Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Yer Demir Gök Bakır - Yaşar Kemal | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Yer Demir Gök Bakır Kitap Bilgileri


Yazar: Yaşar Kemal
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 383
Basım Tarihi: Ocak 2019
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750807251
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Yer Demir Gök Bakır Kitap Tanıtımı


Başı dara düşener, yarattıları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikayesidir.



Üçlünün ikici kitabı Yer Demir Gök Bakır bütün mümkünlerini yitirmiş köylülerin kendi yarattıklarını ermişin işaret ettiklerine bakarak hayatta kalmalarını anlatır. Roman kendi mitini yaratmanın tanığı, düş dünyasının gücünün kanıtıdır.



Fransız Eleştirmenler Derneği'nce "Yılın en güzel romanı" seçildi.




Yer Demir Gök Bakır Kitaptan Alıntılar


1. "İnsanoğlunun, belki de en güzel yeri çocukluğu."




2. "İsterse dünya kadar malı olsun, insanoğlu hiç doyar mı?"




3. "Yoldaş olma namussuza, arsıza. Akıbet başına bela getirir."




4. "Bir insan konuşmazsa, o insan ölü demektir."




5. "İşte ölüm dedikleri de buydu. Sonsuz bir yalnızlıktı, çaresizlikti."




6. "Korkmak yarı ölmektir."




7. "Dünya bir dertliler dünyası. Dertsiz insan yok…"




8. "" İnsanoğlunun, belki de en güzel yeri çocukluğu.""




9. ""Bendeki yürek, demircilerin örsü gibidir.""




10. "Issız bir dünyada, yapayalnız kalmıştır."




11. ""Dünyada tekmil yaratık adam olur da şu insanoğlu adam olmaz. Çünküleyin çiğ süt emmiştir..""




12. "Baksalar bile görmezler . Görseler bile aldırmazlar."




13. ""Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yoktu. Ben saklayacak bir şey aradım, bir iğne bile bulamadım saklayacak. Bir zoruma gitti ki... Yoksulluk şimdiye kadar bana böyle koymamıştı. Baktım ki aradım ki Adil'den saklayacak hiçbir şeyim yok...""




14. "Korkmak yarı ölmektir."




15. "İt itin kuyruğunu ısırmaz. Ve de hiçbir vakit."





Yer Demir Gök Bakır Kitap İncelemeleri


Yaşar Kemal bu kitabı yazarken "acı mı, dram mı, yoksa hafif delilik mi?" dememiş; hepsini karıştırmış, üstüne Taşbaş’ı serpiştirmiş. Sonuç? Anadolu’nun en çaresiz köyü + suskun bir adam + imanla çalışan kulaktan dolma mit üretim hattı.

Köyün durumu şöyle:

Tarladan ürün çıkmıyor,

Yağmur gelmiyor,

Devlet yok,

Elektrik yok,

Sular kesik ama dedikodu full çekiyor.

Ve bu ortamda Taşbaş adında bir abimiz çıkıp... hiçbir şey yapmıyor. Ama köy diyor ki: “Vardır bir bildiği.” Kardeşim yok işte! Adam konuşmuyor. Sadece duruyor. Ama köylü o kadar umutsuz ki, “bu suskunlukta bir hikmet var” diye efsane yazıyorlar üstüne.

Kadınlar başına tül bağlıyor, adamlar “Taşbaş ne diyorsa o!” diyor. Taşbaş ne diyor? Hiçbir şey! Adam köyün iç sesine dönüşüyor ama bluetooth bağlantısı kopuk. Yani bu kitap aslında Anadolu halkının “abi biri çıksın da bizi kurtarsın ya” beklentisinin resmi belgesi.

Yaşar Kemal’in dili o kadar kuvvetli ki, kitabı okurken yoksulluktan tok hissediyorsun. Cümleler taş gibi oturuyor. Öyle ki, kitabı bitirdikten sonra gidip bir taşı okşayasın geliyor:
“Sen de mi yoksulluktan geliyorsun kardeşim?”

Kitaptaki gerçek kahraman kim dersen:
Bence köyün dedikoducu teyzeleri. Taşbaş sabit duruyor, ama onlar öyle bir PR çalışması yapmış ki, adam resmen köyün "manevi CEO'su" olmuş. Hiçbir yatırım yok ama güven sonsuz.




Yaşar Kemal bu kitabında, kış mevsiminin ağır aksak bir hayat yaşattığı, dağların arasına sıkışmış köylülerin, yaşam koşullarına, darda kalmışlıklarına ve korkularının sonucunda kendilerinin yaratmış olduğu süper kahramanlara ( ermişler) vurgu yapar.Çaresizlik ve yoksulluk içinde yaşayan köy halkının köşeye sıkışınca umudu bir ermişten yana yeşerir ve olaylar bunun etrafında döner...

Bizim Kürt dilinde masallara" cirok "derler. Köyde tv,radyo yokken ve dahi elektrik bile yokken insanlar güneş battıktan sonra zamanlarını birbirlerine uzun hikayeler, öyküler, masallar anlatarak geçirirlermiş.Dedelerimizin karanlıkta bütün aileyi etrafına toplayarak anlattığı öyküler, masallar daha destansı daha öğreticiymiş. Dedem" bütün insani değerleri atalarımızın anlattıkları hikayelerle masallarla öğrenirdik" derdi.Belki bu masalları dedem ve Yaşar Kemal aynı kişiden dinlemişlerdi...kim bilebilir ... :)) Yaşar Kemal' in kitaplarında da böyle bir tat var. Bence Yaşar Kemal bu anlatılarla büyümüş. Onların izlerini taşıyor yazdıkları ve bu sebepledir ki bu kadar doğal ve bu kadar gerçekçi bir anlatım bana kitabı okutmuyor yaşatıyor adeta.

Muhteşem bir kitaptı çok keyifliydi. Yaşar Kemal kitaplarının her birini ikinci kez okumak isteği kitabı bitirince hep düşündüğüm bir şey oluyor :)

İyi okumalar herkese...




Yazar, fakirliğin, umutsuzluğun ve korkunun getirdiği sıkıntıların pençesinden kurtulmak isteyen halkın, kurtuluş için yarattıkları bir mitin çıkış noktasını ve gelişimini Taşbaşoğlu üzerinden ele almıştır. Başlangıçta bir halk hikâyesi olarak anılan Taşbaş, zamanla mitos hâlini almış ve gelişmelerle beraber en sonunda mitolojik bir kahramana dönüşmüştür. Taşbaşoğlu, mitlerin halk arasındaki çıkışını, yayılımını, gelişimini ve çöküşünü gösteren incelikli bir karakterdir. Halkın zor zamanlarında yaratıp dört elle sarıldığı, birazcık bolluk gördüğü zaman da baş aşağı çevirip yerden yere vurduğu bir efsanedir. Halk ile bağını koparan daha doğrusu halkın bağını kopardığı Taşbaşoğlu, bedenen mitolojik anlamını yitirerek basit bir kişiliğe dönüşmüştür. Fakat ruhani gücünü ölümünden sonra bile devam ettirmiştir.
Yaşar Kemal bu eserinde sözlü halk geleneği ürünlerine sık sık yer vererek ışık, kartal, ağaç, kırklar, dağ, toprak, abı hayat gibi birçok mitolojik motifi de hikâyelerle harmanlamıştır. Kitap, dinlerin, peygamberlerin ve ermişlerin doğuşunu anlatan bir alegoridir. Yazar neredeyse dış dünya ile bağı kopuk olan ve sürekli aynı yüzler, aynı sıkıntılar, aynı günler etrafında hapsedilen halkın, tarih boyunca yaratıp durdukları bir kurtuluşun kurgusunu yeniden yazıp çizmiştir. Yer Demir Gök Bakır, Taşbaş’ın ermişliğini ret etmediği için işkence gören Memidik’in iradesi gibi çelikten bir inanca sahiptir.

Detaylı inceleme:




Dağın Öte Yüzü serisinin ikinci kitabı olan Yer Demir Gök Bakır'da yazar ilk kitaba göre oldukça durağan bir kurgu oluştur. Serinin ilk kitabı olan Ortadirek'te Meryemce ve Koca Halil üzerine yoğunlaşılan seri ikinci kitapta tamamen Taşbaşoğlu ve Muhtar Sefer etrafında yoğunlaşmaktadır. Hiç şüphesiz kitabı sürükleyici hale getiren kısım Taşbaşoğlu'nun köylü tarafından evliya olarak ilan edilmesidir. Bu öyle bir hal alır ki tüm köylü tarafından Taşbaşoğlu hakkında türlü menkıbeler türemesine sebebiyet verir. Hiç bitmeyen bir konu şüphesiz köy halkına kimin muktedir olacağıdır. Bir yandan Taşbaşoğlu diğer yandan Muhtar Sefer. Muhtar Sefer türlü entrikalarla Taşbaşoğlu'nu köy halkı tarafından bir yalancı, ermişliğe soyunmuş bir hilekar olarak göstermek ister. Nihayet Yüzbaşıyla bu konuda mutabık kalırlar ve artık Taşbaşoğlundan köyde kayda değer bir iz yoktur. Önemli bir karakter olan Koca Halil'in ölüp ölmediği konusunda çeşitli söylentiler çıktıysa da bir türlü net bir bilgiye ulaşılamamıştır. Meryemce köydeki herkesle, uçan kuşla dahi konuşmamayı ahdetmiştir adeta. Şüphesiz köylüyü tedirgen eden bir konu da Adil'in ne zaman gelip kölüden alacağını istemesidir. Tüm bu olaylar çerçevesinde köylüyü bir korkudur alır gider. Serinin son kitabında bakalım neler olacak :)







Büyük usta Yaşar Kemal'in eserlerini yorumlamak oldukça zor. Sadece kendi kendimize bir şeyler karalayabiliriz en fazla. Yer demir gök bakır, İnce Memed, Çakırcalı efe, ve Dağın öte yüzü serisinin birinci kitabı olan Ortadirekten sonra okuduğum yedinci kitabı ustanın. Bir nevi Anadolu Mitolojisi diyebiliriz. Bir toplumun, bir halkın hayallere nasıl sığındığını, nasıl tutunduğunu çok çok güzel anlatıyor. Şunu da demeden geçemeyeceğim şeyh uçmaz, mürit uçurur diye boşa söylememişler. Yaşam şartlarını düşündüğümüzde hakta vermeden geçemiyor insan. Cahillik gibi görünse de, o çağda fakir bir Anadolu köyünde bir şeylere tutunmak zorunda kalıyor belki de insanlar. Usta bunları anlatırken Anadoluyu nakış gibi işliyor. Ben olsam örnegin coğrafya üniversite müfredatında Yaşar Kemal'in kitaplarını mesela İnce Memed'i ya da bu kitabı müfredata koyardım. Hangi akademisyen Çukurova'yı Yaşar Kemal'den daha iyi anlatabilir. Uzun süre etkisinden çıkamadığım bir kitaptı. Bu gecikmiş incelemeyi bitirmeden önce Zülfü Livaneli'nin müziklerini yaptığı. Tarık Akan'ın müthiş bir oyunculuk sergilediği kitabın sinemadaki uyarlamasını da görün derim.

Bu vesileyle Yasar Kemal ve Tarık Akan'ı anmış olalım. Işıklarla uyusunlar.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: