Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Yeşil Yol - Stephen King | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Yeşil Yol Kitap Bilgileri


Yazar: Stephen King
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 400
Basım Tarihi: Şubat 2021
İlk Yayın Tarihi: 1996
Yayınevi: Altın Kitaplar
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789752100299
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Yeşil Yol Kitap Tanıtımı


Acımasız katillerin bulunduğu Could Mountain hapishanesinin E bloğuna hoş geldiniz. Buradaki mahkumlar 'Yaşlı Sparky' diye bilinen elektrikli sandalye için sıralarını beklerlerdi.



Hapishane gardiyanlarından Paul Edgecombe için bütün katiller aynıydı. Ta ki John Coffey adındaki mahkumla tanışıncaya dek. Dev cüsseli, çocuk kalpli bu adam Edgecombe'un hayatını değiştirecekti.

(Arka Kapak)




Yeşil Yol Kitaptan Alıntılar


1. "Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık, patron. Yağmur altında bir ispinoz gibi yalnız, hep yollarda olmaktan yoruldum. Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan. İnsanların birbirlerine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum. Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan. Karanlıkta olmaktan yoruldum. Asıl da acıdan. Çok fazla. Eğer sona erdirebilseydim, yapardım. Ama yapamıyorum."




2. "Gördüğüm ve hissettiğim acılardan yoruldum artık patron.Yağmur altında bir ispinoz gibi, hep yollarda olmaktan yoruldum.Hiçbir zaman bana eşlik edecek, bana nereden geldiğimizi,nereye gittiğimizi ve nedenini söyleyecek bir yoldaşım olmadan.İnsanların birbirine karşı bu kadar kötü olmalarından yoruldum.Yardım etmeye çalışıp da edemediğim bütün o zamanlardan.Karanlıkta olmaktan yoruldum."




3. "Yoruldum patron!
insanların insanlara saldırmasından çocukların ömrünün kelebekten az olmasından adaletin bozguna uğradığı bu dünyadan yoruldum.."




4. "Yoruldum patron!

İnsanların insanlara saldırmasından, çocukların ömrünün kelebekten az olmasından, adaletin bozguna uğradığı bu dünyadan yoruldum."




5. "Bir kez daha yaratamadığımızı yok etmeyi başarmıştık."




6. "Yoruldum patron!
İnsanların insanlara saldırmasından, çocukların ömrünün kelebekten az olmasından, adaletin bozguna uğradığı bu dünyadan yoruldum."




7. "Yoruldum patron!
insanların insanlara saldırmasından çocukların ömrünün kelebekten az olmasından adaletin bozguna uğradığı bu dünyadan yoruldum."




8. "En iyisi sakin olmak..."




9. "Bazen, her şey yolundaysa, radyo çalarız. Radyo sever misin?"




10. "Yargılama, seni de yargılarlar."




11. "Hiç bilmemek en iyisiydi belki de."




12. "Yoruldum. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum."




13. ""Yaşamak için çok yaşlı ve kırılgan olabilirim, "
dedi.
" Ama düşünemeyecek kadar yaşlı değilim. ""




14. "Şu anda hayatımda hiç olmadığı kadar birisine ihtiyacım var."




15. "Yoruldum. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum."





Yeşil Yol Kitap İncelemeleri


Cüssesi kadar kocaman yüreğe, cüssesine ters olan korkuya sahip John Coffey'nin ( coffee gibi söyleniyor ama farklı ) Yeşil Yol`a doğru attığı ürkek adımların şahidi olacaksınız.

Kitabı E bloğunun baş gardiyanı Paul`ün dilinden dinliyorsunuz. İlk başta biraz sıkıcılık yarata bilir ama ortalara doğru kesinlikle kendinize hakim olamıyorsunuz.
İnsanın kitabın içine girip, o kocaman devi kucaklayası, "yalnız değilsin John." diyesi geliyor.
İyinin bazen ne kadar kötü, kötünün bazen ne kadar iyi olabileceği, görünüşün aldatıcı kısımlarına takılmamamızı, insanın tüm ürkütücülüğüne rağmen saf kalabileceğini açıklıyor bize Kocaoğlan..

Sonunun bildiğim gibi bitmemesi için, geriye kalan 10 sayfayı 3 gün erteledim.
Hayatıma yeşil ve siyah bir renk katan gözü yaşlı dev seni özleyeceğim...

Sonunda büyükten küçüğe her insanın duyduğu, duymasa bile bir yerden kulağına çalındığı o efsane kapanış söz:

"Yoruldum, patron.Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum.Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma…”

Kesinlikle okuyun..




Yargılamak kolay, değil mi? Bir insan kötü bir şey yapar ve herkes ondan yüz çevirir. O kötü bir insan, bizim onunla konuşmamızı haketmiyor. Bir kere kötülük yapmış, yeniden yapıp yapmayacağı kimin umrunda ki?!
Ama siz... Siz iyi bir insan mısınız? Her zaman etrafınıza iyilik dağıtır ve her önünüze gelen insana gülümser misiniz? O insan sizin kalbinizi kırmış bile olsa mı? Alkışlanmayı hakettiniz, ayaktayım şu an..

Tamam, şimdi şöyle düşünelim; Birisi bir insan öldürmüş ve ömürlük hapis cezasına mahkum olunmuş. Üzülmediniz, öyle değil mi? Ne de olsa o bir cani, o bir katil! Bunu hakediyor. Hatta sevinmesi gerek, siz olsanız onu idam ettirirdiniz.. Ama, bir insanı öldürmek bu kadar kolay mıdır ki? Herkes bir defa yaşar ve ölünce geriye dönme şansı kalmaz. Bunu da mı hakediyor? Başkasının da yaşam hakkını elinden aldı diye mi? Haklısınız.
..Ama belki o cani, katil değişecekti? Belki hareketinden pişman olmuş ve bir daha yapmayacağına söz vermişti? (Belki, o katil aslında bir fareyi bile incitmeyecek kadar iyi kalpliymiş?)
Hayat bile insana ikinci şansı veriyorken biz insanlar, herkesi yargılamaya ve en ufak yanlışında kapı dışarı etmeye o kadar hevesliyiz ki!..

Eminim benim bu küçük yazımdan sonra bile çoğunuz hâlâ katillerin öldürülmesi gerektiğini düşünüyorsunuzdur. Sizden rica ediyorum, kitabı okuyun. O zaman benim neyi kastettiğimi anlayacaksınızdır.

İyi okumalar dilerim..




İyi ki filmini izlemeden önce kitabını okumuşum dediğim bir kitap oldu


Tek kelimeyle harikaydı.
Her okuyucuya kendini sorgulatacak bir kitap, her şey göründüğü gibi mi? Yoksa her şey bir yalınsama mi?
Çok etkileyici ve akıcı bir kitap, her okuyucuya da hitap edeceğini düşünüyorum.
Filmini hiç izlememiş olmam da etkilenmeme büyük bi etken di doğrusu.
Onun için önce kitap, sonra film.
Yazarımızın bu eseri filme de uyarlanmış ve en iyi film olmak üzere, dört dalda Oscar ödülü kazanmıştır.

Kitaba gelecek olursak Could Mountain Hapishanesi E bloğun da geçiyor. İki küçük kıza tecavüz iddiasıyla idam cezasına çarptırılan sihayi adam John Edgecombe hikayesi. John ölüme adım adım giderken, baş gardiyan olan Paul Edgombe kendisine olan yakınlığını fark eder ve bu iri cüsseli Paul deyişiyle "Kocaoğlan" gerçekten suçlumu?
Baş gardiyan Paul, John'nin davasında eksik parçaları toplarken, bir mucizeye de şahit olmasıyla birlikte artık hiçbir şüphesi kalmaz. Bu sihayi iri yarı varlık hiçbir canlıya zarar veremez.
Peki Paul, John elektrikli sandalyeden kurtarma çabası yetecek mi? Onu da okumak isteyen kitap dostlarım okuyarak öğrensin.
Harika bir serüven çıkmak, ön yargılarınızı kırmak, aslında görülen herşeyin görüldüğü gibi olmadığını okumak isteyen kitap dostlarıma tavsiye ediyorum.




- "Lütfen beni karanlığa gömmeyin, karanlığa göndermeyin, ben karanlıktan korkarım." Yıllarca bu sözleri Yeşil Yol (1999) filminde John Coffey karakterini canlandıran Michael Clarke Duncan' dan duydum. Şimdi ise filmin ilham kaynağı olan ve aynı ismi taşıyan kitabın sayfalarında okudum. Tabi önceliği filme verdiğim için kitabı okurken gözümde hep filmden sahneler canlandı. Ama yine çok keyifli bir okuma süreci geçirdim. Hatta kitabı okurken kitabın filme ne kadar da kusursuz bir şekilde uyarlandığını fark ediyor insan. Bu yüzden hem kitabın hem film içimde kocaman bir yer kapladı.
-Öncelikle şunu söylemeliyim ki istediğiniz kadar filmi izleyin ama ,film o kadar başarılı olmasına rağmen yine de, kitabın yerini tutmuyor. Tıpkı diğer kitap uyarlaması olan filmler gibi. O yüzden şimdiden söylüyorum ki kitabı kesinlikle okumalısınız.
-Irkçılık, sevginin gücü gibi konuları işleyen Stephen King'in okuduğum ilk kitabıydı ama zannediyorum ki son olmayacak. Hem olayı anlatışı hem de kullandığı dil sizi kitabın içine, olayların ortasına bırakıyor adeta. Bu sayede hiç sıkılmıyorsunuz okumaktan. Tekrar söylemek istiyorum ki istediğiniz kadar filmini izlemiş olun, kitabı okumadığınız sürece film yarım kalıyor. Bunu kitabı bitirince fark edeceksiniz.
-Kitabı bitirdiğinizde kafanızı kaldırın ve onu arayın. John Coffey yakınınızda bir yerde sizi izliyor olabilir hatta belki de o sizsinizdir. İyi okumalar.




Ne desem bilemiyorum bu kitap hakkında. Gözyaşlarımı tutamadığım, son bölümde ise içimdeki değişik duygular yüzünden okumayı birkaç gün ertelediğim tek kitaptı bu.

Ah John Coffey... O kadar eşsiz bir karakter ki, her hissettiğini ben yaşıyordum sanki. Gözlerimin önünde belirdi gözyaşları. Tabii sadece Coffey değil, Delacroix de çok etkiledi beni. Onun acı verici ölümünün ardından etkilenmemek olur muydu? Zaten o kısımlar öyle bir anlatılmış ki, Edgecomb'un bahsettiği koku burnuma bile doldu sandım bir ara.

Gelelim konumuza, King'in efsanevi eserlerinden biri olan Yeşil Yol bildiğiniz üzere filme de uyarlandı. Kitap Could Mountain hapishanesinin E bloğunda geçiyor ve bu hapishanede tahmin edebileceğiniz üzere en acımasız katillerin olduğu belirtiliyor. Kitap, baş karakter Paul Edgecomb adlı gardiyanın bakış açısıyla yazılmıştır ve onun hislerini iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Paul'un hayatı, hapishaneye mahkûm olarak gelen John Coffey'den önce gayet normaldir. Fakat Coffey'in, onun bir hastalığını iyileştirmesiyle her şey değişir, olaylar bambaşka bir hâl alır. Coffey'in dev cüssesinin içindeki pamuk kalbini ilk gören Edgecomb olmuştur ve onun hayatına en büyük etkiyi bırakmıştır.

Okumadıysanız mutlaka okumanızı öneriyorum, tabii kendinizi hazır hissediyorsanız...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: