Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Tanrısız Gençlik - Ödön Von Horvath | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Tanrısız Gençlik Kitap Bilgileri


Yazar: Ödön Von Horvath
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 41 dk.
Sayfa Sayısı: 130
Basım Tarihi: Aralık 2023
İlk Yayın Tarihi: 1937
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
ISBN: 9786254055416
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe


Tanrısız Gençlik Kitap Tanıtımı


Ödön von Horváth, 1937’de yayımlanan Tanrısız Gençlik’te, faşizmin yol açtığı ahlaki çöküntüyü ergenlik çağındaki bir grup genç üzerinden anlatır. Romanın başlığı, Nazi Almanya’sının itaat etmek üzere yetiştirilmiş; ırkçılığı, nefreti ve militarizmi içselleştirmiş gençlerine atıfta bulunur. Bağımsız düşünceden, empatiden ve medeni cesaretten nasibini almamış bu ruhsuz varlıklar, savaşta şanlı zafer ve hamaset düşleri kurmaktadır. Tanrı ve hakikat ile zamanın ruhu ve barındırdığı yalanlar arasındaki tezat, romanın ana izleğini oluşturur. Karakterler iki gruba ayrılmıştır: Hıristiyanlığın ve hümanizmin değerlerinin geçerliliğini koruduğu eski düzenden yana olanlar ile Nasyonal Sosyalist yeni düzenin taraftarları. İlk grupta yer alan ve romanın anlatıcısı olan öğretmen, başlangıçta ekmeğinden olma korkusuyla ahlaki değerlerini savunmaya çekinen bir oportünisttir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Tanrı’ya inancını yitirmiştir. Ancak zaman içinde vicdanının sesine kulak vererek hakikatin üstün gelmesi için çalışırken Tanrı’yı yeniden bulur.




Tanrısız Gençlik Kitaptan Alıntılar


1. "Doğru düşünmek ahlakın prensibidir."




2. "Yeniden çocuk olmak istiyorum."




3. "Artık kişilik istenmeyip sadece itaat kabul edildiğinde, hakikat gider ve yalan gelir.

Yalan, bütün günahların anası."




4. "Aptallığın cennetinde yaşıyorlar ve tek idealleri de hor görme."




5. "İşkence! İnsanı günahlarını itiraf etmeye ne kadar zorlasak azdır, zira insan kötüdür!"




6. "Hepimiz savaş alanında duruyoruz. Fakat cephe nerede?"




7. "Tanrı nasıl bütün sokaklardan geçer de aç çocukları görüp onlara yardım etmez?"




8. "İnsan ölümden korkmadığı zaman, hayat onun için kolaylaşır."




9. "Artık kişilik istenmeyip sadece itaat kabul edildiğinde, hakikat gider ve yalan gelir."




10. "Sırıtın, sırıtın, sizi umursamıyorum. Tanrı biliyor ya, burada kaybedecek bir şeyim yok artık. Sizinle başkası uğraşsın!"




11. "Sadece kitap okumak için değil, aynı zamanda kitaplara göre yaşamak için buradayız."




12. "Ve bana kalan tek özgürlük: İnanmak ya da inanmayabilmek."




13. "“Aptallığın cennetinde yaşıyorlar ve tek idealleri de hor görme.”"




14. "Hepimiz, insanlığın yüksek seviyelerini arzulayan bizler, bir şeyi unuttuk: Zamanı! Şu an içinde yaşadığımız zamanı."




15. "Nasıl bir nesil olacak bunlar? Güçlü, gözü pek bir nesil mi yoksa büsbütün çiğ, kaba saba bir nesil mi?"





Tanrısız Gençlik Kitap İncelemeleri


Tanrısız Gençlik, Nazilerin yeni iktidara geldikleri dönemde bir öğretmen ve okulundaki gençlere odaklanarak, faşizmin yapılanma sürecini anlatıyor. Yazar bu süreçte hissizleştirilen ve insani değerlerini yitiren gençliği bir yandan eleştirirken, diğer yandan gençliğini yaşayamayan ve ekmek kaygısında olan çocukların durumuna empatiyle yaklaşıyor. Tek boyutlu ve alışılagelmiş Nazi Almanya’sı romanlarından çok farklı bir eser Tanrısız Gençlik. Konusu itibariyle, Nazi döneminde geçen bir Ölü Ozanlar Derneği izlenimi verse de öyle bir kitap da değil. Arka planda faşizmin insanları ve özellikle de gençleri ve toplumu nasıl etkisi altına aldığını aktarırken, inançlar, din, Tanrı, hakikat, adalet gibi birçok şeyi sorguluyor Ödön Von Horvath. Bir öğretmenin başından geçenler etrafında kurduğu akıcı ve merak uyandırıcı bir olay örgüsüyle beraber, karakterin iç monoloğuyla, muazzam bir vicdan muhasebesi ve düzene uyum sağlayıp ekmeğinden olmamakla hakikatten ayrılmamak arasında gidip gelen bir içsel hesaplaşma aktarıyor. Yazarın üslubunu da çok sevdim. Eleştirilerini bazen şiirsel bir dille ifade ederken, bazen de öyle incelikli bir şekilde tiye almış ki dönüp tekrar tekrar okudum. Kısacası Tanrısız Gençlik, oldukça akıcı ve sürükleyici bir kurguya sahip ve çok güzel sorgulamaları barındıran, edebi açıdan da muazzam bir eser. Bu sene okuduğum en iyi kitaplardan biri olacak, eminim. Mutlaka tavsiye ederim.




Tanrısız Gençlik Ödön von Horváth'ın 1937 yılında yayımlanan romanı. Roman Nazi Almanyası'nda bir lisede geçiyor. Lisede tarih ve coğrafya öğretmenliği yapan karakter üzerinden anlatılan bir hikayesi var.

Faşizmin tüm karanlığının toplumun üzerine kara bulutlar gibi çöktüğü bir ortamda, tanrı inancını kaybetmiş bir öğretmenin okuldaki öğrencilerinin okullara sokulan militarist ve faşizm propagandaları sonucu geldiği nokta karşısındaki çaresizliği, vicdanı ve bireysel kaygıları arasında sıkışmışlığına şahit oluyoruz okurken.

Öğrencilerin paskalya tatilinde askeri eğitimi andıran bir kampa katılmaları ve içlerinden birinin öldürülmesi ile bir olaylar silsilesi başlıyor. Kitap her ne kadar faşizme odaklansa da işlenen cinayetle ilgili görülen davada ve olayların gelişiminde hayat-ölüm, suç - masumiyet karşıtlığına, vicdan hesaplaşmasına, inancın insan hayatındaki yerine, din ve devlet işleri arasındaki ilişkiye, ahlaki değerlere, dayatılanlar arasında sıkışmışlığa da değinen çok katmanlı bir hikaye karşılıyor bizi Tanrısız Gençlik'te.

Yazarın dili ve anlatımı oldukça akıcı, kurgusu da oldukça sürükleyici. Ben severek okudum. Okuyan herkesin kendi adına çıkarımlar ve sorgulamalar yapacağı bir kitap. Keyifle okuyun.

"Savaş sırasındaydı, Tanrı'yı terk etmiştim. Delikanlılık çağındaki birinden, Tanrı'nın bir dünya savaşına müsaade etmesini kavramasını beklemek biraz fazlaydı."




Almanya'da Nazilerin iktidara gelmesiyle birlikte değişen toplum değerlerini inceleyen bir kitap.

Kitap, Nazilerin toplum üzerinde yaptıkları propagandayla, insanların kafa yapılarını ve düşüncelerini nasıl değiştirdiklerini, bir okul ortamında ve bir öğretmen gözüyle bize aktarıyor. Ülkenin hızla kötülüklere doğru gidişini gören öğretmenin basit bir şekilde öğrencilerini insancıl olarak uyarması bile toplum ve öğrencileri tarafından dışlanmasına sebep oluyor.

Öğrencilerin, ülkedeki Nazi karşıtı gruplara (onlara kitapta zenciler denmekte) karşı düşmanca yetiştirilmelerinin ve bir yandan da savaşa hazırlanmalarının hikayesini, o günleri direk olarak yaşayan kişinin gözlemleriyle öğreniyoruz. Kitaba heyecan ve sürükleyicilik getiren olay ise , öğrenci kampında işlenen cinayetin araştırılmasıdır. Bu araştırma sırasında yaşananlar, ülkenin o dönemde ki toplum yapısının geldiği durum hakkında da bize fikir vermektedir.

Nazi Almanya'sının başlangıcından bize bir kesit sunan bu kitabı ben beğenerek okudum ve okunmasını da tavsiye ederim.




Yarım kalan bir kitap. Yarım kalan planlar. Hepimiz artık yarımız.

Kötü bir hadise atlattık ülkece. Atlattık demek de yanlış olur belki, etkileri sürüyor zira. Canını kaybeden yüz binler, anılarımız, güzel şehrimiz, kitaplarım, hepsini düşünmek acı veriyor. Fakat yeniden hayata tutunmamız gerek. Kendi evimdeki kitaplara sımsıkı sarılmak istiyorum.

Güzel başlamıştı kitap, bir öğretmenin Nazi Almanyası'nda öğrencilerinin ödevlerini okurken siyahilere karşı kötü bir sözcüğü düzeltmesi, öğretmeni onlar önünde devletin ideallererine karşı duran biri konumuna getiriyor. Öğretmen biraz daha merhamet, vicdan, eşitlik taraftarı ve dini, ahlaki değerleri benimseyen biriyken, devlet ise savaşçı yetiştirme idealiyle tutuşuyor ve öğrencileri askeri kampa alarak onları her koşula karşı koruyor. Eğer devam edebilseydim kitabı da sevebilirdim eminim. Fakat deprem sonrası yanıma alamadım, ailemin evinde diğer kitaplarımla beraber onu da geride bırakmak zorunda kaldım.

Kitap yorumu olarak degil de anı olarak kalsın burada istedim bu yazı. Kitabı tekrar alsam okuyabilir miyim emin de değilim. Kitap okumak bizde bir tutku ama sanırım bu kitap hep yarım kalacak bende. Ama burada da takılı kalmak istemiyorum. Yavaş yavaş da olsa tekrar okumaya başlamak istiyorum. Belki bu yorumu yazmanın da bana faydası olur diye düşündüm. İnşallah böyle bir felaketi hiç kimse yaşamaz bir daha. Yaralarımız sarılır, ruhumuz iyileşir, tekrar geleceğe ümitle bakarız. Kayıplarımızın mekanı cennet olsun, hepimize geçmiş olsun. Birlikte olmak, iyi insanlarla beraber olmak çok önemliydi. Bu süreçte destek olan herkese teşekkür ederim.




İkinci Dünya Savaşı'na farklı bir açıdan bakmamı sağlayan bir kitap oldu Tanrısız Gençlik. Kitap, Nazi Dönemi Almanya'sında toplumu, daha çok da lise döneminde genç erkekleri inceleme altına almış. Nazi Propagandalarının, radyo yayınlarının, Hitler söylemlerinin onları nasıl etkilediğini açıklamaya çalışmış.
Ben-anlatıcı konumundaki ana karakterimiz hümanist bir lise öğretmeni. Faşizme karşı olan öğretmen bir yanı hümanist düşüncelerini bağırmak istiyor diğer yanı ise dönemin tüm insanları gibi başına gelebileceklerden korkuyor. Nitekim, kurduğu tek bir cümle yüzünden başına gelmedik kalmıyor.
Kurgu boyunca sık sık din ve tanrı inancı eleştiriliyor. Tanrının neden savaşlara, ölümlere, açı ve perişan çocuklara izin verdiği gibi, kimi zaman hepimizin kafasını meşgul eden sorular soruyor anlatıcı. Ve elbette ki cevabını bulamayıp çeşitli çıkarımlar yapıyor.
Kitabın dili oldukça akıcı ve sürükleyici. Ve öyle güzel dipnotlar var ki, başlı başına bir kitap gibi. Aslında, kurguda dönemle ilgili çok fazla açıklayıcı bilgi yok, bilgilerin neredeyse tamamı dipnotlardan geliyor. Dipnotlarda çeşitli Nazi propaganda yöntemler anlatılıyor, kutsal kitaplara ve düşünürlere atıflarda bulunuyor. Meraklı okurlar için geniş bir araştırma yelpazesi sunuyor.
Bunun dışında kitabın ikinci yarısı çok daha sürükleyici.
Döneme ilgili duyan ve Nazi Almanyası ile ilgili bilgisini genişletmek isteyen herkese tavsiye edebileceğim bir kitap.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: