Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için:

Sultanı Öldürmek - Ahmet Ümit | Detaylı Ücretsiz Kitap İncelemesi

Sultanı Öldürmek Kitap Bilgileri


Yazar: Ahmet Ümit
Tahmini Okuma Süresi: 14 sa. 58 dk.
Sayfa Sayısı: 528
Basım Tarihi: Nisan 2019
Yayınevi: Everest Yayınları
Orijinal Dil: Türkçe
ISBN: 9786051410135
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak


Sultanı Öldürmek Kitap Tanıtımı


"Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi itham eden kişi bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?"



Ahmet Ümit'in Nisan ayında yayınlanacak romanı Sultanı Öldürmek bu satırlarla başlıyor. Yıllardır aynı kadını bekleyen bir tarihçinin hikâyesi bu. Şahane bir aşk için harcanmış bir ömrün hikâyesi... Serhazinlerin son temsilcisi Müştak Serhazin'in başından geçen dört günlük tuhaf bir serüven. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi? Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mı? Osmanlı devletinin bir imparatorluğa dönüştüğü o zaferler ve ihanetlerle dolu günlere yapılan sıradışı bir yolculuk. Ve bu heyecan verici yolculuk boyunca kulaklardan eksik olmayan o kadim soru: Tarih, geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıkları mı?



"...Ve Sultan Mehmed Han. Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Fatih Sultan Mehmed Han. İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye'yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal varisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni..."



Ahmet Ümit, kusursuz bir kurguyla ele aldığı bu cinayet-aşk-tarih örgüsünde edebiyat okurlarının gözündeki ayrıcalıklı yerini bir kez daha sağlamlaştırıyor.




Sultanı Öldürmek Kitaptan Alıntılar


1. "Etrafı toplamak kolaydı da, kafayı toplamak..."




2. ""Çünkü kadınlar, kendilerine yapılan saygısızlıkları asla unutmaz.""




3. "Kadınlar, kendilerine yapılan saygısızlıkları asla unutmazlar."




4. "Öğrenmenin en iyi metodu dinlemek değil, sormaktır."




5. ""Etrafı toplamak kolaydı da, kafayı toplamak..""




6. "Hayatı ciddiye almayanları, hayat da ciddiye almaz."




7. "Çocuklar için baba sevgisi çok önemlidir."




8. "Aşk şarabını içmeyenler nerden bilsin onun sarhoşluğunu?"




9. "'Direneceğiz, ya kazanırız ya ölürüz. Her ikisi de korkunç yaşamaktan iyidir.'"




10. "Özünde insan hep aynı insandır."




11. "İnsan, tuhaf bir mahluk Müştak bey... Kendisine değer verenden kaçar, eziyet edeni sever."




12. "Bir memlekette namuslu insanlar en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memleket için kurtuluş yoktur."




13. "Hayata bir anlam gerek değil mi?"




14. "“Her cinayet kendiyle kaimdir.”"




15. "İnsan en çok sevdiklerine acı çektirir."





Sultanı Öldürmek Kitap İncelemeleri


Sanırım Ahmet Ümit' in tarihi bu kadar güzel anlattığı başka bir eseri yok. 2. Murat, Fatih Mehmet ve 2. Bayezid' in baba katli teorisi üzerine 2. Bayezid' in Fatihi zehirlemesi teorisi üzerine farklı bir pencereden bakmış. Tarihin gizli kalmış yönlerinin aydınlatılmasının güzel bir talebi Sultanı Öldürmek. Oedipus kompleksi ile baba katli arasında bağ kurmak ister bir yandan Ahmet Ümit. Cevaplarını da okuyucunun yorumuna bırakır.

Tek eleştirebileceğim yanı katilin bu kadar basit biri olması. Normalde yazar katili kitap başında ya da ortalarında okuyucuya tanıtır. Sonlarında da hiç ummayacağınız bir yerden kurban katlini açıklar ve sizleri şaşırtır. Bu kitapta katili sonlarda keşfediyor oluşumuz biraz tuhaf geldi bana.

Okunması gereken kitaplar arasındadır türü sevenine göre...

Sanırım Ahmet Ümit' in tarihe bakış açısını ve tarihi öğretirken sevdirmesi benim en çok hoşuma giden yönü.

Ve diğer kitaplarını okuyanlar da bilir ki cinayetleri araştıran hep aynı kişiler. 6 komser Nevzat serisi vardır fakat seri dışındaki kitaplarında da mutlaka cinayetleri araştıran kişi aynıdır. Mesela Nevzat' ın yardımcıları Ali&Zeynep komserler(sevgili, nişanlı ve yakında evli olacaklar diye tahmin ediyorum yeni bir kitabında)' in birbirlerini tanımadan yani atanmadan önceki hallerini cinayeti araştıran kişiler olarak aktarınca, hikaye kahramanları size yolda rastladığınız tanıdık birileri olarak yansıyor. (:

~~ Keyifli okumalar~~
~~Kitapla kalın~~




Roman, dev gibi bir roman olarak görünse de akıcılığıyla ön planda olan bir kitap. Bilen bilir

dili günümüz Türkçesine yakın anlatımı tarzı düz olan bir yazarımız. Bu yüzdendir ki okunduğunda sizi yormaz. Hocamlarımdan biri şöyle bir yargıda bulunmuştu;

eğer edebiyatımızda bu denli eser yazıp ilk polisiye tarzında yazında yazdığı

kitabını yazmasaydı, günümüzde

polisiye tarzında yazamazdı diye. Haklı buldum çünkü geçmiş yazarlar gelecek yazarların zemini oluşturur. Kitap okudukça yeni tarzlar okumayı âdet edindim. Bu yılki yeni tarzım polisiye oldu. Arada böyle yazılar okumak lazım :)

Kitabın içeriği ise kısaca şöyledir; Ümit’in polisiye eserlerinden farklı olarak postmodern unsurlar içermektedir. Romanına farklı bir tat veren bu unsurlar Müştak Bey kahramanı ile oluşturulur. Müştak Bey, psikolojik rahatsızlıkları olan bir karakterdir. Kendisini olmayan şeylerin içinde boğar. Sevgilisi Nüzhet’i mektup açacağı ile öldürmüştür. Öldürdüğünü hatırlamamaktadır. Müştak Bey yıllar önce aşkta çok haksızlığa uğramış ve saplantılı bir aşık haline gelmiştir. İd, ego ve süper ego izlerini bu romanda izleyebiliriz. Müştak Bey, incinen gururu ve daha birçok sebep için bir cinayet işlemiştir. Başkomiser Nevzat yine bu romanda olayları çözümüne kavuşturmaktadır.
Keyifli okumalar dilerim :)
Kitaplarlar kalın..




Bir aşk ne kadar unutulmaz olabilir? Üç yıl, beş yıl, on yıl? Hiçbiri gerçek bir aşk ömür boyu unutulmaz.
İşte böyle sevmiş bizim profesör Müştak gençlik aşkı Nüzhet'i..

Yirmi bir yıl sonra gelen bir telefonla, eski aşkı Nüzhet'i sesini duyan Müştak eski aşkının yemek davetini kabul eder. Ama güzel bir akşam yemeği yemek ve geçmiş günleri konuşmak için gittiği eski aşkının evinde onu kötü bir sürpriz bekler. 21 yıl önce kendisini terkeden Nüzhet'i cansız bedeni ile karşılarşır.
Üstelik kendisinin hediye ettiği sapında Fatih Sultan Mehmet'in tuğrası bulunan mektup açacağıla. Annesinin ölümden sonra, ara ara hafıza kaybı yaşayan ve kıriz anı gelince de yaptıklarını hatırlamayan profesör Müştak cinayeti kendini işlediğine inanır.
Peki gerçekten cinayeti bizim profesör Müştak mı işledi?

Aralarda da Fatin Sultan Mehmet döneminden bilgiler veren bir roman. Özellikle İstanbul'un fethine en ince ayrıntısına kadar vurgu yapmış yazarımız. II. Murat dönemi 1. Tahta çıkışı, II. Bayezıt'ın tahta çıkışını kaleme almış yazarımız, kaynak göstererek.

Veee tabii ki cinayet denince akla gelen 3 kafadar burada da karşımıza çıkıyor. Başkomser Nevzat, yardımcıları Ali ve Zeynep'le birlikte okunası bir eser olmuş.
"Kızma... Seni gerçekten de seviyorum."
(syf 575)
Keyifli okumalar diler.
Kitap dostlarım




Ve Fatih Sultan Mehmed Han... Mehmed Han oğlu Murad Han oğlu Mehmed Han... İki karanın ve iki denizin hâkimi. Allah'ın yeryüzündeki gölgesi. Kostantiniyye’yi zapt eden padişah. Roma İmparatorluğu'nun doğal vârisi, farklı dinlerden, farklı dillerden, farklı ırklardan yepyeni bir millet yaratma aşkıyla yanıp tutuşan kudretli hükümdar. Uçsuz bucaksız ovalarda at koşturan ordular. Kılıç sesleri, savaş naraları, korku çığlıkları. Ardı ardına düşen şehirler, ardı ardına yıkılan devletler, ardı ardına el değiştiren kaleler. Kırk dokuz yaşında dünyaya nam salmış bir hükümdar. Ve değişmez kader. Akşama kavuşan gün. Ecel şerbetini içen insan. Ve Fatih Sultan Mehmed'in şüpheli ölümü. Ve onun iki şehzadesi. İkiye bölünen saray, ikiye bölünen devlet, hiçbir şeyden haberi olmayan bir halk. Ve iki şehzadenin kanlı boğazlaşması sürerken saray odasında unutulan Fatih Sultan Mehmed Han'ın cansız bedeni...

Yıllardır aynı kadını bekleyen bir adam. Serhazinlerin son temsilcisi Müstak Serhazin. Sahane bir aşk için harcanmış bir hayat. Ve hayatın Osmanlı tarihine adamış hırslı bir kadın... Başarılarla dolu bir kariyer. Sapında Fatih Sultan Mehmed'in tuğrası bulunan mektup açacağıyla öldürülmüş bir tarih profesörü... Bir aşk cinayeti mi Yoksa kökleri "Ulu Hakan"ın şüpheli ölümüne uzanan bir entrika mi Osmanlı devletinin, bir imparatorluğa dönüştüğü zaferler ve ihanetler ile dolu günlerine yapılan sıradışı bir yolculuk Ve bu hevecan verici yolculuk boyunca kulaklarımızdan eksik olmayan o kadim soru: Tarih geçmişte yaşananlar mıdır, yoksa tarihçilerin anlattıklari mı?




Ahmet Ümit'in okuduğum kitapları hiçbir zaman beni şaşırtmıyor. Her seferinde elime "evet yine muhteşem bir kitap okuyacağım." diyerek aldığım kitapları kütüphaneme tekrar yerleştirirken yüzümde bir mutluluk oluyor.

Kitapta polisiye-tarih-aşk-psikoloji gibi farklı türler barınıyor. Genelde yazarın kitapları polisiye türündedir. Elbette ki bu kitap da öyle ancak; kitap Başkomiser Nevzat bakış açısından değil de ünlü tarihçi Müştak Serhizan tarafından anlatılanca tarih yönü ağır bastı dersek yalan olmaz. Kitap Fatih Sultan Mehmet'in babasının ölümünden tahta çıkmasından başlıyor ve İstanbul ' un fethi ile Fatih'in ölümüne kadar ilerliyor. Bu süreç çok güzel anlatılmış. Tarihi sevdiğim için uzun uzun anlatılmış olan bu olaylar beni hiç sıkmadı. En sevdiğim yönü de şuydu ; tarihte kesin hiçbir şeyin olmadığı kitapta net bir şekilde belirtilmişti. Her tarihçi farklı bir bakış açısından bakar tarihi olaylara. Kitabımızda da farklı tarihçiler olduğu için bu olayların hepsini farklı bakış açılarıyla okuduk. Yazarımız bir tezi bize sunuyor, ama bizi ona ikna etmeye çalışmıyor. Farklı tezler de sunarak önümüze sunduğu belgelerle, seçimi bizlere bırakıyor.

Polisiye tarafından bakacak olursak da; heyecan bir an olsun azalmadı. Sonu da oldukça şaşırtıcıydı ancak benim için pek tatmin edici olmadı. Çünkü katili tanımak , iç dünyasına girmek isterdim ancak kitapta böyle bir durum olmadı.

Çok kuvvetli bir tarih-polisiye romanıydı. Kitapta da sürekli belirtildiği gibi tarihimizi bilmemiz bizler için çok önemlidir. Kesinlikle okunması gereken muhteşem bir kitaptı.

Herkese iyi okumalar dilerim.



Tüm kitapları ücretsiz okuyabilir veya indirebilirsiniz! Ayrıca son kitabımız İlahi Rezonans artık raflarda! İncelemek için: