Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Vladimir Nabokov Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Vladimir Nabokov En Beğenilen Sözleri



1. "Uyumak istiyorum güçlü kollar arasında..
Tutku dolu bir aşkla ve sıcacık bir temasla.."


- Lolita



2. "''Savaş her zaman çirkindir.''"


- Göz



3. "'Eviniz Kişiliğinizin Aynasıdır'"


- Lolita



4. "Hava kirliliğinden bu evredeki gerizekalıları göremiyorsun."


- Lolita



5. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



6. "“Dikkatle, beceriksizce, tabancayı doldurdum, sonra ışığı söndürdüm. Bir zamanlar beni o kadar korkutan ölüm düşüncesi, şimdi içli dışlı olduğum basit bir meseleydi.

Kurşunun yol açabileceği acıdan korkuyordum, çok fena korkuyordum; ama siyah kadifemsi uykudan, yaşamın alacalı bulacalı uyurgezerliğinden daha kabul edilebilir ve anlaşılır olan safi karanlıktan korkmak?

Saçmalık - ondan kim korkabilirdi ki? Karanlık odanın ortasında durdum, gömleğimin düğmelerini çözdüm, belden öne doğru eğildim, kaburgalarımın arasında kalbimi elimle arayıp buldum.

Güvenli bir yere götürmek isteyeceğiniz küçük bir hayvan gibi titriyordu. Yavru bir kuşa veya bir tarla faresine korkulacak bir şey olmadığını, tam tersine kendi iyiliği için böyle davrandığınızı açıklayamazsınız.

Fakat o kadar canlıydı ki kalbim, namluyu altında portatif bir dünyanın inatla nabız gibi attığı ince tene bastırmak bana her nedense iğrendirici geldi. Bu yüzden tuhaf bir şekilde eğilmiş kolumu, silahın çeliği çıplak göğsüme değmesin diye biraz uzaklaştırdım.

Sonra kendimi hazırlayıp ateş ettim.

Kuvvetli bir sarsıntı oldu ve arkamda hoş, titreşimli bir ses yankılandı; o titreşimi asla unutmayacağım. Onun yerini anında bir su gurultusu, boğuk taşkın bir gürültü aldı.

Nefes aldım ve akışkan bir sıvılık nefesimi tıkadı; içimde ve etrafımdaki her şey akar, karışır durumdaydı. Kendimi yere diz çökmüş buldum; dengemi bulmak için elimi uzattım ama elim dipsiz suya batar gibi zemine gömüldü.

Bir süre sonra, tabii insan burada zamandan bahsedebilirse;

..Anlaşıldı ki ölümden sonra düşünce ivmeyle var olmayı sürdürüyor.”"


- Göz



7. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



8. "Ama hikayem zaten yeterince tutarsız."


- Lolita



9. "Tanrım! Nasıl da sakınmak, gizlenmek zorundadır kişi."


- Lolita



10. "Belden aşağım sevinçler hazlar, belden yukarımsa tasalar, kuruntular…"


- Lolita



11. ""Seni sevdim. Hem, zaman zaman senin bana olan duygularını da fark etmiş, fark etmiş de cehennem acıları içinde kıvranmıştım, küçüğüm benim. Lolita'm, kızım, gözüpek Dolly Schiller'im!""


- Lolita



12. "Hatta, olmuş armut gibi her dakika kucağıma düşmesinler diye kadınlara yüz vermemeyi alışkanlık haline getirdiğimin de farkındaydım."


- Lolita



13. "Beni iflas ettirir diye korkmuyordum."


- Lolita



14. "Ama hikayem zaten yeterince tutarsız."


- Lolita



15. "Seni sevdim. Beş kollu bir canavarım ben, ama seni sevdim."


- Lolita



16. "Ne var ki maymun iştahlılığın sonu olmadığı için üzerime bir garip halsizlik çöktü doktor bey."


- Lolita



17. "Madde yıpranmıştı. Zaman usulca uyukluyordu."


- İnfaza Çağrı



18. "Seni sevdim. Hem zaman zaman senin bana olan duygularını da fark etmiş, fark etmiş de cehennem acıları içinde kıvranmıştım.."


- Lolita



19. "Birbirimizi öyle mevsimsiz bir aşkla sevmiştik ki."


- Lolita



20. "Kapkaranlık bir geçmişte kalan bir avuç dolusu sıcaklık…"


- Lolita



21. "Hava kirliliğinden bu evrendeki geri zekalıları göremiyorum."


- Lolita



22. "Birbirimize hemen deli gibi Sakarca utanmazca israflar içinde aşık olduk."


- Lolita



23. "Belki bir gün bir gün daha sefil bir zamanda tekrar birbirimizi görebiliriz."


- Lolita



24. "Birbirimizi tanımadan çok önceleri birbirine eş rüyalar görmüştük. Karşılaştırmıştık, biliyorduk."


- Lolita



25. "Büyük sanat eserlerinin her zaman özgün olmaları, bu yüzden de okuyucu değişen ölçülerde sarsıcı gelmeleri doğaldır."


- Lolita



26. "Şiir yazardı. Şiirli boş inançlar beslerdi."


- Lolita



27. "Onun gökyüzüyle çevrelenmiş yüzü ise gözlerimin önündeydi…"


- Lolita



28. "Bir yaz anı var, bulanık, altın bir arka planda hatırlıyorum. Lolita, çimlerin üzerinde çıplak ayaklarıyla koşuyordu. Öyle hızlı, öyle uzak ki, sanki benim hayalimde bir hayalden başka bir şey değilmiş gibi. Ama sonra, geri döndü, gülümsedi, ellerini kaldırdı ve gökyüzü, onun etrafında bir kez daha maviye büründü.”"


- Lolita



29. "Biliyor musun, seni korkunç özledim."


- Lolita



30. "Kapkaranlık bir geçmişte kalan bir avuç dolusu sıcaklık dışında, üzerlerinde çocukluğumun güneşinin battigi anıların köşe bucak koyları nda annemden hiçbir şey kalmadı geriye."


- Lolita



31. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



32. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



33. "Ne var ki maymun iştahlılığın sonu olmadığı için üzerime bir garip halsizlik çöktü."


- Lolita



34. "Bu fırınların ateşinde tavana getirip dönmeme izin verilen dişi insan oğulları derdime derman olmak şöyle dursun, tersine acımı daha da çok arttırıyorlardı."


- Lolita



35. "'Aşk yalnızca cinsel olamaz, çünkü o zaman bencilcedir ve bencilce olduğu için de yaratmaz, yıkar.''"


- Rus Edebiyatı Dersleri



36. "Şair değilim ben. Her şeyi en yansız biçimde kağıda dökmekten başka düşüncem yok."


- Lolita



37. "Belki de bir gün, bir yerde,
daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız..."


- Lolita



38. "Doğayı gözetlerken çok değişik şeyler görebilir insan."


- Lolita



39. "Yine de mutluyum. Evet, mutluyum. Yemin ederim, yemin ederim mutluyum. Bu dünyadaki tek mutluluğun gözlemlemek, gözetlemek, izlemek, kendini ve başkalarını irdelemek, büyük, biraz camımsı, biraz kanlı, kırpışmayan bir göz olmak olduğunu idrak ettim. Yemin ederim mutluluk bu. Biraz adi, biraz hilekârsam ne fark eder, kimse bendeki olağanüstü özellikleri fark etmedikten sonra - hayal gücümü, bilgimi, edebi yeteneğimi... Gözümü dikip kendime bakabildiğim için mutluyum, çünkü her insana kapılıp gidebilirsiniz - evet gerçekten kapılabilirsiniz! Dünya, istediği kadar uğraşsın, beni aşağılayamaz. Beni incitemezler."


- Göz



40. ""Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız.""


- Lolita



41. "Belden aşağım sevinçler hazlar, belden yukarımsa tasalar, kuruntular…"


- Lolita



42. "Yalnızlık yozlaştırıyordu beni. Dostluğa, üzerime titreyen birine gerek duyuyordum. Kalbime güven olmazdı, ne yapacağı bilinmez bir organdı."


- Lolita



43. "“Vergi biz ölümlülerin ahlak bilincidir”"


- Lolita



44. "Kendisiyle oyun oynamaktan vazgeçtiğimizde bir köpeğin kalbinin nasıl kırıldığını hangimiz bilebilir?"


- Lolita



45. "“Ona duyduğum hayranlık benim için, yüksek dağlardaki bir tedavi gibiydi. Ne zaman ona baksam, büyük bir hayranlık hissine kapılırdım…”"


- Solgun Ateş



46. "İçindeki sahiplenme eğilimin farkına varmamış değildim ama hayatımda onunla Özdeş olmayan her şeyi böylesine kıskanacağı aklıma gelmemişti. Geçmişim konusunda amansız, doymak bilmez bir merak besliyordu. Geçmişteki bütün aşklarımı birbir anlatayım, anlatırken de hepsine sövüp sayayım, üzerlerinde tepineyim, yerlere kapanıp hepsini sonsuza kadar reddedeyim, böylece geçmişimi tuzla buz edeyim istiyordu."


- Lolita



47. "Ne gariptir hayat! Peşine düştüğümüz kaderden kaçınmak isteriz bir yandan da!"


- Lolita



48. "Hava kirliliğinden bu evredeki gerizekalıları göremiyorsun."


- Lolita



49. "Bir süre sessiz ve kıpırtısız kalmalıyım, sonra şu parıltılı acı kumsalında ağır ağır o mavi, masmavi dalgaya doğru yürümeliyim. Mavilik nasıl da müthiş bir mutluluk. Maviliğini ne kadar mavi olabileceğini hiç bilmemişim. Yaşamayı da amma yüzüme gözüme bulaştırdım. Artık her şeyi biliyorum."


- Karanlıkta Kahkaha



50. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



51. "Az insan tanıyor ve kimseyi de sevmiyordum."


- Göz



52. "Boş yere yaşanmış bir geçmişin sarhoşuydum."


- Lolita



53. "Öldüren, her zaman kurbanından düşük niteliklidir."


- Solgun Ateş



54. "Hiçbir zaman durup dururken bırakıveremeyeceğin şeyler de vardır dünyada."


- Lolita



55. "İnsanoğlu kusursuz cinayet işleyemez; ama kader işleyebilir."


- Lolita



56. "Bir daha tekrarlamama izin veriniz; bütün bahtsızlıklarıma rağmen olağanüstü yakışıklı bir erkektim, hala da öyleyim. Hareketlerim yavaş ve uyumlu, boyum uzun, koyu renk saçlarım ipek yumuşaklığında, yüzüm düşünceli olduğu ölçüde baştan çıkarıcıdır. Erkek güzelliğinin çok fazlası, hele bu güzelliğin sahibinin saklayacağı bir şey de varsa, yüz çizgilerinin kendine özgü bir eleveriş izi taşıyan aksi bir anlam kazanmasına yol açar. Bu benim için de geçerliydi. Heyhat, elimi sallasam istediğim yetişkin dişinin kollarımın arasına düşeceğini çok iyi biliyordum. Hatta, olmuş armut gibi her dakika kucağıma düşmesinler diye kadınlara yüz vermemeyi alışkanlık haline getirdiğimin de farkındaydım."


- Lolita



57. "İnsanoğlu kusursuz cinayet işleyemez; ama kader işleyebilir."


- Lolita



58. "Günümüzde yeni kurallarla yasaların, yetişkinlerin dünyasıyla çocukların dünyası arasındaki bağı bütünüyle koparttığı bir gerçek."


- Lolita



59. "Unutmayınız ki tabanca Freud’a göre dünya yüzündeki ilk babamızın belden aşağısının ortasına düşen organın simgesidir."


- Lolita



60. "“… şu dünyada herhangi bir şeyin ne önemi var!”"


- Solgun Ateş



61. "Dünyam, bıçakla ikiye bölünmüş gibiydi. Bir değil de iki cinsle karşı karşıyaydım, ne birine ne ötekine sahip olabiliyordum, insan vücudu uzmanları ikisine de 'kadın' derler mutlaka ama duyularımın prizmasından geçip bana göründüklerinde aralarında dağlar kadar fark olduğu ortaya çıkıyordu. Bütün bunlar şimdi akılla vardığım sonuçlar.
Yirmi yaşlarımla otuz yaşlarımın başında içimi yakan bu tutkuları açık seçik olarak anlayabilmiş değildim. Bedenim ısrarla arzuladığı şeyin ne olduğunu gayet iyi bilirken, aklım bedenimin bütün yalvarmalarına kulak tıkıyordu. Bir bakmışsınız utanç ve korku içindeyim, bir bakmışsınız gözü kara bir iyimserlik içinde... Toplumun yasaklarının baskısını yoğun biçimde duyuyordum."


- Lolita



62. "“Tüm renkler, gri bile bana mutluluk verirdi,
Öyle gözlerim vardı ki,
İzin verdiğim ya da sessiz bir ürpertiyle
Emrettiğim her yerin fotoğrafını çekerlerdi.”"


- Solgun Ateş



63. "İnsan beyni milyonlarca yıldır kendi icat ettiği, tedavüle soktu­ğu ve milyonlarca yıldır milyonlarca ülkede, acıyla uluyan mil­yonlarca yaratık üzerinde kullandığı işkence aletlerinden çok daha iyi bir işkencehanedir."


- Ada ya da Arzu



64. "Tanrım, ne azap bu.."


- Lolita



65. "Ah şu acım – kendimle nasıl baş edeceğim?"


- İnfaza Çağrı



66. "“Boş yere yaşanmış bir geçmişin sarhoşuydum.”"


- Lolita



67. "Sevişme meselesini yetişkinlere yabancı bir dünyanın, gençlerin dünyasının hırsızlanma zevklerinden biri olarak görüyordu. Yetişkinlerin soyu sürdürmek üzere giriştikleri çabalar vız geliyordu ona."


- Lolita



68. "Savaş her zaman çirkindir... Başka birinin canını alan insan her zaman katildir, cellat da olsa adlı asker de olsa."


- Göz



69. ""Kimin umurunda," diye bağırdı Van, "kimin umurunda bu bayat efsaneler, ne fark eder ki Jüpiter ya da Yehova, kule ya da kubbe, Moskova'da mescit, bronz çanlar ya da bozalaşmış din­ler, dini mabetler ya da dini emanetler ya da güneşte ağarmış deve kemikleri dolu çöller?
Ortak bir zihnin tozundan, duma­nından ibaret bunlar.""


- Ada ya da Arzu



70. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



71. "Yalnızlık şeytanın oyun alanıdır."


- Solgun Ateş



72. "Gelin birlikte düşünelim."


- Lolita



73. "Sevgili okuyucum! Duyduğum şey oyun oynayan çocuk seslerinin ezgisinden başka bir şey değildi; hava öylesine berraktı ki, bu görkemli ama ayrıntılı, uzak ama şaşılacak kadar yakın, açık seçik ama ölümsüz bir gizemle dolu ses kalabalığı arasından kimi kere kıkır kıkır bir gülme yükseliveriyor, bir beyzbol sopasının 'çat' sesi ya da oyuncak bir trenin takırtısı ayırt edilebiliyordu. Kalemle hafifçe çizilmiş gibi gözüken sokaklar bu sesleri çıkaranları görmeyi sağlayamayacak kadar uzaklardaydı. O görkemli yamaçta durdum, ezgilerin titreşimine, arka plandaki utangaç bir mırıltının ortasından yükseliveren ayrı ayrı çığlıklara kulak verdim.

İşte o anda, işte o anda anladım ki umarsızlığı en belirgin olan şey Lolita'nın benim yanımda bulunmayışı değil, sesinin aşağıdaki o çocuk sesleri arasında olmayışıdır.
..."


- Lolita



74. "İkimiz de çocukken, sevgili Annabel benim için bir supericiği değildi. O zamanlar ben kendim de küçük bir keçi ayaklı Tanrı olduğumdan, zamanın o büyülü adasında birbirimize eşittik. Ama sanırım bugün, 1952 yılının Eylül ayında aradan yirmi dokuz yıl geçtikten sonra, hayatımın yönünü belirleyen periyi onun kimliğinde açıkça tanıdım. Birbirimizi, sonradan yetişkinlikte insanın hayatını altüst eden, yakıcılığı ile belirgin öyle mevsimsiz bir aşkla sevmiştik ki... Güçlü kuvvetli bir oğlan çocuğu olduğum için ben ölmedim, yaşamayı sürdürdüm. Ama zehir yaraya sızmıştı bir kere. Yara ömür boyu iyileşmedi ve çok geçmeden yirmi beş yaşında bir erkeğin on altı yaşında bir kızı elde etmesini onaylayan ama on iki yaşındaki kızlara el sürdüremeyen bir uygarlıkta büyümeye başladığımı farkettim."


- Lolita



75. "Bugün, başarılı bir cani olmak için bilim adamı olmak gerekiyor."


- Lolita



76. "Madde yıpranmıştı. Zaman usulca uyukluyordu."


- İnfaza Çağrı



77. "Zihnimde filmlerdeki cinsinden sinsi bir kötü adamın, birinin masasında bulduğu belgeyi okuduğu bir sahne canlandı. Doğru, planım çok üstünkörüydü. Smurov bir keresinde Vanya’ya sarı, biraz kurbağaya benzeyen siyah benekli bir orkide getirmişti; belki şimdi Vanya’nın çiçeğin çok değer verdiği kalıntılarını gizli bir çekmecede saklayıp saklamadığından emin olabilecektim. Bir defasında da ona cesaretin şairi Gumilyov’un ince bir kitabını hediye etmişti; sayfaların açılıp açılmadığını, kitabın, ne bileyim, komodinin üstünde durup durmadığını kontrol etmeye değebilirdi. Bir de Smurov’un çok iyi çıktığı -yarı profilden, çok solgun, tek kaşı havada- yanında Vanya, arkada pusuya yatmış Mukhin olan magnezyum flaşla çekilmiş fotoğraf vardı. Genel olarak keşfedilecek çok şey vardı. Eğer hizmetçi kızla karşılaşırsam (çok da güzel bir kızdı, bu arada) anahtarları geri vermeye geldim derim diye düşünerek dikkatle Kruşçov’ların daire kapısını açtım ve ayaklarımın ucuna basarak oturma odalarına girdim.
Başka birinin odasını hazırlıksız yakalamak çok eğlencelidir."


- Göz



78. "garip bir alemin ziyaretçileri ve kaşifleri­yiz bizler, di mi ya, di mi ya..."


- Ada ya da Arzu



79. ""Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız.""


- Lolita



80. "Ama deliliğinde, deliliğinin şahaneliğinde ge­ne de deli bir kraliçenin acınası koketliği vardı:
'Biliyor musu­nuz Doktor, sanırım yeni gözlüklere ihtiyacım olacak, bilemi­yorum' (havalı bir kahkaha), 'kol saatimin ne dedğini çıkara­mıyorum bir türlü... Tanrı aşkına, ne dediğini bana söyler mi­siniz! Ah! Dört buçuk neyi buçuyor?"


- Ada ya da Arzu



81. ""Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız.""


- Lolita



82. ""Güzelliğin ölümlü bilincine ödenecek
Vergi biz ölümlülerin ahlak bilincidir.""


- Lolita



83. "– Hayır, giz henüz açıklanmadı —daha bu yalnızca bir kıvılcım– henüz alevlerden, ateşin kendisinden söz etmeye başlamadım."


- İnfaza Çağrı



84. "Yine de seni seviyorum.Kaçınılmazca, ölesiye, umarsızca..."


- İnfaza Çağrı



85. "Az insan tanıyor ve kimseyi de sevmiyordum."


- Göz



86. "Eğer sevilmiyorsanız, ama muhtemel bir rakibin de sevilip sevilmediğinden emin değilseniz, ve eğer bu rakiplerden birkaç tane varsa ve hangisinin sizden daha şanslı olduğunu bilmiyorsanız; eğer başka türlü dayanılması mümkün olmayan bir endişeye tahminler yürüterek çözüm bulmanızı mümkün kılan o umut dolu cehaletle besleniyorsanız; o zaman her şey yolundadır, yaşayabilirsiniz. Fakat sonunda isim açıklandığında, ve açıklanan isim sizinki olmadığında vay halinize!"


- Göz



87. "Bundan böyle her şey şüphenin zehirli tadıyla bozulacaktı."


- Karanlıkta Kahkaha



88. "Yokluk her zaman çoklukla eşanlamlıdır ve boş bir zihinden daha kalabalık bir şey yoktur."


- Ada ya da Arzu



89. "Van bakar, bakarken, sadaka isteyen Çingene kız eli solarak uzun hayat dileyen sadaka sahibinin eline karışıyor. (Filmci­ler bizim ulaştıgımız şu aşamaya ne zaman ulaşacaklar?)
Bir ka­yınağacının altındaki yeşil gün ışığında gözlerini kırpıştırarak, Ada tutkun falcısına bir diğer masum kızcağızla, Turgenyev'in Katya'sıyla paylaştığı birtakım dairevi ebruli çizgilere Califor­nia'da "valsler" dendiğini söyledi. ('...çünkü senyorita bütün ge­ce dans edecek.')"


- Ada ya da Arzu



90. "Akan muslukların lisanına karşı hastalıklı bir duyarlılık ge­liştirdi - yabancılarla içilen kokteyllerden sonra, insan elini yı­karken, hala kulağında dolanan bir konuşma parçasını yankı­lar ya akan"


- Ada ya da Arzu



91. "Hepimizin, bizim için özel bir anlam ve önem taşıyan olayları üzerimize çekmek amacıyla Tanrılar tarafından özenle seçilmiş 'kader nesneleri' vardır; kimininki aralarla dönüp gelen bir manzaradır, kimininki bir sayıdır."


- Lolita



92. "“Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız..”"


- Lolita



93. "Belden aşağım sevinçler hazlar, belden yukarımsa tasalar, kuruntular…"


- Lolita



94. "Zorlanan her sınır kendisini aşan bir şeylerin de habercisidir."


- Lolita



95. "Beynimdeki kan kırmızı ibikli Fransız horozu mantıklı ol, mantıklı ol diye gıdaklıyor, sonra da Lolita için yanıp tutuşan gezginci satıcılar ya da peşimi kovalayan, beni alaya alıp yasayla aramdaki tuhaf ilişkilerden yararlanmaya kalkışan şaklaban haydutlarla haydut yardımcıları olduğu yolundaki düşüncemi silip atmaya girişiyordu."


- Lolita



96. "Hayatı ayrılış­larla ziyan ediyoruz! Kaderin şamaroğlanlarıyız!"


- Ada ya da Arzu



97. "Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Lo-Li-Ta; Dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, Üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-Li-Ta"


- Lolita



98. ""Mutluluk" son derece öznel bir şeydir."


- Solgun Ateş



99. "Başa gelen her şey, kişiyi en iyisine götürmek için bir adımdır."


- Maşenka



100. "...edebi şaheserleri inceleyecekti. Bu onun, artık özgürce tadına varabileceği bir merakıydı."


- Solgun Ateş



101. "Hayatın önemli anlarında insanlar için görme duyusundan çok daha değersiz olan dokunma duyusu, gerçekliğe varma konusunda tek değilse de başlıca araçlarımızdan biri oluyor."


- Lolita



102. "Unutmayınız ki tabanca Freud'a göre dünya yüzündeki ilk babamızın belden aşağısının ortasına düşen organının simgesidir."


- Lolita



103. "Önemli olan yazdığınız kitap değil, o kitabın ortaya attığı ve çözdüğü sorundur."


- Karanlıkta Kahkaha



104. "Gün geldi, insanların aklından kuşkulandım.
Nasıl yaşıyorlardı ki emin olmaksızın
Bilincin hangi şafağa, hangi ölüme, hangi akıbete
Ereceğinden kabrin ötesinde?"


- Solgun Ateş



105. "Bu kişiler, aralarındaki özel esprilerin yerleşik tekrarlarıyla ve tanıdıkların yükledikleri özel anlamlarla hayat bulan isimlerinin imsel tortularıyla birbirine bağlıdır; aralarına yeni katılan kişiye sanki okuduğu dergi tefrikası yıllar önce, artık baskısı tükenmiş eski sayılarda başlamış gibi hissettirirler; ve bilmediği olaylara yapılan göndermelerle dolu sohbeti takip ederken, yabancı hiç sesini çıkarmadan durur, gözlerini her kimse ona çevirir ve konuşmalar hızlandıkça da gözleri daha çok hareket eder; fakat çok geçmeden etrafındaki insanların sözlerinde hayat bulan görünmez dünya onu bunaltmaya başlar ve yabancısı olduğu bu konuşmayı bile bile mi yaptıklarını merak eder."


- Göz



106. "Bırak kurtulayım aşkın zincirlerinden
Bırak kurtulayım düşünmekten
Doldur doldur bardakları şarapla
Bırak içeyim, içeyim
Nasıl, oldukça iyi değil mi?"


- Maşenka



107. "... önemli olan, önemli olan sadık kalacak mısın, sadık kalacak mısın bana?"


- Ada ya da Arzu



108. ""Duygusal" ile "duyarlı"yı ayırt etmemiz lazım. Duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir. Oysa duyarlı biri asla zalim değildir."


- Rus Edebiyatı Dersleri



109. "“Az insan tanıyor ve kimseyi de sevmiyordum.”"


- Göz



110. "Her şeyi affedebilirim ama ihaneti asla."


- Solgun Ateş



111. "Özgürüm artık,yıkıntılar arasında seviyorum onu."


- Lolita



112. "Ne oldu size Lev Gleboviç? Gözleriniz her zamankinden daha parlak görünüyor nedense. Yine mi aşık oldunuz yoksa? Evet bazı şeyleri hatırlayabiliyor olmamız tuhaf gerçekten. Ne güzel, nasıl da parlıyorsunuz mutlulukla, adeta mutluluk fışkırıyor gözlerinizden."


- Maşenka



113. "... ona baktım, baktım, şu an, öleceğimi nasıl biliyorsam, o anda da onu bu dünyada görüp göreceğim, ya da başka bir dünyada bulmayı umut edebileceğim her şeyden çok daha fazla sevdiğimi biliyordum."


- Lolita



114. "Bilmeni isterim ki beni ne kadar incitsen de, aşkımı incitemezsin."


- Solgun Ateş



115. "Annem-babam öldüğünde henüz ufaktım
(..) çok uğraştım.
Onları hayal etmeye; o kadar ki,
Zihnimde yüzlerce anne-baba var şimdi."


- Solgun Ateş



116. "Zihinsel panik ve fiziksel acı kara yakut elleri­ni birbirlerine kenetlediler, biri onu akıl sağlığı için dua etme­ye diğeri ise ölmek için yalvarmaya sevk etti."


- Ada ya da Arzu



117. "“Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız. “"


- Lolita



118. "Ne yapalım, öyle ya da böyle yaşayıp gidiyoruz işte."


- Maşenka



119. "İspatı olmayan ahirete burun kıvırmalı"


- Solgun Ateş



120. "Kendi hayalimde uğradığım işkenceler söz konusu burada, ama böylesi daha da korkunç. (İsterseniz konudan ayrılıp gece yarıları çocukluğumu yeniden gözden geçirdiğimde 'sıkı, esaslı bir işkence' nasıl da acıya aşina bir dehadan çıkmıştır bu söz-, 'travma', 'travmatik' ya da 'darağacı kerestesi' gibi tüyler ürperten, esrarengiz, sinsi sözcükleri nasıl yeniden bulduğumu, sonra ne karabasanlı geceler geçirdiğimi de anlatabilirim size. Ama hikayem zaten yeterince tutarsız...)"


- Lolita



121. ""Sanatçı mı?"

"Evet, sanatçı. Ben de sanatçıyım. Herhalde sen de kendini sanatçı sayıyorsundur. Pek çok kişi sanır da."

"Sanatçı nedir allasen?"

"Bir yeraltı gözlem kulesi," diye cevabı yapıştırdı Van.

..."


- Ada ya da Arzu



122. ""Gene de, boşa çıkacağını bildiğim umutlar beslemiyorum.""


- Lolita



123. "Meydan oku yıldızlara. Sonsuz mazi
Ve sonsuz gelecek: başının üstünde
Kapanıyor koca kanatlar gibi; ve ölüp gittin işte."


- Solgun Ateş



124. ""İç huzurum çok geçmeden tuzla buz olacaktı maalesef.""


- Solgun Ateş



125. ""Hava kirliliğinden çevredeki gerizekalıları göremiyoruz.""


- Lolita



126. ""Gene de, boşa çıkacağını bildiğim umutlar beslemiyorum.""


- Lolita



127. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



128. "“Her şeyi affedebilirdim, ama ihaneti asla.”"


- Solgun Ateş



129. "Çünkü başka herkes ve her şey gibi kötü bir kopya olduğunu gayet iyi biliyorum."


- İnfaza Çağrı



130. "Onu affediyorum - onu ve herkesi."


- Solgun Ateş



131. "Bütün bu meselenin gelip dayandığı korkunç nokta şuydu; o eşi görülmemiş, o hayvanca birlikteliğimiz sırasında gelenekçi Lolita'm, yavaş yavaş en sefil aile hayatının bile uzun sürede bu öksüze sunabileceğim en iyi şey olan bu baba kız aşkı bozuntusundan iyi olduğunu farketmişti."


- Lolita



132. "İnsanın uyumsuz anlarının olması büyümenin bir parçasıdır."


- Lolita



133. "“

.”"


- Solgun Ateş



134. "Ne yeri ne zamanı belki ama, bir şey söylemek istiyorum. Hayat çok kısa. Buradan şu külüstür arabaya kadar yirmi, yirmi beş adımlık bir uzaklık var. Kısacık bir yol. Gel, o yirmi beş adımı at. Şimdi. Hemen şimdi. Olduğun gibi gel. Sonsuza kadar mutlu yaşayalım."


- Lolita



135. "İnsan, felaketlerin bataklığı üstünde kuramaz yaşamını."


- Karanlıkta Kahkaha



136. "“Hayal et beni; sen hayal etmezsen var olamam ben; içimde, kendi günahımın ormanında titreyen ceylanı sezinlemeye çalış; hatta biraz da gülümseyelim. Ne de olsa, gülümsemekten bir zarar gelmez.”"


- Lolita



137. "Durumumu inceleyen becerikli psikiyatrist -eminim Dr. Humbert vakası onu o kadar heyecanlaştırmıştır ki, tavşan gibi kulaklarını dikmiş dinliyordur beni- Lolita'mı alıp bir deniz kıyısına götürmemi, orada sonunda, bir ömür boyu peşimi bırakmayan bir dürtünün giderilmesini, daha işin başında küçük Mis Lee'yle geçirdiğim ve kafayı bozduğum yarım kalmış çocukluk aşkımın, 'bilinçaltı'ndan silinip atılmasını 'yaşantılamamı' istemiyorsa ne olayım."


- Lolita



138. "Var oluşumdan hiçbir şey anlamazdım, kendi kendimin bilincinde olmaktan vazgeçememe düşüncesi beni deli ederdi ve güvenle ve dikkatle küçük işleriyle meşgul olan o sade insanları -memurları, devrimcileri, dükkâncıları- kıskanırdım. Benim böyle bir kabuğum yoktu; o korkunç, pastel mavi sabahlarda, ayakkabımın topukları şehrin ıssızlığını takırdayarak katederken, yerkürenin hareketini apaçık algılamaya başladığı için çıldıran biriqni hayal ederdim: İşte karşınızda, sendeliyor, dengesini korumaya çalışıyor, mobilyalara tutunuyor; ya da belki trende pencere kenarındaki yerini alırken heyecanlı bir sırıtışla size dönüp “Kıvılcımlar saça saça gidiyor, değil mi?” diyen bir yabancı gibi yerleşiyor. Ama çok geçmeden, bütün bu sallanma ve yalpalanma midesini bulandırıyor; limon ya da bir parça buz emmeye başlar, dümdüz yere uzanır ama hepsi boşuna. Hareket durdurulamaz, sürücü kör ve görünürde fren diye de bir şey yok - ve sonunda hız dayanılmaz hale gelince de kalbi çatlayacaktır."


- Göz



139. "Uyku, dünyadaki en aptalca kardeşlik; son derece ağır koşulları ve kaba ritüelleri var. Alçaltıcı bulduğum bir zihni işkence, uyku. Ne yazık ki çoğu zaman, yazmanın yoruculuğu ve tüketiciliği, bir-iki saat boyunca korkulu düşler görmeme sebep olan güçlü bir hap yutmak zorunda kalmama, yahut gün ortası uyuklamalarının gülünç rahatlatıcılığına razı olmama yol açıyor, tıpkı ötenaziye özlem duyan sefih bir moruk gibi; ama aklın, insanlığın, dehanın, geceleri bana ihanet etmesine alışabilmiş değilim. Ne kadar bitkin olursam olayım, bilincimden kopmak, bana anlatılmaz ölçüde rahatsız edici geliyor."


- Konuş, Hafıza



140. "'Duygusal' ile 'duyarlı'yı ayırt etmemiz lâzım. Duygusal biri boş zamanlarında gayet gaddar olabilir. Oysa duyarlı biri asla zâlim değildir. İlerlemeci bir fikirden bahsederken ağlayabilen duygusal Rousseau, öz çocuklarını çeşitli düşkünevlerine dağıtmış ve hiç de içi sızlamamıştır. Duygusal bir ihtiyar kadın, papağanını şımartırken yeğenini zehirleyebilir. Duygusal politikacılar Anneler Günü'nü unutmazken, hasımlarını acımasızca ortadan kaldırabilir. Stalin bebeklere bayılırmış. Lenin operada, bilhassa Traviata'da ağlarmış."


- Rus Edebiyatı Dersleri



141. "Ne gariptir hayat! Peşine düştüğümüz kaderden kaçınmak isteriz bir yandan da!"


- Lolita



142. "Bir edebiyat hemen hemen yalnızca Yaşam'dan ve Yaşamlar'dan besleniyorsa, õlmeye yüz tutmuş demektir."


- Karanlıkta Kahkaha



143. "Sadece düşünceler dünyasında değil, eylemler dünyasında da yaşıyoruz. Ardındaki yaşantı olmadan sözcükler anlamsızdır."


- Lolita



144. "İki çeşit görsel hatırlama vardır:
Biri aklınızın laboratuvarında bir görüntüyü ustalıkla yeniden kurduğunuz zamanki hatırlama (böylesi söz konusu olduğunda Annabel'i 'bal rengi ten', 'zayıf kollar', 'kumral kahküllü saçlar', 'uzun kirpikler', 'dolgun parlak dudaklar' gibi genel tanımlamalarla hatırlıyorum) öteki ise gözlerinizi kapadığınızda, gözkapaklarınızın iç tarafında sevilmiş bir yüzün eksiksiz optik izdüşümünü, tüm doğal renkleri içinde küçük bir hayaleti hemen çağrıştırıverdiğiniz hatırlama
(İşte Lolita'yı da böyle hatırlıyorum)."


- Lolita



145. "Temel bir yasa aramak aptalcadır, bulmaksa daha da aptalca."


- Göz



146. "Hayat dediğimiz fıkraya anlam kazandıran ölümdür çoğu kez."


- Karanlıkta Kahkaha



147. "..."Iki yanlış öğretiden daha kötü olanı, kökü kazınması zor olanıdır her zaman."
...Genellikle çok iyi niyetliyimdir. Fakat affetmediğim bazı şeyler vardır..."


- Solgun Ateş



148. "Düşünceden hızlı, gözyaşından sessiz bir yıldız kayıyordu örneğin."


- Maşenka



149. "Kaba saba bir adam, daha mutludur bence;
Samanyolunu, işerken görür sadece."


- Solgun Ateş



150. "“İnsan Tanrı’nın ne olmadığını bilebilir; O’nun ne olduğunu bilemez”"


- Solgun Ateş



151. "Yine de mutluyum. Evet, mutluyum. Yemin ederim, yemin ederim mutluyum. Bu dünyadaki tek mutluluğun gözlemlemek, gözetlemek, izlemek, kendini ve başkalarını irdelemek, büyük, biraz camımsı, biraz kanlı, kırpışmayan bir göz olmak olduğunu idrak ettim. Yemin ederim mutluluk bu. Biraz adi, biraz hilekârsam ne fark eder, kimse bendeki olağanüstü özellikleri fark etmedikten sonra - hayal gücümü, bilgimi, edebi yeteneğimi... Gözümü dikip kendime bakabildiğim için mutluyum, çünkü her insana kapılıp gidebilirsiniz - evet gerçekten kapılabilirsiniz! Dünya, istediği kadar uğraşsın, beni aşağılayamaz. Beni incitemezler."


- Göz



152. "“… kendisini Nadir Kitaplar’ın efsunlu sükûneti içinde buldu.”"


- Solgun Ateş



153. "Bence ölüm kötü bir alışkanlıktan başka bir şey değil, doğa şimdilik bunu yenmeyi başaramamış durumda."


- Karanlıkta Kahkaha



154. "Dostoyevski sırıtışı (dudaklarımı büzerek bulduğum bir sırıtış)"


- Lolita



155. "insan elbiseleri giydirildiğinde zavallı, içler acısı bir hal alan küçük bir sirk köpeği hayal etti."


- Maşenka



156. ""İnsanoğlu kusursuz cinayet işleyemez; ama kader işleyebilir.""


- Lolita



157. "Ben artık bir seyirciydim. Varlığımın hayaletimsi doğasına olan inancım belirli eğlencelere hak tanıyordu."


- Göz



158. "-uzam ve zaman sorunları, uzama karşı zaman, zamanı saptır­dığı uzam, zaman olarak uzam, uzam olarak zaman- ve sonra insan bilincinin o son trajik zaferinde zamandan kopup ayrı­lan uzam:

Ölüyorum, o halde varım.

"Ama bu," diye bağırdı Ada, "bu kesin, bu gerçeklik, bu su katılmamış olgu - bu orman, bu yosun, senin elin, bacağımın üzerindeki uçuçböceği, bunları çekip alamazlar, alabilirler mi?
(alabilirler, aldılar)
Bunların hepsi burada bir araya geldi, yollar nasıl çatallanmış olursa olsun, birbirlerini nasıl atlatmış, nasıl arapsaçı olmuş olursa olsunlar; kaçınılmaz olarak burada bu­luştular!"
..."


- Ada ya da Arzu



159. "“Yüzü pek gülmezdi, gülümsemesi
Acının işaretiydi.”"


- Solgun Ateş



160. ""Yağan karı tekrar izle: düşen tanelere bak;
Şekilsiz ve yavaş; değişken ve opak.
Günün solgun beyazına karşı koyu, donuk bir beyaz var.""


- Solgun Ateş



161. "Ona baktım, baktım, şu an, öleceğimi nasıl biliyorsam, o anda da onu bu dünyada görüp görebileceğim ya da başka bir dünyada bulmayı umut edebileceğim her şeyden çok daha fazla sevdiğimi biliyordum."


- Lolita



162. "Kendini ortadan kaldırmaya karar vermiş bir adam gündelik gailelerden çok uzaktır."


- Göz



163. ""Ben Van Veen- sadece iki kere gördügün birini tanıyamaya­cak kadar aklını yitirmiş olabilirsin, onun için söylüyorum.
Hastane kayıtları yaşının otuz olduğunu söylüyor; ben daha genç olduğunu"


- Ada ya da Arzu



164. "“Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız.”"


- Lolita



165. "Şehvetin yüze yansımış biçimi hep tasadır, kuruntudur çünkü, şehvet — kadifemsi kurbanını zindanında çoktan kilit altına almış da olsa— kendisiyle aşık atmaya kalksam bir iblisin ya da yüce bir Tanrı’nın pişmiş aşına su katmayacağından hiçbir zaman emin olamaz."


- Lolita



166. "Şu ya da bu biçimde açıklanamayacak hiçbir şey yoktur bu dünyada."


- Karanlıkta Kahkaha



167. "Unutmayınız ki tabanca Freud'a göre dünya yüzündeki ilk babamızın belden aşağısının ortasına düşen organının simgesidir."


- Lolita



168. ""Ne yapalım, aramaya devam, umuda selam.""


- Lolita



169. "Evliliğimin kadifemsi huzurunda güve yenikleri belirmeye başlamıştı."


- Lolita



170. "Kendi güvenliğim açısından evlenmeye karar verdim. Sabah çıkıp akşam gelinen bir ev, ev yemekleri, evliliğin bütün alışkanlıkları, yatak odası etkinliklerinin merhem etkisi yapan tekdüzeliği, kimbilir belki de ahlaki değerlerin, ruh yüceliklerinin zamanla değişmelere yol açabilecek biçimde yeşermesi olasılığı; bütün bunlar aşağılanmama yol açan tehlikeli arzularımı silip götürmezse de, hiç olmazsa denetim altında tutabilir diye düşünüyordum."


- Lolita



171. "Bir oyun sahneleniyor uzak bir vadide,
Biz de kafese konmuşuz pek sanatsal biçimde."


- Solgun Ateş



172. "Sevişme meselesini yetişkinlere yabancı bir dünyanın, gençlerin dünyasının hırsızlanma zevklerinden biri olarak görüyordu. Yetişkinlerin soyu sürdürmek üzere giriştikleri çabalar vız geliyordu ona."


- Lolita



173. "Gün gelecek beni hatırlayan son insan da ölecek.."


- Göz



174. "Erken öldü benim Tanrım. Baktım inancım azalıyor,
Öncülleri giderek yanlış görünüyor.
Özgür bir insana Tanrı gerekmez; ama özgür müydüm ki?"


- Solgun Ateş



175. ""... kendi kendime sorup duruyorum; hayatımın ortadireği, şimdi uzaklarda kalan o yaz mevsiminin ışıltıları arasında mı belvermeye başladı yoksa o güzel kız çocuğuna duyduğum aşırı arzu sadece bana özgü bir tuhaflığın ilk belirtisi miydi? Kendi yönelimlerimi, bunların nedenlerini ve girişimlerimi çözümlemeye kalkıştığımda, geriye dönüşlü bir düşgücü, aklımın çözümleyici unsurlarını sınırsız seçenekle beslemeye başlıyor, bu seçenekler de her olasılığın geçmişimin çıldırtıcı karmaşasında sonsuz biçimde dal budak salmasına yol açıyor. Ne var ki Lolita olayının kaderin bir çeşit büyülü oyunu sonucu, Annabel'le başladığına inanmış bulunuyorum.""


- Lolita



176. "“Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız.”"


- Lolita



177. "“Boşver, ruhum bu açığı kapatır."


- İnfaza Çağrı



178. "Şu sıralar ciddiye alınan kitapları gördükçe deliye dönüyorum."


- Karanlıkta Kahkaha



179. "Anılar, Berlin göğündeki nisan bulutları gibi gözünün önünde uçuşuyorlardı."


- Maşenka



180. "Bir zamanlar karıma, ben 'yaz'sam, sen de 'bahar çiçeği' sin derdim."


- Maşenka



181. "Bilmiyorum sevgili dostum, bunu bana sorma. Yaşamımda olması gereken ne varsa şiirime kattım ben; şimdiyse her şeye yeniden başlamak için çok geç. Şu anda aklımda olan tek şey, her şeyin sonradan farkına varıp pişman olmaktansa, yaradılıştan ateşli, hayat dolu bir insan olmanın daha iyi olduğu. Eğer sarhoş olman gerekiyorsa bunu adabıyla yap ve yerle bir et orayı. İşte böyle düşünüyorum sevgili dostum."


- Maşenka



182. "Hadi birlikte gidelim Lyovuşka. Şimdi ne güzeldir Paris."


- Maşenka



183. "Kader her şeyi nasıl da alt üst etti!"


- Karanlıkta Kahkaha



184. "“Söylesenize, sizi de karanlıkta bırakıyorlar mı?”"


- İnfaza Çağrı



185. "Hayat bana gerçek olduğunu, ezici ve duyarlı, heyecan ve sıkıntı uyandıran, körletici mutluluk fırsatlarıyla, gözyaşlarıyla, sıcak bir esintiyle dolu olduğunu kanıtlamak için son bir girişimde bulundu."


- Göz



186. "Yalnızlık yozlaştırıyordu beni. Dostluğa, üzerime titreyen birine gerek duyuyordum. Kalbime güven olmazdı, ne yapacağı bilinmez bir organdı."


- Lolita



187. "Bir insan, felaketin en ortasındayken bile bir resme dikkat edebiliyor."


- Karanlıkta Kahkaha



188. ""Sabahleyin ayağında çorabının teki, bir elli boyu ile Lo idi, sadece Lo. Ayağında bol gündelik pantolonu ile Lola. Okulda Dolly. Kayıtlardaki noktalı çizgilerde Dolores. Ama benim kollarımda hep Lolita idi.""


- Lolita



189. "Ne gariptir hayat! Peşine düştüğümüz kaderden kaçınmak isteriz bir yandan da!"


- Lolita



190. "Çok zordur konuşmak sevgili ölülerimizle,
Rüyalardan bildiğimiz üzere!
Endişemizi, kırılganlığımızı, utancımızı
Görmezden gelirler. Artık eskisi gibi olmayışları
İnsana fena koyar."


- Solgun Ateş



191. "Seni bilmem, ama benim ağlayasım geliyor. Bu, yararlı bir duygudur. Ağla, o sağlıklı gözyaşlarını tutma."


- İnfaza Çağrı



192. "İmla yanlışları dışındaki bütün günahlara karşı kayıtsızdı."


- Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı



193. ""Mutluluk" son derece öznel bir şeydir."


- Solgun Ateş



194. "...Hayat, eğri büğrü yazılmış bir mesajdır karanlıkta..."


- Solgun Ateş



195. ""L'homme est ne bon."*

*İnsan iyi doğar / İnsan doğduğu sırada iyidir."


- Solgun Ateş



196. ""Olanı şu, o adam beni küçük görüyor. Biraz önce bana ne dedi biliyor musunuz? O her zamanki alaycı, soğuk, bıyık altından gülüşüyle, bana 'Zamanını şiir çiziktirmekle geçirdin durdun. Bense onların tek bir sözcüğünü bile okumuş değilim. Çalışmak yerine onları okumuş olsaydım eğer, zamanımı boşa geçirmiş olacaktım,' dedi. Ya, işte böyle dedi bana Lev Gleboviç; sorarım size, akla sığacak bir laf mı bu sizce?""


- Maşenka



197. "Hepimiz lanetiyiz ama bazılarımız ötekiler­den daha lanetli."


- Ada ya da Arzu



198. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



199. "'Yaz Lolita, o minicik pençelerinle yaz!'"


- Lolita



200. "Sırf iradesini sınamak amacıyla gece yarısı aşağıya inip posta kutusuna bir sigara izmariti atmak için kendisini zorla yataktan kaldırdığı zamanlar olmuştu. Şimdiyse bir kadına onu artık sevmediğini söyleyecek gücü bile yoktu."


- Maşenka



201. "Akıl hastanesi koğuşundaki deli hokkabazın sinirlerini yatıştırırken, hokkabazın en sevdiği ta­kıntısı yerçekiminin Yaradan'ın kandolaşımıyla ilgili bir şey olduğu fikriydi."


- Ada ya da Arzu



202. ""Benzerlikler, farklılıkların gölgeleridir.""


- Solgun Ateş



203. "Onlara sahip olmuşum, onların haberi bile olmamış."


- Lolita



204. "Şehvetin yüze yansımış biçimi hep tasadır, kuruntudur çünkü, şehvet — kadifemsi kurbanını zindanında çoktan kilit altına almış da olsa— kendisiyle aşık atmaya kalksam bir iblisin ya da yüce bir Tanrı’nın pişmiş aşına su katmayacağından hiçbir zaman emin olamaz."


- Lolita



205. "“Ne çıkardı yani düşmüşseniz engin bir boşluğa,
Yönünüzü şaşırmışsanız; ruhunuz çırılçıplaksa,
Yapayalnız kalmışsa; kederinizi kimse bilmiyorsa…”"


- Solgun Ateş



206. "Benzerlikler, farklılıkların gölgeleridir."


- Solgun Ateş



207. "Çevremi insanlar değil bir takım sefil hayaletler sarmış."


- İnfaza Çağrı



208. ""Benzerlikler, farklılıkların gölgeleridir.""


- Solgun Ateş



209. ""... gelgelelim şairler de insandır.""


- Solgun Ateş



210. "Bunları şu anda içinde bulunduğum sonsuz acıları yeni baştan yaşamak üzere anlatıyor değilim. O garip, korkunç, delirtici dünyanın, supericiklerine duyulan aşkın dünyasının kaçta kaçı cennettir, kaçta kaçı cehennem, onu belirlemek istiyorum sadece. Güzellikle yırtıcılığın örtüştüğü bir nokta var; bu sınır çizgisini saptamak bütün dileğim, ama bir türlü yapamıyorum. Neden?"


- Lolita



211. "Yüz kızartıcı, arzu dolu, günah dolu düşümü işte böyle özene bezene kurmuş, gene de güvenliğine dokunmamıştım. Lolita'nın, benim güvenliğime de bir şeycikler olmamıştı. Deli gibi sahip olduğum o değil, benim kendi yarattığım düş varlığı bir Lolita'ydı. Gerçek Lolita'dan daha gerçekti belki, onunla örtüşüyor, onu sarıp sarmalıyor, kendi istemi ya da bilinci olmaksızın benimle onun arasında süzülüyordu yaşamıyordu bile aslında."


- Lolita



212. "Sadece düşünceler dünyasında değil, eylemler dünyasında da yaşıyoruz. Ardındaki yaşantı olmadan sözcükler anlamsızdır."


- Lolita



213. "Bir arkadaşını neşeyle selamladıktan sonra yüzünde hala o gülümsemeyle karşı kal­dırıma geçen kişiyi hepimiz biliriz- o gülümsemenin sebebini bilmeyen, bu yüzden de delilikten ileri gelen parlak bir sırıtma sanan yabancının dik bakışıyla kararır.
..."


- Ada ya da Arzu



214. "“Haykıracağım şimdi, kimsenin
Haykırmadığı gibi.”"


- Solgun Ateş



215. "“Annem-babam öldüğünde henüz ufaktım.
Kuşbilimciydi ikisi de. Çok uğraştım
Onları hayal etmeye; o kadar ki,
Zihnimde yüzlerce anne-baba var şimdi.”"


- Solgun Ateş



216. "“İnsanoğlu kusursuz cinayet işleyemez; ama kader işleyebilir.”"


- Lolita



217. "Göz ka­maştırıcı geçmiş suratına sırıttığında kıvranıp da elleriyle yüzü­nü örtmeyen var mıdır?"


- Ada ya da Arzu



218. "Her şeyi zihnimizde planlamışızdır, belli bir kişiyi ne kadar seyrek aralıklarla görürsek onun hakkında oluşturduğumuz kalıba uysallıkla girdiğini görmenin verdiği zevk de o kadar doyurucu olur."


- Lolita



219. "Kaderin engellenemez ilerleyişi daha önce hiç bu kadar hissedilir olmamıştı…"


- Solgun Ateş



220. ""Müzik," [...], "ya da en azından iyi müzik, sözle ifade edilemez olanı ifade edebilir. Müziğin anlamı ve gizemi burada yatar.""


- Göz



221. "“Ve şimdi, ölmekte olan günün çiseleyen yağmurunun içinden sürüyordum arabayı, silecekler son hız çalışıyor ama göz yaşlarımla başa çıkamıyorlardı.”"


- Lolita



222. "Günahkar rüyalarımın en suya sabuna dokunmayanı bile, ancak en gürbüz dehalı erkek yazarlarla en yetenekli iktidarsızların hayal edebileceği türden zina sahnelerinden binlerce kere daha akıllara durgunluk vericiydi."


- Lolita



223. "Birbirimizi, sonradan yetişkinlikte insanın hayatını altūst eden, yakıcılığı ile belirgin öyle mevsimsiz bir aşkla sevmiştik ki... Güçlü kuvvetli bir oğlan çocuğu olduğum için ben ölmedim, yaşamayı sürdürdüm. Ama zehir yaraya sızmıştı bir kere. Yara ömür boyu iyileşmedi ve çok geçmeden yirmi beş yaşında bir erkeğin on altı yaşında bir kızı elde etmesini onaylayan ama on iki yaşındaki kızlara el sürdürtmeyen bir uygarlıkta büyümeye başladığımı fark ettim."


- Lolita



224. "Rüyalarımda gördüğüm ölmüş insanlar, eski aziz, parlak hallerine benzemeyen şekilde sessiz, dertli ve tuhaf şekilde kederlidir. Onları, bu dünyada var oldukları sırada hiç gitmedikleri ortamlarda, hiç tanışmadıkları bir arkadaşımın evinde izlemek beni şaşırtmaz. Ölüm bir ayıpmış, utanç verici bir aile sırrıymış gibi, bir köşede yere bakarak otururlar. Ölümlülük böyle zamanlarda -rüyalarda- değil, büyük neşe ve başarı anlarında, bilinç en yüksek terasına çıkmışken, bir gemi direğinden, geçmişten ve geçmişin kalesinden, kendi hudutlarının ötesine bakma şansını yakalar. Ve sisin içinde fazla bir şey görmek mümkün olmasa da, insan bir şekilde, doğru yöne baktığını hissedip mutlu olur."


- Konuş, Hafıza



225. "Gene ağlamaya başlamıştım, boş yere yaşanmış bir geçmişin sarhoşuydum."


- Lolita



226. "“Bilmeni isterim ki beni ne kadar incitsen de, aşkımı incitemezsin.”"


- Solgun Ateş



227. "“Zaman, birbirini izleyen şeyler demektir,
Birbirini izleyen şeyler, değişimi getirir…”"


- Solgun Ateş



228. "Öyle ki beklenmedik hazların yoğun hararetinin çekimine karşı koyamadım..."


- Lolita



229. "Ah, karanlık yaz gecelerinde yol alan sevgili sürücüler, eğer bu otel odalarının örtücü duvarları birden cam kutular gibi saydamlaşıverirse, yağ gibi kayıp gittiğiniz oto yollarda neler görürdünüz neler; ne oynaşmalar, ne çapraşık gönül işleri…"


- Lolita



230. "Dinledi – bütün başı duyma organına dönüştü, bütün bedeni gergin bir yüreğe;"


- İnfaza Çağrı



231. "O kadınla o Matilda'yla, Berlin'deki émigré varoluşumun ilk sonbaharında tanıştım iki zaman diliminin yirmili yıllarının başlarında :Bu yüzyılın ve kendi berbat hayatımın."


- Göz



232. "“Ve şimdi, ölmekte olan günün çiseleyen yağmurunun içinden sürüyordum arabayı, silecekler son hız çalışıyor ama göz yaşlarımla başa çıkamıyorlardı.”"


- Lolita



233. "“Vahşi bizonları ve melekleri, kalıcı pigmentlerin sırrını, kâhince soneleri, sanatın sığınağını düşünüyorum. Senin ve benim paylaşabileceğimiz tek ölümsüzlük bu, Lolita’m.”"


- Lolita



234. "Her şey bir zaman ya da zamanlama meselesiydi kader açısından."


- Ada ya da Arzu



235. "Her şeyi zihnimizde planlamışızdır, belli bir kişiyi ne kadar seyrek aralıklarla görürsek onun hakkında oluşturduğumuz kalıba uysallıkla girdiğini görmenin verdiği zevk de o kadar doyurucu olur."


- Lolita



236. "Her ne kadar bir insan yaşamının özeti, yosunla çerçevelenmiş olarak, bir mezar taşının üstüne kolayca sığarsa da, ayrıntılar her zaman hoşa gider."


- Karanlıkta Kahkaha



237. "“Hayat kısa. Buradan şu çok iyi bildiğin eski arabaya kadar yirmi yirmi beş adımlık bir mesafe var. Çok kısa bir yürüyüş. O yirmi beş adımı at. Şimdi. Hemen şimdi. Olduğun gibi gel. Ondan sonra sonsuza kadar mutlu olacağız.”"


- Lolita



238. "Ama hikayem zaten yeterince tutarsız."


- Lolita



239. "İnsan, felaketlerin bataklığı üstünde kuramaz yaşamını..."


- Karanlıkta Kahkaha



240. "Ama gene de harika bir insan ve ben, hiç abartısız, gün boyunca onu düşünüyorum. Ve hiç umut yok."


- Maşenka



241. "Belki de bir gün, bir yerde, daha az rezil bir zamanda yine karşılaşırız."


- Lolita



242. ""Biliyor musun, ölmenin en korkunç yanı insanın bütün bütüne tek başına olması.""


- Lolita



243. "Birbirimize, hemen deli gibi, sakarca, utanmazca, ıstıraplar içinde âşık olduk; umutsuzca diye de eklemeliyim."


- Lolita



244. ""Duyular sağduyuya sığar mı?""


- Lolita



245. "Ganin o üç heceye, bir zamanlar sahip oldukları bütün o müziği sığdırmaya çalışarak "Maşenka," dedi bir kez daha. Rüzgar, telgraf direğinin mırıltısı ve mutluluk bir araya geldiğinde, o sözcüğe hayat veren gizli sesi oluşturuyorlardı."


- Maşenka



246. "Şiire merhametli bir sevecenlikle yaklaşmaya başladım."


- Solgun Ateş



247. ""Kavranması zor, bitmemiş şiirin yorumu
Olarak hayat.""


- Solgun Ateş



248. "Her şeyi affedebilirim, ama ihaneti asla."


- Solgun Ateş



249. "Mutluluk, gün ışığı nerede, öyle güzel devrilen, havalara fırlayan kalın tahta kukalar nerede, alçak gidonlu, büyük vitesli bisikletim nerede? Hiçbir şey hiçbir zaman yok olmaz diye bir kural var, maddeler yok olmaz denir, o zaman kukalarımın parçaları, bisikletimin tekerlekleri hala duruyordur bir yerlerde."


- Maşenka



250. ""Biliyor musun, ölmenin en korkunç yanı insanın bütün bütüne tek başına olması.""


- Lolita

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: