Tepenin Laneti Kitap Bilgileri
Yazar: John Verdon
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 5 dk.
Sayfa Sayısı: 462
Basım Tarihi: Nisan 2021
İlk Yayın Tarihi: Nisan 2021
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
ISBN: 9786257781282
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Tepenin Laneti Kitap Tanıtımı
Dave Gurney polisiye/dedektif serisi hız kesmeden devam ediyor!
Larchfield’ın en nüfuzlu adamı Angus Russell, Harrow Hill’deki malikânesinde boğazı kesilerek öldürülmüştür. Olay mahallindeki DNA ve parmak izleri, kurbana karşı husumeti bulunan belalı Billy Tate'e işaret eder. Ancak bir sorun vardır: Tate, bir gün önce kilisenin çatısından düşerek ölmüştür.
Polis, Tate'nin cesedinin kaldırıldığı morgu kontrol ettiğinde cesedin yalnızca ortadan kaybolduğunu değil tabutun içeriden kırılarak açıldığını da keşfeder. Bu durum çok geçmeden yürüyen ölü, cehennemden gelen katil, zombi cinayeti olarak anılmaya başladığında bir zamanların huzurlu kasabası artık herkesin bir şüpheliye ve aynı zamanda kurbana dönüşebileceği korkunç bir kâbusa da uyanmış olur.
Eski meslektaşı art arda işlenen bu tuhaf cinayetleri çözmek için kapısını çaldığında Dave Gurney, ölümün ötesinden öldürme ihtimali olan bir katili avlamak üzere tüm analitik becerilerini kullanmak zorundadır.
“Verdon şaşırtıcı bir olay örgüsü yaratıp onu tatmin edici bir şekilde çözmede hiç bu kadar usta olmamıştı.” Publishers Weekly
“Ona verdiğiniz dikkati ve zamanı sonuna kadar hak eden bir yazar.”
Bookreporter.com
Tepenin Laneti Kitaptan Alıntılar
1. "Mutluluğu mantık çerçevesinde kalarak yakalamanın mümkün olmadığını sayısız tecrübeyle öğrenmişti."
2. "Neden işin gerçeğine bakıldığında senin sorumluluğun olmayan bir şeyin sorumluluğunu kabul etmediğin için kendini rahatsız hissediyorsun ki?"
3. "Kalbimde mantığa hep yer ayırmışımdır."
4. ""Hayat zor. Bazıları bu zorlukla başa çıkar. Bazıları çıkamaz.""
5. ""Insanlar öldüklerinde daha küçük görünüyorlar. Hiç dikkat etiniz mi?""
6. ""Babam, önce dinlemeyi öğren sonra da öğrenmek için dinle derdi. Sanırım ben de onun izinden gitmeyi seçtim.""
7. "Fakat mutluluğu mantık çerçevesinde kalarak yakalamanın mümkün olmadığını sayısız tecrübeyle öğrenmişti. Mutluluk hir armağandı. Birden, beklenmedik anda gelirdi."
8. "Bu dünyada birilerini hoşnut etmek adına yalan söyleyen çok insan var ama ben onlardan değilim."
9. "Benim için her şeyin planlı, düzenli, saat gibi olması gerekir. Hüzünle gülümsedi. Mükemmeliyetçilik zulmü."
10. ""Zekâ olarak uygun olabilir. Ama duygusal açıdan.. tam bir enkaz.""
11. ""Oysa insanlar gerçekleri sevmez.""
12. "Beynin en önemli gücü olan ani bağlantılar yaratabilme yeteneği aynı zamanda en büyük zayıflığı da olabilir."
13. ""Hepimiz geçmişin yansımalarıyla boğuşuruz.""
14. "“Fazla gurur insanın gözünü kör eder.”"
15. "Hiçbir şeye inanma. Kimseye güvenme. Her şeyi sorgula."
Tepenin Laneti Kitap İncelemeleri
Eveeet geldik muhteşem harikulade mükemmel bir kitabın sonuna. Bilenler vardır John Verdon okumayı ne kadar sevdiğimi. Yazarın son kitabı Fırtınada Yanacaksın'dan sonra o kadar dua ettim ki Allahim şu adam yeni bir kitap daha yazsın nolur diye. Google arama geçmişim bile bir ara "John Verdon son kitap, John Verdon yeni kitap yazıyor mu" gibi şeylerle doluydu sjcbdjcbs. Tepenin Laneti'ni gördüğümde ise nasıl sevindiğimi siz düşünün.
Kitap yine efsane dedektifimiz Dave Gurney'in rica minnetler üzerine dahil olduğu bir soruşturmayla ilgili. Huzur ve zenginlik kasabası olarak bilinen Larchfield, korkunç cinayet olaylarıyla sallanıyor ve NYPD'den Gurney'in eski arkadaşı olan Mike Morgan, kendisinden yardım istiyor. Bundan sonra kitapla ilgili ne anlatsam spoiler olur çünkü her şey birbiriyle o kadar alakalı ki. Verdon bütün parçaları öylesine zekice birleştiriyor ki okurken hayretler içerisinde kalıyorsunuz. Ayrıca belirtmek isterim ki Gurney'in sadece dedektif tarafını değil nasıl bir eş olduğunu, ailesine karşı olan sorumluluklarını ve geçmişiyle yüzleşmesiyle de ilgili çok güzel noktalara değiniyor yazar.
Kitabın sonunda yazar "...Dave Gurney serisinin sadık okurlarına özel olarak teşekkür etmek istiyorum." diyor. Sevgili Verdon ne demek efendim sen bu kadar güzel yazmaya devam edersen ben hep okurum diyerek bu yazıyı bitiriyorum.
Herkese mutlu haftasonları diliyorum, sağlıcakla kalın.
(Umarım yeni kitap üzerinde çalışmalara başlamıştır yazar :) )
Canım kuzenlerim sayesinde tanıdığım bir yazardı John Verdon. İyi ki de tanımışım, şu ana kadar hayal kırıklığı diyebileceğim bir kitabı olmadı. Özellikle
kitabındaki ters köşesini severim, okuduğum anda kafayı yemiştim öyle diyeyim size :)
Bu kitapta Dave Gurney adlı dedektif, son olaylardan sonra azıcık rahatlayayım derken yine kendisini suç mahallerinde buluyor. Çok eskiden yaşanmış bir olay yüzünden borçlu olduğunu hissettiği arkadaşı Morgan, çalıştığı kasabada yaşanan sansasyonel bir cinayeti çözmesi için ona danışıyor. Dave de teklifi geri çevirmiyor tabii. Nasıl kaostan beslenen insanlar varsa Dave de cinayetten besleniyor sanırım.
Ama çözmeye çalıştığı cinayetin inanılmaz bir sıkıntısı var. Öldürülen şahısın odasında bulunan izler, cinayet gerçekleşmeden birkaç gün önce ölen Tate’e ait.
Ölen biri birini öldürebilir mi?
Peki ya bir sürü sorun ve çıkmazla karşı karşıya gelen Dave, kasaba yerlisinin “zombi cinayetleri” adını koyduğu bu mantıksızlıklarla dolu gizemi çözebilecek mi?
Kitap her
kitabı gibi sürükleyiciydi, başlarsa biraz sıkılsam da devamı su gibi aktı. Ters köşe her zamanki gibi “wow” dedirten türdendi, yalnız bu sefer Madeleine olmasaydı Dave gerçekten ölüyordu :’) Yani adam bela mıknatısı gibi gerçekten, her kitabın sonunda ölümden dönüyor hem de çok büyük bir rastlantı sayesinde…
Roman genel olarak güzeldi, hoşuma gitti.
Herkese keyifli okumalar…
Romanlarda en çok okuduğum tarz polisiye. Ama John Verdon’un kitaplarını okurken diğer okuduğum polisiye romanlara göre daha çok olayların içinde olduğumu düşünüyorum. Bu durumun ana etmeni de oluşturduğu ana karakter. Bazı romanlarda oluşturulan ana karakterin kendi çizgisinden çıktığını, karakterine uymayan davranışlarda bulunduğunu fark edebiliyorum. Ancak Dave Gurney, dediğim bu hususlarda karakterinden 1 milim bile sapmıyor. 7 kitabını da okumuş biri olarak beni sarmayan bir kitabı bile olmadı.
Larchfield kasabasının en zenginin öldürülmesi ve olay yerindeki kanıtlar sonucu katil olduğu düşünülen kişinin, öldürdüğü kişiden önce bir kaza sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine olaylar başlıyor. Emekli olan Dedektifimiz Dave Gurney eski ortağı Morgan’ın, yardım istemesiyle ilk başta istemese de olayların merkezinde kendini buluyor. Girişi bile çetrefilliyken olaylar sürekli gelişiyor ve karışıyor. Kitabın beğenmediğim yanı da bu oldu. Çok fazla uzatılmış hissiyatı uyandırıyor okurken. Son sayfalarda bile hiçbir şey yerine oturmuyor. Bu olumsuzluk, yazarın olayları güzel bir şekilde kurgulaması nedeniyle göze çok çarpmıyor.
Mükemmel olmasa da beğendiğim bir kitap oldu. John Verdon okuyucuları zaten bu kitabı okuyacaktır. Polisiye severlere ise bu serinin ilk kitabı olan “Aklından Bir Sayı Tut” kitabından başlamalarını tavsiye ediyorum.
Dave Gurney polisiye/dedektif serisi hız kesmeden devam ediyor!
Larchfield’ın en nüfuzlu adamı Angus Russell, Harrow Hill’deki malikânesinde boğazı kesilerek öldürülmüştür. Olay mahallindeki DNA ve parmak izleri, kurbana karşı husumeti bulunan belalı Billy Tate'e işaret eder. Ancak bir sorun vardır: Tate, bir gün önce kilisenin çatısından düşerek ölmüştür.
Polis, Tate'nin cesedinin kaldırıldığı morgu kontrol ettiğinde cesedin yalnızca ortadan kaybolduğunu değil tabutun içeriden kırılarak açıldığını da keşfeder. Bu durum çok geçmeden yürüyen ölü, cehennemden gelen katil, zombi cinayeti olarak anılmaya başladığında bir zamanların huzurlu kasabası artık herkesin bir şüpheliye ve aynı zamanda kurbana dönüşebileceği korkunç bir kâbusa da uyanmış olur.
Eski meslektaşı art arda işlenen bu tuhaf cinayetleri çözmek için kapısını çaldığında Dave Gurney, ölümün ötesinden öldürme ihtimali olan bir katili avlamak üzere tüm analitik becerilerini kullanmak zorundadır.
“Verdon şaşırtıcı bir olay örgüsü yaratıp onu tatmin edici bir şekilde çözmede hiç bu kadar usta olmamıştı.” Publishers Weekly
“Ona verdiğiniz dikkati ve zamanı sonuna kadar hak eden bir yazar.”
John Verdon bu nasıl kurgu bu nasıl roman tek kelime ile harika her bir romanını ayrı bir zevkle okuduğum yazarlardan biri. Polisiye sevenler için şiddetle tavsiye ediyorum :)
Canım yazar,sen bolca şu soruyu soruyorsun tüm karakterlere " Size nasıl yardımcı olabilirim?"
Şimdi sıra bende ben size nasıl yardımcı olabilirim?Cevabım satırlarda saklı...
Serinin yedinci kitabın da da Zeki dedektifin mecaralarına devam ediyoruz elbette...
Seviyorum senin kalemini yazar, okurun heyecanını ve merakını diri tutmanı, anlatım bütünlüğünü hiç bozmadan son cümleye kadar bu enerjiyi en üst seviyede yaşatmanı,okurunu hikayenin içine katıp bir karakter haline getirip o macerayı yaşatmanı, baştan beri inandığın noktayı ters düz edip şaşırtmanı seviyorum...
Yarattığın dedektif karakterinin duruşunu,kendine has çizgisini bozmayıp ilerlemesini ve bildiklerinden asla taviz vermemesini, gözlem yeteneğinin muazzam olmasını,en ufak bir delili dahi gözardı etmeyip o olayın üzerine gitmesini,hiç umulmadık noktalardan suçluya ya da suçlu şebekesine ulaşmasını,ulaşana kadar yüreğimi ağzımda tutmanı seviyorum.
Hedefine ulaşana dek önüne çıkan tüm engelleri aşmanı diyorum dedektif,kendine olan inancını bir an olsun bırakmamanı ve sonucunu keyifle okumayı seviyorum.
Gerilim kitaplarını hiç okumam,polisiye kitaplarını da çok nadir okurum fakat bu seri çok başka benden söylemesi...
Okunmalı! Zekanın ve gözlem gücünü görmek isteyenler okumalı mutlaka.
Sevgiler