Su Üstüne Yazı Yazmak Kitap Bilgileri
Yazar: Muhyiddin Şekur
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 31 dk.
Sayfa Sayısı: 336
Basım Tarihi: Mart 2021
İlk Yayın Tarihi: 2009
Yayınevi: Sufi Kitap
Orijinal Dil: Farsça
ISBN: 9789759161538
Ülke: Türkiye
Dil: Türkçe
Format: Karton kapak
Su Üstüne Yazı Yazmak Kitap Tanıtımı
"İnsanların taş üzerine yazdıkları yüzyıllık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir."
Amerika'da doğan, orada İslam'la tanışan ve halen orada yaşayan, çeşitli Amerikan ve Avrupa üniversitelerinde psikolojik danışmanlık dalında akademisyenlik yapan Muhyiddin Şekur Su Üstüne Yazı Yazmak'ta tasavvufa giriş öyküsünü anlatıyor. Şekûr, bu serüveni tasavvufla karşılamasından başlatıp şeyhinin rehberliğinde eriştiği dervişliğe ve ötesine kadar götürüyor. Şeyhinden aldığı "ders"lerle hayatın her anına dalga dalga yayılan ve hepsi birer hikmete işaret eden, kendisine sunulan lütufları ve bu yolda geçirdiği dönüşümü dile getiriyor. Bölümler arasında ilerledikçe, okur da günlük hayatın içinde insana yapılan ilahi çağrıya tanık oluyor.
Lavabonun tıkanması, biriken günahlara karşı bir uyarıdır aslında. Sadece perşembeleri kendisini aramasını söyleyen şeyhine ulaşamadığında yaşadığı hayal kırıklıkları, yazarı Allah'a giden yolda pişiren ateştir. Yolda rastladığı yaralı kuş, şehirde kopması beklenen fırtına ve arabasının bozuluşu hep semadan gelen işaretlerdir görmeyi bilene.
Eski bir plakçaların iğnesini ararken aslında kaybettiği inancını aramaktadır. Ve tüm bu olaylarda okur, yazarın samimiyetine, bazen acemiliklerine, tereddütlerine, ama en çok da teslimiyetine şahit olur ve onunla birlikte ruhun ve kalbin bu olağanüstü serüvenine dahil olur.
Su Üstüne Yazı Yazmak, okura karanlıklar içinden bir ışık sunuyor, soluk aldırıyor, umut aşılıyor...
Arayış içinde olanlar ve aradığını tasavvufta bulmayı umanlar için kaçırılmayacak bir roman.
Su Üstüne Yazı Yazmak Kitaptan Alıntılar
1. ""Gözlerin hep kör kalmayacak; sen kapıyı ara."
|Şeyh Attar hz."
2. "Kalbe mühürlenen şey , ruhu da mühürlenmiş demektir."
3. ""Her kapalı göz uyku değil, her veda ayrılık değildir.""
4. "Okyanusu dilediğiniz kadar övün , ama yine de sahile yakın durun."
5. "Fakirlik hırkan, seni kışın bütün kürk mantolarından daha sıcak tutar.."
6. "Her defasında kendinize , 'Bu benim için hayırlı mı değil mi?' diye sorun. Her şeyde Allah'ı vekil edinin."
7. "….bilmek ile yapmak ve bilmek ile olmak arasında genelde dağlar kadar mesafe olur.."
8. "İnsan sıradan yahut rastgele yaratılmış bir şey değildir, mükemmel bir sanatla yaratılmış ve büyük bir gayeye doğru yürütülmektedir. Ebedî degildir ama ebediyen yaşatılacaktır; ve bu beden süflî ve arızîdir, ancak ruh ulvî ve semavîdir.."
9. "Görmenin tek yolu gözünü evrene , doğaya ve çevrendeki yaradılaşa açmaktır. İşaretler oradadır."
10. "Aslında insanların hasret dolu kalplerinin peşine düştüğü şey , her daim , her talibin matlubu olan şey olmuştur: belirsizlik , umutsuzluk ya da ayrılık tehdidi olmadan yaşanan lezzet hâli."
11. "İnsanın kendi küçük dairesi içindeki her şeyin sınırlı olduğu açık değil mi?.. İyi bilin ki hiç bir şey, hatta aşk bile, kendi çabamızın ürünü değildir.. Veren yalnız Allah'ın rahmet elidir."
12. "“Allah dilerse bir gün anlayacaksın. Aradığın her şeyi onun içinde, o kelimede bulacaksın.”"
13. "“Çiçeğin saksısını değiştirirken eski topraktan biraz bırakmalı.Ve kökleri de zedelememelisin , unutma ki aşırı bol su ve aşırı zengin toprak da çiçeğin gıdası gibidir. Sudur , vitamindir ya da gübredir. Aşk ise hava ve güneş ışığı gibidir. Bebeğine bakan bir annenin ona şefkatinden sunması gerekir, fakat şefkat de tek başına yetmez.Bebek gıda da ister.”"
14. "Rabbimiz kalbimizden kötülükleri kovsun."
15. "“Kalbini dinle,.Her yaptığını önce Allah'ın rızası için yap. Unutma ki O' nu bulunca her şeyi bulur, O' nu kaybedince her şeyden olursun. Unutma ki O’ nun kulu olmasaydın bir toz kadar kıymetin olmazdı.”"
Su Üstüne Yazı Yazmak Kitap İncelemeleri
"Kalbini keşfet ki kendini keşfedesin."
Kendini arayışın, yanmadan pişmenin mümkün olmadığının, gözle görmenin hakikate erişmede yeterli olamayacağının öyküsü...
Afrika kökenli, Amerikalı bir psikoloğun İslam'la tanışma serüveni. Okuduğum en güzel tasavvuf kitabı diyebilirim. İnsana hayatta ki maksadının ne olması gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyor. Yaptığımız her işte her olayda , hayatı sorgulamamızı, geriye dönüp o an fark edemediklerimizi fark etmemizi; Yaratanı görmemizi öğretiyor.
Tevekkül, tefekkür, teslimiyet... Sn. Şekur o kadar etkileyici anlatmış ki gerçek hayatından kesitlerle roman tadında, akıcı, yapmacıktan uzak etkilenmemek 'ben nasıl bir kulum' dememek mümkün değil.
”İnsanların taş üzerine kazıdıkları yüzyıllık yazılar, Allah için su üstüne yazılmış yazı gibidir..."
* Kendimi bu eserle ilgili inceleme yapmak konumunda görmüyorum kesinlikle. Okuduğumda hissettiğim, anlamaya çalıştığım duyguları paylaşmak istedim sizlerle. Benim gibi bu eseri okumuk için erteleyenler varsa ertelemeyin derim.
“O en dışın dışında, en için de içindedir. Gözlerini ondan ayırma.”
"_Önceleri sadece aklımla kavrayıp kitaplarda okuduğum bir şeyi kalbimde duymaya başladım."
Eserden bu iki alıntı ile noktalamak istedim.
Keyifli okumalar dilerim. Okuduğumuzu anlayıp, farkındalığında olmak temennisi ile...
Herkese selamlar
' un kaleminden; "
"
Bazı eserlerin, ruhun en hayati ihtiyacı olduğunu, sizin onları değil onların sizi seçtiğini, içinizde cevaplanmamış bütün sorulara cevap verdiğini hissedersiniz ya, işte 'Su üstüne yazı yazmak' kitabı da benim için öyle bir eser. Hiç bitmesin istedim, benimle birlikte akıp gitsin zamanın içinde. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu eserinde sonuna geldim.
Bana ve benim hayatıma çok güzel şeyler kattı. Günlük hayatta yaşarken karşıma çıkan olaylar karşısında nasıl davranmam konusunda beni düşünmeye sevk eden bir eser oldu.
Su üstüne yazı yazmak kitabı; Amerika'da yaşayan bir psikolojik danışmanın tasavvufla tanışması devamında gelen olayları, değişimleri, yaşadığı her olaydan bir ders çıkarması, hayra yorması bir nedeni sonucu bağlı olmasını tevafuğun ne denli hayati ve hakikat olduğunu akıcı bil dille anlatmaktadır.
Kitapta bahsedilen hikayeler yazarımızın yaşamış olduğu hikayelerdir. Basit gibi gözükse de her hikayenin özünde derin anlamlar olduğu, şeyhinin hocalığı sayesinde adım adım çözmektedir. Kitabı okurken " Ben bu durumu günlük hayatımda yaşamıştım ama hiç bu şekilde yorumlamamıştım." diye düşündüğünüz anda, zaten bir şeylerin farkına varmış oluyor ve kitaptan almanız gereken dersin ilkini almış oluyorsunuz.
Uzun uzun yazmak isterdim ama kısaca manevi lezzet aldığım ve nefsimin baskın olduğu iyice dünyevi zevklere daldığım bir dönemde ilaç gibi gelen bir kitap oldu.
Arayış içinde olanlar için muhteşem bir eser, okumanızı tavsiye ederim.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Râhman ve Râhim olan Allah’ın adıyla.
Tasavvufi kitaplar insana derin anlamlar bırakan sözler içermekte ve insanların kendi yaşayış biçimleri hakkında düşencelere yönlendirmektedir. Amerikalı olan ve Allah’ın Hidayeti doğrultusunda Müslüman olan Muhyiddin Şekur'da yazdığı bu kitapla bu etkileri vermiştir. Kitapda yazarın Müslümanlığı sonrasında Tasavvufa yönelerek yaşadığı tecrübeleri, ânı yaşarcasına güzel bir üslupla nakletmiş, her sayfada tarifi edilemeyecek güzel anlamlar uyandırarak, kitabı okumaya yönelik iştahınızı bu vesileyle artırmaktadır.
Kitapda ders alınması gereken kıssalar, öğüt verici sözlerin yanı sıra kitabın bölümler halinde sunulup, her bir bölümde farklı bir macera içeriğini sergilemesi her bölümün içeriğinin birbirinden özel bir değerinin olduğunu söylebilirim.
Toparlayacak olursak; yazarın Tasavvufa yönelik yolculuğu, yaşanılmış olaylar, mesaj içeren hikayeler, yazarın, başından geçen olaylar ve güzel anlamlı nasihatler barındıran bu kitabı h͟e͟r͟k͟e͟s͟i͟n͟ o͟k͟u͟m͟a͟s͟ı͟n͟ı͟ t͟a͟v͟s͟i͟y͟e͟ e͟d͟i͟y͟o͟r͟u͟m͟, son olarak Kitaptandan güzel ve anlamlı bir sözle sonlandıralım.
İnsanları tatminsiz yapan hiç durmadan daha,
daha ileri gitmek istemeleridir. Bu toplum ne
sayesinde mutlu bir toplum olur?
Allah muhabbeti.
Hiçbir şey, aşk bile kendi çabamızın ürünü değildir.
Sadece Allah'ın verdiğini alırız.
Selametle...
Öncelikle bu kitap hayatıma girdiğinden ve okumaya başladığımdan beri bana çok fazla perspektif getiren bir kitap oldu. Aslında yazabileceğim şeyler kesinlikle yeterli kalmaz ama insanların bu kitabı okumasını çok isterim. Bu yüzden çok ama çok özetle bir kaç şey yazmak istiyorum.
Bu kitabı Te’vil-i Ehadis ile ilgili olduğum zaman içerisinde tavsiye üzerine duyup kitap listeme eklemiştim, uzun sürede orada kaldı. En sonunda alıp okumaya karar verdiğimde bu kitabın hiç bitmesni istemedim. Bazı yerleri tekrar tekrar okudum bazen çok uzun zaman zarfında çok kısa bölümler okudum. Dikkatimi vermeye çalıştığımdan değilde okuduğum şeylerin hayretinden kaynaklı diyebilirim.
Sonradan müslüman olan amerikalı biri Muhyiddin Şekûr ve bir mürşidin yetiştirmesiyle ( ki bu bize nasip olsun diye ne yapmayız) öğrendiği hakikatleri bir nebzede olsa bize anlatmış ve bizde bu yolculuğu belki hiç yaşayamayacak kişiler olarak bunu bir nebze tatmış oluyoruz. Ve tadı da damağımızda kalıyor.
Belki bundan yıllar önce şeyhlerin mürşidlerin sayısı çokken ülkemizdede buna benzer şeyler daha çok yaşanıyordu. Ama nasip ne demek? Daha iyi anlıyorum. Bir tarafta Müslüman bir ülkede bile o kadar yaşayan mürşid ile karşılaşamayan bizler var. Bir taraftada Amerikalı bir müslümanın Türkiyede dahil bir çok ülke gezerek tanımış ve nasiplenmiş olduğu bir çok büyük zat….
Allah bizlerede nasip etsin, bu dünya imtihanı çok ağır, bizi de elimizden tutup Efendimiz (s.a.v.) e ordanda Allah-u Teala ya götürecek kişilerle Rabbim bizleri karşılaştırsın.
Muhyiddin Şekûr’un Su Üstüne Yazı Yazmak adlı eseri, tasavvufî derinliği ve incelikli anlatımıyla dikkat çeken bir modern klasik sayılabilir. Kitap, yazarın ruhsal yolculuğunu ve manevi uyanışını samimi bir dille aktarırken, okuyucuyu da kendi iç dünyasına doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Kitabın başlığı, içeriğin özeti gibi: su üstüne yazı yazmak gibi geçici, naif ve belki de imkânsız görünen bir çaba… Ama aynı zamanda kalbe hitap eden derin anlamlar barındırıyor. Muhyiddin Şekûr, suya yazı yazmanın zorluğunu ve geçiciliğini, hakikat arayışında yaşadığı zorluklarla ustalıkla birleştiriyor. Kitap boyunca yazarın kişisel deneyimleri, tasavvufi referanslar ve evrensel öğretilerle harmanlanıyor.
Kitap, insanın iç dünyasındaki “ben” kavramı ve “aşk” olgusu etrafında dönen, şiirsel ve zaman zaman da metafiziksel bir anlatı sunuyor. “Üzerinde hiç aşk yarası taşımayan kişi ya delidir ya ölü” gibi alıntılar, insanın varoluş sancılarını ve aşkın dönüştürücü gücünü veciz bir şekilde ifade ediyor.
Ayrıca, Su Üstüne Yazı Yazmak bir yol gösterici niteliğinde de… Yazar, nefsi terbiye etmenin ve hakikati bulmanın yolunun sabır, teslimiyet ve sevgi olduğunu işliyor. Kitaptaki dil sadeliği, mistik düşünceyi daha da etkili kılıyor ve okuyucuyu zahmetsizce içine çekiyor.
Sonuç olarak, bu eser bir tasavvuf yolculuğunun günümüz insanına nasıl tercüme edilebileceğini gösteriyor. Ruhsal ve entelektüel bir açlık duyan herkes için değerli bir kaynak. Kitabın en güzel yanı ise, okurun zihnini ve gönlünü aynı anda besleyebilmesi.