Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Kitap Bilgileri
Yazar: Aziz Nesin
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 43 dk.
Sayfa Sayısı: 343
Basım Tarihi: Şubat 2008
İlk Yayın Tarihi: 1980
Yayınevi: Nesin Yayınevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759038471
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Kitap Tanıtımı
Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşamaz'ı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakkını alamadı. Bir haftalık gazetede çizgi romanı yayımlandı. Ardından televizyon senaryosunu yazdı. okurların isteği, çevrenin baskısı artınca sonunda Yaşar Yaşamaz, şu anda bu roman oldu.
Kitabın giriş yazısını kaleme alan Meral Çelen bu büyük ilgiyi Yaşar Yaşamaz'ın ağzından şöyle açıklıyor:
'... Ünümün bu kadar yaygınlaşmasına, beni bu kadar sevmenize ilk zamanlar akıl erdiremiyordum ama, şimdi biliyorum artık... Nasıl hepimizde biraz Don Kişot'luk varsa, demek biraz da Yaşar Yaşamaz'lık varmış... Başıma gelenler yabancınız olsaydı, sever miydiniz beni, arar mıydınız? '
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Kitaptan Alıntılar
1. "Yaşamak istiyorum, yaşayamıyorum ; ölmek istiyorum, ölemiyorum."
2. "Aman oğlum, bişeyi bedava dediler mi, aman alma sakın, ordan kaç... Bedeline almaktan çok daha pahalıya gelir."
3. "Deliler de ölür, ama hiç ölüler delirir mi?"
4. "Yaşamak istiyorum, yaşayamıyorum; ölmek istiyorum, ölemiyorum."
5. ""Biz eşek olduktan kelli, sırtımıza binecek çok bulunur.""
6. "“Bu da yaşamak mı be!”"
7. "ölmek istesen de ölünmüyor. Yaşanmıyor da... Sürün sürünebildiğin kadar.
Anladım ki, insanın şansı yoksa ölemiyor bile..."
8. "Bir insan pekçok türlü ölür: Hukuki olarak ölür. Siyasi olarak ölür. Fizik olarak ölür. Psikolojik olarak ölür."
9. ""Diploman var mı, okul diploman?" dedi. "Yok, dedim, okula gidemedim."
"Hmmmm, demek diploman yok... Öyleyse sana yüksek bir iş vereceğiz..." dedi."
10. "“Yahu, ne biçim memleketteyiz be…Yaşasam, bırakmazlar ki yaşayayım…Ölsem, ölünmez.""
11. "Neden mi ağladım? Yahu, ben ağlamak için bahane arıyorum."
12. "Biz eşek olduktan kelli, sırtımıza binecek çok bulunur."
13. "O denli o denli çok beklettin
Alıştırdın bekletmeye kendini
Çok zamanlar geçti de geldin
Senden çok seviyorum senin özlemini
... ~..."
14. "...ölmek istesen de ölünmüyor. Yaşanmıyor da... Sürün sürünebildiğin kadar."
15. "Dünyada hiçbir deli, 'ben deliyim' diyecek kadar deli değildir"
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Kitap İncelemeleri
Aziz Nesin'in yine harika bir şekilde sistemi eleştirdiği Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz kitabını ikinci kez okudum ve ilk okuyuşumda ki harika duyguları ikinci okuyuşumda da hissettim. . Kitapta Yaşar Yaşamaz'ın başına gelen olayları okudukça, aklımdan sürekli, bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilir diye geçirdim ama sonra bu kadar aksayan ve eleştirilen bir sistemde bunların olması gayet normal dedim...
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz harika bir kara mizah örneği. Kitabı okurken hem bol bol gülüyorsunuz hem de bol bol düşünüyorsunuz...
Kitabı okumak isteyen herkese tavsiye ediyorum...
Keyifli okumalar...
Bu arada kitabın filmi de var izlemeyenler varsa tavsiye ederim... Halit Akçatepe'nin 1974 yılında başrolünde oynadığı filmi gerçekten kitap kadar güzel ve eğlenceli. Yaşar Yaşamaz'ın başına gelen olayları seyretmek daha da eğlenceli oluyor.... Filmi izlemeyi düşünen herkese keyifli seyirler...
(Şimdi bana, başka kitaplar varken niye bir kitabı ikinciye okuyorsun diye söyleyenler olacak, benim de cevabım şu şekil de olacak -> Kitaplığımda ki bütün kitapları okuyup bitirdim ve yeni kitaplar sipariş ettim o kitaplar gelene kadar da zamanımı telefonla ya da televizyonla öldürmek istemedim onun yerine, benim için ikinci kez okumaya değer olan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı okumak istedim.)
Kitap adindan da anlaşılacağı üzere özgün ve ilginç. Bu kitap yoğun istek üzerine Azizi Nesin tarafından tiyatro metni haline getirilmis, biz okulda tiyatro oyununu sergileyecekdik sonra olmadı ben de dedim ki bari kitabi okuyum.Hem boylece Aziz Nesin ile de tanışmış olayım.
Okuldu dersti derken kitap elimde süründü biraz. Kitabi bitirdiğim de " vay be pişmiş tavuğun başına gelmez bunlar" dedim söyleyecek başka bir şey bulamadım.
Acaba bunlar gercekten yaşanmış mi? diye kendimi düşünmekten alikoyamadim ama kitabin ilk basım tarihine bakacak olursak (1977) o zamanın Türkiye sinde bunlar olabilir. ( bu zamanın Turkiye'sinde de olabilir o ayri konu ama, neyse )
Mutlaka okuyun derim. Hani hep şikayet ediyoruz ya başımıza gelenlerden. Kimse yasamadi benim bu yaşadıklarımı diyoruz ya..bu kitabi okuduktan sonra hayatınızda daha hic bir şey görmemis ve yaşamamış olduğunuzu fark edeceksiniz.
Hayat bizim istediğimiz gibi değil kendi kurallarına göre akıp gidiyor.. yaşadığımız yerde ölüdürüyor, öldüğümüz yerde tekrar hortlatıyor bizi, kuralları böyle işliyor çünkü..
Aziz Nesin mizahlı anlatımıyla hayatın bu kurallarını eleştirmiş kitapta.. ' Çarklar
arasında kaybetmeyin kendinizi, SİZ CÜZDANINIZDA TAŞIDIĞINIZ KAĞITDAN
İBARET DEĞİLSİNİZ' demis. Ve cabalimis herkes duysun, farkına varsın bunun diye..Başarmış da kanaatimce.. ha hala farkında olmayanlar var mı, var.. onlarda en kısa zamanda farkına varırlar umarım.
Kitapla ve kendinizle kalın.....
İkinci kez Aziz Nesin okuyorum. Zübük kitabını okurken de farkettim sözde yerellik, halk dili katmak için konuşma dilinde "bikez, biyer'' yazıyor asla "bir kez, bir yer" yazmıyor bu bana çok eğreti, aşırı sunî edebi neşveden uzak bir dil geliyor. Konu güzel yazı dili tatsız hani tabiri caizse okurken insanın ağzında kekre bir tat bırakıyor bu okuduğum iki kitabında da dikkatimi çekti çok hoşuma gittiğini söyleyemem.
Şunu da söyleyeyim bu kitabı ilk okuduğum Aziz Nesin kitabı olan Zübük kitabına göre çok ama çok beğendim bu kitap gerçekten çok iyiydi ama dil konusundan ve içerik olarak bir kaç her yerde hoşuma gitmeyen gereksiz uzayan yerler ve diyaloglar da vardı bunlardan dolayı 9/10 gibi bir puan verdim...
Kitap beklediğimden çok farklı bir konuydu ama işlediği konuyu aşırı güzel anlatan bir kitaptı gerçekten mükemmel bir siyasi eleştiri ve toplum eleştirisi kitabıydı aynı zamanda mizahi bölümleri de vardı yani şu bir gerçek ki okurken acınacak halimize gülüyoruz, hüzünlü olaylara gülerken ne kadar hayatın gerçeğinden bir pay olduğunu görüyoruz. Ne hazin ki maalesef kitabın yazıldığı 1977 yılından 2024 yılına ülkemizde çok az şey değişmiş, her şey hemen hemen aynı :(
Bu kitabın üstlendiği siyasî eleştiri, bürokrasi eleştirisi gibi bütün toplumsal işlevini yerine getirdiğini düşünüyorum aynı zamanda diğer bir görevi olan mizah görevini de gayet yerine getiriyordu, birden çok bölümde yaşanan trajikomik olaylara güldüm... Okunabilir ve ülkemize ışık tutan bir kitaptı...
Aziz Nesin 1915 Heybeliada doğumlu en değerli cumhuriyet dönemi yazarlarımızdandır.Kitap aslen Aziz Nesin tarafından pek gönüllü olarak ortaya çıkarılmamış Ankara radyosunun 12 dizilik bir oyun istiyor ama konularını “skeç” ve “eğlence” olması hoşuna gitmiyor.Fakat dizi’nin radyoda yayınlanması teklifi üzerine Aziz nesin hemen razı oldu.Aynı zamanda kendinden çok kendini düşünenleri sevindirmek isteyecek kadar da çocuk gibi duygulu bir adamdı.Oyun ilk olarak radyo oyunu olarak yazılır ve büyük ilgi görerek ardından televizyon oyunu olarak gelir ve en son elimizde okuduğumuz roman haline uyarlanır.Aziz Nesin karakteri öyle güzel gözlemleyip yansıtmış ki Yaşar,artık yazardan daha ünlü hale gelmiş tıpkı Don Kişot yazarı Cervantes’in ününü gölgede bıraktığı gibi.Kitaplarının çoğu toplumsal gerçeklik akımını konu almıştır.Bu romanda da hayatı boyunca bürokratik mücadele veren bir vatandaşın başından geçen,pişmiş tavuğun başına gelmez dediğimiz travmatik olayların nasılda mizahi bir pencereden ustalıkla yansıtıldığını görüyoruz.Güldürürken düşündüren cinsten bir anlatım.Özellikle Yaşar’ın dolmuş kapıları ile olan maceraları en çok güldüğüm bölümlerdi. Yaşar’ın her akşam hapisanede anlatıcılık yaptığı anlar bana Ekmek Teknesi’nin sıcak kahve ortamını anımsatmıştır :)
Aziz Nesin 1915 Heybeliada doğumlu en değerli cumhuriyet dönemi yazarlarımızdandır.Kitap aslen Aziz Nesin tarafından pek gönüllü olarak ortaya çıkarılmamış Ankara radyosunun 12 dizilik bir oyun istiyor ama konularını “skeç” ve “eğlence” olması hoşuna gitmiyor.Fakat dizi’nin radyoda yayınlanması teklifi üzerine Aziz nesin hemen razı oldu.Aynı zamanda kendinden çok kendini düşünenleri sevindirmek isteyecek kadar da çocuk gibi duygulu bir adamdı.Oyun ilk olarak radyo oyunu olarak yazılır ve büyük ilgi görerek ardından televizyon oyunu olarak gelir ve en son elimizde okuduğumuz roman haline uyarlanır.Aziz Nesin karakteri öyle güzel gözlemleyip yansıtmış ki Yaşar,artık yazardan daha ünlü hale gelmiş tıpkı Don Kişot yazarı Cervantes’in ününü gölgede bıraktığı gibi.Kitaplarının çoğu toplumsal gerçeklik akımını konu almıştır.Bu romanda da hayatı boyunca bürokratik mücadele veren bir vatandaşın başından geçen,pişmiş tavuğun başına gelmez dediğimiz travmatik olayların nasılda mizahi bir pencereden ustalıkla yansıtıldığını görüyoruz.Güldürürken düşündüren cinsten bir anlatım.Özellikle Yaşar’ın dolmuş kapıları ile olan maceraları en çok güldüğüm bölümlerdi. Yaşar’ın her akşam hapisanede anlatıcılık yaptığı anlar bana Ekmek Teknesi’nin sıcak kahve ortamını anımsatmıştır :)