Taşları Yemek Yasak Kitap Bilgileri
Yazar: İsmet Özel
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 56 dk.
Sayfa Sayısı: 315
Basım Tarihi: Mart 2024
İlk Yayın Tarihi: 1985
Yayınevi: Tiyo Yayınevi
ISBN: 9786056323997
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Taşları Yemek Yasak Kitap Tanıtımı
Tiyo Yayıncılığın dokuzuncu kitabı Taşları Yemek Yasak'ın yeni baskısı, daha önce bağımsız kitaplar olarak yayınlanmış "Bakanlar ve Görenler" ve "Surat Asmak Hakkımız" kitaplarının içindeki yazıları da ihtiva etmektedir.
"İşte Allah'ın insanlar için gönderdiği emir ve nehiyler böyledir. İnsan ancak bu emir ve nehiylerle hakikatin nasıl tecelli edebileceğini öğrenebilir. Eğer Allah'ın emrettiği ve yasakladığı şeylerle ilk karşılaşan insan bunu tabii karşılarsa, aklına uygun bulursa bu emir ve nehiylerden hiçbir şey öğrenemez. Ama bazı izleri takip edip emir ve nehiylerin nelere tekabül ettiğini öğrenebilirse hakikate varabilir.
İnsanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun. Öyleyse şunu düşün: İnsanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi için taş gibidir. Bu yalnız mallar, servet, güç gibi nesnelerde geçerli değil. Merhamet, şefkat, tevazu gibi şeyler için de böyle. Bilgi için de böyle. Eğer herhangi bir şey insanların istifadesine açıksa ancak istifade edildiği kadar o "şey" olur, o şeyden istifade edilmezse artık o taştır ve gerçekten onu istifadeye konu etmeksizin kullananlar taş yemiş olurlar. Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın. Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir. Taşları yeme, taşları yemek yasak."
Taşları Yemek Yasak Kitaptan Alıntılar
1. "Size huzur verdim diyenler bizden ne aldıklarını söylesinler….”"
2. "Müslüman olarak yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa, hiçbir yere de varmayacak demektir."
3. "Eğer şimdiye kadar başımıza gelenler bize bir şey öğretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiç işe yaramayacaktır."
4. "Bugün artık firavun yoktur, ama sıradan insanların firavunlaşmasına müsait bir sistemin kıskacı vardır."
5. "Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler bizden ne aldıklarını da söylesinler. Onların sahte huzurlarıyla avunmadığımızı, çanak yalamaktan hoşnut olmayacağımızı ve surat asmak hakkımız dediğimizi bilsinler."
6. "Omlet yemek istiyoruz, lâkin yumurtaların kırılmasına da gönlümüz razı değil."
7. ".
Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın.
....
Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir.
."
8. "İnsan gibi yaşamak ancak Kur'an-ı Kerim'in insan için çizdiği sınırlar içinde mümkün olabilir."
9. ""Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın. Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir.
Taşları yeme, taşları yemek yasak.”"
10. "Hikmeti bünyesine kabul edebilecek kadar boşalmış kişidir varlığına gerçeğin nüfuz etmesi mümkün olan."
11. ""Tıraşı uzamış adamlardan,
huylarını öğrendim senin..""
12. "Allah'ın kitabına ve Peygamberin sünnetine sımsıkı sarılsaydı insanlığın başına bu kadar felaket gelmezdi"
13. "Boyun eğen insanlar köleliği güçlendiriyor.
İş kölede bitiyor. Bir gün köle:
''Hayır, ayakkabılarını boyamıyorum!"dediği anda, fırça kullanmasını beceremeyen efendi
çaresiz kalacaktır.."
14. "Yerinde sayanlar ve yerinde emir verenler yürüyenlerden çok fazla gürültü yaparlar. Üstelik toz da kaldırırlar."
15. "Sağ ve sol Türkiye'de bir "şey" oldukları için değil, öbür taraftan olmadıkları için mevcuttur."
Taşları Yemek Yasak Kitap İncelemeleri
Yaklaşık bir ay evvel "Müslümanlar Teröristtir.." söylemi ile tanıdım İsmet Özel'i. Bir konuşmada söylediği ve açıkladığı bu sözler hem ilgimi çekti hemde küçük çapta bir ön yargıya sebebiyet verdi.. Nihayet bitirdiğim bu kitabı ile kedisine olan şüphelerim bertaraf oldu. Hatta yavaştan onun fikirlerini benimsemeye bile başlamış olabilirim :) İncelemeye evvela İsmet Beyin seslendirdiği "Amentü" şiirini paylaşarak başlamak istedim:
Sene 1974, İnsan eşref-i mahlukattır derdi babam...
-Uzun zamandır bir şairin kendi şiirini bu derece güzel okuduğunu ne görmüştüm ne de duymuştum. Kitabı gibi şaşırttı beni...
Kitap öncelikle esrarengiz ismi ile karşılıyor bizleri. Bu sözüyle hem ilgi çekiyor hem de oldukça güzel bir mesaj veriyor. İnsanoğlu kusursuz bir nizamdır ve bu nizama uygun davranışlar yaraşır. Uygunsuz her türlü fiiliyatı taş olarak kabul edebiliriz. Ben daha fazla açmadan bunun ince detayını üstada bırakayım. Esrarengiz bulduğum ikinci unsur ise her anlattığı mevzuya koyduğu başlıklardı. Sadece İsmet Özel'in yaptığı bu başlıklar ile bir kitap yazılırdı desek yeridir. Bunu Muhammed İkbal'in Kulluk Kitabı'nda da görmüştüm.. O başlık altında yazdığı metinlerin ne derece değerli olduğuna değinmeme bile gerek yok diye düşünüyorum.
Velhasıl kelam, İsmet Özel'i bir başkasından değil buyurun kendisinden dinleyin.. Eminim pişman olmayacağınız bir deneyim olacak..
" Dünya halini bildim. Bilmesem ' Taşları Yemek Yasak ' kitabını yazmaz, yazamazdım. " diyen saygıdeğer yazarın kitabını okuduktan sonra aklımızın başımıza bir nebze olsun gelmesini ve yine aynı yazarın " Aklım başıma geldikten sonra alçalmamak için elimden geleni yaptım. " dediği düzeye gelmek ümidiyle incelememize geçelim...
" Her birimizin naçiz vücudu bir gün toprak olacaktır ancak taşları yemek yeniden dirileceğimiz güne kadar yasak kalacaktır. "
Taş yemek mi? E ben taş yemem ki..
Herhangi bir tabelada taş yemenin yasak olduğuna dair bir uyarı görürsek herhalde ya güler geçeriz ya da acaba bu beldede ne tür taşlar var da insanlar bunları yemiş diye merak ederiz.
Ya da " e ben taş yemem ki " deyip yolumuza devam ederiz.
Halbuki insanoğlu fıtratına tersten de ters olan " taş yemek " olayından çok daha tuhaf türlü eylemlerde bulunduğunun farkında dahi değil.
Kitap tam da bu durumlar üzerinde dönüp dolaşıyor.
Kısa paragraflardan oluşuyor, sıkılmaya mümkünat vermiyor böylece.
Ama dikkat derim her bir paragraf yoğun yazılar içerdiğinden ötürü dolu kafayla okumanızı tavsiye etmem.
Ha bir de unutmadan...
Bize kendi içimizden, ülkemizden sosyolojik, felsefik veya daha bilmem neik bir yazar mı arıyorsunuz?
Buyrun...
Yaşamınıza anlam katmayı değil çünkü yaşamınıza zaten anlam katılmıştır. Yaşamınızdaki anlamı öğrenmek için buyrun okuyun, okutturun.
21. yüzyılda taş yemek adet olmuştur zira...
Bazı kitapları okuduktan sonra yorum yaparken zorlanıyorum o kadar çok bahsedilmesi gereken konu oluyor ki ben nerden başlasam onu tam olarak bilemiyorum. Bu kitapta onlardan biri. Aslında bir kaç alıntı ile kitabın konusunu özetleyebiliriz en sona o alıntıları eklemeyi düşünüyorum.
Kısaca şunu söyleyeyim kitabın fili sade öyle ağdalı cümleleri yok. Okuduğunuzda zorlamıyor sizi ama bir konuyu okuduktan sonra üzerinde uzun uzun düşündürüyor bazı noktaları ikinci kez okutturuyor.
İsmet özel okumak bambaşka bişey anlatamam ama kesinlikle okuyun derim. Hatta ilk bu kitabını okuyarak başlayabilirsiniz.
Biraz toplum, biraz siyaset, çokça Müslümanlık bol bol da kendinizi sorgulama ile karşılalacaksınız. Sorular soruyor Özel'ce bir bakış açısı ile ve sonra o sorulara cevaplar veriyor. Sizde bıraktığı tad muazzam. Cümleler bile özenle seçilmiş, üzerinde çok fazla düşünülüp öyle yazıldığı belli. Ben sorulara konulara bakınca aaa hakkaten de hiç aklıma gelmemiş böyle bir bakış açısı diyerek okuduğum çoğu yerini. Müslümanca bir duruş okuyacaksınız, kendinizi ve hayatınızı daha çok sorgulayacak ve sorumluluklarınızın ağırlığını hissedeceksiniz.
"İslâmî sorumluluklarımızın merkezden muhite yerine getirilmesi inancıyla yazılmış bir metindir elinizdeki kitap. "
İsmet Özel'in kendi kitabını özetlemesi gibi.
Bir gün muhabbetinden de nemalanmak duamdır. Keyifle okuyun
Eser, “insan teki” ve “Müslümanca yaşayan kişi” olarak yaratışımızdaki hakiki öze dair ayrımı vurgulayarak hakikati ortaya koymaya çalışmaktadır. Kitabın denemeleri kültür, medeniyet, teknoloji, sanayi, çağdaş- modern Batı, Türkiye ve daha birçok konuya dair olsa da sonucun bağlandığı yer hep Kuran ve Sünnete bağlılık oluyor. Çünkü Özel’in yazdıklarında sık sık vurguladığı bir derdi var: “Müslümanca nasıl yaşanır?” “Beşerin gönlü tutturduğu istikametle şekil alır “ifadesiyle aslında sırat-ı müstakim üzere nasıl olunur sorusunun cevabı aranmıştır. Bu sorunun cevaplarından biri olan ve beni çok etkileyenlerden birini yazmam gerekirse ;İsmet Özel, kafirin anlayış dairesine girerek ve o daireyi merkezi tanıyarak mü’min kalınamayacağını ifade eder. Bu sebeple Müslüman olduğumuz için, bazı şeyleri anlamamamız gerektiğini söyler. Bir şeyleri anlamamak Müslümanın güzel taraflarından biri olduğunu düşünür. Bildiğimiz şeyler bizi ateşten uzaklaştıracak özellikte değilse bunları bilmemeyi övünçle karşılar. Yazar, cehaletten kurtulmanın yolu bazı şeylerin cahili olmaktan geçtiğini ifade eder. Müslüman olarak bizi cehaletten kurtaracak olanın lehimize olacak şeyleri bilmemizden geçtiğini söyler.Bu bilgiyi ise İslam dışı sistemlerden değil Kuran ve Sünnet merkezli anlayıştan alacağımıza inanır.
Taşları Yemek Yasak, ismiyle beni kendine çeken bir kitap olması ve içten içe İsmet Özel'e olan sevgim dolayısıyla okumak istediğim bir kitaptı. İsmet Özel'i tanımaya çalıştığım kadarıyla, hep kendime şunu dedim: "Eğer bir gün İsmet Özel okursam, kesinlikle düşünce yapımı, zihniyetimi etkisi altına alacak." ve kesinlikle böyle oldu da. Özel, bu kitabı yazma sebebinde şunu söylüyor: "Türkiye'de yaşayan Müslümanların gönüllerinde böyle bir kitabı hazır bulundurdukları zannı içinde olmam yazdırdı. Beşerin gönlü tutturduğu istikametle şekil alır, itikadımca." Yani bizim gönlümüzde böyle bir kitaba ihtiyacımız vardı ve böyle bir kitabın yazılması bu ihtiyaçtan doğdu. Okurken de dedim: "Okuyan kazandı, okumayan kaybetti bu kitabı." Özel, genel itibariyla Doğu-Batı arasında İslamı, insanca yaşamanın ve akılcı değil akıllı olabilmeyi, Türkiye'de Müslümanın konumunu vs. genel olarak dünyaya Müslümanca olarak nasıl bakabilir ve bize verilen emaneti gelmiş geçmiş veya var olan dünya siyasetinde nasıl görebiliriz bunu çok açık ve insanın ufkunu genişletecek şekilde açıklıyordu. Yani demem o ki, kitabın hiçbir satırı gereksiz değil, boşa yazılmış değildi. Zihnim şuan yazılanların etkisinde. En çok sevdiğim yer şurası oldu. İnsan özgürlüğü anca hakikati keşfederse bulabilir. Öz ve gür kelimelerine bakacak olursak, bir insanın özü İslamsa, fıtrat olarak Allah'ın hakikatiyle donatılmışsa, onu gür şekilde kullanmak, bollukla bezemek de insanı özgürleştiren yegane şey olacaktır."