Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Thomas Paine Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Thomas Paine En Beğenilen Sözleri



1. "Anayasa sadece isimde kalan bir şey değildir, bir vakıadır. Onun bir ülküsü değil, gerçek bir varlığı vardır; ve gözle görünür şekilde ortaya konamadığı memleketlerde anayasa, hiç yok demektir."


- İnsan Hakları



2. "“Hiçbir zaman amaçsız kalmamıştır; amaçsız kalırsak, hastanede ölümü bekleyen bir sakattan farkımız kalmaz.”"


- Akıl Çağı



3. "*

Ey akılsız!

Ektiğin tohum ölmedikçe yaşama kavuşmaz ki

*"


- Akıl Çağı



4. "Kitapta Musa, Yeşu ve benzerlerine (İsrailoğulları'na) atfedilen hikâyeleri okuduğumuzda, büyük bir gizlilik içinde, tarihin gösterdiği gibi onlara hiçbir zararı dokunmamış insanların üstüne gittikleri görülür; onlar tüm ulusları kılıçtan geçirdi; yaşlı genç ayırt etmediler; erkek, kadın çocuk demeden hepsini yok ettiler; soluk alacak hiçbir yaratık bırakmadılar; bu kitaplarda vahşi zafer çığlıklarıyla sürekli tekrar edilen ifadelerdir bunlar, peki gerçekliklerine inanacak mıyız? Yaratıcının insanı bunları yapmakla görevlendirdiğinden emin miyiz? Söz konusu kitapların onun otoritesiyle yazıldığından emin miyiz?"


- Akıl Çağı



5. "“Onun gücünü sorgulamak istiyor muyuz? Yaratılışın sınırsızlığı içinde bunu görüyoruz. Onun bilgeliğini sorgulamak istiyor muyuz? Kavranamaz bütünün yönetilmesindeki değişmez düzenin varlığında bunu görüyoruz. Onun cömertliğini sorguluyor muyuz? Nankörlere dahi sunduğu bolluklarda bunu görüyoruz. Tanrının ne olduğunu bilmek istiyor muyuz? Bunu herhangi bir insanın yazabileceği yazılı kitaplarda arama ama Yaratılış’ın imzasında ara.”"


- Akıl Çağı



6. "*

Eski Yunan okulları bilim ve felsefe okullarıydı, dil okulları değildi; çünkü öğrenme, bilim ve felsefenin öğrettiği şeylerin bilgisinin edinilmesidir.

*"


- Akıl Çağı



7. "Her bilimin temelinde, evreni düzenleyen ve yönetenler kadar sabit ve değiştirilemez ilkelere dayanan bir sistem vardır. İnsanoğlu bu ilkeleri yapamaz, sadece keşfeder."


- Akıl Çağı



8. "Din her insanın yerine getirmesi gereken bir ödevdir, bu nedenle herkesin anlayıp kavrayacağı düzeyde açık olmalıdır. İnsan ticaretin sırlarını öğrendiği gibi dini öğrenmez. Din kuramını tefekkür yoluyla öğrenir. Gördüğü şeyler üzerinde fikir yürüterek ya da okuduğu, duyduğu şeylere dayanarak inancını oluşturur, sonra da uygulamaya başlar."


- Akıl Çağı



9. "“İnsanların eşitliğine inanırım ve dini görevlerin doğru olanı yapmakla, merhametle ve insanları mutlu etmeye yönelik çabalarla ilgili olduğunu düşünürüm.”"


- Akıl Çağı



10. "Bu dünyadan sonra hesap verme ihtimali, düşünen beyinler üstünde inanç kadar etkilidir, çünkü gerçeği oluşturan ya da bozan bizim inancımız ya da inançsızlığımız değildir. Özgür varlıklar olarak içinde bulunduğumuz ve bulunmamız gereken durum buyken, bir filozof hatta sağduyulu bir insan bile değil, sadece bir aptal Tanrı yokmuş gibi yaşamını sürdürür."


- Akıl Çağı



11. "Tanrı'nın ne olduğunu bilmek istiyor muyuz? Bunu herhangi bir insanın yazabileceği yazılı kitaplarda arama, ama Yaratılış'ın imzasında ara."


- Akıl Çağı



12. ""Herhangi bir şey ne kadar doğal değilse o kadar hüzünlü bir hayranlık nesnesi olma yeteneğine sahiptir.""


- Akıl Çağı



13. "Kitab-ı Mukaddes'i dolduran acımasız cinayet emirleri ve bu emirler sonucunda erkek, kadın ve çocukların işkenceyle katledilmeleri, hatırasına saygı duyduğunuz bir dostunuza atfedilmiş olsaydı, bu suçlamanın doğru olmadığını ortaya çıkarmaktan büyük bir memnuniyet duyar ve onun zedelenmiş onurunu savunmakla gururlanırdınız. Kitab-ı Mukaddes'in dehşet dolu hikâyelerini katı bir duygusuzlukla okuyup dinlediğinize göre ya bağnazlığın acımasızlığına gömüldünüz ya da Yaratıcınızın onuruyla ilgilenmiyorsunuz."


- Akıl Çağı



14. "“Tanrı'ya inanmak diğer tüm şeylerden farklıdır ve hiçbir şey­le karıştırılmamalıdır. Üç tanrı düşüncesi tek Tanrı inancını zayıflattı. İnancın çarpımı aynı zamanda bölünmesidir de ve bölünen bir şey zayıflar.”"


- Akıl Çağı



15. "Tanrı'ya inanmak diğer tüm şeylerden farklıdır ve hiçbir şeyle karıştırılmamalıdır. Üç tanrı düşüncesi tek Tanrı inancını zayıflattı. İnancın çarpımı aynı zamanda bölünmesidir de ve bölünen bir şey zayıflar.

."


- Akıl Çağı



16. "Her ikisine de inandığını söyleyen kişi bunlar hakkında hiçbir düşünceye sahip değildir."


- Akıl Çağı



17. ""Yalan söylemek kolaydır ama devam ettirmek zordur.""


- Akıl Çağı



18. "Din tarihine aşina olmayanlar, Musa'ya atfedilen kitabın Musa'dan beri var olduğuna inandıkları gibi, Yeni Ahit adlı kitabın da İsa döneminden bu yana var olduğunu düşünebilirler. Oysa tarihi durum bundan tümüyle farklıdır: İsa'nın yaşadığı söylenilen zamandan 300 yıl sonrasına kadar Yeni Ahit denilen bir kitap yoktu.
."


- Akıl Çağı



19. ""


- Akıl Çağı



20. "Toplum ihtiyaçlarımızın ürünüdür, yönetimse kötülüğümüzün ; toplum hepimizin teessürlerini birleştirerek mutluluğumuza olumlu yönde katkıda bulunurken yönetim , zaaflarımızı sınırlandırmak suretiyle mutluluğumuzu olumsuz yönde etkiler.Biri ilişkileri teşvik ederken öteki ayrılıklar yaratır. Biri hamidir, öteki cezalandırıcı."


- Sağduyu



21. "Yukarıda engin semalar,
Yedi katı mavi gökyüzü,
Simlere batmış gökler, o parıltılı çatı,
Bunlar hakikati ilan ediyor.
Usanmak bilmez güneş her gün,
Yaradan'ın kudretini gösteriyor,
Ve vuruyor her yere mührünü,
Kadir-i mutlak bir elin eserleri.
Yakında çökecek akşamın karanlığı,
Ay sürdürecek bu harika hikâyeyi,
Ve geceleyin dünyayı dinleyerek
Onun doğuş hikâyesini yineleyecek;
Tüm yıldızlar onun ateşiyle dönerken,
Ve sırası geldiğinde tüm gezegenler,
Müjdeler geldikçe hâkim kılınsın,
Yayılsın hakikat bir kutuptan diğerine.
Her şey vakarla korusa da sükûnetini,
Katetsin bu karanlık arz küresini,
Bulunmasa da ne tek bir ses ne bir seda,
Işıltılı gezegenlerin ortasında,
Şenlendirirken aklın kulağını hepsi,
Ve muazzam bir avaze salarken,
Işıldadıkça her dem terennüm ederler
İLAHİDİR BİZİ YARATAN O EL."


- Akıl Çağı



22. "Tek Tanrı'ya inanırım, başka bir şeye değil; bu yaşamdan sonra da mutluluk olmasını umut ederim. İnsanların eşitliğine inanırım ve dini görevlerin doğru olanı yapmakla, merhametle ve insanları mutlu etmeye yönelik çabalarla ilgili olduğunu düşünürüm.

."


- Akıl Çağı



23. ""Her insan kendisini yaratanın kendisi olmadığının bir kanıtıdır.""


- Akıl Çağı



24. "Yaratılışın gözle görülebilen büyüklükteki en güzel parçaları dünyaya geldiklerinde farklı biçimde olan kanatlı böceklerdir. Bu biçimlerine ve eşsiz görkemlerine bir süreç sonunda kavuşurlar. Yavaş hareket eden ve sürünen bir tırtıl, birkaç gün içinde ölü gibi hareketsiz duran bir figüre dönüşür, ama bundan sonra yaşamın küçük ölçekte tüm ihtişamı içinde bir değişim gerçekleşir ve muhteşem kelebek ortaya çıkar Önceki varlıktan eser kalmaz, her şey değişmiştir; artık tüm enerjisi yenidir, yaşam onun için başkadır. Hayvandaki varoluş bilincinin önceki duruma göre aynı olup olmadığını anlayamayız; öyleyse aynı vücut içinde yeniden dirilmenin bundan sonraki varoluş bilincini sürdürmek için gerekli olduğuna niçin inanmalıyım?"


- Akıl Çağı



25. "Baskı dolu uzun cehalet zincirinin ilk halkasının koparılması Luther tarafından yapılan Reform sayesinde olmuştur. Reformcu denen kişilerin ortaya çıkmasından bu yana, bilimler canlanmaya ve bunun doğal yandaşı Özgür düşünce ortaya çıkmaya başladı. Reformun yarattığı tek kamu yararı buydu; dini yarar ön planda tutulsaydı bu gerçekleşmeyebilirdi. Mitolojik anlayış aynen devam etti; ulusal Papa'ların sayısı Hıristiyanlık Papa'sının düşmesinin ardından hızla arttı."


- Akıl Çağı



26. "



"


- Akıl Çağı



27. "İnsanoğlunun Tanrı adına yüklediği tek anlam, ilk neden, tüm şeylerin nedeni olmasıdır. İlk nedenin ne olduğunu anlamanın kavranamaz ölçüde güç olması ve ona inanmamanın on kat kadar daha zor olması nedeniyle insanoğlu inanma noktasına varır.

."


- Akıl Çağı



28. "Dini kurumlar ve devlet, Yahudi, Hıristiyan veya Müslüman nerede olursa olsun, aralarındaki çok yakın ilişki nedeniyle var olan dini akidelerin, dinin ilk ilkelerinin tartışılmasını çeşitli baskılar ve cezalar aracılığıyla yasaklamıştır; mevcut hükümet sistemleri değişmedikçe de bu konular açıkça ve adilane biçimde insanlığın önüne getirilemeyecektir. Ancak bu yapılabilirse dini sistemde bir devrim gerçekleşebilir. İnsanların eklemeleri ve papazların uydurmaları ancak o zaman açığa çıkabilir ve insanlık ancak o zaman arı, katışıksız ve bozulmamış tek Tanrı inancına geri dönerler."


- Akıl Çağı



29. "Hıristiyan inanç sistemi bana bir tür ateizm olarak görünmektedir; Tanrı'nın bir tür dinsel inkârı. Tanrı'dan çok bir adama inanmayla kendini ifade etmektedir. Ana maddesi insana inanmak, yardımcı maddesi olağanüstü bir varlığa inanmak olan bu bileşim ateizme, alacakaranlığın karanlığa olduğu kadar yakındır."


- Akıl Çağı



30. "İsa’nın Tanrı’nın Oğlu olduğuna dair hikâyenin geçerliliğini anlamak o kadar zor değildir. Doğduğu dönemde pagan mitolojisi dünyada hâlâ bir ölçüde kabul görüyor ve insanların böyle bir hikâyeye inanması için gerekli temeli sağlıyordu. Pagan mitolojilerde olağanüstü insanların hemen hemen tümü, değişik tanrıların oğlu olarak değerlendirilirdi. O dönemlerde birinin ilahi bir şekilde dünyaya geldiğine inanmak çok yeni bir şey değildi; tanrıların kadınlarla cinsel ilişkide bulunması bilinen bir düşünceydi. O dönem inancında Jüpiter’in bu tür yüzlerce ilişkisi vardı. Bu nedenle, anlatılan hikâyenin yeni, olağanüstü veya ayıplanacak bir yanı yoktu"


- Akıl Çağı



31. "Tüm kainatı düzenleyen ve yöneten ilkeler gibi, her bilimin de sabit ve değiştirilemez ilkeleri vardır. İnsan bu ilkeleri yapamaz, ancak onları keşfedebilir."


- Akıl Çağı



32. "Yaratılışın gerçektir ve Tanrı Kelamı’nın ifadesidir. Yaratılış, Tanrı'nın gücünü, bilgeliğini, iyilik ve cömertliğini gösterir."


- Akıl Çağı



33. "Yahudiler kimseyi kendi dinlerine döndürmediler, herkesi katlettiler. Kitab-ı Mukaddes, Yeni Ahit'in atasıdır, her ikisi de Tanrı Kelamı olarak adlandırılır. Hıristiyanlar her iki kitabı da okur, vaizler her iki kitaptan da vaaz verir, Hıristiyanlık denen şey her ikisini de destekler. Bu nedenle Hıristiyanlığın silahla kurulmadığını söylemek yanlıştır."


- Akıl Çağı



34. "Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl'dır.

Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım.

THOMAS PAINE
."


- Akıl Çağı



35. ""Tanrı'yı ancak, yarattıkları sayesinde bilebiliriz.""


- Akıl Çağı



36. ""İnsanoğlu, gücünün doğal yetersizliklerinden ötürü amacına ulaşmada sıklıkla başarısızlığa uğrar.""


- Akıl Çağı



37. ""Herkesin inanması istenen bir şeyin kanıt ve ispatı evrensel ölçekte, herkese eşit bir biçimde sunulmuş olmalıdır.""


- Akıl Çağı



38. "Bir insan, Tanrı inancından güçlü bir biçimde etkilenmişse, ahlaki yaşamı bu inancın gücüyle düzenlenir; Tanrı'dan ve kendisinden korkar, sonra da hem Tanrı’dan hem de kendisinden gizleyemeyeceği şeyleri yapmaz."


- Akıl Çağı



39. "Tüm uydurma din sistemleri içinde Tanrıyı en çok aşağılayanı, insana en yararsızı, insan aklına en uymayanı, kendi içinde en çelişkili olanı Hıristiyanlık'tır. İnanmak için çok saçma, bir başkasını inandırmanın mümkün olmadığı, uygulaması çok tutarsız olan bu din, insan yüreğini uyuşturup ateistlerin ve fanatiklerin çoğalmasına yol açmaktadır sadece."


- Akıl Çağı



40. "“Tabiatın unutamayacağı yaralar vardır, unutursa artık tabiat olamaz.”"


- Sağduyu



41. "Hıristiyan inancının destekçileri ya da taraftarları inanmasa ya da kabul etmese de cehalet dönemi Hıristiyanlık sistemiyle başlamıştır. O dönemden önceki bir çok yüzyılda dünyada çok daha fazla bilgi vardı; daha önceden de söylendiği gibi bu dini bilgi ve Hıristiyanlık sistemi sadece mitolojinin başka bir türü, varisi olduğu antik tanrıcılık sisteminin bozulmuş haliydi."


- Akıl Çağı



42. "İsa'nın yaşadığı söylenilen tarihten yaklaşık üç yüz elli yıl sonra sözü edilen çeşitli yazıların değişik insanların elinde dağılmış olarak dolaştığı bilinmektedir; Kilise dünyevi gücünü kullanarak hiyerarşik yapılanma içine girdiğinde ya da kilise yönetimi hâkim olmaya başladığında, bu yazıları bir kodlama sistemiyle bir araya getirmeye başladı ve Yeni Ahit adını verdiğimiz kitabı oluşturdu."


- Akıl Çağı



43. "Her insan kendisini yaratanın kendisi olmadığının bir kanıtıdır; ne babası, ne dedesi ne de ataları kendilerini yaratmışlardır; ne ağaç, ne bitki ne de hayvanlar kendi kendilerini yaratmıştır; tüm bu kanıtlara bakarak sonsuzlukta var olan ilk nedene, doğanın bildiğimiz maddi varlıktan tümüyle farklı olduğuna ve tüm varlıkları yaratan bir güce inanma kaçınılmaz olmaktadır; insanlar bu ilk nedene Tanrı demektedir."


- Akıl Çağı



44. "İsa, kendisiyle, doğumu, ailesi ya da buna benzer başka bir konu ile ilgili hiçbir şey yazmamıştır. Yeni Ahit olarak adlandırılan kutsal metnin hiçbir satırı onun tarafından yazılmamıştır. Onun hikayesi tümüyle öteki insanların çalışmalarından oluşur; dirilişi ve göğe çıkışı hakkındaki söylenti de doğumu ile ilgili hikayenin tamamlayıcı bir öğesidir. Onu dünyaya doğaüstü bir tarzda getiren hikayeciler, dünyadan da aynı biçimde götürmek zorundaydılar; aksi takdirde hikayenin birinci bölümü havada kalırdı."


- Akıl Çağı



45. "Tanrı, yaratılışın büyük makinisti, ilk filozof ve tüm bilimlerin ilk öğretmenidir."


- Akıl Çağı



46. "Gerçek din bilimsel bilgimizin kaynağıdır; bu bilgiden de tüm sanatlar türemiştir. Evrenin yapısındaki bilimin ilkelerini bize gösteren Tanrı, insanı bunu keşfetmeye ve onu taklit etmeye davet etmektedir. Bizim dediğimiz bu yerkürede yaşayan bizlere sanki şunları söylemektedir: "İnsanoğlu için bu dünyayı yarattım, yıldızlı gökyüzünü görünür kılarak ona bilim ve sanat öğrettim. Rahat bir yaşam için artık üretebilir, CÖMERTLİĞİMDEN ÖĞRENEBİLİR, BİRBİRİNE KARŞI SAYGILI OLABİLİR.""


- Akıl Çağı



47. ""


- Akıl Çağı



48. ""Evrenin yapısını anladıkça, Yaratıcının sadece yüceliği değil, bilgeliği ve cömertliği hakkındaki düşüncelerimiz de gittikçe artmaktadır.""


- Akıl Çağı



49. "Şeytan'ı bir kuyuya kapatan Hıristiyan mitoloji üreticileri, hikayenin devamı için onu bu kuyudan dışarı çıkarma zorunluluğu duymuşlardır. Şeytan, buradan bir yılan kılığında Cennet Bahçesi'ne gönderilmiş, bir yılanın konuşmasına hiç şaşırmayan Havva ile o malum konuşmasını yapmış ve onu elmayı yemeye ikna etmiştir; bu elmanın yenmesi de tüm insanlığın lanetlenmesine yol açmıştır."


- Akıl Çağı



50. "İnsanlar, Tanrı Kelamı adı altında sunulanların ahlaksızlığını genellikle anlayamamaktadır. Dogmalarla büyüyen insanoğlu, Kitab-ı Mukaddes'in doğruluğunu ve iyiliğini kabul eder; bu kitabın Tanrı tarafından yazdırıldığına inandırılan insanoğlu, kitabın da onun cömertliğini taşıdığından şüphe duymaz. Aman Tanrım! Halbuki durum tamamen tersidir, bu kitap yalanlar, kötülükler ve dine küfürlerle doludur; insanın kötülüğünü Tanrı'nın emirlerine yüklemekten daha ağır küfür olur mu?"


- Akıl Çağı



51. ""

""


- Akıl Çağı



52. "Hıristiyan Kilisesi adı verilen kurumun pagan mitolojisinin kuyruğuna takılıp yeşerdiğini gözlemlemek ilgi çekicidir. Bir dinin kurucusunun ilahi bir şekilde dünyaya geldiği ileri sürülerek ilk aşamada doğrudan bir birleşme sağlanmıştır. Bunu izleyen “Tanrı Üçlemesi”, daha önceki yirmi–otuz bine varan tanrı kalabalığının azaltılmasından başka bir şey değildir. Efesli Diana imgesinin yerini Meryem imgesi almıştır. Kahramanların tanrılaştırılması, azizlerin kutsallaştırılmasına dönüştürülmüştür. Eski mitolojilerde her şeyin bir tanrısı vardı, Hıristiyan mitolojisinde de her şeyin bir azizi oldu. Panteon’da çok sayıda tanrı vardı, kiliseye de çok sayıda aziz doluştu. Roma ise her ikisine de ev sahipliği yaptı. Hıristiyanlık kuramının, pagan mitolojisine inananların güce ve gelire hizmet etmek amacıyla bir araya getirilmiş putlara tapınmasından pek de farkı yoktur ve bu ikili aldatmacayı ortadan kaldırma görevi hâlâ akla ve felsefeye düşmektedir."


- Akıl Çağı



53. ""Asıl acı çekmek yaşamak olacaktır.""


- Akıl Çağı



54. "Dünyada din kisvesi altında sahtekârlık yapan bir çok insan olduğuna inanılabilir..."


- Akıl Çağı



55. "Toplum ihtiyaçlarımızın ürünüdür."


- Sağduyu



56. ""İki ayrı inanç aynı zihinde bir arada bulunamaz; her ikisine de inandığını söyleyen kişi bunlar hakkında hiçbir düşünceye sahip değildir.""


- Akıl Çağı



57. ""Mucize gerçek olsa da, yalanla aynı kaderi paylaşır.""


- Akıl Çağı



58. ""Düşünceler özgür olursa, din ya da siyaset konusunda, gerçeğin güçlü ve nihai biçimde galip geleceğinden eminim.""


- Akıl Çağı



59. ""Gelecekteki varlığıma dair hiçbir düşünceyle kendimi sıkıntıya sokmam. Bana bu varlığı verenin, bu vücut içinde ya da istediği başka bir biçimde bunu devam ettireceğine dair gayet olumlu kanaatlerim ve inancım var.""


- Akıl Çağı



60. "Faziletli ve iyi bir insan olan İsa'yı hem insan, hem Tanrı, hem Tanrı'nın oğlu, hem de Havva'nın elmayı arzuyla yemesi yüzünden kurban edilme amacıyla ilahi bir şekilde dünyaya gelmiş biri olarak sunmuşlardır."


- Akıl Çağı



61. "Bakire Meryem adlı bir kadının, hiçbir erkekle ilişkiye girmeden bir çocuk sahibi olduğunu ve bunu bir meleğin nişanlısı Yusuf’a söylediğini duyduğumda, buna inanıp inanmama hakkı bana aittir. Bu tür bir iddia, onların söylediklerinden çok daha güçlü bir kanıta gereksinim duymaktadır. Hatta böyle bir iddia mevcut dahi değildir; yani ne Meryem ne de Yusuf bu konuda herhangi bir şey yazmışlardır. Sadece başkaları onların böyle söylediğini ileri sürmüşlerdir. Söylenti üstüne söylenti..."


- Akıl Çağı



62. "Kilisenin mitoloji üreticileri, bulabildikleri yazılı metinleri toplayarak ve bunları istedikleri biçimde düzenleyerek kendi sistemlerini kurmuşlardır. Günümüzde Eski ve Yeni Ahit adıyla var olan bu tür yazıların, toplayanların iddia ettiği gibi bulundukları sıradaki içeriklerinin aynı olduğu kuşkuludur; bunlara ilaveler yapılmış, değiştirilmiş, özetlenmiş ya da süslenmiş olabilir mi?"


- Akıl Çağı



63. ""Dünyada din kisvesi altında sahtekârlık yapan birçok insan olduğuna inanılabilir.""


- Akıl Çağı



64. "İ.S. 400 yıllarında St. Augustine ve Fauste arasında yer alan çekişmede Fauste şunları söylemektedir; "Evangelist adı verilen kitaplar havarilerden çok sonra kimliği bilinmeyen bazı kişiler tarafından, bunlara kendi isimlerini vererek ortaya çıkarırlarsa yeteri kadar inanılır bulunmayacağı korkusuyla havarilerin ismiyle yayınlanmıştır; içlerinde çok sayıda aptalca ve anlamsız ilişkiler vardır, bu nedenle de aralarında uzlaşma ve bağlantı sağlanamamaktadır.""


- Akıl Çağı



65. "Her insanın istediği dine inanmaya ve istediği gibi ibadet etmeye hakkı olduğunu unutmamalı."


- Akıl Çağı



66. "“… kralların sarayları cennet kameriyelerinin yıkıntıları üzerine kuruludur.”"


- Sağduyu



67. "Tanrı Kelamı ve vahiy vardır. TANRI KELAMI GÖZLEMLEDİĞİMİZ EVRENDİR: Bu anlamıyla hiçbir insan icadının ne karşı çıkabileceği, ne de değiştirebileceği bir kelamdır ve Tanrı insana evrensel bir dille seslenmektedir.

."


- Akıl Çağı



68. ""Bölünmüş sevgi hiçbir zaman mutluluk vermez.""


- Akıl Çağı



69. ""Verilen zarara aynı ölçüde sevgiyle karşılık vermek, suçu ödüllendirmektir.""


- Akıl Çağı



70. ""Gerektiği kadarını biliyoruz; bilmediğimiz ve bilsek de uygulayamayacağımız şey, Yaratıcının bizim için yaptıklarını nasıl yaptığıdır.""


- Akıl Çağı



71. "Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl'dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım."


- Akıl Çağı



72. "“Gelmiş geçmiş bütün taçlı kabadayıları toplayın, toplum karşısında ve Tanrı’nın gözünde dürüst olan tek bir adam bulamazsınız.”"


- Sağduyu



73. ""Okulda alınan eğitim sonradan alınacak eğitim için küçük bir sermaye olarak kabul edilebilir. Öğrenme süreci içinde olan herkes kendisinin öğretmenidir.""


- Akıl Çağı



74. "“… nasıl hâkim bir tarafgirliğin etkisi altındayken başkalarına adil olabilecek uygun bir konumda olamıyorsak, inatçı bir önyargılılık içindeyken kendimize karşı da adil olamayız.”"


- Sağduyu



75. "Hristiyan mitoloji üreticileri, Şeytan'ın Tanrı'ya savaş ilan ettiğini, Tanrı'nın onu yenip bir dağın altına veya bir çukura hapsettiğini anlatır."


- Akıl Çağı



76. "Kur’an’ın cennette yazılıp bir melek aracılığıyla Muhammed’e gönderildiği bana söylendiğinde, bunun da söylentiye dayalı kanıt olduğu ve önceki gibi ikinci el otoriteye dayalı olduğunu ileri sürebilirim. Bu meleği ben şahsen görmedim ve buna inanmama hakkım vardır."


- Akıl Çağı



77. "Mutluluk için insanın zihinsel olarak kendine sadakat göstermesi gereklidir."


- Akıl Çağı



78. "Benim ülkem dünyadır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir."


- Ortak Akıl, İnsan Hakları ve Tarımsal Adalet



79. "Dini kurumlar, “

” veya “

” adını verdikleri kutsal kitaplara sahiptir. Yahudiler, Tanrı kelamlarının Musa’ya Tanrı tarafından yüz yüze iletildiğini; Hıristiyanlar, kendi Tanrı kelamlarının kutsal bir esinlenme yoluyla; Müslümanlar da Tanrı kelamlarının (Kur’an) cennetten gelen bir melek tarafından indirildiğini söylemektedirler. Tüm bu farklı dini kurumlar birbirlerini imansızlıkla suçlamaktadırlar; bense bunların hiçbirine inanmıyorum."


- Akıl Çağı



80. "Genellikle peygamber adlarıyla bilinen Kitab-ı Mukaddes'in geri kalan bölümlerinin tümü, şiirleri, anlatıları ve duaları bir araya getiren Yahudi şairlerinin ve gezgin din adamlarının çalışmalarından oluşmuştur; bu çalışmalar, çeviri de olsa, metnin havasını ve şiir biçimini hâlâ korumaktadır."


- Akıl Çağı



81. "Yahudilerin Yahuda ve İsrail olarak ikiye bölünmesinden sonra, her ulusun kendi peygamberi oldu; bunlar da birbirlerini yalancı, sahte peygamber, düzenbaz vb. diyerek aşağılayıp suçladılar.

Yahuda tarafındaki peygamberler, İsrail tarafındaki peygamberlerin aleyhine kehanetlerde bulundular; İsrail tarafındakiler de Yahuda peygamberlerine karşı."


- Akıl Çağı



82. "Dine uygulandığında vahiy, Tanrı’nın insana doğrudan ilettiği şey anlamına gelir.
Eğer Tanrı lütfederse, bu tür bir ilişki kurmada O’nun gücünü kimse inkâr edecek veya tartışacak değildir. Bu durumun var olduğunu kabul etsek bile, bir şeyin özel bir kişiye vahyolunması, herhangi başka bir kişiye olunmaması, bu vahyin sadece o kişiye ait olması anlamına gelir. Bu kişi vahyi ikinci bir kişiye, ikincisi bir üçüncüsüne, üçüncü dördüncüye aktarır ve böyle devam ederse, söz konusu vahiy tüm bu insanlar için bir vahiy olmaktan çıkar. Bu sadece birinci kişi için bir vahiydir; diğerleri içinse bir söylenti. Sonuç olarak, diğerleri buna inanmakla yükümlü değildirler."


- Akıl Çağı



83. ""Hangi görüş açısıyla bakarsak bakalım, mucize olarak kabul edilen her şeyin gerçekliği şüpheli ve varlıkları da gereksizdir. Bunlar doğru olsa bile, herhangi yararlı bir amaca hizmet etmemektedir.""


- Akıl Çağı



84. "Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adlı ilk dört kitapta İsa'nın yaşamı hakkında, ona ait bazı uzak hikâyeler dışında herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Bu kitaplardan anlaşıldığı kadarıyla, bir din önderi olarak sürdürdüğü faaliyetler yaklaşık on sekiz aylık bir süreyle sınırlıdır; söz konusu yazarlar da yalnızca bu kısa sürede onunla tanışmışlardır. Bu kişiler, İsa'nın on iki yaşındayken Yahudi din öğretmenleri arasında oturup onlara sorular sorduğunu ve onların sorularına yanıtlar verdiğini anlatmaktadırlar."


- Akıl Çağı



85. "Bize ikinci elden yazılı veya sözlü olarak iletilen düşünce ve ifadelerin bir vahiy olduğunu ileri sürmek çelişkidir. Vahiy tanımı gereği ilk ilişkiyle sınırlıdır. Bundan sonrası, bu kişinin kendisine vahiy gönderildiğini ileri sürmesinden başka bir şey değildir. Bu kişi kendisini inanmakla yükümlü görebilir, ama benim onun gibi inanma zorunluluğum yoktur, çünkü bu vahiy bana gönderilmemiştir ve benden, bu vahyin kendisine gönderildiğini iddia edenin sözüne inanmam istenmektedir."


- Akıl Çağı



86. "Güneşin doğuşunu sağlayan, yağmuru yağdıran, yeryüzünü bolluklarla dolduran biz miyiz? Uyusak da uyumasak da, devasa evren çarkı devinimini sürdürmekte. Bunlar ve gelecekte bize sunulacakların bizim için bir anlamı yok mudur?
."


- Akıl Çağı



87. ""


- Akıl Çağı



88. "İnsanoğlunu karmaşaya sürükleyen kralların kibridir."


- Sağduyu



89. "Toplum her durumda nimettir ,
yönetimse en iyi durumda bile
zorunlu olarak kötüdür..."


- Sağduyu



90. "Musa, İsrailoğulları’na Tanrı’nın elinden, O’nun emirlerini içeren iki adet tablet aldığını söylediğinde, onlar Musa’ya inanmak zorunda değildi. Çünkü onun sözlerini aynı şekilde dile getirecek başka bir otorite yoktu. Tanrı emirlerinin ilahi bir içsel kanıt taşıdıkları iddiasını da—bazı tarihçiler dışında—bana söyleyecek başka bir otorite yoktur. Bu emirler, kanun koyma ve uygulama yetisine sahip herhangi bir insanın doğaüstü bir müdahaleye ihtiyaç duymadan yürürlüğe koyabileceği bazı iyi ahlak kurallarından oluşmaktadır."


- Akıl Çağı



91. "“… dikkatimiz uzun zaman eski önyargılarla başka yöne saptırıldı ve batıl inançlara çok bedel ödedik.”"


- Sağduyu



92. "“Zira zaman akıldan çok daha dönüştürücüdür.”"


- Sağduyu



93. "“En başta bütün insanlar eşit olduğuna göre hiç kimsenin, ailesini doğuştan başka ailelerin önüne sonsuza kadar geçirmeye hakkı olamaz…”"


- Sağduyu



94. "Doğru olan , doğal olan
her şey ayrılık seçeneğini işaret
ediyor."


- Sağduyu



95. ""Yahudiliğin, Katolikliğin, Ortodoksluğun, Müslümanlığın, Protestanlığın ve bildiğim tüm din kurumlarının öğretilerine inanmıyorum. Benim din kurumum akıldır.""


- Akıl Çağı



96. "Yalan söylemek kolaydır ama devam ettirmek zordur."


- Akıl Çağı



97. "Toplum ihtiyaçlarımızın ürünüdür, yönetimse kötülüğümüzün; toplum, hepimizin teesürlerini birleştirerek mutluluğumuza olumlu yönde katkıda bulunurken yönetim, zaaflarımızı sınırlandırmak suretiyle mutluluğumuzu olumsuz yönde etkiler."


- Sağduyu



98. ""Doğru ilkeler çiğnense de, onlardan vazgeçmek olmaz.""


- Akıl Çağı



99. "Hükümetler, insanların güvenliğini sağlamak için var olmalıdır, ancak bireysel özgürlükleri sınırlamak için değil."


- Common Sense



100. "Her ulusal dini kurum veya din, Tanrı tarafından belirli kişilere bazı özel görevlerin yüklendiği bahanesiyle kurulmuştur. Yahudilerin Musa’sı, Hıristiyanların İsa’sı, havarileri ve azizleri, Müslümanların Muhammed’i vardır; sanki Tanrı’ya giden yol öteki insanlara açık değilmiş gibi."


- Akıl Çağı



101. "Öğrenme süreci içinde olan herkes kendisinin öğretmenidir."


- Akıl Çağı



102. "Çoğunluğun zihni rasgele çalışıyor
ve önlerinde sabit bir hedef
görmedikleri için kendi fantezilerine,
kanaatlerine göre hareket ediyorlar."


- Sağduyu



103. "Dizginlenemediği sürece bir krala güvenilmez, başka bir deyişle mutlak iktidar hırsı, monarşinin kapıldığı doğal bir hastalıktır."


- Sağduyu



104. ""Bununla birlikte saflık bir suç değildir, ama inanca engel olursa suç haline gelir.""


- Akıl Çağı



105. ""İnsanların eşitliğine inanırım ve dini görevlerin doğru olanı yapmakla, merhametle ve insanları mutlu etmeye yönelik çabalarla ilgili olduğunu düşünürüm.""


- Akıl Çağı



106. "Zaman, akıldan çok daha dönüştürücüdür."


- Sağduyu



107. "Gizem, Mucize ve Peygamberlik, gerçek dinin değil, efsanevi dinlerin uzantılarıdır."


- Akıl Çağı



108. ""Kaçamaklı cevaplara, bahanelere ve kelime oyunlarına yönelen bir din, sözcülerine bu sanatı icra etmede emirler yağdırır. Nedenlerinin farkında olmadan birtakım alışkanlıklar kazandırır.""


- Akıl Çağı



109. ""Her ulusal dini kurum veya din, Tanrı tarafından belirli kişilere bazı özel görevlerin yüklendiği bahanesiyle kurulmuştur. Yahudilerin Musa'sı, Hristiyanların İsa'sı, havarileri ve azizleri, Müslümanların Muhammed'i vardır. Sanki Tanrı'ya giden yol öteki insanlara açık değilmiş gibi.""


- Akıl Çağı



110. "BAĞIMSIZLIK hepimizin içinde barındırdığı BASİT TEK BIR YOLDUR"


- Sağduyu



111. "Sadece bir aptal Tanrı yokmuş gibi yaşamını sürdürür."


- Akıl Çağı



112. "Anayasa, hükümetin dışına çıkamayacağı bir kanundu."


- İnsan Hakları



113. "Onun gücünü sorgulamak istiyor muyuz? Yaratılışın sınırsızlığı içinde bunu görüyoruz. Onun bilgeliğini sorgulamak istiyor muyuz? Kavranamaz bütünün yönetilmesindeki değişmez düzenin varlığında bunu görüyoruz. Onun cömertliğini sorguluyor muyuz? Dünyayı doldurduğu bolluklarda bunu görüyoruz. Onun affediciliğini sorguluyor muyuz? Nankörlere dahi sunduğu bolluklarda bunu görüyoruz. Tanrı'nın ne olduğunu bilmek istiyor muyuz? Bunu herhangi bir insanın yazabileceği yazılı kitaplarda arama, ama Yaratılış'ın imzasında ara."


- Akıl Çağı



114. ""İnsanlığı sarsan en iğrenç kötülükler, en korkunç acımasızlıklar, en büyük sefaletler temelini vahiy ya da gökten indirilen, din denilen bu olguda bulmaktadır.""


- Akıl Çağı



115. "Ey sen, insanoğlunu sev! Sadece zorbalığa değil, zorbanın kendisine de karşı gelmeye cesaret et, dikil karşısına!"


- Sağduyu



116. "Roma yönetimine bağlı, vergi veren Yahudi din adamları, İsa'nın Roma hükümetine karşı isyanı teşvik ettiğini ve komplo hazırladığını ileri sürdüler; Yahudi din adamları gibi Roma yönetiminin de onun doktrininin etkileri hakkında bazı gizli korkulara kapılması olasılık dışı değildir; İsa'nın Yahudi toplumunu Roma boyunduruğundan kurtarma düşüncesi içinde olduğu da düşünülebilir. İşte o faziletli reformcu ve devrimci, bu ikisi arasında kalıp yaşamını yitirdi."


- Akıl Çağı



117. ""Çünkü alçak gönüllülükle övünmek, alçak gönüllülüğün tam tersidir ve duygusal anlamda bir yalandır.""


- Akıl Çağı



118. "İmansızlık sadece inanç veya inançsızlıktan ibaret değildir; inanmadığı şeye inanmış gibi görünmeyi de kapsar."


- Akıl Çağı



119. ""Kendimize herhangi bir şeye inanmayı dayatmamalıyız.""


- Akıl Çağı



120. "“İnsanlar ortaya çıkıp anlamadan etmeden bazı laflar telaffuz ediyor.”"


- Sağduyu



121. "Hıristiyanlık olarak adlandırılan efsanevi teorinin kuşkulu olduğu yolundaki inanç giderek yaygınlaşmaktadır; bu kuşku altında bocalayan insanların teselli bulabilmesi, neye inanıp neye inanmayacaklarını saptayabilmesi için konunun özgürce ele alınıp incelenmesi gerekir.
."


- Akıl Çağı



122. ""Tanrı'nın bir halkı diğerlerinden 'seçilmiş ulus' olarak ayırdığını varsayacak olursak, bu halkın eski Yahudiler gibi zorba ve insan boğazlayan bir halk değil, en saf dini ve insancıl duygularla tüm dünyaya örnek olabilecek bir halk olması gerektiğini de varsaymalıyız.""


- Akıl Çağı



123. ""İnsanın CENNET'İ yaratandan başka efendisi yoktur,
Seçim ile ortak Menfaat'in buyurduklarından başka.
Thamson"


- Sağduyu



124. ""Her şeyin bir din adı altında var olması gerektiği, Tanrı'nın yarattığı evrenin yapısını incelemenin dindışı ve var olan her şeyin dinsel olduğunu iddia etmek tutarsızlıktır.""


- Akıl Çağı



125. "“Barışı koruyamayan bir yönetim aslında yönetim falan değildir, bu durumda biz boşa para ödüyoruz demektir…”"


- Sağduyu



126. "Kitab-ı Mukaddes'in yarısından fazlasında yer alan müstehcen hikâyeleri, şehvetli sefahatleri, acımasız ve azap dolu cezaları, amansız kindarlıkları okuduğumuzda, bunların Tanrı değil Şeytan kelamları olduğunu ileri sürmek daha tutarlıdır. Bu, insanlığın yozlaşması ve vahşileşmesine hizmet eden kötülük dolu bir tarihtir; kendi adıma, acımasız her şeyden nefret ettiğim gibi samimi olarak bunlardan da nefret ediyorum."


- Akıl Çağı



127. "Zaman akıldan çok daha
dönüştürücüdür."


- Sağduyu



128. "Barışı koruyamayan bir yönetim aslında yönetim falan değildir, bu durumda biz boşa para ödüyoruz demektir."


- Sağduyu



129. "“… her ne kadar biz mutlakiyetin kapısını kapatıp üzerine kilit vuracak kadar akıllılık göstermiş olsak da, o kapının anahtarını kraliyete verecek kadar da aptaldık.”"


- Sağduyu



130. "“İleri gideceğimize geri gideceğiz veya sonsuza kadar didişip duracak, birilerinin kapısında gülünç durumlarda ricacı olacağız.”"


- Sağduyu



131. "Saçmalığın yarattığı gülme ya da basitliğinin yarattığı iğrenme duygusunu bir yana bırakır ve kendimizi hikâyenin tümünü incelemeye yönlendirirsek, Tanrı'yı bundan daha çok küçülten, kendi hikmeti ve gücüyle bunca tutarsızlık içinde gösteren bir başka hikâye olabileceğini tasavvur bile edemeyiz."


- Akıl Çağı



132. "İnsanın CENNET'i yaratandan
başka efendisi yoktur..."


- Sağduyu



133. "Düşünceler özgür olursa, din ya da siyaset konusunda gerçeğin güçlü ve nihai biçimde galip geleceğinden eminim."


- Akıl Çağı



134. "Dünyada din kisvesi altında sahtekârlık yapan birçok insan olduğuna inanılabilir."


- Akıl Çağı



135. "Kendi kendini kandırmanın toplumda yarattığı ahlâki bozulmayı hesaplamak mümkün değildir. Bir insan mesleki inancını gerçekte inanmadığı şeylerin hizmetine sunacak kadar ahlakını kaybetmiş ve aklının iffetini satışa çıkarmışsa her türlü suçu işlemeye açık hale gelmiştir."


- Akıl Çağı



136. "İnsanoğlu yaratılış düzeninde en başta eşit doğar, bu eşitlik ancak daha sonra ortaya çıkan bazı durumlar yüzünden bozulabilir; bunun müsebbibi büyük ölçüde, zengin ile yoksul arasındaki ayrımlardır."


- Sağduyu



137. "Düşünceler özgür olursa, din ya da siyaset konusunda gerçeğin güçlü ve nihai biçimde galip geleceğinden eminim."


- Akıl Çağı



138. "Bireylerin sağa sola dağılmış düşünceleri toparlansa,akıllı ve becerikli insanlar tarafından kullanışlı hale getirilebilirler."


- Sağduyu



139. "Ahlak terbiyesi verilmeden büyütülüp dünya yüzüne ümitten yoksun bir halde fırlatılıverilen bu insanlar, fenalığa ve kanuni barbarlığa maruz kurbanlardır.

Hükümetlere lüzumsuz israf edilen milyonlar, bütün bu kötülükleri düzeltmeye ve bir memlekette saray hudutlarının dışında yaşayan her insanın durumunu iyileştirmeye yeter de artar bile."


- İnsan Hakları



140. "“Sadece zorbalığa değil, zorbanın kendisine de karşı gelmeye cesaret et, dikil karşısına!”"


- Sağduyu



141. "Hıristiyanlık kuramının, pagan mitolojisine inananların güce ve gelire hizmet etmek amacıyla bir araya getirilmiş putlara tapınmasından pek de farkı yoktur ve bu ikili aldatmacayı ortadan kaldırma görevi hâlâ akla ve felsefeye düşmektedir."


- Akıl Çağı



142. "“… muhtemelen bu reis, vahşi hareketleri veya kurnazlıktaki mahareti sayesinde o yağmacılar sürüsünün şefi olmuştur ve güç kazandıkça, yağmalama alanını genişlettikçe kendi halinde savunmasız insanlara büyük korkular salmış ve sonra onları düzenli haraca bağlayarak güvenliklerini satın almaya zorlamıştır.”"


- Sağduyu



143. "Yönetim, kıyafete benzer,
kaybolan masumiyetimizin nişanıdır..."


- Sağduyu



144. "İnsanoğlu yaratılış düzeninde en başta eşit doğar, bu eşitlik ancak daha sonra ortaya çıkan bazı durumlar yüzünden bozulabilir; bunun müsebbibi büyük ölçüde, zengin ile yoksul arasındaki ayrımlardır;"


- Sağduyu



145. "Bizden sonra gelecek nesillere oturmuş bir yönetim biçimi, kendine özgü bağımsız bir anayasa bırakmanın bedeli ne olursa olsun makuldür."


- Sağduyu



146. "Öfkemizi diri tutan yaralar, bizi adaleti aramaya zorlamazsa hırsız ve katil genellikle cezadan kurtulur."


- Sağduyu



147. "Kilisenin hoşgörüsüz zulmü siyasete bulaşmıştı, Devrimcilerin kurduğu mahkemeler engizisyonun, giyotin de diri diri yakma cezasının yerini almıştı."


- Akıl Çağı



148. "İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna dair hikâyenin geçerliliğini anlamak o kadar zor değildir. Doğduğu dönemde pagan mitolojisi dünyada halâ bir ölçüye kadar kabul görüyor ve insanların böyle bir hikâyeye inanması için gerekli temeli sağlıyordu. Pagan mitolojilerde olağanüstü insanların hemen hemen tümü değişik tanrıların oğlu olarak değerlendirilirdi."


- Akıl Çağı



149. "Amaçsız kalırsak, hastanede ölümü bekleyen bir sakattan farkımız kalmaz."


- Akıl Çağı



150. "Kuşku alçak ruhların yoldaşı, iyi toplumların felaketidir."


- Sağduyu



151. "İnsanın kötülüğünü Tanrı'nın emirlerine yüklemekten daha ağır küfür olur mu?"


- Akıl Çağı



152. "Heyhat, dikkatimiz uzun zaman eski önyargılarla başka yöne saptırıldı ve batıl inançlara çok bedel ödedik."


- Sağduyu



153. "Kimi yazarlar toplum ile yönetimi
öylesine birbirine karıştırmışlardır ki,
işi bu ikisi arasında öyle az bir
ayrım kalana veya hiç ayrım
kalmayana dek götürmüşlerdir."


- Sağduyu



154. "Zenginler genelde korkunun
kölesidir ve sarayın iktidarı karşısında
ikiyüzlüce , boyun eğerler."


- Sağduyu



155. "Tek Tanrı'ya inanırım, başka bir şeye değil; bu yaşamdan sonra da mutluluk olmasını umut ederim."


- Akıl Çağı



156. "en iyi zaman içinde bulunduğumuz zamandır"


- Sağduyu



157. "Uğruna savaşılan hedef her zaman öyle ya da böyle ödenen bedellerle orantılı olmak zorundadır."


- Sağduyu



158. "“Öfkemizi diri tutan yaralar bizi adaleti aramaya zorlamazsa hırsız ve katil genellikle cezadan kurtulur.”"


- Sağduyu



159. "“Toplum her durumunda nimettir, yönetimse en iyi durumunda bile zorunlu olarak kötüdür; en kötü durumunda kötülüğü katlanılmaz boyuttadır; zira bir

bir ülkede olabilecek türden sefaletlere maruz kaldığımızda hissettiğimiz bahtsızlık duygusu, sefalete neden olan araçları kendimizin getirdiğini düşününce zirveye ulaşır.”"


- Sağduyu



160. "Düşüncesi benden ne kadar farklı olursa olsun her insanın kendi düşüncesine sahip çıkma hakkını büyük bir çabayla savunduğumu hatırlamanız adil bir davranış olacaktır. Bu hakka karşı çıkan herkes, şu anda sahip olduğu düşüncenin kölesi olacaktır, çünkü kendisini onu değiştirmekten alıkoymaktadır."


- Akıl Çağı



161. "“… ‘seçilenler’ asla ‘seçenlerden’ ayrı, kendi özel çıkarlarını öne sürmemelidir: Bu aşamada öngörü, sık sık seçim yapılmasını gerektirecektir, çünkü bu yolla ‘seçilenler’ birkaç ayda bir ‘seçenlerden’ oluşan genel nüfusa dönüp aralarına karışacaklar, böylece kendi işime bakarım zihniyetinden uzak duracak öngörülü düşünce sayesinde kamuya karşı sadakat güvence altına alınmış olacaktır.”"


- Sağduyu



162. "Koca bir tokat lazım size!"


- Sağduyu



163. "Amaçsız kalırsak, hastanede ölümü bekleyen bir sakattan farkımız kalmaz."


- Akıl Çağı



164. "Gençlik, hem milletler hem bireyler için alışkanlıkların tohumlandığı zamandır."


- Sağduyu



165. "İnatçı bir önyargılılık içindeyken kendimize karşı da adil olamayız."


- Sağduyu



166. "“Toplum ihtiyaçlarımızın ürünüdür, yönetimse kötülüğümüzün; toplum, hepimizin teessürlerini birleştirerek mutluluğumuza olumlu yönde katkıda bulunurken yönetim, zaaflarımızı sınırlandırmak suretiyle mutluluğumuzu olumsuz yönde etkiler. Biri ilişkileri teşvik ederken öteki ayrılıklar yaratır. Biri hamidir, öteki cezalandırıcı.”"


- Sağduyu



167. "“KİMİ yazarlar toplum ile yönetimi öylesine birbirine karıştırmışlardır ki, işi bu ikisi arasında çok az bir ayrım kalana veya hiç ayrım kalmayana dek götürmüşlerdir…”"


- Sağduyu



168. ""Herhangi bir şey ne kadar doğal değilse, o kadar hüzünlü bir hayranlık nesnesi olma yeteneğine sahiptir.""


- Akıl Çağı



169. "Kadın ile erkek tabiatta var olan
bir ayrımdır; iyilik ile kötülük
ise Tanrı katındaki ayrımdır."


- Sağduyu



170. "İnsanoğlu yaratılış düzeyinde
en başta eşit doğar ,
bu eşitlik ancak daha sonra ortaya
çıkan bazı durumlar yüzünden
bozulabilir..."


- Sağduyu



171. "Ahlaki adalet suçsuzu, suçsuz öyle istemiş olsa bile suçlunun yerine koyamaz. Adaletin öyle yaptığını varsayalım, bu durumda adalet kavramı varlığını inkâr eder, çünkü bu uygulama adalet kavramına uymaz. Bu durumda artık o adalet değildir. Rastgele uygulanmış bir cezadır."


- Akıl Çağı



172. "İnsan, kaybedecek ne kadar çok şeyi varsa o kadar az girişken olur."


- Sağduyu



173. "Kuşku alçak ruhların yoldaşı, iyi toplumların felaketidir."


- Sağduyu



174. "Uğruna savaşılan hedef her zaman
öyle ya da böyle ödenen
bedellerle orantılı olmak zorundadır."


- Sağduyu



175. "Ahlaki adalet suçsuzu, suçsuz öyle istemiş olsa bile suçlunun yerine koyamaz. Adaletin öyle yaptığını varsayalım, bu durumda adalet kavramı varlığını inkâr eder, çünkü bu uygulama adalet kavramına uymaz. Bu durumda artık o adalet değildir. Rastgele uygulanmış bir cezadır."


- Akıl Çağı



176. "Gülen ya da ağlayan bir çocuk hangi sebeple incitilebilir?"


- Akıl Çağı



177. "Dünyanın herhangi bir ülkesinde ne zaman ki "benim fikirlerim mutsuz değildirler; onların arasında ne bilgisizlik ne de sefalet vardır; hapishanelerim boştur; sokaklarımda dilenci yoktur; yaşlı insanlar yoksulluk çekmezler; vergiler ezici değildir; ben onun saadetinin koruyucusu olduğum için insanlık alemi benim dostumdur" denirse; ve ancak bu şeyler söylenebilirse; işte o zaman o memleket anayasası ile ve hükümeti ile övünebilir"


- İnsan Hakları



178. "Aslında egemenliğin kaynağı Millettedir; açıkça milletten gelmeyen hiçbir yetkiyi hiçbir fert veya zümre kullanamaz."


- İnsan Hakları



179. "`İnsanoğlunun karmaşaya sürükleyen, kralların kibirdir.."


- Sağduyu



180. "Sizler ise onun köleleri olacaksınız. Bunlar gerçekleştiğinde, seçtiğiniz kral yüzünden feryat edeceksiniz."


- Sağduyu



181. "Gülen ya da ağlayan bir çocuk hangi sebeple incitilebilir?"


- Akıl Çağı



182. "`İnsanoğlunun karmaşaya sürükleyen, kralların kibirdir.."


- Sağduyu



183. "Herkesin inanması istenen bir şeyin kanıt ve ispatı evrensel ölçekte, herkese eşit bir biçimde sunulmuş olmalıdır"


- Akıl Çağı



184. "Öyleyse en iyi zaman içinde bulunduğumuz zamandır ."


- Sağduyu



185. "Sizin eviniz kundaklandı mı? Malınız mülkünüz gözlerinizin önünde yerle bir edildi mi? Karınız, çocuklarınız uyuyacakları bir yataktan, karınlarını doyuracakları ekmekten mahrum bırakıldı mı? Ananızı, babanızı, çocuğunuzu mu öldürdüler, yoksa siz o perişan, sefil bir halde hayatta kalanlardan biri misiniz? Bunların hiçbiri başınıza gelmediyse, başına gelenlerin yargıcı olmazsınız. Başınıza geldiyse ve hâlâ bu katillerle el sıkışabiliyorsanız, o zaman siz koca, baba, dost veya sevgili olmayı hak etmiyorsunuz demektir ve şu hayatta istediğiniz kadar makam, unvan edinin, bir ödleğin kalbine ve bir dalkavuğun ruhuna sahipsinizdir."


- Sağduyu



186. "Ey sen, insanoğlunu sev!
Sadece zorbalığa değil, zorbanın kendisine de karşı gelmeye cesaret et, dikil karşına!
Köşesinde özgürlüğü kovalıyorlar."


- Sağduyu



187. ""Eski Yunan okulları bilim ve felsefe okullarıydı, dil okulları değildi; çünkü öğrenme, bilim ve felsefenin öğrettiği şeylerin bilgisinin edinilmesidir.""


- Akıl Çağı



188. "Benim din kurumum 'aklımdır'."


- Akıl Çağı



189. "Söylenti üstüne söylenti, inançlarımı bu tür kanıtlar üstüne
oluşturmak istemiyorum."


- Akıl Çağı



190. "Tek Tanrı'ya inanırım, başka bir şeye değil; bu yaşamdan sonra da mutluluk olmasını umut ederim."


- Akıl Çağı



191. "Uzun ömürlü dostluklar, sağlam bir pazarlık ve doğru bir
hesapla kurulur."


- Sağduyu



192. "Aklımızın güvenmeyi yasakladığı ve bin bir yarayla delik deşik olmuş duygularımızın bize nefret etmemizi söylediğı kişilerle dostluk hakkında konuşmak deliliktir, budalalıktır."


- Sağduyu



193. "Yaşlandığımızda mutlu olabilmek için yaşam boyunca zihnimize eşlik edenlere kendimizi alıştırmamız gerekir, böylelikle her şeyden sırası geldiğinde mutlu oluruz."


- Akıl Çağı



194. "Bölünmüş sevgi hicbir zaman mutluluk vermez."


- Akıl Çağı



195. "Kendi kendini kandırmanın, toplumda yarattığı ahlaki
bozulmayı hesaplamak mümkün değildir."


- Akıl Çağı



196. "" Arayarak Tanrı'yı bulabilir misin? " Evet. Çünkü ilkin beni ben yaratmadım ama varım; doğada diğer şeyleri ararken bunların da kendilerini yaratmadığını keşfettim; başka milyonlarca şey var; bu araştırma sonucunda olumlu bir çıkarsamayla tüm şeylerin üzerinde bir güç olduğunu ve bu gücün de Tanrı olduğunu biliyorum."


- Akıl Çağı



197. "Güneşin dünya etrafında 24 saatte döndüğünü zannedenler, eti ateşin üzerinde döndürmeyip ateşi etin çevresinde dolaştıran aşçıyla aynı hataya düşerler."


- Akıl Çağı



198. "Herkesin inanması istenen bir şeyin kanıt ve ispatı evrensel ölçekte, herkese eşit bir biçimde sunulmuş olmalıdır."


- Akıl Çağı



199. "Eskiden istibdat ile harp ederken insanın bu kavgada hiçbir menfaati olamazdı; fakat vatandaşı askerle ve milleti milletle birleştiren bir davada, sarayların istibdat sistemi, tehlikeyi sezmekle ve öç almayı tasarlamakla beraber, korkuyor, darbe indirmeye cesaret edemiyor."


- İnsan Hakları



200. "Hristiyan kilisesi adı verilen kuramın pagan mitolojisinin kuyruğuna takılıp yeşerdiğini gözlemlemek ilgi çekicidir."


- Akıl Çağı



201. "Mutluluktan mahrum ettiğimiz bir topluluktan mutluluk beklemek imkansızdır."


- Akıl Çağı



202. "Çocukluktaki samimiyet ve
kötü kaderde ortaklaşan dostluk ,
diğer her şeyden uzun ömürlüdür."


- Sağduyu



203. "Uydurma sistemler insanları nasıl da aptal yerine koyuyor!"


- Akıl Çağı



204. "En büyük bireysel mutluluk toplamını millete en az bedeli ödeterek yaratacak yönetim şeklini keşfedenler, çağların minnettarlığını hak ederler."


- Sağduyu



205. "Gelmiş geçmiş bütün taçlı kabadayıları toplayın, toplum karşısında ve Tanrı'nın gözünde dürüst olan tek bir adam bulamazsınız."


- Sağduyu



206. "" Arayarak Tanrı'yı bulabilir misin? " Evet. Çünkü ilkin beni ben yaratmadım ama varım; doğada diğer şeyleri ararken bunların da kendilerini yaratmadığını keşfettim; başka milyonlarca şey var; bu araştırma sonucunda olumlu bir çıkarsamayla tüm şeylerin üzerinde bir güç olduğunu ve bu gücün de Tanrı olduğunu biliyorum."


- Akıl Çağı



207. "Güneşin dünya etrafında 24 saatte döndüğünü zannedenler, eti ateşin üzerinde döndürmeyip ateşi etin çevresinde dolaştıran aşçıyla aynı hataya düşerler."


- Akıl Çağı



208. "Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl'dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım."


- Akıl Çağı



209. "Ölümden beter bir hastalık gelip onu bulabilir, öldürmez süründürür, elden ayaktan keser, öyle bir hale gelir ki ölmek ne kelime, yok olup gitmek ister."


- Sağduyu



210. "Fransız Anayasası, asalet unvanları kaldırılmıştır, der; bunun neticesi olarak, adına bazı memleketlerde aristokrasi bazılarında asilzade sınıfı denen bütün o ne idüğü belirsiz sınıf ortadan kaldırılmış ve Bey, İNSAN mertebesine yükseltilmiştir."


- İnsan Hakları



211. "Herhangi bir şey ne kadar doğal değilse o kadar hüzünlü bir hayranlık nesnesi olma yeteneğine sahiptir."


- Akıl Çağı



212. "Herhangi bir şey ne kadar doğal değilse o kadar hüzünlü bir hayranlık nesnesi olma yeteneğine sahiptir."


- Akıl Çağı



213. "Tanrı üçlemesi, daha önceki yirmi-otuz bine varan tanrı kalabalığının azaltılmasından başka bir şey değildir. Efesli Diana imgesinin yerini Meryem imgesi almıştır. Kahramanların tanrılaştırılması, azizlerin kutsallaştırılmasına dönüştürülmüştür. Eski mitolojilerde her şeyin bir tanrısı vardı, Hıristiyan mitolojisinde de her şeyin bir azizi oldu."


- Akıl Çağı



214. "TANRI KELAMI GÖZLEMLEDİĞİMİZ EVRENDİR:
Bu anlamıyla hiçbir insan icadının ne karşı çıkabileceği, ne de değiştirebileceği bir kelamdır ve Tanrı insana evrensel bir dille seslenmektedir."


- Akıl Çağı



215. "Yönetimin babadan oğula geçmesinin insanlara hiçbir şekilde mutluluk getiremeyeceği açıktır."


- Sağduyu



216. "Öğrenme sürecindeki herkes kendisinin öğretmenidir."


- Akıl Çağı



217. "Şimdi insanlığı araştıranlara şunu sormak istiyorum: Temsil ve seçim, tek bir insan grubunun eline verilemeyecek kadar büyük bir güç değil midir?"


- Sağduyu



218. "Seçilenler, asla seçenlerden ayrı kendi özel çıkarlarını öne sürmemelidir."


- Sağduyu



219. "Her memleketin aklı, layıkıyla kullanılınca, onun bütün işlerine yeter..."


- İnsan Hakları



220. "Tek bir insanın gücü ihtiyaçlarına kıyasla öylesine azdır; zihni sonsuz yalnızlığa o kadar uygundur ki, kısa sürede bir başkasının desteğini, yardımını istemek durumunda kalır."


- Sağduyu



221. "Her insan kendisini yaratanın kendisi olmadığının bir kanıtıdır"


- Akıl Çağı



222. "" Ölümcül nefret yaralarının
bu kadar derin olduğu yerde hakiki
mutabakat asla yeşeremez"."


- Sağduyu



223. "Mutluluktan mahrum ettiğimiz bir topluluktan mutluluk beklemek imkânsızdır."


- Akıl Çağı



224. "Şimdi insanlığı araştıranlara şunu sormak istiyorum: Temsil ve seçim, tek bir insan grubunun eline verilemeyecek kadar büyük bir güç değil midir?"


- Sağduyu



225. "Her şeyin parasını ödeyen millettir, her şey onun genel iradesine uymalıdır."


- İnsan Hakları



226. "Gelmiş geçmiş bütün taçlı kabadayıları toplayın, toplum karşısında ve Tanrı'nın gözünde dürüst olan tek bir adam bulamazsınız."


- Sağduyu



227. "İnsanın ahlaki görevi, gökyüzünün yapısı ya da yaratıcının bahşettiği her şeyi hakkında mümkün olan her türlü kanıtı toplayıp dini sistemlerle ilişkilendirmek olmalıdır."


- Akıl Çağı



228. "Doğru ilkeler çiğnense de onlardan vazgeçmek olmaz."


- Akıl Çağı



229. "Ayrımların olmadığı yerde üstünlük de olmaz."


- Sağduyu



230. "Dini kurumlar ve devlet, Yahudi, Hıristiyan veya Müslüman nerede olursa olsun, aralarındaki çok yakın ilişki nedeniyle, var olan dini akidelerin, dinin ilk ilkelerinin tartışılmasını çeşitli baskılar ve cezalar aracılığıyla yasaklamıştır; mevcut hükümet sistemleri değişmedikçe de bu konular açıkça ve adilane biçimde insanlığın önüne getirilemeyecektir; ancak bu yapılabilirse dini sistemde bir devrim gerçekleşebilir. İnsanların eklemeleri ve papazların uydurmaları ancak o zaman açığa çıkabilir ve insanlar ancak o zaman arı, katışıksız ve bozulmamış tek Tanrı inancına geri dönerler."


- Akıl Çağı



231. "Gelmiş geçmiş bütün taçlı kabadayıları toplayın, toplum karşısında ve Tanrı'nın gözünde dürüst olan tek bir adam bulamazsınız."


- Sağduyu



232. "Monarşi ve veraset, sadece şu veya bu krallık değil dünyanın tamamını yaktı yıktı, kana buladı. İşte tam da bu, Tanrı'nın karşısında olduğu vönetim biçimidir, bu yönetimlerde her zaman kan dökülecektir."


- Sağduyu



233. "Sivil hükümetin ödevi adam asmaktan ibaret değildir; tersine, gençleri yetiştirecek, onları haylazlıktan, yaşlılara yardım
ederek onları ümitsizlikten elden geldiği kadar kurtaracak tedbirleri almaktır. Böyle yapılacak yerde bir memleketin kaynakları bol bol krallara, saraylara, uşaklara, ikiyüzlülere ve kahpe kadınlara israf ediliyor; hatta fakirler bile, çekmekte oldukları bütün yoksulluklara rağmen kendilerini cendereye sokan bu sahtekarlığı desteklemeye mecbur ediliyorlar."


- İnsan Hakları



234. "İmansızlık sadece inanç veya inançsızlıktan ibaret değildir; inanmadığı şeye inanmış gibi görünmeyi de kapsar."


- Akıl Çağı



235. "Gelmiş geçmiş bütün taçlı kabadayıları toplayın, toplumun karşısında ve Tanrı'nın gözünde dürüst olan tek bir adam bulamazsınız."


- Sağduyu



236. "Şayet, bir insan nesli, dünyanın nasıl idare edileceğini ebedi olarak dikte etmek hakkına sahip olmuşsa, bu nesil, ancak
dünyaya ilk gelen nesil olabilir; eğer onlar bunu yapmamışlarsa, ondan sonra gelen nesiller bunu yapmak için hiçbir delil
göstermeyecekleri gibi, kendileri de hiçbir delil tesis edemezler."


- İnsan Hakları



237. "Sadece zevk adamı olan biri, ileriki yaşlarda acınacak duruma düşer."


- Akıl Çağı



238. "Gerçeğin, kendisini kabul ettirmek için desteğe ihtiyacı yoktur."


- Akıl Çağı



239. "Ahlaki ilke evrenseldir."


- Akıl Çağı



240. "İnsan ırkının iyi ve akil olma garantisi olsaydı, ilahi otoritenin mührüne sahip olurdu, fakat aptala, bayağıya, yolsuza yol verdiğinden tabiatında zulmetme eğilimi vardır. Kendilerini doğuştan yönetici, diğerlerini de itaatkâr görenler kısa sürede küstahlaşır; insanoğulları arasından seçilen bu
şahısların zihinleri, daha en başta kendilerini önemli kişiler olarak görme duygusuyla zehirlenir; içinde hareket ettikleri dünya maddi bakımdan dünyanın geri kalanıyla o kadar farklılaşır ki onun gerçek ihtiyaçlarını bilme konusunda pek az şansları olur; sonuç olarak bu kişiler yönetime geçtiklerinde bir bakarsınız ki, hüküm sürdükleri topraklardaki en cahil, bu işe en az uygun olanlarmış."


- Sağduyu



241. "Nasıl ki bir fahişeye kapılan bir adam kendine eş seçme konusunda akıl yürütmeye uygun değilse, çürümüş bir yönetim anayasası lehine herhangi bir önkabul de bizi anayasanın iyisini kötüsünden ayırt etmekten alıkoyacaktır."


- Sağduyu



242. "" Harman döven öküzün ağzını bağlamayacaksın. ""


- Akıl Çağı



243. "Gerçek din bilimsel bilgimizin kaynağıdır. Bu bilgiden de tüm sanatlar türemiştir."


- Akıl Çağı



244. "İnsanların eşitliğine inanırım ve dini görevlerin doğru olanı yapmakla, merhametle ve insanı mutlu etmeye yönelik çabalarla ilgili olduğunu düşünürüm."


- Akıl Çağı



245. "Benjamin Franklin'i bilenler zihninin daima genç, karakterinin de daima dingin olduğunu hatırlayacaktır; asla yaşlanmayan bilim, daima onun sevgilisi olmuştur. Hiçbir zaman amaçsız kalmamıştır; amaçsız kalırsak, hastanede ölümü bekleyen bir sakattan farkımız kalmaz."


- Akıl Çağı



246. "İnsanoğlunun Tanrı adına yüklediği tek anlam, ilk neden, tüm şeylerin nedeni olmasıdır. İlk nedenin ne olduğunu anlamanın kavranamaz ölçüde güç olması ve ona inanmamanın on kat kadar daha zor olması nedeniyle insanoğlu inanma noktasına varır."


- Akıl Çağı



247. "İnsan ırkının iyi ve akil olma garantisi olsaydı, ilahi otoritenin mührüne sahip olurdu, fakat aptala, bayağıya, yolsuza yol verdiğinden tabiatında zulmetme eğilimi vardır. Kendilerini doğuştan yönetici, diğerlerini de itaatkâr görenler kısa sürede küstahlaşır; insanoğulları arasından seçilen bu
şahısların zihinleri, daha en başta kendilerini önemli kişiler olarak görme duygusuyla zehirlenir; içinde hareket ettikleri dünya maddi bakımdan dünyanın geri kalanıyla o kadar farklılaşır ki onun gerçek ihtiyaçlarını bilme konusunda pek az şansları olur; sonuç olarak bu kişiler yönetime geçtiklerinde bir bakarsınız ki, hüküm sürdükleri topraklardaki en cahil, bu işe en az uygun olanlarmış."


- Sağduyu



248. "Nasıl ki bir fahişeye kapılan bir adam kendine eş seçme konusunda akıl yürütmeye uygun değilse, çürümüş bir yönetim anayasası lehine herhangi bir önkabul de bizi anayasanın iyisini kötüsünden ayırt etmekten alıkoyacaktır."


- Sağduyu



249. "Benjamin Franklin'i bilenler zihninin daima genç, karakterinin de daima dingin olduğunu hatırlayacaktır; asla yaşlanmayan bilim, daima onun sevgilisi olmuştur. Hiçbir zaman amaçsız kalmamıştır; amaçsız kalırsak, hastanede ölümü bekleyen bir sakattan farkımız kalmaz."


- Akıl Çağı



250. "Bir insanın işin doğrusunu anlayıp fikrini değiştirme hakkı her zaman vardır; ama gerçekleri değiştirme özgürlüğü yoktur."


- Akıl Çağı

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: