Türkiye'nin Maarif Davası Kitap Bilgileri
Yazar: Nurettin Topçu
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 54 dk.
Sayfa Sayısı: 208
Basım Tarihi: 2016
İlk Yayın Tarihi: 1960
Yayınevi: Dergah Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789759952419
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Türkiye'nin Maarif Davası Kitap Tanıtımı
Türkiye'nin Maarif Davası sözde modern eğitim sistemine kaynağını Kur'an'dan alan Anadolu insanının ruh yapısından beslenen Türk mektebi tezli bir eleştiridir. Millet bünyesinde inkılâplar mektepte başlar ve her milletin, kendine özel olan mektebi vardır. Millî mektep, zihniyet ve örfler ile, metodları ve müfredat ile, terbiye prensipleri ve psikolojik temeller ile, hattâ binasının yapı tarziyle kendini başka milletlerinkinden ayırır. Bizde vaktiyle medrese millî mektepti. Lâkin milletin ruhu ve içtimaî inkişafını takip edememiş ve cihanın fikir ve irfan hayatiyle bağlarını çoktan koparmış olduğundan, olduğu yerde enkaz halinde yıkıldı, çöktü.
Öbür taraftan, Batı'da tekâmül eden insan düşüncesinin seyrini biz kendi âlemimizde devam ettiremediğimizden, açılan yeni mektep, hakikat aşkının mâbedi olmadı. Parça parça bilme hevesi, evrensel ve ilâhî hakikat aşkının yerini tutamazdı. Hakk'a götüren yol diye kendini hakikata adamak, gerçek mektebin yoludur. Hakikat aşkına sahip insanlar, cemiyetin içinde çoğalmadıkça, hakikat aşkı cemiyet içinde en yüksek ve muhterem yeri tutmadıkça ve hakikatın ihtirası cemaat içerisinde bir umumî cereyan, büyük bir hareket haline gelmedikçe, millî mektep gerçekten var olmayacaktır.
Türkiye'nin Maarif Davası Kitaptan Alıntılar
1. "*
"Bırak tahsili evlâdım, sen ilkin bir haya öğren!"
."
2. "Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum etmiş demektir.Hüsranına ağlasın !!!"
3. "Dinde ve dilde, sanatta ve devlette büyük millet varlığımızın sönük bir hayal haline gelerek bize vedâ ettiği bir devrin yetimleriyiz."
4. "Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır."
5. "''Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum etmiş demektir; hüsranına ağlasın ! ''"
6. "Kızlarını okutmayan millet, oğullarını manevi öksüzlüğe mahkum etmiş demektir.Hüsranına ağlasın!"
7. "Şüphe yok ki ümitsizlik, imansızlığa götürür. Kendine güvensizlik, kuvvete teslim eder. İradenin gevşemesi kaderci yapar"
8. ""Kızlarını okutmayan millet oğullarını manevi öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir, hüsranına ağlasın!""
9. ""Bırak tahsili evlâdım, sen ilkin bir haya öğren!""
10. "Okutulan tarih, kuvvetlerin, akıtılan kanların, saltanatın tarihidir. Medeniyet tarihi, daha mekteplerimizde günyüzü görmemiştir."
11. "Kime karşı olursa olsun, her düşmanlık, mutlaka kendimize düşmanlıktır."
12. "Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır."
13. ""Bırak tahsili evlâdım, sen ilkin bir haya öğren!""
14. "Bugün talebelik artık ilim yolculuğu değil, diploma avcılığıdır."
15. "Hür olmayan muallim, muallim değildir. Mahkum edilmiş fikir ve irfandır. Fikir ve kültürün mahkumiyeti en az vatan toprağının esaret altında kalması kadar acıklıdır."
Türkiye'nin Maarif Davası Kitap İncelemeleri
Her öğretmenin ve her öğrencinin hatta her gencin okuması ve kendine yön vermesi gereken bir kitap. Kitapta; okulun ne olduğu, eğitimin ve öğretimin ne olduğu mükemmel bir şekilde anlatılıyor. Daha sonra eğitimin ve öğretemin aksayan yönlerini belirleyip çözümler üretiyor Nurettin ağabeyim. Kitap öyle içten, öyle samimi yazılmışki insan okurken kendini samimi bir sohbetin içinde hissediyor. Okuduğum çoğu yerde evet Nurettin ağabeyim, çok haklısın bir eğitimci olarak düşününce; evet dediğin sorunların hepsi okullarda ve eğitim öğretimde artarak devam ediyor ne yazık ki!. Okullarda hala sadece teknik öğretiliyor, sadece öğretim veriliyor. Hala eğitim yok, hatta senin anlattığın dönemden daha da az veriliyor. Kültür dersleri umursanmıyor, ruhlar doyurulmuyor okullarda, öğretemen en ufak durumlarda şikayetçi oluyor. Öğrencinin ruhuna kalbine hitap etmiyor ya da edemiyor. Tabi ruh doyurulmayınca, hep çıkar ve menfaat üzerine dönüyor tüm ilişkiler. Öğrencilerde gençlerde ahlak git gide azalıyor ve toplum ahlaki olarak öyle bir boşluğa düşüyor ki, toplumda saygı, sevgi ve hürmet kalmıyor. Her şey maddeye yöneliyor ve madde insanları mutlu etmiyor, edemiyor. Çünkü insan sadece maddeden oluşmuyor, insanın ruhu da var, eğitilmesi, öğretilmesi ve doyurulması gereken bir ruhu, ne yazik ki ruhlar aç, sussuz ve kimsesiz kalınca toplumda huzur ve sukunet bir türlü sağlanamıyor. İnşallah senin kitabını okuyup senin önerilerini dakkate alıp birazcıkta olsa düzelmeye çalışırız. Rahmet ve minnetle Nuri ağabeyim, Allah senden razı olsun bu güzel öğütlerin. Allah mekanını cennet eylesin. Herkese keyifli okumalar.
"Felsefesi olmayan milletin mektebi olmaz..."
Sanırım kitabı bu cümle çok güzel özetliyor. Eğitime İslam ahlakı ile yaklaşmış Topçu. İyi insan yapmak her şeyden önce ruh, kalp işidir. Bunun başarılmasını İslami terbiye ve ahlaka bağlamaktadır. Zaman içinde eğitim ve daha birçok sahada nasıl yozlaştığımızı, kültürel anlamda yıkılışımızı bu bağlamda yaşadığımız bunalımları aktarmış kitabında. Kitabın temeli ahlâk, iyi insan, karakter meseleleri üzerinde duruyor. Nefis, ahlâk, kalp terbiyesi birçok şeyden önde gelmektedir. İlkokul, lise, üniversitesi eğitiminin nasıl şekil alması gerektigini, eksik yanlarını muhteşem bir şekilde okuyucuya aktarmaktadır. Tanzimattan bu yana eğitim sistemimizin çok vahim durumda olmasının temel nedenlerini, durumun düzeltilmesi için neler yapılabileceğini engin düşünceleri ve birikimiyle aktarmaktadır.
Kitapta yer alan şu cümle Topçu'nun gençliğe verdiği önemi gözler önüne sermektedir;
"Yarınki hayatı yaşamaya değer yapan çocuklarımızdır. Onlara ne emek verdik ki, gençliğimizden ne bekleyelim?"
Her eğitimcinin değil, "Elhamdülillah Müslümanım" diyen her bir ferdin, Türk'ün okuması gerektiğini düşünüyorum. Dilin ağır olmasına rağmen ortaya atılan fikirlerin toplumumuzun aynası olması nedeniyle insanları içine çekmektedir.
Türkiye'nin Maarif Davası ve yazarı Nurettin Topçu.. Yazar bir sosyolog ve eğitimci. Her ne kadar kitabın adından maarif yani eğitim geçse de bu kitap Türkiye'nin toplumsal yapısına nesnel bir bakış ve yol göstericidir. Kitabı okumaya başladığımda sadece eğitim ve eğitim sistemleriyle alakalı bir kitap okuyacağımı düşünürken değerli hocamızın eğitimden yola çıkıp topluma ışık tuttuğunu gördüm. Zira eğitim dediğimiz şey toplumun tümünü ilgilendirmez mi? Eğitilen nesiller yarınlarda bu toplumun bir ferdi olup geleceğimizi çizmeyecek mi? Türkiye'nin Maarif Davası eğitim sistemindeki ve dolayısıyla toplumdaki sakatlıkları eleştirmiş ve bu sakatlıkların nasıl rehabilite edileceğine dair yerinde ve üzerinden düşünülmesi gereken öneriler sunmuştur. Belki de bu kitap isminden dolayı sadece öğretmenlerin veya eğitim camiasının okuyacağı bir kitap olarak düşünülebilir. Fakat bu düşüncenin yanlış olduğunu daha kitabın başlarında anlamış bulundum. Ülkemizde yaşayan her fert, eğitimci olsun olmasın bu kitabı almalı ve okumalı.
Kitap baştan sonra "Millet Maarifi", "Mektep", "Muallim", "Maarif Davamız", "Orta Öğretim", "Okulda Ahlak" gibi eğitimle alakalı başlıklardan oluşuyor ise de yukarıda söylediğim gibi başta öğretmenlerimizin ve sonrasında da tüm Türk gençliğinin okuması gereken bir kitap.
Kesinlikle tavsiye ettiğim bir başucu kitabıdır.
"Mektebin durumu nedir? Nereden nereye gelmiştir?"
"Muallim kimdir? Görev ve sorumlulukları nelerdir?"
"Okul kurumunun her bir kademesi nasıl işlenmelidir?"
Bu tarz sorulara cevap ararken günümüz eğitimini de sorgulayabileceğimiz bir baş kitap..
Bilgi, eğitim, öğretmen, öğrenci, toplum gibi eğitimin temel sorunlarını Türkiye'nin maarif davası olarak görmeli ve çözümü belli bir felsefi akıma göre değil, Türkiye'nin kendi dinamiklerinden, tarihsel ve kültürel referanslarından hareket ederek, Anadolu insanının milli ve manevi gerçeklerine göre anlamaya çalışarak aramalıyız.
"Bir nesil nasıl uçuruma doğru gider? Gençlerin ruhu nasıldır? Çözüm nedir?"
Bir nesil; ahlâkın yerlere düşmesi, yaratıcılığın yerini taklitçiliğin tutması, iman ve ümidin bırakılması, kalbin ölmesi, mesuliyetten kaçma, hür olmak adına her türlü ödevden kaçmakla uçuruma sürüklenir.
Mektep ve muallimin görevi bu nedenle büyüktür. Sorunlar bilinip ona göre çözümler üretilmelidir. Dersin yük haline gelmemesi, sadece diploma arzusuna dönüşmemesi için öncelikle bilgiyi öğrenmeyi sevdirmeliyiz.
Padişahlar, şehzadelerini muallime emanet eder ve onların ruh yapılarını her bakımdan hocalarına teslim ederlerdi. Muallimin mesuliyeti hayatın her sahasına uzanmaktadır.
Ancak unutulmamalıdır ki muallime hak edilen değer verilmelidir..
Muallimin vazifesi yalnız zeka işlemek değil, kalpleri yoğurmaktır.
Bir öğretmen olarak bizim vazifemiz karakter yapmaktır, şahsiyet oluşturmaktır..
Okul koridorları gerçek fetihlerin yeridir..
türkiye'nin maarif davası..
dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insanı muallim. .
kaderimizin hakikatinin işleyicisi,karakterimizin yapıcısı, kalbimizin çevrildiği her yönde kurucusu odur.fertler gibi nesillerde onun eseridir.farkında olsun olmasın , her ferdin şahsî tarihinde muallimin izleri bulunur. devletleri ve medeniyetleri yapan da ,yıkan da muallimlerdir. muallime değer verildiği ülkede insanlar mesut ve faziletlidir.muallimin alçaltıldığı,mesleğinin hor görüldüğü milletler düşmüştür,alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır..
....
bir insanın bir hayvana , bir alimin bir cahile, bir velinin bir şerire esir olduğunu düşününüz..işte bugünkü ilk öğretim sistemi ve bütün tahsil tamamen bu fecaatın tablosunu ortaya koymaktadır.duyguları hiç yoğrulmaya muhtaç değilmiş gibi çocuğa tabiat eşyası tanıtılıyor.kültür dersleri, faraza tarih ve coğrafya bile ,eşya dersleri gibi okutuluyor. ve çocuk ,bütün his ve ruh gıdasından mahrum kalınca sapıklıklara düşüyor.zalim oluyor,menfaat makinesi haline gekiyor,feragat nedir bilmiyor,kendine yaklaşamıyor.
.... günümüzde!
muallimlik ne bir iman ve irsad yolu ,ne de fikir ve kültürün otorite merkezidir.hatta bir meslek bile değildir! sadece küçük bir memuriyettir.muallim örnek adam da değil , boynu bükük bir memur , salahiyetsiz bir öğretici ,müdürünün emrinde çalışan bir baremlidir! ....
yatarak para alıyorsunuz diyen güruha, kılık kıyafeti ile öğretmeni değerlendiren valiye ,maarifle alakası olmayan tüm milli egitim bakanlarıma selam eder (!) okuyun derim...okuyun!