Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Theo'ya Mektuplar - Vincent Van Gogh | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Theo'ya Mektuplar Kitap Bilgileri


Yazar: Vincent Van Gogh
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.
Sayfa Sayısı: 136
Basım Tarihi: 3 Eylül 2018
İlk Yayın Tarihi: 1914
Yayınevi: Remzi Kitabevi
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789751417862
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Theo'ya Mektuplar Kitap Tanıtımı


Vicent Van Gogh, Paris’te bir galeri yöneticisi olan kardeşi Theo’yla dertleştiği mektuplarında, renk tutkusuyla dolu bir ressamın yaşam savaşına ve yaratıcılık uğruna gösterdiği özverilere tanık oluruz. Van Gogh’un, başta Gauguin olmak üzere, çağdaşı ressamlarla yakın ilişkilerine de ışık tutan Theo’ya Mektuplar, hayatı boyunca şiddetli ruhsal sarsıntılarla boğuşmuş sanatçının daha yumuşak ve coşkulu yönünü ortaya çıkarıyor.



Bu ünlü yapıtın, Azra Erhat derlemesi ve çevirisini yeniden yayınlamaktan kıvanç duyuyoruz.




Theo'ya Mektuplar Kitaptan Alıntılar


1. "...bana onu hatırlatabilecek herkesten ve her şeyden uzak durmalıyım."




2. "" yani, sevdiği ve sevildiği sürece hiçbir kadın yaşlanmaz.""




3. "Yalnız, benim omuzlarımın bunca ağır bir yükü kaldıracak kadar geniş olmadığını vurgulamam gerek."




4. "Gene de, gözümün önünde güzel bir gelecek canlandırmaktan kendimi alamıyorum."




5. "*Onu o kadar uzun süre seveceğim ki. Sonunda o da beni sevecek.*"




6. "Sözcüklere gerek kalmadan beni anlayacaklarını sandım."




7. ""Keşke her şeyden uzak olabilseydim""




8. "Kitaba karşı hemen hemen karşı konulmaz bir tutkum var; hiç durmadan okumak, öğrenmek, kendi kendimi yetiştirmek peynir ekmek kadar kesin bir gereksinim benim için."




9. "Söz söylemeden beni anlarlar sandım."




10. "Yalnız, benim omuzlarımın bunca ağır bir yükü kaldıracak kadar ge­niş olmadığını vurgulamam gerek."




11. "Hepsinin yanı sıra yıldızları, başının üstündeki sonsuz boşluğu da hissedebilmen gerek... İşte o zaman, yaşam neredeyse büyülü bir şey..."




12. "Sözcüklere gerek kalmadan beni anlayacaklarını sandım."




13. "İnsanların olduklarından başkaymış gibi görünmek istemeleri bana gülünç (anlamsız) geliyor."




14. "Bana onu hatırlatabilecek herkesten ve her şeyden uzak durmalıyım."




15. "Söz söylemeden beni anlarlar sandım."





Theo'ya Mektuplar Kitap İncelemeleri


Van Gogh'un özellikle patates yiyenler tablosu dikkatimi çok çekmişti onu bu tabloyla tanıdım ,ve daha sonra diğer ünlü tablolarını (yıldızlı gece , ayçiçeği tablosu) gördükten sonra Van Gogh vazgeçemediğim biri haline geldi . Çizimleri , tablolarında renk seçimleri boyayı kullanma biçimi diğer bir çok ressamdan çok farklıydı .
vincent Van Gogh 30 Mart 1853 ye Hollanda da dünyaya gelmiştir.1880'den sonra suluboya çizimlerle resme başladı. Van Gogh ilk gençlik yıllarında bir din adamı olmayı istiyordu fakat bundan nedense daha sonra vazgeçerek sanat alanına daha çok yoğunlaşmıştır. Bu dönemde maddi ve manevi olarak kardeşi Theo hep destek olmuştur . Yaşadığı zaman diliminde ressam olarak pek bir üne sahip değildir öyle ki sadece bir tablo satabilmiştir (daha sonra araştırıldığında kardeşi Theo'nun da bir tablo sattığı öğrenilmiştir.) Van Gogh başarısız olduğunu düşünerek yıllar geçtikçe derin bunalımlara girmiştir bu kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplarda da anlaşılıyor. Son dönemlerinde ruhsal krizler geçirir , ilk krizinde kulağını kesecek kadar derin ruhsal bunalımlar bunlar . Kitabı okuduğunuzda Van Gogh'un iç dünyasını, yaşadığı zorlukları , eserlerini nasıl ve ne zorluklarla oluşturduğunu anlıyorsunuz
Kitapta Van Gogh'un ne kadar merhametli ve ince ruhlu olduğunu da anlayabiliyoruz (ki sokakta kalmış birçok kadına yardım elini uzatmış)
Van Gogh'a ilgi duyuyorsanız kesinlikle okumanızı öneririm edebi bir dille yazıldığı için sıkılacağınızı düşünmüyorum
(Film tavsiyesi : loving vincent )




Ah sevgili Van Gogh, bu yüzyılda ne kadar bilindiğini, resimlerine verilen değeri görebilseydin, kim bilir ne sevinirdin.

Kardeşine yazdığı mektuplar yalnızca onun yaptığı resimler hakkında değildir. Mektuplarda hayata dair ince mesajlar var, sanata olan perspektif bakış açısı var, karşılıksız bulduğu aşktan yakındığı hüzün var, maden işçilerini ve köylüleri tablolarında kutsal sayması var. Modernlikten uzak, natural benimsemeler var. Meslektaşlarına yönelik eleştirileri var. Açlık çektiği, parasızlık yaşadığı, hastalık geçirdiği dönemler var, ki bu beni etkileyen kısımlardı. Keza tablolarının satılmadığı, (ilk tablosu ölünce satılmış) portre resimler için model bulamayıp kendini ayna kullanarak birkaç kez çizdiğini söylemesi beni hüzünlendirdi. Öte yandan okuduğu kitaplardan ne de güzel bahsetmiş. (Dickens, Zola, Daudet, Tolstoy) Onu hayata bağlayan şeyin resim aşkı olduğunu görüyoruz. Resimlere kattığı duyguları, anlamları ve incelikleri bir ressam ancak böyle güzel anlatabilirdi. Kitabı yarım bırakanlar onu anlamamış, anlamak istememiş olanlar bana göre. Yine de onun değerini herkesin anlaması beklenemez. Son olarak bu nefis kitabı okuduktan sonra "Van Gogh: Sonsuzluğun Kapısında" filmini izlemenizi öneririm.
O, yüreğimizde hep yıldızlı bir gece gibi parlayacak! Güzel okumalar.




Lise de resim dersin de Arles'teki Yatak Odası adlı eserini çizmeye çalıştığım zaman tanıdım Vincent'i. Ve şöyle bir huyum vardır ressamları hep araştırırım yerli yersiz hikayesini okuduğum zaman dikkatimi çekmişti daha çok merak ettim neyse ki belgesel filmi vardi ve onu izledim. O sıra da da sadece yeteneğinin resim çizmek değil aynı zamanda kitap yazdığını da öğrendim. Elime geçen ilk kitabıydı Theo'ya Mektuplar gerçekçi olmak gerekirse mektup türünü pek sevmem yani edebi bir yönünün olmadığını düşünürüm. Kitabı ilk aldığım zamanlar okumadım bu yüzden üzerinden 1 yıl geçtikten sonra açtım kapağını. Kardeşine dünyayı öyle güzel masum ve saf bir şekilde anlatmış ki ben nerde yaşıyorum dedirtiyor.
Başka bir konu da Vincent diğer klasik ustalar gibi intiharından sonra tanınıyor. Bu tarafa fazla girmek istemiyorum olayın bu yüzünü sizin araştırıp okumanızı veya belgesel filmini izlemenizi istiyorum ve daha sonra kitabı okumanızı çünkü onu tanıdıktan sonra sanatını anlıyorsunuz vermek istediği duyguyu daha derin hissediyorsunuz. Hayatımı sorgulamama sebeb olan kitaplardan biri oldu.
Kitap tavsiye etmek gibi bir huyum yoktur fakat bunu şiddetle tavsiye ediyorum. Son olarak Theo'ya gerçek bir şey söylemek istiyorum
Biz o kadar masum değiliz sevgili Theo.




Herkese keyifli okumalar
Uzun zamandır bir kitabı böylesine sevdiğimi hatırlamıyorum… Van Gogh’u ressam olarak hepimiz biliriz ya da mutlaka bir yerde Yıldızlı Gece tablosunu görmüşüzdür.
Kitap Van Gogh’un kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplardan oluşuyor. Duygu okumayı çok severim zaten ama her kitap anlatılan duyguyu size geçirmez. Abi kardeş ilişkisini o kadar hissettim ki. Theo’nun abisine hem maddi hem manevi yanında oluşu, beraber yaptıkları yürüyüşler özellikle de sanat üzerine konuşmalarını okuyunca gerçek olduğunu bildiğiniz için de sık sık duygulanıyorsunuz.
Açıkcası sanat ile aram çok iyi değildir ve nedendir bilmiyorum ressamların hep doğuştan zaten yetenekli oldukları için resim yapabildiğini düşünürdüm ama mektuplarda Van Gogh çalışmalarından o kadar çok bahsediiyor ki gözümdeki o ‘’ressamlık doğuştan gelir’’ algısı tamamen yıkıldı.
Van Gogh’un 1890'da bir yaz günü ,Paris'in dışındaki bir tarlada kendini vurarak intihar ettiği söyleniyor. Aslında ölümü hakkında biraz araştırınca çok farklı rivayetler olduğunu okudum. Kitabı okuduğunuzda yaşadığı zorlukları da göreceksiniz zaten ama beni asıl düşündüren başarılı insanların döneminde değerinin bilinmemesi. Van Gogh da ölümünden 10 yıl sonra ünleniyor.
Okuduğum en güzel mektup türünde kitaptı. Okumanızı çok çok öneririm




Eğer

’a dair bir biyografi okuduysanız ya da izlediyseniz meşhur Theo’ya mektuplarından haberdarsınız demektir.

Son zamanlarda edebi türde okumaya ağırlık vermişken ufak bir ara verip elime kitapçılarda sanat tarihi bölümüne uğramadan geçemediğim bir gün satın aldığım bu kitabı aldım. Haliyle bir roman gibi hemen bitiremedim. Hatta bilgileri pekiştirmek için dört yıl önce okuduğum

Sanatın Büyük Ustaları - 9 kitabını da beraber okudum ve bugün iki kitabı da bitirdim.

Başta babası gibi din adamı olup sonra vazgeçen, teklif ettiği kimi kadınlardan karşılık görmeyip aşk hayatında yüzü gülmeyen; genellikle hayat kadınlarıyla beraber olan, kulağını kesmek gibi sansasyon yaratan olaylara başvuran, sanat dünyasında ona destek olan sanat galerisi işletmecisi kardeşi Theo’nun maddi ve manevi desteğiyle geçinen van Gogh bir ressam olarak da benzersiz bir dünya sunar bize: belirgin ve enerjik fırça darbeleri, parlak ve canlı renk paleti; görsel estetiğin ötesinde derin bir duygusal yoğunluk içeren eserleriyle ‘sanat seven gönüllere giren işte benim Vincent van Gogh’ der bize resmen (Zeki Müren’den atıfla...

)

Delilik ve dahilik arasında bir yerde olduğu söylenen ressamın yaşadığı dönemde sadece bir eseri satılması ise ressamların eserlerinin öldükten sonra değer kazandığının kanıtı gibidir. Artık o tüm dünyada sanatla ilgisi olsun ya da olmasın herkes tarafından tanınan ve bilinen, eserlerine paha biçilemeyen büyük bir ressamdır.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: