Suskunlar Kitap Bilgileri
Yazar: İhsan Oktay Anar
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 37 dk.
Sayfa Sayısı: 269
Basım Tarihi: Aralık 2021
İlk Yayın Tarihi: Ekim 2007
Yayınevi: İletişim Yayınevi
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9789750505386
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Suskunlar Kitap Tanıtımı
Eflâtun rengi hayaller kuran bir "suskun"un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce... Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin "gerçekliği"nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek.
Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin "nefesini üfleyen" ve ona "can veren" bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü... Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri... Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anar'ın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır.
Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi.
"Suskunlar"ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de "suskunlar"dan biri olacaksınız...
Suskunlar Kitaptan Alıntılar
1. "Sevilmemek, ölüm kadar korkunç gibiydi."
2. "... umutlarını çoktan kaybeden bu zavallıların, biriktirdikleri dertlerinden başka sermayeleri yoktu."
3. ""Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.""
4. ""Kin şeytanın kahkahasıdır,""
5. "Gözün vazifesi sadece görmek değil, hakikat'i görmektir. Hakikat'i gören bir göz, artık başka bir şeyi göremez."
6. "Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu."
7. "Aslında parada pulda pek gözü yoktu. Çünkü gönlü zengin biriydi."
8. "Kur'an-ı azimüşşan akıl sahibi olan insanlar için nazil oldu. Benim için! Sizin için! Onlar için! Herkes için!"
9. "Aklı reddetmek hakikati, hakikati reddetmek ise Hakk’ı reddetmektir."
10. ""Kin şeytanın kahkahasıdır.""
11. "Aşkım, benim kanatlarımdır. Cennete gideceksem eğer, bu kanatlarla yükselirim."
12. "Yüzünden iyilik akan birinin, daima sahtekarın teki olduğuna inanırdı."
13. ""Kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür. "
Mevlana"
14. ""Kin şeytanın kahkahasıdır.""
15. "Sessizliği sessizce dinleyerek....
Sustu.Belki de susmak,gerçeği anlatmanın tek yoluydu."
Suskunlar Kitap İncelemeleri
"Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu."
, yıllar önce başlayıp, yarım bıraktığım ender kitaplardan biri. Her şeyin bir zamanı olduğu gibi her kitabın da bir zamanı var galiba. Bu defa kitabı okudum ve iyi ki de okumuşum.
modern çağın masalcısı olarak biliniyor. Yazar özgün dili, muhteşem kurgusu, güçlü hayal gücü ve mizahi ögeleri ustaca kullanımıyla sizi kitaba bağlıyor.
Yazarın daha önce,
kitabını okumuştum ve hayran kalmıştım. Suskunlar da bir o kadar hayranlık verici.
Kitap, musiki makamı olan üç bölümden oluşuyor. Kitabın giriş bölümünde anlamadığınız kelimelerin fazla olması sizi korkutmasın, ilerledikçe kitap size kendini açıyor. Kitabı okurken, adeta Osmanlı dönemine gittim, mevlevihaneleri gördüm. Kalın Musa karakteri ile güldüm, İbrahim Dede karakteriyle düşündüm, Eflatun karakteri ile sokakları gezdim.
Kitabın başında birbirinden bağımsız gibi gelen kişiler kitabın sonunda birbirine bağlanıyor. Yine Puslu Kıtalar Atlası gibi etkileyici bir sonla bitiyor.
Sizin de doğru zamanda bu kitaba rastlamanızı umuyorum.En beğendiğim birkaç satırı da ekleyip bitireyim.Keyifli okumalar.
"Sevilmemek, ölüm kadar korkunç gibiydi."
"Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı."
Kulübümüzde Şubat ayında okuduğumuz kitap sayesinde yazarla tanışmış oldum. İlk defa okuyacağım için nötrdüm. Bitirince yazara karşı pozitif bir iz kaldı.
İlk olarak dilinden bahsetmek istiyorum. Genelinde akıcı, yormayan bir dili olsa da bazı bölümlerde eski kelimeleri kullanmış. Birkaç yerde sözlüğe bakma gereği duydum. Ama dediğim gibi bunlar sürekli değiller. O açıdan okuma bütünlüğünü bozmuyor. Bir de kitapta bolca musiki makamlarından bahsetmiş. Bahsetmiş demek hafif kalır gerçi baya musiki üzerine yazılmış bir eser diyebilirim. Bu konuya ilgiliyseniz sorun yok ama musiki bilginiz azsa bunlara da bakmanız gerekebilir. Mekan ve karakter betimlemeleri harikulade olsa da ben çok detay betimleme sevmediğim için biraz yoruldum o kısımlarda.
Anladığım kadarıyla 17-18 . yüzyıllarda Osmanlı döneminde geçen olayları kurgulamış. Bunu bolca sembollerle donatıp, zıtlık barındıran karakterlerle yoğurmuş. Karakter fazlalığı dikkatli okumayı gerektiriyor, bunu da belirtmem lazım. Kahinler, hayaletler, katiller bazı ilgi çekici karakterler. Bunlar arasında kalbinin sesini dinleyip bir arayışa giren Eflatun karakterinin yolculuğu insana dair çok şeyi özetlemiş. Yalnızlaşma, toplum duyarsızlığı gibi. Akışta birbirinden bağımsız görünen olayları kitabın sonunda birbirine bağlamayı başarmış.
Genel olarak bazı bölümlerde dikkat gerektirip sözlüğe bakma ihtiyacı duyursa da ben başarılı buldum.
#OkudumBitti
#Suskunlar
#İhsanOktayAnar
#İletişimYayınları
Yazarın daha önce Puslu Kıtalar Atlası'nı okumuştum,ikinci kitap Suskunlar oldu. Ne Suskunlar ama adeta kelimelerle dans ediyor İhsan Oktay Anar. Modern masal anlatıcısı adının hakkını veriyor.
Sizi oradan oraya savuruyor kitap. Dümdüz giderken birden duvara tosluyorsunuz. Hayal mi gerçek mi düş mü, ne ola ki bunlar?
"Eflatun rengi hayaller kuran bir " suskun" un sözleridir bu roman. "
Kitap müzikte makam olan Yegah, Dügah, Segah adlı üç bölümden oluşmakta. Her bir bölüm farklı isimlerden oluşsa da hepsinin birbiriyle bağlantısı var. 17. yüzyılda İstanbul'da geçmektedir olaylar.
Kalın Musa(cimri, aldığı emekli maaşını bile ailesinden saklar, kardeşine yıkılır), meyhane işleten kardeşi muhayyer Hüseyin, oğlu Veysel, torunları Davut ikizi Eflatun. Ailenin tamamı müzikle uğraşmakta.
Eflatun dilsizdir, kulağına sürekli bir ses gelir, ses onu çağırmaktadır. Bulunduğu yerden çıkıp sesin geldiği yöne gitmeye çalışır, bu yolda başına neler neler gelir.
Bir de güzeller güzeli Neva vardır, gören göz aşık oluyor. Onun uğruna besteler yapılıyor, musiki adamları öldürülüyor.
Bu kitap anlatılmaz okumanız gerekir. Bazı yerlerde eski Türkçe kullanılsa da anlam bütünlüğü bozulmuyor. Su gibi akıp gidiyor.
Bu eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın sevgili arkadaşlar.
Puslu Kıtalar Atlası adlı kitaptan sonra Suskunlar.
Kitaba dair izlenimlerimi yine nasıl anlatacagımı bilemiyorum.Icerisinde bu kadar ceşitlilik olan kitaplar uzerinde düşunceleri toparlamak elbett3 zor.
Karakterler cok ilgi cekici bir kere.Her biri uzerine yeniden bir kitap yazılabilir gibi.Kalın Musa,oglu Veysel,torunlar Davut ve Eflatun,Rafael,Ibrahim Efendi,Cüce Efendi,Asım ve Zahir vs. okurken aklınızı karıştıran ama bütünü düşündügünüzde herbirinin tamamlayıcı karakaterler oldugunu göreceksiniz.
Kitap Osmanlı Döneminin Istanbulunda geçmekte.Yazar öyle guzel tasvirlerde bulunmus ki okurken sokak sokak gezdim Istanbulda, mekan ve karakterler canlandı adeta gözümde.Özellikle Eflatun'un kaçtigı zaman ki anlatılanlar pek cok okurda aynı hissiyati vermiştir eminim.Bu arada değinmeden edemeyecegim Eflatun'un kulaginda ki o esrarengiz sesin sahibini ararken karşılaştıgı insanların ozelliklerinin her biri,üzerine düşünülesi türden.Hepsinin ayrı ayrı kötücül karakterlere sahip oluşu okuyucuyunun dikkatinden kaçmamıstır.
Kitap zaman olarak Osmanlı Döneminde gecmekte dedim ama bu bir tarihi roman değil,kahinleri,ağzindan yılan çıkan Tağut'u ve hayaletleri düşünürsek, fantastik bir kitap demek daha yerinde olur.
Musiki için kitabın kurgusunun yapı taşı diyebiliriz.Aynı zamanda Mevlevilik,tasavvuf,din temaları ile çalgı,eglence ve müzik üzerine insanların zıt düşuncelerini yazarın itinayla kaleme aldıgi satirları Suskunlar'da bulabiliriz.Ben keyif alarak okudum.Ozellikle kitap bittikten sonra uzerine düşununce kitaba dair daha fazla guzel duygular barindirdıgımı söylemeliyim.kitapla ve sevgiyle kalınız
Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu..
*
*
*
*
*
İhsan Oktay Anar; nevi şahsına münhasır, kadri kıymeti hak ettiği kadar bilinmeyen, kalemi üslubu derya deniz olan en kıymetli Türk yazarlarımızdan birisi..
Tanışma kitabım olan Suskunları sevgili Mine Oral ile beraber okuduk
O kadar keyif aldım, kahkahalar attım, derin düşüncelere daldım,bitmesin istediğim harikulade bir kitaptı.
Hele ki müzikle uğraşanlar varsa benim gibi, çok daha ayrı keyif alarak okuyacaktır.
Tasvirleri o kadar kudretli bir yazar ki, ben bu haftamı Osmanlı sokaklarında geçirdim.
Masal dinlemeyen yoktur, ama ben resmen masal izledim :)
O kadar ince latifeler var ki, bir solukta okumak bu kitaba haksızlık olurdu.
Osmanlıca kelimelerin yoğun olmasına rağmen, İhsan Oktay Anar'ın tarzını bildiğimden, bazı kelime oyunları yapması, bilindik kelimeleri isimleri kendince yorumlaması (kendince uydurması :)) o kadar güzeldi ki :) Bayıldım..
7 Kitap yazdıktan sonra, eser yazmayı bıraktığı için bir okuru olarak çok üzgünüm..
Diğer eserlerini kıyamayarak okuyacağım..
Dünya edebiyatı içerisinde yüzen sevgili entel(!) kitlenin, biraz da bu kıymetli üstadlarımızı okuyarak onlara hak ettiği değeri vermelerini temenni ediyorum.
İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası kitabıyla yetinilmemesi dileğiyle..
Alkışlar..
3000 kere..