Yarın Yok Kitap Bilgileri
Yazar: Ayşe Kulin
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 160
Basım Tarihi: 22 Mayıs 2023
İlk Yayın Tarihi: 22 Mayıs 2023
Yayınevi: Everest Yayınları
ISBN: 9786051859859
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yarın Yok Kitap Tanıtımı
Ayşe Kulin Yarın Yok romanında, her zamanki ustalıklı ve sürükleyici üslubuyla bizi bu kez bambaşka bir zamana götürüyor. Günümüzden yüzlerce yıl sonra, Dünya’dayız. Aradan geçen zamanda gezegenimiz bütün doğal kaynaklarını tüketmiş, takvimi sıfırlayan felaket bir savaş yaşamış, hayatta kalan bir avuç insanın özverisiyle nihayet kalıcı bir barışa kavuşmuştur; ancak şimdi yine bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Merkez Şehir Devleti’nin en genç bilim kadınlarından biri olan Mira, uzun zaman önce biyolojik bir silah olarak üretilen Tayro virüsünün formülünün peşinde zamanları aşan büyük bir serüvene atılacak, bu sırada hem aşkı ve dayanışmayı hem de soyağacında yer alan cesur kadınları tanıyacaktır...
Ayşe Kulin’den bugün hafife aldığımız sorunların olası sonuçlarına işaret eden, aynı zamanda kıymetini bilmediğimiz zenginliklerin altını çizen ve umudu asla bırakmamaya çağıran bir roman.
Yarın Yok Kitaptan Alıntılar
1. "Büyük aşklar yolculuklarla başlar
Ve serüvenciler düşer bu yollara ancak
Onlar ki dünyanın son umudu
Soyları tükenen birer çılgındırlar
Ahmet Telli"
2. "Geç kalan pişmanlığın faydası yoktur."
3. "Hatalarından öğren fakat sakın hataları alışkanlık haline getirme."
4. "“ Oysa zaman ne ki?
Saat denilen aletin sürüp giden tıkırtısı mı? Günlerin geceye gecenin güne evrilmesi mi?
Gelip geçen mevsimler mi? Ad değiştiren yıllar mı?”"
5. ""Ne içindeydim zamanın ne de büsbütün dışında; yekpare, geniş bir anın parçalanmaz akışındaydım.""
6. "Duygularımızın,düşüncelerimizin esiri olmak,hele de iç dünyamızı yüzümüze yansıtmak hiç hoş karşılanmazdı bizim toplumumuzda."
7. "Belki... Gün gelir bir sabah Şafak sökerken bir umut filizlenirdi yüreğimizde. Dillendirmesek bile güzel bir güne uyanmayı umardık... Işıklı aydınlık bir sabah, filiz vermiş bir bitki, suda zıplayan bir balık ,beyaz kanatlı bir kuş... hatta belki de aşk... bir gün!
Olabilir miydi ?"
8. "Biliyorum ki; iyilik kötülükten, merhamet ise nefretten daha güçlü."
9. "Dilinize ilk geleni söylemeden önce iki kere düşünün ama aklınıza ilk gelen düşünceye güvenin, beklediğiniz mesaj size her zaman ilk düşünceyle gelecektir."
10. "Yeter ama hayat, bir insanın üzerine de bu kadar da gelinmez ki!"
11. "Her şey bir anda oluyordu, çok iyi şeyler oluyor du hem de...."
12. "Yeryüzü güzelliği olarak bize miras,sadece günbatımıyla şafak söküşlerinin kaldığı söylenirdi."
13. "Hatalarından öğren fakat sakın hataları alışkanlık haline getirme."
14. "" bir şey olduysa iyidir, bir şey olmadıysa yine iyidir, demiş bir bilge, demek ki bir bildiği vardı."
15. "Kurulan hayallerin çöküntüsü altında kalmak da hiç kolay değilmiş meğer!"
Yarın Yok Kitap İncelemeleri
Ey İnsanoğlu! Yüzyıllar sonra ki dünya gezegeninden sesleniyorum size...
Selamın Aleyküm- Aleyküm Selamın yerini,Barışlar Olsun- Barışla Kalın dileklerinin aldığı ve bu dileklerin gezegendeki ve o yy. daki evrende bıraktığı enerjinin ne kadar yüksek olduğunu birlikte keşfedelim...
Çocuklarımız, torunlarımız, torunlarımızın torunlarının yaşayacağı gezegen bizim yaşadığımız tüm sıkıntılarımızın bittiği belki de azaldığı, yerini yeni virüslerin kol gezdiği yeni sıkıntılarla boğuşulduğu bir dünya bu dünya...
Güzellikleri neler mi, kadınlara verilen değerin çok yüksek olduğu,şiddetin olmadığı ve barışılmış huzur ve mutluluk akan bir dünya... Evet bazı yeraltı kaynakları bizim dünyamızda ki gibi bol değil fakat onları da yok eden bizler değilmiyiz zaten...
Şunları sorgulamalı aslında bu hikaye ile,
Biz geleceğimize torunlarımıza onların çocuklarına neler bırakıyoruz???
Soruların cevaplarını almak için dahi mutlaka okunmalı.
Yazarın hikaye arasında yer yer kopukluklar yaşatmış olması esere çok odaklanmamı engelledi.Olay örgüsünde ki kopukluk olmamış malesef. Eserin Konusu ve ana fikri muazzam.Anlatım şekli de duru ve sürükleyici...Fakat bu kopukluluklar olmasaydı tadına doyulmazdı.
Yine de okunmalı,şans verilmeli.
Sevgiyle Kalın.
Yarın Yok ~ Ayşe Kulin
Selamlar,
Yaşadığımız dünyayı bir de şöyle düşünün isterim; sabah pencereyi açtığınızda güneş yok hatta etrafta canlılık belirtisi olmayan ama yine de dünya diye adlandırılan yapay bir gezegende olduğunuzu hayal edin. Şu anda sıradan diye adlandırdığımız güzelliklerin yok olduğu duygusu içerisinde romana giriş yapalım.
Yazar #yarınyok romanında bu konuyu işleyerek savaşın (Nutrogen gazının kullanıldığı) ve doğa katliamlarının sonucunda gelecekte bizleri bekleyebilecek olan yaşamı distopik bir kurgu ile ele almış.
Bu oluşan yeni dünyada yine yok edilmek istenilen bir virüs var ve yok etmek için formülünü yüzyıllar önce yaşamış ölümlülerle irtibat kurarak bulmaya çalışan bir nesil var. Öyle ki bu yeni dünyada insansılar tektip kıyafetli, besin drajeleri ile beslenen, orgazm odalarında mutluluk arayan, koğuş şeklindeki yatakhanelerde zaman geçiren mutsuz bir nesil.
Ben distopik-bilimkurgu çok severim. En son Lilith’in Dölü kitabını okuduktan sonra bu kitap bana çok basit geldi. Sadece konusu güzel seçilmiş diyebilirim. Mesela ben bahsi geçen savaşı okumak isterdim öncesi ve sonrasını görmek isterdim. Kitap sanki bir an önce sona gelmek ister gibi atlayarak yazılmıştı.
Hatta virüsün formülünü 120 sayfa boyu arayıp kitabın sonunda formüle gerek olmadığını öğrenince daha da bir hayal kırıklığına uğradım. Ayşe Kulin güzel öyküler, dramlar, aşklar yazan bir yazar bana göre distopik tarz ona olmamış.
Herkese keyifli okumalar dilerim
Selamlar. Nasılsınız? Bir solukta biten kitapları sever misinuz? Ben çok severim. Çünkü beni olduğum andan, yerden tamamen soyutlayan nadide eserlerdir onlar. Bugün tamda bu tarifime uygun bir kitabın yorumuyla geldim.
Şimdi gözlerinizi kapatın ve yüzyıllar sonraki Dünya ya beraber bir gidelim. Dünya tüm doğal kaynaklarını tüketmiş, büyük bir savaşın sonunda azıcık kalan insanların barış isteğiyle sular durulmuş. Her şey bir şekilde tamam derken bir anda yeni bir mücadele dönemine girilmişti. Tayro virüsü! Uzun zaman önce insanlar için üretilen silah niteliğindeki bu virüs için bilim insanı Mira, bu virüsün çıkış noktasını bulmak için geçmişe gidecekti. Lakin onu bekleyen sadece bilim değil, aşkı ve güçlü kadınlarıda hayatına katacaktı. Peki ya virüs? Ondan kurtulmak mümkün oldumu? Ya aşk? O bjr yolunu buldu mu?
Yazarımız aslında hiçte olası olmayan bir şeyler yazmamış. Bugün kıymetini bilmediğimiz her şey gelecekte gerçekten tükenme riski ile karşı karşıya. İnsanoğlu malesefki elindekinin kıymetini kaybetmeden bilemiyor. Bunun sonuçlarını ise asla başına gelmeden kabul etmiyor. Tükettiğimiz sadece doğal kaynaklar değil aslında bizleriz. Yazarımızın alt mesajları yerine ulaşırsa belki bir nebze kendimize gelebiliriz diye düşünüyorum. Kitapta diğer kitap karakterleri ile karşılaşmak kesinlikle benim için kitabın en keyifli aynıydı. Sanırım sonunun biraz daha detaylı olmasını isteyen bir tek ben olamam. Okuyan herkes benim ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır. Distopik ve bilim kurgu ile harmanlanmış diyebiliriz roman için. Türleri sevenlere tavsiyemdir.
Yarın Yok/Ayşe Kulin
Ayşe Kulin'in yazdığı otobiyografi, biyografik, tarihi romanlarını okurken heyecan ve keyifle okuduğumu hatırlıyorum. Son bir kaç yıldır tarzını değiştirerek distopik, bilim kurgu tarzında romanlar çıkarttı. Her yazar her türde başarılı olmayabilir. Ayse Kulin de bu tarz yazdığında eskiden aldığım tadı kitaplarında yakalayamıyorum.
Bu kitabında da günümüzden yüzlerce yıl sonrasındaki dünyadayız. Iklimlerin değiştiği, doğal kaynakların tükendiği, biyolojik silah olarak üretilen bir virüse çare aranmakta...
Konusu ilgi çekici ama, kurguda başarılı değil. Ayrıca kitabın başlarında gereksiz yere konulan virgüller de okurken ayrı bir rahatsızlık verdi.
Yarattığı karakterleri sevemedim. Olay örgüsündeki kopukluklar, sonunun özensizce oldu bittiye getirilmesi yüzünden kitap hoşuma gitmedi.
Nerde o eski Ayşe Kulin'in kalemi derken yazara saygısızlık etmek istemem.
Hatalarından öğren fakat sakın onları alışkanlık haline getirme.
Oysa zaman ne ki?
Saat denen aletin sürüp giden tıkırtısı mı? Günlerin geceye, gecenin güne evrilmesi mi?
Gelip geçen mevsimler mi? Ad değiştiren yıllar mı?
İnsanlık, insanlığını bilene kocaman bir ailedir.!
"Dilinize ilk geleni söylemeden önce iki kere düşünün ama aklınıza ilk gelen düşünceye güvenin, beklediğiniz mesaj size her zaman ilk düşünceyle gelecektir."
Öncelikle benim gibi bilmeyenler varsa belirtmek isterim ki yazarın Kanadı Kırık Kuşlar, Kördüğüm ve Son adlı kitapları seri kitaplarmış. Ben bunu bilmeden Son adlı kitabını okumuştum. Şimdi Yarın Yok kitabıyla ne alaka diyeceksiniz. Yazarımız bu distopik romanında Mira adında bir karaktere yer vermiş. Ama kitabın daha ilk sayfalarında aklıma Tutsak Güneş romanını getirdi derken Mira Tutsak Güneş'teki ana karakterin (Yuna Otis) torunu çıktı. İlerleyen sayfalarda ise Kanadı Kırık Kuşlar, Kördüğüm ve Son üçlemesinin karakteri Esra çıkıyor karşımıza. Üstelik Tutsak Güneş'te hiç adı geçemediği halde oradaki karakterin(Yuna Otis'in annesi Samira) annesi olarak bahsediyor bu romanında. (Yazarın böyle bir bağlantı kurması da ilginç geldi açıkçası.) Ve tüm bunlar olurken siz Tutsak Güneş ve üçlü serinin en can alıcı yerlerini öğrenmiş oluyorsunuz. Yani üçlü seriyi tam okumadım ama Esra'nın hikayesine ayrıntılı bir şekilde yer vermiş.Yani demem o ki eğer bu üçlü seriyi ve Tutsak Güneş romanını okuma fikriniz varsa Yarın Yok romanını en sona bırakmalısınız. Ama yok ben diğerlerini okumayacağım diyorsanız da anlarsınız bu romanı.
Açıkçası ben üçlü seriyi merak ettim bildiğim kadarıyla da Tutsak Güneş ve Yarın Yok romanları gibi distopik kurgu değiller. Araştırmalarıma göre de o seride Esra'nın hikayesini tamamlamamış ve okuyucunun hayal gücüne bırakmış yazar. Ama bu romanda Esra'nın yarım hikayesi yok. Eğer öyleyse Esra için zorlama bir roman olmuş diye düşünebilirim. Bilmiyorum okuduktan sonra güncelleme eklerim.