Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Uygarlığın Huzursuzluğu - Sigmund Freud | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Uygarlığın Huzursuzluğu Kitap Bilgileri


Yazar: Sigmund Freud
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 57 dk.
Sayfa Sayısı: 104
Basım Tarihi: Aralık 2020
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2004
Yayınevi: Metis Yayıncılık
ISBN: 9789753422062
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Uygarlığın Huzursuzluğu Kitap Tanıtımı


Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud psikanalizin toplumsal olayları, uygarlığın gelişimini ve sorunlarını açıklamakta da elverişli bir kuram olduğunu Uygarlığın Huzursuzluğu, Totem ve Tabu, Grup Psikolojisi gibi eserlerinde göstermiştir. Freud’un psikanalizin bulgularının sosyal hayat için ne anlama geldiğini dile getirdiği başlıca eseri olduğu için, "Uygarlığın Huzursuzluğu" yirminci yüzyıl boyunca birçok düşünürü etkilemiş, birçoklarına ilham vermiş ve kendisiyle hesaplaşmak zorunda bırakmıştır.

Freud’a göre hayvani dürtülerle güdülenen insanın aynı zamanda uygar bir varlık olmaa çalışması trajik bir durumdur. Bununla beraber Freud insanın uygarlıktan vazgeçemeyeceğini de kabul eder. Sonuç uygarlığın kaçınılmaz huzursuzluğudur. Ötekini Dinlemek uzmanlaşmış bir dizi. Ama dizide yer alacak bütün kitaplar doğrudan insana dair. Hayatlarımıza, kendi kişisel deneyim alanımıza, ana babalarımıza, onlarla ilişkilerimize, zor büyüme yıllarımıza dair bir bilgi...

Kendimiz ve diğer insanlarla ilgili sezgilerimizi geliştirmemize yardımcı olacak, yeni kavrayış imkanları verecek ve kuşkusuz öğrenirken herkesin kendi deneyimleriyle sınayacağı türden bir bilgi... Psikiyatri ve psikanaliz alanında yüzyıl boyunca yazılmış temel yapıtları bir kütüphane oluşturacak kapsamda bir araya getirirken bunu amaçladık.




Uygarlığın Huzursuzluğu Kitaptan Alıntılar


1. "Her İnsan sevgiye layık değildir."




2. "Her insan sevgiye layık değildir."




3. "Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır.."




4. "Sevgim, benim gözümde, sorumsuzca saçamayacağım değerli bir şeydir..."




5. "İnsanların hepsi sevilmeye layık değil."




6. ""Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır.""




7. "Hayat bizim için fazlasıyla ağırdır;
çok fazla acı , hayal kırıklığı ,
çözümsüz görev getirir beraberinde."




8. "Dahası, her insan sevgiye lâyık değildir."




9. "İnsanların hepsi sevilmeye layık değil."




10. "Son derece yumuşak başlı bir yaratılışım vardır.Arzularım şunlar: Mütevazı bir kulübe, sazdan dam ama iyi bir yatak ve iyi yemek, tazecik süt ve tereyağı, pencerede çiçekler, kapının önünde birkaç güzel ağaç ve yüce tanrı beni tam anlamıyla mutlu kılmak istiyorsa, bu ağaçlarda şöyle altı-yedi düşmanımın sallandığını görme sevincini tattırır bana. Ölmelerinden önce, müteessir bir halde, bana yaşamda çektirmiş olduklarının hepsini affedeceğim - evet, insan düşmanlarını affetmelidir, ama ancak onlar asıldıktan sonra."




11. ""Yaradılışımız gereği yoğun zevkleri yalnızca tezatlar sayesinde tadabilir, yeknesanlıktan fazla keyif almayız. Bu yüzden mutlu olma ihtimalimiz daha en başından, yaradılışımız gereği, sınırlanmıştır.""




12. "Aşık olduğumuz zamanki kadar acı çekmeye karşı savunmasız olduğumuz bir zaman yoktur, aşık olduğumuz kişiyi veya onun aşkını kaybettiğimizdeki kadar mutsuz olduğumuz zaman da."




13. ""Homo homini lupus"

İnsan insanın kurdudur."




14. ""İnsan insanın kurdudur.""




15. "Mutluluk dediğimiz şey, kuvvetle bastırılmış ihtiyaçların tatmin edilmesidir."





Uygarlığın Huzursuzluğu Kitap İncelemeleri


Dinin ve dine ait olan inanç kavramının insanın anlam arayışı üzerinde ki etkisine değinir Freud. İnsanın mutsuzluktan kaçıp mutluluğa yönelmesini ele alır. Tabii mutsuzluktan kaçarken dinin etkisi, dış dünyanın etkisi ve uyuşturucu maddelerin etkisini eserde göstermeye çalışır.

Gelişen teknoloji ile insanların doğaya ne kadar hakim olduğunu söyler Freud. Ancak insan tam anlamıyla doğaya hükmedemez. İnsan yeni icatlarla beraber yarı tanrı gibi olmuştur. Bireysel ve toplumsal adaletten bahseden Freud en sonunda hukukun egemenliğine gelineceğini söyler.

Cinselliğin insanlar için ne kadar önemli olduğu ve hayatımıza neden bu kadar müdahalede bulunduğu anlatılmaya çalışılmıştır.

Freud suçluluk duygusu, içten gelen sevgi, pişmanlık gibi kavramları da işler. Bu kavramları filogenetik açıdan inceleyen Freud, baba kavramı üzerinden ilerlemeyi tercih etmiş.

Nevroz kavramına dikkat çeken Freud, suçluluk duygusu, üstbenlik ve vicdan gibi konulardan da eserinde bahsetmiştir.

Freud genel anlamda uygarlığın, insanın yarattığı bir yasa olduğuna inanır. Bu yasa insanın altbenliği ve üstbenliği arasında sıkışıp kalmıştır. İşte Freud bunun bir huzursuzluğa yol açtığını söyler.

Kitap gayet kısa ve akıcı. Okunması bilgiyi sevenler ve psikoloji ile ilgilenenler için gayet güzel gelebilir.




Selamlar kitabı bitirdim tek solukta bitireceğiz en güzel anlamlı kitaplardan biri uygarlığın ne kadar önemli olduğunu öğreneceksiniz tasfiye ederim iyi okumalar.

Kitabın özeti bu şekilde;

Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud psikanalizin toplumsal olayları, uygarlığın gelişimini ve sonuçlarını açıklamakta da elverişli bir kuram olduğunu Uygarlığın Huzursuzluğu, Totem ve Tabu, Grup Psikolojisi gibi eserlerinde göstermiştir. Freud'un psikanalizin bulgularının sosyal hayat için ne anlama geldiğini dile getirdiği başlıca eseri olduğu için, Uygarlığın Huzursuzluğu yirminci yüzyıl boyunca birçok düşünürü etkilemiş, birçoklarına ilham vermiş ve kendisiyle hesaplaşmak zorunda bırakmıştır. Freud'a göre hayvani dürtülerle güdülenen insanın aynı zamanda uygar bir varlık olmaya çalışması trajik bir durumdur. Bununla beraber Freud insanın uygarlıktan vazgeçemeyeceğini de kabul eder. Sonuç uygarlığın kaçınılmaz huzursuzluğudur.Ötekini Dinlemek uzmanlaşmış bir dizi. Ama dizide yer alacak bütün kitaplar doğrudan insana dair. Hayatlarımıza, kendi kişisel deneyim alanımıza, ana babalarımıza, onlarla ilişkilerimize, zor büyüme yıllarımıza dair bir bilgi... Kendimiz ve diğer insanlarla ilgili sezgilerimizi geliştirmemize yardımcı olacak, yeni kavrayış imkânları verecek ve kuşkusuz öğrenirken herkesin kendi deneyimleriyle sınayacağı türden bir bilgi...




Sigmund FREUD – Uygarlığın Huzursuzluğu

İnsanlığın tüketirken modernleştiğini sanmasındaki büyük hatayı gözler önüne seriyor. Kesinlikle uygarlığa, modernliğe bir de Freud gözü ile bakmak lazım. İnsanlar uygarlığı, mutluluğu ararken bu yolla kendini mutsuzluğa itmektedir.

Freud'a göre “Bize acı getiren uygarlık üç kaynaktan besleniyor. Doğanın gücü, bedenin zayıflığı ve sosyolojik normlar. Kişi sürekli kendini frenleyerek çoğu zaman kendinden başka kalıba girerek uygarca davranmaya çalışırken başkalaşıyor, bu kişilerle de huzursuz toplum yaratılmış olur.”

Aslında özgürlük kavramı daha uygarlık yokken vardı. Yani ilk bireylerden itibaren. Sadece değeri yoktu, varlığı hiçlik-yokluktu. Ne zaman ki uygarlık adı altında esaret dönemi başladı işte o zaman özgürlük kavramı önem kazandı, kendine sıfat buldu. Ellerimizle yok ettik özgür bireyler olmayı. Bunu da Freud resmen bu eserinde gözümüze gözümüze sokuyor. (Biraz kaba şekilde yorumladım ama bu son kısmı daha farklı anlatamazdım. Evet resmen gözümüze gözümüze sokuyor...)

Bu eserde her şeye değinmiş aslında Freud ve diyor ki Freud; "Acıya karşı en korunmasız olduğumuz zaman, sevdiğimiz zamandır; en çaresiz olduğumuz zaman ise, sevdiğimiz nesneyi ya da onun sevgisini yitirdiğimiz zamandır." Sevdiklerimizi ve sevdiğimiz şeyleri kaybetmememiz umudu ile...

Başucu kitabım olarak yerini aldı bu eser.

Herkese keyifli okumalar kitapsever güzel insanlar.




Kişi; birey olarak doğar, toplumun üyesi olur ve bir uygarlığın normları içerisinde ölür. Peki bu şeytan üçgeninde sıkışıp kalmaması olası mıdır?

Freud, kişilerin topluma karışıp uygarlık olarak yaşamasının getirdiği sorunlardan bahsederken bunlar için bazı çözümler de sunuyor. Vicdandan, cinsellikten, öfke kontrolünden, pişmanlıktan… Elbette bunların hiçbiri kesin çözüm olmamakla beraber sorunun asıl kaynağı da bir tane olmuyor. Sorun birden fazla olduğu için çözümleri de farklı farklı.

Çevirmenin yazım hatalarından ve kopuk cümlelerinden kaynaklı eseri okurken çok kez odağım dağıldı. Fakat buna rağmen içinden alabileceğimi aldığımı düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi bireyin ya topluma uyum sağlaması ya da kendini toplumdan soyutlaması gerektiği. Belki böyle bir şey demeye çalışmadı Freud ama ben bunu çıkardım. Kurallar kıskacından çıkamıyorsak kimsenin kural koymadığı ya da kuralları sadece kendimizin belirlediği ve yaşadığı tek kişilik uygarlığı yaratmalıyız. Elbette dünya böyle bir dünya da değil.

Son dönemlerde yeterince toplum ve uygarlık(?) kurallarından, baskılarından ve yasaklarından sıkıldığım için okuma esnasında çok kez kin ve nefret doldum. Uygar olmayan uygarlığımızda son dönemlerde yaşadığımız bedbaht olaylardan kaynaklı olarak alıp başımı gidip bir dağın tepesinde yaşamayı istedim çoğu kez. Bunu yapamamamın sebebi ise Freud’un da kitap içerisinde değindiği gibi bir noktada toplum içinde yaşamaya mahkum olmamız.

Sonuçta ya bu deveyi güdeceğiz ya da develerle meşhur olan toplum zihniyetinin ta validesini zevcesini…




Merhaba kitap severler;

Freud, okumanın kolay olmadığını tam bir düşünce adamı,felsefi ve gerçek söylemleriyle beni hayrete düşürüyor... Bu eserinde ise uygarlık adı altında medeniyetler üzerinde kadın ve erkeğin yaşam biçimlerini ele alırken vurucu cümleleriyle insanlığın üzerindeki etkileri kadına ve erkeğe biçilen rol modellerini geniş çaplı zorlayıcı fakat mantıklı bulacağınız altını çizeceğiniz yerler olacağı kesin.

Uygarlığın ilerlemesi biz insanoğlundan geçerken Freud, mutlu yaşamın sırlarını detaylı anlatmıştır.

Bastırılmış duygularla hayattaki acılarımız zorluklara göğüs gererken hırçınlıklarımızı,hayal kırıklıklarımızın bir bütüne dönüştüğünü zamanla her şeyin değiştiğini farkediyorsunuz.

Evlilik ile yaptığı söylemlerde mantıklı bulduğum yerler oldu.Aslında sistemin tamamen ergenlikten çıkıp ailenin zamanla evliliğe verdiği izin, insanoğlunun çoğalması adına bir adım.Sürü sizi evliliğe götürürken aslında sistematik olarak doğanın, yaratılışın bir özeti gibiydi...

Erkeğin çalışıp,emeğin karşılığında para kazanırken,kadının evde eşinin gönlünü yapmakla görevli olması baş eğmesine kadar bir çok konuyla vurucu cümleleri okumak şaşırtıcıydı.



tavsiyesiyle @cemyayinevi 'ndan çıkan #Sıgmundfreud 'un kaleme aldığı #Uygarlığınhuzursuzluğu isimli kitabı okuyup inceledim.

Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

#heryerdeoku#etamin
#fyp#kitapoku#cemokur



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: