Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Süt Lekesi - Esra Ezmeci | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Süt Lekesi Kitap Bilgileri


Yazar: Esra Ezmeci
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 29 dk.
Sayfa Sayısı: 264
Basım Tarihi: Haziran 2020
İlk Yayın Tarihi: 2018
Yayınevi: Destek Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786053114772
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Süt Lekesi Kitap Tanıtımı


Her insan lekeli midir?



Ne zaman bulaştı bu lekeler bize?



Habil ile Kabil zamanında mı?



Bir yara mıdır bu leke, bir nişan mıdır yoksa?



Masum, saf ve temiz olarak dünyaya gözlerini açan insanoğlu, neden bu dünyayı yaşanmaz kıldı?



İnsan kötülükle mi doğar, sonra mı kötü olur?



Bir bebek, başka bebeği gördüğünde neden rahatsız olur, neden onu tırmalar, canını yakar?



SÜT LEKESİ insanın içsesi olmaya aday bir roman. Kimseye söylemediklerimize, yalnızken kendimize bile fısıldayamadıklarımıza, aklımızdan bile geçiremediklerimize ışık tutuyor.



Acı içinde kıvranırken gelen mutluluğu, karanlık içinde boğulurken yanan ışığı, çaresizlik içinde debelenirken yanı başınızdaki çareyi göreceksiniz.



Sadece iyiyi ve güçlüyü değil, kötüyü ve zayıfı da anlayacak, önyargılarınızdan rahatsız olacaksınız.




Süt Lekesi Kitaptan Alıntılar


1. "Bir insanı tanımak için nasıl konuştuğuna, başkaları için ne söylediğine, öfkelenince ne yaptığına, ne seyrettiğine, ne okuduğuna bakın. Bunlar onun iç dünyasının en önemli aynalarıdır."




2. "-Dayanamam dediklerine dayandığında büyüyorsun.-"




3. "Dünya çok garip değil mi? Bütün insanlar birbirini dinliyor ama anlamıyor."




4. "" Acımak öyle mi ? Acımak, affetmek ne biliyor musun ?
Bunlar, enayilerin ve aptalların yapacağı şeyler ve ben bir aptal değilim. Kimse merhameti hak etmiyor. ""




5. "-Sorunun ne olursa olsun, sınırsız da çözüm yolu olduğunu bil. Yeter ki sen çözüm yollarını görmeyi iste ve kararlı ol."




6. "Yalnızlık uzun vadede insan doğasına aykırıdır.
Kişinin potansiyelini azaltır, verimini düşürür,
" Sevmekten korkma...""




7. "Bir insanı tanımak için nasıl konuştuğuna, başkaları için ne söylediğine, öfkelenince ne yaptığına, ne seyrettiğine, ne okuduğuna bakın. Bunlar onun iç dünyasının en önemli aynalardır."




8. "Kusursuzluk, herkesin ulaşmak istediği bir şeydir.
Fakat insanın kusurları, çoğu zaman bir alanda iyi olana ulaşmak için bir neden ve güç oluşturur.

Çatlak yoksa ışığın girebileceği bir alanda yoktur."




9. "Affetmek yapılan bir hatayı unutmak değildir. Yapılan hatanın sizde yarattığı acıdan kurtulmak için adım atmaktır. Affetmek, o kişiyle ilişkinize devam ettirmeniz gerektiği anlamına gelmez. Bundan sonraki hayatınıza onsuz devam edecek olsanız da ona karşı hissettiğiniz ve olumsuzluğuyla içinize kadar işleyen o boğucu hissiyatı üzerinizde taşımamak ve özgürleşmek için affetmek gerekir."




10. "Sadakat gri olmaz; ya siyahtır ya da beyaz.
Çok sevdiğinizi söylediniz birini aldatmanın, çok sevdiğinizi söylediğiniz birini dolandırmakdan pek bir farkı yoktur.
İkisi de bir hata değil, size güvenen birinin kalbini bile bile kırmayı göze aldığınız bir seçimdir."




11. "“Nasıl olsa gitmez”diye yaptığın herşey,
birgün “keşke dönse” lere dönüşür."




12. "Güzellik her şeyi gizleyebilir mi?"




13. "Sadakat gri olmaz;
Ya siyahtır ya da beyaz...!"




14. "Bazen nefret ediyor olmanın, bir insanı daha da tutsak haline getirdiğini düşünüyorum. Affedememek belki de hapishanede kalmak gibi bir şey. Affetmek, kırgınlığın, kızgınlığın, incinmişliğin tutsaklığından özgürlüğe çıkmaktır. İnsan önce kendini affetmeli, çünkü başkasına kızarken, haksızlığa uğradığında, mutsuz hissettiğinde aslında kendini de hapsediyor. Başkalarından nefret eden bir insanın kendinden nefret etmemesi mümkün değil. Mutsuzluğa, nefrete, çaresizliğe, sevmemeye, sevilmemeye tutsak oluyor. Affetmek aslında kaybettiğiniz gücü bir anlamda yeniden kazanmaktır. Affettiğinizde bir nefrete son verirsiniz ama hayatınızın daha sağlıklı ilk dönemi başlar. Geçmişten alacağınız dersi alın ve geçmişi öldürün çünkü geçmiş zaten ölüdür."




15. "Dünya çok garip değil mi?
Bütün insanlar birbirini dinliyor ama anlamıyor."





Süt Lekesi Kitap İncelemeleri


Geçmiş ve özellikle çocukluk travmalarımızın aslında hayatımızda ne kadar önemli bir yer edindiğine değinen psikolojik bir kitap.

Bu travmalarımızla yüzleşmeyip çözüme ulaştırmadıkça onları kabullenmedikçe bizimle beraber hayatımızın her anında var olmaya devam edeceğini,alacağımız her kararı,yapacağımız her tercihlerimizi,kuracağımız arkadaşlıkları, seveceğimiz ve hayatımıza alacağımız insanı etkileyeceğini, hayatımızın en temelinde yer edindiğini, sorunun bizde değil de durumu görme ve bakış açımızda olduğunu, anlatan bir kişisel gelişim eseri.

Kabullenmek sorunun yarısını çözmek demektir. Diğer yarısı ise yüzleşmek ve bakış açısıyla tamamlanmasıdır. Her sorunda kendimizi haksız ve sorunlu görürsek hiçbir problemimiz çözülmez aksine büyür. Ve bu da kişinin kendisini sorunlu bir birey olarak hissetmesini neden olur. Buradaki kilit nokta duruma objektif bir açıdan karşılaştırma yapmadan, kendimizi suçlamadan veya bir suçlu aramaktan önce mevcut duruma bakabilmektir.

Kişinin en iyi psikoloğu iç dünyasındadır aslında yalnızca bunu görebilmek gerekiyor. Tabi ki uzman kişilere danışmak gerekebiliyor ancak burada demek istediğim, kendi travmalarınızı hem yaşayıp hemde tanık oluyorsunuz. Çözümde kendi içinizde aslında. Bu tıpkı bir davanın hem avukatı hemde hakimi olmak gibi bir duruma benziyor diyebiliriz.




Ne alakaya maydanoz gel bize bazı bazı ben annemi çok severim geldi 23 nisan :D
Hani bir kitap saçma olur da bu kadar mı olur ? Bakınız efendim bu kitabın 196. basımını okudum ve belki de yeni basımları geliyordur. Popüler kültür dediğimiz olay neticesinde bu kadar basım yaptığına inanıyorum yoksa içi boş kitabı okumak vakit kaybından başka bir şey değil maalesef. Kişisel gelişim desen değil başarı öyküsü desen değil ne olduğu belli olmayan bir şey işte.

Bilinen şeylerin tekrar tekrar okuyucuya farklı başlıklar altında okutulmasına karşıyım ama dedim ya popüler kültür sayesinde bu kitap çok satanlarda. Tencere tava hep aynı hava :) bu kitabın okumasını asla tavsiye etmem okuyan olduysa da artık geçmiş olsun vaktiniz çöp. Şimdi diyeceksiniz ki sen neden okudun ? Arada böyle saçmalıklar okuyorum ki, kaliteli kitabın ne demek olduğun öğrenebileyim. Eğer çok sevdiğim bir kitap olsaydı zaten 59 günde bitirmezdim. Benim bir kitaba verdiğim maksimum ömür 5 gün eğer o süreyi geçiyorsa o kitabın benim için pek değeri olmuyor sadece aa surda ne yazıyordu bir bakayım olayına dönüşüyor.

Emeğe saygım elbette sonsuz ve saygısızlık da yapmam istemem ama gerçek bu çok vasat bu eser. Esra Ezmeci yi tekrar okur musun derseniz asla. Bence psikologlar roman vs. yazmasın. Kendi alanları üzerinde inceleme yapıp paylaşsalar toplum ve psikolojiye merakı olan okuyucular için daha yararlı olacaktır.

Okumanız bol olsun.




Merhabalar değerli okurlar,
Bugün ilk incelememi, görüşlerimi belirtmek için buradayım.
İlk önce şunu belirtmek isterim ben Esra Ezmeci'nin kitaplarını ilk aldığımda içimdeki psikoloji merakımı artıracağını düşünmüş ve büyük beklentiler içinde ilk kitabını okumuştum.("Kararı Ben Veririm ") Kitap bitince gerçekten bu mu dedim ya onca emek, kariyer, birikim boşuna mı hiç beğenmedim hata vakit kaybı olarak gördüm. Elimde 5 kitabı da vardı 2.kitabını açıp okumak istedim .Ne de olsa herkes ikinci şansı hak eder ve bi nebzede olsa şansı verdiğim için pişman olmadım "Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever" kitabıydı okuduğum 2.kitabı. En azından uzmanlaştığı bölüm adına bir şeyler sunabilmişti okuruna. Araya kitaplar sıkıştırdım ve en son 3.kitabı "Süt Lekesi" ni okudum. Bu kitap itiraf etmeliyim ki sürükleyiciydi ve sürükleyici oluşu ona puan kazandırmıyordu gözümde.Kitap bitince yaz dizisi biter gibi bir tad aldım ve buda açıkçası üzdü beni. Biraz edebi şeyler aradım,biraz merak uyandırmasını istedim ama ip uçları oldukça açıktı ve okur en baştan kimin kim olduğunu anlayabiliyordu en azından ben anladım...
Saygı duyuyorum emeklerinden dolayı tamamen kötü diyemem ama beklentimi karşılamadı sanki tecrübeleri demlenmeden yazar olmak istemiş, kalemine de yansıtmıştı.
Teşekkürler.




Bir psikologa yakışır bir kitap mı? Evet, farklı birçok hastalık tanımlayıp anlatmış, araya kişisel gelişim mesajları vermiş, bunları yaparken akıcı bir dil kullanmış ve çarpık bir romantizm ile entrikaları harmanlamayı ihmal etmemiş.
Bir edebiyatçıya yakışır bir kitap mı? Hayır, öncelikle kitap gerçekçi gelmiyor. Karakterlerin hepsi başarılı varlıklı insanlar ama maalesef geçmişlerinde şok edici birtakım olaylar yaşamış. Ne tesadüf bunların hepsi bir şekilde birbirini buluyor, derken aslında tesadüf olmadığı ortaya çıkıyor, çok şaşırdık değil mi? Karakterler tek tek kurgulanmış ve bir asistanın hocasına sunacağı şekilde verilmiş, sonra da hastalıkla alakalı bilgi verilmiş. Başlarda göze batmayan bu durum hikayedeki her karakter için aynı şekilde yapılınca yazarın bu konuda donanımsız olduğunu fark ediyorsunuz. Okuyucu karakterleri ayrıntılardan keşfetmek yerine al bu da böyle bir psikolojisi bozuk karakter deniyor. Bununla birlikte devamlı her şey yazarın istediği şekilde gidiyor, bunu karakterlerin hiçbir şeyi sorgulamadan onaylamasından anlıyoruz. Kitabı 200'lere kadar ne olacak diye okurken devamında bir şeye bağlamayacak mı diye okudum, ve öyle bir son ki akıllara zarar; çünkü baya bildiğiniz sizi aptal yerine koyuyor. Sonu ile alakalı spoiler vermek istemem ama yeni bir Gülsen Budayıcıoğlu gelir mi, göreceğiz.




Esra Ezmecinin birçok kitabını okuyan biri olarak şunu rahatlıkla diyebilirim kitabın yazarın ilk kitabı olduğu çok bariz. Kurgu çok zayıf ve konusu da saçmaydı açıkçası kitapta tek beğendiğim kısım güzel sözlerin bulunmasıydı.

Özetlemek gerekirse bir psikoloğun hayatını anlatıyor. Kendisi ve çevresindeki insanların travmaları nedenleri ve bunların nasıl onları etkilediği söz konusu. Psikolojik bir çalışma için grup terapisi yapıyor gibi gözükse de aslında mesleğini ihlal edip kendi için çevresindeki insanların hayatını mahveden insanları seneler sonra bir araya toplayıp kendi kafasında oluşturduğu soru işaretlerini yanıtlamaya çalışan normal gibi gözüken ama özünde çoklu kişilik bozukluğuna sahip psikologun grup terapisi serüvenini anlatıyor.

Kitabın yarattığı algı da toplum açısından çok sıkıntılı. Herkesin hataları mevcut evet ama bunlar öyle basit hatalar değil, yanlış demek daha doğru olur bunlara. Kitapta da herkes özünde yaptığı kötülükleri geçmişi, çocukluğunda yaşadığı travmalar sayesinde yapıyor imajı veriliyor. Özellikle kitabın sonunda psikolog olan Ezgi'nin annesini öldürmek için (sırf geçmişinde ona iyi davranmadığı için) yaptığı hareketler hatta kendine çoklu kişilik bozukluğu tanısı verdirmesi dehşete düşürdü açıkçası. Yani bi kitabın sonu ancak bu kadar saçma ve alakasız bitirilebilirdi hiç beğenmedim.

Yazarın diğer kitapları çok güzel psikolojik tahlilleri içeriyordu bu yüzden çok heyecanla başlamıştım kitaba açıkçası hayal kırıklığına uğrattı.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: