Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Üç Kız Kardeş - Anton Çehov | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Üç Kız Kardeş Kitap Bilgileri


Yazar: Anton Çehov
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 38 dk.
Sayfa Sayısı: 128
Basım Tarihi: Mayıs 2016
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Rusça
ISBN: 9786053327004
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Üç Kız Kardeş Kitap Tanıtımı


"Moskova Sanat Tiyatrosunun en büyük başarısı olan Nemiroviç - Daşenko'nun büyük sahneye koyma eylemine, rekabet etme iddiasıyla karşı karşıyaydık; ve iddiayı kabul ettik. Bu, bir klasiğin başka bir biçimde sahneye konmasını denemek değildi; Biz Çehov'un gerekli olduğunu hisediyorduk. Bu gün ise kesinlikle gereklidir. İnsan ruhunu değiştirmeyi bu kadar tutkuyla çabalayan, insanın en güzel yeteneklerini ortaya koyan, başka bir oyun yazarı daha bilmiyorum. Çehov'un, yaşamın şiirselliğini düşlediği, bu şiirselliği tıkayan zevksizlere, yurttaşlık protestosu yaptığı ve insanların yaşamına da Sehakespeare'den başka kimsenin indiremediği darbeyi indirdiği söylenebilir..." 

-Stanislavski-



Çehov'dan daha once 'Martı' oyununu sunmuştuk; şimdi de yazarın 'Üç Kızkardeş'ini sunarak, yazarın oyun dizisini tamamlamaya çalışacağız. Böylece Yaba Tiyatro Dizisi'nden ölümsüz eserlerin keyfine varacaksınız.

(Tanıtım Bülteninden)




Üç Kız Kardeş Kitaptan Alıntılar


1. "Burada herkesi tanırsın, herkes seni tanır. Ama yine de yabancısın. Yabancı ve yapayalnız."




2. "Küçük bile olsa kaba bir davranış, düşüncesizce söylenmiş bir söz üzüyor sarsıyor beni..."




3. ""Gönlüm kapağı örtülüp kilitlenmiş, anahtarı yitmiş değerli bi piyano""




4. "Nasıl olup da hâlâ yaşadığımı, nasıl olup da bugüne dek kendimi öldürmediğimi anlamıyorum..."




5. "(Ağlar.)
Ömrümde bir kez bile aşık olmadım. Oh, nasıl düşledim aşkı. Günler, geceler boyunca, ne kadar uzun zaman düşledim. Ama gönlüm, kapağı örtülüp kilitlenmiş, anahtarı yitmiş değerli bir piyano gibi tıpkı.
(sessizlik.)"




6. "Bize ciddi, önemli, hem de çok önemli görünen şeyler, gün gelecek unutulacak ya da önemsiz görünecek."




7. ""Söyleyecek bir şeyimiz yoksa bile, birlikte sessizce oturalım""




8. "Yaşam güzel diyorsunuz. Ya sadece görünüşteyse bu?"




9. ""Yaşamsa, hiçbir zaman geri dönmemecesine akıp gidiyor...""




10. ".. insan gerçek yaşamdan, güzel yaşamdan, gitgide daha uzağa, bir uçuruma doğru yuvarlanıyor."




11. "Anlamaya çalışma. Hayat böyledir işte. Hep o kıyamadıklarımız kıyar size.."




12. ""Bir gün gelecek, bizler de anımsanmaz olacağız.
Unutulacağız..""




13. "Yaşam güç. Pek çoğumuza karanlık ve çıkışsız görünüyor."




14. ".. gönlüm, kapağı örtülüp kilitlenmiş, anahtarı yitmiş değerli bir piyona gibi..."




15. "Yaşama yeniden, ama bu kez bilinçli olarak başlanabilseydi!"





Üç Kız Kardeş Kitap İncelemeleri


Aklımda olan bir kitap değildi benim için... Dört lira olduğunu görünce alayım zaten klasik eser seviyorum demiştim kendi kendime... Eh internet üzerinden alınca içini de görmüyorsunuz, diyeceksiniz açıklamayı da mı okumadın? Harbiden de okumadım, iyi ki de okumamışım. Kapağını açtığımda piyes olduğunu görünce nasıl mutlu oldum anlatamam.
Kimisi tiyatro oyunlarını okumayı sevmez. Kimisi de benim gibi bayılır. Karakterlerin konuşmaları içe bizi iç dünyalarına, yaşamlarına, hislerine yönlendiriyordu doğrudan. Sağ olsunlar evlerindeki bir odayı da bize ayırdılar orada okuduk kitabımızı...
İrena, maşa, olga... Üç kardeşimiz efendim... Bir de erkek kardeşleri Andrey var...
Konusuna pek giriş yapamayacağım zira kitap zaten çok kısa. Elime aldığımda ara vermeye fırsat kalmadan bitti. Devamı olsa kesinlikle seve seve okurdum.
Kısaca kitabın içinde de geçtiği gibi bu hayat kardeşlerimize hiç gülmemiş. Moskava'da doğan ama yıllar önce oradan taşınan kardeşlerin öyküsü bu. Moskava' ya olan özlemleri....

Ah, normalde dememem lazım ama (!) hayatınızda Natalya gibi olan insanlardan uzak durmalısınız. Yanakları sabunla cilanlanmasından kızaran kızımız, evlendikten sonra nasıl birine dönüşüyor öyle... Tam olarak bizim dizilerimizde yer alan zengin koca avlamak için cici olup evlenince evin dadısından, temizlikçisine laf eden sonradan görme kızlarımızı temsilen bulunuyor kitapta.
Bir sonuca bağlayamadım sanırım ama tiyatro eseri seviyorsanız alın okuyun. Hiç sıkılmaya fırsat olmadan bitecektir.

Keyifli okumalar dilerim...




Anton Çehov'un Üç Kızkardeş oyunu, ilk bakışta sıradan bir ailenin taşradaki hayatını anlatan bir eser gibi görünse de, okurken sizi içine çeken ve derin düşüncelere dalmanızı sağlayan bir etkiye sahip. Oyunun ana karakterleri olan Olga, Maşa ve İrina'nın Moskova'ya duydukları özlem ve taşradaki hayatlarının monotonluğu, okurken ister istemez sizi de o kasabanın atmosferine sürüklüyor.

Çehov'un ustalığıyla çizilen karakterler, her biri farklı yönleriyle dikkat çekici. Olga'nın sorumluluk sahibi ve mantıklı kişiliği, Maşa'nın tutkulu ve isyankar ruhu ve İrina'nın romantik ve hayalperest duyguları, oyunun temelini oluşturuyor. Bu üç kız kardeşin hayalleri ve hayal kırıklıkları, yaşadıkları aşklar ve ayrılıklar, adeta birer ayna gibi hayatın gerçeklerini yansıtıyor.

Oyunun en etkileyici yönü ise, karakterlerin yaşadığı duyguların ve düşüncelerin ustalıkla aktarılması. Çehov, diyaloglar ve sahne tasvirleri aracılığıyla karakterlerin iç dünyalarını gözler önüne seriyor. Bu sayede okur, karakterlerle daha kolay empati kurabiliyor ve onların yaşadıklarını daha derinden hissedebiliyor.

Ancak, oyunun bazı bölümleri biraz yavaş ilerliyor ve bu da okurun ilgisini dağıtabiliyor. Ayrıca oyunun sonu da biraz havada kalıyor gibi hissedilebiliyor.

Sonuç olarak, Üç Kızkardeş, sıradan hayatların dokusundan örülmüş, etkileyici bir dram. Çehov'un ustalığıyla çizilen karakterler ve gerçekçi diyaloglar, oyunu oldukça sürükleyici kılıyor. Her ne kadar bazı küçük kusurları olsa da, Üç Kızkardeş'in kesinlikle okunmaya değer bir eser olduğunu düşünüyorum.




Harika bir tiyatro eseriydi... Tam bir Çehov klasiği... Zaten okuyup da sevmediğimiz eseri yoktur sanırım çoğunluk olarak.

Karakter isimleri genelde çok yakın olduğu için sürekli karakterler kısmına bakarak okumak zorunda kalırdım normalde Çehov’u ama bu eserinde bir kaç kez baktıktan sonra gayet yerleşti isimler. Bir de rusların isim kısaltmaları bizdeki gibi olmadığı için bazen “bu kimdi, hangisiydi?” Diye şaşırabiliyor insan. Eğer seviyorsanız not alarak okumanız da bu işi kolaylaştıracaktır.

Eserde Rusya’da ki ayrıcalıklı sınıfların inişe geçmesiyle yüzleşmeye çalışan öncelerin aristokrat ailesi Prozorovların öyküsünü ve yakın çevrelerinin öyküsünü okuyoruz. Moskova’da doğup büyüyen, on bir yıldır da taşra kentinde yaşayan ailenin Moskova’ya dönme hayali üzerinden kendilerinin ve İrina’nın doğum günü için gelen yakın çevrelerinin sohbetleri üzerinden oldukları yere nasıl yabancılaştıklarını, hayata nasıl bir bakış açıları olduğunu, gelecekten beklentilerini, umutlarını, o dönemdeki kadın-erkek ve evlilik ilişkilerini, vazgeçişlerini, hayatı sorgulayışlarını, yeni bir hayata başlayabilmek için kendi içlerinde verdikleri savaşları görüyoruz.

Zaten kısa ve sürükleyici olduğu için bir çırpıda bitiyor ve bu kısacık eserde o kadar derin anlamlar buluyorsunuz ki kesinlikle okumaya değer.




“Sık sık düşünürüm. Yaşama yeniden, ama bu kez bilinçli olarak başlanabilseydi! Yaşamış olduklarımız, hani derler ya, taslak, öteki de onun temize çekilmişi olsaydı, ne olurdu acaba? Sanırım her birimiz, her şeyden önce, yaşamış olduklarımızı bir daha yaşamamaya, ya da hiç değilse, kendimize bambaşka bir yaşama ortamı, ne bileyim, sözgelimi, böyle çiçeklerle dolu, aydınlık bir ev yaratmaya çalışırdık.”

Çağdaşı, oyun yazarı Sergey Naidyonov, Çehov'a yazdığı bir mektupta Üç Kız Kardeş'ten söz eder: "Oyunu izledikten sonra birden yaşama, yazma, daha çok çalışma isteğine kapıldım… oysa oyun acı ve kederle doluydu. Tuhaf, iyimser… teskin edici bir acı."

Çehov Üç Kız Kardeş'te 20. yüzyılın başında Rusya'da ayrıcalıklı sınıfların inişe geçmesiyle yüzleşmeye çalışan aristokrat Prozorov ailesinin öyküsünü anlatır. Moskova'da büyümüş üç kız kardeş; Olga, Mâşa ve İrina on bir yıldır küçük bir taşra kasabasında yaşamaktadır. İnce zevklerine ve duyarlıklarına daha uygun bir hayat düşlerini simgeleyen Moskova'ya dönüş umutları, amansızca akıp giden gerçek hayatla dokunaklı bir tezat içindedir.

Yazılışından bir yıl sonra, 1901'de Moskova Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelenen Üç Kız Kardeş modern tiyatronun kilometretaşlarından biridir.




Selamlar. Çehov daha önce okuduğum ve kalemini sevdiğim öykü ve oyun yazarı. Kendisinde olan tiyatro aşkı onu mesleği doktorluktan vazgeçirip oyun yazarlığına yönlendirmiş. Böylece yıllarca okunan, oyunları oynanan bir yazar olarak edebiyatta yerini almış.

Üç kız kardeş severek okuduğum ama iç karartıcı bir havanın üzerime de tesir ettiği bir kitap oldu. Bu oyunda aristokrat Prozorov ailesinin gündelik yaşamını okuyoruz. Üç kız ve bir erkek kardeşten oluşan bu aile Moskova'da yaşadıktan sonra on bir yıl taşrada yaşamak durumunda kalıyorlar. Moskova'ya olan özlemleri ve oraya gitmek istemeleri kitap boyunca dile getiriliyor. Olga, Maşa, Irina adlı üç kız kardeş Moskova özlemiyle günleri sayarlarken ön planda onların melankolik, kederli gündelik yaşamlarını okuyoruz. Ve kitabın tümüne sirayet eden kasvetli hava sizi de okurken etkiliyor.

Bu kasvetli havaya tezat, geleceğe yönelik ümitli söylemler de mevcut. Kitaptaki bazı karakterler gözünden, gelecekte insanların daha mutlu olacağı ve bu insanların yaşam hevesiyle var olacakları dile getiriliyor. Şimdinin umutsuz havası geleceği umutlu havaya çeviriyor..

Daha önce Çehov okumayanlar için başlangıç sayılabilir bu eser. Okumak isteyenler için öneririm, bir oturuşta bitirebilirsiniz, kitapla kalın...

Alıntı "Nasıl yaşayacağız şu ömrümüzü?"



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: