Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Svetlana Aleksiyeviç Alıntıları & En Çok Okunan Sözleri

Svetlana Aleksiyeviç En Beğenilen Sözleri



1. "İnsan aşksız yaşayabilir mi hiç? Hayatta kalabilir mi?"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



2. "“İnsan, kalbinin nelere kadir olduğunu hiçbir zaman tam olarak bilemez.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



3. "Sorularım çoğalırken cevaplar giderek azalıyor."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



4. "İnsan mutlu olmayı beceremiyor."


- Çernobil Duası



5. "Nefrete ayrı, sevgiye ayrı kalbimiz yok ki. İnsanın tek kalbi var ve ben daima kalbimi kurtarmanın yolunu aradım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



6. "Her zaman uykulu ve yorgunlar.."


- Çernobil Duası



7. "Hangisi daha iyi, hatırlamak mı yoksa unutmak mı?"


- Çernobil Duası



8. "Etrafta bir sürü insan da olsa yalnızsın çünkü insan ölüm karşısında hep yalnızdır."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



9. "Ben uzun zaman, gerçekliğin korkuttuğu ama aynı zamanda da cezbettiği bir kitap insanı olarak kaldım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



10. "Tek bir yol var — insanı sevmek. Onu sevgiyle anlamak."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



11. "Evde uzun süre kalan eşyaların bir ruhu oluyor. İnanıyorum ben buna."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



12. "Yalnızca ölüm değil, yaşam da büyük emek istiyor."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



13. "En güçlü ilacınız sevginizdir. Sevgi korur, hayatta kalma gücü verir."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



14. "İlk zamanlar insanları bekledim, ama artık ölümü bekliyorum ben."


- Çernobil Duası



15. "Dostoyevski’nin sorusunu sormalıyım: İnsan ne kadar insan ve o içteki insanı nasıl korumalı?"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



16. "Düşüncelere dalmayı sever oldum."


- Çernobil Duası



17. "Gerçi buradaki her şey olağandışıydı."


- Çernobil Duası



18. "Hatırlamak korkunç ama hatırlamamak çok daha kötü."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



19. "Ben sonuna kadar böyle kalacağım... O zamanlar olduğumuz gibi. Evet saf, evet romantik. Saçlarım ağarana kadar... Ben buyum çünkü!"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



20. "Yaşama arzusu kurtardı beni. Yaşamak, yaşamak —bütün isteğim buydu."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



21. "Bende hikaye bitmez... Bir filme yetecek hikayem vardır... Dizi bile çıkar."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



22. "Artık 51 yaşıma geldim, kendi çocuklarım var. Ama hâlâ annemi istiyorum."


- Son Tanıklar



23. "Sevgi bizi ısıtıyordu. Bir şekilde insan insana iyi geliyordu, herkesin birbirine çok ihtiyacı vardı."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



24. "İyilikle hayatta kaldım ben, kimsenin kötülüğünü istemedim. Herkese acıdım..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



25. "... kimse bize özgürlüğü öğretmemişti. Sadece özgürlük adına ölmeyi öğretmişlerdi."


- İkinci El Zaman



26. "Çernobil felaketi, 20. yüzyılın en büyük ve en ağır teknolojik felaketi olarak tarihe geçti."


- Çernobil Duası



27. "İnsan, kalbinin nelere kadir olduğunu hiçbir zaman tam olarak bilemez."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



28. "Bazıları kurşuna dizildi, diğerleri balolarda dans etti."


- İkinci El Zaman



29. "“Kimi başörtüsünü, kimi kepini sallıyordu bize. Anladık ki savaşacak erkek kalmamış, hepsi helak olmuş. Ya da esir düşmüşler. Şimdi onların yerine biz gidiyorduk..
Annem bana bir dua yazmıştı. Madalyonun içine koymuştum onu. Bir ihtimal, faydası oldu ki eve dönebildim. Muharebelerden önce madalyonumu öperdim.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



30. "Bir haftadan kısa bir sürede, Çernobil tüm dünyanın sorunu haline geldi."


- Çernobil Duası



31. "Bir zamanlar sevdiklerini sevmekten vazgeçemiyorlar. Savaşta cesaret, fikirde cesaret... İkisi ayrı şeylermiş. Ben aynı sanırdım oysa."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



32. "Her günüm gözyaşı, her günüm acı. Anılara gömüldüm kaldım..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



33. "İnsan en iyi savaşta, bir de belki aşkta gösterir, belli eder kendini. En derinlerine, derisinin alt katmanlarına dek..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



34. "Gerçekliğin dibine sokulmak, onunla burun buruna gelmek olanaksız. Gerçeklikle aramıza duygular giriyor."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



35. "Onu ne kadar sevdiğimi bilmiyordum. Onu ... sadece onu. Kör gibiydim!"


- Çernobil'den Sesler



36. "Özgürlük peşinde koşmadılar, kot pantolon peşinde koştular... süpermarket peşinde... Parlak paketler aldık. Artık dükkânlar her şeyle dolu. Bolluk var. Ama sosis dağlarının mutlulukla bir alakası yok."


- İkinci El Zaman



37. "Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil.."


- Çernobil Duası



38. "İnsandan daha korkunç bir şey var mı yeryüzünde?"


- Çernobil Duası



39. "“Tabii o yanmış tulumları, yanmış elleri, yüzleri gördüğüm zaman.. Bu ilginçtir… Gözyaşlarımı kaybettim… Ağlama kabiliyetimi, o kadınca yetiyi…”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



40. "Şehirdeki tüm kedi ve köpekler yenip bitirilmişti. Serçe ve saksağan namına bir şey kalmamıştı. Hatta sıçan ve fareler bile yenmek üzere avlanıyordu."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



41. ""Yaralı bir Almanın yerde yatarken toprağı avuçlayışını hatırlıyorum, acı çekiyordu; bizim askerlerden biri yanı­na gidip demişti ki: 'Dokunma, benim toprağım o! Se­ninki, nereden geldiysen oradadır...”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



42. "“Galiba savaş ve devrimler silsilesi bize geçmişle bağ kurmayı, soyun örümcek ağını itinayla örmeyi unutturmuş. Dönüp uzak geçmişimize bakmayı. Gurur duymayı..
Bir an önce unutmak, izleri silmek istemişiz, ne de olsa saklanan belgeler kanıt teşkil edebilir, hayatımıza mal olabilirmiş. Kimse büyükannesi ve büyükbabasından ötesini bilmez, köklerini araştırmaz. Tarih yazmış ama günü yaşamışız. Hafızamız güdük.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



43. "Artık geçmişim beni korumuyor. Orada hiçbir yanıt yok. Bir zamanlar oradaydılar, artık değiller. Beni gelecek mahvediyor, geçmiş değil."


- Çernobil'den Sesler



44. "Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil."


- Çernobil Duası



45. "...Önceleri ölümden korkuyorduk, şimdi yaşamdan.

5 yıl savaşın ortasında kalmış bir kadın. Kendisi keskin nişancı. Savaş bittikten sonraki korkusu. Birlikteki hemen hemen tüm kadınların aklından geçirdikleri düşünce... Savaş bitti, şimdi ne yapacağız?"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



46. "İnsan en iyi savaşta, bir de belki aşkta gösterir, belli eder kendini. En derinine, derisinin alt katmanlarına dek..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



47. "Şehirde sinir bozukluğu ve hayal kırıklığı yüzünden bir sürü insan kırkında, ellisinde ölüyor; o yaşlarda ölünür mü hiç?"


- Çernobil Duası



48. "Tarihe inanıyorum ben. Tarihin yapacağı yargılamaya inanıyorum... Çernobil sonlanmadı, daha şimdi başlıyor..."


- Çernobil Duası



49. "Hiç kimse bize radyasyondan bahsetmedi. Sadece askerler gaz maskesiyle dolaşıyordu..."


- Çernobil Duası



50. "Kimse güzel ölmek istemiyordu, herkes güzel yaşamak istiyordu."


- İkinci El Zaman



51. "Kimse güzel ölmek istemiyordu, herkes güzel yaşamak istiyordu."


- İkinci El Zaman



52. "“Bize verdikleri sırt çantalarından kendimize etekler diktik. Askerlik şubesinin bir kapısından elbiseyle girdim, diğerinden pantolon ve asker gömleğiyle çıktım. Saç örgümü kestiler, kafamda bir perçem kaldı.

Benim uzmanlığımdı. Erkek tıraşında ustaydım. Bir kız geldiğinde; Saçlarını nasıl keseceğimi bile­mezdim. Şahane lüle lüle saçları olurdu. Komutan, ze­minliğe girer:
"Erkek gibi kesin," derdi.
''Ama kadın bu."
"Hayır, o bir asker. Savaştan sonra tekrar kadın olacak."
Yine de... Yine de biraz olsun uzadığında, geceleri kız­ların saçlarını sarardım ben. Bigudi yerine kozalak kulla­nırdık. Kuru çam kozalağı. Hiç değilse perçemlerini sarmak için.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



53. "İnsan sadece kendisini kurtardı, kendi dışındaki canlılara ihanet etti."


- Çernobil Duası



54. "Her şey kutsal kitaplarda yazılı, ama biz okumayı beceremiyoruz onları. Ders çıkaramıyoruz.."


- Çernobil Duası



55. ""Bana mutluluk nedir diye soracak olursanız, ölüler arasında canlı bir insan buluvermek derim...""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



56. "Önce ölmüş bir at gördüm... Sonra ölmüş bir kadın... Şaşırmıştım buna. Savaşta sadece erkeklerin öldüğünü sanıyordum."


- Son Tanıklar



57. "Dünya aynı dünya; ama insanlar farklı. Bilemediğim şey şu: İnsanların ruhu var mı?"


- Çernobil'den Sesler



58. "Sanki tüm dünya büzüşüp tek bir noktaya sığışmıştı. Sadece o vardı... Kocam... Sadece o..."


- Çernobil Duası



59. "Ölümden korkmuyorum. Kimse iki kere gelmez hayata. Yapraklar dökülür, ağaç yıkılır."


- Çernobil Duası



60. "Sevgi, insanın savaştaki yegâne kişisel tecrübesi. Diğer her şey ortak-ölüm bile..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



61. "İnsanlardan daha korkunç bir yaratık var mı?"


- Çernobil'den Sesler



62. "Bizim gözümüzde baba, beklenecek biriydi, babalar sadece beklenirdi."


- Son Tanıklar



63. "Ya savaşı nasıl açıklarsın çocuğa? Ölümü? "Neden öldürüyorlar?" sorusunu nasıl yanıtlarsın? Kendisi gibi küçükleri bile öldürdüklerini nasıl söylersin?"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



64. "Üzerine ölümün gölgesi düşmeden hiçbir şeyi anlamak mümkün değil."


- Çernobil Duası



65. "Öyle bir kitap yazsam ki savaştan herkesin midesi bulansa, düşüncesi bile iğrenç, çılgınca gelse. Generallerin bile midesi bulansa..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



66. "“Seni seviyorum," derdim ona, ama bunu söylerken bile onu ne kadar çok sevdiğimi bilmiyormuşum meğer."


- Çernobil Duası



67. "Kötülük mekanizması kıyamet koşullarında bile çalışıyor. Anladığım budur. (...) İnsanoğlu sonsuza kadar aynı kalacak. Daima."


- Çernobil'den Sesler



68. "***

Savaşta insan, insandan korkuyor. Tanıdığın insandan da yabancıdan da.

***"


- İkinci El Zaman



69. "Bir şekilde insan,insana iyi geliyordu."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



70. "Masum bir ruh yabancıların arasında acı çekiyor..."


- Çernobil'den Sesler



71. "***
İnsandan daha korkunç bir şey var mı yeryüzünde?
***"


- Çernobil Duası



72. "Bir şekilde insan,insana iyi geliyordu."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



73. "Benden neyimi alacaklar? Ruhumu mu? Bir o kaldı."


- Çernobil'den Sesler



74. "Ama insan rahat durmuyor. Çok kibirli. Ve de küçük."


- Çernobil Duası



75. "Sabah saat onda teknisyen Şişenok öldü. İlk o öldü... Birinci gün... Sonra öğrendik ki, ikinci bir kişi de enkaz altında kalmış: Valera Hodemçuk. Hiç ulaşamadılar ona. Üzerine beton döküldü. Ama onların sadece birer "ilk" olduğunu bilmiyorduk henüz..."


- Çernobil Duası



76. "Cepheye gittiğimde öyle ufaktım ki savaş sırasında boyum uzamış..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



77. ""Kadınlar tarihte ilk ne zaman orduya katıldı?"

"Milattan önce IV. yüzyılda Atina ve Sparta'da Yunan ordularında kadınlar savaşıyordu. Daha sonra Makedonyalı İskender'in seferlerine katıldılar."
Rus tarihçi Nikolay Karamzin atalarımızı şöyle anlatıyordu: "Slav kadınları, bazen babaları ve eşleriyle savaşa gider, ölüm korkusu nedir bilmezlerdi. Sözgelişi, 626 yılı Konstantinopolis işgali sırasında Yunanlar, öldürülen Slavların arasında birçok kadın cesedine rastlamıştı. Analar çocuklarını savaşçı olmaya hazırlardı.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



78. "Ölüm dünyadaki en adil şeydir. Kimse ondan kaçamaz. Toprak herkesi alır -iyisini, kötüsünü, canisini, günahkarını. Dünyada bunun dışında da adil olan bir şey yok."


- Çernobil'den Sesler



79. "“Binlerce küçüklü büyüklü, bilinen ve bilinmeyen savaş gelip geçmişti. Haklarında
yazılanlar sayılarından da fazlaydı. Bununla birlikte, yazanlar ve hikâyelere konu olanlar hep erkeklerdi - bunu görmek zaman almadı. Savaş hakkında bildiğimiz her şeyi "erkek sesinden" dinlemişiz. Hepimiz, savaşa ilişkin "erkek" tasavvurlarının ve "erkek" duyumlarının mahkumuyuz. "Erkek" sözlerinin. Kadınlar susuyor. "Kadınların" değil "erkeklerin" savaşını anlatıyorlar.

‘Neden acaba?’ diye sormuşumdur kendime hep, ‘Bir zamanlar bütünüyle erkeklere ait olan dünyada kendilerine yer edinip bu yeri sahiplenmesini bilen kadınlar tarihlerine neden sahip çıkamamışlar? Kendi sözcüklerine, kendi duygularına? Neden inanmamışlar kendilerine? Koca bir dünyanın bilgisinden mahrum kalmışız. Onların savaşı meçhul kalmış.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



80. "Neden bahsedeceğimi bilemiyorum; ölümden mi yoksa sevgiden mi? Yoksa bu ikisi aynı şeyler mi. . . Hangisinden bahsetmeli?"


- Çernobil Duası



81. "***
Çocuklar her açıdan yetişkinlerden farklıdır. Örneğin onlarda ölüm korkusu yoktur.
***"


- Çernobil Duası



82. "...hayattaki korkunç şeyler sessizce ve doğal bir şekilde gerçekleşiyor."


- Çernobil Duası



83. "Kıyamet kopsa dahi kötülük mekanizmaları işlemeye devam edecek."


- Çernobil Duası



84. "Yaşlı bir kadın hizmetli vardı, bana şöyle demişti: "Tedavi edilemeyen hastalıklar vardır. Tek yapabileceğin oturup onları seyretmek.""


- Çernobil'den Sesler



85. "Tanrım, yaşamlarımızın yorgunluğuna dayanmamız için bize güç ver."


- Çernobil'den Sesler



86. "Kötülüğün herhangi bir açıklama sunmadığı, kendini açığa vurmadığı, kanun-kural bilmediği şeffaf olmayan bir dünyaya adım attık."


- Çernobil Duası



87. "Çernobil Nükleer Santrali’nin nasıl da ışık hızıyla inşa edildiği hakkında yazıldı. Tam da Sovyet usulü inşa edilmişti. Japonlar böyle bir tesisi inşa etmek için on iki yıllarını veriyor, ama biz iki-üç yılda bitiriverdik. Bu derece kompleks ve özel bir tesisin kalitesi ve güvenilirliği, ancak sığır yetiştiriciliği için inşa edilen bir tesisteki kadar. Bir tavuk çiftliğindeki kadar!..."


- Çernobil Duası



88. "Pazarda Ukraynalı kadının biri büyük kırmızı elmalar satıyordu.
'Elmalara gelin! Çernobil elmaları! '
Birileri ona, elmalarının reklamını böyle yaparsa kimsenin almayacağını söyledi.
'Hiç endişelenme.' dedi kadın 'yine de alırlar. Kimi kaynanasına alır, kimi patronuna.'"


- Çernobil'den Sesler



89. "En önemli şey, yaşam ve ölüm. Başka bir şey yok. Sakın bunu tartmaya çalışmayın... Anladım ki, sadece yaşadığınız anın anlamı var... Yaşadığımız anların..."


- Çernobil Duası



90. "“İnsanlar sokakta yürürken açlıktan düşüp ölüyordu. Ayakta ölüyorlardı. Şehirdeki tüm kedi ve köpekler yenip bitirilmişti. Serçe ve saksağan namına bir şey kalmamıştı. Hatta sıçan ve fareler bile yenmek üzere avlanıyordu.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



91. "Neden hatırlar insanlar? Hakikate ulaşmak için mi? Adalet için mi? Her şeyi oluruna bırakıp unutmak için mi? Yoksa, geçmişte bir sığınak arayışı mı hatırlamak?"


- Çernobil Duası



92. "Dünya aynı dünya; ama insanlar farklı. Bilemediğim şey şu: Insanların ruhu var mı? Ne tür bir ruh? Bir de hepsi birden öbür dünyaya nasıl sığıyorlar?"


- Çernobil'den Sesler



93. "***

Ütopyası olmayan insan burunsuz insandan daha korkunçtur..

***"


- İkinci El Zaman



94. "Keşke bacağımdan, kolumdan filan yaralansaydım, bedenim acısaydı. Ama ruhum... Çok acıyor."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



95. "“Savaş ne kadar sürdü? Dört yıl.
Çok uzun... Ne bir kuş anımsıyorum, ne bir çiçek. Vardı tabii ama ben anımsayamıyorum. Evet evet...
Tuhaf değil mi? Savaş filmleri renkli olabilir mi? Her şey kapkaraydı. Yalnız kanın rengi başkaydı, bir tek kan kırmızı.

Ah be, iki gözüm, kırk yıl geçti ama hâlâ evimde kırmızı bir şey bulamazsın. Savaştan sonra kırmızı renkten nefret ettim!”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



96. "Tanrı'dan korkmuyorum ben. İnsandan korkuyorum..."


- Çernobil Duası



97. "***

Her taraf bizde Oblomovlarla dolu, divanda yatar, bir mucize bekler.

***"


- İkinci El Zaman



98. "Çocukluğum farkına varamadan geçti gitti, hayatımdan yitti."


- Son Tanıklar



99. "Affetmeyi beceremiyorum."


- Son Tanıklar



100. "Çünkü kadın hayat verendir. Armağan eden, onu uzun zaman içinde taşıyan, besleyip büyüten. Kadınlar için öldürmenin daha zor olduğunu anladım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



101. "Dünya üzerindeki en adil şey ölüm.Kimse parayla, rüşvetle ondan kaçamadı henüz.Ve herkesi alıyor toprak:iyiyi de, zalimi de, günahkarı da. Bundan daha adaletli bir şey yok dünyada."


- Çernobil Duası



102. "Savaşta cesaret, fikirde cesaret... İkisi ayrı şeylermiş. Ben aynı sanırdım oysa."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



103. "Bir şekilde insan insana iyi geliyordu, herkesin birbirine çok ihtiyacı vardı. Sevgi bizi ısıtıyordu."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



104. ""Ölümün ne kadar sıradan olduğunu ve hiç insan ayırt etmediğini bilmiyordum henüz. Yalvarsan da yakarsan da nafıleymiş meğer.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



105. "Devası olmayan bazı hastalıklar vardır. Yanına oturup elini okşamaktan başka bir şey yapamazsın."


- Çernobil Duası



106. "“İnsandan daha korkunç bir şey var mı yeryüzünde?”"


- Çernobil Duası



107. "Bizler, Çehov’un kahramanları gibi şuna inanamayız artık: “Yüz yıl sonra insan mükemmelleşecek! Yaşam mükemmelleşecek!” Bizler, işte o geleceği yitirdik."


- Çernobil Duası



108. "Bana mutluluk ne diye soracak olursanız, ölüler arasında canlı bir insan buluvermek derim..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



109. "Savaş filmleri renkli olabilir mi? Her şey kapkaraydı. Yalnız kanın rengi başkaydı, bir tek kan kırmızı..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



110. "Bana mutluluk ne diye soracak olursanız, ölüler arasında canlı bir insan buluvermek derim..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



111. "Savaş filmleri renkli olabilir mi? Her şey kapkaraydı. Yalnız kanın rengi başkaydı, bir tek kan kırmızı..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



112. "O zamana dek sadece farelerden korkardım. Ama sonra aniden bir sürü korku edindim! Binlerce korku..."


- Son Tanıklar



113. "Şunu unutmamanız lazım; karşınızda duran kişi kocanız değil artık, sevdiğiniz o adam değil. Şimdi karşınızda yüksek yoğunlukta zehir yayan bir radyoaktif nesne var."


- Çernobil Duası



114. "We were afraid of death before, now from life.."


- The Unwomanly Face of War



115. "***

Başka bir şey bekliyorduk biz, bunu değil. Bir yığın romantik kitap okumuştuk, ama hayat bizi tekme tokat başka yöne fırlattı.

***"


- İkinci El Zaman



116. "Bütün canlıları öldürebilir insan. Artık bu, hayal gücünü zorlayan bir şey olmaktan da çıktı üstelik…"


- Çernobil Duası



117. "Mutluluk sürekliliği olmayan bir şeydir, tesadüfidir."


- Çernobil Duası



118. "Çok sayıda insan mağdur oldu, ama kimseden bunun hesabı sorulmadı."


- Çernobil Duası



119. "" Sabah bahçeye çıktım, bir şey eksikti, tanıdık bir ses. Tek bir arı yoktu... Hiç arı sesi yoktu! Neydi bu? Ne olmuştu? İkinci gün de uçmuyorlardı. Üçüncü gün de... Daha sonra açıklama yapıldı bize, nükleer santralde bir kaza olduğunu söylediler, yakındaydı santral de. Ama uzun süre hiçbir şey öğrenemedik biz. Arılar biliyordu, biz bilmiyorduk. Artık tuhaf bir şey olursa onlara bakacağım. Onların yaşamına. ""


- Çernobil Duası



120. "Bana acımaya hiç gerek yok... Mutluluğu tattım bir zamanlar..."


- Çernobil Duası



121. "Öyle işte... İnsan, kalbinin nelere kadir olduğunu hiçbir zaman tam olarak bilemez."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



122. "Önceleri ölümden korkuyorduk, şimdi yaşamdan... İkisi aynı derecede ürkütücü..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



123. "Tüm yaşamım boyunca namusumla çalışıp didindim. Ama adaletten nasibimi alamadım."


- Çernobil'den Sesler



124. "Hayatları boyunca nükleer savaş olasılığıyla korkutulmuş, bir nükleer savaşa hazırlanmışlardı. Çernobil’e değil..."


- Çernobil Duası



125. "...doğanın en korkunç düşmanı insan."


- Çernobil Duası



126. "Tek bir yol var– insanı sevmek. Onu sevgiyle anlamak."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



127. "***

İnsanın öyle yüce değerler falan düşündüğü yok, yalnızca bugün neyi alamadığını düşünüyor.

***"


- İkinci El Zaman



128. "***

Mutsuzluk en iyi öğretmendir.

***"


- İkinci El Zaman



129. "***
Nasıl öleceğim bir muamma… Seçme şansım olsa sıradan bir ölüm isterdim. Çernobil usulü bir ölüm değil.
***"


- Çernobil Duası



130. "Tek bir yol var– insanı sevmek. Onu sevgiyle anlamak."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



131. "...Hep çıkar böyleleri, kapkara ruhları vardır. Yaşarken de...ruhsuz gibi yaşarlar...ve kalpleri yapaydır, insani değil. Kimseye acımazlar."


- İkinci El Zaman



132. "Nefret etmek ve öldürmek kadınlara göre işler değil. Bize göre değil..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



133. "Çernobil.. Savaşlar üstü bir savaş. İnsanın ondan kaçabileceği hiçbir yer yok. Ne toprakta, ne suda ne de gökyüzünde."


- Çernobil Duası



134. "***

Bir yerlerden tamamen bambaşka insanlar geldi- kırmızı ceketli ve altın yüzüklü genç çocuklar. Ve de yeni oyun kuralları: Paran varsa insansın, yoksa kimse değilsin.

***"


- İkinci El Zaman



135. "Bir milyon tonluk “kontamine olmuş” tahıl, hayvan yemi olarak işlendi, bu yemler büyükbaş hayvanların beslenmesinde kullanıldı, sonra o hayvanların etleri masalarımıza kadar geldi."


- Çernobil Duası



136. "Bazen sesini duyar gibi oluyorum. Sanki hayattaymış gibi… Fotoğraflar bile o ses kadar etkilemiyor beni."


- Çernobil Duası



137. "Yıllar önce büyükannem lncil'de her şeyin yeşerip büyüyeceği bir zaman olacağını okumuş; ırmaklar balık, ormanlar hayvan doluyken, insanoğlu bunların hiçbirine el süremeyecekmiş. Ve soyunu sürdürebilmek için üreyemeyecekmiş. Bu eski kehanetleri korku masallarıymışçasına dinlerdim. O zamanlar onlara inanmazdım."


- Çernobil'den Sesler



138. "Beni gelecek mahvediyor, geçmiş değil."


- Çernobil'den Sesler



139. "Akla duyulan inanç insanı terk ederse, ruhuna korku yerleşir, tıpkı vahşi insan da olduğu gibi."


- Çernobil Duası



140. "Diyorum size, hayvanlar gibi olur insanlar da. Kendi gözlerimle gördüm… Hem de kaç kere…"


- Çernobil Duası



141. "You can't imagine how beautiful a woman's smile sounds in battle! Awoman's voice."


- The Unwomanly Face of War



142. "Bazen sesini duyar gibi oluyorum. Sanki hayattaymış gibi… Fotoğraflar bile o ses kadar etkilemiyor beni."


- Çernobil Duası



143. "Ölüler ölülerden korkuyor, yaşayanlardan hiç bahsetmiyorum bile."


- Çernobil Duası



144. ""En güçlü ilacınız sevginizdir. Sevgi korur, hayatta kalma gücü verir.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



145. "... yeteri kadar üzüldüm. Her şeyim yeteri kadar oldu, artık başka şey istemiyorum."


- Çernobil'den Sesler



146. "Başka ne diyeyim; yaşamak zorundayız, hepsi bu."


- Çernobil'den Sesler



147. "Yeni ürünümüz bu, acılarımızı pazarlıyoruz."


- Çernobil Duası



148. "***

Nefret ve önyargıyla doluyuz.

***"


- İkinci El Zaman



149. "Şunu bilmenizi isterim: Tanrı'dan korkmuyorum ben. İnsandan korkuyorum..."


- Çernobil Duası



150. "Yeni ürünümüz bu, acılarımızı pazarlıyoruz."


- Çernobil Duası



151. "Yabaniydim, basbayağı yabani biriydim, benim gözümde insanlar birer yabancıydı, tekinsiz valıklardı, kimseyle sohbet etmeyi beceremezdim. Tek başıma saatlerce oturur, kendi kendime konuşurdum. Herkesten korkardım."


- Son Tanıklar



152. ""Savaştan canlı çıksan da ruhun sakat kalıyor.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



153. "Çocukluğa özgü şeyler yok hafızamda. Gülüşmeler... Nazlanmalar...
Bizi hiç kimse, hiçbir zaman okşayıp sevmezdi..."


- Son Tanıklar



154. "İnsanın insanı öldürdüğünü görmemiş insanlar, bambaşka bir dünyanın insanlarıdır..."


- Son Tanıklar



155. ""...karşınızda duran kişi kocanız değil artık, sevdiğiniz o adam değil. Şimdi karşınızda yüksek yoğunlukta zehir yayan bir radyoaktif nesne var.""


- Çernobil Duası



156. "Kötülük bile farklılaştı."


- Çernobil Duası



157. "Herkes çıldırmış gibi."


- Çernobil'den Sesler



158. "Dört ayak üzerinde yürüyen her şey yere bakar, yere doğru eğilir. Sadece insan ayağa kalkar. Başını ve ellerini gökyüzüne uzatabilir. Dua etmek için. Tanrı'ya."


- Çernobil'den Sesler



159. "O artık bir insan değil, bir nükleer reaktör."


- Çernobil Duası



160. "Keşke bacağımdan, kolumdan filan yaralansaydım, bedenim acısaydı. Ama ruhum.. Çok acıyor."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



161. "Dört ayak üzerinde yürüyen her şey yere bakar, yere doğru eğilir. Sadece insan ayağa kalkar. Başını ve ellerini gökyüzüne uzatabilir. Dua etmek için. Tanrı'ya."


- Çernobil'den Sesler



162. ""Şimdi ölümü bekliyorum. Ölmek zor, ama korkutucu değil.""


- Çernobil'den Sesler



163. "Eğer bir yerim ağrıyorsa ya da hastaysam, annem elini elime verdiğinde diniverirdi ağrım sızım."


- Son Tanıklar



164. "Hiç doya doya mutlu hissedemem ben."


- Son Tanıklar



165. "Din halkın afyonudur” ve “Her tanrıcılık ölü seviciliktir.”"


- İkinci El Zaman



166. "Artık anlıyorum… Kahramanlık, devletin icat ettiği bir kelime."


- Çernobil Duası



167. "***

Nefret etmekten yorulmuş kalbe öğretemezsin sevmeyi..

***"


- İkinci El Zaman



168. "***

Mutlu insanlar hep çocuk gibidir. Onları korumak gerekir, onlar kırılgan ve gülünçtür. Savunmasızdır.

***"


- İkinci El Zaman



169. "Savaş boyunca tek bir çocuk eşyası dahi görmemiştim. Onların varlığını unutmuştum. Çocuk oyuncaklarının varlığını..."


- Son Tanıklar



170. "Tanrı insanı ateş etsin diye değil, sevsin diye yaratmış."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



171. "Çernobil, Dostoyevski'ye ya­raşır bir konu, insanlığı haklı çıkarmak için bir girişim. Ama belki de ahlak bundan daha basit bir şeydi; bu dünyaya, bu sihirli dünyaya parmak uçlarında gel­meli ve kapısında şöyle bir durmalı..."


- Çernobil'den Sesler



172. "***
Bütün hayatım sözcüklerle haşır neşir olarak geçti…. Sözcüklerle yaşadım.
***"


- Çernobil Duası



173. "İnsanın memleketi cennet gibidir, başka bir yerdeyken güneş öyle parıldamaz."


- Çernobil Duası



174. "Bir anlamı yoksa, bunca ıstıraba katlanılmıyor, uzun uzun düşünülmüyor..."


- Çernobil Duası



175. "Hatırlar mısınız, şöyle bir aforizma vardır: "Ruhun ilk dürtülerinden korkun, onlar samimi olabilirler.""


- Çinko Çocuklar



176. "Geçmiş yok oldu, kavurucu girdabıyla kör edip çekildi, geriye insan kaldı."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



177. "En çok köylüler için üzülüyordum, masumdular ve hiçbir suçları yokken acı çekiyorlardı, tıpkı çocuklar gibi. Çünkü Çernobil’i icat edenler köylüler değildi, onların tabiatla kendilerine özgü bir ilişkileri vardı; güvene dayalı, talancı, istilacı olmayan, tıpkı yüz yıl önce, bin yıl önce olduğu gibi."


- Çernobil Duası



178. "***

Hiçbir şeyimiz yoktu ama mutluyduk.

***"


- İkinci El Zaman



179. "Hayatım boyunca yeterince çalıştım, yeterince de üzüldüm. Yetti hepsi, artık hiçbir şey istemiyorum. Ölseydim dinlenirdim en azından."


- Çernobil Duası



180. "Geçmiş yok oldu, kavurucu girdabıyla kör edip çekildi, geriye insan kaldı."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



181. "En çok köylüler için üzülüyordum, masumdular ve hiçbir suçları yokken acı çekiyorlardı, tıpkı çocuklar gibi. Çünkü Çernobil’i icat edenler köylüler değildi, onların tabiatla kendilerine özgü bir ilişkileri vardı; güvene dayalı, talancı, istilacı olmayan, tıpkı yüz yıl önce, bin yıl önce olduğu gibi."


- Çernobil Duası



182. ""Savaş fılmleri renkli olabilir mi? Her şey kapkaraydı. Yalnız kanın rengi başkaydı, bir tek kan kırmızı...""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



183. "Nefrete ayrı, sevgiye ayrı kalbimiz yok ki. İnsanın tek kalbi var ve ben daima kalbimi kurtarmanın yolunu aradım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



184. "Genceciktik cepheye gittiğimizde. Çocuktuk. Savaşta boyum bile uzamış. Annem ölçtü evde... On santimetre uzamıştım..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



185. "Nefrete ayrı, sevgiye ayrı kalbimiz yok ki.
İnsanın tek kalbi var ve ben daima kalbimi
kurtarmanın yolunu aradım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



186. "İnancınızı kaybettiğinizde, inançsız kaldığınızda, artık bir şeyin parçası olmaktan çıkar, sadece iştirakçisi olursunuz, artık sebebiniz yoktur."


- Çernobil Duası



187. "Öldürmek zor... Ölmekten daha korkunç."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



188. "Şimdi Kırım' da oturuyorum. Burada her yer çiçekler içinde, her gün pencereden denize bakıyorum ama ne fayda _ acıdan bunalıyorum, yüzüm hâlâ kadın yüzüne benzemiyor. Her günüm gözyaşı, her günüm acı. Anılara gömüldüm kaldım.

/ Ksenya Sergeyevna Osadçeva, er, sorumlu hemşire"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



189. "***

Vatansız insan bahçesiz kalmış bülbüldür.

***"


- İkinci El Zaman



190. "Nefrete ayrı, sevgiye ayrı kalbimiz yok ki. İnsanın tek kalbi var ve ben daima kalbimi kurtarmanın yolunu aradım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



191. "Genceciktik cepheye gittiğimizde. Çocuktuk. Savaşta boyum bile uzamış. Annem ölçtü evde... On santimetre uzamıştım..."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



192. "Nefrete ayrı, sevgiye ayrı kalbimiz yok ki.
İnsanın tek kalbi var ve ben daima kalbimi
kurtarmanın yolunu aradım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



193. "İnancınızı kaybettiğinizde, inançsız kaldığınızda, artık bir şeyin parçası olmaktan çıkar, sadece iştirakçisi olursunuz, artık sebebiniz yoktur."


- Çernobil Duası



194. "Öldürmek zor... Ölmekten daha korkunç."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



195. "Can the war films be colored? Everything was capbar. The color of alone was one of the blood. A single blood red..."


- The Unwomanly Face of War



196. "Anımsamak hoşuma gitmiyor... Hoşlanmıyorum hatırlamaktan."


- Son Tanıklar



197. "Öyle hemen sona ermedi savaş... Dört yıl deyip geçiliyor. Dört yıl boyunca mermi yağdırdılar bize... Peki ya unutmak; o ne kadar sürdü?"


- Son Tanıklar



198. "İnsan insanı öldürür, mermi değil."


- İkinci El Zaman



199. "Hayat sıkıcı hale geliyor. Ve insanlar sonsuz bir heyecanın ürpertisini duymak istiyor…"


- Çernobil Duası



200. "***

Şimdi her yerden aynı şeyi duyuyorum: Yaşam bir mücadele, güçlü zayıfı ezer, bu doğanın yasası.

***"


- İkinci El Zaman



201. "Bu kitabı okuyanlara acıyorum, okumayanlara da."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



202. "İnsan insanı öldürür, mermi değil."


- İkinci El Zaman



203. "Yüz kere ölüp de hayatta kalmayı nasıl başardım? Bilmiyorum..."


- Son Tanıklar



204. "Ağlamak yasaktı. Ağlayan olursa onu hemen öldürüyorlardı. On altı, on yedi yaşındaki çocukları taradılar. Ağlamışlardı çünkü.
O kadar gençti ki hepsi... Henüz ne damat olabilmişlerdi, ne de asker..."


- Son Tanıklar



205. "Öldürmek zor… Ölmekten daha korkunç…"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



206. "Kendimi bildim bileli hayatımın mutlu anlarında ağlarım ben."


- Son Tanıklar



207. "Tarih; fikirlerin hayatıdır. İnsanlar yazmaz, zaman yazar. İnsanın doğrusu ise kendi şapkasını astığı bir çividir."


- İkinci El Zaman



208. "***

Halk komünistleri kovunca harika bir dönem başlayacağını sanıyordu. Cennet hayatı. Özgür insanlar yerine bunlar geldi. Milyon ve milyarlarıyla bunlar.. Gangsterler!

***"


- İkinci El Zaman



209. "***

Çorapları karneyle verdikleri zaman, babam ağladı: “SSCB’nin sonu demek bu.” Hissetmişti..

***"


- İkinci El Zaman



210. "Duygular baştan yapılanıyor... Alışıldık teselli cümlelerinin yerine bir doktor, ölmekte olan adamın eşine şöyle diyor: " Ona yaklaşamazsınız! Onu öpemezsiniz! Ona dokunamazsınız! O artık sizin sevdiğiniz insan değil, bir nesne, etkisiz hale getirilmesi gereken bir nesne." Bu noktada Shakespeare de geri çekiliyor. Muhteşem Dante de. Yanına yaklaşmak ya da yaklaşmamak. Öpmek ya da öpmemek. İşte bütün mesele."


- Çernobil Duası



211. "***
Her hayvan insandan korkar. Hayvana elini sürmezsen, önünden geçer gider. Eskiden ormanda insan sesi duysan, ses doğru koşardın, artık insan insandan kaçar oldu. Tanrı beni ormanda bir insana rastlamaktan korusun!
***"


- Çernobil Duası



212. "***
Herkes zeki olsa, aptallık kimlere kalacaktı, değil mi?
***"


- Çernobil Duası



213. "Değişmeye başlamıştı; her gün başka bir adam çıkıyordu karşıma. İçindeki yanıklar dışına yansıyordu artık... Ağzına, diline, yanaklarına. Başta yaralar ufaktı, sonra büyüdü hepsi. Ağız boşluğundaki mukoza katman katman soyuldu, bembeyaz zar halinde. Yüzünün rengi... bedeninin rengi...mavi oldu...kırmızı oldu...griye çalan kahverengi oldu... Ama tüm o halleriyle bana aitti, her haliyle benim sevdiğim adamdı. Bunu anlatmak mümkün değil! Yazmak mümkün değil! Ve de buna dayanmak. Ayakta kalmamı sağlayan tek şey, tüm bunların çok hızlı gerçekleşmesiydi; ne düşünecek vaktim oldu ne de ağlayacak."


- Çernobil Duası



214. "Kime karşı zafer kazanacaktık? Atoma karşı mı? Fiziğe mi yoksa? Ya da kainata? Bizim kültürümüzde zafer, bir olay değil, bir süreçtir."


- Çernobil Duası



215. "Cayır cayır yanan tank mürettebatı, Grozni’de tanklardan kürek ve tırmıklarla kazınıyor. Sadece bedenlerinden geriye kalan kısımlar tabii... Ve aynı esnada devlet başkanı ve onun generalleri dua ediyor. Bütün ülke, bunu televizyondan izliyor..."


- Çernobil Duası



216. "Genç bir doktor konuşmuştu...
Konuşmasının başında Hipokrat yeminini okudu ezberden... Sonra, üzerlerine “gizli” ya da “çok gizli” damgası vurularak radyasyon kaynaklı hastalıklarla ilgili verilerin nasıl hasıraltı edildiğini anlattı. Tıp ve bilim siyasete alet olmuştu..."


- Çernobil Duası



217. "Ağlamak yasaktı. Ağlayan olursa onu hemen öldürüyorlardı. On altı, on yedi yaşındaki çocukları taradılar. Ağlamışlardı çünkü.
O kadar gençti ki hepsi... Henüz ne damat olabilmişlerdi, ne de asker..."


- Son Tanıklar



218. "Tarih; fikirlerin hayatıdır. İnsanlar yazmaz, zaman yazar. İnsanın doğrusu ise kendi şapkasını astığı bir çividir."


- İkinci El Zaman



219. "“Hayatta kimseyi annem kadar sevmedim...”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



220. "İnsanlarla paylaşamadığım için kendime saklardım bazı şeyleri."


- Son Tanıklar



221. "Seni şu dünyada kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum."


- Son Tanıklar



222. "Yüz kere ölüp de hayatta kalmayı nasıl başardım?"


- Son Tanıklar



223. "Korkuyorum mutluluktan. Mutluluk her an sona erecekmiş gibi geliyor bana."


- Son Tanıklar



224. "En önemlisi manevi çalışma... Kitaplar... Bir giysi yirmi yıl giyilir, iki palto hayat boyu yeter, ama Puşkin olmazsa ya da Gorki'nin tüm eserleri olmazsa yaşamak imkansızdır."


- İkinci El Zaman



225. ""Eski hayatından hemen vazgeçmen zordur. Sadece kalbin değil, tüm bünyen direnir.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



226. "Her Şeye Rağmen

"Hayat Devam Ediyor.""


- Çernobil Duası



227. "Daha sonra bir işa­ret olduğunu fark ettik, eğer bir kentte serçeler ve güvercinler varsa, insanlar da yaşayabilirdi."


- Çernobil'den Sesler



228. "En önemlisi manevi çalışma... Kitaplar... Bir giysi yirmi yıl giyilir, iki palto hayat boyu yeter, ama Puşkin olmazsa ya da Gorki'nin tüm eserleri olmazsa yaşamak imkansızdır."


- İkinci El Zaman



229. ""Eski hayatından hemen vazgeçmen zordur. Sadece kalbin değil, tüm bünyen direnir.""


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



230. "Her Şeye Rağmen

"Hayat Devam Ediyor.""


- Çernobil Duası



231. "Daha sonra bir işa­ret olduğunu fark ettik, eğer bir kentte serçeler ve güvercinler varsa, insanlar da yaşayabilirdi."


- Çernobil'den Sesler



232. "“Yuva, içinde yaşayan insanlardan büyük bir şey, evin kendisinden de büyük. Öyle bir şey ki... İnsanın yuvası olmalı...”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



233. "Ben hep inandım... Stalin'e inandım... Komünistlere inandım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



234. "Ölüyorlar, ama kimse onlara gelip de bir şey sormuyor. Neler yaşadığımızı kimse sormuyor... Neler gördüğümüzü... Ölümü dinlemek istemiyor insanlar. O dehşeti duymak istemiyorlar... Ama size sevgiden bahsettim ben... Nasıl sevdiğimden..."

Lyudmila İgnatenko
Ölen itfaiye erlerinden
Vasiliy Ignatenko'nun eși"


- Çernobil Duası



235. "***

Nasıl bir özgürlük? Bizim insanımıza özgürlük, maymun için gözlük neyse o.

***"


- İkinci El Zaman



236. "***

Önce Almanlar çok kibirliydi. Avrupa’yı yenmişlerdi artık. Paris’e girmişlerdi. İki ay içinde SSCB sorununu çözmeyi planlıyorlardı. Bize yaralı olarak esir düşerlerse, hemşirelerimizin yüzüne tükürüyorlardı. Sargıları yırtıyor. “ Heil Hitler” diye bağırıyorlardı. Ama savaşın sonunda “ Rus, ateş etme. Kahrolsun Hitler!” diyorlardı.

***"


- İkinci El Zaman



237. "***
Radyasyon nedir? Bu konuda kimse bir şey duymamıştı.
***"


- Çernobil Duası



238. "Ben hep inandım... Stalin'e inandım... Komünistlere inandım."


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



239. ""Neden bahsedeceğimi bilemiyorum; ölümden mi, sevgiden mi? Yoksa bunların ikisi de aynı şey mi? Hangisinden bahsetmeliyim?""


- Çernobil'den Sesler



240. "Annem benim bütün dünyamdı. Yegâne gezegenim."


- Son Tanıklar



241. "Neden böylesi acılar düşüyor bizim payımıza, bunu anlamak istiyorum. Ne için bunlar?"


- Çernobil Duası



242. "Doğanın en korkunç düşmanı, insan."


- Çernobil Duası



243. "Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil."


- Çernobil Duası



244. "Kendi eski masallarına,
insanların birbirlerini
ancak silahla öldürebileceğine
inanıyorlar...!"


- Çernobil'den Sesler



245. "“Etrafta bir sürü insan da olsa yalnızsın çünkü insan ölüm karşısında hep yalnızdır.”"


- Kadın Yok Savaşın Yüzünde



246. "Bizler Çehov'un kahramanları gibi şuna inanamayız artık: "Yüz yıl sonra insan mükemmelleşecek! Yaşam mükemmelleşecek!""


- Çernobil Duası



247. "Günümüzde Rusların Tanrı’yı arayış sürecinin alt metni sinsi ve yalancı. Çeçenistan’daki sivil halkın evlerini bombalıyor, az nüfuslu ve onurlu bir halkı yok etmeye çalışıyorlar... Ama beri taraftan da ellerinde mumlarla kiliseleri dolduruyorlar..."


- Çernobil Duası



248. "Ülke, iktidardakilerin ülkesi, insanların değil."


- Çernobil Duası



249. "Kendi eski masallarına,
insanların birbirlerini
ancak silahla öldürebileceğine
inanıyorlar...!"


- Çernobil'den Sesler



250. "Ölüm dünyadaki en adil şeydir. Kimse ondan kaçamaz. Toprak herkesi alır -iyisini, kötüsünü, canisini, günahkarını. Dünyada bunun dışında da adil olan bir şey yok."


- Çernobil'den Sesler

Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: