Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Toni Morrison Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Toni Morrison En Beğenilen Sözleri



1. "Bu ev yabancı.
Gölgeleri yalancı.
Anlat o zaman, söyle,
Neden kilidi anahtarıma uyuyor?"


- Yuva



2. "Ondaki bir şey beni sarsmış, içimi ona layık biri olma isteğiyle doldurmuştu."


- Yuva



3. "Şimdi, dünyada herkesten çok değer verdiği kişiyle yetinmek zorundaydı, yani kendisiyle."


- Yuva



4. ""Sevilmenin nasıl bir his olduğunu merak etti.""


- En Mavi Göz



5. "Kimin evi bu?
Kimin gecesi
Işıkları dışarıda bırakıyor böyle?
Söyle, bu ev kimin?
Benim değil.
Ben başka bir evin hayalini kurdum
Daha sevimli, ışıl ışıl.
Boyalı kayıkların geçtiği bir göle,
Bana açılan kollar kadar geniş tarlalara bakan.
Bu ev yabancı.
Gölgeleri yalancı.
Anlat o zaman, söyle,
Neden kilidi anahtarıma uyuyor?"


- Yuva



6. "Orada uzun uzun durdum, o ağaca baktım.
Öyle güçlü görünüyordu ki
Öyle güzel.
Tam ortasından yaralanmış
Ama canlı ve sağlıklı."


- Yuva



7. "“Yere düşünce seçim yapman gerekir, der hep. Ya orada kalacaksın ya da sekip zıplayacaksın.”"


- Tanrı Çocuğu Korusun



8. ""Aslında beni hiç terk etmedi çünkü zaten hiçbir zaman benimle olmamıştı.""


- En Mavi Göz



9. "En iyi gizlenme yeri sevgiydi.

Böylelikle el değmemiş sadizm, türetme bir nefrete, yapmacık bir sevgiye dönüşmüş oluyordu."


- En Mavi Göz



10. ""Gözleri yağmur gibi temizdi, aklıma yine şelaleler geldi.""


- En Mavi Göz



11. "Gözleri. İfadesiz, bekler, sürekli bekler halde. Sabırlı değil, umutsuz da değil ama muallakta."


- Yuva



12. "Şiddeti tutkuyla, tembelliği dinlenceyle karıştırdık, umursamazlığı özgürlük sandık."


- En Mavi Göz



13. "İyileşme sürecinin en kötü yanı anılarla baş başa kalmak."


- Tanrı Çocuğu Korusun



14. "“Millet aynı anadan doğdu diye illa birbirini sevmek zorunda değil ya.”"


- En Mavi Göz



15. "“Oysa insan hayallerinin nasıl suya düştüğüne ilişkin hakikati öğrenmenin peşindeyse eğer, asla bir hayalperestin sözüne inanmamalıdır.„"


- En Mavi Göz



16. "Bildiği kadarıyla, azıcık sevmek yeterliydi; her şeyi birazcık...böylece içinde kalan birazcık sevgiyi bir sonrakine verebilirdin."


- Sevilen



17. "İnsan nasıl ırkçı olur, nasıl cinsiyeti olur? Kimse annesinin karnından ırkçı doğmaz, doğuştan gelen bir yatkınlık yüzünden cinsiyetçi olmaz. İnsan ötekileştirmeyi görerek öğrenir, ona öyle öğütlendiği, öyle talimat verildiği için değil."


- Ötekilerin Kökeni



18. ""Ama nedenin altından kalkmak zor olduğu için, insan nasıla sığınmalı.""


- En Mavi Göz



19. "“İşte eşsiz, biricik Tanrım, beni tam olarak bu şekilde terk etti o; hatta daha doğrusu aslında beni hiç terk etmedi çünkü zaten hiçbir zaman benimle olmamıştı.”"


- En Mavi Göz



20. "“Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette onu beklemek demekse eğer, biz mutluyduk.„"


- En Mavi Göz



21. "Artık hakikaten söylenecek hiçbir şey yok - olanların nedeni hariç. Ama nedenin altından kalkmak zor olduğu için, insan nasıla sığınmalı."


- En Mavi Göz



22. "Nasıl oldu da kölelik kurumu işlemeye devam etti? Uluslar bu yoz uygulamayı bünyelerinde barındırabilmek için iki yöntem kullandılar: İlki kaba kuvvete başvurmak,ikincisi ise köleliği romantikleştirmek."


- Ötekilerin Kökeni



23. "Ölüm var sevin"


- Aşk



24. ""Saçtığı büyü, bir bebeğe göre oldukça güçlü," dedi Denver.
"Ona beslediğimiz sevgiden daha güçlü değil." diye yanıtladı Sethe."


- Sevilen



25. "Para, bütün tartışmalarının odak noktası haline geldi."


- En Mavi Göz



26. "Artık kaçmak yok -hiçbir şeyden."


- Sevilen



27. "Ona dik dik bakıyoruz, canımız ekmeğinden çekiyor ama gözlerindeki o kibri söküp çıkarmayı ve ekmeği çiğneyen ağzına bir kıvam katan, sahip olma hissinin verdiği o kendini beğenmişliği paramparça etmeyi daha çok canımız çekiyor."


- En Mavi Göz



28. "Sonra Pecola aklıma daha önce hiç gelmemiş bir soru sordu. "Bu nasıl yapılıyor peki? Yani birinin seni sevmesini nasıl sağlıyorsun?" Ama Frieda uyuya kalmıştı. Ben de cevabı bilmiyordum."


- En Mavi Göz



29. "Bir zamanlar yaşlı bir adam vardı. Bu adam nesnelere düşkündü, çünkü insanlara azıcık olsun temas etmek, hafif ama inatçı bir bulantı duymasına yol açardı. İnsanlardan hoşlanmamaya ne zaman başladığını hatırlamadığı gibi, bu hissi duymadan geçen bir gününü de anımsamıyordu. Başkalarının hissediyor gibi görünmediği bu tiksintiden küçükken çok çekmişti, ama sonra iyi bir eğitim alınca başka şeylerin yanında bir de kelime öğrendi: "Mizantrop". Nasıl tanımlandığını öğrenince hem rahatladı hem de cesaret kazandı; bir kötülüğün adını koymanın onu yok edebileceğine ya da en azından etkisiz hale getirebileceğine inandı."


- En Mavi Göz



30. ",
Bana söylediklerini hatırlıyorum. Özgür insanlardan daha özgür köleler gördüğünü söyledin.
... ~..."


- Merhamet



31. "Oldum olası kendimizi her şeye ve herkese karşı savunmuştuk, tüm konuşmaları kıracağımız şifreler olarak görmüş, tüm hareketleri titiz analizlere tabi tutmuştuk; burnunun dikine giden, üçkağıtçı, küstah kişilere dönüşmüştük."


- En Mavi Göz



32. "...yürümeye çalışırken yaptığı toplama ve koparma hareketleri var artık sadece. Onun üstüne yığdığımız ve onun özümsediği bütün atıklarımız ile aslen ona ait olan ve onun bize verdiği bütün güzelliklerimiz arasında. Hepimiz -onu tanıyan herkes- pisliğimizi ona silerek temizlendikten sonra çok erdemli hissettik kendimizi. Onun çirkinliğinin üstüne bindiğimizde hepimiz çok güzeldik. Sadeliği bizi süsledi, suçu günahlarımızdan arındırdı, çektiği acı sağlıkla ışıldamamızı sağladı, acayipliği sayesinde mizah anlayışımız var zannettik. Onun konuşmaması kendimizi dilbaz sanmamızı sağladı. Yoksulluğu bizi bonkör kıldı. Karabasanlarını bile -kendi kabuslarımızı bastırmakta- kullandık. O da bize izin verdi, böylelikle onu hor görmemizi hak etti. Egolarımızı onun üzerinde biledik, karakterlerimizin içini onun kırılganlığıyla yumuşacık doldurduk ve güçlü olduğumuz yanılsamasıyla esnemeye koyulduk."


- En Mavi Göz



33. "Kendi hayatında ve herkesinkinde çarpık giden bir şeyler olduğunun elbette farkındaydı ama sorunları kaynağına, Hayatın Yaratıcısı'na havale etmek lazımdı. Yozlaşma, ahlaksızlık, pislik ve düzensizlik bu denli yaygın olduğuna göre, bunların Şeylerin Yaratılışı gereği olduğuna inanmıştı. Kötülük vardı çünkü Tanrı tarafından yaratılmıştı. O, yani Tanrı, aylakça ve bağışlanmaz bir hatalı yargıda bulunmuş, kusurlu bir evren tasarlamıştı."


- En Mavi Göz



34. "Bir ad bir insanı bir başka insandan nasıl daha üstün yapabilir? Ad gerçek bir nesne midir? Bir kişinin adı neyse kendisi o mudur?"


- En Mavi Göz



35. "Neredeyse güzel görünüyorum yine, o halde neden üzgünüm hâlâ?"


- Tanrı Çocuğu Korusun



36. "İnsan neye göre kendi adıyla değil başka bir adla müsemma olur? Esas olan ad mıdır o halde? İnsan da yalnızca adının söylediği şey midir? Yoksa bu yüzden mi Musa'nın sana yönelttiği o en basit ve arkadaşça "Adın nedir?" sorusuna cevap vermeyip onun yerine "Ben, benim," dedin? Temel Reis derdi ya hani, Neysem Oyum Ben, onun gibi mi? Adını vermekten korktun, değil mi? Adını öğrenince seni tanıyacaklarından korktun, değil mi? O zaman senden çekinmezlerdi, değil mi?"


- En Mavi Göz



37. "Katlanmış bir kanat gibi kendi içine doğru kıvrılmıştı. İçindeki acı beni kudurtuttu. Onu açmak, kenarlarını düzleştirmek; o kamburu çıkmış, kavisli omurgasına bir sopa sokup onu dik tutmak, içindeki ıstırabı çıkarıp sokağa tükürmeye zorlamak geldi içimden. Ama o, gözlerine yerleşebilecek bir yerinde taşıyordu ıstırabını."


- En Mavi Göz



38. "Bir zenci, ayakları varsa, onları mutlaka kullanmalı. Aynı yerde çok uzun süre oturursa, biri o ayakları bağlamanın yolunu bulabilir."


- Sevilen



39. "''Haber dedikleri şeyler dedikodudan ya da zincirleme yalanlardan ibaret.''"


- Tanrı Çocuğu Korusun



40. "Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette onu beklemek demekse eğer, biz mutluyduk."


- En Mavi Göz



41. "Küçük Elihue iyi bilmesi gereken her şeyi öğrendi, bilhassa da kendini kandırma sanatını. Ne bulursa okudu ama sadece işine gelen kısımları anladı, başkalarının fikirlerinin arasından kendisinin o anki tercihlerini destekleyen parça ve kısımları seçti. Dolayısıyla İsa'nın Mecdelli Meryem'e duyduğu sevgiyi değil, Hamlet'in Ophelia'yı istismar etmesini, İsa'nın büyük çaplı anarşisini değil, Hamlet'in ciddiyetsiz siyasetini hatırlamayı tercih etti."


- En Mavi Göz



42. "


,



.

."


- Cennet



43. "El sıkışırken gözleri birbirine kilitlendi, hiçbir şey söylemeden her şeyi söylediler."


- Yuva



44. "“Kapı dışarı edilmekle sokakta kalmak arasındaki bir fark vardır. İnsan kapı dışarı edilmişse, başka bir yere gidebilir; sokakta kalmışsa gidecek yeri yoktur. Aradaki ayrım ince ve netti.”"


- En Mavi Göz



45. ",
"Zor bir hayattı, beraberinde fazla bir ödül getirdiği söylenemezdi."
... ~..."


- Merhamet



46. "Romantik aşk fikriyle beraber şimdi karşısına yeni bir fikir daha çıkmıştı - fiziksel güzellik. Muhtemelen insanlığın fikirsel tarihinin en yıkıcı iki fikri. Her ikisi de hasetten doğan, kendine güvensizlik hisleriyle serpilen ve hayal kırıklığıyla sona eren iki fikir."


- En Mavi Göz



47. "Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette onu beklemek demekse eğer, biz mutluyduk."


- En Mavi Göz



48. "Bana kalırsa çoğu insan sessizliği takdir etmeyi bilmiyor, sessizliğin müziğe en yakın şey olduğunun farkında değil. Sessizlik huzursuz ediyor onları, yalnız hissettiriyor ya da."


- Tanrı Çocuğu Korusun



49. "Oysa insan hayallerin nasıl suya düştüğüne ilişkin hakikati öğrenmenin peşindeyse eğer, asla bir hayalperestin sözüne inanmamalıdır."


- En Mavi Göz



50. ",
Eğer olman gereken yerde değilsen, oyalanma.
... ~..."


- Merhamet



51. "Anlatılacak bir öykü değildi bu."


- Sevilen



52. "Şarkılar onu okşuyordu; günahların bedellerini düşünmeye zihnini ne kadar zorlarsa zorlasın, günahlardan arınma, selamete erme ve kendisinin hiçbir çaba harcamasına gerek duymaksızın birdenbire vuku bulacak esrarengiz bir yeniden doğuş arzusuyla bedeni titriyordu."


- En Mavi Göz



53. "Irkçı kötülüğü anlamaya çalışmak onu sadece besliyor balon gibi şişiriyor..."


- Tanrı Çocuğu Korusun



54. "Yaşamı boyunca hasretini çektiği eli uzattı ona, hak etmek için yalan söylemek zorunda olmadığı eli, güvenin ve şefkatin elini.."


- Tanrı Çocuğu Korusun



55. "İnsan ya sever, ya da sevmez. İnce sevgi, sevgi değildir."


- Sevilen



56. "Fazla gururun ardından yıkım gelir teranesinden mi etkilenmişti acaba?"


- Sevilen



57. "“Bir adamın kim olduğunun ispatı, ondan geriye kalanlardır.”"


- Merhamet



58. "Bana kalırsa çoğu insan sessizliği takdir etmeyi bilmiyor, sessizliğin müziğe en yakın şey olduğunun farkında değil."


- Tanrı Çocuğu Korusun



59. "Yere düşünce seçim yapman gerekir, der hep. Ya orada kalacaksın ya da sekip zıplayacaksın."


- Tanrı Çocuğu Korusun



60. "Onu her an koruyamazsın. Sen ölünce ne olacak?"
"Hiçbir şey! Onu koruyacagim, ister sağ olayım ister olmayayım.""


- Sevilen



61. "Zor olan, yaşamak."


- Sevilen



62. "Zenginlerin "buhran" , yoksullarınsa "hayat" dediği dönemde annelerinden öğrendiklerini yapmayı sürdürüyorlardı."


- Yuva



63. "Söz. Geri geleceğim. Tam gözlerinin önüne."


- En Mavi Göz



64. "Korku hüküm sürdüğünde hayatta kalmak için tek seçeneğiniz itaatir."


- Tanrı Çocuğu Korusun



65. "Tut elimden ulu Tanrım
Yol göster bana, ayakta kalayım
Yorgun, güçsüz, bitkinim
Fırtınalardan, gecelerden çıkar beni ışığa Elimden tut, ulu Tanrım, yol göster bana
Yolum saparsa karanlığa
Ulu Tanrım gelir yanıma
Ömrüm sona ererken
Kulak verir yakarışıma çağrıma
Elimden tut ki düşmeyeyim
Tut elimden ulu Tanrım, yol göster bana."


- En Mavi Göz



66. "Özgürlük için mücadele etmen gerekir. Çalışman ve üstesinden gelebileceğinden emin olman gerekir."


- Tanrı Çocuğu Korusun



67. "Hiçbir anne çocuğunu arkada bırakıp kaçmaz, öyle değil mi?"


- Sevilen



68. "" Bir adamın kim olduğunun ispatı ondan geriye kalanlardır " .

."


- Merhamet



69. "Beni dinleyin: Kalbinizi sevin! Çünkü o bir ödüldür."


- Sevilen



70. "Ne kadar acırsa, o kadar iyi. Acı olmadan hiçbir şey düzelmez, bilirsin."


- Sevilen



71. "Bazıları bile isteye kötülük yapar, bazılarıysa varlıklarıyla şeytanı getirir. Ellerinde değildir…"


- Merhamet



72. "Millet aynı anadan doğdu diye illa birbirini sevmek zorunda değil ya."


- En Mavi Göz



73. "Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette onu beklemek demekse eğer , biz mutluyduk."


- En Mavi Göz



74. "Bir odaya girdiğinde tanımadığı beyaz yüzlerin birbirine bakışlar atmasının nasıl bir şey olduğunu gayet iyi biliyordu."


- Tanrı Çocuğu Korusun



75. "Şiddeti tutkuyla, tembelliği dinlenceyle karıştırdık,
umursamazlığı özgürlük sandık."


- En Mavi Göz



76. ""İnsanlardan hoşlan­mamaya ne zaman başladığını hatırlamadığı gibi, bu hissi duymadan geçen bir gününü de anımsamıyordu.""


- En Mavi Göz



77. "Bir zamanlar yaşlı bir adam vardı . Bu adam nesnelere düşkündü , insanlara azıcık olsun temas etmek, hafif ama inatçı bir bulantı duymasına yol açardı ."


- En Mavi Göz



78. "Bir başına değil ama yalnızdı."


- Yuva



79. "Başını çevirdi az önce hüznünün onu ıslattığı noktaya baktı.."


- Sevilen



80. "İnsanlardan hoşlanmamaya ne zaman başladığını hatırlamadığı gibi, bu hissi duymadan geçen bir gününü de anımsamıyordu."


- En Mavi Göz



81. ""Öldü.”
“Yo, olamaz. Ne zaman?”
“Sekiz yıl oldu. Neredeyse dokuz.”
“Zor bir ölüm müydü? Acı çekmediğini umarım.”Sethe başını salladı.
“Uyumak kadar kolaydı.Zor olan, yaşamak."


- Sevilen



82. "Sahip olduğun en iyi şey, kendinsin. Sensin."


- Sevilen



83. "Rüzgâr geçitte hızla esiyor, mutfağın önünde artıkları bekleyen dört sokak köpeğinin tüylerini sırtlarına yapıştırıyordu.."


- Sevilen



84. "Aslında beni hiç terk etmedi çünkü zaten hiçbir zaman benimle olmamıştı."


- En Mavi Göz



85. "Beni bir şeyler konusunda uyarıp duruyor, eğer olman gereken yerde değilsen, oyalanma, diyor. Hemen geri dönmeliymişim."


- Merhamet



86. "Yas tutmanın faydası vardı elbette, ancak Tanrı ya sığınmak daha yaralıydı; onlar da yaradanın karşısına çıkıp heba olmuş, boşa harcanmış bir yaşamın hesabını vermek istemiyorlardı. Çünkü onlara tek bir soru soracağını biliyorlardı."


- Yuva



87. "Üstelik insanın verdiği sözü tutması gerekir, özellikle de bu sözü kendine verdiyse."


- Tanrı Çocuğu Korusun



88. "Teninin rengini bir kambur gibi sırtında taşıyacak daima."


- Tanrı Çocuğu Korusun



89. "Bazen yolun aşağısına doğru yürürken bir ses duyarsın ya da bir devinim görürsün.. ve bunun kendi uydurduğun bir şey olduğunu kafandaki bir imge olduğunu düşünürsün.. Ama değildir ..Aslında bir başkasına ait olan bir başkasının anmakta olduğu bir anıya çarpmışsındır"


- Sevilen



90. "“Beni dinleyin: Kalbinizi sevin! Çünkü o bir ödüldür.”"


- Sevilen



91. ""Zor olan, yaşamak.""


- Sevilen



92. "Bir erkek kahrolası bir balta değildir.. Günün her kahrolası anında kesen, yontan, parçalayan kahrolası bir balta.. Etkilenir..Duygulanır. Bazı şeyleri kesip atamaz, çünkü içeridedir."


- Sevilen



93. "Kapımın dışında bir dünya yok."


- Sevilen



94. "Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette onu beklemek demekse eğer, biz mutluyduk."


- En Mavi Göz



95. "Kafasındaki kapalı bölüm, yeni yağlanmış bir sürgü gibi açılıvermişti."


- Sevilen



96. "Ama buraya gelince, o arabadan yere atlayınca, yeryüzünde sevmek isteyip de sevemeyeceğim bir kişi bile kalmadı.."


- Sevilen



97. "Sonra Pecola aklıma daha önce hiç gelmemiş bir soru sordu " Bu nasıl yapılıyor peki ? Yani birinin seni sevmesini nasıl sağlıyorsun ? " Ama Frieda uyuyakalmıştı. Ben de cevabı bilmiyordum."


- En Mavi Göz



98. "Ateşin kokusu ve küller içimi titretiyor ama kalbimi delice çarptıran aslında gözlerinin parıltısı."


- Merhamet



99. "Sevgi asla sevenden daha iyi değildir."


- En Mavi Göz



100. "Öz çocuklarının hayatını boşvermiş, torunlarının üstüne titremişlerdi."


- En Mavi Göz



101. "Benimle ilgilenecek kimsem yoktu, kendimden başka, o yüzden kendimi yarattım, kendimi icat ettim ben, güçlü biri yaptım."


- Tanrı Çocuğu Korusun



102. "“Alıkonan para, çalınan para, güç olarak para, savaş olarak para.”"


- Tanrı Çocuğu Korusun



103. "Nefret, kendinden başka her şeyi yakıp yıkar, böylece çektiğin acının nedeni ne olursa olsun, yüzün tıpkı düşmanının yüzüne benzer."


- Aşk



104. "Beyazlar, hali tavrı ne olursa olsun, her siyah derinin altında vahşi bir ormanın uzandığına inanır. Geçit vermeyen, çevrintili sular; ağaçlardan sarkan, tiz çığlıklar atan maymunlar; uyuklayan yılanlar; o tatlı, beyaz kanlarını emmeye hazır, kırmızı diş etleri. Bir bakıma, diye düşündü, haklılar. Siyahlar beyazları ne kadar kibar, sevecen ve akıllı, ne kadar insan olduklarına inandırmak için, aslında sorgulananmaması gereken bir şeyi onlara kabul ettirmek için çabaladıkça, içerideki ormanda o kadar vahşileşiyor, karmaşıklaşıyordu. Ama bu, siyahların öteki yerden buraya getirdikleri bir orman değildi. Bu ormanı beyaz insanlar onların içine dikmişti. Ve orman büyümüştü. Yayılmıştı, ta ki kendisini yetiştiren beyazlara saldırıncaya kadar."


- Sevilen



105. "Eğer hayattaysan veya bir gün iyileşirsen, yazdıklarımı, karalamalarımı okumak için eğilmen gerekecek. Rahatsızlık verdiğim için özür dilerim."


- Merhamet



106. "“Korkutucu şeyler her zaman dışarıda değildir. En korkutucu şeyler içeridedir.”"


- Cennet



107. "İyileşme sürecinin en kötü yanı anılarla baş başa kalmak."


- Tanrı Çocuğu Korusun



108. "Bütün ağır işler bedeni mahvediyor ama zihni özgür bırakıyordu."


- Yuva



109. "“Eğer o kendine saygı duymuyorsa, bir başkası neden duysundu ki?”"


- Yuva



110. "“Sevginin asla sevenden daha iyi bir yanı yoktur.“"


- En Mavi Göz



111. "Zihin ne planlarsa planlasın vücudun arzuları başka."


- Merhamet



112. "Gezinen, genç ve siyah bir kadın demek, bir enkazdan çıkmış, sürüklenen bir kadın demekti."


- Sevilen



113. "Onlara halkım diyeceğim,
ki benim halkım değillerdi;
Ona da sevilen,
Oysa hiç sevilmedi."


- Sevilen



114. ""Dünyanın sonu onların gözle­rinin içine yerleşmişti, dünyanın başlangıcı ve ikisi arasında­ki tüm o çerçöp de öyle.""


- En Mavi Göz



115. "Aklıma doluşanlar hep beni hüzünlendiren düşünceler. Bu yüzden kendimi seni düşünmeye zorluyorum."


- Merhamet



116. "Yağmur damlaları çam iğnelerine can havliyle tutunuyordu.."


- Sevilen



117. "Bedeninde kalan son enerji kırıntısını da renkleri düşünmek için kullandı.."


- Sevilen



118. ""Zor bir ölüm müydü? Acı çekmediğini umarım."
Sethe başını salladı. "Uyumak kadar kolaydı. Zor olan, yaşamak...""


- Sevilen



119. "Tanrı sizinle elbette ilgileniyor, çünkü siz O'sunuz.

Bunu görebiliyorlar mıydı? Görebilecekler miydi?

."


- Cennet



120. "Hatırlamaya cesaret edebildiği kadarını ayırıp zihnine kazıdı ve delirmemek için kalanları hafızasından tamamen sildi."


- Merhamet



121. "Şimdi onu çöpleri ararken gördüğümde, acaba ne arıyor, diye düşünüyorum. Bizim katlettiğimiz şeyi mi?"


- En Mavi Göz



122. "Bir araya getirip diktiği parçalar dağılıp gitmişti yine."


- Tanrı Çocuğu Korusun



123. "Gözlerinde yaşamı yakalamak artık iyice güçleşmişti.."


- Sevilen



124. "Büyük ihtimalle gökte güneş parlarken veya ay ışığında sırtının nasıl göründüğünü bilmiyorsundur. Donup kalıyorum…"


- Merhamet



125. "En iyisi unutmak
En iyisi önüne bakmak"


- Resitatif



126. "Nihai çözüme gidiş sıçrayarak yapılmaz.
Bir adım atarsınız, bir adım daha , sonra bir adım daha..."


- Resitatif



127. "Neyi ne kadar bildiğin önemlidir, ... ama en önemlisi ne zaman duracağını bilmektir."


- Sevilen



128. "Senin gözlerinse dünyanın başlangıcı gibi."


- Cennet



129. "Sahip olduğun en iyi şey, kendinsin..."


- Sevilen



130. "Kölelerin kendileri adına hoş, zevkli duygular tatmaları doğru değildi; bedenleri bu amaca değil, ona sahip olan kişiyi hoşnut etmek için, mümkün olduğunca çok çocuk doğurmaya hizmet etmeliydi. Bunu yaparken de içten, derin bir zevk almamaları gerekiyordu."


- Sevilen



131. "Bride insanların can sıkıntısıyla neden bu kadar savaştığını yeni anlıyordu. Kafa dağıtacak bir şey ya da fiziksel bir aktivite olmadıkça zihin bir anlamı olmayan dağınık anılar içinde döndürüp duruyordu. Oysa odağı net bir üzüntüyü, birbiriyle bağlantısı olmayan düşünce kırıklarına tercih ederdi."


- Tanrı Çocuğu Korusun



132. "– Siz müharibədə olmusunuz?
– Olmuşam.
– Öldürmüsünüz?
– Hə,məcbur qalanda.
– Xoşunuza gəlmişdi?
– Yox. Heç xoş deyildi.
– Bu, yaxşıdır. Xoş olmasa, yaxşıdır. Sevindim.
– Niyə?
– Deməli, yalançı deyilsiniz.
– Sən hədəfə dəqiq vurursan,Tomas. Böyüyəndə kim olmaq istəyirsən?
Tomas qapının dəstəyini sol əlilə çevrilib açdı.
– Kişi, - dedi və çıxdı."


- Evə



133. "Bütün zencilerin beş parasız olduğunu düşünmek, herkesi rahatlatır; öyle olmayanlar, yani iyi para kazanıp üstelik elinde tutabilenler ise bir tür utandırıcı mucize gibi görülür. Beyazlar "sürünen siyahlar" fikrinden hoşlanırdı, çünkü paralı ve akıllı zenciler onları huzursuz ediyordu. Siyahlar da hoşlanırdı, çünkü o günlerde yoksulluğu bir erdem, dürüstlüğün kesin kanıtı sayarlardı: Bol parada iblisçe bir koku, başkalarının kanının kokusu vardır!"


- Aşk



134. "Sevgi asla sevenden daha iyi değildir. Hainler haince sever, sert olanlar sertçe sever, zayıflar zayıfça sever, aptallar aptalca sever ama özgür bir adamın sevgisi hiç bir zaman güvenli değildir. Sevilenin hiçbir kazancı yoktur. Yalnızca seven, sevgisinden bir kazanç elde eder. Sevilen ise sevenin içe dönük düşmanca bakışları altında kırpılır, etkisiz hale gelir, donar."


- En Mavi Göz



135. "Yüksek sesli düşlerde tek kişilik bir konuşma, bir haykırıştan farklı değildir, ölüye ve uzun zaman önce gidene yöneltilen suçlamalar, sevgi mırıltılarına karışır.

."


- Cennet



136. "Bir çocuğa ne yaptığınız önemlidir."


- Tanrı Çocuğu Korusun



137. "Mum yandığında elimi aleve siper ediyorum. Uyuyuşunu izliyorum. Fazla oyalanıyorum. Dikkatsizim. Alev avcumu yakıyor. Uyanmandan ve seni seyrettiğimi görmenden korkuyorum. O zaman kesin ölürüm."


- Merhamet



138. "Doğru koşullar sağlandığında kadınlar doğaları gereği erkeklerden daha güvenilir yaratıklardı."


- Merhamet



139. "Dilemek isteğinin gerçekleşmesini sağlamazdı, suçlamak da öyle; ama düşünmek ,kafa yormak sağlayabilirdi."


- Yuva



140. "Bir çocuğa ne yaptığınız önemlidir."


- Tanrı Çocuğu Korusun



141. ".. suskunluklar beklentiyle dolup taşardı. Sakin. Dokunaklı. Bu sessizlik ise kıraçtı, asitle yüklü bir dilsizlikti.
.."


- Cennet



142. "Nefret, tıpkı dostluk gibi fiziksel mahremiyetten daha fazlasını gerektirir; ayakta kalabilmek için yaratıcılığa, yoğun bir emeğe gereksinir."


- Aşk



143. "...birinin seni sevmesini nasıl sağlıyorsun?"


- En Mavi Göz



144. "Döndüğünde bu sefer degişmiş, yavaşlamış, onu memnun etmek zor."


- Merhamet



145. "Gökyüzünde, her zamanki tek ayın yerinde, tıpkı Connie’nin gözlerine benzeyen, iki donuk ay. Onların altında da silinip süpürülmüş bir dünya. Yargılamayın. Tertemiz. Ferah. Sonsuz."


- Cennet



146. "Bay Ölüm’e aşk şarkıları söyleyip kafasını ezdiler.. Ama en çok da insanların Yaşam dediği ve peşinden koştuğu sürtüğü öldürdüler.."


- Sevilen



147. "Daha gidebilir miyim, diye soruyorum kendime. Gitmeli miyim?"


- Merhamet



148. "Korkutucu şeyler her zaman dışarıda değildir . En korkutucu şeyler içeridedir.
."


- Cennet



149. "Şimdilerde suskunluk tuhaf karşılanıyor; insanlığın büyük bir kısmı az sözcükle çok şey anlatmanın güzelliğini unuttu. Artık diller kendi başına işleyip duruyor; beyinden yardım almaksızın."


- Aşk



150. ""Bir kadın önemlidir; bazen üç kupayı birden kazanırsın: iyi yemek, iyi seks ve iyi sohbet. Çoğu erkek bunların tekine bile razıdır, ikisini elde edince de bir istiridye kadar mutlu olur. Ama şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle. İyi bir adam iyi bir şeydir, ancak dünyada iyi bir kadından daha mükemmeli yoktur. Bu annen olabilir, karın, sevgilin, kız kardeşin ya da omuz omuza çalıştığın bir meslektaşın olabilir. Hiç fark etmez. Böyle birini bulunca, yanından ayrılma. Gözünü korkutan birini görünce de, tabanları yağla.""


- Aşk



151. "...eğer olman gereken yerde değilsen, oyalanma..."


- Merhamet



152. "“ onlar kadar özgürdük, ama tıpkı onlar gibi köleydik. Fark nereden doğuyor?”"


- Cennet



153. "Canlılara kötü davranan birisi asla başarıya ulaşamaz."


- Sevilen



154. "“İnsan hayallerin nasıl suya düştüğüne ilişkin hakikati öğrenmenin peşindeyse eğer, asla bir hayalperestin sözüne inanmamalıdır.”"


- En Mavi Göz



155. "Nihai çözüme gidiş sıçrayarak yapılmaz.
Bir adım atarsınız, bir adım daha , sonra bir adım daha ...."


- Resitatif



156. "Bir tutam ot, kaldırımdaki çatlağın arasından zar zor çıkmış ama bula bula sert ekim rüzgarını bulmuştu karşısında"


- En Mavi Göz



157. "-Onlara sorarım. Ama mezbahanın kadın işçi aradığını biliyorum.
-Ne yapmak için?
-Bilmem
-Erkeklerin yapmak istemediği bir iştir mutlaka."


- Sevilen



158. "Demek ki düşünde her şey yolunda - düşün renginin dışında. Daha önce hiç böyle renkleri olan bir rüya görmemişti."


- Cennet



159. "Annesiyle babası işten öylesine bitap dönüyorlardı ki, çocuklarına gösterebildikleri muhabbet de tıraş bıçağı misaliydi: keskin, kısa ve incecik..."


- Yuva



160. ".. içindeki son savaş hâlâ sürüyordu - utancın koridoru kilometrelerce uzunluğunda bir arenaya dönüştürdüğü, başarısızlığın şifreli bir kilidi boşu boşuna kurcalamayı andırdığı yere.

Küçümsendiğini biliyor, kendini bir çeşmeyi tıkayan, kullanılmış bir prezervatif gibi hissediyordu. Giysi ve bazı eşyaların değiş tokuşu sayılmazsa, iyi niyetin zerresi yoktu. Burası kendini beğenmişliğin, kibrin egemenliğindeydi;

,

."


- Cennet



161. "Artık çocuklarımdan başkası sütümü alamayacak. Sütümü daha önce de kimseye vermedim zaten-yalnızca bir kez oldu; o zaman da ben vermemiştim, benden zorla alınmıştı; beni yere yatırdılar, sütümü sağdılar. Bebeğimin sütünü.Nan’in görevi beyaz bebekleri emzirmekti; annem çeltikte olduğu için beni de emzirmişti. Sütü önce küçük, beyaz bebekler içerdi-ben de geriye kalanı. Kaldıysa, elbette.”Benim” diyebileceğim bir anne sütü yoktu. Sana ait olan sütten yoksun kalmanın ne demek olduğunu bilirim; o süt için savaşmak, avaz avaz haykırmak, sonra da kalan birkaç damlayla yetinmek."


- Sevilen



162. "O beyaz yaratıklar sahip olduğum ya da düşlediğim her şeyi aldılar. Yürek tellerimi de kopardılar. Dünyada beyazlardan daha büyük bir uğursuzluk olamaz."


- Sevilen



163. "Onun yüzünü tanımaması olanaksız olmasına karşın, orada duran sen misin diye sordu.Paul D “geriye ne kaldıysa,”"


- Sevilen



164. "Oysa hapse girene kadar ne Odysseia'yı okumuştum ne de Jane Austen'ları. Bunlardan çok bir şey öğrendiğimi söyleyemem ama kaçışlar, kandırmacalar ve kimin kiminle evleneceği gibi ıvır zıvır kafa dağıtmak için birebirdi."


- Tanrı Çocuğu Korusun



165. "Kısrakların acı çekmediğini de kim söylemiş? Sırf ağlamadıkları için mi? Kısrak canının yandığını söyleyemiyor diye, canı yanmıyor mu sanıyor bunlar?"


- En Mavi Göz



166. "…ne zaman sonbaharı düşünsem, ölmemi istemeyen ellere sahip biri gelir aklıma."


- En Mavi Göz



167. "Millet aynı anadan doğdu diye illa birbirini sevmek zorunda değil ya."


- En Mavi Göz



168. "Kendini özgürleştirmek başka şeydi, o özgür kişiliğe sahip çıkmak, başka şey."


- Sevilen



169. "Aynı anda hem çözüm hem de sorun olduğun bir dünyada neye güvenebilirdin ki?"


- Sevilen



170. "Nəsə başqa bir şey lazımdır diqqət cəmləməyə – ulduzsuz,zülmət səma,ya da, ən yaxşısı dəmir yolu. Nə təbiət olsun, nə qatar; yalnız göz işlədikcə uzanıb-gedən relslər..."


- Evə



171. "Yirmi yıldır donmuş bir göl gibi duran kanı, büyük bir hızla çözülmeye, parçalara ayrılmaya başlamıştı; bu kütleler bir eridi mi artık bir girdaba kapılmışcası döne döne dibe çökmekten başka seçeneğin yoktu."


- Sevilen



172.
Siz Tanrı'nın ilgisini çekmiyorsunuz. Onun ilgilendiği tek şey, aşktır; bir de aşkın bu ilgiyi anlayan ve paylaşan kişilere sağladığı mutluluk.
¬"


- Cennet



173. "İnsan hayallerin nasıl suya düştüğüne ilişkin hakikati öğrenmenin peşindeyse eğer, asla bir hayalperestin sözüne inanmamalıdır."


- En Mavi Göz



174. "– yine de, istenmemenin, dışlanmanın kokusu çok keskindi."


- Sevilen



175. "Kanayan yüreği, dipsiz aşkı. Her şeyi.

Yolu dar ama tatlı kekik kokularıyla dolu olan Anneye. Hiç eksilmeyen, kusursuz sevgisiyle bilgeleri de, lanetlenmişleri de şaşırtan Oğul'a.

Onu görebilelim, Ona dokunabilelim diye insan biçimini alana.
Acısıyla bizim acımızı yansıtabilmek, can çekişmesiyle, kuşkuları, yanılgılarıyla bizim aynamız olmak, ne kadar kolay incinebildiğimizi göstermek için insan bedenine girene. Yaşayan Tanrı'ya adanan bu otuz yıl, yaşayan erkekle karşılaştığı an bir tavuk yumurtası gibi çatlayıverdi.

."


- Cennet



176. ""Bugünü de dününden farksızdı: çekilmez.""


- Sevilen



177. "Sevgi asla sevenden daha iyi değildir."


- En Mavi Göz



178. "Ama o, gözlerine yerleşebilecek bir yerinde taşıyordu ıstırabını."


- En Mavi Göz



179. "......acı hep oradaydı – ısırıktan sonra ağzın bir köşesinde kalan, duyarlı bir nokta gibi."


- Sevilen



180. "Sen benim gün ışığımsın..."


- En Mavi Göz



181. "






.

."


- Cennet



182. "Seninle benim dünyadaki herkesten çok dünümüz var. Artık biraz da yarınımız olmalı."


- Sevilen



183. "Mutluluk, bir şeyin olacağından emin vaziyette bunu beklemek demek ise eğer, biz mutluyduk."


- En Mavi Göz



184. "






,

.

."


- Cennet



185. "Güneşin doğduğunu görür fakat renklere hiç dikkat etmezdi.Sanki bir gün bebeğinin kırmızı kanını,bir başka gün pembe mezar taşını görmüş ve ondan sonra da başka renk görmemişti."


- Sevilen



186. "Kimse onu sevmezdi, o da zaten sevilmekten hoşlanmazdı, çünkü sevgiyi ciddi bir zayıflık olarak görürdü."


- Sevilen



187. "Bir yalnızlık vardır, onu kucağında sallayabilirsin. Kollarını birbirine kavuşturup dizlerini göğsüne çekersin, ona sıkı sıkı sarılır, sen de ona tutunursun. Geminin sallanmasına benzemez bu sallanma; sallayanı da yatıştırır, sakinleştirir. Yalnızlığını deri gibi sarıp sarmalar, içinde taşırsın. Bir de yalnızlık vardır, dolaşıp durur. Kucağında sallayarak zapt edemezsin. Senden bağımsız bir canlıdır. Bu kupkuru, bu büyüyüp yayılan şey yüzünden insan kendi adımlarının sesini bile ta uzaklardan geliyor sanır."


- Ötekilerin Kökeni



188. "Gün doğumundan gün batımına yaşamı sürdürebilmek için başka şeyler gerekir; merhem gibi, sevecen bir temas gibi, sokulganlık gibi bir şeyler."


- Süleyman'ın Şarkısı



189. "Bu beyin neden hiçbir şey geri çevirmezdi? Hiçbir acıyı, pişmanlığı, bakılamayacak kadar çirkin, iğrenç resimleri bile? Aç gözlü bir çocuk gibi, her şeyi kapıyordu.Bir kere olsun, hayır, sağolun, diyemez miydi? Tokum, bir lokma daha alamam."


- Sevilen



190. ""Neyi ne kadar bildiğin önemlidir," derdi, "ama en önemlisi ne zaman duracağını bilmektir.""


- Sevilen



191. "(....) ,hatta canı isterse okuma öğrenmek – ama bunu istemediler, çünkü onlar için önem taşıyan şeyler kağıda dökülemazdi."


- Sevilen



192. "...eğer olman gereken yerde değilsen, oyalanma,"


- Merhamet



193. "Aç olan karnım değil, gözlerim. Asla seni izlemeye doymayacağım."


- Merhamet



194. "Kitabı sırtından tutup kaldırışı, kapağı, sayfa ayracına dokunuşu, sayfayı okşaışı, parmak uçlarını satırların üzerinde gezdir işi. Onu seyrederken Mavis’in uyluklarında hissettiği erime duygusu."


- Cennet



195. "gözleri birbirine kilitlendi,hiçbir şey söylemeden her şeyi söylediler."


- Yuva



196. "Sizi tek başınıza bıraksa bile dünyadaki güzel bir anne gökyüzündeki güzel bir ölü anneden evladır."


- Resitatif



197. "Güvenmek ve yeniden anımsamak, evet; buna hazır olduğunu daha o ilk gün, ocağın önünde erkek tarafından şefkatle kucaklandığı zaman anlamıştı. Erkeğin ağırlığı, duruş açısı; sakalındaki içtenlik, dürüstlük; kamburlaşmış sırtı, eğitimli elleri. Bekleyen gözleri ve o korkunç gücü. Kadının zihnini kendisi kadar iyi tanıyan zihni."


- Sevilen



198. "Burada kadın olmak, sürekli kanayan bir yara olmak demektir. Görünüşte iyileşse bile altındaki sızı hiçbir zaman dinmez."


- Merhamet



199. "Ama nedenin altından kalkmak zor olduğu için, insan nasıla sığınmalı."


- En Mavi Göz



200. "Bu beyin neden hiçbir şeyi geri çevirmezdi? Hiçbir acıyı, pişmanlığı, bakılamayacak kadar çirkin, iğrenç resimleri bile? Açgözlü bir çocuk gibi, her şeyi kapıyordu."


- Sevilen



201. "El ele tutuşmamışlardı, ama gölgeleri el eleydi."


- Sevilen



202. "El ele tutuşmamışlardı, ama gölgeleri el eleydi."


- Sevilen



203. "Yalan ile parayı bir an olsun sevmedim."


- En Mavi Göz



204. "Bizi tanımıyor, hakkımızda hiçbir şey bilmiyorlar... Onlar kadar özgürüz, ama tıpkı onlar gibi köleydik, fark nereden doğuyor?"


- Cennet



205. "Yanmış, sakat kalmış, topallayan çocuklar gördüm ben. Sen onları unuttun Tanrım. Nasıl ve ne zaman Tanrı olman gerektiğini unuttun."


- En Mavi Göz



206. ""Düşmanlarınızı gözlerinizin önünde yeneceğim," diyordu Tanrı, Tanrı, Tanrı.
."


- Cennet



207. "“Bir erkek yalnızca bir erkektir,” derdi Baby Suggs.”Ama bir oğul? Bak, işte o apayrı bir konu.”"


- Sevilen



208. ""İstedikleri zaman, istedikleri yerde sinir bozucu olabi­lecek kadar yaşlı, ölümü dört gözle bekleyecek kadar bezgin, acı kavramını kabullenirken bir yandan da onun varlığını yok sayabilecek kadar umursamazlardı artık. Yani aslında, ve ni­hayet, özgürlerdi.""


- En Mavi Göz



209. "Telefon çalsa işitmezdim bile.. oysa göğsümde bir tay gibi yeri döven yüreğimin sesini çok iyi duyuyordum.."


- Sevilen



210. ""Düzeltebildiklerini düzeltip düzeltemediklerinden ders almalı insan.""


- Tanrı Çocuğu Korusun



211. "Bunları anlaman gerek, Tanrım. Acı çeken çocukları bana gönderin, zarar vermeyin onlara. Demiştin. Unuttun mu ? Çocukları unuttun mu? Evet. Unutmuşsun. Onları bırakın dinlensinler, yol kıyılarında otursunlar, ölmüş annelerinin yanıbaşında ağlasınlar. Kömürleşmiş, topal, sakat kalmış çocuklar gördüm. Unuttun onları, Tanrım. Nasıl ve ne zaman Tanrı olacağını unuttun."


- En Mavi Göz



212. "Gençler, Tanrım. Ona hâlâ sevda mı diyorlar? Dünyayı tek darbede koparıp atan, sadece tirtir titreyen sevdalı çifti sağ bırakan o büyülü baltaya? Adına ne derlerse desinler, o her şeyin üstünden atlar, en büyük koltuğa, en iri dilime el koyar; ister bir malikâne olsun isterse bir bataklık, ayak bastığı her yere egemen olur, onun güzelliği bencilliğindedir. Cansız bir sesle şarkı mırıldanan bir ihtiyara indirgenmeden önce, her türden çiftleşmeye tanık oldum. Çoğu, hiç olmazsa, bir mevsim sürmeye çalışan, iki gecelik çapkınlıklar. Bazıları, karışık akıntıların kaynaştığı, deli bir ırmak olduklarını, sevda sözcüğünün gerçek anlamının tek ve haklı sahibi olduklarını ileri sürerler, ama onların girdabına giren herkes boğulur. Hayal gücünden yoksun olan insanlar, onu seksle besler - aşkın soytarısıyla."


- Aşk



213. "Ne kadar acırsa, o kadar iyi. Acı olmadan hiçbir şey düzelmez, bilirsin."


- Sevilen



214. "Yetişkin sözcüğü bir anne için hiçbir anlam taşımaz. Çocuk çocuktur. Boyları uzar, yaşları ilerler, ama büyümek, olgunlaşmak? Bu ne anlama geliyor? Yüreğimde hiçbir anlamı yok."


- Sevilen



215. "Elinde kalan tek şey kocaman yüreğiydi; onu da öyle parçaladılar ki İç savaş bile ilgisini çekmedi."


- Sevilen



216. "Adil olanın illa da doğru olması gerekmez."


- Sevilen



217. "Yetişkin sözcüğü bir anne için hiçbir anlam taşımaz. Çocuk çocuktur. Boyları uzar, yaşları ilerler, ama büyümek, olgunlaşmak? Bu ne anlama geliyor. Yüreğimde hiçbir anlamı yok."


- Sevilen



218. "Bana en başından beri bir şey öğretti. Bir çocuğa ne yaptığınız önemlidir. Üstelik çocuklar yaptıklarınızı asla unutmayabiliyor."


- Tanrı Çocuğu Korusun



219. "Ne kadar acırsa, o kadar iyi. Acı olmadan hiçbir şey düzelmez, bilirsin."


- Sevilen



220. "Yetişkin sözcüğü bir anne için hiçbir anlam taşımaz. Çocuk çocuktur. Boyları uzar, yaşları ilerler, ama büyümek, olgunlaşmak? Bu ne anlama geliyor. Yüreğimde hiçbir anlamı yok."


- Sevilen



221. "Bana en başından beri bir şey öğretti. Bir çocuğa ne yaptığınız önemlidir. Üstelik çocuklar yaptıklarınızı asla unutmayabiliyor."


- Tanrı Çocuğu Korusun



222. "O sırada, kendisi için ağlıyordu.Oysa şimdi, benliği kaybolduğu için ağlıyor.Ölüm bununla karşılaştırıldığında, atlanan bir öğün gibi."


- Sevilen



223. "“Saçtığı büyü bir bebeğe göre oldukça güçlü,” dedi Denver.
“ Ona beslediğimiz sevgiden daha güçlü değil,” diye yanıtladı Sethe."


- Sevilen



224. "Onlara halkım diyeceğim, ki benim halkım değillerdi; ona da sevilen, oysa hiç sevilmedi.

Romalılar 9:25"


- Sevilen



225. "Bu kez her şey çok açıktı: Ortadan kaldırmak için on kuşaktır savaştıkları ayrımın özgürle köle arasında, zenginle yoksul arasında olduğuna inanmışlardı. Genellikle de -her zaman değil- beyazla siyah arasında.."


- Cennet



226. "...Inan, ben o kadını biliyorum. Lenox Caddesinde otururdu, 1sürü kuşla 1likte. Kocasını da bilirim. Onsekiz yaşında 1kıza tutulmuştu, derin mi derin, akıl sır ermez 1karasevdayla;
~~~bu sevda yüzünden öylesine hüzünlenmiş, öyle mutlu olmuştu ki sırf bu duygu bitmesin diye tutmuş kızı vurmuştu.~~~..."


- Caz



227. "Görünen o ki kişinin köleyi yabancı bir türmüş gibi sunma gereksinimi aslında kendisinin normal olduğunu doğrulamaya yönelik bir çırpınış. İnsan ırkına ait olan ile kati surette insan olmayanı birbirinden ayırma telaşı o kadar yoğun ki gözler ister istemez aşağılanana değil aşağılayana çevriliyor. Kölelerin durumu abarttıklarını varsaysak bile köle sahiplerinin gotik yapıtlarda rastlayacağımız türden bir hassasiyet geliştirdiklerini söyleyebiliriz. Sanki olanca sesleriyle bağırıyorlar: "Ben canavar değilim! Canavar değilim! Güçsüz olmadığımı görün diye eziyet ediyorum bu zavallılara." Yabancı olanın hâlinden anlamak tehlikelidir çünkü yabancıya dönüşme ihtimalini içinde taşır. Kişinin ırkı vasıtasıyla elde ettiği statüyü kaybetmesi demek kabul görmüş ve değer atfedilmiş farklılığını kaybetmesi demektir."


- Ötekilerin Kökeni



228. "Kaçınılmaz olanı geciiktiren şey, umutsuz bir aşk.."


- Cennet



229. ""Bilimsel olarak ırk diye bir şey yok Bride, ortada ırk diye bir şey yokken ırkçı olmak bir seçimdir. Irkçılık bundan nemalananlar tarafından öğretiliyor tabii, ama son kertede bir seçim yine de. Irkçılar buna da tutunamasa elinde hiçbir şey kalmayacak tipler.""


- Tanrı Çocuğu Korusun



230. "Kapımın dışında olup bitenler bana göre değil. Dünya bu odanın içinde. Sahip olduğum, bana gereken her şey burada."


- Sevilen



231. "...Dansa gitmek için sizi tek başınıza bırakıp dursa bile dünyadaki güzel 1anne gökyüzündeki güzel ölü anneden evladır..."


- Resitatif



232. "Şarkı söyleyebiliyor muydu? Güzel miydi? İyi bir dost muydu? Sevgi dolu bir anne olabilir miydi? Sadık bir eş? Bir kız kardeşim var mıydı; benden hoşlanır mıydı? Annem beni tanısaydı, sever miydi?"


- Sevilen



233. "O sırada, kendisi için ağlıyordu.Oysa şimdi, benliği kaybolduğu için ağlıyor.Ölüm bununla karşılaştırıldığında, atlanan bir öğün gibi."


- Sevilen



234. "“Adil olanın illa da doğru olması gerekmez.”"


- Sevilen



235. "“Seni kırbaçladılar mı?”
“Ve sütümü aldılar.”
“Gebe bir kadını kırbaçladılar, demek?”
“Ve sütümü aldılar!”"


- Sevilen



236. "Onun yüzünü bir başkasının yüzü ile karıştırması olanaksız olsa da, “Sen misin?” diye sordu.
“Benden geriye ne kaldıysa.”"


- Sevilen



237. "Beni kurtar. Adında gizlenen başka iletiler de var mıydı?

Marie/ rica/ feryat/"


- Cennet



238. "Görüyor musunuz? Bu yalnız, siyah adamın cezalandırılmak üzere, birbirini kesen iki çizgiye yaslanmış olması, insan kucaklaşmasının bir parodisi.

Onun bu iki kalın sırığa bağlanması nasıl da uygun, nasıl da onaylanabilir bir seçim; bilincin kendisi kadar bilinçlı, hem sıradan, hem de olağanüstü değil mi?

Görüyor musunuz? Boynunun üzerinde önce yükselen, sonra da göğsüne düşen, dağınık saçlı başını, esmer teninin alacakaranlığın loşlaştırdığı ışıltısını, çiziklerle kaplı, tükürükle, sidikle kirletilen, sıcak, kuru rüzgârın kavurduğu bedeni görüyor musunuz?

Güneş utançtan kararırken -henüz öğleden sonra olmasına karşın- sanki akşam olmuşçasına havaya çöküveren, onu ve çarmıha gerilen öteki suçluları yutan, o iklimlerde sık rastlanan, ani akşam alacasında, gökyüzünde ansızın beliren şey, bu ilk işaretin dış çizgileriydi.

Bu yasal cinayeti yüzlerce, binlerce cinayetten neyin ayırdığını, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi aracılardan kurtarıp ikisine, yalnızca ikisine neyin bağışladığını anlıyor musunuz ?"


- Cennet



239.
İşte aşk buydu.: Zorlamasız saygı. Buysa, salt kendine aşık, huysuz bir Tanrı'ya değil, insanlara sevme yetisini veren bir Tanrı 'ya kanıttı. Amacı zafer kazanmak değildi - asla. Tanrı, insanların birbirini sevme biçimini seviyordu; insanların kendilerini sevme biçimini seviyordu.
¬"


- Cennet



240. "Belki düzeltebiliriz. Belki de düzeltemeyiz. Bilemiyorum.... Daha doğrusu anlayamıyorum."


- Cennet



241. "Neredeyse güzel görünüyorum yine, o halde neden üzgünüm hâlâ?"


- Tanrı Çocuğu Korusun



242. "Şiddeti tutkuyla, tembelliği dinlenceyle karıştırdık, umursamazlığı özgürlük sandık."


- En Mavi Göz



243. "“Adil olanın illa da doğru olması gerekmez.”"


- Sevilen



244. "“Seni kırbaçladılar mı?”
“Ve sütümü aldılar.”
“Gebe bir kadını kırbaçladılar, demek?”
“Ve sütümü aldılar!”"


- Sevilen



245. "Onun yüzünü bir başkasının yüzü ile karıştırması olanaksız olsa da, “Sen misin?” diye sordu.
“Benden geriye ne kaldıysa.”"


- Sevilen



246. "“Hey! Hey! Beni dinle. Bak, ne diyeceğim. Bir erkek, kahrolası bir balta değildir. Günün her kahrolası anında kesen, yontan, parçalayan, kahrolası bir balta. Etkilenir. Duygulanır. Bazı şeyleri kesip atamaz, çünkü içeridedir.”"


- Sevilen



247. "“Bırak artık, Sethe. Kılıcı, kalkanı indir. İndir. İndir. İkisine de. ırmağın kıyısına bırak. Kılıcı da kalkanı da. Savaşı didikleyip durmaktan vazgeç. Bütün o karmaşayı ardında bırak. Kalıcı ve kalkanı da."


- Sevilen



248. "Tam kıza ailesiyle ilgili bir şeyler soracakken, vazgeçti. Gezinen, genç ve siyahi bir kadın demek, bir enkazdan çıkmış, sürüklenen bir kadın demekti."


- Sevilen



249. "Tanrı sizinle elbette ilgileniyor, çünkü siz O'sunuz.
Bunu görebiliyorlar mıydı? Görebilecekler miydi?"


- Cennet



250. "Sonunun buraya varacağını anlamıştım. Kim olsa anlardı. Bir sivrisinek kadar beyni olan herkes."


- Cennet

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: