Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu Kitap Bilgileri
Yazar: Marie Lu
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 12 dk.
Sayfa Sayısı: 360
Basım Tarihi: Eylül 2017
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2017
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786059585675
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Ciltli
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu Kitap Tanıtımı
Kime güveneceğinize karar vermek oynayacağınız en büyük kumar olacak.
Efsane ve Genç Elitler serilerinin #1 New York Times çoksatan yazarı Marie Lu’dan yepyeni bir bilimkurgu gerilim romanı.
On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu. Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası’nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.
Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka’dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo’nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika’yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo’ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı…
***
“Canlı, aksiyon dolu bir adrenalin bombası. Lu karakterlere kalp ve kararlılık verip, akıllıca tasarlanmış bir sınırsız olasılıklar dünyasına salıyor.”
—Leigh Bardugo, Kargalar Meclisi kitabının #1 New York Times çoksatan yazarı
“Planlarınızı iptal edin çünkü Warcross’u bitirene kadar elinizden düşüremeyeceksiniz. Bağımlılık yapıyor, hızla ilerliyor ve sizi tamamen içine çekiyor. ”
—Amie Kaufman, Illuminae kitabının #1 New York Times çoksatan yazarı
“Marie Lu’nun Warcross’u şimdiye dek okuduğum diğer kitaplarına hiç benzemiyor. Akıllıca yazılmış; renk, aksiyon fışkırıyor ve asla düşmeyen hızlı bir temposu var. Kitabı uçarcasına okudum, kesinlikle muhteşem.”
—Sabaa Tahir, Küller ve Kor kitabının #1 New York Times çoksatan yazarı
“Ayrılmak istemediğim, insanı içine çeken bir dünya. Warcross saf bir deha ürünü. İkincisi için hazırım!”
—Kami Garcia, Muhteşem Yaratıklar kitabının #1 New York Times çoksatan yazarlarından biri ve The Lovely Reckless kitabının yazarı
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu Kitaptan Alıntılar
1. ""Her kilitli kapının bir anahtarı vardır.""
2. "Bilgi serbest kalmak ister."
3. "Her kilitli kapının bir anahtarı vardır.
Her sorunun bir çözümü vardır."
4. "Bir şeyin tamamına bakmayı öğrenmelisin. Yalnızca bir parçasına değil."
5. ""Her kilitli kapının bir anahtarı vardır.""
6. "Kimseyi kaybetmemiş birine bunun neye benzediğini tarif etmek güç, insanı her yönden nasıl değiştirdiğini anlatmak imkansızdı. Oysa bunu yaşayanlar için tek bir kelimeye bile gerek yoktu."
7. "Ölümün şimdiki zamanla geleceğiniz arasında dikkatlice çizdiğiniz tüm çizgileri kesip atma gibi bir huyu vardı."
8. "... güzellik insanlara binlerce zalimliği unutturabiliyordu."
9. ""Her kilitli kapının bir anahtarı vardır.""
10. "“Herkes yenilikleri takdir etmiyor. Birçoğu bundan korkuyor.”"
11. ""Çok yorgundum. Belki göğsümdeki sis büyürdü, yoğunlaşırdı, yoğunlaşırdı ve bir gün beni tamamen yutardı; böylece ben de ölebilirdim.""
12. "Ölümün,şimdiki zamanla geleceğiniz arasında dikkatlice çizdiğiniz tüm çizgileri kesip atma gibi bir huyu vardı."
13. ""Duvara asılı bir resmi düşün.
Hiçbir alet kullanmadan resmin eğik olduğunu yine de anlayabilirsin,
çok az eğik olsa bile. Sana bir şeyler yanlışmış gibi hissettirir.""
14. ""Bir şeyin tamamına bakmayı öğrenmelisin. Yanlızca bir parçasına değil.""
15. "Herkesin kendi zihnindeki karanlıktan kaçma yolu farklıydı."
Warcross - Bir Sanal Gerçeklik Oyunu Kitap İncelemeleri
Marie Lu 'dan okuduğum 4. kitap. Bayılıyorum bu kadının kalemine yaa! Genç Elitler serisi kadar olmasa da bu da harikaydı. Okumayı düşünen ve düşünmeyen herkese tavsiye ederim.
Bir gecede değişen bir hayat.. Emika Chen, Amerikalı 18 yaşında bir genç kız. Geçim sıkıntıları var ve ödül avcılığı yaparak para kazanmaya çalışıyor. Tabi bu meslek öyle kolay bir iş değil. Polisin yakalayamadığı ve zaman ayıramadığı suçluları yakalayan ve polise teslim eden avcılar bunlar. En önce yakalayan parayı kapıyor. Bu yolla para kazanamayan , kazansa bile aldığı miktar çok az olan Emika bir risk alıyor ve dünyaca ünlü bir sanal gerçeklik oyunu olan Warcross 'u açılış oyununda hackliyor. Bir gecede tüm dünyanın tanıdığı bir hacker oluyor. Emika, yakalanacağını ve çok büyük bir ceza alacağını beklerken oyunun kurucusu olan Hideo Tanaka ona iş teklif ediyor. Kim bu Hideo? Amacı ne? Emika'ya teklif ettiği iş ne? Emika'nın başına neler gelecek? Warcross 'un kimsenin bilmediği sırları ne? Hideo ve Emika aşkı nasıl başladı , nasıl devam etti? Hepsi ve daha fazlası bu kitapta.
"Planlarınızı iptal edin çünkü Warcross'u bitirene kadar elinizden düşüremeyeceksiniz. Bağımlılık yapıyor,hızla ilerliyor ve sizi tamamen içine çekiyor. "
-AMIE KAUFMAN
(Katılıyorum)
İkinci kitap olan
'ı okumak için sabırsızlanıyorum. Ayrıca bu kitabı tavsiye eden kitap arkadaşım
'ya da teşekkür ederim. :))
Okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar.
biraz spoiler içeriyor.
20 yaşına gelmeme şurda 10 gün kalmışken 13 yaşındaymış gibi heyecanlanıp AAAAAAA HİDEOOOO diye bağırmak suçsa ben hapse girmeliyim.
ARKADAŞLARIMA ZORLA LABİRENT İZLETMEYECEKSEM WARCROSS OKUTMAYACAKSAM BEN KİMİM!!???? NEDEN VARIM BEN??
tamam duygularımı söyledikten
sonra devam. burda bir sürü okuyan kişi görmüştüm zamanında, listeme eklemişim kütüphanede görünce aldım. galiba 5 saat aralıksız okuduktan sonra bitirdim. yani sürükleyicilik kısmı check.
karakterler çok ergendi tamam mı, biliyorum. şimdi düşününce bu kitaba 8 vermeliyim diye düşünüyorum ama artık çok geç. (değiştirmek istemiyorum.) ulan emika’nın annesi terk etmiş. babası ölmüş üstüne bi de kıza kumar borcu bırakmış. kız gittiği koruyucu ailede tartaklanmış. evsiz kalmak üzere, çeteye bile düşmüş. GELMİŞ BİZİM SÜT ÇOCUĞU HİDEO YOK BEN ACI ÇEKİYORUM BİLMEM NE KARDEŞİM KAYIP. LAN PEMMMMMBE POPOLU GİT Bİ KENDİNE GEL. yani haksız mıyım??? yine de hideo ve emika ikilisini sevmiştim. sonu tahmin edilebilirdi bu arada, puan kırmamın sebebi buydu. yani her şeyi çözmüştüm artık son 60-70 sayfada. sonda ahlaksal sorgulamaya düşmemiz istenmiş ama 1 saniye bile düşünmeden hideo’ya hak verdim. hatta emika’nın durdurmak istemesini bile anlamadım. oralar bence zaten çok yetersiz işlenmiş. abi insanlara tamamen özgürlük verdik de sanki dünyada güzel bi şey oldu. dünyanın haline bak emika, gözlerini aç yani. bence herkesin yararınaysa biri kontrol sahibi olabilir. bu arada ikinci kitabı olduğunu bilmiyordum, birkaç güne gidip alırım. yaşasın warcross. kim yapıyo bu teknolojiyi ya, ben yapiyim mi? oynayacaksanız yapcam bak.
"Her kilitli kapının bir anahtarı vardır. Her sorunun bir çözümü vardır."
On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu. Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası’nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.
Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka’dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo’nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika’yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo’ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı…
Yazarın daha önce Efsane serisini okumuştum. Kalemine hakimim. Bu serisini Efsane serisine göre daha başarılı buldum. Seri konu bakımından kaliteliydi ve kurgusu güzeldi.
Basit bir dili olan bilim kurgu okumak isteyenler için ideal bir seriydi.
EFFSAAANEE BİR KURGUYDU
Bu Marie Lu'dan okuduğum ikinci kitabım, ilki de çok güzeldi ama bu warcross gerçekten bambaşkaydı.
Konusu kısaca; Emika kendi geçimini zor sağlayan ve en büyük gelir kaynağı ödül avcılığı olan ana karakterimiz. Kirasını ödeyemiyor ve acil para bulması gerek, ödül avcılığı da bir noktada işe yaramayınca bir takım olaylar sonucu (burayı okuyarak öğrenseniz daha iyi olur) dünyaca ünlü Hideo Tanaka tarafından yapılan Warcross sanal gerçeklik oyununun turnuvalarını hackliyor. Bunun sonrasında da asıl olaylarımız başlıyor.
Emika kesinlikle favori karakterim oldu. Güçlü, zeki ve bir ana karakterde olması gereken tüm mükemmel özellikleri barındıran bir karakterdi.
Hideo karakterine gelirsek tam bir soğuk nevale ama yine de başlarda çok sevmiştim. (Dikkat ederseniz sadece başta diyorum sonu için kararsızım)
!!! BUNDAN SONRASI SPOİLER İÇERİR !!!
Sonu için anlık şoktayım... Hideo'yu başka sevmiştim sonda kötü karakter çıktı ve ağzım açık bir şekilde kaldım. Sıfırı ilk sevmemiştim ama kimliği açıklandığında onun tarafında geçtim anında??? şpsldlfklfkf
Hideo kötü mü yoksa iyi mi bu tartışılır birşey açıkcası, idealleri kabul görebilir ama kendi doğrularını başka insanların doğrusu yapmaya zorlaması asla. Kısaca ikinci kitapta karar vereceğim sevip sevmeyeceğime şpdlffkllf
<3
Son zamanlarda her bilim kurguda muhakkak gördüğüm ve doğru olsa da artık okumaktan bıktığım "teknoloji bizi robotlaştırıyor, hayatımız monotonlaşacak" ya da "teknoloji geliştikçe yozlaşan insanlık" klişelerinin dışında bir bilim kurgu okumaktan ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
Kitap hakkında söylemek istediğim ilk şey, kesinlikle bir başlayınca insanın elinden bırakası gelmiyor. Çünkü yazar sürekli hikayeye bir şeyler katarak ve heyecanı artırarak yazmış bu kitabı. Okunmaya bir başlandı mı kitap ve içinde yaratılan evren insanı içine çekiyor. Tabi bunda yazarın sade ve akıcı dili de etkili. Aşırıya kaçan betimlemelere ve uzun gereksiz cümlelere yer vermeden anlatmak istediğini çok güzel anlatmış bence.
Kitap hakkında beğendiğim bir diğer konu ise kesinlikle oyuncuların arenaya çıkıp savaştığı sahneler. Yaratılan her oyun evreni ayrı ayrı muhteşemdi. Oyuncuların hamleleri ve sahnelerin anlatım şekli oldukça hoşuma gitti.
Bir diğer konu ise karakterler tabi ki. Kitapta beğenmediğim daha doğrusu nefret ettiğim karakter pek olmadı. Her karakteri ayrı ayrı sevdim. Özellikle anka takımının birbirilerine aile gibi bağlanması çok hoşuma gitti. İkinci kitap için sabırsızlanmamın en büyük nedenlerinden biri de bu karakterler.
Sonuç olarak şunları söyleyebilirim: hikaye, anlatım biçimi, karakterler, yaratılan evren ve her bölümde artan heyecan bence mükemmel bir bilim kurgu ortaya çıkarıyor. Bilim kurgu sevenlerinin beğeneceğinden eminim. Ben ikinci kitap için sabırsızlanıyorum.