Tünel Kitap Bilgileri
Yazar: Binnur Şafak Nigiz
Tahmini Okuma Süresi: 17 sa. 41 dk.
Sayfa Sayısı: 624
Basım Tarihi: Ekim 2018
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2018
Yayınevi: Dokuz Yayınları
ISBN: 9786054737185
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Tünel Kitap Tanıtımı
İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz.
Henüz daha lise yıllarındayken, adının karıştığı kötü dedikodular geçmişine ait bir canavar gibi onu bugününe kadar takip etse de dimdik durarak, aşk olarak gördüğü tiyatro için her türlü dedikodu ve iftiraya kulak tıkar.
İs'i diğerlerinden ayıran yaşadıkları, onun kendini kötü bir insan olarak kabul edip, kötü bir insan olarak yaşadığına ikna ettirir. Aslında İs, annesi tarafından ilgiden yoksun büyümüş, babası tarafından çok küçük yaşlarda bir çocuk parkında terk edilmiş, yine küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmiş ruhu kanayan küçük bir kız çocuğudur.
Peki aslında çok küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmesinin asıl sebebi nedir?
Bir gün bir yabancının hayatına yaptığı ani girişle, zaten ağır kan kaybetmiş hayatında hiç beklenmedik değişiklikler oluşmaya başlar. Peki bu yabancı kimdir? Ve her şeyden önemlisi İs neden bu yabancıyı hiç sorgulamadan hayatına kabul etmiştir?
Şeytan kanadımın arasındaydı.
Şeytan kanadımın altındaydı.
Ben ağlıyordum.
Şeytan da benimle birlikte ağlıyordu.
İçimdeki bu yangına rağmen nasıl oluyordu da kemiklerim hâlâ küle dönmüyordu?
Yer yerinden oynuyordu, tüneller dağların kalbine çöküyordu, Otobüsün içinde evlerine gidenler de vardı, bir bilinmezliğe doğru yol alanlar da…
Hepsi aynı tünelin içinde ölüyordu.
Tünel Kitaptan Alıntılar
1. "Yalan, bir başka yalanın gebe bıraktığı, ne kadar doğurursa doğursun asla sadık bir anne olamayacak kadar kalleş, doğurmaktan vazgeçmeyecek kadar seks düşkünü bir fahişeydi."
2. "Ben bir kadındım, bu dünyadaki en büyük yüklerin sırtıma bindiğini biliyordum; bazen taşıdığım en ağır yük ,kadın olmakmış gibi hissediyordum."
3. "" Gidecek yerin kalmadı mı?"
" Hiç olmadı ki.""
4. "“Kusursuz insan yoktu. Kusursuzu oynayan insan vardı.”"
5. ""Gidecek yerin kalmadı mı?"
"Hiç olmadı ki.""
6. "" Sana benzemeyen binlercesinden seni dilendim.""
7. ""Afferim benim Ardiğime, büyümüş koca adam olmuş da kendi işini kendi görmeye başlamış.""
8. ""cehennemime hoş geldin şeytan ama burası zaten senin inindir.Yabancılık çekmezsin."
9. "Avuç içleri ve bilekler öpülmek için var."
10. "Ağrıyan gözlerim değil, geçmişimdi."
11. "Affettiğim o kadar çok şey var ki affedemediğim.
Affedemediğim o kadar çok şey var ki affettiğim."
12. "Kimseyi özleyemeyen kalbim, birini özlemeyi özlüyordu."
13. ""Yıldızlar, kayıp ruhların pusulasıydı.""
14. "" Biliyor musun bu gece güneşle birlikte ay da battı. Elimde sana ait bir fotoğraf bile yoktu. Yalnızca inancım vardı. Sen onu da benden aldın.""
15. "Bana büyük bir yara bırakıp gitmişti. Oysa benim zaten yeterince yaram vardı."
Tünel Kitap İncelemeleri
İs Tanyel başarılı bir konservatuvar öğrencisidir. Sahnedeki başarısının devamlılığını sağlayabilmek uğruna adının önüne yerleştirilen birçok kötü sıfatı umursamaz.
Henüz daha lise yıllarındayken, adının karıştığı kötü dedikodular geçmişine ait bir canavar gibi onu bugününe kadar takip etse de dimdik durarak, aşk olarak gördüğü tiyatro için her türlü dedikodu ve iftiraya kulak tıkar.
İs'i diğerlerinden ayıran yaşadıkları, onun kendini kötü bir insan olarak kabul edip, kötü bir insan olarak yaşadığına ikna ettirir. Aslında İs, annesi tarafından ilgiden yoksun büyümüş, babası tarafından çok küçük yaşlarda bir çocuk parkında terk edilmiş, yine küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmiş ruhu kanayan küçük bir kız çocuğudur.
Peki aslında çok küçük yaşlarda erkeklere olan güvenini kaybetmesinin asıl sebebi nedir?
Bir gün bir yabancının hayatına yaptığı ani girişle, zaten ağır kan kaybetmiş hayatında hiç beklenmedik değişiklikler oluşmaya başlar. Peki bu yabancı kimdir? Ve her şeyden önemlisi İs neden bu yabancıyı hiç sorgulamadan hayatına kabul etmiştir?
Şeytan kanadımın arasındaydı.
Şeytan kanadımın altındaydı.
Ben ağlıyordum.
Şeytan da benimle birlikte ağlıyordu.
İçimdeki bu yangına rağmen nasıl oluyordu da kemiklerim hâlâ küle dönmüyordu?
Yer yerinden oynuyordu, tüneller dağların kalbine çöküyordu, Otobüsün içinde evlerine gidenler de vardı, bir bilinmezliğe doğru yol alanlar da…
Hepsi aynı tünelin içinde ölüyordu.
Kitap Wattpad tarzını sevenler için güzeldi. İlk kitap olduğu içindi sanırım daha çok geçmişe odaklı, karakterlerin hikayesini anlatmaya odaklanmıştı.
Çok fazla betimleme vardı. Hatta gereksiz betimlemelerdi çoğu. Evet bazı bölümlerde karakterin her şeyini okuyucuya yansıtmak için fazla betimlemeye baş vurulması güzel ama bunu kitabın her yerinde yapınca çok göze batıyor. Kitabın sonlarına doğru çoğu yeri okuyasım gelmedi. İç dünyasını anlatırken kullandığı 2 3 metefor sürekli kendini tekrar etti.
Kitaba ısınmam 150 sayfa falan sürdü. Sebebi zaten yukarda açıkladım. İlk başlarda nolduğunu anlayamadım. Kendi kendime "kitap fantastik değildi ama şeytan melek cennet cehennem diyor acaba yanlış mı biliyorum" dediğim oldu. Şeytan melek olayını durumu anlatmak için değilde ayrı bir olay gibi öne çıkarmıştı çünkü.
Son olarak kitapta +18 öğeler var. Bunu bilerek alın, okuyun. Rahatsız edici buluyorsanız okumanızı tavsiye etmem.
Aynı zamanda fazlasıyla kötü olay vardı. (Taciz, tecavüz, bıçak vb.) Bu da rahatsız edici olabilir. Alırken bunlara da dikkat edin.
Kısacası Binnur Şafak Nigiz'in yazım diline alışıksanız ve genç kurgu seviyorsanız şans vermelisiniz. Ama Binnur'un diline ya da genç kurguya alışmak için doğru bir kitap seçimi olmaz.
İs serisi uzun zamandır merak ettiğim serilerden biriydi. Almak için acele etmedim çünkü ilk kitabı okuduktan sonra boşluğa düşmek istemedim, neyse ki önümde okunmamış iki kitap daha var. Acele etmeden yavaş yavaş okumayı düşünüyorum, bitmesini hiç istemiyorum.
Kitaba sıfırdan başladım, konusunu dahi pek bilmiyordum. Sadece başlamadan önce bir kaç arkadaşım çok seveceğimi fakat ilk kitapta baş karakterlere baya kızacağımı söylemişlerdi. Öyle de oldu
Her sayfa da İs'in hiç bir şeyi sorgulamadan kabullenmesine mi kızsam yoksa Korhan'ın her yerde ansızın bir anda belirip İs'in kendisini kabullenmesini sağlamasına mı kızsam karar veremedim.
Kafamda çok fazla soru işaretleri var, okurken bazı teorilerde bulundum ama bunlar gizemleri çözmeye yetmedi ne yazık ki. Tüm soruların devam kitaplarında çözüleceğine eminim.
Çok güzeldi kitap, elime ilk aldığımda sayfa sayısından ötürü biraz korkmuştum ama okuyunca su gibi aktı. Betimlemeler biraz sıktı beni açıkçası fakat kitabın güzelliğine gölge düşüremediler.
Serinin şimdiden göz bebeğim olacağına yüzde yüz eminim. Yazarın bütün kitaplarına aşığım ve hiç sıkılmadan okuduğum nadir kitaplar arasına giriyor kitapları.
Henüz yazarla tanışmadıysanız Tünel'i veya İçinde Bir Sen kitabını okumanızı öneririm, çok seveceksiniz
Ne denir ne söylenir bilemiyorum.Kelimeler kursağımda kalıyor âdeta.Evet,bu kitaptaki hissettiklerime anlatacak kelimeler,manalar buldum diyorum ama hayır yetmiyor.Bu kadar güzel kitaba ezberlenmiş iki güzel kelime yazıp dile getirmek istemiyorum.
İyi ki almışım,iyi ki karşıma çıkmış ve okumuşum dediğim nadir güzel kitaplardan sadece biri... Açıkçası konusundan bahsetmek istemiyorum sonuç olarak bunu her yerde okuyabilirsiniz ama size neler hissettireceğini hiçbir yerde okuyamazsınız.Bu yüzden burada yapacağım tek şey hissettiklerimi anlatmak olacak.
İnanıyoruz bu hayatta her şeye,herkese...Var olan her şeye...Ve alışıyoruz onlara,alışmak istiyoruz.Özellikle yaşadığımız kötü şeylere alışıyoruz.Yaşanılan şeylerin bıraktığı izine alışıyoruz...Şüphe etmiyoruz, sorgulamıyoruz.Acılarla yaşıyoruz.Bunun bir örneğini İs'i okurken anlayacaksınız ama tek onu değil kendinizi de okuyacaksınız,anlayacaksınız.
İs'in hayatına giren insanların ona söyledikleri yalanları okuyacaksınız ve İs'in mahvoluşunu ama bir yandan da onun ne kadar güçlü biri olduğunu okuyacaksınız.Ağlayacağınıza emin olabilirsiniz çünkü ben eminim:) Ağlatan kitapların bende yeri o kadar ayrı ki.Gözyaşlarının usul usul akması...
Alın,okuyun,okutturun ve sadece böyle güzel kitaplar okurken ağlayın...
Korhan'a da hayran olduğumu söylemeden bitirmek istemem..
Herkese Merhaba...
Bu gün sizlere İs Serisi'nin ilk kitabı Tünel ile geldim. Binnur'un kalemi ile tanışma kitabımdı ve tereddütsüz bir şekilde söyleyebilirim ki yazarın kalemine hayran kaldım . Gerek İs'in iç dünyası gerekse bütün yaşadıklarına rağmen güçlü bir şekilde ayakta kalması beni derinden etkiledi. Aynı zamanda yaşadığı bütün zorluklara rağmen yanında olan Yağış ve Çağlar'la olan ilişkisini de yüzümde büyük bir tebessümle okudum. Eğer sizler de yazarın kalemi ile tanışmak isterseniz başlangıç için ideal bir öneri olacakır.
Gelelim yorumuma;
"Kanatları kırılmış her melek kendini şeytan sanar. Sanmasana."
Hayatımız boyunca yaralar alıyoruz ve bu yaralar bize tecrübe olarak kalıyor. İs geçmişte yaşadığı kötü olayları kötü bir insan olarak unutmaya çalıştı . Sizce bunu başarabilecek mi ? Başarılı bir konservatuar öğrencisi olan İs iki yakın arkadaşı dışında hayatına kimseyi almayan geçmişte yaşadığı olaylar yüzünden çevresine duvarlar örmüş bir kızdır. Bir gün çocuk parkında tanıştığı Korhan'ın bütün duvarlarını yıkacağını nerden bilebilirdi? Yüzü izlerle dolu Korhan bütün kusurlarına rağmen o kadar kusursuz ki... İs'in ondan etkilenmemesi mümkün olmayacak. Kendi gibi yaralı olan Korhan kalbine yavaş yavaş işlemeye başlayacak. Peki ya Korhan İs'i hayatına sokabilecek mi ? Yaralarla dolu bir adam başka bir kadının yarasını sarıp onu kabul edebilecek mi? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim.."