Türklerin Altın Çağı Kitap Bilgileri
Yazar: İlber Ortaylı
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 4 dk.
Sayfa Sayısı: 285
Basım Tarihi: Mart 2017
İlk Yayın Tarihi: Mart 2017
Yayınevi: Kronik Kitap
ISBN: 9789752430037
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Türklerin Altın Çağı Kitap Tanıtımı
“Koca bir kavmin binlerce kilometreyi üç asır içinde geçtiğini düşünün… Bu, dünyayı değiştirmez de ne yapar? İşte Türkler dünyayı böyle değiştirdi.” İLBER ORTAYLI Türkiye’de tarih kültürünü kitapları ve konuşmaları ile yeniden inşa eden İlber Ortaylı’dan, tüm insanlığı etkilemiş bir tarihin analizi:
TÜRKLERİN ALTIN ÇAĞI…
Emir Timur, Sultan Baybars, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayreddin Paşa, Mimar Sinan ve daha nice Türk efsanesi bu kitapta bir araya geliyor... İlber Ortaylı’nın Türkiye, Asya, Avrupa ve Rusya arşivlerini bir araya getirdiği bu eserle Türklerin etrafındaki dünya tarihi tek bir kitapta buluşuyor…
Asya’nın bozkırlarından Viyana’nın kapılarına, İlber Ortaylı’nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okur için güçlü bir başucu kitabı...
Türklerin Altın Çağı Kitaptan Alıntılar
1. "Edepsizlik iltifattan cesaret alır."
2. "Redd-i miras diye bir şey olamaz. Eşyanın tabiatına aykırıdır bu. Yeni bir Türkiye doğdu, yeni bir Türk milleti doğmadı ki."
3. "Coğrafyasız tarih olmaz."
4. "Tarih dediğimiz zaman kesitinde, coğrafyada olaylar meydana gelir; milletlerin ortak hafızası ve bilinci de onun içinde oluşur. Oluşan şey kimliğimizdir. Kimlik; bizim dışımızda gibi görünen birtakım olayların, savaşların, istilaların, göçlerin içinde oluşan ortaklıklardır; dil ve din gibi şeylerdir."
5. "Tarih yazıyla başlar. Yazı olmadan, kayıt olmadan bir tarihten söz edebilmek çok mümkün olmaz."
6. "Türkçenin konuşma dili olarak empoze edildiği devir Tanzimat Dönemi ve II. Abdülhamid devridir. O dönemlerde Arap ülkelerinde de Balkanlar'da da Türkçeyi kullanan bir üst tabaka oluşmuştur."
7. "İnsan; "beni ilgilendirmez, bunu hafızamdan sildim" gibi bir şey diyemez."
8. "Osmanlı devlet kayıtlarında kendilerinden "Sülale-i Cengiziyye" olarak söz edilen Giraylar, mesela Osmanlıların soylarının tükenmesi durumunda devleti idare etmeye aday hanedanın temsilcileridirler."
9. "Okullardaki tarih kitapları önemli; çünkü milletin fertlerinin büyük kısmı okuldan sonra tarih okumaz."
10. "Cumhuriyetin köklerinde Osmanlı var."
11. "Akdeniz Osmanlı gölüydü deniyor; oysa Malta ve Sicilya gibi üsler, Girit (1661'e kadar) ve İspanya kıyıları elde değil. Realiteyi ifade etsek daha iyi; Akdeniz'de Osmanlı varlığı küçümsenemeyecek bir altyapıya dayanıyor; çok kere efsane yüzünden gerçeğin aktarımını yapamıyoruz."
12. "Bizim Çanakkale'miz vardır. Fransa'nın Verdun'u, Marne'i, Rusya'nın Minsk ve Leningrad'ı var. Ancak her ülkenin tarihinde böyle zaferler yoktur. Değerini bilmeliyiz."
13. "Türklük, suret-i kat'iyyede coğrafyayla sınırlandırılması mümkün bir kimlik değildir."
14. "Toplumlar nihayetinde insanlardan oluşur, insanlar da sonuçta ortak paydalarda benzeşirler. Bilinçte birleşmeseler dahi birtakım benzeşme noktalarında bir araya gelmeleri kaçınılmazdır. Ama görüyoruz ki toplumlar birbirlerinden farklıdırlar; aynı dili konuşmazlar. İşte bu farkı doğuran şey, tarihtir."
15. "Tarih bilgisi ve bunun getireceği bilinç, bir toplum için çok önemlidir."
Türklerin Altın Çağı Kitap İncelemeleri
Kitaba geçmeden önce, İlber Ortaylı'dan bahsetmek istiyorum. En başta kendisinin benim gibi cahillere tarihi sevdirmiş bir isim olduğunu düşünüyorum. :) Gerek makaleleri, gerek objektif bakış açısı,bilgisi ve hafızasıyla gerçekten de takdire değer bir isim. Üstelik çokta sempatik geliyor bana. :) Kendisinin bir söyleşisine gittiğimde içeri girer girmez ilk söylediği ''Sormak istediğiniz bir şey var mı?'' oldu. Kimseden ses çıkmayınca tabiri caizse biraz haşladı bizi. E haklıydı da, ama kendisinin doğallığı,sempatikliği ve hoş sohbeti gerginliği ortadan kaldırdı. :)
Kitaba gelecek olursak 11 bölümden oluşuyor, ilk 2 bölüm tarihsel olaylardan çok tarihin önemini vurguluyor.Aynı zamanda bir nevi okuyucuya altyapı oluşturuyor daha iyi anlayabilmesi adına. Daha sonrasında Timurlular'dan,Kırım Hanlığı'na,Fetretten Fetih'e ,Yavuz Sultan Selim ve Kanuni dönemine giriş ile kitap sonlanıyor. Her bölümde verilen bilgiler gerçekten değerli ve önemli bilgiler.Yazım anlamında da akıcılığını koruyan bir kitap. Anlatım da kaynak bildirerek detaylı bilgi veriyor olması ise aklınızda soru işareti kalmasını engelleyen bir faktör. Son sayfasında İndeks kısmı var, kitapta okunmuş olan bir bilgiyi unuttuğunuzda ya da pekiştirmek amaçlı yeniden bakmak istediğinizde bu sayfa çok yararlı.
Türklerin Altın Çağı, İlber Ortaylı'nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okuyucunun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı...
Türkiye'nin yüzyıllar önce açılan tarih defteri henüz kapanmamıştır ve sık sık da görüyorsunuz ki bu defter kapanmaz. Onun için tarih bilmek; nereden geldiğinizi, nasıl yurt edindiğinizi öğrenmek zorundasınız. Tarihini bilmeyen, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olmaz."
İlber Ortaylı
14. ve 17. yüzyılları arasında Hindistan'dan Viyana kapılarına kadar muazzam büyüklükte bir coğrafyaya hükmettiler... Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve Avrupa'nın tarihini şekillendirdiler. Uyguladıkları askeri taktiklerle imkansız görülen pek çok savaştan zaferle çıktılar...
Hangi kıtada olursa olsun adalet esasıyla yönettiler... Sorunlarını çözemeyen Avrupa devletlerine fikirleriyle ilham verdiler... Mimariden musikiye, edebiyattan tıbba kadar yeryüzünün her coğrafyasında kalıcı bir iz bıraktılar.
Birçok devlet kurdular: Timurlular, Altın Orda, Memluklar, Osmanlılar...
Efsane hükümdarlara sahip oldular: Emir Timur, Fatih Sultan Mehmed, Sultan Baybars, Kanuni Sultan Süleyman, Babür Şah...
İlber Ortaylı, Asya'nın bozkırlarından Avrupa'nın içlerine kadar ilerleyen, dünya tarihinde zirveye taht kuran Türklerin muhteşem yıllarını anlatıyor...
İlber Ortaylı; Severek ilgi ile takip ettiğim, ilmine saygı duyduğum Tarihçi, akademisyen, yazar. Türk tarih kurumu şeref üyesidir. Objektif bakış açısı, eserleri ve katıldığı programlar ile Tarihe ışık tutmuş ilim adamıdır.
Kitap; Soru-cevap şeklinde ilerleyerek okuyucuya röportaj tadında bilgi aktarımı sunulmuştur.
Önce tarih nedir? Niçin gerekli, önemlidir? Soruları ile başlayıp Türk tarihi ve Dünya tarihinden'de örnekler mevcut olup; Türklerin Altın Çağı ismi ile nitelendirildiği,
Emir Timur, Kırım Hanlığı, Osmanlı Devleti vs. gibi bazı konu başlıklarıyla dönemine göre ele alınıp okuyucuya aktarılmış, harita ve kaynakta paylaşılmıştır.
İlber Hoca; bir öz eleştiri yaparak tarih konusunda müfredatta nasıl bilgisiz bırakıldığımız veya tarih'e olan ilgisizlik gibi son derece haklı olduğunu düşündüğüm fikirleride mevcut.
Keyifle okuduğum güzel ve faydalı bir eserdi. Tarih severlere tavsiyemdir.
Katıldığı kitap fuarında tanışmak nasip oldu ama Gönül isterdi ki; bir ders saati'de olsa sınıfında bulunmak, öğrencisi olmak ve beraber tarih'e yolculuk yapmak muradım vardı.
Bir tarihçinin resmi tarih, altarnatif tarih, sanat tarihi, yakın tarih gibi konularla bilgisi olduğu zaman bir "sanatçı" sanat adamı olduğunu belirtmiştir.
Filhakika iyi bir tarihçinin 20, 30 yıl sonrası için öngörüde bulunabilmeli, sadece tarih değil, Din, dil ve Edebiyat ilimlerine' de hâkim olması gerektiğini vurgulamıştır.
İlber hoca Türk tarih yazıcılığını ciddi bir biçimde eleştiriliyor. Özellikle Fatih Sultan Mehmed'e kadar nerdeyse hiçbir şeyin kayıt altına alınmadığını belirtiyor. Türkiye'de ki tarih eğitimini de eleştiriyor. Belki de Kültür ve Turizm Bakanlığı yerine Milli Eğitim Bakanlığı danışmanı olmalıymış.
Eleştirilerden sonra Timur, Altın Orda Devleti, Kırım Hanlığı ve Osmanlı Devleti ile Türklerin altın çağı başlıyor. Soru - cevap şeklinde bir kurgu var. Kitapta özellikle Osmanlı Devletinin 3. Roma İmparatorluğu olduğu üzerinde duruluyor. 1. si Pagan 2. si Hristiyan 3. sü Müslüman Roma İmparatorluğu. Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemine odaklanılıyor. II. Mehmed'in gerçekten de üçüncü roma imparatorluğu üzerinde durduğu ve seferlerini bu plan dahilinde yaptığı aşikar. Sultan Süleyman da zaten II. Mehmed'in yarım kalan seferlerini tamamlıyor. Sultan Selim ise sadece doğuya sefer düzenlemesine rağmen İlber Hocaya göre o da eğer daha fazla yaşasaydı onunda sonraki hedefi İtalya olacaktı.
Bu dönemler anlatılırken lisede öğrendiğim, İstanbul'un fethiyle rönesans hareketlerinin başlaması ya da Memlukler ile yapılan savaşlardan sonra halifeliğin Osmanlı Devletine geçmesi gibi bazı tarih bilgilerimi de çöpe atmak durumunda kaldım.
Osmanlı Devletini üçüncü roma imparatorluğu görelim ya da görmeyelim Osmanlı Devleti bir dönem dünyaya hükmetti. Bir gün Türkiye Cumhuriyetinin de altın çağlarda anılması dileğiyle...
"14. ve 17. yüzyılları arasında Hindistan’dan Viyana kapılarına kadar muazzam büyüklükte bir coğrafyaya hükmettiler... Orta Asya, Kafkasya, Ortadoğu ve Avrupa’nın tarihini şekillendirdiler. Uyguladıkları askerî taktiklerle imkânsız görülen pek çok savaştan zaferle çıktılar...
Hangi kıtada olursa olsun adalet esasıyla yönettiler... Sorunlarını çözemeyen Avrupa devletlerine fikirleriyle ilham verdiler... Mimarîden musikiye, edebiyattan tıbba kadar yeryüzünün her coğrafyasında kalıcı bir iz bıraktılar.
Birçok devlet kurdular: Timurlular, Altın Orda, Memluklar, Osmanlılar...
Efsane hükümdarlara sahip oldular: Emir Timur, Fatih Sultan Mehmed, Sultan Baybars, Kanuni Sultan Süleyman, Babür Şah...
İlber Ortaylı, Asya’nın bozkırlarından Avrupa’nın içlerine kadar ilerleyen, dünya tarihinde zirveye taht kuran Türklerin muhteşem yıllarını anlatıyor…
Türklerin Altın Çağı, İlber Ortaylı'nın satırları arasında dolaşmak isteyen her yaştan okuyucunun zevkle okuyacağı bir başucu kitabı..."
"Türkiye’nin yüzyıllar önce açılan tarih defteri henüz kapanmamıştır ve sık sık da görüyorsunuz ki bu defter kapanmaz. Onun için tarih bilmek; nereden geldiğinizi, nasıl yurt edindiğinizi öğrenmek zorundasınız. Tarihini bilmeyen, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olmaz.”
İlber Ortaylı
Soru- cevap şeklindeki kitap sohbet havasında, akıcı...