Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı - Mark Manson | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı Kitap Bilgileri


Yazar: Mark Manson
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 40 dk.
Sayfa Sayısı: 200
Basım Tarihi: Temmuz 2017
İlk Yayın Tarihi: 2016
Yayınevi: Butik Yayınları
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9786059397254
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı Kitap Tanıtımı


“Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir.” Doğru. Ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek: “Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.” “Her şeyi iyi tarafından görmek” gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkâr etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkâr biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, “Bugün berbat bir günümdeyim. Ama n’apalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.” Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak. Sosyal medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan “Nasıl Mutlu Olunur” tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur: Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez.




Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı Kitaptan Alıntılar


1. ""Bu dünya­daki yolculuğunda yara almamış hiç kimse yoktur.""




2. ""En yüksek sesle havlayan en küçük köpektir.""




3. "“Mutlulu­ğun nedenini aramaya devam ederseniz asla mutlu olamazsı­nız. Yaşamın anlamını ararsanız asla yaşayamazsınız.”"




4. ""Bu dünya­daki yolculuğunda yara almamış hiç kimse yoktur.""




5. ""Kendinizi yükselen yıldız ya da keşfedilmemiş dahi sanmayın.""




6. ""Siz ne yaparsanız yapın, hayat başarısızlıklarla, kayıplarla, pişmanlıklarla dolu­dur ve ölüm vardır.""




7. ""Her şeyi iyi tarafından görmek" gibi bir şey söylenmekteyse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir."




8. "“Bir gün geriye dönüp baktığınızda mücadele günlerinizin en güzel günleriniz olduğunu göreceksiniz.”"




9. ""Siz ne yaparsanız yapın, hayat başarısızlıklarla, kayıplarla, pişmanlıklarla dolu­dur ve ölüm vardır.""




10. "Giderek neyi kafaya takacağımız hakkında daha seçici oluruz. Bunun adı olgunlaşmadır.."




11. "Hayatımızda sorumluluk almayı kabul ettikçe daha fazla güç sahibi oluruz."




12. "
şöyle demiştir: Bir fikri kabul etmeden onunla oyalanmak eğitimli bir zihnin işaretidir."




13. "... siz ne yaparsanız yapın, hayat başarısızlıklarla, kayıplarla, pişmanlıklarla doludur ve ölüm vardır."




14. "Aristoteles şöyle demiştir: Bir fikri kabul etmeden onunla oyalanmak eğitimli bir zihnin işaretidir."




15. "Bilmediğimizi itiraf ettikçe öğrenme konusunda daha fazla fırsat sahibi oluruz.."





Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı Kitap İncelemeleri


Herkese merhaba kitabı bitirdim. Gerçekten çok güzel bir yazar ve eserle tanıştığım için kendimi çok mutlu hissediyorum kitap sürükleyici ve akıcı bir anlatımı var kesinlikle okunmalı

Kitabın özeti bu şekilde:

Bu kitap size nasıl daha çok kazanacağınızı, nasıl daha başarılı olacağınızı öğretmeyecek, tersine ipin ucunu bırakmayı öğretecek. Hayatınızın envanterini çıkarmayı ve en önemli maddeler dışındakilerin üzerini çizmeyi öğretecek. Gözlerinizi yumup kendinizi geriye doğru bırakmanızı, yine de iyi olacağınızı öğretecek. Daha az kafaya takmayı öğretecek. Çabalamamayı öğretecek.

Bu kitap sorunlarınızı ya da ıstıraplarınızı rahatlatmaya hiç mi hiç aldırmıyor. Tam da bu nedenle dürüst bir kitap olduğunu biliyorsunuz. Bu kitap sizi yüceliğe ulaştıracak bir rehber de değil, olamaz da çünkü yücelik zihinlerimizin bir illüzyonudur, kendimizi izlemeye mahkûm ettiğimiz uydurma bir güzergâhtır, kendi psikolojik Atlantis’imizdir.

Tersine bu kitap ıstırabınızı bir araca, travmanızı güce ve sorunlarınızı birazcık daha iyi sorunlara dönüştürecek. Bu gerçek gelişmedir. Kitabımı ıstırap çekmeye ve bunu daha iyi, daha anlamlı, daha şefkatli ve alçakgönüllü yapmaya rehber olarak düşünün. Ağır yüklerinize rağmen hafif adımlarla hareket etmek, en büyük korkularınızla yüzleştirecek bir eser...




Şimdi kitabın kapağına bakıp aldanmayın! Çünkü bu kitap hiçbir şeyi kafaya takmamayı öğretmiyor; kendi yaşantımız dahilinde neleri kafaya takacağımızı, neleri önemsemeyeceğimizi, en önemlisi de bu farkındalığa nasıl erişebileceğimizi öğretiyor. Örn; trafikte sizi sollayanı kafanıza takıp, 1 saatinizi kendinize zehir etmeyin. 24 saatlik bir dilimde çocuklarınıza, sevgilinize veya dostlarınıza ayıramadığınız 1 saatcik için üzülün.

Anladım ki dert sahibi olmak kötü bir şey değildir. Zira dertsiz insan olmazmış. Esas mesele güzel dertlerle uğraşmaktır. Bu uğraşı kendimiz sağlamaz isek, kontrolünü kaybeden beynimiz başı boş biçimde her şeyi dert edinir.

Kitapla ilgili ilginç olan bir diğer şey ise bugüne kadar okuduğum kişisel gelişim kitaplarının tam tersi tavsiyeler vermesiydi. Hala katılmadıklarım var ancak farklı pencerelerden bakmamı sağlayan pek çok konu oldu. Genellikle benzer kitaplarda kendi kendimize söylediğimiz pozitif olumlamaların mutluluk verici olduğu yazılıdır. Mark Manson ise bunların gereksiz olduğunu, iyi hisler kadar kötü hislerin de doğal ve gerekli olduğunu anlatmış. Kısaca diyor ki; kötü hissettiğinizde bu histen kurtulmaya çalışmayın, duygunuzu kabullenin ve böyle hissetmemde bir sorun yok deyin.

Kısaca farklı ve okunası... :)




Kitap bakış açımı değiştirdi diyebilirim. "Istırabını seçmek" terimini açıklayarak başlamak istiyorum. Hayatta ister istemez üzücü deneyimler yaşayabiliyoruz ve okuduğum çoğu kişisel gelişim kitabında bize "geçiştirme" sağlayacak yöntemlerle acıyı bir müddet uzaklaştırmak amaçlanıyor. Ama bu kitap farklı, bu kitap içten, bizden. Bu kitap hayatta acı çekeceğimizi ama çekeceğimiz acıyı bizim seçeceğimizi gösteriyor. Gün içinde ister istemez çok fazla negatif deneyim yaşıyoruz, maruz kalıyoruz diyebilirim. Kitapta olay yaşandığı anda düşünmemiz amaçlanıyor, bu ıstırapı çekmeli miyim, yoksa onun yerine şu konu üzerinde kafa yormalı mıyım? Umursamamak bu 200 sayfada okuduklarından sonra bir anda yaşanacak bir olay değil, ama bu kitapla enerjimizi harcamak istediğimiz şeyleri düşünmeye başlıyoruz. Kitabı ödünç aldığım için bir gecede bitirmem gerekiyordu ve gece uyumadan okudum, çünkü biliyordum ki yarım bırakırsam öğreneceğim çokça şey de yarım kalmış olurdu. Herkesin beğeneceği bir anlatım olmadığını da söylemeliyim. Argo kelimelere sıkça yer veriliyor ve yazar bu konuda kendisini şaka yollu yeriyor. Benim için içeriği samimileştiren bir unsur da yazarın kendini kanıtlama ihtiyacı gütmemesi. Bizden biri gibi hissettirmesi. Herkese önerir miyim, hayır. Farklı bir deneyim hissetmek isteyen ve bakış açısını geliştirmek isteyen herkese önerir miyim? Evet. İyi okumalar dilerim.




Bir şeyleri iyi tarafından görmek sizi nasıl yanıltıyor ve etrafa gülümseyen ölülere çeviriyor aslında. Kabullenmek, bilişsel terapide de oldukça önemli bir noktadır ve hastaların sıkça başaramadığı bir içsel eylemdir. Çünkü belki de sorunların çoğu burdan kaynağını almaktadır; olumsuzluğun da gerekliliği, insan olmanın bir getirisidir.

Kitabın adı biraz yanlış fikir veriyor, asıl anlatı kafaya takmamak değil. Yazar da diyor zaten, aslında hiç kafaya takmamak diye bir şey yoktur. Bu imkansızdır. Ama şunu da ekliyor: Gün içinde neleri önemsediğiniz, uzun vadede mutsuzluklarınız veya acılarınız için tek sorumlu sizsiniz. Neyin üstünde durup durmayacağınızı siz seçersiniz. İçinde bulunduğunuz durumun kötülüğü veya insanların nitelikleri önemsizdir. Yine de bu seleksiyon doğal bir insan aktivitesi olduğundan, engellemeye çalışmak manasızdır. Asıl soru "nasıl durdurabilirim?" değil "neden, hangi amaç uğruna?" olmalıdır.

"Kafaya takmamak aslında tersine işler. Pozitifin peşinde koşmak negatifse, negatifin peşinde koşmak da pozitifi yaratır" diyor Manson. Kitapta geçen en gerçek cümlelerden biri buydu. Kötü bir şeyden kaçınmaya çalışmak aslında o kötü şeye çok fazla önem vermektir. Yine kitapta geçtiği gibi, olumsuzluk da negatiflik de bir insan olma bileşenidir. Kaçınmak yararsızdır.

En sevdiğim alıntıyla bitireceğim:
"Siz ne yaparsanız yapın, hayat başarısızlıklarla, kayıplarla, pişmanlıklarla doludur ve ölüm vardır. Hayatın önünüze çıkardığı tüm bu tatsızlıkları kabullendiğinizde yenilmez olursunuz. Neticede ıstırabı aşmanın tek yolu önce ona katlanmayı öğrenmektir."




Merhabalar...
Kitabımız; Amerikalı bir blogger yazarı olan Mark Manson’un, internet üzerinden kişilere verdiği tavsiyelerin harmanlamasıyla ortaya çıkmış.
Kitabı okurken hissettiğim duygu şu idi; Sanki yakın bir dostumuzu karşımıza almışsız ve gündelik sorunlarımızı ona açıp, dertleşiyoruz ve o da bize ciddi bir ağızdan uzak kendi düşüncelerini söyleyip, bize tavsiyeler veriyor gibiydi.
Kitabın kapağına ilk baktığımızda sanki dünyada ve çevremizde olup biteni görmezden gelebileceğimizi, hiçbir şeyi kafaya takmayacağımızı öğretecek gibi geliyor. Ama kitabın bize sunduğu daha farklı. Elbette hiçbir şeyi kafaya takmamak imkansız. Önemli olan ufak tefek, gereksiz konuların yerine hayatımıza değer katacak konuları ve bu konuda yapacaklarımızı kafaya takmak.
Örneğin iş yerinde birine kızıp gün boyu onu kafaya takarsanız elbette gününüz zehir olacaktır.Ama evde seni bekleyen çocuğunu nasıl mutlu edeceğini düşünüp, bir şeyler yapmak için planladıklarını kafaya takarsan gün senin için daha değerli ve önemli olacaktır.
Diğer kişisel kitaplardan farkı bize eşsiz bir hayatın olacağını ileri sürmüyor sadece değer yargılarımızın farkına varıp neyi kafayı takıp, takmayacağımızı ayırt ederek hayatımızı ona göre ilerletmemizi tavsiye ediyor.
Hayatının kötü gittiğini düşünüp, kendini üzmek yerine harekete geç.İnsanoğlunun isteyipte değiştiremeyeceği bir şey yoktur.
Sadece İNANIN...



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: