Vişne Bahçesi Kitap Bilgileri
Yazar: Anton Çehov
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 93
Basım Tarihi: Mart 2024
İlk Yayın Tarihi: Ocak 1904
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786053327608
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Vişne Bahçesi Kitap Tanıtımı
Rusya’da 19. yüzyılın ortalarında toprak köleliği kaldırılmış, burjuvazi yükselişe geçmiştir. Vişne Bahçesi ülkede değişen toplumsal, politik ve ekonomik düzenin gerçekliğiyle yüzleşemeyen aristokrat bir ailenin dokunaklı portresidir. İçinde büyük bir vişne bahçesinin bulunduğu aile çiftliğinin borçlar nedeniyle satılması söz konusudur. Çiftlik sahiplerinin çocukluk anılarıyla birlikte, vişne bahçeleri de geçmişte kalmıştır artık. Yeni düzen karşısında kararlı davranıp mülklerini ellerinde tutmaktan acizdirler. Vişne Bahçesi, 1904 yılında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda Stanislavski tarafından sahneye kondu. Çehov yapıtının “komedi, hatta yer yer fars” olduğunu vurgulasa da, Stanislavski oyunu “trajedi” olarak ele almakta ısrar etmişti. Stanislavski o güne dek aşırı duygusal olan Rus tiyatrosuna doğal ve gösterişten uzak bir anlatım getirmesiyle ünlenmiş olsa da, Çehov’un kendi oyunları için istediği yalınlığı ve doğallığı yakalayamamıştı.
Vişne Bahçesi Kitaptan Alıntılar
1. ""Mutlu olun... Boş verin... Dünyada her şeyin bir sonu var...""
2. "Mutlu olun… Boş verin… Dünyada her şeyin bir sonu var…"
3. ""Canım öyle konuşmak istiyor ki. Ama kiminle konuşacaksın... Kimsem yok.""
4. "" Yaşam geçip gitti, hiç yaşamamışım gibi. ""
5. "Canım öyle konuşmak istiyor ki. Ama kiminle konuşacaksın… Kimsem yok."
6. "Zaman diyorum, geçip gidiyor."
7. "Mutlu olun... Boş verin... Dünyada her şeyin bir sonu var..."
8. "Canım öyle konuşmak istiyor ki. Ama kiminle konuşacaksın… Kimsem yok."
9. ""Sanırım sonsuza kadar öğrenci kalacağım ben...""
10. "Gidenlerin şerefine içiyorum... Kalanlara da mutluluklar diliyorum."
11. "''Canım öyle konuşmak istiyor ki. Ama kiminle konuşacaksın... Kimsem yok.''"
12. "Nereye baksak karanlık, rutubet, ahlaksızlık..."
13. "Şu dünyada her şeyin bir sonu var."
14. ""Mutlu olun... Boş verin... Dünyada her şeyin bir sonu var...""
15. "Ah, çocukluğumun o masum günleri!"
Vişne Bahçesi Kitap İncelemeleri
İlk başlarda sıradan bir kitap olduğunu düşünüyordum fakat okumaya devam ettikçe yanıldığımı anladım . Basit bir konuyu anlatan bir tiyatro eseri olarak gördüğüm bu kitap aslında bir insanın değer verdiği tüm anılarının yok oluşunu, bunca anlam verdiği anılarının istemese de eninde sonunda anlamsız ve hiç yaşanmamış gibi olacağını anlatan akıcı bir kitap.
Baş karakter diyebileceğimiz , vişne bahçesinin sahibi Andreyevna kendi mutluluğu dışında herkesin mutluluğunu düşünen, gerçeklerden sürekli kaçan onunla yüzleşmek istemeyen iyi kalpli bir kadındır .
Lapohin , iyi karakterli bir tüccardır fakat köylü olduğu için kendini küçük hisseder. Bu aşağılık kompleksinden kurtulamaz. Aynı zamanda mutluluğun peşindedir ve mutsuz ve boş bir hayat yaşadığını kabul eder .
Trofimov , en sevdiğim karakter oldu . Yaşamı boyunca öğrenci kalmıştır ve kalacağa da benziyordur . Kimsenin onun hakkındaki düşüncelerini umursamaz. Onun için önemli olan kendi ideallerine göre yaşadığı anlamlı ve sade bir hayattır.
Vişne bahçesi aslında Andreyevna ' nın yaşadığı tüm mutlu mutsuz anılarını yani onu var eden herşeyi temsil eder. Onun satılması ve yıkılması ise doğal olarak kendi yaşadıklarının da anlamını yitirmesine neden olur .
Okurken fark ettiğim bir diğer şey karakterler arasındaki iletişim problemiydi . Bir konu hakkında konuşulurken bir anda o konu yarıda bırakılıp bir başka konuya geçiliyor o konu hiç önemsenmiyordu . Herkes farklı telden çalıyordu .
Ben kitabı karakterlerin duygu durumunu dikkate alarak sesli okudum . Çok güzel bir duygu . Karakterleri bu sayede daha iyi anlayabildiğimi düşünüyorum .
Vişne Bahçesi, Anton Çehov’un yazdığı tiyatro eseri. İlk kez 1904 yılında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir.
KISACA KONU
Madam Ranevskaya yurtdışında geçirdiği beş senenin ardından kızıyla birlikte memleketine geri döner. Bu dönüşleri şatafatlı yaşamlarının da sonu olacaktır. Savurganca yaptıkları harcamalar, düzenledikleri eğlenceler ve aldıkları borçlar yüzünden iflasın eşiğine gelmişlerdir. Çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemezken bu gösterişli yaşamlarına devam ederler. Sonunda ellerinde bir tek şey kalır, vişne bahçesi.
KİTAP YORUMUM
Kitapta dönemin Çarlık Rusya’sındaki toplumsal değişimler, kapitalizmin etkileri başarılı şekilde işlenmiş. Bir yanda baskıcı Çar rejimi, bir yanda özgürlük sesleri.
Kapitalizmin getirdiği ekonomik rüzgarla birlikte yeni bir sınıf da doğar, uyanık tüccarlar. Her ne kadar Rus soyluları bu kişileri hor görse de servetleri sebebiyle aralarına kabul ederler. Kitapta bu iki sınıfın çatışmasına da tanıklık ediyoruz.
Kitapta çok fazla karakter var. İsimleri de çok karışık. (Rus klasiklerinin alametifarikası.) Bu yüzden isimlere aşina olana kadar baya zorlandım. Bazen kafam karıştı.
Anton Çehov’un bir diğer eseri olan, Vanya Dayı kadar beğenmesem de okunabilir bir kitaptı. İkisini kıyasladım çünkü benzer yönleri çok fazla. Benim favorim olan Vanya Dayı’ya 8 puan vermiştim. Vişne Bahçesi içinse puanım 7 olacak.
Kitabı genel olarak beğendim. Beklentimin biraz altında kalsa da özellikle son bölümü iyiydi.
Peki kitabı kimlere öneriyorum;
Rus edebiyatını seviyorsanız, daha önce Anton Çehov okumuşsanız, Vişne Bahçe’sini sizlere öneriyorum.
...Vişne Bahçesi...
Vişne Bahçesi, Rusya’daki bir malikânenin etrafında şekillenen olayları anlatmaktadır. Malikânenin sahibi olan Ranevskaya ailesi, ekonomik sıkıntılar nedeniyle evi ve vişne bahçesini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bahçenin satılması, ailenin geçmişine ve anılarına veda etmesi anlamına gelir. Lopahin ise yeni bir sınıfı, yükselen burjuvaziyi temsil eder ve bahçeyi satın alarak oraya yazlık evler inşa etmeyi önerir. Bu öneri, eski düzen ile yeni düzen arasındaki çatışmanın simgesi olur.
E tabi ki döneminin vurgusunu da ara ara sezdirmekten geri kalamazdı, serpiştirilmiş şekilde Rusya’nın tarihini, basit bir oyun görünümünde, sıradan insanların hayatlarına yansıtmıştır.
'un oyunlarında karakterlerin iç dünyaları, sorgulamarı ve dramatize edilmiş durumları arasındaki çatışmalar, gitgeller doğrudan değil, alt metinlerle verilmektedir.
de bu anlamda büyük bir içsel gerilim söz konusudur.
Karakterler çoğu zaman büyük bir değişimin eşiğinde olmalarına rağmen, bunu açıkça dile getirmekten kaçınır ya da kendi içlerinde bu gerçeği kabullenemezler.
’un “sessiz trajedi” anlayışı işte burada devreye girer diyebilirim, büyük olaylar karakterlerin içsel dünyasında yaşanır.
Çeviri konusunda da kendimce özellikle çoğu tiyatroyu Türkiye iş Bankası'ndan okumaya çalışırım. Ki bu konuda ara ara da beklenmedik güzel yorumlar duyuyordum ilgili okurlardan. Orijinaliyle birebir hiçbir yayınevi çeviremez lakin bu yayınevi en yakın minvalde çeviriyor diyebilirim.
Keyifli okumalar ve izlemeler..
Çehov bu oyununda 20. yüzyılın başında Rusya' da kentleşme, aristokrasinin çöküşü, modernleşmeyi karakterler üzerinden çok güzel bir şekilde eleştirmiş ve anlatmıştır. Çehov'un da nitelendirdiği gibi oyun aslında bir durum komedisidir hatta çoğu yerde kara mizaha da başvurmuş yazarımız ama birçok yönetmen sonu hüzünlü bittiği için trajediye çekerek yorumlamıştır.
Tiyatrosunu izleyebilme şansını yakalamakta benim için bambaşka bir tecrübeydi. Yönetmenin birebir kitaba, Çehov' a bağlı kalması ve oyuncuların duyguyu tamamıyla yansıtmaları çok güzeldi.
Kitabından da tiyatrosundan da ayrı ayrı zevk aldım diyebilirim.
Lopahin: Mujik (Rus köylüsü), aristokrasinin çöküşüyle sonradan zengin olmuş bir tüccardır.
Trofimov: 50 yaşına gelmiş hala üniversite öğrencisidir aynı zamanda Lubov'un oğlunun eski öğretmenidir.
Lubov: Vişne bahçesinin sahibi, eski zengin bir aristokrasi ailesinin kızıdır.
Çehov, Lopahin üzerinden mujiklerin ezikliğini, Lubov üzerinden de aristokrasiyi ele almış yer yer eleştirmiştir. Trofimov oyunda Çehov' un sözcüsüdür. Çehov, Trofimov üzerinden Rus halkına seslenmiş, öğütler vermiştir.
"Adına aşk denilen, özgürlüğe ve mutluluğa engel o küçük ve saydam şeyin çevresinden dolanıp geçmek. İşte bizim yaşamımızın amacı ve anlamı!"
"Zaman diyorum, geçip gidiyor."
"Ah bağrımdaki taşı, omzumdaki yükü atabilseydim, unutabilseydim geçmişi!"
Ben ne mi okudum!? Şey... ben de bilmiyorum.
Rus edebiyatı severim, ağır roman okumakla da problemim yoktur ama bu kitap nasıl anlatayım size SAÇ BAŞ YOLMALIK!
Karakterlerin adları zaten Rusça anlamak bizim açımızdan zor çünkü hepsi birbirine benziyor! Üstüne her birinin 3 adı var bir replikte ilk adımı ikinci replikte ikinci adını üçte üçüncüyü derken anlama problemi yaşıyor insan. 3 ayrı kişi var sanıyoruz ama hepsi tek bir insan. Kitap sürekli tıkanınca da problem büyük oluyor pek tabii
Karakterlerin hepsi ayrı bir alemdeydi, hizmetçi kız Katip bana aşık diyor ev sahibesi saçını tarıyor. Harbi böyle bu arada. Mahalle yanarken saçını tarayan cinsten karakterlerin gerçek manasıydı her biri, konu ise har vurup harman savurmasıyla bahçelerinin ve dahi çiftliğin ellerinden kayıp gitmesi üzerine bahçe sahiplerinin mülkleri için yaptığı mücadele (asla ilgi çektiğine bakmayın kendini okutmuyor)
Problemlerden bir diğeri ise hem çok karakter var hem isimleri birden fazla hem isimleri zorken kitaptaki durağanlığa sebep olan parantez içi cümlelerin fazlalığı... Evet bu bir tiyatro ama ben böyle beklemedim.
Fazla tiyatro okuyan ve de seven biri değilim ama bu harbi çok zordu. Beğenmedim, önermem. (Sonunu yarım bıraktım ama 11 gün işkence çektim diye okudum diye işaretlemek istedim)
Okuyacaklara sabır diliyorum.