Tanios Kayası Kitap Bilgileri
Yazar: Amin Maalouf
Tahmini Okuma Süresi: 6 sa. 60 dk.
Sayfa Sayısı: 247
Basım Tarihi: Ekim 2021
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Orijinal Dil: Fransızca
ISBN: 9789750809941
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Tanios Kayası Kitap Tanıtımı
Amin Maalouf'tan (1993'te yayınladığımız ilk iki romanı) Afrikalı "Leo ve Semerkant"tan sonra, yine bir Doğu öyküsü.
Mehmet Ali Paşa'lı yılların Mısır'ı. Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia. Lamia'nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis. Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios. Başka bir kadın: Esma.
Bir serüven ve sadakat romanı...
Yazara ünlü "Goncourt" ödülünü getiren kitap ilk kez dilimizde.
(Arka Kapak)
Tanios Kayası Kitaptan Alıntılar
1. "Bu kadının her şey karşısında böyle dimdik durması hep neşe veren bir hayranlık uyandırmıştı onda."
2. ""Ne boktan hayat ama! Ekmek parasını kaybetmemek için el öpmek zorunda olmak! ""
3. "Köyün kızlarının çoğu gibi o da yasemin sürerdi. Ama onun yasemini bir başka kokardı."
4. "Gelinle damat arasında var yaş farkı
Kızın on beşinci baharı, adamın otuzuncu kışı."
5. "Kader içimizden geçip geçip durur, tıpkı bir ayakkabı ustasının iğnesini deriden defalarca geçirmesi misali."
6. ""Önünde yine kapanırsa kapılar, bitenin hayatın olmadığını, sadece hayatlarından ilki olduğunu, bir başkasının başlamak için sabırsızlandığını söyle kendine açıkça. Atlayıver hemen bir tekneye, koca bir şehir bekliyor seni. ""
7. "Hiçbir kadının, kazandığı her kuruşu kitaplara harcayan bir adam istemeyeceğini söyler dururdu..."
8. "Bilge insanın sözü aydınlıkta akan sudur, lakin insanoğlu en karanlık mağaralardan fışkıran suyu içmeye yeğ tutmuştur."
9. "Kader içimizden geçip geçip durur, tıpkı bir ayakkabı ustasının iğnesini deriden defalarca geçirmesi misali. Başka bir yerde de şöyle: “Kaderin tekrar tekrar korkunç geçişidir varoluşumuzu belirleyip şekillendiren…”"
10. "Yazık ki, canı çıkmadıkça huyu çıkmayacak insanlar vardır."
11. "Geçmişi kapatmıştı, gelecekteki yolu açıktı."
12. "- Bana işimde yardımcı olacaksın. Ben de sana her şeyi öğreteceğim. Artık koca adamsın. Ekmek paranı kazanmanın vakti geldi.
- Artık ekmek yemeyeceğim."
13. "Biliyorum, çok konuşuyorum, ama beni anlaman gerek."
14. "Adalet ve düzen çağı geride kaldı."
15. "Gülmem mi gerek yoksa onu boğmam mı bilemiyorum."
Tanios Kayası Kitap İncelemeleri
Amin Malouf; tarihin önemli bir kesitini fon olarak kullanıp yazdığı kurgusal romanı "Tanios Kayası" ile 1993 yılında Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.
...
Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Mısır'da uyguladığı yayılmacı politika, "Dağ" denilen stratejik bölgede sekteye uğrar. Burada emirlerin, derebeylerinin, din adamlarının nüfuzlarını yarıştırmalarının yanı sıra; Paşa'yı destekleyen Fransa ile Dağlıları ve Osmanlı'yı destekleyen İngiltere gibi büyük devletler de gövde gösterisinde bulunmaktadır.
Diğer taraftan halk; vergiler, zorunlu askerlik, yağma, zorbalık, mezhep çatışmaları, casusların faaliyetleri, direniş örgütlenmeleri gibi pek çok durumla boğuşarak yaşamakta ve her şeye rağmen derebeylerine olan alışageldikleri bağlılıklarını sürdürmektedirler.
...
Tüm bunların yaşandığı köylerden birinde Tanios adlı genç, iki kadının hayatını ve kaderini etkilemesi sonucu kendisini olayların tam göbeğinde bulur. Bunlardan biri annesi "Lamia" diğeri de sevgilisi "Esma"dır.
...
Daha sonra ismi bir kayaya verilecek olan Tanios'un gururu, eğitimi, aşkı ve geleceği için sınanmasını ve mücadelesini anlatan oldukça akıcı bir romandı.
Yazarın, tarihteki bir olayın içerisine sürükleyici bir kurguyu ilmek ilmek işleyişini okumak keyifliydi.
İyi Okumalar_
.
Tanios Kayası, 1993 senesinde çıkan bir Amin Maalouf kitabı. Maalouf bu kitapla Goncourt Ödülü'nü -Fransa'nın en önemli edebiyat ödüllerinden - kazanmıştır.
***
Orta Doğu'nun asırlardır değişmeyen kavgası olan; kan, savaş, sömürü, yoksulluk, işgal ve bütün bunların arasında küçük bir dağ köyünde halkı sömüren feodal derebeyleri... Asırlardır süren kavga. Halk ile derebeylikleri arasındaki ilişkileri, sosyo ekonomik düzeni, koşulsuz itaati kurgunun içine çok güzel yerleştirmiştir. Duyumsadığım kadarıyla bu kitap bir nevi doğu efsanelerinden. Küçücük bir çocuğun omzuna yüklenmiş bir kader. Okuyucu yaşanmış bir olay çevresindeki kurgunun tarihe aktarılışı ile karşı karşıya. Tanios doğduğu günden beri mücadele içinde. Bizlerin çocuk diyebileceğimiz bir yaşında iken, onlar tarafından ona "herif" sıfatı verildi. Çaresizlik hüzün bu kitapta fazlasıyla yer almaktadır. Tabi olaylar; kasvetli bir yönetimin başında olan şeyhin, köyün en güzel kadını Lamia ile yaşadıklarından sonra gelişiyor. Kitabın naif bir tarafı bulunmaktadır: yazar kendi köyünden, dedesinin ve bilgelerin ağzından ve eski kaynaklardan derleyerek aktarmıştır yazılanları.
***
Kitabın ciddi bir, Türk yönetimi eleştirisi var. Ayrıca Osmanlı hayatına birinden yana olan bir girişi var. Tuhaf gelen bir diğer durum ise Lamia ve Esma'nın ruhsal yaşamına çok az değinilmiş, benim fikrimce daha detaylı olmalıydı.
Tanios Kayası,19.yy da bir patriğin öldürülmesi üzerine katilinin oglu ile birlikte Kıbrıs'a sığınması olayi dışında geri kalan her şeyin kurmaca oldugu ama yazarın kalemine aşina olanlarında bildiği gibi doğu kültürü ve tarih iç içe bu kitapta.Okudugum her kitabi gibi bu kitabını da sevdim elbette.
Halkın yaşam şeklini şeyhlerin ve papazların düzenledigi,onların karar verdiği el etek öptürdüğü dönemler.Üst olanin ast olana galip geldigi!Herkes çıkarı ugruna siyasetin dibine vurmuş.Savaş derlerse savaşılan,ses etmeyin el öpün denilince boyun eğilen.Iç huzursuzluk şoyle dursun dış güclerin birbiriyle ve bölge halkıyla çekişmeli oldugu zamanlar,kahramanlarımız tam da bu düzen içinde bulurlar kendilerini.
Şeyh Francis (hep yadırgadım bir şeyhte Francis ismini ya neyse) köy halkı icin çoğunlukla uzlaşma yolunu seçen kurnaz bir idarecidir.Ve çapkın.Başina ne geldiyse bu capkınlıgindan gelmiştir.Tanios,Lamia'nın oglu,babasının kim olduğu yönünde kafalarda soru işareti bulunan çoçuk.Daha ilk başından beri Tanios'un her anlamda arafta oldugunu düsunmüstüm ki yanılmadım.Tanios kimligi konusunda yüregindeki karmaşayı çözememisken,kendisini gelecegi konusunda yine arafta bulur.Başına gelen olaylar onu bu ikilemden kurtaramaz.
Yazardan okumak istedigim bir sonraki kitabim Doğu'nun Limanları olacak.Peki sizin en sevdigıniz Amin Maalouf kitabıniz hangisi?Kitapla ve sevgiyle kalıniz
Konusunu gerçek hayattan alan Tanios Kayası, Mehmet Ali Paşalı yılların Mısır ve Lübnanını anlatır. Tarihi, romanlarına yedirmeyi çok seven Amin Maalouf bu sefer Kfaryabda adlı hristiyan bir köyde yaşayan Tanios Keşk’in başından geçenler üzerinden dönemin idari düzeni, dürziler, şeyhler ve emirler hakkında bilgi verip merak uyandırıyor.
Eserin dili ilk başta değişik gelebilir fakat hemen alışıyorsunuz. Değişik gelmesinin sebebi ise anlatıcının sık sık farklı kişilerin görüşlerine ve anlattıklarına yer vermesinden kaynaklanıyor. Yazar, romanda olayı anlatırken üç farklı kaynaktan yararlanmış. Bu kaynaklardan biri romanda adı geçen kişilerden biri olan Keşiş İlyas’ın yazdığı “Dağlılar Tarihçesi” isimli kitap. Kaynaklardan diğerleri ise Papaz Stolton’un günlüğü ve Katırcı Nadir’in yazdığı “Nadir Katırcının Bilgeliği” isimli kitap. Bu kaynakları kafanızda oturttuğunuz zaman kitabı anlamlandırmak çok kolay. Ayrıca masalsı-destansı anlatımı benim hoşuma giden bir yönü oldu.
Olay örgüsü başından sonuna kadar canlı tutulmuş. Kitap çok uzun olmamasına rağmen şahıs kadrosu geniş diyebiliriz. Amin Maalouf’un aslında hangi amaçla ve hangi eleştiriler üzerine kitabı yazdığını net şekilde görebiliyorsunuz. Bu da okuyucuda bir tatmin duygusu oluşturuyor doğrusu. Zaman ayırabileceğiniz bir kitap. İyi okumalar.
Tanios Kayası, Amin Maalouf ile tanışma şansını yakaladığım kitaptı. Büyülü bir dile sahipti ve masalsı anlatıcılığa sızan gerçekleri, tarihi dokuyu çok güzel aktardığını belirtmek gerekli. Gerçekten efsunlanmış gibi okudum tüm kitabı. Bir solukta bitti derler ya normalde bu soluklanış haliyle geçen bir tutulma hali gibiydi.
Aktarım şeklindeki başkalaşımları ve referansları kurguya yedirme şeklini başarılı buldum. Olayı gerçekçi kılmıştı, yazara canı gönülden inanarak okudum bu masalı. Coğrafi bölgeyi tasvir edişi ve insanların yaşamlarını aktarış şekliyse başka bir cezbedici noktaydı diyebilirim. Kurgusal evreni bunca gerçek kılmak en çok etkilendiğim yanıydı.
Kitabın detaylarına girmek niyetiyle başlasam da değerlendirmeye işin sırrını çok da kaçırmak istemiyorum sanırım. Vurucu anlar ve kırılma noktaları vardı zihnimde. Belki bunları anımsamak için minik sihirli kelimeler bırakabilirim.
- Eli görmek
- Keşk
- Ak saçlar
- Güller
- Tüfek
- Suskunluk
- İntikam ticareti
- Sürgün kere sürgün
- Portakal
- Tavla
- İhanet
- Kötü şans
- Gözdeki mil taşları
- Kararlar ve yok oluşlar
Aslında bu fikir okurken aklıma gelmiş olsaydı bu liste uzayıp giderdi sanıyorum ki. Belki kitabı karıştırırken yenileri eklenebilir kim bilir. Yazarla tanışmam geç de olsa pek memnunum. Keyifli bir serüvendi, efsunu zihnimden henüz çözülmedi.