Şule Gürbüz En Beğenilen Sözleri
1. "Güzelce bir piyanosu vardı; ama kafasındaki müzikle parmakları arasındaki fark tüyler ürperticiydi.."
- Kambur
2. ""Devir üstümüze devrildi.""
- Öyle miymiş?
3. "Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
4. "Biz Herakleitos'tan, Pascal'a, Spinoza'dan Heidegger'e, Bergson'dan Augustinus'a, Tanpınar'dan Peyami Safa'ya, zamana, boşluğa, içinde bulunulan dehlize, girişe, çıkışa, katmanlara, içinde yüzülen hale, ani fark edişlere, fark edip çark edişlere, bunların, insanın içinde sessız bir mana alması için sessiz duyuruşlarda bulunan büyük şairlere; Borges'e, Celan'a, Rilke'ye, büyük ustalar Breguet'ye, Şeyh Dede'ye, John Arnold'a, Süleyman Leziz'e, John Harrison'a, Eflaki Dede'ye, George Graham'a ...
İsmini bildiğimiz, bilmediğimiz, bilmemenin ayıbını taşıdığımız, ayıp taşımayı bile beceremediğimiz, gözümüzü açan, fikrimize vuzuh veren yaşamış, üretmiş, çabalamış, yapmış, yaşlanmış, yaşlanamadan yaş ve çağ almış, üzerine düşeni fazlasıyla değil; gelmiş gelecek herkes adına yapmış bu nasipli insanlara çok çok borçluyuz... Hepsine sonsuz şükranlar, selamlar.
Terleyenlere, yorulup tükenenlere, her şey ve herkes adına muztarib olanlara selamlar ..."
- Saat Kitabı
5. ""Akıl ideale varamayınca hicve varıyor..”"
- Kambur
6. "Büyüdüğümü fark ediyordum ama büyümüş halimi ne yapacağımı bilemiyordum."
- Öyle miymiş?
7. ""dünya sana verecek ne dert, ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun.""
- Coşkuyla Ölmek
8. "Bilinen yol, yola bile çıkmamak, evde oturmaktı."
- Coşkuyla Ölmek
9. "Yeni birine kahveyi şekersiz içtiğinizi ezberletene kadar kaç şekerli kahve içeceksinizdir, kim bilir."
- Kambur
10. "_
Devir üstümüze devrildi.
_"
- Öyle miymiş?
11. "“ Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu. “"
- Kambur
12. ""Ben hep yaralı kediler gibi bir köşede kendi kendime iyileşmeyi bekledim.""
- Zamanın Farkında
13. "..yaşamdan iptalimi istiyorum..."
- Kambur
14. "Hiçbir şeyin yetmediği insana kitap yeter mi?"
- Öyle miymiş?
15. "Deli olduğumu mu sanıyorsunuz.
Nereden anladınız?"
- Kambur
16. "Gençken ölmeyen ve ömrünün geri kalanını bu ölüyü sürüklemekle geçirmeyen yetişkin olabilir mi?"
- Öyle miymiş?
17. ""Durmadan ölüyorum yaşayabilmek için.""
- Kambur
18. "Küçükken başımı alır alır giderdim."
- Kambur
19. "İnsan ara sıra evini yakmalı - ve çıkıp seyretmeli."
- Kambur
20. "“İnsan ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli.”"
- Kambur
21. "Bana derler ki : Verenin malı artar.
Ben de derim ki “Malım artsın diye vermek, vermek midir, almaya hazırlık mı ?""
- Coşkuyla Ölmek
22. ""Yaşıyor olma" iştahlarına ve kurulup yeniden devrilen sofralarına çarpmadan durma gayreti demektir.
Başkasını hakkıyla anlamaya gücün yetmezmiş, haksızca anlamaya her zaman yeter gücün varmış..""
- Öyle miymiş?
23. ""...ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam onu kaybediyorum.""
- Kambur
24. "Bu yeryüzü panayırında hiçbir şey yapmadan durmak; sizleri seyretmek uğruna, sürekli para ve değerli şeylerimi veriyorum."
- Kambur
25. "mırıldanır bir kedi gibi köşede -
ne sende yer var
ne ölümde."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
26. "Açıklama olarak "Derdin senin içindedir ama görmüyorsun, şifa senin içindedir ama bilmiyorsun ... " yollu adresler
verilirmiş. İnsan kendi içinde körebe oynarmış. Üç yüz senede bir kişinin gittiği adres, aldığı yol, vasıl olduğu merhale yufkacıyı tarif eder gibi edilir ama börekle aslen kimse ilgilenmez imiş."
- Öyle miymiş?
27. "Tavsiye ettiği kitapları kimse okumuyordu ki,"
- Kambur
28. "Ben kendimi ömrüm boyu, neden bilemem, aslını bilemem, sebeplerini bilemem, bir kusur timsali olarak gördüm.Hep eksik ve kırıktım da tamlanamazdım.Hep yarım ve yanlış anlamadaydım da doğrulamazdım."
- Coşkuyla Ölmek
29. "Kendim, kendimin yanına geçmeye hazırlanıyordum. Önce kendimi bulmam lazımdı. Ara ki bul, nerde, kim, bir ömür aramışsın şimdi mi bulacaksın? Tabii ki şimdi bulacaktım, şimdimi şimdi bulacaktım. Öncekileri de buldum ayırdım, tasnif ettim, tanıdım, ama bir daha pek aynısını kullanmadım. Bildiğimden olsun kullanmadım, usandığımdan kullanmadım. İnsan her durumda kendinden bir oluşanı görür ve onun neticesini tadar. Bunların toplamıdır. Bunların toplamı da bir şey etmeyebilir. Her durumda yeniyi tadamıyor olabilir, yenilgiyi tadamıyor olabilir. Ama bunlar yok değildir."
- Coşkuyla Ölmek
30. "-Kitap başka, hayat başka.
- Öyle mi?
- Öyle.
- Niye?
- Öyle.
- Niye?
- Öyle, öyle.
Deha öyle demiyor, şair öyle demiyor, klasikler öyle demiyor, şömiz cilt öyle demiyor, maroken cilt öyle demiyor,
ağlayan öyle demiyor, ölen öyle demiyor, ölemeyen de öyle demiyor, sırtını dağa yaslayan öyle demiyor, ağacın gölgesindeki öyle demiyor, kendini asan adam öyle demiyor, ter içinde hızlı adımlarla eve dönen kadın öyle demiyor.
- Ama öyle.
Safça bir kuzuyu otlakta yakalamış bir kurt ya da kargaya laf yetiştiren tilki sanki biraz öyle diyor.
- Zaten işi onlar biliyor."
- Öyle miymiş?
31. "“ Güvendiğim tek şey, bir gün ölecek olmam. “"
- Kambur
32. "Tanrı'nın insana karışmaması değil insanın insana karışamaması acı olan."
- Öyle miymiş?
33. "İnsan kendini kime şikayet eder?"
- Öyle miymiş?
34. "- Kendinden bahsetsene.
+Ben de senin kadar biliyorum."
- Kambur
35. "Delirmek suskunlaştırıyordu herhalde, gerçekten delirmek."
- Öyle miymiş?
36. "İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir."
- Coşkuyla Ölmek
37. ""Yerine düşen gül, düşmeyen kül olur.""
- Coşkuyla Ölmek
38. "Kim neyi arıyorsa onun tuzağına da yem oluyordu."
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
39. "Boynuz kulağı geçer, ama duyamaz.."
- Coşkuyla Ölmek
40. "Deli olduğumu mu sanıyorsunuz.
Nereden anladınız?"
- Kambur
41. ""İnsan ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli.""
- Kambur
42. "İnsan şeytan ile uğraşmaktan daha Allah'a hiç sıra gelmedi"
- Öyle miymiş?
43. "Devir üstümüze devrildi."
- Öyle miymiş?
44. "Dönüp yürümeye başladığımda, filmlerin finallerinde olduğu gibi, sırtımda sanki THE END, yazacaktı.
Dönüp baktım; yazmıyordu. Yaşama devam etmek zorundaydım."
- Kambur
45. ""Bir şey hep değilse hiçti.""
- Coşkuyla Ölmek
46. "Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu."
- Kambur
47. ""Deli olduğumu mu sanıyorsunuz?
Nerden anladınız?"
- Kambur
48. "... dönüp yürümeye başladığımda, filmlerin finallerinde olduğu gibi, sırtımda sanki THE END, yazacaktı. Dönüp baktım; yazmıyordu. Yaşama devam etmek zorundaydım."
- Kambur
49. "Durmadan ölüyorum yaşayabilmek için."
- Kambur
50. "Güzelce bir piyanosu vardı; ama kafasındaki müzikle parmakları arasındaki fark tüyler ürperticiydi. İşin asıl kötü yanı, kendini piyano başında olmadığı her yerde piyanist gibi hissetmesiydi."
- Kambur
51. "Bir şey hep değilse hiçti."
- Coşkuyla Ölmek
52. "Akıl ideale varamayınca hicve varıyor."
- Kambur
53. "Ve bir gün başından savmak istediği arkadaşlarını eve davet edip bir sürü hazırlık yaptı. Fincanlar dolusu kahve içildi, bir sürü şey yendi.
Tabaklar boşalıp, artık herkes daha fazla yiyemeyeceğine yeminler edip, kaşıkları fincanlara tersyüz edip koyduktan sonra, kulağının arkasında bir kalem, elinde bir defterle odaya girdi.
Birinin önünde durup, "Üç kahve: 30.000... İki dilim börek: 20.000... Bir dilim kek: 10.000... Üç çeşit kanepe: 12.000... Bir bardak su: 4.000... Tuvalet parası: 1500..." diye yüksek sesle ve ciddi bir ifadeyle hesap yapıp, adisyonu önüne koydu.
Şaka sanıp kıkırdayanların da başına aynı şey geldi. Biri, kekin yarısını yediğini; ısrar edilmeseydi bu kadar yemeyeceğini; böyle bir yer için fiyatların yüksek olduğunu söyleyip itiraz etti. Bizimki odanın ortasına geçip "Hadi çabuk - kapatıyoruz," diye bağırınca, işin şakası kalmadı.
Paraları cebine atıp, arkalarından kapıyı çarparak kapattı. Sonra, aniden tekrar açıp, "Fiş isteyen var mı?" diye bağırdı."
- Kambur
54. "Bir şey yok, anladım, senden bana bir şey yok."
- Öyle miymiş?
55. "Ben yıldızları seyretmeden uyuyamam."
- Kambur
56. "Eksiklik duymayan tamlığı nereden bulacaktı?"
- Coşkuyla Ölmek
57. "ruhum diz çöktü
nasıl durursam durayım."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
58. ""İradem, tutsak olduğumu anlama özgürlüğümdür.""
- Kambur
59. "Hiçbir şeyin yetmediği insana kitap yeter mi?"
- Öyle miymiş?
60. "Bunca sene, bunca yüzyıl nerden geldik, nerden bittik, aslımız ne neslimiz ne diye kıvraşanlar Heidegger'in atma, fırlatma teorisi ile soba gerisinde, kalorifer altında mayalanmış hamur gibi gevşeyip rahatlamışlar. Sanki kimseyi Allah yaratmamış da Heidegger fırlatmış. Herkes mi bu kadar fırlamaymış."
- Öyle miymiş?
61. ""Yarın ya da öbür gün ya da gelecek ay ölecek olsam benim ne derdim olabilirdi ki... Dert yaşamaktır!..""
- Coşkuyla Ölmek
62. "Dışarıdaki hayat birden gözümde çok değersizleşti, pula döndü."
- Coşkuyla Ölmek
63. "İnsan kendini kime şikâyet eder?"
- Öyle miymiş?
64. ""Şunu da yazayım da yatayım bari...""
- Kambur
65. ""Niye unutayım ki? Unutmamak değil unutmaktır acı olan.""
- Kambur
66. "Oysa ben söylediğim her şeyi, yarı yarıya, hem savunmak hem de yerin dibine batırmak istiyorum."
- Kambur
67. "Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
68. "İşte bir pazar günü daha - ne yapacağınızı merak ediyorum doğrusu."
- Kambur
69. "~~~
Peşinden gidemediğin bir şey sana uzaktır, Hüseyin.
~~~"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
70. ""Her şeye ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır.""
- Kambur
71. "İbret azana, hikmet dik başlıya, tedbir miskine, sevgi Allah'a ve uzakta artık çoktan başkasına varmış olana yönelmiş."
- Öyle miymiş?
72. "Güven, güven, güven...
Güvendiğim tek şey, bir gün ölecek olmam."
- Kambur
73. ""Hayat, ne kadar tek kişilikti.""
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
74. "İnsan kendini kime şikayet eder?"
- Öyle miymiş?
75. "Bir günü daha bitirmenin sevincini, yarına başlıyor olmam yarıda bırakıyor."
- Kambur
76. "Kitapları yazanlar ne kadar anlasam da, anlamasam da çevremdeki herkesten başka ve daha güvenilir ve emindiler."
- Öyle miymiş?
77. "Yaşamdan iptalimi istiyorum."
- Kambur
78. "~~~
- "Anne" dedi,
- "Anne bir seni özlüyorum. Şu ne kokusuysa hep senin üstünde var ya, bir onu özlüyorum."
~~~~"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
79. "Acı başkasının ise ders ve ibret, başında ise bela telakki ediliyor."
- Öyle miymiş?
80. "Acı başkasının ise ders ve ibret, başında ise bela telakki ediliyor."
- Öyle miymiş?
81. "İyice derinlere gizlendiği o sene, iç benliğinin gerçek inşaatı başladı. Her beton dökülüşünü, kalas çakılışını, her üstünü sıvayla bir güzel örtüşünü, her kat çıkışını ve katların aralarındaki yüksekliği bizzat gördü, kendi inşaatında amele olarak çalıştı."
- Kıyamet Emeklisi - 2. Cilt
82. "Kimse hâlinden memnun değil ama hâlinden de haberdar değildi."
- Öyle miymiş?
83. "Çocukken insan ne kadar üzüleceğini
bilmiyor"
- Öyle miymiş?
84. ""Sorarım ilgisiz olduğumu söyleyenlere
görmediğim denizlerdeki
balık ölülerinin cenazelerini kim kaldırıyor, diye.""
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
85. "~~□□
İnsan kaderinden daha güçlüdür.
□□ ~~"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
86. "~~
"İçinin sessizliği senin servetindir, onu kaybetme de neyi kaybedersen kaybet!
Zaten başka kayıp da yoktur, hadi bakalım."
~~~"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
87. "Hayran olduğum şairler boş bulunduğum bir an beni arkadan bıçaklayanlardır."
- Kambur
88. "Bana derler ki “ Öyle bir ver ki, sağ elin verdiğini sol elin görmesin, bilmesin.”
Ben de derim ki : Peki bu sağ elleriniz nasıl bu kadar meşhur oldu ?.."
- Coşkuyla Ölmek
89. "Derdi söze hapsedilebilir olan daha dertle tanışmış mıdır ya da o seven, her şeyi alabildiğine seven ama sorulsa neyi sevdiğini söyleyemeyen Fuzuli'nin sarhoşluğuna bir an için yanaşmış mıdır?"
- Öyle miymiş?
90. "Kendim hariç herkese uzağım ve çok kişiyi öldürdüm; kafam cinayetlerle dolu."
- Kambur
91. "kendi halinde ve pek çok şey gibi yarısı saklı."
- Coşkuyla Ölmek
92. ""Ah ilim, ah irfan... Çinde misin, şu ihtiyar kadının dizinde misin, teneffüs zilinin ipinde misin, okul bahçesinin dibinde misin, farz mısın, sünnet misin, domatesli pilavın tutmuş dibinde misin?...
Eski bir otomobil lastiği, süresi dolmuş ilaç şişesi, o şair in durup durup bahsettiği misin ¿.. ""
- Coşkuyla Ölmek
93. "Hiçbir şeyin yetmediği insana kitap yeter mi?"
- Öyle miymiş?
94. "Devir üstümüze devrildi."
- Öyle miymiş?
95. "Her ruhun vatanı var, onu bulmak ve oraya ne kadar çorak ve uzak da olsa gidip yerleşmek, oranın lisanını öğrenmek zorunda, ne denildiğini anlamak, ağıtları çözmek zorunda. Bu yolculuğa çıkmak zorunda, kendi vatanında ölmek zorunda"
- Öyle miymiş?
96. "herkes kendinden çok şey umar, herkes kendinin hayal kırıklığıdır."
- Zamanın Farkında
97. "Herkes kendinin hayal kırıklığıdır."
- Zamanın Farkında
98. ""Akıl ideale varamayınca hicve varıyor,""
- Kambur
99. "Kimse bana bir şey söylemesin. Söyleyemeyeceğimden değil, dinlemeyeceğimden."
- Öyle miymiş?
100. "Herkes kendinden çok şey umar, herkes kendinin hayal kırıklığıdır."
- Zamanın Farkında
101. "Kışın sokaklardaki duman kokusunun isin pasın ve çamurun kederlilere ve yalnızlara iyi gelen yanı bana da pek derinden bilmesem de kıyıdan olsun bir yatıştırıcılık veriyordu."
- Öyle miymiş?
102. "Biraz bir şeyler biliyorum tabii; ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
103. "Beklemek bana, söylemesi hoş değil ama tuhaf ve her taama uymayan bir turşuluk verdi. Kendi kendimin yiyemediğim turşusu oldum. Neyse."
- Coşkuyla Ölmek
104. ""Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim.""
- Kambur
105. "İçimden ben haberdarım, göründüğüm tanıklık değildir, ben bile kendime tanık değilim."
- Kıyamet Emeklisi - 2. Cilt
106. "Biraz bir şeyler biliyorum tabii; ama anlatmaktan korkar oldum. Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
107. "o kedersiz ama heyecanlı hayat hem korumalı hem kendi içinde serbest hayat, annelerin yemeğe çağırışı ve erkenden yatılan huzurlu yatak şimdi bana bakıp bakıp bir şey söyleyemeyeceğim yakınlıkta, o derece içimde ama"
- Öyle miymiş?
108. "Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak."
- Öyle miymiş?
109. "İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir. İnsan öyle büyük bir derttir ki bu büyüklükte bir şeyin kendine sığacağını aklına getirmez de bunu dünyanın, hayatın derdi sayar."
- Coşkuyla Ölmek
110. "Yorgundur... herkes yorgundur bunca sözden sonra."
- Kambur
111. "Deli olduğumu mu sanıyorsunuz?
Nereden anladınız?"
- Kambur
112. ""Neyi anlatsam, onu kaybediyorum.""
- Kambur
113. "Sabah uzun, öğle daha uzun, akşam kısa, gece nihayetsizdir. Çocukluk kısa, gençlik daha kısa, yetişkinlik uzun, ihtiyarlık bir akşam saatidir."
- Öyle miymiş?
114. "Niye unutayım ki? Unutamamak değil, unutmaktır acı olan."
- Kambur
115. "- Vallahi elde edilecek kârın perişanlığı bu memlekette insanı tembelliğe alıştırıyor... Elimde kalır diye elimi sürememekten miskin oldum, miskin!.."
- Coşkuyla Ölmek
116. "Acaba söylesem anlar mısınız?"
- Coşkuyla Ölmek
117. "Her şeyi unutsam bir gün, ama her
şeyi, derdin ne olduğunu, bunadığı halde bir çocuk şarkısını banyoda yıkanırken hatasız söyleyebilen yaşlı bir kadın gibi
hiç ama hiç unutmayacağım."
- Öyle miymiş?
118. "Az azı, zayıf daha zayıfı, fakir fakiri korur kollar ama sevmez , böylece zekatı yine kendine verir, kurbanın budunu evde bırakırmış."
- Öyle miymiş?
119. "Mesafe almak diye bir şey yokmuş, mesafeyi anlamak varmış. Bu bir günde de olabiliyormuş, bir ayda da.."
- Coşkuyla Ölmek
120. "....insanın bildikleri söyleyebildikleri midir? Yoksa bilmek feryat mıdır, bilmek söze mi dökülür göze mi, gözden mi dökülür, bu dökülenler nerdedir, birikir mi, kurur mu?"
- Öyle miymiş?
121. "Herkesin doğumundan itibaren inşa etmeye çalıştığı bir bina vardır. Yığarlar tuğlaları üst üste, yalan yanlış, eğri, fark etmeksizin."
- Kambur
122. "Ne gördüm bugüne dek? Hadi bugünü de sayalım - yarına dek ne gördüm?"
- Kambur
123. "Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
124. "“ Düşler, düşler, en koyusu kendiliğin.”"
- Kambur
125. "Sezmek anlamaktan çok kötü. Anlamak bir, sezmek bindir, anlamak bir müddet içinizde yürür, anladığınızla bir amorf da olsa şekil alırsınız. Sezmek şekilsiz ve hep sancılıdır, her gün yeni bir sancı doğurur."
- Coşkuyla Ölmek
126. "•
"Bakın," dedi sakin bir tavır almaya çalışarak, "dostça biraz sohbet ettik, lütfen bunu durduğu yerde bırakalım.""
- Coşkuyla Ölmek
127. "Şimdi gelse bir peygamber, o daha ağzını açarken birisi tükürük elde etek belde devrin en hikmetli ve güven dolu sözünü söyleyiverir, bu günün soru soran insanının sorusunu, şu hikmetli sorusunu sorar: "Ne diyorsun sen, kime göre,
neye göre? " Ya, peygamberliğin de zamanı var, öyle firavunun yılana çevirdiği asa ile cebelleşirsin de bütün bir geçmişin ve kainatın, Harun'un diline, Davud'un sesine, Eyüp'ün kabuklarına, Yakup'un gözyaşlarının içine baka baka "Kime göre?" diyen devir canlısına ne diyebilirsin?"
- Öyle miymiş?
128. "- Nasıl gidiyor?
- Ne?..
- Ne bileyim; hayat işte. Senin hayat felsefen ne?
- Hayat felsefesi yoktur - hayat vardır. Hayat felsefesi insanın bunu örtbas etmek için uydurduğu sözlerdir.
- İnsanın değil; kişinin...
- Sen kişi misin?
- Galiba
- Kaç kişisin?
- Bilemiyorum; epey olmalı - ya da yoktur böyle bir şey. Ama bazen neşeleniyorum; nedense, durup dururken."
- Kambur
129. "“kim neyi arıyorsa
onun tuzağına da yem oluyordu.”"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
130. ""Devir üstümüze devrildi.""
- Öyle miymiş?
131. "Varsam ve sahi isem işte de ben."
- Coşkuyla Ölmek
132. ""Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu.""
- Kambur
133. "Bir eski filozof demiş ki,” Su kaplumbağası, deniz kenarına bıraktığı yumurtalardan çıkan yavrularının denize doğru yürüyüşlerini, onların arkasından bakarak seyreder. O anlık bakışı ile de yavrularını terbiye eder.”"
- Coşkuyla Ölmek
134. "Hayata yerleştiğimi hiç hissetmedim."
- Coşkuyla Ölmek
135. "Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu"
- Kambur
136. "Neşeler de çerezdir, yaşamın bu acı içkisini rahat içebilmek için."
- Kambur
137. "Sonbahar gelmiş, içinde ömründen sonsuz bir temmuz, ağustos kalmıştı."
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
138. "Anladım ki anlayacak bir şey yok. Anladım ki anlayacak şeylere rast gelmek az iş değil"
- Coşkuyla Ölmek
139. "Akıl gibi ahmaklık da derinleşebiliyormuş."
- Öyle miymiş?
140. "...ne kolay kendinle baş etmek yerine dünyayla ve ötekilerle baş etmeye çalışmak, ne oyalanma."
- Zamanın Farkında
141. "Kendimi kabullenmekte zorlanmadım ama başka da hiçbir şeyi, hiç kimseyi kabullenemedim. Başka bir şeye ait en ufak kabulüm kendi reddim olacaktı."
- Öyle miymiş?
142. "Unutamamak değil, unutmaktır acı olan."
- Kambur
143. "lnsan ara sıra evini yakmalı - ve çıkıp seyretmeli."
- Kambur
144. "Ben hayatta kendime bir yol bulamadım, yapamadım da, mevcutlara giremedim de. Tırmanamadım da, büsbütün aşağı yuvarlanamadım da."
- Coşkuyla Ölmek
145. "Hiçbir şeye hayatım boyunca tahammül etmedim. Ama hayatta olmak her şeye tanık olmayı ve ses edememeyi onu beğenmem zannetti."
- Coşkuyla Ölmek
146. "Her yer insan doluydu, her yer; her bakışsızlığı bir gövde kırıveriyordu."
- Kambur
147. "Sis dağılmaya ve dünya biten bir aşk gibi gerçek yüzü ile ortaya çıkmaya başladığında artık ne şiir yazılabilirmiş ne okunabilirmiş."
- Öyle miymiş?
148. "+Kendinden bahsetsene.
--Ben de senin kadar biliyorum."
- Kambur
149. "İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir."
- Coşkuyla Ölmek
150. "''Allah vaadine ters düşmez'' vaadi vaat, sahici vaat."
- Öyle miymiş?
151. "Bir şey yok, anladım, senden bana bir şey yok."
- Öyle miymiş?
152. "Hep saklanmak hem de saklayacak şeyler biriktirerek yaşamak, bunların da ekini belli etmemek gerekiyor. Acaba bütün zenginliğimi bunlar mı oluşturuyor?"
- Coşkuyla Ölmek
153. "Eskiler ağlayana, söyleyene, söylenene inanmazmış, acının sükûtuna ve dile gelmezliğine inanç tammış."
- Öyle miymiş?
154. "Geldiği dünyaya gideceği dünya kadar yabancı bir ruh niye çırpınır durur?"
- Öyle miymiş?
155. "“ Akıl ideale varamayınca hicve varıyor,”… “ Akıl hiçbir yere varmayınca, duvara yazı olur.”"
- Kambur
156. "Deli olduğumu mu sanıyorsunuz?
Nerden anladınız?"
- Kambur
157. "Kendimle konuşmaktan yorgundum."
- Zamanın Farkında
158. ""ne kolay kendinle baş etmek yerine dünyayla ve ötekilerle baş etmeye çalışmak, ne oyalanma.""
- Zamanın Farkında
159. "Herkes bu ülkede kendini dinlemeden ve bilmeden başkasını duymuş, ona uymuş."
- Öyle miymiş?
160. "İnsan kendindeki her kötünün bir fazlasını
katlanılmaz, iki eksiğini de mükemmel bulur."
- Coşkuyla Ölmek
161. "Dünya gülünecek yer, yaşananlar bir müstehzi nazar bırakıp terk edilecek şeyler imiş."
- Öyle miymiş?
162. "Nasıl yaşanacak o biliyordu, yaşamayarak diyecekti, onu da demiyordu."
- Öyle miymiş?
163. ""İşte bir pazar günü daha -ne yapacağınızı merak ediyorum doğrusu...""
- Kambur
164. "Tanımakla görevlendirildiğim kişi ben miyim?"
- Kambur
165. "Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim - kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur."
- Kambur
166. "Ne tenha bir yer burası, bir acı goygoycudan, bir dert kendi derdini unutmak isteyenden, bir düşünce kendi düşüncesini sağlamlaştırmak isteyenden, bir hakiki söz onu sade ezberine almak ve heybesine kendinin olarak katmak isteyenden başkasına rast gelemiyor"
- Öyle miymiş?
167. ""Ben kendimden yana değilsem kim benden yana?""
- Öyle miymiş?
168. "Çok şaşarım şiir sevenlere, okuyup geçenlere, kitabı kapatıp yemek yiyenlere, o bakışla yaşayıp da ölmeyenlere. Şiir sevilmez ki, öyle duyulur, öyle bakılır, hastalanılır, zehirlenilir, ölünür. Şiir sonunda öldürür."
- Zamanın Farkında
169. ""Niye unutayım ki?
Unutmamak değil, unutmaktır acı olan.""
- Kambur
170. "İşini ve ne için terbiye edildiğini ararsın yaşamın boyu, hiçbiri yazılı değilken ve insan yazı nedir bilmezken. Alnın kırıştığında da artık "Okunmuyor, seçilmez olmuş," der bakarlar yine uzağa. Peygamber olsan ne ki bunca tuzağa?"
- Öyle miymiş?
171. "''Kim neyi bilebilir ki? Ne sorarsanız sorun, herkesin hemen kendini düşünmesi ve kendini anlatmaya başlaması bu yüzdendir .''"
- Kambur
172. "en nedensiz soruların yanıtıydı suskunluğu"
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
173. "İnsanın içinde olduğu hâl ona en yabancı hâldir."
- Coşkuyla Ölmek
174. "Yaşama devam etmek zorundaydım."
- Kambur
175. "Birisinin ölümüne üzülmek bile, o kimse için bambaşka bir ölüm düşlediğiniz içindir."
- Kambur
176. ""İnsan zaten dertli değildir, derdin kendisidir. İnsan öyle büyük bir derttir ki bu büyüklükte bir şeyin kendine sığacağını aklına getirmez de bunu dünyanın, hayatın derdi sayar.""
- Coşkuyla Ölmek
177. "Sırrın saklandıkça sen de ona kapanacak sırrını sevecek, başkaları sevsin istemeyeceksin. İçeriyi dışarıyı hele kendini hiç açık etmeyeceksin."
- Öyle miymiş?
178. "Şöyle bir gelip gitmenin ertesiyim
ve inanırım ne varsa -
yine de beni bağışla
anılarım artık suda."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
179. "Her şeye rağmen asıl olan yokluğumdur.; her şeye rağmen tuhaf bir şekilde varımdır."
- Coşkuyla Ölmek
180. "Vay hâline içinde çöl barındıranın."
- Öyle miymiş?
181. "Toz...
Her yer toz içinde. Gözlerimi silip, yaşamın tozunu almam gerek."
- Kambur
182. "Dert kime anlatılır? … İnsan kendini kime şikayet eder?"
- Öyle miymiş?
183. "Keşke şimdi birisine okkalı bir tokat atabilseydi. Kimseye tokat atmamıştı bugüne dek; ama içinde ukdeydi."
- Kambur
184. "Dünya anca tahammül yeriydi, sabır ve tahammül. Ölmemeye sabretmenin yeriydi. Bunun kendiliğinden olmasını beklemeye sabrın ve tahammülünün yeri idi. Beklerken sadaka mı verirsin, saz mı çalarsın, hapiste mi yatarsın, başına geleni anla da hangi damda yatarsan yat, öyleydi."
- Coşkuyla Ölmek
185. "Ben hep yaralı kediler gibi bir köşede kendi kendime iyileşmeyi bekledim."
- Zamanın Farkında
186. "“Durmadan ölüyorum yaşayabilmek için.”"
- Kambur
187. "insan eski bir tekrar, eski bir ezber."
- Öyle miymiş?
188. "Halbuki insan zaten bittiği için başlar, çaresizlikten ve başka yol bulamadığından başlar."
- Öyle miymiş?
189. "Her şey her şeyle burun buruna idi."
- Coşkuyla Ölmek
190. "Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek.
Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek.
Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak.
Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak.
Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak.
Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak.
Ne güzeldir kış akşamı geceye dönerken köprünün oradan uzanan ızgara balık kokusunda bilmediğin bir sebeple sarsılmak ve isabet etmiş bir geçmiş acı ile topallayarak duvara tutunmak.
Bilince, çünkü bilince artık acı da çekilemiyor, genç, genç irisi ne acı çekti ise vaktinde, yetişkinliği ve yaşlılığı, bunların anısı ve biriktirdikleri oluyor."
- Öyle miymiş?
191. "Hayat, hayret edileceği yapmaya gayret etmektir."
- Öyle miymiş?
192. "Evet, o güzeller güzeli sendin, nasıl güzeldin bir bilsen..."
- Öyle miymiş?
193. "ve biriktiriyoruz ölümlerimizi
bir büyük ölüm için."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
194. "Kültürü tam, vicdanı tam, öğrendin vicdanın tanımını, dini imanı kavi, beş şartlar beş taş gibi havada, milli güvenlik dersin bile var, hay nankör,bu ülke seni yetiştirmeye ne albaylarını liselere yolladı da maskara etti..."
- Coşkuyla Ölmek
195. "Kederine ortaktım ama keder tam nerede bilemiyordum."
- Öyle miymiş?
196. "Hayatın aynılığı bir tür güvence gibiydi."
- Coşkuyla Ölmek
197. "“Niye unutayım ki? Unutamamak değil, unutmaktır acı olan.”"
- Kambur
198. "Bir çiçek gibi insan da açabileceğinin en güzeliyle açar ve solarmış. Hiçbir gül açtığından daha güzel açmazmış. Herşey ferden ferda imiş, başlar ve bitermiş. İnsan bir tanıkmış, kainat ve sır bir şiir gibi yazılı ve ancak öyle okunurmuş."
- Öyle miymiş?
199. ""Akıl ideale varamayınca hicve varıyor.""
- Kambur
200. "Kendim hariç her şeye uzağım, ve çok kişiyi öldürdüm; kafam, cinayetlerle dolu."
- Kambur
201. "İşte beklenen gün bugün doğdum yarın ölmezsem yaşamım boyunca yapacaklarımdan sorumlu değilim .. '"
- Kambur
202. ""Ben hep yaralı kediler gibi bir köşede kendi kendime iyileşmeyi bekledim.""
- Zamanın Farkında
203. "Beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. Başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi."
- Coşkuyla Ölmek
204. "Yaşadığımın ve yaşantımın anısı bir göz sulanması bende, yaşamış olduğum için mahzunum"
- Öyle miymiş?
205. "Geldiği dünyaya gideceği dünya kadar yabancı bir ruh niye çırpınır durur?"
- Öyle miymiş?
206. "ah kendimi göremediğim yerler, beni nerede, ne vakit görülür edecek, meraktayım.."
- Coşkuyla Ölmek
207. "Tanımakla görevlendirildiğim kişi ben miyim?"
- Kambur
208. "“İnsan niye evlenir, Allah’ın izni keremi ile belâma helâl yoldan kavuşayım, sağda solda aramayayım, vakit kaybetmeyeyim diye.”"
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
209. "Dünyanın umrunda olmadığını anla, anla ki acıya eğilmiyorsa kendi de acı çekmediğindendir."
- Öyle miymiş?
210. "Tam hayalimdeki gibi olmadı ama hayal zaten o hızla kaçıp giden yabani at sürüsü değil miymiş, öyleymiş."
- Coşkuyla Ölmek
211. "Bitiş yol ister, hep gitmek ve gide gide bitmek ister. Halbuki insan zaten bittiği için başlar, çaresizlikten ve başka yol bulamadığından başlar."
- Öyle miymiş?
212. "Sen de gider ve vazgeçersen bir ağırlık daha kalkar ve dünya daha kolay döner, daha kolay."
- Öyle miymiş?
213. "Arkadaşlık diye bir şey yaşamadım şimdiye dek — her aklı başında her insan gibi. Çünkü birilerini kandıracak, her gün yeni bir şeyler ve “kendim” diye anlatabileceği bambaşka bir kişilik arayacak kadar ne zamanım oldu ne de gücüm. Hayal ürünlerinden, bunların mükemmelliğinden bile sıkılınırken, aslı ne olurdu kim bilir?"
- Kambur
214. "Yeni birine kahveyi şekersiz içtiğinizi ezberletene kadar kaç şekerli kahve içeceksiniz kim bilir. Kırmamak için tek bir şey söylemeyecek, katlanacaksınız."
- Kambur
215. "Unutamamak değil, unutmaktır acı olan."
- Kambur
216. "Yeni birine kahveyi şekersiz içtiğinizi ezberletene kadar kaç şekerli kahve içeceksiniz kim bilir. Kırmamak için tek bir şey söylemeyecek, katlanacaksınız."
- Kambur
217. "Önce kendimi bulmam lazımdı. Ara ki bul, nerede, kim, bir ömür aramışsın şimdi mi bulacaksın? Tabii ki şimdi bulacaktım, Tabi ki şimdi mi bulacaktım. Önceleri de buldum ayırdım, tasnif ettim, tanıdım, ama bir daha pek aynısını kullanmadım. Bildiğimden olsun kullanmadım, usandığımdan kullanmadım. İnsan her durumda kendinden bir oluşanı görür ve onun neticesini tadar. Bunların toplamıdır. Bunların Toplamı da bir şey etmeyebilir. Her durumda yeniyi tadamıyor olabilir, yenilgiyi tadamıyor olabilir. Ama bunlar yok değildir."
- Coşkuyla Ölmek
218. "...adı yerküre, hem yerde hem küre, duy da inan, nasılsa işin yok işte. Sadece içindekiler değil demek kendisi de debelenip duran bir bilye."
- Öyle miymiş?
219. "bir yaprağın rüzgarda peşe takılıp takır takır gelmesi anlatacağı olmasından mı?"
- Öyle miymiş?
220. "Ama doğrusu şu ki yahu bir de ben varım, bir de bana bakın, asıl ben varım. Bir de ben varım.."
- Kıyamet Emeklisi - 1. Cilt
221. "Tecrübe hataya mani değil hatayı tanımaya imkan imiş ama sen hata yapmasan da ne yaptığını aslında bilemeyeceğini öğrendin."
- Öyle miymiş?
222. "Ve hiçbir şeye şaşmıyorum – her şey bildik diyordum ya; bu da doğru değil. Ben dünyaya olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim – durmadan şaşırmaya..."
- Kambur
223. "Güven, güven, güven ...
Güvendiğim tek şey, bir gün ölecek olmam."
- Kambur
224. "Zevk nedir ki ben alayım? Zevk zevkli bir şey olsa kim kime verir?"
- Coşkuyla Ölmek
225. "Acı başkasının ise ders ve ibret, başında ise bela telakki ediliyor."
- Öyle miymiş?
226. ""Derdin senin içindedir ama görmüyorsun, şifa senin içindedir ama bilmiyorsun...""
- Öyle miymiş?
227. "" Eskiler ağlayana, söyleyene, söylenene inanmazmış,
acının sükûtuna ve dile gelmezliğine inanç tammış. ""
- Öyle miymiş?
228. "Sezmek anlamaktan çok kötü."
- Coşkuyla Ölmek
229. "Hocalarımız, devrimizin her yanı gibi sakar, neyi taklit ettiğinden bile habersiz, her türlü dilini sarkıtmış soluyan birer hışırtı idiler."
- Coşkuyla Ölmek
230. "Söze bazen ne kolay inanılıyor. Ah, isteyince inanmak ne kolay değil mi?"
- Öyle miymiş?
231. "Yaşamış olana ölüm zor gelmiyor."
- Coşkuyla Ölmek
232. "Söze bazen ne kolay inanılıyor. Ah, isteyince inanmak ne kolay değil mi?"
- Öyle miymiş?
233. "Yaşamış olana ölüm zor gelmiyor."
- Coşkuyla Ölmek
234. "Cehalet denizi engindir, ama cahil de bir türlü boğulmaz."
- Zamanın Farkında
235. ""Keşke şimdi birisine okkalı bir tokat atabilseydi. Kimseye tokat atmamıştı bugüne dek; ama içinde ukdeydi. ""
- Kambur
236. "Ağlayarak dert dökülür, terleyerek mikrop kırılırmış."
- Öyle miymiş?
237. ""İnsan ara sıra evini yakmalı ve çıkıp seyretmeli.""
- Kambur
238. "Neyi anlatsam, onu kaybediyorum."
- Kambur
239. "Bilmek içimdeki bir sırdı. Bütün bildiklerim birer sırdı. Bilgi, söylememem karşılığında edindiklerimdi."
- Coşkuyla Ölmek
240. ""Tanımakla görevlendirildiğim kişi ben miyim?""
- Kambur
241. "Belki de istesem de istemesem de aynı şey olurdu, zaten bir şey olduğu yoktu. Olmayacak ya da zaten olacak şeylere istiyorum ya da istemiyorum demek vardı. Ben de bunu istemiyordum."
- Öyle miymiş?
242. "Bir bakışın beni anlaması kadar anlamamasından da, umursamayıp dikkat etmemesinden de, dikkatimi neye yönelttiğimi keşfetmesinden de her şeyden, hep ama hep ürkerdim."
- Coşkuyla Ölmek
243. "ve biriktiriyoruz ölümlerimizi
bir büyük ölüm için."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
244. "İnsanların daha büyük ve değerliyi, başkayı ve önemliyi hepi topu birkaç saniye bakarak geçtiklerini ve daha geçerken unuttuklarını, sonra en sıradan ve kaba şeye tüm benlikleri ile eğilebildiklerini o zaman gördüm. Tüm detayları ile gördüm."
- Coşkuyla Ölmek
245. "Bu kitap, dünyanın en faydalı kitabıdır."
- Kambur
246. "Tavsiye ettiği kitapları kimse okumuyordu ki."
- Kambur
247. "ruhum diz çöktü
nasıl durursam durayım."
- Ağrıyınca Kar Yağıyor
248. "Dert kime anlatılır?
İnsan kendini kime şikayet eder?"
- Öyle miymiş?
249. "Her yer toz içinde. Gözlerimi silip, yaşamın tozunu almam gerek."
- Kambur
250. "Yani ben "Yokum," desem bana kim "Varsın,"
diyecekti bazen merak ederdim."
- Öyle miymiş?