Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Upton Sinclair Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Upton Sinclair En Beğenilen Sözleri



1. "Devlet mi? Devletin amacı mülkiyet haklarına muhafızlık etmek, statüko­nun ve modern sahteciliğin sürekliliğini sağlamaktı. Evlilik mi? Evlilik ve fuhuş bir madalyonun iki yüzü, yırtıcı insanın cinsel hazzı sömürme biçimiydi. Aralarında sadece sınıf farkı vardı. Parası olan bir kadın kendi şartlarını kabul ettirebilirdi: Eşitlik, evlilik sözleşmesi, çocuklarının meşruiyeti, yani mülkiyet hak­ları. Parası yoksa, proleter sınıftansa, var olabilmek için kendini satardı. Bir de Şeytan'ın ölümcül silahı olan Din konusu vardı. Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, Din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı ge­lecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşal­tılırdı; tutumlu olmayı, tevazuyu, itaati

öğrenerek büyümelerini sağlardı."


- Şikago Mezbahaları



2. "Fakir olanlar sürekli soyulur."


- Şikago Mezbahaları



3. "Eksik, fazla, herkeste bir huzursuzluk var."


- Şikago Mezbahaları



4. "Bu insanlar azar azar her şeyden vazgeçmiş…"


- Şikago Mezbahaları



5. "Çünkü oyun başından beri adil değildi, zarlar hileliydi."


- Şikago Mezbahaları



6. "***

İnsanları yok etmekte gösterilen coşku, insanların karnını doyurmak, onları giydirmek için de gösterilemez mi?

***"


- Sanayi Kralı



7. "Ruhu öldürenlerin karşısında bedeni öldürerek cinayet işlemek nedir ki?"


- Şikago Mezbahaları



8. "koca şehirde yüzlercesi, bütün ülkede onbinlercesi vardı ama seslerini duyacak kimse yoktu."


- Şikago Mezbahaları



9. ""Kimsenin acı çekmesine göz yummak iyi bir şey değildir dünyada.""


- Şikago Mezbahaları



10. ""Dünyada neler olup bittiğini anlayan biriyle konuşmak büyük zevk.""


- Petrol!



11. "Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



12. "Adaletmiş; yalandı, yalan, korkunç, vahşice bir yalan; karanlık, mide bulandırıcı, ancak kabuslara yaraşır bir şeydi. Sahte ve iğrenç bir oyundu. Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrol­süz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



13. "Sefalet hala gerekeni yapmadı mı size? Baskı ve haksızlık, hala açmadı mı gözlerinizi?"


- Şikago Mezbahaları



14. ""Rezil, insafsız bir dünya bu.""


- Şikago Mezbahaları



15. "Ruhumuzun sahibi bile değiliz!"


- Petrol!



16. "Yani burası baştan aşağı fokur fokur kaynayan bir kıskançlık ve nefret kazanından ibaretti; burada sadakate ve ahlaka yer yoktu, tek bir dolar bile bir adamdan daha önemliydi. Ahlakın olmamasından da fenası, dürüstlükten eser olmayışıydı."


- Şikago Mezbahaları



17. "Her şey uzun süremeyecek kadar güzeldi; bu acımasız dünyadaki her şey gibi."


- Şikago Mezbahaları



18. "***

Zalim bir atasözü vardır, “ Yoksulluk kapıyı vurunca aşk pencereden kaçar,” der.

***"


- Sanayi Kralı



19. "Yüreklerini ilkbaharda açan çiçekler gibi açmışlarken, zalim ve amansız kış çökmüştü üzerlerine."


- Şikago Mezbahaları



20. "Tek hayatta kalma şansları bir olmaktı ve bu yüzden mücadeleleri bir çeşit kutsal savaşa dönüşmüştü."


- Şikago Mezbahaları



21. "Çok cahildik; sorun buydu."


- Şikago Mezbahaları



22. "Öğrenilecek çok şey, keşfedilecek birçok güzellik vardı!"


- Şikago Mezbahaları



23. "Bizim inancımızda, insanları önce dost olarak tanırsın, dinini ondan sonra anlatırsın. Başkalarının inançlarına saygı göstermemiz gerekir."


- Petrol!



24. "Sefalet hala gerekeni yapmadı mı size? Baskı ve haksızlık, hala açmadı mı gözlerinizi?"


- Şikago Mezbahaları



25. "Bu rezil dünyada, adalet, hak, hukuk diye bir şey yoktu. Yalnızca kabalık ve acımasızlıktı hüküm süren."


- Şikago Mezbahaları



26. "İşçiler, işçiler; yoldaşlar! Göz­lerinizi açın ve çevrenize bakın! O kadar uzun zamandır cehen­nem ateşinde yaşıyorsunuz ki duygularınız körelmiş, ruhunuz uyuşmuş durumda; ama hayatınızda bir kez olsun yaşadığınız bu dünyayı fark edin..."


- Şikago Mezbahaları



27. "Çekilen bütün bu zahmetlere karşın birşey olsaydı bari."


- Şikago Mezbahaları



28. "Bu zavallı insanlar, bu fakir insanlar, yavaş yavaş ve parça parça her şeylerinden vazgeçip her şeylerini vermişler."


- Şikago Mezbahaları



29. "İnsan etini delen süngünün sesini duyun; acılı inleyişlerle çığlıkları duyun, öfke ve nefretle birer iblise dönüşmüş adamların acıyla buruşmuş yüzlerini görün!"


- Şikago Mezbahaları



30. "Olan olmuş artık, ağlaşmanın faydası yok…"


- Şikago Mezbahaları



31. "***

Kişisel çıkarlar ahlak bozukluğu getirir, memurları kişisel menfaate, rüşvete, satılmaya iter, sonunda siyaset felce uğrar.

***"


- Sanayi Kralı



32. "O günlerde uygarlığın nasıl bir şey olduğunu her zamankinden daha net gördü; kaba güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



33. "Bu herkesin tek başına verdiği, altta kalanın canının çıktığı bir şavaştı. Siz başkalarına ziyafet vermiyordunuz, size ziyafet verilmesini bekliyordunuz. Şüphe ve nefretle birlikte yaşamayı öğreniyordunuz; paranızı elinizden almaya çalışan, kapanlarına ne bulurlarsa koyan düşman güçlerle çevrili olduğunuzu anlıyordunuz."


- Şikago Mezbahaları



34. "Dünyanın bütün yükünü sen mi omuzlarında taşıyacaksın? Hem de yapabileceğin hiçbir şey yokken; dünya çoktan parsellenmiş ve kemikleşmiş bir yerken; yerleşik hale gelmiş korunaklı çelişkilerine, tutulmuş köşelerine dokunmana izin vermiyorken!"


- Petrol!



35. "Şu anda insanların çoğunluğu henüz insan bile değil, başkalarının servetine servet katmak için kullanılan birer makine."


- Şikago Mezbahaları



36. "Yıkımın pençelerinden sökülüp alınmış, umutsuzluğun esaretinden kur­tarılmıştı; bütün dünyası değişmişti; özgürdü, özgürdü! Eskisi kadar çok acı çekecek, dilenip aç kalacak olsa bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı; anlayacak ve katlanacaktı!"


- Şikago Mezbahaları



37. ""Birlikte diktiğimiz o güzelim ağaçların hepsini kestiler, Bunny. Tanklara yer açmak için.""


- Petrol!



38. "…. insanın kendi başının çaresine bakması gerektiğini, sırtınız yere gelirse çığlıklarınızı kimsenin duymayacağını bilecek kadar da görmüş geçirmiş biriydi."


- Şikago Mezbahaları



39. "İçerisi, küçük hırsızlar, yankesiciler, dolandırıcı­lar, kavgacılarla doluydu."


- Şikago Mezbahaları



40. "Düzenbaz politikacılar tarafından bir­çok hakları ellerinden alınmamış mıydı?"


- Şikago Mezbahaları



41. "Hayat onlar için şatafat ve umursamazlıkta, gerekli ve yararlı şeyleri yok etmekte, iş gücünü ve kendi kardeşlerinin hayatlarını, ülkelerin emeğini ve acısını, insan ırkının teriyle gözyaşlarını ve kanlarını boşa harcamak da üstünlük sağlamaya çalıştıkları birer yarış!"


- Şikago Mezbahaları



42. "Kaderin ağırlığı omuzlarına çökmüş bir nesne gibi yaşıyordu ve bildiği, duyduğu tek şey içinde yaşadığı andı."


- Şikago Mezbahaları



43. "Bir an rahat bir nefes alamadan, parayı bir an olsun akıllarından çıkaramadan, böyle acımasız koşullarda bir hayat sürüyorlardı."


- Şikago Mezbahaları



44. "Mağazalar sizi baştan çıkarmak için vitrinlerini her çeşit yalanla kaplıyordu; yol kenarlarındaki çitler, lamba ve telgraf direkleri yalanlarla kaplıydı. Size iş veren büyük şirket hem size hem de bütün ülkeye yalan söylüyordu; her şey baş­ tan sona koskoca bir yalandı."


- Şikago Mezbahaları



45. "Ve kış yeniden pusudaydı. Her zamankinden daha zalim, daha acımasız. Aylardan ekimdi."


- Şikago Mezbahaları



46. "Konuştukları zaman bir tek kaygılarından söz edebiliyorlardı; böyle bir hayatta duyguları canlı tutabilmek çok zordu cidden."


- Şikago Mezbahaları



47. "İnsan nereye baksa iş­sizler sürüsüyle karşılaşıyordu. İşverenlerin o insafsız eli, tavuk kışkışlar gibi kovuyordu bu adamları."


- Şikago Mezbahaları



48. "O günlerde uygarlığın nasıl bir şey olduğunu her zamankinden daha net gördü; kaba güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



49. ""Bana maddi şeylerin çoktan kölesi olmuşuz gibi geliyor, mutluluk bunu aşabilmekte gizli.""


- Petrol!



50. ""Bütün insanlar hür ve eşit yaratılmıştır""


- Petrol!



51. "Duygularınız körelmiş, ruhunuz uyuşmuş durumda; ama hayatınızda bir kez olsun yaşadığınız bu dünyayı fark edin…"


- Şikago Mezbahaları



52. "***

Oysa insanlar nankör ve kötüydü.

***"


- Sanayi Kralı



53. "Bu rezil dünya, kadınlar ve çocuklar için değildi. Bu rezil dünyadan ne kadar çabuk çekip giderlerse, o kadar iyiydi onlar için."


- Şikago Mezbahaları



54. "***

Günümüzde, parası olan bir kimse istediği şeye inandırabilir insanları.

***"


- Sanayi Kralı



55. "işçiler; yoldaşlar! Gözlerinizi açın ve çevrenize bakın! O kadar uzun zamandır cehennem ateşinde yaşıyorsunuz ki duygularınız körelmiş, ruhunuz uyuşmuş durumda"


- Şikago Mezbahaları



56. "Ruhu öldürenlerin karşısında bedeni öldürerek cinayet işlemek nedir ki?"


- Şikago Mezbahaları



57. "Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



58. "Güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



59. "***

Dünyanın nereye doğru gittiğini bir bilen varsa eğer, benden çok fazla şey biliyor demektir.

***"


- Sanayi Kralı



60. "Hayat bir varoluş savaşıydı ve güçlüler güçsüzleri yener, sonunda herkes en güçlü olana yenilirdi."


- Şikago Mezbahaları



61. "“Fakir olanlar sürekli soyulur.”"


- Şikago Mezbahaları



62. ""Şeytanı da Tanrı yarattı ve Tanrı şeytanın neler yapacağını biliyordu, o zaman suç Tanrı'da olmaz mı?""


- Petrol!



63. "Filozoflar üzerinde akıl yürütmüş, peygamberler lanetlemiş, şairler ağlayıp yakarmışken, bu korkunç Canavar hala serbestçe ortalıkta dolaşıyor! Okullarımız ve üniversitele­rimiz, gazetelerimiz ve kitaplarımız var; hem gökyüzünü hem de dünyayı inceledik, ölçüp biçtik, irdeledik, aklımızla anladık; ve hepsi insanları birbirlerini yok etmeye yarayacak silahlarla donatmaya yaradı! Adına Savaş diyor, geçiyoruz..."


- Şikago Mezbahaları



64. "Fakir olanlar sürekli soyulur."


- Şikago Mezbahaları



65. "Yapabilecekleri hiçbir şey yoktu, elleri kolları bağlanmıştı; kanunlar onlara karşıydı, toplumun işleyiş biçimi tamamen başlarındaki zalime hizmet ediyordu!"


- Şikago Mezbahaları



66. "Evet, Amerika gençlerin, sevgililerin düşledikleri diyardı. Eğer insan yol parası bulabilirse, tüm dertlerine de bir sünger çekmiş oluyordu."


- Şikago Mezbahaları



67. "***

Başımıza gelen, doğal bir yozlaşma değildir; bile bile köle oluyoruz.

***"


- Sanayi Kralı



68. "İnsanın kendi başının çaresine bakması gerektiğini, sırtınız yere gelirse çığlıklarınızı kimsenin duymayacağını bilecek kadar da görmüş geçirmiş biriydi."


- Şikago Mezbahaları



69. "***

Raylar üzerinde yürüyen ağır buharlı makinelere herkes alışmıştı artık, ama yollarda önüne at bağlanmamış arabaların serbestçe dolaşması, kanuna aykırı olmasa da tabiata aykırıydı.

***"


- Sanayi Kralı



70. "… şu anda insanların çoğunluğu henüz insan bile değil, başkalarının servetine servet katmak için kullanılan birer makine."


- Şikago Mezbahaları



71. "Hayat kolaylaşınca yozlaşma başlıyor."


- Petrol!



72. "Dünyadaki örgütlenmiş açgözlülük yollarından çekilip onları rahat bıraksa ne güzel olurdu!"


- Petrol!



73. "Özgürlüğü hayal etmişlerdi; etraflarına bakınıp bir şeyler öğrenme fırsatını; doğru düzgün ve temiz insanlar olmayı, çocuklarının büyüyüp güçlü insanlar olmasını. Şimdiyse bütün hayalleri yıkılmıştı; öyle bir şey olmayacaktı! Oynamış ve yenilmişlerdi."


- Şikago Mezbahaları



74. "Erkekler ne demeye sürekli para harcamalarını gerektirecek şeyler yapardı ki?"


- Petrol!



75. "Hiçbir şeyden kuşkulanmadan kaderlerine doğru yol almalarını izlemek hüzün vericiydi."


- Şikago Mezbahaları



76. "Bazı şeyleri yaşamadan bilemezsin. Ama içimde daha çok şey öğrenmek istediğime dair bir his var."


- Petrol!



77. "Dünyanın efendisi olma hissini bir kez tattıktan sonra, insan yeniden çalışıp didinmeye başlayabilir ve geriye kalan günlerini bu anıyı hatırlayarak geçirebilir."


- Şikago Mezbahaları



78. "..evet hayatında birtakım dertler ve zorluklar vardı. Ama bunların hiç birisi kişi tarafından altedilemeyecek kadar güçlü değildi."


- Şikago Mezbahaları



79. "Bir eliyle veriyor, öteki eliyle geri alıyordu. Bütün dünyada bu sistem artık kullanılmaya başlanmıştı."


- Şikago Mezbahaları



80. ""Eskiden birçok büyük iş başaracağımı düşünürdüm. Ama son birkaç yıl bana kapitalist dünyada emekçilerin pek bir önemi olmadığını, haddimizi bilmemiz gerektiğini öğretti. Birçoğumuz hapse giriyor, bir o kadarımız daha ölecek. Yapabileceğimiz en iyi şey kö­lelerin uyanmasına yardımcı olmak.""


- Petrol!



81. "Yaşamlarını sürdüren, üzerlerine çöreklenmiş, amansız ve de acımasız geçim koşulları işte böyleydi. Korkusuz geçen bir anları, parayı düşünmedikleri bir saniyeleri bile yoktu. Bir yıkımdan mucize kabilinden kurtuldukları zaman, karşılarına bir yenisi dikiliyordu. O ağır ve yorucu bedensel çalışmaların yanında, bir de düşüncelerin gerginliği vardı. Bütün gün ve bütün gece üzüntü ve korkunun verdiği rahatsızlıkla geçiyordu. Gerçekten yaşamak değildi bu. Dahası, var olmak bile değildi. Emekleri karşılığında aldıkları ücret devede kulak kalıyordu. Hepsi, her zaman çalışmak istiyordu. İnsan elinden geleni yaparsa, hayatta kalmak, yaşantısını sürdürmek onun en doğal hakkı değil miydi?"


- Şikago Mezbahaları



82. "Şüphe tohumlarını sorular sorarak ve öğrencilere "kendi fikirlerini oluşturmalarını" tavsiye ederek ekiyordu."


- Petrol!



83. "***

Günümüzde genç bir adam tutumlu davranıp para biriktirerek değil, parasını harcayarak zengin olur.

***"


- Sanayi Kralı



84. "***

İnsanlar, serveti kendi elleriyle yaratmak için kafalarını çalıştıracaklarına, başkasının malını kaparak zenginleşebileceklerini düşünüyorlardı.

***"


- Sanayi Kralı



85. "“Dünyada çiçek açmış hiçbir aşk ayaklar altında böylesine ezilmiş miydi acaba!”"


- Şikago Mezbahaları



86. "Adaletmiş; yalandı, yalan, korkunç, vahşice bir yalan; karanlık, mide bulandırıcı, ancak kâbuslara yaraşır bir şeydi. Sahte ve iğrenç bir oyundu. Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



87. "Sadece insanları birbirlerini yok etmeleri için donatıp hazırladık! Savaş dedik bunun adı­na, yanından geçip gittik."


- Şikago Mezbahaları



88. "Adaletmiş; yalandı, yalan, korkunç, vahşice bir yalan; karanlık, mide bulandırıcı, ancak kâbuslara yaraşır bir şeydi. Sahte ve iğrenç bir oyundu. Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



89. "***

Çocuklar o zamana kadar hiç görülmemiş bir şeyin sadece görülmemiş olması nedeniyle imkansız olduğu fikrinde inat etmezlerdi büyükleri gibi.

***"


- Sanayi Kralı



90. "Son erkeği ve son kadınına kadar davaları uğruna ölmeye hazır insanları mağlup edemezsin."


- Petrol



91. "Ahlakın olmamasından da fenası, dürüstlükten eser olmayışıydı."


- Şikago Mezbahaları



92. "Evet yaşamında birtakım dertler ve zorluklar vardı. Ama, bunların hiçbirisi kişi tarafından altedilemeyecek kadar güçlü değildi."


- Şikago Mezbahaları



93. "Hep olduğu gibi, insanların hayatlarını anladığınızda, hakir görmek yerine acımaya başlıyordunuz."


- Kömür Kralı



94. "***

Amerikalılar kendisi gibi kimselerdi, güzelliği boş verirler, bir şeyin kullanışlı olup olmadığına bakarlardı.

***"


- Sanayi Kralı



95. "..ben, sesi olmayan milyonların sesiyle konuşuyorum. Baskı altında olanların, ezilenlerin, sömürülenlerin, onların rahatı huzuru yoktur. Hayatta mahrum edilenler için bu düzende bir kurtuluş, dur durak yoktur."


- Şikago Mezbahaları



96. "… kaba güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



97. "***

Hiç kimse bu dünyada her istediğini elde edemez.

***"


- Sanayi Kralı



98. "Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



99. "Dünyada, değiştirmek elinden gelmeyen birçok acı şeyin olduğunu göreceksin, evlât...Er ya da geç buna kendini alıştırman gerekecek."


- Petrol



100. "Ve siz bilinçsiz kitleler de bu işe alık alık bakar, yapılanlara alkış tutarsınız. Saflığınızdan dolayı bütün bunların sizlerin yararına yapıldığını sanırsınız."


- Şikago Mezbahaları



101. "Sürü sürü bir göç­men akınıdır başlamıştı. İhtiyar Durham işçileri sö­mürdükçe sömürmüş, kemirdikçe kemirmiş, posası çıkanları defettikten sonra yeni göçmenler getirmişti."


- Şikago Mezbahaları



102. "Kapkara, berbat bir kabus gibi her şey bitecek ve sabah yeni bir insan olacaktı. Ne zaman bir düşüncenin hücumuna uğrasa

ayağa kalkıp öfkeyle küfürler savurarak onu geri bastırdı."


- Şikago Mezbahaları



103. "İnsan bir yerlere dalmak, tepelerin ve düz ovaların üzerinde süzülmek için kanatları olsun istiyordu."


- Petrol!



104. "Böyle para kazandıkları halde bu çevredeki insanların neden böylesine sefil ya­şadıklarını bir türlü anlayamıyordu."


- Şikago Mezbahaları



105. "Devrimciler melek değildi; onlar da erkekti ve üstelik sosyal uçurumun en dibinden üzerlerine bula­şan balçıklarla birlikte çıkmış adamlardı. Kimileri içiyor, kimile­ri küfrediyor, kimileri turtayı bıçağıyla yiyordu; öteki insanlarla aralarında tek bir fark vardı: Onların umudu ve uğruna savaşa­cak, acı çekecek bir davaları vardı."


- Şikago Mezbahaları



106. "Şansını artık o adi sürünün içinde aramak zorundaydı."


- Şikago Mezbahaları



107. "Ahlakın olmamasından da fenası,dürüstlükten eser olmayışıydı."


- Şikago Mezbahaları



108. "(...) gazetecileri satın almışlar."


- Petrol!



109. "O günlerde uygarlığın nasıl bir şey olduğunu her zamankinden daha net gördü; kaba güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



110. "***

İnsanların değeri hakkında hayale kapılmanın ne anlamı var? Hepsinin satacak bir şeyi vardır.

***"


- Sanayi Kralı



111. "***

Acımasızdır bu dünya; insan bir şey ele geçirdi mi sıkı sıkıya tutunmaktan, elden kaçırmamaktan başka şey düşünmez artık.

***"


- Sanayi Kralı



112. "Seçim günlerinde bütün bu yoz­laşmış suçlular tek bir güç haline geliyordu; bölgedeki oy oranı­nı yüzde birlik yanılma payıyla söyleyebiliyor ve bir saat içinde değiştirebiliyorlardı."


- Şikago Mezbahaları



113. "Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı gelecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşaltılırdı; tutumlu olmayı, tevazuyu, itaati - kısacası kapitalizmin bütün sözde erdemlerini - öğrenerek büyümelerini sağlardı."


- Şikago Mezbahaları



114. "Toplu yaşamayı seven bir hayvandır insan ve tanıdığınız herkesin yaptığı şeyi yapmamak zordur."


- Petrol



115. "İstatistiklere bakarak size kasapların saatte kırk sent kazandığını söyleyebilecek eğitimli insanlar bir kasabın ellerini hiç görmemişlerdir herhalde."


- Şikago Mezbahaları



116. "Ne zaman panik yaşansa büyükler kurtarılıyor, küçükler güme gidiyordu."


- Petrol!



117. "Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı gelecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşaltılırdı; tutumlu olmayı, tevazuyu, itaati - kısacası kapitalizmin bütün sözde erdemlerini - öğrenerek büyümelerini sağlardı."


- Şikago Mezbahaları



118. "Karşınızdaki biçare, otuz yıldan beri bir fabrika ya da imalathanede çalıştığı halde, tek bir metelik biriktirememiştir. Sabahın saat altısında evinden çıkıp makinesinin başında yerini alır, akşam evine döndüğü zaman üstünü değiştiremeyecek kadar yorgun olurdu."


- Şikago Mezbahaları



119. "Onları görünce belki de gülümsersiniz; ama bütün hikayeyi bilseniz gülümsemezdiniz."


- Şikago Mezbahaları



120. "Size yalvarmak için buradayım. Sefalet hala gerekeni yapmadı mı size? Baskı ve haksızlık, hala açmadı mı gözlerinizi? Ben beklemeye devam edeceğim. Çünkü başka yapabileceğim hiç bir şey yok. Bütün bunlardan kaçıp saklanabileceğim tenha ve vahşi bir yer, kaçabileceğim bir cennet yok. Dünyanın sonuna kadar gittiğim halde, her yerde aynı lanetlenmiş, aynı kahrolası sisteme rastladım. İnsanlığın asil ve namuslu duyguları, ozanların düşleri, bir dava uğruna ölen şehitlerin acıları, prangalara vurularak, örgütlenmiş bir hırsın emrine verilmiş. Sırf bu yüzden dinlenemedim, susadım, sırf bu yüzden rahatı, mutluluğu, refahı ve iyi bir şöhreti kıyıya iterek, dünyaya, ruhumun çektiği acıları haykırabilmek için yollara düştüm. Bu yüzden ne fakirlik, ne hastalık, ne nefret, ne kötüleme, ne tehdit, ne rezalet beni susturabilir. Eğer başıma, hapis yatmak, ceza yemek gelecekse bile ne bu dünyanın üzerindeki, ne de
yukarısındaki, yapılan, yapılacak ve yapılmış olan hiç bir kuvvet korkutamaz beni. Eğer bu gece başarısız olursam, kabahatin bende olduğunu bilip, yarın yeniden deneyeceğim."


- Şikago Mezbahaları



121. "İnsanın çok parası olması güzel şeydi; ama en kötü ihtimali akıldan çıkarmamak ve başarı şarabından kana kana içerken bile arkanızdan fısıldayan o sesi hep duymak zorundaydınız: "Memento mori!"*"


- Petrol!



122. "İstediğim gibi sarhoş olma hakkına sahibim."


- Petrol!



123. "Hayat bir varoluş savaşıydı ve güçlüler güçsüzleri yener, sonunda herkes en güçlü olana yenilirdi."


- Şikago Mezbahaları



124. "...devenin iğne deliğinden geçmesi, zengin bir insanın mahrum olanların duygularını kavrayabilmesinden daha kolaydır."


- Petrol



125. "Kapkara, berbat bir kabus gibi her şey bitecek ve sabah yeni bir insan olacaktı. Ne zaman bir düşüncenin hücumuna uğrasa - güzel bir anı, gözlerinin yaşaracağı hissi - ayağa kalkıp öfkeyle küfürler savurarak onu geri bastırdı."


- Şikago Mezbahaları



126. "Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, Din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı gelecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşaltılırdı; tutumlu olmayı, tevazuyu, itaati-kısacası kapitalizmin bütün sözde erdemlerini- öğrenerek büyümelerini sağlardı."


- Şikago Mezbahaları



127. ""Ne yapman gerektiğini biliyorsun: Oyunu Sosyalistlere ver!""


- Şikago Mezbahaları



128. "Adaletmiş; yalandı, yalan, korkunç, vahşice bir yalan; karanlık, mide bulandırıcı, ancak kabuslara yaraşır bir şeydi. Sahte ve iğrenç bir oyundu. Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrol­ süz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



129. "… koca şehirde yüzlercesi, bütün ülkede on binlercesi vardı ama seslerini duyacak kimse yoktu."


- Şikago Mezbahaları



130. "‘Adalete başvurmayı düşünürseniz,bir an önce cennete gitmek daha kolaydı.’"


- Şikago Mezbahaları



131. ""Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!""


- Şikago Mezbahaları



132. "Bütün dünya adalete ve iyiliğe karşı, acımasızlık ve acı üretmeye ayarlanmış, karmaşık bir sistem gibiydi."


- Petrol!



133. "Zelzeleye karşı ailece "çok kudretli bir dua" ettiklerini, zelzelelerin Kutsal Ruh'un dünyadaki zinalarla ayyaşlıktan ve yalanlardan bezmesi yüzünden olduğunu söyledikten sonra onların da böyle şeyler yapıp yapmadığını sordu."


- Petrol!



134. "Ruhu, kuşku ve nefretle ağzına kadar doluydu. Korkunç bazı kuvvetlerin üzerine baskı yaptığını ve bu kuvvetlerin, onun parasını almak için tüm ustalıklarını kullanarak tuzaklar hazırladığını duyumsuyordu."


- Şikago Mezbahaları



135. "… koca şehirde yüzlercesi, bütün ülkede on binlercesi vardı ama seslerini duyacak kimse yoktu."


- Şikago Mezbahaları



136. "‘Adalete başvurmayı düşünürseniz,bir an önce cennete gitmek daha kolaydı.’"


- Şikago Mezbahaları



137. ""Adalet diye, hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsız ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!""


- Şikago Mezbahaları



138. "***

Yeryüzünde zincirden boşanmış kötüler de var, insan suratlı iblisler.

***"


- Sanayi Kralı



139. "***

Savaşa hizmet etmek için araba satmayı kabul etmiyordu.

***"


- Sanayi Kralı



140. "Yoksulluk hâlâ gerekeni yapamadı mı size? Baskı ve haksızlık, hâlâ açmadı mı gözlerinizi? Ben beklemeye devam edeceğim. Çünkü başka yapabileceğim hiçbir şey yok. Bütün bunlardan kaçıp saklanabileceğim tenha ve vahşi bir yer, kaçabileceğim bir cennet yok. Dünyanın sonuna kadar gittiğim halde, her yerde lanetlenmiş, aynı kahrolası sisteme rastladım. İnsanlığın asil ve namuslu duyguları, ozanların düşleri, bir dava uğruna ölen şehitlerin acıları, prangalara vurularak, örgütlenmiş bir hırsın emrine verilmiş. Sırf bu yüzden dinlenemedim, susamadım, sırf bu yüzden rahatı, mutluluğu, refahı ve iyi bir şöhreti kıyıya iterek, dünyaya, ruhumun çektiği acıları haykırabilmek için yollara düştüm. Bu yüzden ne yoksulluk, ne hastalık, ne nefret, ne kötüleme, ne tehdit, ne rezalet beni susturabilir. Eğer başıma, hapis yatmak, ceza yemek gelecekse bile, ne bu dünyanın üzerindeki, ne de yukarısındaki, yapılan, yapılacak ve yapılmış olan hiçbir kuvvet korkutamaz beni."


- Şikago Mezbahaları



141. "Umut, korkuyla boğuşuyor. Ama birden kımıldanacak, içine bir heyecan düşecek ve onun dev gibi vücudunu tepeden tırnağa kadar saracak, şimşek gibi bir silkinişle, bütün düşler gerçekleşecektir."


- Şikago Mezbahaları



142. "Yani burası baştan aşağı fokur fokur kaynayan bir kıskançlık ve nefret kazanından ibaretti; burada sadakate ve ahlaka yer yoktu, tek bir dolar bile bir adamdan daha önemliydi. Ahlakın olmamasından da fenası, dürüstlükten eser olmayışıydı."


- Şikago Mezbahaları



143. "İnsan sosyal bir hayvandır ve tanıdığınız herkesin yaptığı bir şeyi sizin de yapmamanız çok zordur!"


- Petrol!



144. "Birilerinin sağlığınızı ve mutluluğunuzu ne kadar önemsediğini görmek insanı duygulandırıyordu."


- Şikago Mezbahaları



145. "***

Gerçek ücretler daima kârlardan daha çabuk düşüyor ama yeniden artması hiçbir zaman kârınki kadar hızlı olmuyordu.

***"


- Sanayi Kralı



146. "Kadınlar ve erkekler yalnız vücut değildirler, yalnız vücudun zevkleriyle yetinemezler, kadınlar ve erkekler dimağdırlar ve dimağların uyuşmasına ihtiyaçları vardır. Birbirlerinin düşüncelerinden sıkıldıkları halde birbirlerini eski kadar sevebilirler mi?"


- Petrol



147. "Bu adamlar kendi rızaları olmadan bu can pazarının içine doğmuş, ellerinden başka bir şey gelmediği için bunun bir parçası olmuştu; hapiste olmak onları utandırmı­ yordu çünkü oyun başından beri adil değildi, zarlar hileliydi. Milyonlarca dolarla üçkağıtçılık yapanların tuzağa düşürüp bir kenara attığı, ufak paralarla üçkağıtçılık yapan hırsızlardı onlar."


- Şikago Mezbahaları



148. ""Evet burada domuzun çığlığından başka her şeyini kullanıyorlar.""


- Şikago Mezbahaları



149. "Adalet diye,hak diye bir şey yoktu; yalnızca güç, zorbalık, kayıtsızlık ve kontrolsüz bir keyfilik ve güç vardı!"


- Şikago Mezbahaları



150. "Hayatta bazıları durmadan çalışıyor, bazıları da durmadan eğleniyordu. Sürekli çalışmak çok sıkıcıydı ve zorunlu olmadıkça yapı­lacak bir şey değildi; ama sürekli eğlenmek de bir o kadar sıkıcıydı."


- Petrol!



151. "Tek sorun bu iki otorite arasındaki çelişkiydi; görünüşe göre uygun olan doğru, doğru olan da uygun olamıyordu sanki!"


- Petrol!



152. "Toplumun işleyiş biçimi tamamen başlarındaki zalime hizmet ediyordu."


- Şikago Mezbahaları



153. "Yaşam bir uzlaşmadır."


- Ejderhanın Dişleri



154. "Acayip bir şeydi hayat!"


- Petrol



155. "...ne kadar büyürseniz büyüyünüz, sizden büyük biri bulunurdu her zaman!"


- Petrol



156. "Tek hayatta kalma şansları bir olmaktı ve bu yüzden mücadeleleri bir çeşit kutsal savaşa dönüşmüştü."


- Şikago Mezbahaları



157. "Dünyadaki en keyifli iş sayılmazdı ama gerekli bir işti; bir adamın işe yarar bir şey yapmayı istemekten ve yaptığı iş için iyi para almaktan başka neye hakkı olabilirdi ki?"


- Şikago Mezbahaları



158. "Tek bir kişiye duyduğum sevginin adalet duygumun yerine geçmesine izin veremem."


- Petrol!



159. "Devlet mi? Devletin amacı mülkiyet haklarına muhafızlık etmek, statüko­ nun ve modem sahteciliğin sürekliliğini sağlamaktı. Evlilik mi?
Evlilik ve fuhuş bir madalyonun iki yüzü, yırtıcı insanın cinsel hazzı sömürme biçimiydi. Aralarında sadece sınıf farkı vardı. Parası olan bir kadın kendi şartlarını kabul ettirebilirdi: Eşitlik, evlilik sözleşmesi, çocuklarının meşruiyeti, yani mülkiyet hak­ları. Parası yoksa, proleter sınıftansa, var olabilmek için kendini satardı. Bir de Şeytan'ın ölümcül silahı olan Din konusu vardı. Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, Din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı ge­lecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşal­tılırdı; tutumlu olmayı, tevazuyu, itaati -kısacası kapitalizmin bütün sözde erdemlerini- öğrenerek büyümelerini sağlardı."


- Şikago Mezbahaları



160. "“Çok cahildik;sorun buydu.Şimdiki aklım olsa böyle yenilmezdik.”"


- Şikago Mezbahaları



161. "Eski dostlukları yenilemek ve aynı zamanda onları farklı bir şeye dönüştürmek ne tuhaftır!"


- Ejderhanın Dişleri



162. "Bir kadın istenilmeyi ister, ..."


- Ejderhanın Dişleri



163. "İnsan sosyal bir hayvandır ve tanıdığınız herkesin yaptığı bir şeyi sizin de yapmamanız çok zordur!"


- Petrol!



164. "İnanın bana, ötekiler ne söz verirlerse versinler, bıçak kemiğe dayandığında ortadan
kaybolacaklar."


- Petrol!



165. "Siyasetçilerle uğraşmanın zorluğu buradaydı; işadamları gibi "sabit" değillerdi; onları seçimden önce sahn alıyor, seçimden sonra tekrar satın almak zorunda kalıyordunuz."


- Petrol!



166. "Devlet maaşlı kölenin bedenine zulmederken, din zihnini ele geçirir ve gelişim ırmağını kaynağından zehirlerdi. İşçi sınıfı gelecek umudunu korumaya çalışırken, bir yandan cepleri boşaltılırdı..."


- Şikago Mezbahaları



167. "Halkın emeğini sömürerek elde edilen bu kazançlar yığın halinde kapitalistlerin sermayelerinin üzerine ekleniyor, yeniden, yeni yığınlar halinde eklenen bu birikmiş emekle, servetleri ve sermayeleri bir çığ gibi bü­yüyordu. Ve bütün bunların dışında bu kişiler ve bunlara ait olanlar inanılmaz bir lüks içinde yaşamakta, har vurup harman savurmaktaydılar."


- Şikago Mezbahaları



168. "Bu gürültücü ve gösterişçi yeni nesilde kendini ucuza satmayan bir delikanlı olduğunu bilmek, Bayan Morgan'ı mutlu etmişti."


- Petrol!



169. "Erkekler ve kadınlar birer vücuttan ibaret değildir ve yalnızca bedensel hazlarla doyuma ulaşamazlar. Erkeklerle kadınların zihinleri de vardır ve fikirleri uyumlu olmalıdır."


- Petrol!



170. "İnsanlar niye açık açık konuşmazlardı? Rol yapmaya, fısıldaşmaya, sizi rahatsız etmeye ne mecburiyetleri vardı?"


- Petrol



171. "Yaratılışı böyleydi; dünyanın adaletini, yıkımın ve ölümün dal budak saldığı bir hayatın yaşamaya değer olup olmadığı sorgulamıyordu."


- Şikago Mezbahaları



172. ""Fakir olanlar sürekli soyulur.""


- Şikago Mezbahaları



173. "Bunny insan yapısının karmaşık bir şey olduğunu, bir zaman aç gözlülüğün sembolü olan aynı şişman kadının bir an sonra bir iyilik perisi olabileceği dersini öğrendi."


- Petrol



174. "Bunny insan yapısının karmaşık bir şey olduğunu, bir zaman aç gözlülüğün sembolü olan aynı şişman kadının bir an sonra bir iyilik perisi olabileceği dersini öğrendi."


- Petrol



175. "Fakat artık saat gece yarısını geçmiş ve hiçbir şey eskisi gibi değil."


- Şikago Mezbahaları



176. "Domuzların çığlıkları dışında her şeylerini kullandılar."


- Şikago Mezbahaları



177. "(...) oradan buradan fikirler kapıyor, bu fikirleri fındıklarını saklayan sincap gibi, ileride kırılıp kemirilmek üzere bu gizli yere saklıyordu."


- Petrol!



178. "…fakat durum içler acısıydı çünkü hiç de adil olmayan bir savaştı; bazıları öyle avantajlıydı ki!"


- Şikago Mezbahaları



179. "Filozoflar üzerinde akıl yürütmüş, peygamberler lanetlemiş, şairler ağlayıp yakarmışken, bu korkunç Canavar hala serbestçe ortalıkta dolaşıyor! Okullarımız ve üniversitele­ rimiz, gazetelerimiz ve kitaplarımız var; hem gökyüzünü hem de dünyayı inceledik, ölçüp biçtik, irdeledik, aklımızla anladık; ve hepsi insanları birbirlerini yok etmeye yarayacak silahlarla donatmaya yaradı! Adına Savaş diyor, geçiyoruz... bari sizler basmakalıp sözlerle ve geleneklerle beni geri çevirmeyin... be­ nimle gelin, bana kahlın.. . farkına varın! Mermilerle delik deşik, patlayan bombalarla paramparça olmuş cesetleri görün! İnsan etini delen süngünün sesini duyun; acılı inleyişlerle çığlıkları duyun, öfke ve nefretle birer iblise dönüşmüş adamların acıyla buruşmuş yüzlerini görün!"


- Şikago Mezbahaları



180. "Onlar da galip ve küstah sahip sınıfındandı; sıcacık bir salonları, yiyecekleri, giysileri, paraları vardı ki aç olanlara vaaz verebilsinler, açlar da boyunlarını büküp onları dinlesin! Yoksulların ruhlarını kurtarmaya çalışıyorlardı; kendi ruhlarındaki sorunsa bedenleri için dürüst bir varoluş şekli bulamamış olmalarıydı, bunu ancak bir aptal göremezdi."


- Şikago Mezbahaları



181. "“Burada hiçbir şey ziyan edilmez,” dedi rehberleri ve gülerek,”domuzların çığlıkları dışında her şeylerini kullanırlar.”"


- Şikago Mezbahaları



182. "Onlar da galip ve küstah sahip sınıfındandı; sıcacık bir salonları, yiyecekleri, giysileri, paraları vardı ki aç olanlara vaaz verebilsinler, açlar da boyunlarını büküp onları dinlesin! Yoksulların ruhlarını kurtarmaya çalışıyorlardı; kendi ruhlarındaki sorunsa bedenleri için dürüst bir varoluş şekli bulamamış olmalarıydı, bunu ancak bir aptal göremezdi."


- Şikago Mezbahaları



183. "Evlilik tuhaf bir maceraydı; öngörmüş olamayacağınız binbir türlü şeyin içinde buluyordunuz kendinizi."


- Ejderhanın Dişleri



184. "Denilebilir ki yüksek sanat ancak ıstırap çekerek oluşur."


- Ejderhanın Dişleri



185. "Zafer her seferinde onun olmuyordu ama
yenilmek yok olmak
demek değildi, cesaretini yitirmesine gerek yoktu."


- Şikago Mezbahaları



186. "“Yıkımın pençelerinden sökülüp alınmış, umutsuzluğun esaretinden kurtarılmıştı; bütün dünyası değişmişti; özgürdü, özgürdü!”"


- Şikago Mezbahaları



187. "Bir an rahat bir nefes alamadan, parayı bir an olsun akıllarından çıkaramadan, böyle acımasız koşullarda bir hayat sürüyorlardı."


- Şikago Mezbahaları



188. "Amerika aşıkların ve gençlerin hayalini kurduğu bir yerdi.Yol parasını ödeyebildiğiniz takdirde bütün sorunlarınızı bitmiş sayabilirdiniz."


- Şikago Mezbahaları



189. "Fakir olanlar sürekli soyulur."


- Şikago Mezbahaları



190. "Bütün sosisler aynı kaptan çıkıyordu ama iş paketlemeye gelince bazılarına “özel” damgası basıyor ve bunların yarım kilosuna iki sent fazla fiyat koyuyorlardı."


- Şikago Mezbahaları



191. "“Yıkımın pençelerinden sökülüp alınmış, umutsuzluğun esaretinden kurtarılmıştı; bütün dünyası değişmişti; özgürdü, özgürdü!”"


- Şikago Mezbahaları



192. ""İnsanın ülke için biçerdöver makineleri yapacağım diye köleler gibi çalışması, sonra da işini çok iyi yaptığı için işten atılıp aç kalması ne yaman bir celişkiydi!""


- Şikago Mezbahaları



193. "Nahoş bir çağrışım yapan kelimeler en yüksek toplumda sıklıkla değişime uğrarlar; orada insanlar birbirlerinin duygularını incitmemek için büyük gayret içindedir."


- Ejderhanın Dişleri



194. "Kendi bilincinizin küçük, dar çerçevesi içinde yaşıyordunuz ve başkalarının da söylediği gibi, bilmediğiniz şeyler sizi üzmüyordu."


- Petrol



195. ""Kalplerini bahara açan çiçekler gibi açmışlar ve merhametsiz kış üstlerine çullanmıştı. Dünyada çiçek açmış hiçbir aşk ayaklar altında böylesine ezilmiş miydi acaba!""


- Şikago Mezbahaları



196. "Kimi hapishanelerde siz parmaklıkların ardındasıruzdır, istediği­ niz her şey dışarıda; kimilerindeyse siz dışarıdasınızdır, istenen şeyler parmaklıkların ardında."


- Şikago Mezbahaları



197. "…Bülbül gibi öten ve arkadaşlarını gammazlayan biri yükselirdi; ama etliye sütlüye karışmadan kendi işini yapanlar yükselemezdi; onun leşini çıkartana kadar “temposunu artırır” ve sonra da yol kenarına atıverirlerdi."


- Şikago Mezbahaları



198. "..ilgisi başka yöne, fikirlerin dünyasına kaymıştı ."


- Şikago Mezbahaları



199. "Kanunlar haklı mı,
Yoksa haksız mı bilmem;
Biz hapis yatanların tek bildiği
Duvarın çok sağlam olduğu.
İçerideki cehennemi gizlemeye de çok uygun,
Çünkü burada öyle şeyler oluyor ki
Ne Tanrı'nın oğlu ne de insanoğlu
Bunları asla görmemeli!"


- Şikago Mezbahaları



200. ""Yani burası baştan aşağı fokur fokur kaynayan bir kıskançlık ve nefret kazanından ibaretti; burada sadakate ve ahlaka yer yoktu, tek bir dolar bile bir adamdan daha önemliydi.""


- Şikago Mezbahaları



201. "Onun yüzlerce sevgili dostundan biri olduğunuzu zannetseniz de, sizi acımasızca kazıklayacağı garantiydi."


- Şikago Mezbahaları



202. ""Kalplerini bahara açan çiçekler gibi açmışlar ve merhametsiz kış üstlerine çullanmıştı. Dünyada çiçek açmış hiçbir aşk ayaklar altında böylesine ezilmiş miydi acaba!""


- Şikago Mezbahaları



203. "« Bence insan şeytana inanmadan da iyi biri olabilir. »"


- Petrol!



204. "***

Politika, tuzaklarla dolu bir sanattır.

***"


- Sanayi Kralı



205. "***

Köylülere ve işçilere para verirseniz onlar bu parayı hemen piyasaya sürerler; oysa büyük bankalar parayı çelik odalarında istif etmekten başka şey düşünmezler.

***"


- Sanayi Kralı



206. "***

Hayat piyangosunda kimi çocuklar talihli yıllar çekerler torbadan, gürültüsüz patırtısız bir dönemde büyürler ve mutlu bir ömür sürerler.

***"


- Sanayi Kralı



207. "“Tek bir dünya vardı ve maddi şeylerin miktarı sınırlıydı.Öte yandan,entelektüel ve ahlaki şeylerde bir sınır yoktu ve bunları başkalarının payını azaltmadan istediğiniz miktarda tüketebilirdiniz.”"


- Şikago Mezbahaları



208. "« İnsan doğru dürüst gelişip serpilemiyorken hep birlikte Kutsal Ruh’un izinde yürümek pek kolay olmuyordu! »"


- Petrol!



209. ""Tarihin en büyük kısmı ,kuru laftır. ""


- Petrol



210. "« Eğer bir Tanrı varsa ve zavallı insancıkları çok seviyorsa, neden bu kadar çok yabani ot yaratmış ki? »"


- Petrol!



211. "Fakir olanlar sürekli soyulur"


- Şikago Mezbahaları



212. "O günlerde uygarlığın nasıl bir şey olduğunu her zamankinden daha net gördü; kaba güç dışında hiçbir şeyin geçerli olmadığı bir dünya, güce sahip olanların olmayanlara boyun eğdirdiği bir düzen."


- Şikago Mezbahaları



213. "Geçmiş çağlarda, barbar ve medeni toplumlarda, garip garip nedenler yüzünden, kadınların dünya nimetlerinden el ayak çekerek zor hayatlar yaşamaları gerektiği düşünülmüştü; ama işler bu boyuta da varmamıştı herhalde; hiçbir kadın milyonların gözü önünde kendini şehvet düşkünü tecavüzcülerin elinden kurtarmak zorunda kalmamıştı!"


- Petrol!



214. "« İnsan doğru dürüst gelişip serpilemiyorken hep birlikte Kutsal Ruh’un izinde yürümek pek kolay olmuyordu! »"


- Petrol!



215. ""Tarihin en büyük kısmı ,kuru laftır. ""


- Petrol



216. "« Eğer bir Tanrı varsa ve zavallı insancıkları çok seviyorsa, neden bu kadar çok yabani ot yaratmış ki? »"


- Petrol!



217. "Sanat uzun, güzellik kısa sürer, ..."


- Ejderhanın Dişleri



218. "Tutuculaşan hiçbir devrimci bir daha asla eski haline dönmez, ..."


- Ejderhanın Dişleri



219. "Her insan ota benzer ve onun tüm güzelliği tarlanın çiçeği gibidir."


- Ejderhanın Dişleri



220. "Dünyada, değiştirmek elinden gelmeyen birçok acı şeyin olduğunu göreceksin evlat... er ya da geç buna kendini alıştırman gerekecek."


- Petrol!



221. "İnsanların düşüncelerine karşı baskı kullandığımız zaman onlara cevap veremiyormuş gibi görünürdük; toplantıları dağıtınca ve yüzlerce insanı toplantılara katılmaya çalışıyorlar diye hapise atınca bastırmağa uğraştığımız düşüncelerin reklâmını yapıyorduk yalnızca, birçok insanın kurbanlara sempati duymasına yol açıyorduk."


- Petrol



222. "Çok parası olmak güzel bir şeydi; ama ziyafette bir iskelet bulundurmalısın gözünün önünde, başarı şarabını içerken bir fısıltı arkanda 《Memento mori!》 demelidir sana!"


- Petrol



223. "İktidarda olan herhangi bir kimseye -dünyanın herhangi bir yerinde- kim inanabilirdi ?"


- Ejderhanın Dişleri



224. "Şirketlerin aklı sürekli üçkağıtlara işliyordu."


- Şikago Mezbahaları



225. "Devrimciler melek değildi; onlar da erkekti ve üstelik sosyal uçurumun en dibinden Üzerlerine bula­şan balçıklarla birlikte çıkmış adamlardı. Kimileri içiyor, kimile­ri küfrediyor, kimileri turtayı bıçağıyla yiyordu; öteki insanlarla aralarında tek bir fark vardı: Onların umudu ve uğruna savaşa­cak , acı çekecek bir davaları vardı."


- Şikago Mezbahaları



226. "Hayat seni çok zorlamış belli oluyor."


- Şikago Mezbahaları



227. "Bazı hapishanelerde siz parmaklıkların ardındasınızdır, istediğiniz her şey dışarıda; bazılarındaysa siz dışardasınızdır, istenen şeyler parmaklıkların ardında."


- Şikago Mezbahaları



228. "Ruhu öldürenlerin karşısında bedeni öldürerek cinayet işlemek nedir ki?"


- Şikago Mezbahaları



229. "Bazı hapishanelerde siz parmaklıkların ardındasınızdır, istediğiniz her şey dışarıda; bazılarındaysa siz dışarıdasınızdır, istenen her şeyler parmaklıkların ardında."


- Şikago Mezbahaları



230. "Bir üyesi konserve fabrikasında et kesen,öteki sosis fabrikasında çalışan aile Packingtown’da dönen dolaplar hakkında ilk elden bilgi sahibiydi.Başka yerde kullanılamayacak kadar bozulmuş olan etlerin ya konserve ya da öğütülüp sosis yapılmasının bir gelenek haline geldiğini görmüşlerdi artık."


- Şikago Mezbahaları



231. "Bazı hapishanelerde siz parmaklıkların ardındasınızdır, istediğiniz her şey dışarıda; bazılarındaysa siz dışarıdasınızdır, istenen her şeyler parmaklıkların ardında."


- Şikago Mezbahaları



232. "***

Ekonomik kriz her ülkede olur, bu bir tabii kanundur ve bu kanuna karşı elden bir şey gelmez.

***"


- Sanayi Kralı



233. "İnsan elinden geleni yapıyorsa,
en azından hayatta kalabilmesi gerekmez miydi?"


- Şikago Mezbahaları



234. "Öğrenilecek çok şey, keşfedilecek birçok güzellik vardı!"


- Şikago Mezbahaları



235. "İnsan başka çaresi yoksa tahammül eder, sanırım."


- Ejderhanın Dişleri



236. "« Ben bıldırcınımı istediğim her yerde avlayabilirim ve kimsenin beni bıldırcın yerine koymasına izin vermem! »"


- Petrol!



237. "« Seni petrol kuyusu yerine koyacak ve pompalamaya çalışacak insanlara karşı dikkatli ol! »"


- Petrol!



238. "Kapitalizmin sert ve acımasız ekonomi kanunları onların böyle çalışmalarını düzenlemişti. Yani bütün benliklerini işe vereceklerdi. Bir saniyecik olsun kendilerini bir hayvanat bahçesindeki yabani hayvanlara bakar gibi izleyen iyi giyimli hanımlarla cici beylere bakamayacaklardı."


- Şikago Mezbahaları



239. "İşçiler, işçiler; yoldaşlar! Göz­lerinizi açın ve çevrenize bakın! O kadar uzun zamandır cehen­nem ateşinde yaşıyorsunuz ki duygularınız körelmiş, ruhunuz uyuşmuş durumda; ama hayatınızda bir kez olsun yaşadığınız bu dünyayı fark edin..."


- Şikago Mezbahaları



240. "Hayatında böyle bir heyecan duymamıştı; içinde yaratılmış bir mucizeydi bu. Afalla­mıştı, bir şey düşünemiyordu; ama ruhundaki bu muazzam çal­ kantıyla birlikte yeni bir adamın doğduğunu biliyordu. Yıkımın pençelerinden sökülüp alınmış, umutsuzluğun esaretinden kur­tarılmıştı; bütün dünyası değişmişti; özgürdü, özgürdü! Eskisi kadar çok acı çekecek, dilenip aç kalacak olsa bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı; anlayacak ve katlanacaktı! Artık ko­şulların gerektirdiğini yapan biri değil iradesi ve hedefi olan bir insan olacaktı; uğruna savaşacak, gerektiğinde ölünecek bir şeyi vardı artık! Burada ona neyi nasıl yapacağını gösterip yardımcı olacak adamlar vardı; dostları ve müttefikleri olacak, adaletin gözetiminde yaşayacak ve güçle kol kola yürüyecekti."


- Şikago Mezbahaları



241. "Eğitim işindeki aksaklık bu idi, öğretici durumunda olan insanlar hiçbir şey yapmamış kişilerdi ve hayat hakkındaki gerçek bilgileri yoktu."


- Petrol



242. "Şirketlerin aklı sürekli bu üçkağıtlara işliyordu:”Kemiksiz domuz budu”dedikleri şey domuzlardan artan her şeyin toplanıp kılıflara doldurulmuş haliydi."


- Şikago Mezbahaları



243. "Hayatında kitap okumamış olan Jurgis “laissez faire” nasıl denir,onu bile bilmiyordu;ama insanın kendi başının çaresine bakması gerektiğini,sırtınız yere gelirse çığlıklarınızı kimsenin duymayacağını bilecek kadar da görmüş geçirmiş biriydi."


- Şikago Mezbahaları



244. "İnsan elinden geleni yapıyorsa en azından hayatta kalabilmesi gerekmez miydi?"


- Şikago Mezbahaları



245. "Sefalet hala gerekeni yapmadı mı size? Baskı ve haksızlık, hala açmadı mı gözlerinizi?"


- Şikago Mezbahaları



246. "Mağazalar sizi baştan çıkarmak için vitrinlerini her çeşit yalanla kaplıyordu; yol kenarında ki çitler, lamba ve telgraf direkleri yalanlarla kaplıydı. Size iş veren b uyuk şirket hem size hem de ülkeye yalan söylüyordu; her şey baştan sona koskoca bir yalandı."


- Şikago Mezbahaları



247. "Marksist zehir bir kere damarlarına girdiyse, ondan kurtulmak zordur."


- Ejderhanın Dişleri



248. "Doğanın bebekler için talep ettiği bedel, kibar hanımların ödeyemeyeceği kadar yüksektir."


- Ejderhanın Dişleri



249. "“Ekonomiyi” sahipler yönettiği sürece halkın gitgide daha çok çalışacağını, köleleşeceğini, kazancının sürekli azalacağını göremiyorlardı!"


- Şikago Mezbahaları



250. "« ...zaten pek konuşmayan, çok derinlerdeki duyguları yüzeyde fazla köpük yaratmayan bir kızdı. »"


- Petrol!

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: