Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Üç Büyük Usta - Stefan Zweig | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Üç Büyük Usta Kitap Bilgileri


Yazar: Stefan Zweig
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 9 dk.
Sayfa Sayısı: 217
Basım Tarihi: Şubat 2021
İlk Yayın Tarihi: 1919
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Almanca
ISBN: 9789754586152
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Üç Büyük Usta Kitap Tanıtımı


Roman yazarı aslında kimdir? Stefan Zweig, Üç Usta'da bu soruya cevap arıyor ve yarattıkları unutulmaz figürler evreniyle epik dünyalar kuran üç edebiyat dehasının eserlerinde dolaştırıyor bizi. Zweig'ın "Dünyanın Mimarları" adını verdiği dizinin ilk kitabı olan Üç Usta, bireyin hayata tutunma çabası ve direnç sınırları üzerinden Balzac, Dickens ve Dostoyevski'nin eserlerindeki evren modellerini serimliyor. Üç Usta sadece bu üç büyük yazarın evreninde dolaşmak için değil, modern zamanlarımızın modern insanını anlamak için de gözden kaçırılmaması gereken bir kitap. Dünya edebiyatının bir başka usta kaleminden, Stefan ZweIg'ın gözünden Balzac, DIckens ve Dostoyevski'ye yakından bakmak için eşsiz BİR dilsel lezzet, benzersiz bir edebî deneme.
(Tanıtım Bülteninden)




Üç Büyük Usta Kitaptan Alıntılar


1. ""Hiçbir şey gerçekleşen çocukluk hayallerinden daha müthiş değildir.""




2. "En çok bilenler, en çok acı çekenlerdir."




3. "'..ama küçük şeyler' demişti bir keresinde. 'hayatın anlamını oluşturan şeylerdir..'"




4. "Dostoyevski ile kaderi arasında bitmek bilmeyen bir mücadele, bir tür sevgi dolu düşmanlık vardır. Bütün çatışmalar ona acı verecek derecede şiddetlenir, bütün kontrastlar onu parçalayacak kadar acı dolu ve belirgindir; hayat ona acı verir, çünkü her ikisi de birbirini sever, çünkü hayat onu sıkıca tutar, zira bu bilge, duygunun en güçlü olanağını acıda tanır. Kader onu asla rahat bı­ rakmaz, bu inançlı insanın kendi gücünün ve görkeminin ebedi şehidi olması için onu sürekli yeni bir şeyin kölesi yapar."




5. "Balzac toplum dünyasını, Dickens aile dünyasını, Dostoyevski bireyin ve insanlığın dünyasını anlatır."




6. "Bedeni ne kadar derine düştüyse inancı o kadar yükselmiş, insan olarak ne kadar acı çektiyse o evrensel acının anlamını ve gerekliliğini daha bir mutlulukla idrak etmiştir."




7. "Sevgi yalnızca konuşulan sözlerde soluk kalır."




8. "Romancı en son, en yüksek anlamıyla sadece ansiklopedik bir deha, evrensel bir sanatçı ve eserin genişliğiyle içindeki figürlerin zenginliği göz önünde bulundurulduğunda, bir evren yaratan, kendi kişileriyle, kendi yerçekimi kanunlarıyla kendine ait bir dünya kuran ve yanına da kendine ait yıldızlı bir gökyüzü koyan kişidir."




9. "''...en çok bilenler en çok acı çekenlerdir...''"




10. "Ruhsal ihtiyaçlar da edebi ihtiyaçlar gibi değişebilir."




11. "Dünyanın İnsanlık Komedyası içinde bu şekilde fethi, bütün yaşamın sıkıştırılmış halde iki el arasında sıkıca tutulması, tıpkı Napolyon'un modern tarihte eşsiz oluşu gibi modern ede­biyatta eşsizdir. Ama dünyayı fethetmek Balzac'ın gençlik rüyasıydı ve hiçbir şey gerçekleşen çocukluk hayallerinden daha müthiş değildir. Napolyon'un bir resminin altına şunu yazması boşuna değildir: "Onun kılıçla sona erdiremediğini ben kalemle tamamlayacağım.""




12. "Dickens burjuva dünyasında, yoksulluk eviyle rantiyeler arasındaki orta tabakada kalmayı tercih etmiştir; sadece bu yalın insanların yanında kendini rahat hissediyordu. Onların evlerini huzur ve bollukla donatır, sanki orada kendisi oturacaktır; onlar için renkli ve her zaman sıcak bir güneş tarafından ısıtılan kaderler örer, onların mütevazı rüyalarını görür, onların avukatı, vaizi, sevgilisi; sade, gri renkli dünyalarının ebedi sıcak güneşidir. Ama bu küçük hayatların mütevazı dünyası onun sayesinde ne kadar zenginleşmiştir! Bütün bu burjuva topluluğu onun ev sahipliği ile, meslekler demeti ile, duyguların anlaşılmaz karışımıyla onun ki­taplarında bir kez daha kozmos, yıldızları ve tanrılarıyla bir evren olmuştur. Burada keskin bir bakış küçük ha­yatların yüzeysel, durgun, belli belirsiz dalgalanan ayna­sında hazineler keşfetmiş ve onları en ince ilmeklerle örülmüş ağlara doldurup ışığa çıkarmıştır."




13. "Eserindeki her duvarın arkasında, her bir kahramanın yüzünün gerisinde, per­delerin her kıvrımının altında sonsuz bir gece yatar ve sonsuz bir ışık parlar: Çünkü Dostoyevski hayat koşulları ve alınyazısı yüzünden varoluşun bütün sırlanyla tümden kardeştir. Ölüm ve delilik arasında, hayal ve yakıcı ber­raklıktaki gerçeklik arasında durur onun dünyası."




14. "En çok bilenler en çok acı çekenlerdir."




15. "" Ah, inanmayın insanın birliğine. "
Dostoyevski"





Üç Büyük Usta Kitap İncelemeleri


Merhaba.

Bu kitapta

19. yüzyılın ona göre en büyük, biri Fransız, biri İngiliz ve diğeri de Rus olan üç yazarını inceliyor. Bunlar: Honoré de Balzac, Charles Dickens ve Fyodor Dostoyevski. Kitabın yarısından azı ilk iki yazara ayrılmış. Geriye kalan devasa kısmıysa Dostoyevski üzerinde yoğunlaşmış.

Stefan Zweig ilginç bir dil kullanıyor. Bu yazarların hayatlarını, eserlerindeki ipuçlarına da dikkat çekerek, tıpkı bir roman gibi aktarıyor. Ayrıca onları kendi aralarında ve başka yazarlarla da kıyaslıyor ve onların neden "en büyük" olduğunu gözler önüne seriyor.

Yazarımız özellikle büyük ihtimalle hayatının acı dolu olması dolayısıyla Dostoyevski'ye ayrı bir hayranlık besliyor. Öyle ki onu incelerken 10 alt başlık açmış. Fiziksel özelliklerinden, ıstırap dolu hayatından ve dinî inancından bile bahsetmiş.

1. Başlangıç
2. Yüzü
3. Hayatının Trajedisi
4. Kaderinin Anlamı
5. Dostoyevski'nin İnsanları
6. Gerçekçilik ve Fantastik
7. Mimari ve Tutku
8. Sınırları Aşan
9. Tanrı Eziyeti
10. Vita Triumphatrix (Hayatın Zaferi)

Hayatın Zaferi adlı alt başlık Dostoyevski'nin "Hayatı hayatın anlamından çok sevin." sözü üzerine değinilen kısa bir bölüm.

Bence bu kitap bu yazarlar okunduktan sonra (bu kitaptan kazandığın yeni bakış açısıyla bu yazarları tekrar okumanı tavsiye ederim) ya da okunmadan önce (bu kitaptan kazandığın bakış açısıyla bu yazarları keşfetmeye başlayabilirsin) okunabilir.

Keyifli okumalar!




Stefan Zweig' in kitapları arasında sonuna kadar zevk alarak okuduğum bir kitap oldu. Dünya klasiklerini okumayı seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Yazar, sadece üç büyük ustadan değil onları kıyaslama yaparken aynı zamanda bildiğimiz ünlü yazarların özelliklerine de değinmiş bu nedenle dünya klasiklerini okumadan önce bu kitabı okumak daha doğru olur. Yazarların bakış açılarını bilerek eserlerini okumak ve yarattıkları karakterlere neden öyle özellikler verdiklerini bilerek, o karakterlerle hareket ederek okumak kitabı ve düşünceleri daha canlı kılacaktır. Özellikle Dostoyevski' yi anlattığı bölüm beni çok etkiledi. Stefan Zweig' in, bir kurgu içerisindeymiş gibi gerçekleri aktarması, kurduğu cümlelerin derinliği ile ona duyduğu hayranlığı ve edebiyatı sevenlerin ona duyduğu hayranlığı aktarıyor olması son derece mükemmeldi. Evet, Stefan Zweig' den Dostoyevski' yi okumak mükemmeldi.
Kitapta, Balzac, Dickens, Dostoyevski yani üç büyük ustanın kişiliklerinden, eserlerinden ve eserlerindeki karakterlerden bahsediyor fakat kitaplardan büyük kesitler vererek değil; karakterlerin ruhları, düşünceleri ve yazarların karakterlerinin, karakterlerine nasıl yansıdığını gösteriyor. Yazarların, okumadığım kitaplarına da merakımı uyandırdı diyebilirim eminim ki bu kitabı okuyanlar daha sonra içinde bahsedilen kitapları okumuşlardır, üstelik kendilerini fazlası ile kitaba kaptırarak...




Merhabalar Kitapla ilgili ilk tavsiyem bu üç yazarın kitaplarını okumanız sizin için daha iyi olur. Kitabı tam olarak anlayabilirsiniz bu sayede. Ben sadece Dostoyevski okudum ama öbür yazarların kitaplarından bahsederken de açıklama halinde yapmış ki anlamamız kolaylaşsın.

Kitap biyografi. Yazarların nasıl yaşamdan gelmiş, yazarken kahramanları nasıl tasvir etmeyi sevmiş, konu bakımından nelerden hoşlanırlar... Bu gibi soruların yanıtı var. Okuduğunuz biyografi kitapları gibi sıkıcı değil, roman gibi düşünün. Derin cümleler, önemli eserlerden alıntılar, duyguların zengin aktarımı muhteşem yazılmış. Keşke üç yazarın da eserlerini okusaydım.

Kitap en çok Dostoyevski üstünde durmuş. Bilinir ki Dostoyevski acıların yazarıdır. Acıdan haz duyar,acıdır yemeği. Sefillik içinde geçen hayatını nasıl fırsata çevirmiş de yazmış ilk kitabı olan '' İnsancıkları'' başarı niteliğinde adeta. Balzac 'ı hayalci özelliği nitelendirmiș. Dickens ise o zaman ki İngiliz siyasetini işleyen, zengin malzemelerle süsleyen yazar olarak anlatmış.

Okumadan önce Balzac' ın Goriot baba, Dickens'ın David Copperfield, The Picwick Papers ve Dostoyevski'nin Karamazov kardeşler, Budala, suç ve ceza, Stepançikovo köyü okunması gereken kitaplar arasında.

Son bölümde yani Dostoyevski kısmında inançla ilgili bir cümlesi hoşuma gitti. '' Altın bardakta sunulan zehri içerken bile Dostoyevski sadece, tanrısal olana duyduğu yeni susuzluğu içmektedir. ''

Okurken onların dönemine gideceksiniz. O yüzden okuyacaklara iyi yolculuklar İyi okumalar dilerim herkese ️




Stefan Zweig'ın öykülerinin dışında başarılı olduğu başka bir edebi türün biyografi olduğu yadsınamaz bir gerçek. Üç Büyük Usta olarak adlandırılmış olan Balzac, Dickens ve Dostoyevski'nin hayatına kısa bir bakış atmış oluyoruz bu kitapla. Özellikle Balzac ve Dickens kısımları çok kısa olsa da (ki ben Balzac kısmının bu kadar kısa olmasını yayınevine bağlıyorum çünkü Zweig'ın Balzac üzerine yazdığı oldukça uzun bir biyografi kitabı bulunuyor ve yanlış hatırlamıyorsam Can Yayınları basıyor.), Dostoyevski kısmında biraz daha detaya girilmiş. Bana kalırsa Zweig, bu üç önemli yazarı belli başlı temalar üzerinden kitaplarındaki karakterlerle bağdaşlaştırmaya çalışmış. Örneğin Balzac kitaplarında gördüğümüz karakterlerde genel bir temadan bahsedersek para ve statü hırsından söz etmemiz gerekir. Dickens daha çok çocuksu hayalleri canlandırır. Dostoyevski ise Zweig için bambaşka birisidir çünkü hastalığından rahatsız olmadan yazan sayılı kişilerdendir. Kitabı sürükleyicilikten uzak tutan şey yazarların hayatındaki farklı ve ilginç noktalara değinmiyor oluşu bence. Mesela Dostoyevski'yi "hasta" teması üzerinden anlattığı için konu dışındaki şeyleri atlamış gibi hissettim. Yine de bu üç yazar ve karakter ilişkileri açısından okunabilecek bir eser.




Stefan Zweig - Üç Büyük Usta (Balzac-Dıckens-Dostoyevski)

Bu adamın betimlemesi mükemmel. Biyografiyi sıkılmadan okutturan nadir yazar. Kelimeleri o kadar güzel kullanıyor ki en sonunda ortaya çıkan cümleye aşık oluyorsunuz, otomatik olarak kalemi alıp altını çiziyorsunuz.

Kitabın önsözünde neden Balzac, Dıckens ve Dostoyevskiyi anlattığını belirtiyor. Asla 19.yy’ın en büyük yazarları demiyor. Bu söylemin; Goethe, Gottfried Keller, Stendhal, Flaubert, Tolstoy ve Victor Huga’ya haksızlık olacağını söylüyor.

Balzac’ın Napolyon Bonapart ve o dönemin Fransasından nasıl etkilendiğini, hayatını nasıl değiştirdiğini anlatıyor.
Dickens’in İngiliz kültüründen ayrılamayıp bir türlü dramatik olamadığını ve yazdığı eserlerinden bahseder.
Ve psikoloğların psikoloğu olarak gördüğü Fyodor Mihaylovic Dostoyevski hakkında upuzun bir biyografi yazıyor. Dostoyevski’nin dramaya bakış açısını, dini görüşünü, siyasi fikirlerini, hatta yüz simasını bile mükemmel bir betimleme ile anlatıyor. Karamazov Kardeşler’den, Suç ve Ceza’dan, Ecinniler’den, Budala’dan kesitler alarak hayata bakış açısını söyleyip, kitaplarını yorumluyor.

Ayrıca; o dönemin Almanya’sında biyografisi yapmaya değmeyecek bir yazar olduğundan yakınıp, ilerde bu yazarlar kadar başarılı Alman yazarlarının da biyografisinin yazılmasını istiyor. (Aslında; bence, kendinin ilerde bu yazarlar kadar kıymet göreceğini öngörüyor.)



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: