The 100 Kitap Bilgileri
Yazar: Kass Morgan
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 32 dk.
Sayfa Sayısı: 301
Basım Tarihi: Eylül 2014
İlk Yayın Tarihi: Eylül 2014
Yayınevi: GO!
Orijinal Dil: İngilizce
ISBN: 9789759997618
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
The 100 Kitap Tanıtımı
Onlar Yalancı, Onlar Hırsız, Onlar Asi, Onlar Kahraman Onlar İnsanlığın Kaderini Belirleyecek 100 Genç...
Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiş, bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya'nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya'ya gönderilecektir. Koloninin geleceği, onların elindedir.
100 ekibi farklılıklarını, geçmiş hesaplaşmalarını bir kenara bırakıp birleşmeli ve bilinmezlerle dolu Dünya'da hayatta kalmaya çalışmalıdır. Ama ihanetler, sırlar, henüz bitmemiş ve yeni başlayan aşklar gün yüzüne çıktıkça bir arada kalmaları gittikçe zorlaşacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
The 100 Kitaptan Alıntılar
1. ""kırık kalbi iyileştirecek kadar güçlü bir
ilaç yoktu.""
2. "Konuşmak için harcadığı çaba, onu tüketiyordu."
3. ""Ama zaten güzel olanlar, seni en çok üzenler oluyorlar.""
4. "Kimsenin sizin ıstırabınızı paylaşmasını bekleyemezdiniz. Acınızı tek başınıza taşımak zorundaydınız."
5. ""Üzülme. Onu kalbinden vurdum. Fazla acı çekmeyecek.""
6. "Herkesin gece uyuyabilmesi gerektiğini düşünüyorum ve kâbusların kafasının içinde yaralar açtığını hissetmeden uyuyabilmesi gerektiğini."
7. "Kırık bir kalbi iyileşirecek kadar güçlü bir ilaç yoktu."
8. "Hiçbir hücre duvarı, anılar kadar kasvetli değildi."
9. "Eve ulaş yeter, dedi kendi kendine. O zaman ağlayabilirsin."
10. "Küçük yaşta öğrendiği gibi, eğer bir şeyin yapılmasını istiyorsan bunu kendin yapmalıydın."
11. "Bir kez daha veda etmeye dayanamazdı. Hele de her veda sonuncu olabilecekken..."
12. "Sırların özelliği buydu; onları sonsuza dek taşımak zorundaydınız, bedeli ne olursa olsun."
13. "İnsanlar dünyanı en karanlık zamanında terk etmişlerdi. Kaç tanesinin geri dönmeye çalışırken öldüğü, dünyanın umrunda olmazdı."
14. "Hayatı boyunca aptalca şeyler yapmıştı ve şimdi durmaya hiç niyeti yoktu."
15. "Değerli olan herşey, yıllar önce kapılmıştı."
The 100 Kitap İncelemeleri
"Sessizlik, söylenmeyen sözlerle doludur"
Yaşanan nükleer felaket dünyanın sonunu getirmiştir. Bu büyük felaketten sağ kurtulan insanlar 300 yıl boyunca Dünya’nın yörüngesindeki bir uzay gemisinde varlıklarını sürdürmüştür. Tükenmeye yüz tutan kaynaklarla koloniyi ayakta tutmaya çalışan yöneticiler, nüfusu kontrol altında tutmak için en sert tedbirleri almakta, hafif suçlar için bile idam cezası uygulanmaktadır. Öyle ki çocuk suçlular on sekiz yaşına geldiklerinde idam edilmektedir. Ama ölümlerini bekleyen bu gençlerin artık çok önemli bir görevi vardır. Gözden çıkarılmış genç suçlulardan oluşan 100 kişilik bir ekip, geçen zaman içinde yerleşime hazır hale gelip gelmediğini test etmek için Dünya’ya gönderilir.
Açıkçası kitabı çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Dizisini izlemiştim. Dizideki birçok karakter kitapta yoktu, konu genel hatları ile aynı olsa bile içeriğinde çok fazla değişiklik vardı. Kitap, dört farklı karakter ağzından anlatılıyordu. Bir bölüme odaklanılıyor sonra anlatan kişi değişiyor. Keşke bir ya da iki karakter ağzından anlatılsaydı bence daha iyi olabilirdi. Konusu gerçekten cok yaratıcı, yazarın dili akıcıydı ve güzeldi. Ama dizisi bana göre çok daha iyiydi. Belki dizisini izlemeden önce okumuş olsam kitabı daha fazla severdim. Ancak dizideki olay akışı ve içerik daha çok hoşuma gitti. Diziye göre daha durağandı. Karakterlerin geçmişini okumaktan sıra olaylara gelmedi bence. Pek sevemedim. Dizisi çok daha iyiydi bence.
BİRAZ DRAM
THE 100 okumaya yeni başladığımda bir arkadaşım tarafından önerilen bir kitaptı. Konu bakımından ilgimi çektiği için bende almaya karar verip kitabı almıştım ve iyiki de almışım dediğim bir kitap oldu . Kitap serüvenim bu kitap sayesinde başlamıştı.Bu kitabı okumadan önce kitapları sıkıcı bulur okumamak için direnirdim.*Haksız diyemem kendime çünkü ilk okuduğum kitap ağır bir klasikti*. Bu kitabı okuduktan sonra arkadaşlarıma önerdim ve arkadaşlarımda kitabı çok sevdi .Seri bitince yeni kitaplar araştırmaya ve akıcı ,eğlenceli kitapların dünyasına boş zamanlarımda bol bol uğramaya başladım.İşte bu yüzden diyorum iyikide bu kitabı okumuşum iyikide o güzel insan bu kitabı bana önermiş diye.Şimdi bu kitap sayesinde bunu yazıyor ve sizlere bu incelemeyi sunuyorum.
BİRAZDA YORUM
Kitap çok akıcı .Bir oturşta su gibi akıp giden bir kitap.Bellamy ve Clarkeı shıplememek elde değil zaten .Eğer okumaya yeni başladıysanız önerebileceğim bir kitap.Kitabı çok severek okumuştum ve seriyi 4 günde bitirmiştim . Kitabın aynı zamanda bir dizisi var. THE 100 dizisini 3. sezona kadar izledim ve izlemeye devam ediyorum dizide kitabı gibi akıp giden bir dizi. Yanlış anımsamıyorsam 1 hafta sonra dizi finale giriyor malesef.
NOT...Birde ilk dizisini izlemeyin, çünkü kitap ve film arasında dağlar kadar fark var. Buarada kitap fiyat performansı açısından gayet uygun/pegasus fiyatlarını görünce okurlar /
*normal yorumlardan biraz farklı ama olsun farklı fikirlere açığız.
sevgiyle kalın /mutlu kalın :):):)
önce dizisini büyük bir hayranlıkla okuduğum bir serinin ilk kitabı. kitapta hem şimdiki zamanda, hem de bölümde anlattığı konuyla ilgili geçmişte ne olduğunu anlatır gibi geçmiş zamanda geçiyordu. dönüşler vardı yani. dediğim gibi dizisi daha çok etkilemişti beni. bunun nedeni kitap ve dizi arasındaki büyük farklar olabilir.
ve bundan sonrası spoiler içerecek :))
dizide clarke'nin babası idam edilmişti ve annesi vardı. bunun nedeni annesinin, babasının işlediği birtakım suçları itiraf etmesi ve babasının idamına neden olmasıydı. clarke'nin erkek arkadaşı wells ise babasının yaptığı şeyleri biliyordu ve clarke'nin annesinden nefret etmemesi için kendinin itiraf ettiğini söyleyerek çok sevdiği clarke'nin kendinden nefret etmesine katlanmıştı. bana göre, wells sevgisini böyle kanıtlamıştı ve bu büyük bir fedakarlıktı.
kitapta ise clarke'nin annesi de babası da idam edilmiş ve idam edilme nedenlerini clarke bildiği için wells'e güvenip söylemişti ama wells -her zaman olduğu gibi clarke'i koruyacağını sanarak- bunu yaymış ve anne babasının idamına ve clarke'nin hapsine sebep olmuştu. bana kalırsa kitapta anlatıldığı gibi çok sevip çok değer veriyorsa sırrını ne olursa olsun güvende tutmalıydı.
dizide olmayıp kitapta olan karakterler de var, kitapta olmayıp dizide olanlar da...
***
kitabından çok dizisini önereceğim bir seri.
Selam️ İlk defa önce dizisini izleyip sonra kitabını okuduğum bir seriyle geldim. The 100!
Yaşanan bir nükleer felaket dünyanın sonunu getiriyor,insanlar uzayda 300 yıl geçiyor ve artık kaynakları tükenmeye başladığından 100 suçluyu dünyaya gönderiyorlar. Artık dünya yaşanılabilir bir yer mi? Bu sorunun cevabı için dünyaya gönderilen 100 suçlu neler yapıyor? Kardeşi dünyaya gönderildiği için gemiye zorla binen Bellamy,sevdiği kız için suç işleyen şansölye Wells,kafasındaki seslerle yaşayan Clarke,sevdiği için gemiden son anda kaçan Glass. Hırsız,katil,ne ararsanız olan aklı başında değil diyebileceğimiz 100 kişi düşünün işte. Bunları alıyorlar,hadi gidin kanıtlayın suçlarınızı affedeceğiz diyorlar.
Yazar,hayal gücünün sınırı olmadığını bir kez daha bize göstermiş. Dil akıcı ama dört ayrı karakterin ağzından okuyoruz. Tam odaklanıyorsunuz ya geçmişe gidiliyor,ya başka karaktere geçiliyor. Bu durum biraz gerginliğe sebep olabiliyor.
Bunların dışında,dizide olan karakterlerin birçoğu yok. İçerik aynı olsa da olaylar fazlaca farklı akıyor. Bu durum beni bayağı üzdü,kırdı diyebilirim. Elimden geldiğince karşılaştırma yapmadan okumaya çalışacağım serinin devamını. Ne kadar başarılı olabilirim,bilmiyorum..
İnsanlar dünyayı en karanlık zamanında terk etmişlerdi.Kaç tanesinin geri dönmeye çalışırken öldüğü,dünyanın umrunda olmazdı.
Okuduğum ilk bilim kurgu. Bu yüzden incelemem tecrübesizce olacak.
Bilim kurgu türü okumaya bu kitap ile başlamak benim için iyi bir tercih oldu. Okuması kolay ve keyifliydi. Türüne özel terimlerin azlığı ve bilim kurgudan çok gençlik kurgunun ön planda olması okumasını kolaylaştıran unsurlar.
Hikayeye giriş kitabı olarak fena sayılmazdı. Benim için bazı eksikler vardı. İlk kitap olarak daha fazla ayrıntı beklediğim gibi. Mesela gemi ve 300 yıl önce yaşananlar hakkında. Sadece üç koloni olduğunu biliyoruz, Phoenix, Walden, Arkadya. Gemide ki nüfusun kaç olduğunu bilmiyoruz. Bununla ilgili sadece nüfus sayısını sabit tutmak için ağır Gaia Doktrinler olduğunu biliyoruz. 300 yıl önce yaşanan olaylar, nasıl bu koloniyi oluşturdukları, teknoloijk durumlar ve nasıl adapte olduklarını bilmiyoruz. Yazar belkide ayrıntıları serinin diğer kitaplarına saklamıştır.
Karakterleri sevdim. Özellikle de Wells ve Bellamy. Dünya ile tanışmaları ve ilk kez şahit oldukları olaylara verdikleri tepkileri okumak çok hoşuma gitti. Tepkiler yüzümde bir gülümsemeye neden oldu. Wells, Bellamy ve Glass'ın fedekarlıkları da çok hoşuma gitti. Romantizm güzel ve etkileyiciydi. Bir aşk üçgeni olacak gibi. Ama dozu biraz fazla olmuş. Sanki romantizm ortasında hayatta kalmaya çalışıyorlar gibi.
Eksiklere rağmen beğendim. Başta da belirttiğim gibi bu türe başlangıç olarak iyi bir kitap olduğunu düşünüyor. Kafamdaki soru işaretlerinin cevaplanacağını umuyor ve neler yaşanacağını merak ediyorum.
Dipnot: Kapağına bayıldım.