Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Tuhaf Bir Kadın - Leyla Erbil | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Tuhaf Bir Kadın Kitap Bilgileri


Yazar: Leyla Erbil
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 20 dk.
Sayfa Sayısı: 188
Basım Tarihi: Ağustos 2011
İlk Yayın Tarihi: 1971
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053603269
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Tuhaf Bir Kadın Kitap Tanıtımı


Leylâ Erbil'in zihinsel özgürlüğü, en başta, yapıtlarının, alışıldık edebiyat türlerinin sınırlarını zorlama sonucunu doğurmuştur. Genellikle öykücü ve romancı olarak tanınsa da, Erbil'in yaygın kabul gören bu edebi türlerle, onların klasik formlarıyla bir "sorunu" olduğu hemen her yapıtında fark edilir. Kabaca "roman", "öykü" diyebilsek de, türünü, yaslandığı geleneği ilk anda tam belirleyemediğimiz, birbirini yinelemeyen, kendine özgü yapıtlar ortaya çıkarmıştır. Yine de, belli bir tanışıklıktan sonra, bilmediğimiz bir metni elimize geçse, onun Erbil'e ait olduğunu rahatlıkla anlarız. Tuhaf Bir Kadın'ın önceleri bir öykü kitabı sanılmış olması bu bağlamda ilginçtir. Yazarın romanını "bitirmemesi" de önemlidir. Bu romanın yeni baskısında yazar, okura, Mustafa Suphi'nin kaderiyle ilgili yeni kaynaklar ulaştırır. Dikkat edilirse, tanımı gereği bitmiş, yazarından kopmuş, okura fırlatılıp orada kalakalmış bir edebi türde, romanda yapılmaktadır bu güncelleme... 




Tuhaf Bir Kadın Kitaptan Alıntılar


1. "''Ben insanlarda sevgili olmak için değil de arkadaşlık etmek için bile mertlik ararım...''"




2. "''Bu kapıları bana Atatürk açtı softa herif anladın mı, Atatürk açtı bu kapıları bana, sen kim oluyorsun da yeniden o karanlık deliklere tıkmağa kalkıyorsun Türk kadınını ha?''"




3. "Ben insanlarda sevgili olmak için değil de arkadaşlık etmek için bile mertlik ararım."




4. "''İnsan mutsuzluğunu birileriyle paylaşarak dayanabilir bu dünyada belki de...''"




5. "Benden başka kimsesi yok biliyorum, sevecek, yazacak."




6. "Bu kapıları bana Atatürk açtı softa herif anladın mı? Atatürk açtı bu kapıları bana, sen kim oluyorsun da yeniden o karanlık deliklere tıkmaya kalkıyorsun Türk kadınını ha?"




7. "Bazen dönüp kendime bakınca, öyle umutsuz, çaresiz, acınacak durumda görüyorum ki kendimi, gözlerim yaşarıyor. Ama içimde bir güç var, ötekilerin haksız, benim haklı ve doğru olduğuma inanıyorum. Bu güç ayakta tutuyor beni."




8. "İnsan mutsuzluğunu birileriyle paylaşarak dayanabilir bu dünyaya belki de..."




9. "Yeni bir insan tanıyınca başım dönüyor. Nasıl olduğunu, neler yapabileceğini anlayana kadar. Başımı döndürüyor gerçekten insanlar..."




10. "Ben insanlarda sevgili olmak için değil de arkadaşlık etmek için bile mertlik ararım..."




11. "Bu kapıları bana Atatürk açtı softa herif anladın mı, Atatürk açtı bu kapıları bana, sen kim oluyorsun da yeniden o karanlık deliklere tıkmaya kalkıyorsun Türk kadınını ha?"




12. "“ Bu kapıları bana Atatürk açtı softa herif anladın mı, Atatürk açtı bu kapıları bana, sen kim oluyorsun da yeniden o karanlık deliklere tıkmaya kalkıyorsun Türk kadınını ha!”"




13. "Dostoyevski'nin hemen hemen bütün kitaplarını okudum... Ne kadar büyük bir yazar. Ve ne kadar doğru tanıyor insanları."




14. "Sen tut 10 yıldır benimle uğraş sonra bir saatte başkasına tutul.
`"




15. "''...sevgisizlikten, sevgisizlikten, en çok bundan ölecek...''"





Tuhaf Bir Kadın Kitap İncelemeleri


Uzun yıllar öykü sanılan bir roman Tuhaf Bir Kadın, Leyla Erbil'in ilk romanı. Anılar, günlük, zamanın dalga dalga kullanılmasıyla muazzam bir anlatı.
Cumhuriyet'in yeni emekleyen sırtında kırk yamalı çocuk, kırk birinciyi ararken dizlerindeki yaralara tuz basıldığı yıllar. Nermin gencecik bir fidan, muhafazakar ailenin anarşisti, okumak kendi ayakları üzerinde durmak, iyi bir toplumda iyi bir hayat isterken başta ailesi sonra çevresi ve koca ülke karşısında baş kaldırıyor, susamıyor bu yüzden hırpalanıyor, itiliyor, tuhaflaşıyor Nermin. Namus belasını tokat gibi vuruyor annesi ilk, yarı aydınlıkta sayıklayan babasının kaprisleri altında kaçtığı dostları, aydın kabul edilen o idealist çevresi, hiç biri çözemiyor bu tuhaf kadını. Nermin durmuyor kabul etmiyor, yakıp yıkmak istiyor namus denilen yalancılığı, kafesini arayan bir kuşa dönüşmüş bu topluma haykırmak istiyor, çocuk yaşta dizleri elleri yüzleri yaralı cumhuriyetin ilkelerine tutunmasını bekliyor halkın, karanlıklar olmasın artık herkesin halk denilen o olgunun her bir ferdinin bütün fertlerinin sadece insan olduğu görülsün isteniyor.
Ensesti, ihaneti, cinsiyetçiliği, iki yüzlülüğü, namus belasını, sınıfçılığı görüyor sadece Nermin, etiketlenmiş ayrışmış yoz bir toplum ve onun bitmek bilmez çirkefe duyduğu memnuniyet kokan inadını.

Leyla Erbil bu romanı yazdığında genç bir kadın, bu ülkenin gerçeklerini kimine göre kurgulamış kimine göre olduğu gibi yazmış fakat gerçek ister kurgulansın ister olduğu şekilde yansıtılsın gerçekliğinden bir şey kaybetmez. 50 yıl geçti hepimizin bildiği biri Nermin, hepimizin içinde.




1950 kuşağının ve türkçe edebiyatının tüm zamanlarının en aykırı kadını leyla erbil'in önemli sayılabilecek eserlerinden biridir tuhaf bir kadın. bu romanda parçalı anlatımdan ziyade bana göre erbil kuşbakışı bir hayatın felsefi yoğunluk ve düşünsel çabalarını eşelemiş. bununla birlikte mustafa suphi olayı ve her karakterin dogma olanla ciddi bir şekilde çatışması ve karakterlerin tutarsız bir çizgide olması romanı aksak ritmli modern bir orkestraya döndürmüş. kitabın önemli bir ayrıntısı ise yine bana göre sıradan görünen hayatlarından ciddi ayrıntıları olduğuna dairdi. bedri'nin ensest bir ilişkiye girmesini ve kaçmayı unutup daha idealist bir çizgide yaşamayı tercih eden nermin, insanı zaman zaman ifrit eden zaman zaman da gelişine vole tadında ortalar açan bir kadın. maceraperest. hayatında insanı anlamaya ve onunla birlikte iyi bir gelecek inşa etmek adına çalışmış. bu çabası ne kadar doğru ne kadar yanlış tam bir tartışma konusu. aydın kesimin "burjuva"dan ayrılma dramıyla karşı karşıyayız gibi gelmişti bana. yine de kaşlar çatılarak yavaş yavaş okunması üzerine düşünülmesi gereken bir kitap. son olarak leyla erbil türkçe edebiyatın nefesleri kesen, insanı soluksuz bırakmaktan hiç çekinmeyen bir yazar olduğunu söylemek gerekiyor.




Karantina günlerinin biten bir diğer kitabı Leyla Erbil'in Tuhaf Bir Kadın romanı oldu. Leyla Erbil'in okuduğum ilk kitabı bu oldu. Kitap dört ana bölümden oluşuyor. Her bölüm kendi içinde adeta bir öykü gibi duruyor, ama hepsi birbirine bağlı. İlk bölüm bir genç kızın günlüğüne yazdıkları ile başlıyor. 1950-52 yıllarında yazılan bu günlükleri okurken kızın zamanına göre çok cesur olduğunu görüyoruz. Devamında kızın babası, annesi ve en son bölümde yeniden kızın yaşamına ama bu defa ilerleyen yaşlarına geliyor. Babasının bölümünü okurken çok zorlandım, çünkü laz şivesiyle yazılmıştı. Kitabın ana konular her bölümde biraz değişse de temelde iki konuda birleşmişti. Birincisi Türkiye'de ki aydın geçinen kişilerin kadına bakışı ( bu bölüm resmen midemi bulandırdı) ikincisi ise Türk aydınının Türk halkından kopukluğu (bu günümüz için de geçerli). Mustafa Suphi'nin öldürülmesi ise kitabın en çok sorgulanan konusuydu. Hatta yeni baskılara yaptığı önsözlerde yazar Mustafa Suphi'yle ilgili belge bulamadığı için, okurlardan özür diliyor. Leyla Erbil kalemi çok farklı, sözleri çok dobra sıradışı bir yazar. Bu yönleriyle hayran olduğum bir yazar. Başka kitaplarını da tabiki listeme aldım. Sizlere de tavsiye ederim. #leylaerbil #tuhafbirkadın #mustafasuphi




Leyla Erbil'le tanışma kitabım olan ve çoğu kişinin Ahmed Arif'in delice sevdiği ama asla karşılık bulamadığı hasretinden prangalar eskittiği kadın olarak tanıdığı Leyla Erbil, Nobel'e aday gösterilmiş ilk Türk kadın yazardır.
Kitap; Kız, Baba, Ana ve Kadın adlı 4 bölümden oluşan, her biri kendi içinde bir öykü gibi görünen birbiriyle bağlantılı bir romandır aslında. Ayrıca yazarın ilk romanıdır. Erbil'in yaşamını okuduğumuzda ana karakter Nermin ile ne kadar paralellik gösterdiğini görebiliriz.
19 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Nermin, inandığı hayallerin ve ideolojilerin peşinden giden, okumayı ve şiir yazmayı çok seven, sosyalist düşünce yapısına sahip bir gençtir.
Geleneksel aile yapısı, kadın olarak toplumda yer alma mücadelesi ve toplumun kadına dayattığı normlar , Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine geçiş, sosyalizm, komünizm, aydın geçinen bazı kişilerin kadına bakış açısı, halk ile aydınlar arasındaki kopukluk gibi birçok konuyu eleştirel ve sivri bir dille ele alıyor. Ayrıca ensest ve toplumun tabulaştırdığı kızlık zarı, cinsellik gibi konulara da cesurca değiniyor.
Mustafa Suphi olayına da uzunca yer veriyor ve önsözde de bu konuyla ilgili her baskıda araştırmaları sonucu yeni belgeler eklediğinden bahsedip eklediği belgelerden gözünden kaçanlar varsa diye de okuyucudan özür diliyor.
Kitabı okurken yer yer rahatsız olsam da dönem tahlillerinin yer aldığı bu kitap bana yazarın diğer kitaplarını da okuma isteği uyandırdı.




Bu kitabı böyle yorumlayabilirim kısaca.
Eserde anlatılanlar tuhaf değil kullanılan anlatım teknikleri tuhaf.

Leyla Erbil Türk edebiyatında Nobel'e aday gösterilen ilk Türk kadın. Bu sebepten bu eseri okumaya karar verdim.

Eserde birden fazla anlatım tekniği kullanılıyor. İlk bölüm, ben diliyle anı roman özelliği gösteren bir üslupla kaleme alınıyor.Bu bölümün ana kahramanı 19 yaşındaki şaire olmak isteyen Nermin'dir.
Nermin bu yaşlarda komünist düşüncede olan ateist-deist bir kimliğe sahip kişi olarak karşımıza çıkıyor. İkinci bölüm olan 'Baba' bölümü ise Nermin'in babasının zihninden geçen olayların bilinç akışı tekniği kullanılarak yazılan bölümdür. Babasının geçmişi ve dünya görüşüne yer veriliyor.
Bu iki bölümde anlatılanlar eseri otobiyografik bir okumaya yöneltiyor.
'Ana' bölümünde babasının ölümü ve akrabaları ile arasındaki çeşitli tartışmalara yer veriyor. Akrabalarını gerici zihniyet yapısında bulduğu için eleştiriyor.
'Kadın' son bölüm olan bu bölümde artık kırklı yaşlara gelmiş biri olarak karşımıza çıkıyor, Nermin. Bu bölümü yazar ilahi bakış açısı ile yazmış. Bu bölümde Nermin'in, doktor eşi ile yaşadıkları ve halktan insanlarla kaynaşmaya çalışan bir aydın olarak karşımıza çıkıyor.

Bu eseri önemli kılan post-modern bir şekilde yazılması ve yazarın hayatı hakkında bilgi vermesi diyebilirim.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: