Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Veba Geceleri - Orhan Pamuk | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Veba Geceleri Kitap Bilgileri


Yazar: Orhan Pamuk
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 25 dk.
Sayfa Sayısı: 544
Basım Tarihi: Mart 2021
İlk Yayın Tarihi: Mart 2021
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750849282
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Veba Geceleri Kitap Tanıtımı


Orhan Pamuk’un üzerinde 5 yıldır çalıştığı Veba Geceleri, 1901 yılında 3. Veba Pandemisi döneminde Osmanlı’nın 29. Vilayeti Minger adasında geçiyor. Hem sürükleyici bir siyaset ve aşk romanı hem de Pamuk’un salgın, karantina, devlet ve birey konularını bir masal havasıyla tartıştığı bu tarihi roman, konusuyla yaşadığımız günlere de ışık düşürüyor.



1901 baharında Osmanlı İmparatorluğu’nun 29. vilayeti Minger Adası’nda veba salgını baş gösterince Sultan Abdülhamit önce Sağlık Başmüfettişi kimyager Bonkowski Paşa’yı, onun arkasından da genç ve başarılı Doktor Nuri’yi salgını durdurması için adaya gönderir. Padişah kısa bir süre önce genç doktoru, sarayda hapis hayatı yaşattığı ağabeyi önceki padişah V. Murat’ın kızı Pakize Sultan ile evlendirmiştir ve Pakize Sultan da bu yolculukta kocasına eşlik etmektedir. Adada ise genç ve milliyetçi Osmanlı subayı Kolağası Kâmil, onun âşık olduğu adalı Zeynep ve her şeye yetişmeye çalışan Vali Sami Paşa ile güzel sevgilisi Marika vardır. Karantina yasaklarına itaat edilmesi için çaba harcayan bu insanların vebayla, adadaki geleneklerle ve sonunda birbirleriyle ve ölüm tehditleriyle savaşının ve yaşadıkları aşkların hikâyesidir Veba Geceleri.



“Pamuk yaşayan en büyük yazar.”

-Le Point, Fransa



“Pamuk, en iyi kitaplarını Nobel’den sonra yazan eşsiz bir yazar.” -The Independent, İngiltere



“O ne bir ideolog, ne bir siyasetçi, ne de bir gazeteci. Orhan Pamuk büyük bir romancı.”

-The New York Times, ABD




Veba Geceleri Kitaptan Alıntılar


1. "Vebanın okları Müslüman'dı, Hıristiyan'dı dinlemeyecek. Müslümanlar karantinaya uymazlarsa, yalnız kendileri değil, Hıristiyanlar da öleceklerdir."




2. "Müslümanları karantina kurallarına uydurmanın Hıristiyanları uydurmaktan zor olduğunu tecrübeyle biliyordu."




3. ""Sevmek gönül işidir.""




4. "Bir insan inanmadığı bir şeye kendini kandırmaya muktedir midir?"




5. ""Bir insan inanmadığı bir şeye kendini kandırmaya muktedir midir?""




6. "Ona içinden geçenleri açmayı alışkanlık edinmişti."




7. ""Kişiyi dikkatli olmaktan kafasını çalıştırmaktan, önlem almaktan alıkoyan bir umutsuzluktu bu.""




8. ""Mutlu hayat da neydi! Her şey bitmişti, her şey!""




9. ""Sanki ne kadar çok şey yasaklarsak salgın da o kadar çabuk sönecek gibi. ""




10. ""Hem tek başına gelip, abdestini alıp, kimseye dokunmadan namazını kılan bir mümini hangi doktor, hangi bahane durdurabilir?""




11. "... sürekli her şeyin Allah'tan geldiğini tekrarlıyordu."




12. ""Camisi, kilisesi, dini olmadan millet olmaz.""




13. "Çok daha erken karşılaşacaktık!"




14. "Bu mahallelerde artık her gün dört beş kişi ölüyor ama hastalık bulaşmış kişiler hâlâ şehirde serbestçe geziniyordu."




15. ""Ne yaparsak yapalım salgın dinmiyor!""





Veba Geceleri Kitap İncelemeleri


Uzun zaman sonra bir inceleme yazma ihtiyacı hissettim. Orhan Pamuk’tan ilk okuduğum kitap olması dolayısıyla çok büyük beklentilerle başlamıştım bu romana. Adı üstünde roman olmasını beklerken tarihi bir gerçeklik mi okuyorum yoksa tamamen yazarın kurguladığı bir dünyada mıyım çok çelişki yaşadım. Daha önce veba konusunun geçtiği kitapları okuduğumda şimdiye kadar en başarısız gördüğüm kitap maalesef ki bu oldu. Bana nedense fazla iğneleyici bir üslup kullanılmış gibi geldi özellikle müslüman halka. Ayrıca tarihte gerçekten böyle bir şey yaşandı mı yaşanmadı mı diye sürekli bir ikileme düştüm. Vebanın etkisinden çok dönemin siyasi çalkantılarının ön plana çıktığı bir kitap olmuş, ama beklentim vebanın Osmanlı’yı nasıl etkilediğini güzel bir kurguyla verilmesiydi. Yer yer çok sıkıldım, artık bitsin diye baktım. Tarihi bir gerçeklikle bakamadım kitaba ki roman adı üstüne tarihi bir kitap okumak isteseydim alır onu okurdum. Beni hiç tatmin etmedi, gereksiz tasvirlerle dolu bir kitaptı bence. Yazarın hayat görüşünü yer yer hissedebiliyoruz. Genel anlamda beğenemediğim maalesef zorla okuduğum bir kitap oldu. Kitabın son bölümünde ise tarihin bu kadar kurmacayla verilmesi ve bunun tarihi gerçeklik gibi algılatılmak istenmesi bilemiyorum ama ne derece doğruydu? Evet biz Türkiye Cumhuriyeti insanları tarihimize iyi kötü hakimiz ama sen evrensel bir yazarsın Orhan Pamuk, bu yüzden tarihi bir kitap mı yazmak istedin yoksa bir kurgu mu önce buna bir karar verseydin. Sonuç olarak elimde sürünen bu kitabı bitirdim. Orhan Pamuk’a saygım sonsuz Nobel ödüllü bir yazarımız sonuçta ama uzunca bir süre sana elveda sevgili yazarım :)




Öncelikle belirtmek isterim ki Orhan Pamuk gerek üslubu gerekse romanlarının konusu bakımından sevdiğim bir yazardır. Bu kitapta da kesinlikle kalemine lafım yok haddim olmaz. Benim sevmediğim şey kitabın konusu olay örgüsü ve kurgusu. Kitap çıktıktan sonra heyecanla alıp okuyayım dedim. Abdulhamit döneminde bir salgını anlatan tarihi bir kurgu okuyacağımı düşündüm.
(Ben tarihi kurgu romanları severim ama benim için tarihi kurgu nasıl olmalı derseniz şöyle gerçek bir tarihi olay olur, gerçek tarihi şahsiyetler olur bunlara ek olarak kurgusal karakterler ve gerçek tarihi olayın etrafında gelişen kurgusal olaylar.)
Öncelikle yazar tarihi kurgusal bir kitap mı yazmış hedef bu mu bilmiyorum. Hedef buysa eğer bence bu kitap bir tarihi kurgu değil çünkü gerçek tarihi şahsiyet olarak kitapta bulunan kişiler Abdülhamit ve direk dahil olmasa da bahsi sık sık geçen 5. Murat. Onu dışında ada dahil her şey kurgu. Örneğin Albert Camus'nun Veba romanında da bir salgından bahseder ama o kitap kurgu olmasına rağmen daha gerçekçi. Bu kitap ise bana masal okuyormuşum hissi verdi. Ayrıca kitabın gereksiz bir şekilde uzatıldığını düşünüyorum, bir tekrara düşme durumu var. Diğer incelemeleri okuduğum zaman ise çoğu kişinin beğendiğini görüp kendimi sorguladım yine de sevemedim bir türlü.




Selamlar. Orhan Pamuk’un yeni kitabı olan Veba Geceleri’ni okuyup bitirdim. İncelemeye nereden başlayacağımı bilemedim şu an:) bir şeyler yazmaya çalışacağım.Kitap başlarda safi tasvir olarak çıkıyor karşımıza. Olayları bize yavaş yavaş anlatması ve o dönemi bize anlatması bunu yansıtıyor. 300. sayfaya kadar normal akışkanda ilerleyen kitap, sonrasında akıcı olmaya başlıyor. Kitabın sonları ise sıkıcı geldi bana. Kitabın sonlarını daha farklı hayal ediyordum. Aslında kitap baştan sonra şaşırtıcı ilerliyor, okursanız göreceksiniz. Kolağası Kamil ve Vali Paşa Sami üzerinden ilerleyince kitap asıl o zaman özünde ilerliyordu. Kitaba ait 2 olay var. yaşanılan o duyguyu sonuna kadar hissettirdiği için aklımda kalacak. Spoiler vermemek için detaylara girmek istemiyorum. Kitap için 8 puan verdim. Orhan Pamuk’un okumadığım tek eseri Cevdet Bey ve Oğulları kaldı. Bu kitabı okuyunca şimdi okumak adına daha da heveslendim.(uzun diye bir türlü başlamaya çekinmiştim şimdiye kadar) okuyup Orhan Pamuk’a ait bütün romanları okumuş olacağım. Orhan Pamuk sevenler için okumasını önerdiğim, Orhan Pamuk okumayanlar için başlangıç olarak önermeyeceğim bir kitap. Orhan Pamuk en sevdiğim yazar. Dilerseniz Orhan Pamuk kitaplarına dair incelemelerime de bakabilirsiniz. Herkese iyi okumalar dilerim.




5 yıllık bir emeğin tohumu Veba Geceleri. Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Türk yazar Orhan Pamuk ve onun çiçeği burnunda yapıtı, edebiyat dünyasında merakla ve heyecanla beklenen kitapların başında gelmektedir. Kuşkusuz her kitabı edebiyat camiasında bir sansasyon yaratmıştır. Veba Geceleri bir distopyayı çağrıştırmaktır, nitekim öyledir de. Salgının, karantinanın baş gösterdiği küçük distopya 1901 yılında Osmanlı Devleti’nde geçmektedir. Aşk, siyaset, mücadele ve bunların kaçınılmaz getirileri olan üzüntüler ve acılar hiç kuşkusuz okuyucuyu derinden etkileyecektir. Şimdiden adından fazlasıyla söz ettiren bu eser hakkında alıntılar yapmaktan kaçınıyorum. Zira heyecan ve üzüntünün boy gösterdiği bu eserde Orhan Pamuk bizleri tinsel açıdan etkilediği gibi aynı zamanda da Osmanlı’nın kültürel ve otantik sokaklarında nostaljik bir gezintiye çıkaracaktır. Heyecanla beklenen eserin vurguladığı ana tema isminden de anlaşılacağı üzere bir salgındır.

 Hayatımızın merkezine yerleşmiş olan bir salgının mücadelesini verirken edebi olarak karşımıza çıkan bu eser bizler için bir oldukça önemli edebi bir şanstır. İnsanlık olarak ihtiyaç duyduğumuz empatik yönelimlerin ve salgında ki tutumlarımızın gelişimi ve izlenimi için edebi anlamda güncel bir mihenk taşı olacağını ümit ediyorum.




Veba Geceleri kitabını az önce bitirdim. Bitirir bitirmez bende oluşturduğu hissiyatı kısaca belirtmek istedim. Orhan Pamuk'u daha yeni yeni okuduğumu da belirterek pandemi günlerini sanki gözümün önünde dün gibi yansıtan cümleleri, yaşadığımız o pandemi günlerini canlandırmamı sağladı. Eleştiri yapacak olursam da Orhan Pamuk'un maalesef müslümanlara kin kusması sanki müslümanlar, Abdülhamid vebanın, pandeminin tek sebebiymiş gibi anlatması tüm müslümanları üzmüştür diye düşünüyorum.
Şunu yapsa daha iyiydi. Gerçek müslümanlarla dine,şeyhlere körü körüne bağlanan yobazlığa karşı bunu yaptığını, hakiki müslümanları ayırt ederek kitabı yazsaydı daha isabetli olurdu. Temizliğine dikkat eden hacılara bile demediğini bırakmamış. Adadaki Hristiyanları, Rumları hep üstün tutmuş kitapta. Müslüman olmayan toplumlar sanki sürekli doğruyu yapıyor imajı var açıkça. Abdulhamit'i sürekli gömmüş zaten. Bunun için tarihçilerin tarihi doğru şekilde ortaya çıkarması gerekiyor. Dizilerde Abdulhamid'e güzelleme yapılırken tarihçilerin bir kısmı da iki Türkiye büyüklüğünde toprak kaybettiğini söylüyor. "Osmanlı Devleti Balkanlar'da dört yüz yıldır sahip olduğu toprak­ların büyük bir kısmını on dört ay içinde kaybetmişti." cümlesi de kitapta mevcut.

Dediğim gibi salgın dönemini çok güzel yansıtmış ama sağa sola göndermeler yaparak taraflı mı yansıtmış bunu da Orhan Pamuk sevenler ve sevmeyenler diye ikiye bölünen okurlar kendileri karar versin!

"Yaşasın Minger! Yaşasın Mingerliler! Yaşasın Hürriyet! "

İyi okumalar dilerim!



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: