Yağmur Kaçağı Kitap Bilgileri
Yazar: Attila İlhan
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 33 dk.
Sayfa Sayısı: 90
Basım Tarihi: Ocak 2019
İlk Yayın Tarihi: 1955
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9789754584240
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Yağmur Kaçağı Kitap Tanıtımı
Yağmur Kaçağı, Attilâ İlhan’ın “inadına” yazdığı şiirleri kapsıyor. Aşk şiirleri yazdığı için eleştirildiğinden inadına aşkı, yolculuk şiirleri sanatçının toplumsal uğraştan kaçması olarak yorumlandığından inadına uzun yolculukları, limanları, farklı kentleri, kent insanlarını, fahişeleri, bıçkın denizcileri yazmış şair. Onun yarattığı engin imge okyanusunun çalkantılı sularında yelken açacak; her mısrada duygularınıza, düşüncelerinize, heyecanlarınıza, umutlarınıza eşsiz karşılıklar bulacaksınız…
İçindekiler;
fabrika durağı
yağmur kaçağı
suna su
suna su için koşma
büyük istifham üzerinde
-1. şimdi sen olsan…
-2. gözlerimi kapasam…
-3. iki elin kızıl kanda olsa…
-4. sen olmadığın vakit…
-5. değil mi ki…
üçüncü şahsın şiiri
zehra kardelin
zehra’nın hâli
zehra beni eylül’de bekliyor
birinci cuma
smyrna blues
rüzgâr gülü
fabrika durağı
yangın gecesi
bulvardia
bukvardia
hannelise
bonaparte sokağı
fu hi çen
maria missakian
acı ninni
kadınlar havası
ibrahim’in yıldızı
şaşı rıdvan
tartımaklı adam
bir kırmızı bir yeşil
müçteba kulunuz
eyi muz eyi
ibrahim’lerin evi
berber salih hikâyesi
deli asâf
hammal şakir’e ketenhelvacı mânileri
acı ninni
meraklısı için notlar
Yağmur Kaçağı Kitaptan Alıntılar
1. "bir gece vakti aklına gelsem
uykunu tutsam bırakmasam"
2. ""İçindeki tenhalığı kimse anlamamıştı""
3. "Sen benim yanıma gelirsen
Kıyamet olur
Bir damla gözyaşı okyanus boşluklarını doldurur
Senin gözyaşların beş kıtayı eritirler
Hünerli ellerin yeni bir dünya yaratırlar gözlerimden
Milyonlarca yıldız çoğaltırsın milyonlarca defa bakabilmem için geceleri sana..."
4. "İnsan kendisine rağmen yaşayamaz
Kalbimiz beyaz derken biz siyah diyemeyiz"
5. ""Elimden tut yoksa düşeceğim.""
6. "Hiçbir hâllerine kusur bulamıyorum
……
isimlerini bir bir çıkaramıyorum
memleketimin bereketli kadınları…"
7. "her dakika bir roman yaşanır
her dakika bir yola düşülür"
8. "saklı bir korku gibi içimdesin
sonbaharın altında izmir'de"
9. "Sen olmadığın vakit büyük yalnızlığım var."
10. "“Evren tükendi sen başladın.”"
11. ""İçindeki tenhalığı kimse anlamamıştı.""
12. "Hiçbir hâllerine kusur bulamıyorum"
13. "Bir gece vakti aklına gelsem
Uykunu tutsam bırakmasam."
14. ""Kalbim bir yol sana gitmiş""
15. "Kül mavinin yanına kirli sarı gelirse
Sonbahar
Sen benim yanıma gelirsen
Kıyamet olur"
Yağmur Kaçağı Kitap İncelemeleri
Bir işin içinden çıkamadığım, dönüp dolaşıp cümleleri kafamda toplayamadığım bir incelemest* kısmından merhaba.
Henüz etkilememesi için meraklısına notlar kısmını okumadım. sadece okuduğumu yorumlayacağım, bu kadar, konumuza dönelim efenim.
Konumuz Attilâ İlhan olunca, ister istemez cümle içeriğe kaçıyor, bilgilendirmesi benden.
Yağmur Kaçağı'nda biraz işin gerçekliği var. Elbette Attilâ İlhan kaleminden vazgeçmemiş fakat gerçekçiliği biraz daha ön plana savurmuş. Kişisel yaşanan aşk, toplumla durulmuş; "Sevişemeyiz, yarın iş var!" buyurmuş. Dediğim ve paylaştığım gibi, genel tonu gerçekçilik olsa da elbette söylediklerinde çarpıcılık ve yine ve yine beni hayran eden o edebiyat var.
İkinci kısımda -acı ninni şiirine kadar- yerlerden, insanlardan, insanların söylediklerinden bahsetmiş şair, hem de en salt haliyle. Duyduğunu yazmamış, duyduğunu önce şiirleştirmiş, dili koruyarak savurmuş söyleyeceğini. Bir şiirinde "aha gohulu bunlar allah yapısı bunlar" derken, diğerinde inceden bitirim dilini korumuş. Acı Ninni şiirinde artık bir haykırış hakim olmuş, uyusun, uyanmasın diye haykırmış İstanbul'un bir tepesinden, şehir çok da sarsılmamış.
Sanırım paylaşacaklarım bu kadardı, teşekkür ederim. bunu saymam, bir sonraki incelemeste de* beklerim.
*İncelemest diyeceğim, çünkü madem bence ve sermestce ve yani yine bence, o halde bu inceleme sayılmayacak ancak yorumsal etkileyebilir(veya etkileyemez) paylaşımlara da böyle demeliyim.
Şairin ilk baskısı 1955 yılında yapılan şiir kitaplarındanbiridir.
Üç ayrı bölüm başlığı içeren kitapta 42 şiir yer almaktadır. Söz konusu ayrımlar 'Fabrika durağı', 'Bulvardia' ve 'Acı ninni'dir. Bu kitapta, Attilâ İlhan insanın toplumsal özelliklerini bulup sevmesinin o sıralarda sürmekte olan soğuk savaşa, insanlıkdışı siyasal baskıya, atom savaşı tehlikesine karşın gerçekleşebileceğini belirtmektedir. "Üçüncü Şahsın Şiiri” ve yapıta da adını veren “Yağmur Kaçağı” adlı şiirleri kitapta yer alan en bilindik şiirlerdir.
Yağmur Kaçağı, Attilâ İlhan’ın “inadına” yazdığı şiirleri içeriyor. Aşk şiirleri yazdığı için eleştirildiğinden inadına aşkı, yolculuk şiirleri sanatçının toplumsal uğraştan kaçması olarak yorumlandığından inadına uzun yolculukları, limanları, farklı kentleri, kent insanlarını, fahişeleri, bıçkın denizcileri yazmış şair. Onun yarattığı engin imge okyanusunun çalkantılı sularında yelken açacak; her mısrada duygulara, düşüncelere, heyecanlara, umutlara eşsiz karşılıklar bulmak olası…
Okudukça şairin ne kadar iyi bir gözlemci olduğu da kolaylıklOkudukça şairin ne kadar iyi bir gözlemci olduğu da kolaylıklaa anlaşılıyor. Şiirleri oldukça yaşamın içinden yansıyor. Algıladıklarını süzerek yansılıyor. Bu kitap okuyanlara gerçekten keyif vereceğini inandığım bir kitap.
Yağmur Kaçağı, Attila İlhan’ın aşkı, yalnızlıgı ve insanın iç dünyasını anlattığı bir şiir kitabı ve gerçekten insanı etkileyen bir eser gibi. Şiirlerde bir yandan duygusal bir hava var, ama bazen çok karamsar gibi de geliyor. Aşk, kitabın nerdeyse her satırında hissediliyor, ama bu aşk sadece mutlu bir duygu değil, daha çok özlemle karışık bir acı gibi. Şair, sevdiği kişiye olan özlemini öyle bir anlatıyor ki, okuyucu olarak o duyguyu hemen hissediyorsunuz ama bazen bu his o kadar yoğun oluyor ki anlamak zorlaşıyor. Şehir hayatı, insanların içindeki yalnızlık ve kaçış arayışları da şiirlerin içinde yer alıyor.
Bazen bir yağmur damlası üzerinden hayata dair çok şey anlatıyor, ama bu bazen çok karmaşık olabiliyor. Şiirlerde kullanılan dil hem sade hem de biraz ağır gibi, çünkü bazen imgeler çok derin anlamlar içeriyor ve herkes bunu kolayca anlayamaya bilir. Kitapta aşk sadece bir duygu olarak değil, aynı zamanda bir kurtuluş ya da bir kaçış gibi gösteriliyor, ama bunu yaparken bazen fazla dolambaçlı bir anlatım oluyor. Yağmur Kaçağı, insanın iç dünyasını ve hislerini anlaması için güzel bir yolculuk sunuyor ama bu yolculuk yer yer yorucu da olabiliyor. Okuyucu, hem şiirlerin hissettirdiklerinden etkileniyor hemde bu duygular arasında kendi iç dünyasında kayboluyor gibi.
Attila İlhan okuma serimizin de yavaş yavaş sonlarına yaklaşmaktayız. Bu süreçte çok güzel eserler ve şiirler bizimle beraber oldu. Şiir neden hepimizde farklı duygular uyandırır buna odaklanalım istiyorum. Mesela Üçüncü Şahsın Şiirini ele alalım istiyorum. Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım diye başlıyor ve beni sevmiyordun diye devam ediyor. Son kısmı ele almadan düşünecek olursak iki satırın bizde canlandırdıkları çok farklı şeyler olur. Eğer yeni terk edilmiş, aldatılmış yahut sevdiğinden ayrı düşmüş birisi okuyorsa hüzünlenir. Sevdiğiyle mutlu biri bu satırları okuduğunda ise mutlu bir duygusallık yaşayabilir. Kıymetini bilen biriyle beraberdir ve her bakışmada duygulanıyordur. İşte şiirin zenginliği de bundan kaynaklanır ve kısa bir kitap olmasına rağmen anlam bakımından uzun bir kitap olmasının sırrı da budur.
1955 yılına ait 42 şiirin olduğu 3 bölümlük bir kitap olarak kısaca tanımlayabiliriz bu eseri. Gerek soğuk savaş, gerek siyasal rejim ve yanlışları gerekse de izleri devam eden atom silahı kullanımı ve yeniden kullanım tehlikesinin varlığına rağmen umudun ve ümidin de olduğunu belirten pek çok şiiri de içine alan bir kitaptır bu eser. Kitaba adını veren şiiri de yazarın kendi sesinden eklemek isterim:
Hepimize iyi okumalar dilerim..
elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni
#okudumbitti
#yağmurkaçağı
.
.
Bu aralar şiir kitaplarına fena hâlde sarmış durumdayım. Hiçbir şekilde roman falan okumak istemiyorum. Sadece şiir istiyorum. Okudukça da yüreğimden bir şeyler kopup gidiyor. Kâh gözlerim doluyor kâh nefesim boğazımda düğümleniyor. Şiir okurken böyle duygulanmazdım veya böyle büyük bir aşkla okumazdım. Hatta şiirden anlamadığım olurdu. Birbirinden değerli şairlerin şiirlerini okur da vermek istediği o duyguyu alamazdım bir türlü. Ama şimdi... Ah şimdi her şey bambaşka oldu. Şimdi şu anda yüreğim çok başka. Nasıl anlatılır ki bilemiyorum. Bir şiir, bir şair bu kadar etkiler mi insanı? Önce Sezai Karakoç şimdi de Attila Ilhan. Bir yumru var içimde ki vay halime.
.
.
Yağmur Kaçağı, kitaba ismini veren şiiri bir de Attila Ilhan'in kendi sesinden dinleyince ne de güzel oldu. Kitaptaki şiirlerin bir kısmını yine hem Attila Ilhan'dan hem de başka seslendiren kimselerden dinleyerek okudum. Bu şekilde okuyunca gerçekten ruhuma işliyor her bir harf, hece, sözcük, mısra.
.
.
Kitaplıkta Attila Ilhan için de kocaman bir yer açma zamanım gelmiş de geçiyor bile.
#parlakmeltemkitapligi #attilailhan