Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Yeşim Türköz Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Yeşim Türköz En Beğenilen Sözleri



1. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



2. "_
...siz aşktan çok iyi bir âşık arıyorsunuz.
_"


- Büyü Dükkanı



3. "_
Ben ce­sur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.
_"


- Büyü Dükkanı



4. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



5. ""Vaktiyle çok mu incindiniz?""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



6. "_
Uzun süredir yağmur yağmamış, toprak bahar aylarındaki tazeliğini ve yumuşaklığını yitirmişti. Artık ayaklarının altın­ da esnemiyor, adeta onun adımlarına duyarsız kalıyordu. Bu yıl, toprakla buluşmasında yaşadığı heyecanı özlediğini his­setti yaşlı adam. Eğilip, yerden avucuna biraz toprak aldı ve kokladı. Ama o, hemen hemen hiç koku salmıyordu. Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küs­kün, sert ve kırılgan oluyordu. Tenindeki nemi toprağa ge­çirmek için, avucunu sıkıp bir müddet öylece durdu. Ancak elini tekrar açtığında, ufalanarak iyice dağılmış olan topra­ğın, hafifçe araladığı parmaklarının arasından kayıp gittiğini gördü. Onu kandıramadığını düşünerek gülümsedi yaşlı adam O şu anda küçük tesellilerle mutlu olamayacak kadar talepkardı ve kendisine cömertçe sunulacak bir yağmuru bekliyordu. Yaşlı adam, başın, gökyüzüne kaldırdı; yıldızlar vardı. Toprağın istediği bulutlar ise, uzun süre ortada görün­meyen hovardalar gibi, kim bilir nerelerdeydiler.
_"


- Büyü Dükkanı



7. "_
En mutlu oldugum gün, çocuğumu dünyaya getirdiğim gündü.
_"


- Büyü Dükkanı



8. "...belli ki gözlerinin diline hüküm geçiremiyordu. Onların efendisi, yüreğinin sesiydi."


- Büyü Dükkanı



9. "“Ben yalnızca, beni acılarımdan ve kırıklıklarımdan kurtaracak bir sığınak arıyordum. Belki geçici bir süre için… “"


- Büyü Dükkanı



10. "Yalnızlıktan zevk almak, yalnızlığa mahkûm olma korkusuna engel değildi."


- Büyü Dükkanı



11. "Hayatımın en büyük dersiydi. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



12. "İnsanoğlu yeryüzündeki yaşam süresinin sınırlı olduğu gerçeğini farkında olarak yaşayan ve bunu bile bile mutluluğu arama gücünü koruyabilen tek canlı olmalıydı."


- Büyü Dükkanı



13. "...en güzel ve en zor vedaların, damaklarda kalan tatlarla yapılan vedalar olduğunu biliyordu."


- Büyü Dükkanı



14. "Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı."


- Büyü Dükkanı



15. "“Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir.”"


- Büyü Dükkanı



16. "_
“Burası ilginç bir yer. insana hem huzur, hem de huzur­ suzluk veriyor.”
_"


- Büyü Dükkanı



17. "‟Gençliğinde ağaç dikmek ve diktiğin ağaca bakmak seni mutlu edebiliyorsa, yaşlılığında da o ağacın gölgesinde oturmaktan mutlu olursun.ˮ"


- Büyü Dükkanı



18. "İz bırakanlar, kendileri yaşamasa da yaşatılıyordu. Bazı izler dış dünyada bırakılıyordu, bazıları ise iç dünyalarda..."


- Büyü Dükkanı



19. "Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi."


- Büyü Dükkanı



20. "Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



21. "... şu ana kadar aradığımı bulmak için o kadar çok şeyi feda ettim ki, artık tükendiğimi hissediyorum."


- Büyü Dükkanı



22. "Mutluluğu, ya esen bir rüzgâr söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp kendiliğinden söner."


- Büyü Dükkanı



23. "Ben bugüne kadar olan hayatımı geri istiyorum. Mümkün mü?"


- Büyü Dükkanı



24. "_
Aşık olmayı hem istiyor, hem de korkuyorsunuz. Çünkü aşk, eşi benzeri olmayan bir mutluluk yaşattığı gibi bazı acılar da getiriyor hayatınıza.
_"


- Büyü Dükkanı



25. "Her insanın, yaşamda çok istediği ancak sahip olamadığı şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istedikleri..."


- Büyü Dükkanı



26. "Yağmurlar, yaz aşklarının veda sahnelerinde dökülen uçarı gözyaşlarını andırıyordu.
İçten, ancak kısa süreliydiler."


- Büyü Dükkanı



27. "Âşık olmayı hem istiyor, hem de korkuyorsunuz. Çünkü aşk eşi benzeri olmayan bir mutluluk yaşattığı gibi bazı acılar da getiriyor hayatınıza."


- Büyü Dükkanı



28. "Bir aşk istiyorum. Bir büyük aşk...
...
Siz aşktan çok iyi bir âşık arıyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



29. "Büyük ve güzel kanatlar, ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler."


- Büyü Dükkanı



30. "‟Burası ilginç bir yer. İnsana hem huzur, hem de huzursuzluk veriyor.ˮ"


- Büyü Dükkanı



31. "Ben, bugüne kadarki yaşamımı almak için gelmiştim, ancak bugünden sondaki yaşamımı alıp gidiyorum.


」"


- Büyü Dükkanı



32. "Bana göre asıl şans, yeryüzünde var olmaktan başka bir şey değil. Çünkü yaşanan her an, tek ve kendine özgü."


- Büyü Dükkanı



33. "_
Yalnızlıktan zevk almak, yalnızlığa mahkum olma kor­kusuna engel değildi.
_"


- Büyü Dükkanı



34. "‟Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi, iyi düşünmektir; bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir; bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır; bu en acısıdır.ˮ

Konfüçyüs"


- Büyü Dükkanı



35. "Geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi."


- Büyü Dükkanı



36. "Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir."


- Büyü Dükkanı



37. "Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz"


- Büyü Dükkanı



38. "Ben yalnızca kaybettiğim yıllarımı geri istiyorum. Eğer bir şansım daha olursa aynı hataları tekrarlamayacağım."


- Büyü Dükkanı



39. "Büyükler, oyun dünyasından uzaklaştıkça, çocukların dünyasından da uzaklaşıyorlardı. Oysa çocuklar, oyun olmadan yapamazdı. Oyun, onlar için çoğu zaman gerçek dünyadan daha gerçek olurdu. Ve oyuncağı elinden alınmış bir çocuk, malını mülkünü kaybetmiş bir yetişkin kadar mutsuz olabilirdi.

"


- Büyü Dükkanı



40. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar"


- Büyü Dükkanı



41. "Uzun süredir kendimi çok yalnız hissediyorum."


- Büyü Dükkanı



42. "_
Ben bugüne kadar olan hayatımı geri istiyorum. Mümkün mü?
_"


- Büyü Dükkanı



43. "_
Aşksız tutkusuz yapamam, bunu biliyorum. Aşk, benim için vazgeçilmez bir duygu.
_"


- Büyü Dükkanı



44. "Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler… Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler…"


- Büyü Dükkanı



45. "Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır. Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.

Konfüçyüs"


- Büyü Dükkanı



46. "• Mutluluğu, ya esen bir rüzgar söndürür ya siz üflersiniz ya da sonuna kadar yanıp kendiliğinden söner."


- Büyü Dükkanı



47. "İşte dedim içimden; bir hayal kırıklığı daha... Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben."


- Büyü Dükkanı



48. "Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi."


- Büyü Dükkanı



49. "_
“Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısı­ dır.”
Konfüçyüs
_"


- Büyü Dükkanı



50. "_
İnsanlık tarihi, isteklerin korkuya yenik düş­mesinin ve garanti arayışlarına feda edilmesinin örnekleriyle doludur. Oysa istek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır.
_"


- Büyü Dükkanı



51. ""Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir.""


- Büyü Dükkanı



52. "Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



53. "Büyük ve güzel kanatlar ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler."


- Büyü Dükkanı



54. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



55. "Anıları, değerli ziynet eşyaları gibi koruyabiliyorsak eğer, neden hepsini değil de bazılarını saklıyor, diğerlerini ise siliyorduk?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



56. "Bana göre asıl şans yeryüzünde var olmaktan başka bir şey değil. Çünkü yaşanan her an, tek ve kendine özgü."


- Büyü Dükkanı



57. "Gençliğinde ağaç dikmek ve diktiğin ağaca bakmak seni mutlu edebiliyorsa, yaşlılığında da o ağacın gölgesinde oturmaktan mutlu olursun."


- Büyü Dükkanı



58. "Bazılarının değeri, onlar öldükten sonra anlaşılır."


- Büyü Dükkanı



59. "Bazılarının değeri, onlar öldükten sonra anlaşılır."


- Büyü Dükkanı



60. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



61. "Oysa geçmiş uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmiştir."


- Büyü Dükkanı



62. "Bazen çocuklar, hiç büyük olmadıkları halde büyükleri anlarlar, ancak büyüklerin hepsi daha önce çocuk oldukları halde çocukları anlamakta zorlanırlardı."


- Büyü Dükkanı



63. "Siz gülleri koklamak uğruna papatyaları eziyorsunuz ama ezdiğinize de değmiyor çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



64. "İnsanlık tarihinden çıkartılacak ne çok ders vardı.."


- Büyü Dükkanı



65. "Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi.."


- Büyü Dükkanı



66. "Hayatınıza yeni renkler katmazsanız ister istemez monotonlaşıyor."


- Büyü Dükkanı



67. "Hissedebildiğiniz, gerçektir."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



68. "Dünya size iyi ve mutlu yaşama şansını ya sunuyor ya sunmuyor. Yani ya şanslı ya da şanssızsınız."


- Büyü Dükkanı



69. "Biliyorsunuz, korku ile acı bambaşka duygulardır."


- Büyü Dükkanı



70. "...bir kumarbazın, kumarı bırakacağını kanıtlamak için bahis oynaması gibi..."


- Büyü Dükkanı



71. ""Büyük ve güzel kanatlar, ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler.""


- Büyü Dükkanı



72. "


Santayana"


- Büyü Dükkanı



73. ""Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir, bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir, bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır, bu en acısıdır..""


- Büyü Dükkanı



74. "... işte dedim içimden; bir hayal kırıklığı daha.. Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben."


- Büyü Dükkanı



75. "... aşkım, nefretim ve öfkemle yapayalnız kaldım."


- Büyü Dükkanı



76. ""Dileklerinize dikkat edin, ya olursa?""


- Büyü Dükkanı



77. "Ben yalnızca kaybettiğim yıllarımı geri istiyorum. Eğer bir şansım daha olursa aynı hataları tekrarlamayacağım."


- Büyü Dükkanı



78. "''Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz.''"


- Büyü Dükkanı



79. "Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir..."


- Büyü Dükkanı



80. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



81. "_
Gittiğiniz her diyarda güdülecek bir deve vardır. Hangi diyardaki deveyi güdeceğinize siz karar vereceksiniz. Yalnız bunu yaparken devenin özelliklerine ve kendi gücünüzün sınırlarına bak­mayı unutmayın.
_"


- Büyü Dükkanı



82. "Çünkü aşk, eşi benzeri olmayan bir mutluluk yaşattığı gibi bazı acılar da getiriyor hayatınıza."


- Büyü Dükkanı



83. "__
...
Ben yalnızca, beni acılarımdan ve kı­rıklıklarımdan kurtaracak bir sığınak arıyordum. Belki geçici bir süre için...
_"


- Büyü Dükkanı



84. "İyi bir pazarlık iyi bir alışveriş demektir. Bu da zaman ve sabır gerektirir. Aç müşteri isabetli alışveriş yapamaz; çünkü sabırsızdır."


- Büyü Dükkanı



85. "Evet, doğru, ben kendi yaşantımdaki güzelliklerin tadına varmak yerine, başkalarının yaşadıklarını kıskanarak, onlar gibi yaşamanın peşindeymişim bugüne kadar. Kendimi daima şanssız, başkalarını da şanslı gördüm. Kendimi buna inandırdım. Başkalarının hayatına bakarken pembe, kendi hayatıma bakarken ise siyah camlı gözlük kullanıyordum. Çıplak gözle bakmayı hiç denememiştim. Bunu neredeyse ilk kez burada ve yaşamın gerçek renklerinin çok daha güzel olduğunu fark ettim. İşte o andan itibaren, şans diye peşinden koştuğum şeyin, anlamını yitirmeye başladığını gördüm. Bundan sonra gözlerimle yaşam arasına hiçbir şeyin girmesine izin vermeyeceğim. Doğruyu görene kadar bakmaya devam edeceğim. Ve artık başkalarının hayatından çok, kendi hayatımla ilgileneceğim. Meğerse ihmal ettiğim ve görmezden geldiğim ne kadar çok şey varmış. Mutsuzluklarımın büyük bir kısmının, mutluluklarımı yok saymamdan kaynaklandığını anlıyorum."


- Büyü Dükkanı



86. "Bazılarının değeri, onlar öldükten sonra anlaşılır."


- Büyü Dükkanı



87. "... kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı..."


- Büyü Dükkanı



88. "_
Her şeye yeniden başlayacağım. Zaten geç­mişi hatırlamak istemiyorum ki!
_"


- Büyü Dükkanı



89. "Şu sıralar hep ikilemler içindeyim.."


- Büyü Dükkanı



90. "Bir kitabı yazan yazarı, yaşatan ise okuyucusudur."


- Büyü Dükkanı



91. "Gençliğinde ağaç dikmek ve diktiğin ağaca bakmak seni mutlu edebiliyorsa, yaşlılığında da o ağacın gölgesinde oturmaktan mutlu olursun. İnsanoğlu, yeryüzündeki yaşam süresinin sınırlı olduğu gerçeğinin farkında olarak yaşayan ve bunu bile bile mutluluğu arama gücünü koruyabilen tek canlı olmalıydı."


- Büyü Dükkanı



92. "Mutluluklarınızı hiçe saydığınızı söylediniz, yani onları küçümsüyor ve görmezden geliyorsunuz. Bu yüzden de kendinizi, şanssız bir insan olduğunuza inandırmış, adeta bu insanca mahkûm etmişsiniz. Mahkûmiyet yeterince ağır bir bedel değil mi?"


- Büyü Dükkanı



93. "İşte ben buna isyan ediyorum. Siz belki günlerce, aylarca, belki de yıllarca uğraşıp ortaya çok güzel eserler çıkartıyorsunuz ve sizi kimse tanımıyor. Bu bir haksızlık."


- Büyü Dükkanı



94. "Yalnızlıktan zevk almak, yalnızlığa mahkum olma korkusuna engel değildi."


- Büyü Dükkanı



95. "Başkaları sizin aynanızdır.."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



96. "Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



97. "Bu neye benziyor biliyor musunuz? "Bir kadının, çok isteği bir tokayı, saçları karşılığında satın almasına..."
Çok ilginç bir insansınız. Bana Büyü Dükkânından almak istediğimden çok farklı bir şeyle çıkacağımı söylemişlerdi de inanmamıştım. Ben, bugüne kadarki yaşamımı almak için gelmiştim, ancak bugünden sonraki yaşamımı alıp gidiyorum. Size teşekkür ederim..
.
“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.""


- Büyü Dükkanı



98. ""Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.""


- Büyü Dükkanı



99. "Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



100. "Bu neye benziyor biliyor musunuz? "Bir kadının, çok isteği bir tokayı, saçları karşılığında satın almasına..."
Çok ilginç bir insansınız. Bana Büyü Dükkânından almak istediğimden çok farklı bir şeyle çıkacağımı söylemişlerdi de inanmamıştım. Ben, bugüne kadarki yaşamımı almak için gelmiştim, ancak bugünden sonraki yaşamımı alıp gidiyorum. Size teşekkür ederim..
.
“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.""


- Büyü Dükkanı



101. "Daha iyi ya! Her şeye yeniden başlayacağım..
"Zaten geçmişi hatırlamak istemiyorum ki..!""


- Büyü Dükkanı



102. "Yaz gecelerinin en güzel tarafı, kış gecelerinin ıssızlığından uzak olmasıydı. Bu mevsimde güneş ve ay birbirlerine daha bir dost oluyorlardı sanki. Kış gecelerinde sıcak bir yerlere sığınma ihtiyacı hissederken, yaz geceleri size, dünyaya açılma fırsatı veriyordu."


- Büyü Dükkanı



103. "Efsane mutluluğa yapılan yatırım, gerçek mutluluk hissini dondurur."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



104. "Burası ilginç bir yer. İnsana hem huzur, hem de huzursuzluk veriyor. Siz huzur veriyorsunuz. İçerideki bu tatlı sıcaklık huzur veriyor. Bazı eşyalar da öyle.. Örneğin, şu eski soba, sonra şu tavandan sarkan gaz lambası.."


- Büyü Dükkanı



105. "Hayatınıza yeni renkler katmazsanız, ister istemez monotonlaşıyor."


- Büyü Dükkanı



106. "Şanslıysanız, fazla yorulmanıza da gerek kalmıyor."


- Büyü Dükkanı



107. "Çocuklar için oyun, oyuncaktan önce geliyordu. Tamlık ve kusursuzluk aramadıklarından, yarım yamalak bir oyuncak parçası bile oyuna başlamak için yeterli oluyordu. Nasıl olsa eksiklikleri tamamlayacak bir hayal dünyasına sahiptiler ve esas olan, oyunun bizzat kendisiydi."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



108. "_
“Müşterilerimden biri, mutluluğu bir kibritin alevine benzetmişti. 'Ya esen bir rüzgâr söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp, kendiliğinden söner’ dediğini ha­tırlıyorum. Kibritin alevi önünde sonunda söner ama başka bir kibrit yakma şansınız daima vardır.”
_"


- Büyü Dükkanı



109. "Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek şey içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk."


- Büyü Dükkanı



110. "Vişne reçelini mi, çilek reçelini mi daha çok seversiniz?"


- Büyü Dükkanı



111. "Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok, onun birbirinden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk. Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz için, o bizden bir parça gibi oluyordu. Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi."


- Büyü Dükkanı



112. "Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler... İşte bütün bunlar, o ülkede yaşayan insanların bir kısmı için Büyü Dükkânı'na gelme nedeniydi."


- Büyü Dükkanı



113. "Bir çırpıda ne güzel söyleniveriyordu, “Milyonlarca, binlerce yıllık geçmişimizde” diye… Oysa insanlık, bunları anlatabilmeyi öğrenene dek ne bedeller ödemişti. Ne çok şey keşfetmek zorunda kalmıştı yarınlara kalabilmek için… Ne çok yorulmuştu, ne çok acı çekmişti, ne çok düşünmüştü, ne çok şeye tapmıştı, ne çok mutlu olmuştu, ne çok şey yaratmıştı ve ne çok şey yok etmişti yeryüzünde… Bu serüvenin küçük bir karesinde sıkışıp kalmaktan çıkabilmek ve yaşamdan pay alabilmek için, ne kadar çok şeyin bir araya gelmesi gerekiyordu. İnsan, bir sürü olasılığın kesişme noktasında can buluyor, tutunabilirse dünyaya geliyor, yine tutunabilirse hayatta kalıyordu. Bunun, başlı başına bir mucize olduğunu düşündü yaşlı adam. Öyle ya, hiçlikten bir varlık doğuyordu. Ancak bir kere var olduktan sonra, yokluğu bilmediği için, var olmanın anlamını kavramak onun için güç olabiliyordu kimi zaman. Belki de en iyi kavrayışa, yokluğa yeniden yaklaşırken ulaşıyordu. İki yokluk arasındaki bir çizgiydi yaşam ve en temel mutluluk, bu çizginin üzerinde olabilmekti galiba."


- Büyü Dükkanı



114. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



115. ""Siz gülleri koklamak uğruna yerdeki papatyaları eziyorsunuz. Ama ezdiğinize de değmiyor, çünkü gülün kokusunu içinize çekmiyorsunuz.""


- Büyü Dükkanı



116. "Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler. Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler..."


- Büyü Dükkanı



117. "Köklerinize güvenin.."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



118. ""Geçmişi hatırlamayanlar,onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar. ""


- Büyü Dükkanı



119. "Mutluluğu bir kibrit alevine benzetmişti. “Ya esen bir rüzgâr söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp, kendiliğinden söner.” dediğini hatırlıyorum. Kibritin alevi eninde sonunda söner ama başka bir kibrit yakma şansınız daima vardır."


- Büyü Dükkanı



120. "... istiyorum ki nasıl ben birçok insanın hayatına gıpta ediyorsam, benim de herkesi kıskandıracak bir hayatım olsun."


- Büyü Dükkanı



121. "İnsanlık tarihi, isteklerin korkuya yenik düşmesinin ve garanti arayışlarına feda edilmesinin örnekleriyle doludur. Oysa istek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır."


- Büyü Dükkanı



122. "Geçmişi hatırlayamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



123. "Tanrı bize de 'yürü ya kulum' der diye düşünüyordum. Ama yıllar geçtikçe hiçbir şeyin değişmediğini gördüm."


- Büyü Dükkanı



124. "Ya da huzuru, neşesi, adaleti..."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



125. "Hangimiz gelecekte ne yaşayacağımızı bilebiliriz ki? Geçmişi geçmişte bırakmak en iyisi."


- Büyü Dükkanı



126. "Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi."


- Büyü Dükkanı



127. "Siz farkında olmasanız da, hayat sizi bazı tehlike ve kayıplara hazırlar. Bu insanlık tarihinin bizlere bir armağanıdır. Doğduğunuz andan itibaren kaybetmeye başlarsınız. Aslında hayatın kendisi büyük bir kayıpla başlar. Doğmak, annenizin sıcak bedeninden ayrılmaktır. Sonra anne memesini, sonra anne kucağını, sonra sorumsuzluğunuzu, sonra çocukluğunuzu, bazı hayallerinizi, bazı umutlarınızı ve pek çok olasılığı kaybedersiniz. Fark etmeseniz de kaybedersiniz, kaybettikçe öğrenirsiniz. Dayanmayı, yenilenmeyi, yaratmayı..."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



128. "Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır.
Ya da sahip olup kaybettiği şeyler...
Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler..."


- Büyü Dükkanı



129. "İnsanlık tarihinden çıkartılacak ne çok ders vardı."


- Büyü Dükkanı



130. "Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler..."


- Büyü Dükkanı



131. "Yalnız şunu hatırlatmalıyım ki, kaybetme korkunuzu Büyü Dükkânı' na bıraktığınız anda, artık hiçbir şeyi kaybetmekten korkmayacaksınız ve risklere atılacaksınız. Buna hazır mısınız?"


- Büyü Dükkanı



132. "Belki de mutluluğun sırrı, birbirinden çok farklı lezzetlerin bir araya gelerek ortaya çıkardığı armoninin inceliğinde gizliydi."


- Büyü Dükkanı



133. "Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Uçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.

Konfüçyüs"


- Büyü Dükkanı



134. ""Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir.""


- Büyü Dükkanı



135. "“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.”"


- Büyü Dükkanı



136. "Tozu dumana katan dörtnala duyguların, iç dünyasını nasıl da bir savaş alanına çevirdiğini anımsadı. Bu savaşlara ne asker, ne kumandan dayandırmak mümkün değildi. Herhalde savaş ateşinin tek hayali, zafer meşalesinin alevine dönüşmek olsa gerektir. Zafer meşalesi ise ancak savaştan arta kalan yıkıntıları aydınlatır. Ne yazık ki savaşlardan sonra görüp görebileceğimiz yalnızca budur. Ve anlarsınız ki aslında önemli olan savaşma gücünden çok, acıya dayanma gücüdür."


- Büyü Dükkanı



137. ""Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir.""


- Büyü Dükkanı



138. "“Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır: Birincisi iyi düşünmektir. Bu en soylusudur. İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır. Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.” Konfüçyüs"


- Büyü Dükkanı



139. ""Heykelin kırılan parçasının bir daha gelmeyeceğini kabul eder ve geriye kalan sağlam parçanın eksik olmasına tahammül edebilirseniz, onu yontma isteği, sizi kendiliğinden gelip bulacaktır.""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



140. ""Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır:

Birincisi, iyi düşünmektir. Bu en soylusudur.

İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır.

Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.""


- Büyü Dükkanı



141. "Anlıyorum. Belki de şimdiye kadar, başkalarının uygun gördüğü bedelleri ödemeye alıştınız."


- Büyü Dükkanı



142. "Bir yerdeki kavuşma, başka yerdeki bir veda anlamına geliyordu."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



143. "Tıpkı sevgisiz bırakılan kadın gibi, susuz bırakılan toprak da küskün, sert ve kırılgan oluyordu."


- Büyü Dükkanı



144. "Yalnızlıklar zevk almak, yalnızlığa mahkum olma korkusunu engel değildi."


- Büyü Dükkanı



145. "İşte dedim içimden; bir hayal kırıklığı daha... Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben."


- Büyü Dükkanı



146. "İşte dedim içimden; bir hayal kırıklığı daha... Zaten hayatım boyunca hep bu duyguyu yaşadım ben."


- Büyü Dükkanı



147. "Bana göre asıl şans, yeryüzünde var olmaktan başka bir şey değil."


- Büyü Dükkanı



148. "Kafamda hep amaçlar, hedefler, elde edilmesi gerekenler var. Bu arada farkında olmadan, birilerine ve bir şeylere de zarar veriyorum. Huzurun beni bunlardan alıkoyabilecek güçte olduğunu sanmıyorum. Bu güce erişebilmesi için, durmam ve ona şans tanımam gerekiyor. Oysa hırsım durmama hiç izin vermiyor ki!"


- Büyü Dükkanı



149. "Doğada kendisine tanrılar yaratan insanoğlu, doğal felaketleri, tanrıların yeryüzünü ve insanları cezalandırması olarak algılar ve tanrıları kızdırmaktan korkardı. Ancak merakının ve yaşama içgüdüsünün, korkularından daha ağır basması, onun doğayı daha iyi tanımasını sağladı. Tanımadığı doğadan korkan ve ona boyun eğen insan, tanıdığı doğa karşısında saygı ile eğilmeyi öğrendi. Eğer kendi aklını ve gücünü doğa ile barış içinde yaşayabilecek kadar geliştirebilirse yarınlara kalabilirdi. Ve insanoğlu bunu başardı."


- Büyü Dükkanı



150. "Herhalde karşılığında bir bedel ödemek zorunda kalmadan alabildiğiniz ender şeylerden biridir öğüt."


- Büyü Dükkanı



151. "İnsan bazen bir yeniliği denerken bile, eski alışkanlıklarını tekrar ediyor. Tıpkı bir kumarbazın, kumarı bırakacağını kanıtlamak için bahis oynaması gibi..."


- Büyü Dükkanı



152. "İçten bir yakınlaşma, ne kadar kısa olursa olsun, güçlü bir duygu uyandırıyor ve bir o kadar da iz bırakıyordu ardında."


- Büyü Dükkanı



153. "Dünya size iyi ve mutlu yaşama şansını ya sunuyor, ya da sunmuyor. Yani ya şanslı ya da şanssızsınız."


- Büyü Dükkanı



154. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



155. ""Size nelerin huzur, nelerin huzursuzluk verdiğini öğrenebilir miyim?""


- Büyü Dükkanı



156. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



157. "“Herkes çok istediği bir şeye sahip olmak uğruna onca yolu göze alarak gelir ve mutlaka alabileceği en iyi şeyi almış olarak çıkardı.

...”"


- Büyü Dükkanı



158. "“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda
kalırlar.”"


- Büyü Dükkanı



159. "Ama çocukluk, biz ne yaparsak yapalım yitip gidiyor mu yoksa biz mi yetişkin olabilmek için kendimizi ondan koparıyorduk?

Çocukların okuduklarını okumayacak kadar, oynadıklarını oynamayacak kadar, onlar gibi düşünemeyecek kadar mı büyüyorduk gerçekten? O kadar mı uzaklaşıyorduk kendi çekirdeğimizden?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



160. "'Ya esen bir rüzgar söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp, kendiliğinden söner.'"


- Büyü Dükkanı



161. "Bence asıl şans, dünyanın size, istediğiniz gibi bir hayat sunmasıdır. Eğer istediğiniz hayatı yaşamıyorsanız, belki de dünyaya gelmiş olmanız bir şanssızlıktır. Çünkü nerede, ne zaman ve hangi koşullarda dünyaya geleceğiniz konusunda bir seçim yapamıyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



162. "Bana göre asıl şans, yeryüzünde var olmaktan başka bir şey değil. Çünkü yaşanan her an, tek ve kendine özgü. Varlığımızın tohumu da bu tek ve kendine özgü anlardan birinde atılıyor. O an geçmiş olsaydı, var olma şansımızı kaybetmiş olurduk. Sizin dışınızda bazı faktörler buluşuyorlar ve sizin lehinize bir kesişme noktası yaratıyorlar. Şans ancak böyle bir şey olabilir. Bundan yararlanmak ise sizin seçiminiz, yani şansınızı kullanmanızdır."


- Büyü Dükkanı



163. ""Gençliğinde ağaç dikmek ve diktiğin ağaca bakmak seni mutlu edebiliyorsa, yaşlılığında da o ağacın gölgesinde oturmaktan mutlu olursun.""


- Büyü Dükkanı



164. "_
Büyükler, oyun dünyasından uzak­laştıkça, çocukların dünyasından da uzaklaşıyorlardı. Oysa çocuklar, oyun olmadan yapamazdı. Oyun, onlar için çoğu zaman gerçek dünyadan daha gerçek olurdu. Ve oyuncağı elinden alınmış bir çocuk, malını mülkünü kaybetmiş bir yetişkin kadar mutsuz olabilirdi. Bazen çocuklar, hiç büyük olmadıkları halde büyükleri anlarlar, ancak büyüklerin hepsi daha önce çocuk oldukları halde çocukları anlamakta zorlanırlardı.
_"


- Büyü Dükkanı



165. "_
Her insanın, yaşamında çok istediği ancak sahip olamadığı bir şeyler vardır. Ya da sahip olup kaybettiği şeyler... Bazen de sahip olduğu ancak kurtulmak istediği şeyler...
_"


- Büyü Dükkanı



166. "Ben bugüne kadar olan hayatımı geri istiyorum. Mümkün mü?"


- Büyü Dükkanı



167. "En güzel ve en zor vedaların, damaklarda kalan tatlarla yapılan vedalar olduğunu biliyordu."


- Büyü Dükkanı



168. "Yeryüzündeki her keşif, kâşifinden çok, onun tanımadığı, tanıyamayacağı insanların işine yarıyordu. Ne çok insan, sınırlı ömrünü, kendi işine yaramayacak şeyleri keşfetmek, üretmek ve dünyaya bırakmak için harcamıştı."


- Büyü Dükkanı



169. "_

...şu ana kadar aradığımı bulmak için o kadar çok şeyi feda ettim ki, artık tükendiğimi hissediyorum.

__"


- Büyü Dükkanı



170. "Gittiğiniz her diyarda güdülecek bir deve vardır. Hangi diyardaki deveyi güdeceğinize siz karar vereceksiniz. Yalnız bunu yaparken devenin özelliklerine ve kendi gücünüzün sınırlarına bakmayı unutmayın."


- Büyü Dükkanı



171. "Çırpındıkça daha çok batıyor­dum. Benden başka hiç kimse ve hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir yerçekiminin etkisi altındaydım sanki."


- Büyü Dükkanı



172. "Yaşlı adam düşündü. Büyükler, oyun dünyasından uzaklaştıkça çocukların dünyasından da uzaklaşıyorlardı.Oysa çocuklar, oyun olmadan yapamazdı. Oyunlar onun için çoğu zaman gerçek dünyadan daha yakın gerçek olurdu. Ve oyuncağı elinden alınmış bir çocuk, malını mülkünü kaybetmiş bir yetişkin kadar mutsuz olabilir."


- Büyü Dükkanı



173. "“Aslında ben pazarlıktan pek hoşlanmam. Alışveriş sırasında alacağımı alıp, dükkandan hemen çıkmak isterim.”"


- Büyü Dükkanı



174. "İnsanız ve yaradılışımız gereği öfke, kıskançlık, sevgi, hüzün, hırs gibi çeşitli duygular ile donatılmışız ve bu duygularla yaşamda varız. Her biri yaşamın ayrı bir rengi, heyecanı, kısaca yemeğe atılan bir tutam tuz gibi. Sizce hangisinden vazgeçebilir, hangisi için neyi feda edebilirsiniz? Aşktan, tutkudan vazgeçebilir misiniz? Yaşam farklı bir bakış, kendinizi, duygularınızı tanıtmak için bir fırsat.
Büyü Dükkânı'nda pazarlığa var mısınız?"


- Büyü Dükkanı



175. "Ancak şunu biliyordum ki dikkatlarini üçüncü bir noktaya kilitlemiş olan iki kişi, birbirine hiçbir zaman yeterince bakmaz. Onun için de muhakkak görmedikleri şeyler vardır."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



176. "_
Geçmiş ve geleceği birbirinden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok, onun birbirinden ayırdıklarıyla il­gileniyorduk.
Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz için, o bizden bir parça gibi oluyordu.
Oysa geçmiş, uğurladı­ğımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yaban­cıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi.
_
_"


- Büyü Dükkanı



177. "Aşksız tutkusuz yapamam, bunu biliyorum. Aşk, benimiçin vazgeçilmez bir duygu. Aşık olduğumda içim içime sığmıyor."


- Büyü Dükkanı



178. "Ne çok insan, sınırlı ömrünü,
kendi işine yaramayacak şeyleri keşfetmek, üretmek ve dünyaya bırakmak için harcamıştı. Belki de asıl bırakmak
istedikleri yalnızca isimleriydi. Acaba bu insanlar, dünyaya bir isim bırakmanın bedelini mi ödemişlerdi, yoksa dünyaya
bıraktıklarının yanında isimleri de mi kalmıştı?"


- Büyü Dükkanı



179. "Aslında ben acıya karşı çok dayanıksızım. Düşünüyorum da, bugüne kadar acılardan hep uzak durmaya çalıştım. Acı ile yüz yüze kalmaya tahammül edemiyorum. Acı çekmeye başladığımda, ya birilerine, ya bir şeylere sığınarak unutmaya çalışıyorum. Belki de bu yüzden, kaybetmeyi göze alamıyorum."


- Büyü Dükkanı



180. "Büyükler, oyun dünyasından uzaklaştıkça, çocukların dünyasından da uzaklaşıyorlardı. Oysa çocuklar, oyun olmadan yapamazdı. Oyun, onlar için çoğu zaman gerçek dünyadan daha gerçek olurdu. Ve oyuncağı elinden alınmış bir çocuk, malını mülkünü kaybetmiş bir yetişkin kadar mutsuz olabilirdi."


- Büyü Dükkanı



181. ""Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.”"


- Büyü Dükkanı



182. "..bazen kendi benliğimizde açılan yaralar o kadar büyüktür ki başka­larını düşünemez hale gelebiliriz."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



183. "Yaşam cömertti ona göre. Yok olanların kendisine bıraktığı mirası yutmuyor, var olanlara sunuyordu. Bu sayede, kendi üretmediğimiz pek çok şeye sahip oluyorduk. Eğer biz de bir şeyler üretebiliyorsak, o zaman sahip olduklarımızı ve dünyaya bırakacaklarımızı arttırabiliyorduk. Yalnızlık ise bu kadar varlıkla donatılmış bedenimizin, diğer canlı bedenlerden uzak olmasından başka bir şey değildi."


- Büyü Dükkanı



184. "Ama ben, dünyaya gelmiş olmanın, bir şanstan çok, bir tesadüf olduğuna inanıyorum. Bence asıl şans, dünyanın size, istediğiniz gibi bir hayat sunmasıdır. Eğer istediğiniz hayatı yaşamıyorsanız, belki de dünyaya gelmiş olmanız bir şanssızlıktır. Çünkü nerede, ne zaman ve hangi koşullarda dünyaya geleceğiniz konusunda bir seçim yapamıyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



185. "Dünyanın uzaydaki hareketleri ne kadar net ve dakikse, dünya yüzündeki yaşam da o kadar karmâşıktı. Belki de dünya bu kadar kendinden emin dönmese, yaşam bu kadar karmâşık olma hakkını bulamayacaktı kendinde."


- Büyü Dükkanı



186. "Şu sıralar hep ikilemler içindeyim."


- Büyü Dükkanı



187. "Müşterilerimden biri, mutluluğu bir kibritin alevine benzetmişti. 'Ya esen bir rüzgâr söndürür, ya siz üflersiniz, ya da sonuna kadar yanıp, kendiliğinden söner' dediğini hatırlıyorum. Kibritin alevi önünde sonunda söner ama başka bir kibrit yakma şansınız daima vardır."


- Büyü Dükkanı



188. "Bazı izler dış dünyada bırakılıyordu, bazıları ise iç dünyalarda...

İnsanlık, dış dünyada bırakılanlar kadar, iç dünyalarda bırakılan izleri de taşımayı becermişti bugüne dek."


- Büyü Dükkanı



189. "_
Korkunun hiç olmadığı yerde genellikle tedbir de yoktur. Kayıpların listesinden gelip gele­ meyeceğinizi hesaplamadan, cesaretinizi son noktasına kadar kullanabilir ve bedellerinizi gerçekleştirmek uğruna önünü­ze çıkan bütün risklere atılabilirsiniz. Ancak unutmamalıyız ki, tedbirsiz alınan risklerin çoğu, arkasından bazı kayıplar getirir. İşte bu yüzden, sık sık kaybetmenin acısıyla baş başa kalabilirsiniz.
_"


- Büyü Dükkanı



190. "Yaşam cömertti ona göre. Yok olanların kendisine bıraktığı mirası yutmuyor, var olanlara sunuyordu. Bu sayede, kendi üretmediğimiz pek çok şeye sahip oluyorduk. Eğer biz de bir şeyler üretebiliyorsak, o zaman sahip olduklarımızı ve dünyaya bırakacaklarımızı arttırabiliyorduk. Yalnızlık ise bu kadar varlıkla donatılmış bedenimizin, diğer canlı bedenlerden uzak olmasından başka bir şey değildi."


- Büyü Dükkanı



191. "" Her şeye yeniden başlayacağım. ""


- Büyü Dükkanı



192. "Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



193. "İçten bir yakınlaşma, ne kadar kısa olursa olsun, güçlü bir duygu uyandırıyor ve bir o kadar da iz bırakıyordu ar­dında."


- Büyü Dükkanı



194. "... öyle anlıyorum ki, siz aşktan çok iyi bir âşık arıyorsunuz. Öyle değil mi?"


- Büyü Dükkanı



195. "_
"...Daima böyle oldu. Aşklarımı hep yalnız yaşadım."
”Ya aşıklarınız?"
“Aşııklarım... Âşıklarım oldu mu bilmiyorum. Beni çok sevdiğini söyleyenler oldu ama onlara da ben aşık değildim.
_"


- Büyü Dükkanı



196. "Aşklarımı hep yalnız yaşadım."


- Büyü Dükkanı



197. "İnsanlık tarihi, isteklerin korkuya yenik düşmesinin ve garanti arayışlarının feda edilmesinin örnekleriyle doludur. Oysa istek ve korku hep var olmuş, garanti ise hiç olmamıştır."


- Büyü Dükkanı



198. "Herhalde savaş ateşinin tek hayali, zafer meşalesinin alevine dönüşmek olsa gerektir.

Zafer meşalesi ise ancak savaştan arta kalan, yakılıp yıkılmış savaş alanını aydınlatır. Ne yazık ki savaşlardan sonra görüp görebileceğimiz tek şey budur. Ve anlarsınız ki, savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücünüzdür."


- Büyü Dükkanı



199. "_
Tozu dumana katan dörtnala duyguların, iç dünyasını nasıl da bir savaş alanına çevirdiğini anımsadı. Bu savaşlara kumandan dayandırmak mümkün değildi, Tüm kumandanları yutan savaşlardı bunlar. Herhalde savaş ateşinin tek hayali, zafer meşalesinin alevine dönüşmek olsa gerektir. Zafer meşalesi ise ancak savaştan arta kalan, yakılıp yıkılmış savaş alanını ay­dınlatır. Ne yazık ki savaşlardan sonra görüp görebileceğiniz tek şey budur. Ve anlarsınız kı, savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücün üzdür.
_"


- Büyü Dükkanı



200. "Bir şeye sahip ol­mamakla, onu kaybetmek hiçbir zaman aynı şey olmamıştı."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



201. "Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



202. "Bana göre asıl şans, yeryüzünde var olmaktan başka bir şey değil. Çünkü yaşanan her an, tek ve kendine özgü. Varlığımızın tohumu da bu tek ve kendine özgü anlardan birinde atılıyor."


- Büyü Dükkanı



203. "Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı."


- Büyü Dükkanı



204. "“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.”"


- Büyü Dükkanı



205. "Büyük ve güzel kanatlar, ancak onları taşıyabilecek bir gövde varsa işe yarar. Aksi takdirde sırtınızda bir yük olmanın ötesine gidemezler."


- Büyü Dükkanı



206. "Hırsım, buradan alacağım huzuru iki günde öldürür."


- Büyü Dükkanı



207. "Gittiğiniz her diyarda güdülecek bir deve vardır. Hangi diyardaki deveyi güdeceğinize siz karar vereceksiniz. Yalnız bunu yaparken devenin özelliklerine ve kendi gücünüzün sınırlarına bakmayı unutmayın."


- Büyü Dükkanı



208. "İnsan geçip giden ya da henüz gelmemiş olan zaman dilimlerine, içinde bulunduğundan daha fazla meraklıydı nedense. Bu yüzden hatırlama veya hayal etme, şu anın gerçeğinden daha çok şey hissettirebiliyordu insana."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



209. ""Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar.""


- Büyü Dükkanı



210. "Geçmiş yaşamımda birçok hata yaptım.. Bunlar için pişmanlık duyuyorum. Yanlış kararlar verdim, kayıplara uğradım. Zamanı hovardaca harcadım. Bir gün bir de baktım ki hayat yanımdan geçip gidiyor. Paniğe kapıldım ve bir çare aramaya başladım. Dostlarımla konuşmayı denedim. Beni teselli edip derdimi unutturmaya çalışanlar da oldu, yardım etmeye çalışanlar da. Ama hiçbiri kâr etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum."


- Büyü Dükkanı



211. "İşte bu yüzden, kendini güçlü, başarılı ya da haklı hissetmeden de yaşamayı öğrenmesi, sadece varolmaktan zevk almayı bilmesi gerekiyordu."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



212. "{...}yavrusuna zarar gelmesi ihtimali karşısında nasıl cesur ve saldırgan olduğunu bildiği için ayakları geri geri gitti."


- Büyü Dükkanı



213. "Okulu pek sevmiyorum. Okulda öğretilenlerin bana bir yararı olmadığını düşünüyorum. Önce ezberlenen, sonra da unutulan şeylerle zaman kaybediyoruz. İşte bu yüzden ben, ders çalışmakla zaman kaybetmek yerine başka şeyler yapmayı tercih ediyorum."


- Büyü Dükkanı



214. "Ben yıllardır huzur nedir bilmiyorum. Hep hırsımla yaşamaya alışkınım. Huzur, benim organizmam için yeni bir olacak. Organizmamın onu kabul edebilmesi ve ona hayat verebilmesi için herhangi bir engelle karşılaşmaması gerekir. Oysa hırsım, bir gardiyan gibi huzurumun önünde duracak ve onun kendini göstermesine engel olacaktır."


- Büyü Dükkanı



215. "“

.”"


- Büyü Dükkanı



216. ""Unutmadığını biliyorum çünkü ben de unutmadım.

Eğer roman burada bittiyse, yazar karamsar olmalı.""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



217. "İnsan bazen bir yeniliği denerken bile, eski alışkanlıklarını tekrar ediyor. Tıpkı bir kumarbazın, kumarı bırakacağını kanıtlamak için bahis oynaması gibi..."


- Büyü Dükkanı



218. "kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı ."


- Büyü Dükkanı



219. "Huzurun içine gizlendiği için yıllarca onu bulamadınız ve ne yazık ki kullanamadınız. Çünkü sağduyu, huzuru olmayan bir organizmada beslenemiyor. Onu kullandığınız anda mutlaka huzur içinde olmanız gerekmiyor ama, huzurlu olduğunuz anlarda sağduyunuzu besleyebildiğiniz için o, huzurun yokluğunda da kendini gösterebilecek güce erişiyor. Adeta bir harita gibi size yolunuzu gösteriyor. Kullanmazsanız, yolunuzu şaşırabileceğiniz biliyorsunuz."


- Büyü Dükkanı



220. "İlkbahar, tıpkı bir kadın gibiydi ona göre. Önce, çok özlediğiniz ve karşı koyamadığınız bir sıcaklıkla sarıyordu sizi. Tam buna alışıp kendinizi bırakmışken, aniden terk edip gidiyor ve sizi tek başınıza bırakıyordu. Üşüyor, titriyordunuz. Sonra bir gün, hiçbir şey olmamış gibi yeniden çıkageliyordu. Bu kez, korkudan daha tedbirli davranıyordunuz. Hemen bırakmıyordunuz kendinizi kollarına. Bir melek gibi verici, ama şeytanla işbirliği yaparcasına güvenilmez ve bunların bir araya gelişiyle son derece cazibeli bir mevsimdi ilkbahar."


- Büyü Dükkanı



221. "“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür!”
(İnsanoğlunun hafızasında unutma hastalığı vardır)"


- İç Dünya Oyunları



222. ""Hissedebildiğiniz, gerçektir.""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



223. ""Evet. Kaybetme korkunuz olmadan yaşamak, muhakkak hayatınızda önemli değişiklikler yapmanızı sağlayacaktır. Ama kaybetme korkusundan kurtulmanız, ne yazık ki kaybetmenize engel değil.""


- Büyü Dükkanı



224. ""Burası ilginç bir yer. İnsana hem huzur, hem de huzursuzluk veriyor.""


- Büyü Dükkanı



225. "Oysa gerçek hayatta ‘mutlu son’ değil, ‘mutlu an vardır. Elde etmek istediğiniz şeye kavuştuğunuz an bir mutluluk anıdır ama hayatı o noktada donduramazsınız. O akıp gitmeye devam eder. Çok istediğiniz bir şeyin gerçekleşmiş olması, onun hiç değişikliğe uğramayacağı anlamına gelir mi? Ya da çok güçlü bir istek duyuyor olmanız, onun hiç azalmayacağı veya bitmeyeceği anlamına?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



226. "İnsan kaybetme­ye yakın daha bir dikkatle incelemez miydi sahip olduklarını?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



227. "Evet, aklıyla sık sık konuşuyor ama yüreğini ihmal ediyordu"


- Büyü Dükkanı



228. "Büyü Dükkânından alacağınız şeyler
artık sizin olur ve yaşam boyu sizinle kalır. ‘Yardım’, buradan alebileceğiniz bir şey değildir. Çünkü yardım, geçici olarak
başkalarından aldığınız ve hiçbir zaman size ait olamayan bir şeydir. Ama bu ikilemden kurtulmanıza yardım edecek, şu
anda sahip olmadığınız bir şeyi buradan isteyebilirsiniz."


- Büyü Dükkanı



229. "Ne çok insan, sınırlı ömrünü, kendi işine yaramayacak şeyleri keşfetmek, üretmek ve dünyaya bırakmak için harcamıştı."


- Büyü Dükkanı



230. "Yaşam, iftiranın olduğu kadar, intikamın da bedelini ödetmekten geri durmayacaktı. Adaletli ya da adaletsiz..."


- Büyü Dükkanı



231. "Eşim, sahip olduklarıyla yetinen bir insandır. Fakat ben, hiçbir zaman, içinde yaşadığım koşulları kabullenmem. Neden daha iyisi olmasın diye kendi kendimi yiyip bitiririm. Bunlar eşime çok anlamsız geliyor. Ben de onun beni anlamadığını ve mutlu yaşamamız için bir çaba sarf etmediğini düşünüyorum. Oysa şansımız olsaydı, çaba harcamaya da gerek olmazdı."


- Büyü Dükkanı



232. "İnsan kaybetmeye yakın daha bir dikkatle incelemez miydi sahip olduklarını?"


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



233. "Hayattan alacaklı olduğumuzu düşündüğümüz sürece yetinmek zordur. Eksiği eksik bırakmak bile zavallılık gelir. Oysa güç, sahip olmakla değil, yoksunluklara tahammül edebilmekle gelişir."


- Büyü Dükkanı Üçüncü Bahar



234. "Hayatınıza yeni renkler katmazsanız, ister istemez monotonlaşıyor."


- Büyü Dükkanı



235. "Siz ona âşıktınız ama o sizin aşığınız değildi."


- Büyü Dükkanı



236. "İnsanoğlu, yeryüzündeki yaşam süresinin sınırlı olduğu gerçeğinin farkında olarak yaşayan ve bunu bile bile mutluluğu arama gücünü koruyabilen tek canlı olmalıydı."


- Büyü Dükkanı



237. "Yaşlı belleğinin, onu gençlik yıllarına götürdüğünü farketti. Tozu dumana katan dörtnala duyguların, iç dünyasını nasıl da bir savaş alanına çevirdiğini anımsadı. Bu savaşlara kumandan dayandırmak mümkün değildi. Tüm kumandanlan yutan savaşlardı bunlar. Herhalde savaş ateşinin tek hayali, zafer meşalesinin alevine dönüşmek olsa gerektir. Zafer meşalesi ise ancak savaştan arta kalan, yakılıp yıkılmış savaş alanını aydınlatır. Ne yazık ki savaşlardan sonra görüp görebileceginiz tek şey budur. Ve anlarsınız ki, savaşta önemli olan savaşma gücünüzden çok, acıya dayanma gücünüzdür."


- Büyü Dükkanı



238. "Dünyanın uzaydaki hareketleri ne kadar net ve dakikse, dünya yüzündeki yaşam da o kadar karmaşıktı. Belki de dünya bu kadar kendinden emin dönmese, yaşam bu kadar karmaşık olma hakkını bulamayacaktı kendinde."


- Büyü Dükkanı



239. "_
Dünyanın oluşumu, insanlığın yeryüzündeki belirişi gibi sü­reçlerin, hayal gücünü zorladığını hissetti. Bir çırpıda ne de güzel söyleniveriyordu “milyonlarca, binlerce yıllık geçmişi­mizde” diye... Oysa insanlık, bunları anlatabilmeyi öğrene­ ne dek ne bedeller ödemişti. Ne çok şey keşfetmek zorunda kalmıştı yarınlara kalabilmek için... Ne çok yorulmuştu; ne çok acı çekmişti; ne çok düşünmüştü; ne çok şeye tapmıştı;
ne çok mutlu olmuştu; Ne çok şey yaratmıştı ve ne çok şeyi yok etmişti dünya yüzünde... Bu mucizevî serüvenin küçük bir karesinde ortaya çıkabilmek ve yaşamdan pay alabilmek için, ne kadar çok şeyin bir araya gelmesi gerekiyordu. Her insan, bir sürü küçük olasılığın kesişme noktasında hayat buluyor ve dünyaya geliyordu. Bunun, başlı başına bir şans olduğunu düşündü yaşlı adam. Öyle ya... Yoktan var oluyor­dunuz birdenbire. Ancak bir kere var olduktan sonra, yoklu­ğu yaşayamadığınız için, var olmanın değerini kavramak güç olabiliyordu kimi zaman. Belki de en iyi kavrayışa, yokluğa yeniden yaklaşırken ulaşıyordunuz. İki yokluk arasındaki bir çizgiydi yaşam ve en temel mutluluk, bu çizginin üzerinde olabilmekti galiba.
_"


- Büyü Dükkanı



240. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



241. "İçten bir yakınlaşma, ne kadar kısa olursa olsun, güç­lü bir duygu uyandırıyor ve bir o kadar da iz bırakıyordu ar­dında."


- Büyü Dükkanı



242. "“Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalır.”"


- Büyü Dükkanı



243. "Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar."


- Büyü Dükkanı



244. "Bir şey olmak için önce bir şey yapmak gerekir."


- Büyü Dükkanı



245. ""Peki, söyle bakalım. Sen Mars olsaydın, Dünya'ya ne derdin?""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



246. ""Binlerce yıl boyunca öğrendikleri sayesinde insanoğlu, soğuk kış günlerinde sağ kalabilmeyi başarıyordu. Soyunu tüketebilecek kadar tehlikeli olan buzul çağı, onu beynini kullanmaya zorladığı için belki de insana en büyük iyiliği yapıyor, onun yarınlara kalmasını sağlıyordu.""


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



247. "Çocuk, yaşadığı deneyimin, kendi yapı taşlarından biri olduğunun farkında değildir. Ama taşlar çoğalıp duvarlar yükseldikçe, en alttaki taşları fark etmeye, onları tek tek önemsemeye başlar."


- Büyü Dükkânı'nda İki Çınar



248. "Bazen çocuklar, hiç büyük olmadıkları halde büyükleri anlarlar, ancak büyüklerin hepsi daha önce çocuk oldukları halde çocukları anlamakta zorlanırlardı."


- Büyü Dükkanı



249. "Bir kitabı yazan yazarı, yaşatan ise okuyucusudur. Yazarın gücü, son noktayı koyduğu yerde biter. Kalemini bırakır, ışığını söndürür ve arkasına yaslanarak beklemeye başlar. Beklediği şey, o ana kadar kendi öznel dünyasının kıvrımlarından akıp gelen sözlerin, başka insanların öznel dünyalarına ulaşabilmesi, başka başka yaşam deneyimleri içinde yerini bulabilmesidir. Bu aynı zamanda, bir dönüşüm yolculuğudur da... O noktada, yazdıklarınız size ait olmaktan çıkmaya başlamıştır. Onları, iki karton kapağın arasında donup kalmaktan kurtaracak ve soluk aldıracak okuyucuya emanet etmişizdir umutla. Artık yolculuk başlamıştır. Kim bilir o satırlar, hangi duraklarda kimlerle buluşacaktır."


- Büyü Dükkanı



250. "“Hayatımın en büyük dersiydi bu bana. Ben cesur olmadığım müddetçe, yaşam acımasız olacaktı.”"


- Büyü Dükkanı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: