Toplum Sözleşmesi Kitap Bilgileri
Yazar: Jean-Jacques Rousseau
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 136
Basım Tarihi: Şubat 2019
İlk Yayın Tarihi: 1762
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9789754589481
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Toplum Sözleşmesi Kitap Tanıtımı
Jean-Jacques Rousseau (1712-1778): Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev'den Emile'e, İnsanlar Arasında Eşitsizliğin Kaynağı'ndan İtiraflar'a, insanlık tarihinde çığır açan Aydınlanma düşüncesinin en önemli Romantik düşünür-yazarıdır.
Toplum Sözleşmesi'yse (1762) yayımlandığı günden bugüne toplumların birarada yaşayışlarına ilişkin en temel düşünce yapıtlarından biri olma özelliğini sürdürmektedir.
Vedat Günyol (1911-2004); Kültür tarihimizin Tercüme Bürosu ruhunu, sonraki dönemlerde yayıncısı olduğu Yeni Ufuklar dergisi ve Çan Yayınları'yla sürdüren en önemli üyelerinden biridir. Rabelais'den Rousseau'ya T. More'dan M. Gandhi'ye uzanan "yalnız ve birlikte" çevirilerinin yanısıra, kendi denemeleri de yirmiyi aşkın kitapta toplanmıştır.
Toplum Sözleşmesi Kitaptan Alıntılar
1. "İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
2. "Bağışlamaların sıklaşması, çok geçmeden suçluların artık bağışlanmalarına bile gerek kalmayacağını gösterir ve bunun nereye varacağını da herkes bilir."
3. "Tehlikeli özgürlüğü kölece rahatlığa değişmem."
4. "İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
5. "Özgürlük her iklimde yetişen bir meyve değildir.”"
6. "Özgürlük her iklimde yetişen bir meyve olmadığından bütün halkların elde edilebileceği bir şey de değildir."
7. "İnsan özgür doğar , ama her yerde prangaya vurulmuştur."
8. "“Ey özgür uluslar! Şu özdeyişi aklınızdan çıkarmayın:Özgürlük elde edilebilir ama kaybedildi mi,bir daha ele geçmez artık.”"
9. "İnsan her zaman kendi iyiliğini ister ama bunun ne olduğunu her zaman kestiremez."
10. "“İyi yönetilen bir devlette cezalar azdır.Bunun nedeni bağışlamaların çokluğu değil,suçluların azlığıdır:Çökmekte olan bir devlette suçların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar.”"
11. "...her insan özgür doğduğundan ve kendi kendinin efendisi olduğundan , hangi gerekçeyle olursa olsun , kimse onu kendi rızası olmadan köleleştiremez."
12. "“Nasıl, bir mimar büyük bir yapıya başlamadan önce,yapıtın ağırlığına dayanıp dayanamayacağını anlamak için toprağı inceler ve sondalarsa,bilge bir yasacı da,aslında iyi birtakım yasaları kaleme almadan önce,bunları halkın hoş karşılayıp karşılamayacağını araştırır.”"
13. "Asla gerçek demokrasi var olmamıştır ve de olmayacaktır."
14. "Özgürlüğünüzden çok kazancınızı düşünürsünüz, yoksulluktan korktuğunuz kadar kölelikten korkmazsınız."
15. "♡
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.
♡"
Toplum Sözleşmesi Kitap İncelemeleri
Başlangıçta insanların tanrılarından başka kralları, dine dayanan yönetimden başka yönetimleri yoktu. İnsanın benzerini kendine efendi diye kabul edebilmesi ve bunun yararlı olacağı umuduna kapılabilmesi için düşünce ve duygularında uzun bir değişiklik olması gerekir.
İşte tam burada, devletin varlığının meşruluğunu açıklamak için herşeyin bir anlaşmaya dayandığını öne süren toplumsal sözleşmeciler devreye giriyor. (Hobbes, Rousseau, Locke )
Rousseau'ya göre doğa durumunda bütün insanlar eşitti, doğal eşitsizliklerin önemi yoktu. (Burada "güç" eşitsizlik yaratmaz mi diye sorulabilir; güç eşitsizlik yaratır ama hak yaratmaz.) Toplum halinde yaşamaya geçince eşitsizliklerin artmasıyla insanlar, daha üstün bir güce, "genel irade"nin ortaya koyduğu kurallarla toplumu idare etme yetkisini veriyor.
Rousseau, kitabına bu ismi vermesiyle aynı zamanda isim babası olarak da anılıyor. Okumayanlar için bile çok tanıdık bir sözle başlıyor kitap, "İnsan özgür doğar, oysa heryerde zincire vurulmuştur."
Peki kitapta nelerden bahsediyor ; üniversite boyunca sürekli duyduğum "genel irade"sinden (HAY serisi baskısında bunu "genel istem" olarak kullanmış.), yönetim biçimlerinden, yönetim şekillerinin devletlere hangi koşullarda uygunluğundan, siyaset ve dinin içiçe geçmişliğinden hatta şaşıracaksınız hangi iklim koşullarında hangi yönetim biçiminin daha uygun olduğunu bile yorumluyor. Ve hiçbir konuyu üstünkörü bırakmadan incelikle irdeliyor bu kitapta.
Rousseau'nun çağdaş demokrasinin öncüsü olduğunu kabul ederek, siyaset felsefesine ilgi duyan herkesin okumasını öneririm
.
.
Tür : Klasik-Düşünce-İnsan ve Toplum
.
Sayfa : 136
.
Puan : 10/10
.
250 yıl önce yazılmış, " Haklı ve doğru bir toplumun temellerini atmaya çalışan bir düzen" ve inanın bu düzen hepinizi mest edecek. Yazar öyle güzel ele alıp ince düşünmüş ki her cümlede düşüncelere sevk ediyor.
.
Jean-Jacques Rousseau kitaba yazış amacını ifade ettiği şu söz ile başlıyor. İlk cümleyi okuyunca nasıl nir şaheser olduğunu idrak ediyoruz.
"Niyetim, insanları oldukları gibi, yasaları da olabilecekleri gibi ele alıp, toplum düzeninde güvenilir ve haklı bir yönetim kuralı bulunup bulunamayacağını araştırmaktır. Bu araştırmada, adalet ile fayda birbirinden ayrı düşmesin diye, hakkın onayladığını çıkarın gerektirdiğiyle uzlaştırmaya çalışacağım."
.
Kitap hakkında şu söz birçok yerde yer alıyor.
"Toplum Sözleşmesi, az okunan ama üzerinde durmadan söz edilen eserlerin başında gelir". Öyle doğru bir söz ki...
.
En azından lise yıllarında bu kitabı duymayan yoktur herhalde, peki gerçekten kaçımız okuduk veya okumayı düşündük.
Şu detayı da belirteyim, bu kitap Atatürk'ün etkilendiği kitaplar arasında yer alıyor. Bu bile okumak için yetmez mi.
.
Değerli Kitapseverler gerçekten kaliteli bir kitap okumak istiyorsanız bu kitabı listenize ekleyin derim. Benim için baş köşe kitapları arasında yerini aldı. Birçok kez daha okuyacağım İnşallah, hatta Ocak ayında tekrar okuyup bu sefer notlar almayı düşünüyorum .
.
Ayrıca imkanınız olursa arkadaki kitabı almanızı ve ikisini birlikte okumanızı öneririm. Birbirini çok güzel tamamladılar. Yarın diğer kitabın yorumunu paylaşacağım
.
Kesinlikle Tavsiye Ediyorum
Jean-Jacques Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi, yalnızca siyaset felsefesinin değil, insanlık düşüncesinin de mihenk taşlarından biridir. Yazar, doğa durumu ile başlayan serüveninde, insanın toplum içinde özgürlüğünü nasıl yitirdiğini ve onu yeniden nasıl kazanabileceğini sorgular. Kitabın temel çıkış noktası, insanın özgür doğduğu fakat her yerde zincirlere vurulmuş olduğudur. Bu çelişki, Rousseau’nun tüm tezini biçimlendiren bir isyandır. Eserde, birey ile toplum arasında adaletli bir bağ kurma arayışı, “genel irade” kavramı etrafında şekilleniyor. Rousseau’ya göre birey, özgürlüğünden feragat etmeksizin ortak iyiliği gözeten bir yapının içinde var olabilir. Bu bağlamda oluşturulan toplum sözleşmesi, insanların ortak bir iradeyle kendi kendilerini yönetmesini esas alır. Ona göre, gerçek özgürlük ancak yasaların bizzat halkın iradesinden doğduğu bir düzende mümkündür.
Rousseau’nun dili hem yalın hem de güçlü; düşünceleri bazen bir filozofun berraklığıyla, bazen de bir şairin coşkusuyla aktarılıyor. Eser, teorik bir metin olmasına rağmen canlı bir üslupla ilerliyor, okuyucuyu düşünmeye ve yerleşik kabulleri sorgulamaya davet ediyor.
Toplum Sözleşmesi, sadece bir siyasal yapı önerisi değil, aynı zamanda insan doğasına, ahlaka ve özgürlüğe dair derin bir düşünsel çağrı. Eğer bireyin toplumla olan ilişkisini, hak ve yükümlülükler dengesinde anlamaya çalışıyorsanız, Rousseau’nun bu eseri hem yön gösterici hem de sarsıcı bir metindir. Okunmaya ve üzerinde düşünmeye değer.
Jean-Jacques Rousseau(1712-1778): İnsanlık tarihinde çığır açan Aydınlanma düşüncesinin en önemli romantik düşünür ve yazarıdır. Rousseau, Toplum sözleşmesi'ni en çok değer verdiği yapıtı olarak görmüştür. Bu yapıtı için " Epey önce, gücümü tartmaksızın yazmaya kalkıştığım, ama o gün bugün bir yana bıraktığım daha geniş bir yapıttan alınmıştır." demiştir.
Toplum sözleşmesi, 1756-1760 yılları arasında yazılmış ve 1762'de basılmıştır. Ve dört kitaptan oluşmaktadır. Birinci kitap, toplumun bir sözleşme yoluyla doğduğundan; ikinci kitap, egemen varlıktan, egemenlik ve genel istemden; üçüncü kitap, yürütme gücü olarak çeşitli yönetim biçimlerinden; dördüncü kitap, sistemin işleyişinden ve toplumun dininden söz eder.
Toplum sözleşmesi, haklı ve doğru bir toplumun temellerini atmaya çalışıyor. İnsanın yaradılışı ile toplum içindeki koşullar arasında derin bir karşıtlığın doğmasındaki düşüncenin ardından yürür. Doğal yaşama haline dönülmeyeceğinin ve toplumun su götürmez bir gerçek oluşu karşısında, toplum içinde yaşayan insana doğal haklar sağlama isteği getirir.
Rousseau, Toplum sözleşmesinde, toplumu bir gerçek olarak ele alır. Onun niyeti; insanları oldukları gibi, yasaları da olabilecekleri gibi ele alıp, toplum düzeninde güvenilir ve haklı bir yönetim kuralı bulunup bulunamayacağını araştırmaktır.
Az okunan, ama üzerinde durmadan söz edilen bu ve bizlere hediye edilen diğer bütün kitapların hakkını vermek dileğiyle...
Herkese iyi okumalar diliyorum..
Çok ama çok severek okuduğum bu kitapta, toplumsal değerlerin, devlet ve yönetim sisteminin ne kadar önemli olduğu ama bir yandan da içinde bulunduğumuz döneme göre hangi kısımlarının eleştirilip evrilmesi gerektiği masaya yatırılmış.
İnsanların mutlu, özgür, eşit ve sağlıklı bir düzende yaşamaları için neleri değiştirmek, bir yandan da neleri yitirmemek için çaba sarf edilmesi gerektiğini ve devletlerin, yönetim sistemlerinin toplum üzerindeki eleştirilebilenicek her penceresini açıyor bu kitap. Düzene, sisteme, yönetim şekillerine karşı farklı bakış acılarını ele alan yazar bunu okura müthiş bir dille aktardığı yetmez gibi değindiği konular tam olarak hepimizin gündelik yaşantımızda da eleştirdiği konular aslında. Ben okurken “İşte tam da böyle” ve” Böyle olmalı zaten” demekten alamadım kendimi. Fikirler, tespitler, saptamalar gerçekten olağanüstü. Bu denli doğru tespitler yapılabiliyorken, bunları hala bugün bile hayata tam anlamı ile geçirememek ise biraz üzücü.
Atatürk’ün çok sevdiği ve cumhuriyeti kurma döneminde ilham aldığı bu kitap ideal bir devlet ve politikanın aslında nasıl olması gerektiği kitabın 4 bölümüne bölerek inceliyor. Bize ise sadece uygulamak kalıyor düşününce.
Ben oldukça akıcı buldum ve keyifle okudum eğer siyaset ve felsefe tarzında okumayı da seviyorsanız beğeneceğinizi düşünüyorum.