Travma Kitap Bilgileri
Yazar: Wulf Dorn
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 18 dk.
Sayfa Sayısı: 328
Basım Tarihi: Kasım 2017
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2017
Yayınevi: Pegasus Yayınları
ISBN: 9786052993439
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Travma Kitap Tanıtımı
Fısıldıyorlar, gülüyorlar, tıslıyorlar ve ağlıyorlar.
Gitgide yükseliyor sesleri, gitgide.
Biz Her Yerdeyiz.
Artık Kuralları Biz Koyacağız.
Gelecek Bizim.
Laura Schrader ıssız bir dağ yolunda, kaza yapmış bir araçtan kurtarılır. Aracın bagajında kafatası parçalanmış bir çocuk cesedi bulunmaktadır. Dahası, kazanın gerçekleştiği bölgeye yakın bir köyün tüm sakinleri aniden ortadan kaybolmuştur. Birbiriyle bağlantılı bu olayları inceleyen psikolog Robert Winter ve emniyet güçleri büyük bir bilmeceyle karşı karşıya kalır çünkü yaşadığı travmayı atlatamayan Laura Schrader’in köyde olanlarla ilgili ilk ifadesi hayal ürünü gibi görünmektedir. Laura başına gelenleri Robert Winter’e anlattıkça ve köyde arama başlatan polis kanıtlara ulaştıkça bu kâbustan uyanmak daha da imkânsızlaşır.
Travma Kitaptan Alıntılar
1. "Kitap, iyi bir arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar. Kapağını aç, ardından da ruhunu."
2. "Yaş almak lütuf ama yaşlanmak bir lanet..."
3. "Güçlü olmalıydı. Daima. Onun için en önemli olan insan ondan alındığında bile..."
4. "~
Her zaman her şeye mantık çerçevesinde yaklaş...
İnsan aklına ters düşebilecek hiçbir şeye inanma...
~"
5. ""Doğru karar başarının yarısıdır ve insanın öğrenemeyeceği hiçbir şey yoktur.""
6. "Gözleriniz sizi yanıltabilir ama hisleriniz asla anlayışını yaşamın kendisi öğretmişti ona..."
7. "~
Kimi insanlar onu düş kırıklığına uğratmıştı ancak kitapları daima sadık dostları ve yol arkadaşları olmuştu...
~"
8. "Kimi evlilikler çok erken bitiyor ama insanın, hayatının sonuna kadar her sabah işe yaramaz birinin yanında uyanmasından iyidir..."
9. "~
Varlığını içimizde yaşam boyu sürdürür bu çocuk. Ancak yetişkinliğin getirdiği koşullar ağırlaştıkça onu gitgide daha az algılarız...
~"
10. "~
Bekaret ve masumiyet insanı kırılgan kılıyor...
İnsan acıya katlanmayı öğrenmeliydi.
Yoksulluğun kaderiydi bu...
~"
11. "Kızı yaşamının en önemli dersini alıyordu şimdi ;
İnsan, acıya katlanmayı öğrenmeliydi ."
12. ""Kitap, iyi bir arkadaş gibidir ...
İyi günde kötü günde daima yanındadır, sana yepyeni dünyaların kapılarını aralar ...
Kapağını aç, ardından da ruhunu.""
13. ""İnsan bir yerden sonra her şeye hazırlıklı olduğunu düşünüyor. Şaşırabileceği bir şey kalmadığını sanıyor. Ama yanılıyoruz işte...""
14. "'Hayattan çok bunalırsan işine sığın.' "Laura'nın felsefesiydi bu. Hedefe yönelik bir uğraş, insanı her türlü sıkıntı ve sorundan uzaklaştırdığı gibi kazançlıydı da.""
15. ""Ölümlü olduğumuzu bilmek bize doğru olanı yapmayı öğretir.""
Travma Kitap İncelemeleri
Çocukların yetişkinlerden öç aldıkları müthiş bir hikâye...
" Çocukların gerçekten yeterince gerekçeleri olabilirdi, diye
düşündü Robert. Onları her gün onlarca hayvan ve bitki türünün
neslinin tükendiği bir dünyada yaşamaya mahkûm ediyoruz.
Okyanusların zehirli olduğu ve havasını kirlettiğimiz, sanayi
yüzünden iklim felaketlerinin birbiri ardına geldiği bir dünyada..
Ve bütün bunlar, mutluluğun sürekli gelişimle sağlanabileceği
yalanına insanoğlunun kuşaklardan beri inanması yüzünden
oluyor."
Hal-hazırda uşaqların amansızlıqla qətlə yetirildiyi bir dünya ilə üz-üzəyik. Yetkinlik yaşına çatmayan balaca qızların zorla nikaha daxil olduğu, uşaq istismarının günü gündən artdığı bir dünya. Bəs biz insanlar bu olanlara qarşı mübarizə apara bilirikmi? Hər gün neçə körpə aclıqdan, susuzluqdan həyatını itirir. Amma dünya hələ də susur. Hələ də öz mənfur planları üçün fəaliyyət göstərir.
Kitab daxili hadisələr bəzən fantastik xarakter daşısa da möhtəşəm idi. Uşaqlar böyükləri onların yaşadığı dünyanı çirkinləşdirdiyi üçün cəzalandırırdı. Bu çirkinlik sadəcə təbiətin, suyun, havanın çirkinliyi deyildi. Həmdə insanların çirkinləşdiyi gerçəyi idi.
Həqiqətən dünyanı Uşaqlar idarə etsə idi, bəlkə də hər şey saf təmiz olardı. Çünki biz böyüklər nə bizə verilən təbiətin, günəşin, dənizin, havanın dəyərini bilirik nə də bir birimizə qarşı düzgün mövqe nümayiş etdirə bilirik.
Yazarın bütün eserlerini okumuş biri olarak maalesef bu eserini okurken sıkıldım. Sebebi ise heyecanın ve gerilimin olmamasıydı.
Eserin ana fikri çocuklar...
Dünyanın her yerinde şiddete, tacize, tecavüze, haksızlığa uğrayan çocukların bir kaç sayfalık hayatlarından kesitlerinin anlatıldığı eser, bir noktada reklamcı olan Laura Schrader'ın yeğeni Mia ile bağlantılanıyor. Olay kurgusu her ne kadar Şizofren hastalığı ile ilişkilendirilmeye çalışılsa da,bir kaza sonucu bagajda bulunan çocuk cesedi ile bir köy halkının tamamen ortadan kaybolmasının gizemi üzerine kurgulanmış...
Eser, kaza sonucu Laura'nın ifadesini almaya çalışan psikiyatr Robert'ın, onun anlattıkları karşısında dehşete düşüp, yıllar içinde insanların halüsinasyon ve sanrıları arasında gerçeklikten kopuşlarına şahitlik edip, Laura'nın anlattıklarını ise tıbben bir yere koyamayarak onun bildiklerini sabır ile dinledikten sonra onun söylediklerini, aklından geçenleri anlamaya çalışarak ilerliyor...
Son sayfalardan önce ki bölümlerde olayın yaşandığı bölgedeki zehirli atıkların insana halüsinasyon gördürdüğünü yazan yazar, son bölümde ise dünya geneline indirgediği konuyu bağlayamamış. Çocukların dünya üzerinde tüm yetişkinlerden intikam almak için giriştikleri eylemlerin sebebi ise havada asılı kalarak, eser sonlandırılmış...
Yazar teşekkür bölümünde "Yeni ve önceki kadar kasvetli bir edebi alana açılmak üzere bildik yolumdan ayrıldığımda bana güven adına müthiş bir avans sağladılar." diyerek bir kaç isme teşekkürlerini iletmiş fakat bu yazım dili önceki eserlerine göre gerilimden uzak olmuş. Ben okurken hikayenin içine giremedim...
Ana fikri kısaca: Çocuklara zarar veren insanlık sisteminin ancak çocuklar tarafından yok edilebileceği.
Ne kadar acımasızız çocuklara karşı. Ne kadar gaddar... 8 yaşındaki bir çocuğun aç kalan babası tarafından satılmasına mı üzüleyim, Irak 'ta 11-14 yaşları arasında ki çocukların bir terörist olarak yetiştirilmek için acımasızca insanları öldürmek, kafalarını kopartmak zorunda bırakılmalarına mı yanayım yoksa başka küçük bir çocuğun babası tarafından kendini korumak için silahının olması gerektiğini düşünüp doğum günü hediyesi olarak bir tüfek almasına mı yanayım? Biliyorum kurgu , kurgu değil. Bu anlatılanları Wulf Dorn kurgulamış olabilir ama olmadığı da varsayamayız. Aslında bunların hepsi, daha acımasızları her gün oluyor. Her gün bir çocuğun canı yanıyor. Oysaki ne kadar masum varlıklar onlar . Masumiyetlerini ellerinden biz alıyoruz. Söz konusu kendini ifade edemeyen , savunamayan , koruyamayan küçük çocuklar olunca farklı bir insan oluyorum . Hepimiz cocuktuk ve bir çoğumuz acı çektik.
Wulf Dorn' u özellikle de Psikiyatristi okumuş okurlar bu kitap için burun kıvırmıs olabilir ama benim için çok farklı bir yeri var artık. Çok değerli kitaplarımdan bir tanesi oldu. Benim için anlamlı bir kitaptı. Bir kitabı okuduğunuzda size hissettirdikleriyle önemli olur o kitap . Bana çok özel duygular hissettirdi .O yüzden Teşekkürler Wulf Dorn :)
İnsanı durmadan düşünmeye zorlayan bir kitap.
Çocuklara neler yaptık bugüne kadar, savaşlarda öldürdük, dilendirdik, küçük yaşta evlendirdik, tecavüz ettik, öldürdük, sattık, katlettik, aç bıraktık, görmezden geldik, kulaklarımızı kapattık, üzülmekle, iki damla gözyaşı dökmekle geçiştirdik, unuttuk. Dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirdik. Onlara tükenmiş kaynakları, kirlenmiş havası, kurumuş suyuyla bir çöpten başka birşey bırakmadık. Hemde ne uğruna... Para
Onlar için yaptığımızı zannederken en çok onlara zarar verdik.
Peki ya birgün bu çocuklar bizden intikam almak isterse , dünya yetişkinler olmadan nasıl bir yer olurdu hiç düşündünüz mü?
Yada sırf bu yüzden çocuklar tüm yetişkinleri katletse onları ne kadar suçlayabilirdik.
Kitabımız tamda bunu anlatıyor işte. Laura geçirdiği kaza sonucu aracın içinde sıkışıp kalmışken onu bulan kızını ve eşini merak eden eski eniştesi oluyor. Ancak Laura nın bagajında kızının cesedini görmesiyle ambulans çağırıp baldızının zor kaçtığı kasabaya doğru hızla yola koyuluyor. Kasabadaki 164 kişi ortadan kayboluyor ve arkalarında hiçbir iz bırakmıyorlar. Onları aramaya giden ekiptende bir kişi kayboluyor ve polislerin elinde kalan tek tanık kazadan ve yaşadıklarından sonra aklını kaçırmış olabileceğini düşündükleri Laura. Anlattıkları gerçekten inanılması mümkün olmayan şeyler...
Ve kitabımız klasik sonlarla bitmiyor.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Travma Wulf Dorn'dan okuduğum ikinci kitap, ilk olarak Psikiyatrist kitabını okumuştum ve bayılmıştım. Travma'yı da beğendim ama Psikiyatrist kadar güzel değildi bence. Gerilim bir tık düşüktü ama merak duygusu her daim baskındı. Özellikle son bölümlerde aşırı gerildim hatta kitabı okurken verdiğim yemek molasında 1 yaşındaki kardeşim gülerek bana doğru yaklaşınca bi' ürkmedim değil :) Her şeyin suya karışan bir zehirden dolayı olması fikri bana Laura'nın anlattıklarına kıyasla mantıklı gelmişti ama doğru olmadığını gördük. Özellikle Robert'ın her şeyin gerçek olduğunu anladığı kısım dehşet vericiydi. Yine de kitapta rayına oturmayan, ucu açıkta kalan şeyler vardı. Öncelikle çocuklara fısıldayan şeyler neydi? Neyi susturmaya çalışıyorlardı? Neden durduk yere adalet sağlayıcı ölüm makinelerine dönüştüler? Onlara bunu kim veya ne yaptırdı? Bunların hiçbirine değinilmemişti. Ayrıca cesetleri tatil evine çocuklar mı taşıdı yoksa gerçekten belediye başkanı mı anlayamadım. Bir de eğer dünyanın her yerinde çocuklar böyle katliam yapıyorlarsa nasıl haber olmuyor? Evet tüm insanları öldürüyorlar ama elbette sağ kalanlardan biri sosyal medya paylaşımı vs. yapabilirdi yani. Kısacası kitabı birkaç mantık hatası dışında gayet beğendim. Ama size asıl tavsiyem Psikiyatrist kitabını okumanızdır, okurken büyük ters köşe yemiştim :) Wulf Dorn'un kalemini seviyorum, kitaplarını okumaya devam edeceğim.