Tanrı Olmak Zor İş Kitap Bilgileri
Yazar: Arkadi Strugatski
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 48 dk.
Sayfa Sayısı: 240
Basım Tarihi: 6 Ocak 2018
İlk Yayın Tarihi: 1993
Yayınevi: İthaki Yayınları
ISBN: 9786053756873
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Tanrı Olmak Zor İş Kitap Tanıtımı
“Baştan sona muazzam bir kitap. Derin, yaratıcı, tatmin edici bir hikâye.”
–Ursula K. Le Guin-
“Okuduğum en korkutucu bilimkurgu romanlarından biri.”
–Thedore Sturgeon-
“KENDİMİ TANRI OLARAK HAYAL EDEBİLSEYDİM, ZATEN TANRI OLURDUM.”
Arkadi ve Boris Strugatski, entelektüel açıdan kışkırtıcı, inanılmaz eğlenceli, cesur ve eleştirel kitaplarıyla “Sovyetler döneminin en büyük bilimkurgu yazarları” sıfatını hak eden yegâne ikili. Tanrı Olmak Zor İş ise insanlığın karanlık geçmişinin kalbine yapılmış en cesur yolculuklardan biri.
İnsanlık, Dünya’nın tıpatıp aynısı olan, üzerindeki insanların karanlık çağdan öteye gidemediği bir gezegene gözlemciler göndermiştir. Bu gezegenin gidişatına müdahale etmelerine hiçbir şekilde izin verilmeyen bu gözlemcilerin asıl amacı insanlığın karanlık çağını her ayrıntısıyla kayıt altına almaktır.
Büyük bir değişimin kıyısında olan Arkanar Krallığı’nda halk baskı altında yaşamakta, yenilikler beşiğinde boğulmakta, okuma yazma bilenler linç edilmektedir. Bu gezegene gönderilmiş gözlemcilerden biri olan Anton da Don Rumata ismiyle bir asilzade hayatı yaşarken, bir yandan da dönemin aydınlarını kurtarmaya çalışır.
Tanrı Olmak Zor İş Kitaptan Alıntılar
1. "Hani güçlüydük, kendimizden emindik; yalnızlık içine düşeceğimizi düşünür müydük hiç?"
2. "Hepimizin içinde alçak bir asilzade, ruhumuzun komünar olan parçasıyla mücadele ediyor."
3. "Zamandan daha değerli hiçbir şey yok, diye düşündü. Bir saat ömre değer, bir güne ise paha biçilmez."
4. "Psikolojik olarak neredeyse hiçbirinin kölelerden farkı yoktu: inançlarının köleleri, kendilerine benzeyenlerin köleleri, ihtiraslarının köleleri, tamahkarlıklarının köleleri."
5. ""Nasıl bir dünya bu," dedi Kiun. "Ne gülünç bir dünya. Herkes şaka yapıyor. Hem de herkes aynı şakayı yapıyor.""
6. "Köleliklerinin kökleri tembellikte ve cehaletteydi; tembellik ve cehalet de yeniden ve yeniden köleliği doğuruyordu."
7. "İnsan yüzünü kaybetmek korkunç bir şey, Anton. Ruhunun kirlenmesi, insanlıktan çıkarıyor. Biz burada tanrıyız, Anton; bu gezegenin insanlarının imgelerinde, efsanelerinde yarattıkları, kendilerine benzer tanrılardan daha akıllı olmalıyız. Ne var ki bataklığın kıyısında yürüyoruz. Bir yanlış adım; bataklığa düşersin ve ömrün boyunca arınamazsın."
8. ""Zalimlik güç demektir. Zalimliği bırakan hükümdarlar güçlerini de kaybederler ve onların yerini başka zalimler alır.""
9. "Yarım bir dost, her zaman yarım bir düşman demektir."
10. "Kötülük tükenmez. Hiç kimse, onu yeryüzünde azaltamaz."
11. "İçimde öyle çok sıkıntı birikmiş ki; üstelik de böyle bir yalnızlığın içindeyken silkinip kurtulamıyorsun onlardan."
12. "Hiçbir devlet, bilim olmadan gelişemez."
13. "Size katlanacağım ama yolumdan tam zamanında çekilmeyi öğrenmelisiniz."
14. ""Yaradan, senin planlarını bilmiyorum, belki de insanları mutlu ve iyi kılmaya niyetin yok. Ama bunu iste! iste ki olsun! Onlara yeterince ekmek, et ve şarap ver, başlarını sokabilecekleri yerler ve kıyafetler ver. Açlık, yokluk ve onlarla birlikte insanları bölen her şey kaybolsun.""
15. "Herkes kendi kuyruğunun derdinde, sadece Tanrı, herkesi birden düşünüyor."
Tanrı Olmak Zor İş Kitap İncelemeleri
İlgi çekici bir kitap ismi, hoş bir kapak tasarımı... Kitabı elinize alıyorsunuz ve arkasını okuyorsunuz. Çok ilgi çekici, içinizi merak duygusu sarmaya başlıyor. Ve nihayet okumaya başlıyorsunuz, önce biraz karışık geliyor. Koltukta doğruluyorsunuz, sanırım dikkatim dağıldı diye düşünüyorsunuz. Bazı yerlerini tekrar okuyorsunuz. Hâlâ karışık. Neyse, zamanla anlamaya başlarım diye düşünüyorsunuz. Okumaya devam ediyorsunuz, sayfalar geçmeye başlıyor. Bir ara daldığınızı fark ediyorsunuz; 20 sayfa geçmiş ama hiçbir şey hatırlamıyorsunuz. 20 sayfa geri gidip tekrar okumaya başlıyorsunuz. Değişen bir şey yok. Okumaya devam ettikçe koltuğa daha çok gömülüyorsunuz. Artık kabul etme zamanı: Kocaman bir hayal kırıklığı.
Sanki kitabın konusunu bulan zeka ile metni kaleme alan eller aynı kişilere ait değilmiş gibi hissettiriyor. Sanki iki yazar hikayenin uçlarından tutmuş, çekiştirmeye başlamış ama ne yapmak istediklerine kendileri de karar verememiş gibi. Sonunda, "Neyse, böyle oldu" deyip bırakmışlar. Metinde güzel yerler yok değil, var. Ancak o kadar az ve dağınık ki metin içerisinde kayboluyor; arayıp bulmanız gerekiyor. Sonlara doğru biraz canlanıyor ama yine de yeterli değil. Sanırım Strugatski kardeşlerle arama mesafe koymam gerek ama konuları beni sürekli kendine çekiyor ve her seferinde tekrar şans veriyorum.