Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Uyanış - Kate Chopin | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Uyanış Kitap Bilgileri


Yazar: Kate Chopin
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 200
Basım Tarihi: Eylül 2019
İlk Yayın Tarihi: 1899
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786052959145
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Uyanış Kitap Tanıtımı


New Orleans kültürünü işlediği yapıtlarıyla tanınan ve edebiyatta yerel renkleri savunan Kate Chopin’in bu romanı 1899 yılında yayımlandığında Amerikan kamuoyunu sarsmıştı. Bir kadının uyanışını, kendi ayakları üzerinde durarak bireyselliğini ilan edişini anlatan Uyanış, bazı açılardan Madam Bovary’ye benzetilir. Chopin’in kendi arzularının peşinden giden bağımsız kadın karakterine yönelik nesnel yaklaşımı zamanında tepki çekse de, romanın üslup güzelliği ve duyarlığı övgüyle karşılanmıştı.

Chopin’in kadınların özgürleşmesine verdiği önem ve sonraki feminist edebiyatçılara öncülük etmesi, 20. yüzyıl sonlarında yapıtlarının, özellikle de uzun zaman önce unutulup gitmiş olan Uyanış’ın yeniden gündeme gelmesine yol açtı. Romanı yeniden ele alan bazı eleştirmenler “cesur” gerçekçiliğine vurgu yaptı. Per Seyersted’in 1969 yılında yayımlanan Kate Chopin biyografisi, yazarın yaşamına ve yapıtlarına yönelik kapsamlı bir incelemenin ürünüydü. Daha önce gün ışığına çıkarılmamış öykülerinin, mektuplarının ve günlüklerinin keşfi, o güne kadar bilinenden farklı, çok daha azimli ve meselesi olan bir yazar portresi ortaya koydu. Kate Chopin böylece 19. yüzyıl Amerikan edebiyatının önemli yazarları arasında hak ettiği yeri almış oldu.




Uyanış Kitaptan Alıntılar


1. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile.."




2. "Kız, burnuna bir sardunya yaprağı tuttu ve hiçbir şey söylemedi, ancak her şeyi bilip hiçbir şey söylemeyen bir tavrı vardı."




3. "Zannederim, genç olsam ve sevsem, ortalama bir erkeği katiyen sevgime layık bulmazdım."




4. "Fakat her şeyin, hele ki bir dünyanın başlangıcı, daima belirsiz, karman çorman, kargaşalı ve fazlasıyla sıkıntılıdır. Kaçımız böyle başlangıçların içinden çıkabilmişizdir ki! nice ruhlar yetip gitmiştir o kıyamette!"




5. "Para kazanarak zengin olunur, para biriktirerek değil."




6. ""bugün vedalaşırken kollarını boynuma dolayıp kürekkemiklerimi yokladı, kanatlarım güçlü mü diye bakıyormuş. gelenek ve önyargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır.""




7. "Sanıyor musunuz ki, bir kadın neden sevdiğini bilebilir? Seçebilir kimi seveceğini? Kendi kendine, 'Koş, koş, bak şurada başkanlığa kadar yükselebilecek seçkin bir devlet adamı var. Haydi, bir an evvel ona aşık olayım' yahut 'İyisi mi, şu ünü dillere destan müzisyene abayı yakayım' ya da 'dünya borsalarını etkileyen şu yatırımcıya' diyebilir mi?"




8. "Kadınlar pek özel ve narin varlıklardır aziz dostum...!!!"




9. "Özgürlük ve bağımsızlık hissinin, beni mutlu edeceğini biliyorum."




10. "Binlerce duygu aktı içimden bu gece. Yarısını bile anlamış değilim."




11. "+Çok yorgunum .
-Biliyorum.
+Hiçbir şey bildiğiniz yok .
Nerden bileceksiniz ?"




12. "Düğünler dünyanın en acıklı gösterileridir..."




13. "Görebildiği tek şey, kendisinin şimdiki halinin her nasılsa öbür hallerinden farklı oluşuydu."




14. "Belki de, ömür boyu hayallerle yaşayan bir budala olarak kalmaktansa uyanmak daha iyidir, acı çekecek olsak bile!"




15. "Tanrıların duygudaşlık dediğimiz, sevgi de diyebileceğimiz o incecik bağı hangi madenlerden yarattığını kim bilebilir?"





Uyanış Kitap İncelemeleri


Uyanış ilk olarak ayıplandı ve öfkeyle karşılandı, yazarını mali bir krize soktu ve edebi olarak belirsizliğe sürükledi. Açıkça doğduğu anda ölen bu roman daha sonra kök salarak ve pervasızca yaşamaya devam etti. Şimdi geniş bir okuyucu kitlesi tarafından okunan Uyanış, eleştirmenler tarafından Madame Bovary'nin Amerikan versiyonu olarak ilan edildi. Edna Pontellier, genç bir kadın ve anne olarak kendisini New York'da boğucu bir durumda bulurken, yasalara ve toplumun ahlak kurallarına uymayı reddetmesi onun, Creole toplumunda annelik ve evliliğe yönelik tahrik edici ve genellikle ilerici eleştirisiyle verdiği mücadeleyi hem onaylamayan hem de tuhaf biçimde önceden kabul eden bir dünyayla karşı karşıya kalmasına yol açar. Chopin, kişinin içinde bulunduğu durumunu daha iyi anlaması anlamında 'uyanmak' kavramına dair çarpıcı bir açıklama yapar. Roman, farklı "üretim" ve "yıkım" türlerinin birbirinin içine geçtiği karmaşık yöntemlerle uğraşırken, aynı zamanda bizi, yaşam boyu "uyumaya" devam etmenin daha iyi olup olmadığını merak etmeye davet eder. Chopin'in ele aldığı konu ve gözlemleri ilgi çekici, ve bir çok yönden zamanının ilerisindedir. Fakat Uyanış'ın en ilginç tarafı, bizi zaman kavramı hakkında, kişinin kendi zamanının ya da okuma eylemini gerçekleştirdiği zamanın ilerisinde ya da dışında olması hakkında düşünmeye zorlamasıdır. Okumak da, tıpkı uyanış gibi, tuhaf bir şimdiki zaman ile tanımlanır; uyanış halihazırda yaşanıyor mu yoksa henüz başlamadı mı? Biz okurlar burada ikilemde kalabiliyoruz. İlk fırsatta okumanız dileğiyle...




Uyanış yılın ilk kitabı olarak büyük ölçüde tesadüf eseri geçti elime. Kate Chopin, okuduğum yazarlardan da okumayı düşündüklerimden değildi. Uyanış’a yönelik okumam için büyük bir istek uyandıracak herhangi bir yorumla ya da atıfla da karşılaşmadım. Ancak tüm bunlara rağmen şu an kitabın ana kahramanı olan Edna Pontellier ile yollarımız bir şekilde çakıştığı için oldukça memnunum. Memnun olmak epey resmi kaçmış bile olabilir hissettiklerim karşısında. Genelde S. Zweig’ın özellikle biyografi türündeki eserlerinde hissettiğim daha sonra L. A. Salome’un öykülerinde yakaladığım o coşkuyu tekrar hissettim desem daha doğru olacak. Edna’nın uyanışını, huzursuzluklarını, ilk adımlarını genç bir kadın olarak ben de soluğumu tutarak okudum. Onun kanatlanıp uçabilmesi, özgür olup nihayetinde kendisi olabilmesi için kanatlarının güçlenmesini sabırla bekledim. Ve elbette sürekli kendime döndüm. Belki de bu yüzden okuduktan sonra hissettiğim duygular bu kadar yoğun bir şekilde geçti bana. Içinde yaşadığı sorgulamalar ve dışarıda gösterdiği uyum arasında ikili bir yaşama sıkışmış bu kadının ilk kez piyano dinlemese bile sonunda dinlemeye hazır oluşunu, kendi evinde kendine ait bir dünya inşa edişini ve kendisini, özünü asla feda etmeyişini büyük bir hayranlıkla takip ettim. Sizlerin de kendinizden bir şeyler bulacağınıza eminim.




Feminist devrimci kitaplara her zaman ilgi duydum fakat sanırım yazarlar yargılanma endişesiyle feminizmi her zaman bir konu altında,alttan alttan ve insanların çok dikkatini çekmeyecek şekilde anlatmaya çalışıyor. Yazarlar kadınların, erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu, hayatta büyük atılımlar yapmaları gerektiğini vurguluyor.Bu kitapta eşitliği insanların beynine (o zaman için ) gayet normalmişçesine sokan, kadınların her şeyden önce istedikleri hayatı yasayabileceklerini vurgulayan ve yazarın tabiriyle "hayata uyanan" bir kadın işleniyor. O zamanlarda bir kadin haklarını elde etse bile asla eşleri, ailesi ve çevresi tarafından bir erkekle eşit bir yaşama layık görülemiyor. Edna, adeta zincirlerini koparıyor ve özgürlüğün( normal bir hayatın ) tadını çıkarıyor. Kitapta eşini(özgürlük adı altında) aldatan bir kadın, yazar tarafından o kadar naif ve olağan anlatılıyor ki, günlük hayatta oldukça çirkin olan bu durumu adeta görmezden geliveriyoruz. "Bir kadının özgürleşmesi demek, evliliğini, çocuklarını hiçe sayması mi demek yani?" Diye soruyorum bu sefer. Edna da bu soruyu pek çok kez kendisine soruyor ve yanıtını yalnızca kitabın sonunda bulabiliyor. Daha mutlu bir son beklesem de, kendi benliğini bulmuş bir kadının, aldığı kararları uygulayabilecek konuma gelmesinden daha mutlu bir son olamazdı bu kitap için diye düşünüyorum. Belki de ilham bekleyen tüm insanlar için hayata bir "uyanış" sağlayabilecek bir kitap.




Edna, çocukları ve eşi olmasına rağmen, ona toplum tarafından biçilen “anne” ve “eş” rollerinin kendi seçimi mi yoksa dayatılmış mı olduğunu sorgular. .
Bu sorgulayış, önce küçük bir yasak aşkla başlar, ardından resimle devam eder. Ressam olmak istemesi, onun kimliğini kendisiyle kurma çabasıdır. Özgürlük daha sonra bir kaçışa dönüşür , ayrı eve çıkar, çocukları ile ilgilenmek istemez Annelikten bile soyunmak, toplumun asla affetmeyeceği bir şeydir. Ancak Edna’nın kaçışı çocuklardan değil, annelik kimliğiyle ona yapıştırılan görevlerdendir. O, anne değil, önce birey olmak ister. Bu kaçış, onun kendi benliği için verdiği varoluş mücadelesinin bir parçasıdır.
Ne var ki Edna, tüm çabalarına rağmen, eşinin ve toplumun ona biçtiği rollerden tam anlamıyla sıyrılamaz. Gizli saklı aşk anıları ve kimsenin beğenmediği, istemediği resimleri arasında sıkışıp kalır. En sonunda pes eder; çünkü herkes, ondan daha fazla onun hayatına müdahale eder olmuştur. Kendine ait olmayan bir hayatı yaşamak istemez. Bu yüzden denize doğru yürür ve intihar eder.

Ancak Edna’nın denize yürüyüşü, bir yok oluş değil; bir yeniden doğuş arzusudur. Çünkü bu dünyada kendisi olamayan kadınlar, ancak sonsuzlukta özgürleşebilir. Bu sahne, bir teslimiyet değil, toplumsal zincirlerden bilinçli bir kopuşun simgesidir. Onun yaşadığı çatışma, yalnızca kişisel bir isyan değil; kadının tarih boyunca içine hapsedildiği toplumsal roller ile bireysel arzuları arasındaki zamansız savaştır.




2023'ün ilk kitabı
Yine ana karakteriyle fazlasıyla bağ kurduğum bir kitap oldu. Edna'nın yaşadığı hayatın anlamsızlığını fark edip kendi bağımsızlığına doğru yolculuğunu ve hayatın zevklerini keşfediş hikayesini okuyoruz.
Evli ve iki çocuğu olan Edna kendinden daha genç olan Robert'la bir yakınlık kurar ve itiraf etmese de ona aşık olur. Robert ise bu ilişkinin imkansızlığının farkındadır ve ondan uzaklaşmayı seçer. Sonrasında Edna yapayalnız kalır ve tamamen kendisine yönelir. Bir 'kadın' olarak tüm sorumluluklarını yerine getirmeyi bırakır ve sadece resim yapmaya başlar. Tabiki kocası ve çevresi de bu durumu hoş karşılamaz. (Kocası doktor bile getirdi bu kadına ne oluyor diye:)
Edna her ne kadar yeni hayatından memnun olsa da Robert'ı aklından çıkaramaz.
(burdan sonra SPOİLER)
Robert geri döndüğünde artık birbirlerine aşklarını itiraf ederler. Ama Robert hâlâ Edna'nın kocasını ve çocuklarını bırakamayacağını düşünür. Küçücük bir notla terk eder onu: 'hoşçakal, çünkü seni seviyorum' Edna' nın onun için (daha doğrusu kendi mutluluğu için) her şeyden vazgeçebileceğini anlayamaz Robert. Bu nottan sonra Edna'nın yıkılışını adeta kendi içimde hissettim ve kitabın son sayfalarında intihara gidişini zaten bekleyerek okudum.
Karakteriyle kendimi bağdaştırdıktan sonra intihara sürüklenenlere bir tane daha eklendi. Bu kitabın şimdiden favorilerim arasına girdiğini söyleyebilirim, sonu güzel bitenlerini de okumak dileğiyle...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: