Emek, ümitler ve genç aşıklar üzerine kurgulamıştır. İlk dönem eserlerindendir.

Asker Çocuğu ise çok acı bir hikayedir. Babası cepheye gidip, geri dönemeyen milyonlarca çocuktan birisinin, sinema perdesinde gördüğü bir savaş filmi üzerinden oluşturduğu hayal dünyası ve baba figürünü işler. Nitekim Aytmatov da 10 yaşında babasını Stalin terörüne kurban vermiştir.

Daha önceki baskılarında Hikayeler adıyla yayımlanan ve beş hikayeden oluşan bir kitaptı. Ancak Ötüken, bu hikayeleri ayırmış ve Yıldırım Sesli Manasçı, Asker Çocuğu ve Beyaz Yağmur'u bir arada basarken, Kızıl Elma ve Deve Gözü'nü ayrı basmış.




Aytmatov'dan üç kısa ve sıcak öykü. Ötüken Yayınevi, Refik Özdek'in çevirdiği bu üç hikayeyi tek kitapta toplama kararı almış artık. Daha önce Yıldırım Sesli Manasçı ve Beyaz Yağmur hikayelerini Nora Kitap Yayınevi'nin

kitabından okumuştum o yüzden bu kitapta beni heyecanlandıran ilk kez okuduğum Asker Çocuğu hikayesi oldu.
Yıldırım Sesli Manasçı, Manas destanının bir ozanı olan Manasçı gencimizden ve onun geçmişinden bahsediyor. Hikayede Kırgız kültür ve tarihinde Manas'ın yerini görebilirsiniz. Ölümsüz olanın fikirler olduğu mesajını veriyor Aytmatov bu hikayesinde.
Beyaz Yağmur hikayesi kendi ayakları üzerinde durmak isteyen, toprağı canlandırmak, yaşadıkları yeri daha yaşanılabilir kılmak hayalleri olan ve bu yolda bir çocukla tanışıp aşık olan bir kızla annesinin çatışmasını anlatıyor.
Asker Çocuğuna gelirsek çoğu kitabında savaşın geride kalanlarını ve yıkımını gösteren Aytmatov, burda da babası savaşa giden ve bir daha dönmeyen küçük bir çocuğun babasına hasretini anlattığı hüzünlü bir hikaye.
Aytmatov'un en belirgin özelliklerinden biri de bu kısacık ve küçücük hikayelerle bile vermek istediği mesajı verip, okuyucuyu kitabın içerisine çeken yoğun ve derin anlatıma sahip olması, bu üç hikayede de bunları görüyorsunuz.




Kırgız edebiyatçı Cengiz Törökuloğlu Aytmatov, her ne kadar eserlerini Rusça vermişse de Türk dünyasının ünlü yazarlarındandır ve eserlerindeki mekan genellikle Türkistan olduğu için de Türk kültürünün zenginliğini dünyaya tanıtmıştır. Türk dünyasında olduğu kadar dünyada da hatırı sayılır bir okur kitlesi olan Aytmatov kısacık hikayelerle müthiş vurgular yaparak okurunu kalbinden vurmayı becerebiliyor. Bu biraz da kendi hayatıyla ilgili; 12 Aralık 1928 tarihinde Kuzeybatı Kırgızistan'daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğan Aytmatov'un babası Törekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan'ında bir bürokrattı fakat Stalin'in Büyük Temizliği kapsamında 1937'de tutuklandı ve 1938'de kurşuna dizilerek öldürüldü. Aytmatov daha 9 yaşında babasız kalmıştı. Avalbek gibi, Yıldırım Sesli Manasçı gibi... Bir Tatar kızı olan annesi Nagima Hamziyevna Abdulvaliyeva tiyatro aktrisiydi. "Asker Çocuğu" hikayesinde izlediği gibi... Aytmatov böyle temalar üzerine gitmeyi seviyor ve her ne kadar okuruna acı çektirse de bunda muvaffak oluyor.

Ceyengül'ün düşüncesizce söylediği o masum yalanı, Avalbek'in "babamdı o benim" sözleri, Manasçı'nın yurt-çadır diken babasını kaybetmesi Zeynep Apa'nın yalnız kalışı gözlerimi yaşartmaya yetti. Kim bilir belki bir gün Issık Köl'e akıtırım bu gözyaşlarını....
Talihsiz milletimin acısını yüreğimde taşırken, vuslatın sevincini ve hüznün acısını karıştırarak ağlarım orada...





neredeyse bütün kitaplarında savaş konusuna değinmiştir. Aynı zamanda doğa betimlemeleriyle duyguları ve insanin özünü anlatır. Bu kitabında da savaşla insanoğlunun mücadelesi iç içedir.

ilk hikaye doğayla insanın ne kadar bütün olduğunu anlatır aslında. Bir turna kuşunun gözünden insanoğlunu görürüz. insanlar savaşırken üstünden uçan kuş insanların neden böyle birbirlerini katlettiklerini anlam veremez. savaşı, ölümü, aile kavramlarını sorgulatır bize.

2 hikayede ise savaşta ölen bir adamin oğlu babasını sinemada çıkan bir savaş filminde görür. önce çok heyecanlanır, coşkulanır. insanların savaşta ölmesi ona oyun gibi gelir. ancak zaman geçtikçe babasının da o durumda olduğunu fark edince ciddilik çöker üstüne. sanki bir şeyleri fark etmiştir. savaşın korkunçluğu üstüne çöker. Filmin sonunda babasının öldüğünü görür. Orada annesi ile birlikte bir bir şeyler yitirmenin acısı içinde giderler.

3.hikaye yaşlı bir kadının evde kiziyla yaşamasına rağmen kızinin çalışmasından dolayi yalnızlık hissini anlatır. kızı hem işte çalışıyordur hem de evlenmek üzeredir. bunun üzerine kadın evine gider, sessizliği dinler. başta sinirli olsa da hikayenin sonunda, çocuklarının yaptıkları işlerden dolayı gurur gözyaşları vardır.

kitap sade ve akıcıydı. yazarın diğer kitapları gibi bu kitabı da beğendim. tavsiye ederim..



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: